14.BÖLÜM

3.8K 183 30
                                    

"Doğruluk-Cesaret oynayalım." Dedi Ata. Başımı iki yana salladım. Saat 10 olmuştu ve biz bahçede oturmuş ne yapacağımıza karar veriyorduk.

Demir, Pars'ın ikizi gibiydi. Davranışları, bakışları, hareketleri.

Aynıydı.

Onlar hakkında birkaç şey öğrenmiştim. Amcamlar, buraya uzak bir yerde oturdukları için maalesef okullarımız aynı değildi. Bartu bizim gibi 11'e, Umut geç başladığından dolayı 12'ye gidiyordu. Bunları daha önceden sormamıştım. Ulaş, Ata, Arda üniversite okuyormuş. Uraz avukat, Demir ise babamın çalıştığı şirkette çalışıyormuş.

"Ya sende hiçbirini beğenmiyorsun İlgisu." Dedi Umut.

"Düzgün fikir sunun sizde." Dediğim sırada telefonum çalıyordu.

'Ayıcık bombo' arıyor. Hızlıca açtım.

"Alo." Birkaç öksürük sesi geldi. Güneş öğlen beni arayıp Kadir sayesinde hasta olduğunu söylemişti. Çünkü Kadir'le (Güneş'in kardeşi) şakalaşırken Kadir, kızın başından aşağı su dökmüş.

"Daha iyi misin?" Diye sordum. Kısa bir sohbet içerisindeydiler.

"Sabaha göre evet. Affetmeyeceğim o iti. Gelmiş 16 yaşına, su döküyor ya. Ya ölseydim." Dediği şey üzerine sinirlendirmemek adına onayladım. Çünkü hasta ve sinirli bir Güneş deli oluyordu.

"Çok haklısın canım." Dedim.

"Neyse ben sana şey diyecektim. Ben kesin yarın da gelemem." Dediğinde suratımı astım.

"Desene bir gün daha nefes alamayacağım." Dedim. Gülerken cevap verdi.

"Salak ya... E sen ne yaptın nasıl geçiyor?"

"Şu an iyi ama hala yapacak bir şey bulamadık."

Arkadan Kadir'in sesleri geliyordu.

"Ne var Kadir! Ayağına çağırma beni! İlgi kapatıyorum aşkım bu it rahat bırakmıyor." Görmeyeceğini bilsem de başımı salladım.

"Tamam, görüşürüz."

"Ba bay." Telefonu kulağımdan çekip kapattım.

"Güneş miydi?" Diye soran Pars'ı görmezden geldim. Şimdi mi merak ettin paşam.

Ağla kudur.

Daha sonra abim konuştu.

"Kimle konuştun birtanem?" Gülümseyerek, nispet yapar gibi cevap verdim.

"Güneş'le abicim." Dediğimde birkaç gülüşme oldu.

"Futbol oynayalım dedik size uyar mı İlgi hanım?" Bakışlarımı Bartu'yla çevirdim.

"Akşam akşam mı?" Bartu göz devirdi.

"Maçları da zaten sabah yapıyorlar dimi annem. Kalk hadi ya yeter. " Ayağa kalktığımda Demir, Pars, Uraz, Ulaş ve Ata otuyordu.

Dağhan üzümlü kekim derslerden başını kaldıramıyordu yavrum. O yüzden vakit de geçiremiyoruz.

Bakışlarımı beşinde gezdirdim.

"Hadi aramızda ihtiyarlar var ama Uraz, Ulaş ve Ata abi siz yaşlanmadınız daha." Dedim.

Noldu lan, kal geldi bi.

Dudaklarımı bastırıp gülmemi engellesem de diğerleri gülmüştü.

Pars ve Demir birbirine baktı.

"O laf bize mı geldi?" Dedi Demir.

"Evet." Dedi Pars da ona karşılık.

"Biz mi yaşlıyız?" Diyerek bakışlarını bana doğrulttu Demir.

İLGİ/GERÇEK AİLEMNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ