~Hümeyra~

By Gazmnm

7.5K 472 161

" Beni buradan çıkar lütfen." dedim fısıltıyla. Beni duyar duymaz, anlaşılmaması için yalancı bir gülümseme t... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20.Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24.Bölüm.
25 Bölüm
26.Bölüm
27. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm-FİNAL

28.Bölüm

195 12 6
By Gazmnm


İYİ OKUMALAR 

-----------------&&&------------------

"Emre? Senin ne işin var burada?" 

" Asıl senin ne işin var burada " dedi gülerek. Bende onu görünce sevinmiştim. 

" Çalışıyorum. İşe başladım burada " dedim. Şaşırmıştı. 

" Çalışıyor musun? Kocan hapse falan mı düştü? Nasıl izin verdi buna " 

O bile tanımıştı Savaş'ı. Sözlerine güldüm. 

" Ayrı sayılırız onunla. " dedim. Kafasını salladı. " Şaşırmadım" 

" Böyle ayakta kaldık. Kocanın beni öldürmesini göze alarak bir kahve ısmarlayabilirim sana "

" Aslında eve gitmem lazım. Kızımı çok özledim " dedim gülümseyerek kafasını salladı. 

" Peki bırakmamı ister misin? " Bir yandan da beraber dışarı çıkıyorduk. Tam kafamı sallayıp onu reddedecekken Savaş'la göz göze geldim. Bir bana bir de Emre'ye bakıyordu. Kaşları çatmıştı yine. 

Onun ateş saçan gözlerini görünce korkudan kasılmıştım. Ellerini yumruk yapıp sıkarak bize doğru gelmeye başladığı anda önüne geçtim hemen. 

" Sakın. Sakın olay çıkarma. " dedim. Karanlık gözlerini gözlerime çevirdi. 

" Sana ondan uzak dur demiştim?" 

" Karşılaştık sadece. Ayrıca sana açıklama yapmak zorunda değilim." Demem onu daha da sinirlendirmişti. Yanımda hızla geçip Emre'nin yakasına yapışarak onu duvara yasladı. 

" Karımdan uzak durman için illa seni öldürmem mi gerekiyor ?" 

" Sakin ol şampiyon. Karşılaştık sadece " dedi Emre. Bu kadar rahat olması şaşırmıştı beni. 

" Karşılaşmayacaksın lan. Onun olduğu yola girmeyeceksin bile " 

" Buna sen mi karar vereceksin? " Ne yapmaya çalışıyor bu ya? " Ben karar veriyorum. Hümeyra 'dan uzak duracaksın. Bunu bir kez daha söyleyemeyeceğim.  "

" Durmazsam ne yaparsın?" dediği anda ben girdim araya. 

" Savaş? Savaş tamam bırak" desem de bırakmadı. Aksine daha çok sıktı yakasını. 

" O zaman kaçacak delik ara." 

Bir anda gülmeye başladı Emre. Savaş'la şaşkın bir şekilde bakakalmıştık. 

" Ne gülüyorsun lan?" 

Savaş'ın sert sorusuna rağmen gülmesini sürdürdü. 

" Hem karını aldatıp hem de ona sahiplenmeye çalışman çok komik" Kafasını bana doğru çevirdi bu defa. " Sence de çok komik değil mi Hümeyra? " Komikti ama şuan konumuz bu değildi. 

Ben Emre zarar görmesin diye uğraşırken o zarar görmek için her yolu deniyordu. 

" Asla aldatmadım ben karımı. Bir daha da o küçük beyninle yorum yapma " Emre ısrarla Savaş'ı kışkırtmaya devam edecekken araya girdim

" bırak adamın yakasını. İş yerim burası benim rezil oluyorum " dedim. İlk defa dinledi beni. Emre'yi sert bir şekilde bırakıp kolumdan tutarak arabaya doğru yürümeye başladı. Normalde şuan asla gitmezdim onunla ama aşırı sinirliydi. 

Kapıyı açıp binmemi bekledikten sonra kendisi de kendi yerine geçti. 

Şimdi de karanlık yolda sessiz bir şekilde ilerliyorduk. Yine gireceğimiz sokaktan sapınca sinirimi tutamamıştım artık. 

" Sürekli sana Gül'ün evinde kaldığımı hatırlamam mı lazım?" dedim cevap vermedi. " Sana diyorum Savaş?" 

" Benim de  sana sürekli 'o adamdan uzak dur' demem mi lazım? " 

" Sana ne ya bundan? Kimle istersem görüşürüm. Karışma artık bana " dememle aniden frenle durdurmuştu arabayı. O kadar sertti ki kemer göğsümü acıtmıştı. Ben acıyla gözlerimi kısarken o karanlık gözlerini bana doğru çevirdi. 

" Bana ne öyle mi? " 

" Evet. Sana ne? Sende sürekli Hale'nin dibindesin ben sana hesap soruyor muyum? " 

" Ben değil. O benim dibimde " dedi bastıra bastıra. O anda telefonu çalmaya başlamıştı. Montunun cebinden çıkarıp ekrana bakınca  daha fazla sinirlenmiş gibi elini direksiyona geçirdi. " Ah sikeyim. Bıktım bu Hale'den de, yapışkanlığından da bıktım amk ya "

İlk defa yanımda bu kadar küfür ediyordu.  

Şaşırmıyordum artık. 

" Aç aç belki oğlunuza bir şey olmuştur " dedim. Yaptığım ima onu delirtmeye yetmişti. Dişlerini sıkarak telefonu açıp sesi dışarı verdi.

" Ne var? "

" Savaş? Yiğit- Yiğit'in ateşi var. Gel lütfen " Çok endişeli geliyordu sesi. 

" Bana ne Hale. Götür hastaneye " demesiyle şaşkınlıkla baktım ona. 

" Ne demek bana ne Savaş? O senin oğlun " dediği an Savaş gözlerime baktı. " git " dedim fısıldayarak. Gözlerimizi ayırmadı. Cevap alamayınca bir kez daha "Savaş?" dedi Hale. " Savaş? Yiğit yanıyor diyorum sana" 

Kabul etmesi için kafamı salladım. 

Benden onay bekliyormuş gibi " Tamam " dedi hemen. Sonunda kabul etmesi sevindirmişti Hale'yi. ' Seni bekliyoruz' deyip kapattı. Savaş, telefon kapansa da hala bana bakmayı sürdürüyordu. 

" Ben buradan yürürüm. Sen geç kalma " desem de cevap vermedi. Daha fazla kalmanın anlamı yoktu. Kucağımda duran çantamı elime alıp kapıyı açacakken kolumdan tutarak durdurdu beni. 

" Ne oldu-" dememe kalmadan dudaklarımızı birleştirdi. Şaşkınlıkla kalakaldım. İki elini yüzüme yaslayıp daha çok çekti yüzümü. Tam konuşurken öptüğü için ağzım açıktı ve rahat bir şekilde öpebiliyordu. 

Karşılık vermedim, direnmedim de. 

Bekledim sadece. 

Bir kaç saniyenin ardından alt dudağımı da öpüp alınlarımızı birleştirdi. " Seni böyle bir durumun içinde bıraktığım için özür dilerim. Normal bir hayatımız olmadığı için özür dilerim Hümeyra. Salaklık yapıp sakladığım için affet beni. " 

Kendince dilediği özrün bir anlamı yoktu artık. 

Kafamı kaldırıp ellerini uzaklaştırdım kendimden. 

"Bunları konuşmanın anlamı yok Savaş. Ben çoktan kabullendim bu hayatı. Sende kabullen. Ve oğluna sahip çık" dedim. Kafasını iki yana salladı. 

" Asla kabullenmeyeceğim. Ne onu ne de annesini. Benim tek ailem Melek ve sensin " 

" Savaş-" diyecekken elini dudaklarıma bastırdı. 

"Ben yoruldum Hümeyra. O kadar yorgunum ki, yere düşsem kalkamam. Biliyorum bu hikayenin kötü karakteri benim. Biliyorum çok yanlışlar yaptım ama inan hiç birinde amacım seni kırmak değildi. Sadece- Sadece çok korktum. İlk defa birini kaybetmekten ölümüne korktum. Ondan sakladım senden. " 

Hala dudaklarımda olan elini indirdim. 

" Sana çok kızgınım, kırgınım. Her yanım senin cam parçalarınla dolu. Ve evet bu hikayenin kötü karakteri sensin. En başta bana güvenmediğin için kötüsün. Sevmedin, beni hep yalnız bıraktın. Hale gibi biriyle senin yüzünden tanıştım. En çok da bunun için kırgınım sana. Ama şuan bunları konuşmanın ne yeri ne de zamanı. Oğlunun yanına git Savaş. O bu hikaye de en masum olan. " dedim. 

Acı bir gülümseme oluştu yüzünde. Kafanı öne doğru çevirip hafif aşağı yukarı salladı. 

" Masum. Doğru " 

" Masum " dedim kafasını bana çevirdi tekrar. Konuşmasını beklemeden ben konuşmaya başladım. " Ben buradan giderim. Sen gecikme daha fazla " deyip bir kez daha inmek için yönelecekken tekrar tuttu kolumu. 

" Eve bırakayım seni giderim sonra " dedi. Cevap vermedim. Yok desem de dinlemezdi zaten. İtiraz etmediğimi görünce kolumu bırakıp arabayı çalıştırdı. Çok fazla uzaklaşmamıştık. 

Kısa sürede mahalleye girip evin yakınında durdu. 

Konuşacak bir şey bulamıyordum. Kafamı hala öne bakan adama çevirip " İyi geceler" dedim. Yavaş yavaş çevirdi kafasını bana doğru. 

" Sensiz zor ama denerim " dedi. Kaşlarım hafif çatılmıştı. Bir şey söylemeden indim. Atlatamayacağımız çok fazla sorun vardı. Bunu henüz farkında olmasa da. 

---------------&&&-----------------

O gecenin üzerinden 1 hafta olmuştu. O gün olduğu gibi diğer gecelerde beni çıkışta alıyor kapının önüne bırakıyordu. Ses etmiyordum artık. Etsem de dinlemiyordu zaten. 

Mehmet amca yeni evime taşınacağımı söylese de Melek teyze rahatsızlandığından yapamamıştık. Özel eşyaları vardı. Uygun bulmamıştım. O yüzden bir süre erteledim. Gül de sorun yapmamış aksine sevinmişti. 

Melek'le araları çok iyiydi. Gül şimdiden ona harfleri öğretiyor okumasını geliştiriyordu. Bense mutluydum yani en azından ilk zamanlar ki gibi ağlamıyordum. 

Savaş, neredeyse her gece kapının önünde arabanın için de uyuyordu. Bir kaç defa eve gitmesini istesem de ' siz gelmeden, girmem o eve 'deyip geçiştiriyordu beni. Eve geri dönmeyeceğimi bir türlü kabul etmiyordu. 

Onu da bıraktım artık.

Yorulduğumla kalıyordum. 

Gece saat 11'ri gösterirken uyku tutmamıştı. Biraz da merak ediyordum açıkçası. Bu gece de burada kalacak mıydı? Diye. Mutfağın penceresine geçip belli etmeden dışarıya baktım. 

Oradaydı. Arabanın ışıklarını tamamen kapatmış kollarını göğsünün altında birleştirerek eve bakıyordu. Beni hissetmiş gibi kafasını pencereye doğru çevirince hemen geri çekildim. 

Gül " Hümeyra?" diye aniden içeri girince korkmuştum bu defa da. 

" Niye sessiz geliyorsun ya? Ödüm koptu" 

" Ne sessizi kızım. Terliklerimin topuğu görmedin herhalde? " 

" Duymadım " dedim. Gülümsedi. 

" Tabi kocanı dikizlemekle meşgul olunca duymazsın " 

" Ne alaka acaba? Dikizlemiyorum ben onu. Sadece yine burada mı diye baktım " 

" Sen bunlarla kendini kandır canım. Hem neden boşanma davasını açmadın hala? Koskoca bir hafta oldu. " 

" İzin mi veriyor sanki" dedim. Savaş inatla 'asla boşanmayacağız' deyip duruyordu. 

" Ya kızım onun keyfine göre mi hareket edeceksin? " 

" Gül? Sanki Savaş'ı tanımıyormuş gibi konuşma. Daha iki gün önce yarın avukata gideceğim dedim. Yeri göğü inletti. Boşanmayacağız diye. " 

" Ne yapacaksın peki Hümeyra? Sen burada, o kapıda. Daha ne kadar gidecek böyle?" 

" Bilmiyorum" 

Gerçekten bilmiyorum ne olacağını. Her şey planımdan çok farklı işliyordu. Amacım ilk olarak boşanmak sonra kızımla bir hayat kurmaktı. Ama şimdi ne olacağını kestiremiyorum bile. Gül de farkındaydı durumumu. Savaş'ı hala sevdiğimi de görüyordu. 

Belki de bahane uydurduğumu, ondan boşanmak istemediğimi düşünüyordu. Bilmiyorum. Haklı da olabilirdi. 

Savaştan ayrılmak istemeyen tarafım çok büyüktü. Ve ben bununla baş edemiyordum. 

Gül'e yorgun olduğumu söyleyip odama geçtim. İşim tamamen oturmuştu. Artık daha az yoruluyordum. O sürelerde Barış'ın yakınlaşmaları da artmıştı. O kadar rahatsız oluyordum ki bazen laf atmalarına sadece yarım ağız gülümseyerek geçiştiriyordum. 

İşimi sevmeye başlasam da Barış'la daha fazla çalışamazdım. Başka bir iş bulsam Mehmet amcaya ayıp olur muydu acaba? Bunu yarın bir soracaktım. Kızımın güzel kokusuyla uyumuştum hemen. 

Alarmın tiz sesiyle açtım gözlerimi. Geç kalmamak için saat 7'ye ayarlıyordum. 

Kızımın saçlarına öpücük bıraktıktan sonra çıktım yataktan. Çok fazla bir şeyim yoktu. O yüzden belli aralıklarla aynı şeyleri giyinip çıktım evden. 

Savaş' da uyanmıştı. Arabaya yaslanmış sigarasını içerken göz göze geldik. Kalbim yine hızlanmıştı. Sadece onu görünce böyle çarpmasından nefret ediyordum. Sakinleştirmeye çalışarak ona doğru yürüdüm. 

Hemen elinde ki sigarayı atıp, ezdi. 

" Günaydın " dedi hafif tebessümle. 

" Günaydın " dedim. Ona göre daha ciddiydim. Bunu görünce o da ifadesini düzeltti. 

" Daha erken. Bir yerde kahvaltı edelim mi? " 

" Yok sağ ol. İşe erken gitmek istiyorum biraz " deyince yüzü düşmüştü. 

" Tamam. Bin bırakayım seni" 

" Teşekkür ederim. Yürüsem daha iyi olacak " Bir iki saniye cevap vermeyince yanında geçip gitmeye niyetlendim ama kolumu tutup beni göğsüne çekti. Yeni sigara içmiş nefesi yüzüme vuruyordu. Nedense ben bundan hiç şikayetçi değildim. 

Aksine kalbim daha da hızlanmıştı. 

" N-ne yapıyorsun? Mahalledeyiz " 

" Ne yaptım " dedi. Bir gözlerime bir de dudaklarıma bakarak. 

" Bırak kolumu Savaş. Mahalledeyiz bir gören olacak" 

" Olursa olsun. Karımsın sen benim. Kim ne diyebilir sana? " 

" Boşanacağız ama " dememle karanlık gözleri daha da karardı. Diğer kolunu da belime dolayıp beni tamamen hapsetti göğsüne. 

" Çok beklersin Hümeyra hanım " 

" Savaş? Bırak biri görecek " 

" Madem görecek, bunu da görsün o zaman" demesinden bir saniye geçmeden dudaklarımızı birleştirdi. Şaşkınlıkla kalakalmıştım. Normalde asla bunları yapan, sigara içen, küfür eden biri değildi. 

Ne olduysa son bir ayda çok farklı birine dönüşmüştü. 

Dudaklarımı aralamam için baskı yaptı. İzin vermedim. Elini kaldırıp kalçama koyduğu an istemsiz aralanmıştı dudaklarım. Sonunda yolunu bulmuş gibi daha da derinleştirdi. Bütün bu yaptıklarını istemesem de onu özlemiştim. Ve ona karşılık vermemek için kendimi zor tutuyordum. 

Bir süre dayanmaya çalıştım. Durur diye ama durmadı. Kolumda ki elini belime sarıp beni daha da bütün etti kendisiyle. 

Zor bela dudaklarımı çektim. 

" Y-yapma. Dışardayız. Ayıp" Dudaklarını doğru fısıldamam, onu etkilememişti. Dudaklarını biraz daha yaklaştırıp aynı şekilde fısıldadı. " Onlarda aynısını yapıyor karıcım " Utanmam artmıştı. Yüzüm tamamen pembeye dönüşmeden uzaklaştım kollarından. 

Tekrar ona bakmadan hızlı adımlarla yürümeye başladım. Delirmişti bu adam. Başka açıklaması olamazdı. Serin hava sayesinde az olsa yanaklarımın pembeliği gitmişti. Çarşıya indim. Mehmet amca da dükkanı açıyordu. 

Neredeyse her gün aynı anda giriyorduk lokantaya. 

" Günaydın kızım?" dedi. Gülümsemesini hiç eksik etmiyordu. Sadece bana değil herkese böyleydi. İnsanlarda onu fazlasıyla seviyordu. 

" Günaydın " deyip gülümsedim. Kahvaltı yapmadığımı öğrenince poğaça alıyordu ikimize. Bende çayı demliyordum. Böylelikle yapıyorduk kahvaltımızı. Kahvaltıdan sonra ben işime dönerken o da kasanın başına geçmişti. Çalışırken saatler hızlı ilerliyordu. Ve Barış gelmişti. Yine yılışık hallerine maruz kalmamak için kaçtım. 

Bütün gün de böyle devam etti tabi. 

Saat öğleden sonra 3'ü gösterirken Yasemin girdi içeri. 

" Kolay gelsin Hümeyra " 

" Teşekkür ederim " dedim. Bir yandan da gülümsedim. 

" Şey ben senden bir şey rica edecektim" 

" tabi. Söyle?" 

" Bugün bir arkadaşımız rahatsızlanmış. Biri de izinli. İçerisi çok kalabalık. Garsonluk yapman mümkün mü?" deyince şaşırmıştım. Hiç yapmamıştım ki? Yanlış bir şey yapabilirdim. 

" Olur da ben daha önce hiç yapmadım. Yanlış bir şey yaparsam-" 

" Yapmazsın canım. Hem hiç zor değil. Mehmet amcayla da konuştum bunu ekstradan sayacak. Maaşını zamlı alacaksın yani " Kabul etmem için söylüyordu galiba. 

" Gerek yoktu aslında " 

" Olsun canım. Senin işin değil sonuçta. Neyse kabul ediyor musun? İçeri geçmemiz lazım " 

" Olur yaparım " dedim. Gülümsedi. İçeri geçtik beraber. Gösterdiği kadarıyla yapmaya çalıştım. Zor değildi aslında. Ev hanımı olmak gibiydi. Sadece bunun için para alıyordum. Örneğim bana komik gelince gülümsemiştim. Tam o anda kapı tekrar açıldı. Zaten hiç durmuyordu ki. 

Arkamı dönüp ' hoş geldiniz ' diyecekken kalakaldım. 

Hale buradaydı. Hem de oğluyla.

Bana bakıp küçükseyici bakışlar attıktan sonra dudaklarını alayla kıvırdı.....

-------------------&&&-------------------

Continue Reading

You'll Also Like

7.8K 541 37
Yeni bir güne uyanmıştım... Herşey çok güzel olsun istiyordum ama herşey berbattı. Çünkü annemle babam ayrılmıştı ve benim için o gün hayat bitmişti...
9.2K 388 19
Bir yanda asiliyile tanınmış nefes bir yanda deliliyle tanınmış deli Tahir bakalım bu iki kişinin arasında neler olucak
753K 41.8K 40
Uğruna öl deseler düşünmeyecek kadar seven bir kadındı Deniz. Ama ölmekten beter edildi. Sevdiğinden ayrılırken ondan bir parça kalsın istemişti. En...
830K 16.4K 21
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...