5. Bölüm

232 18 4
                                    

İYİ OKUMALAR 

--------------------&&&--------------------

Bana doğru düzgün yakınlaşmaz, sarılmazdı bile. Neydi bu şimdi? 

Bedenim baştan aşağı uyuşmuş gibiydi. Belimden karnıma doğru kaydırdığı kolları ile beni tamamen sararak göğsüne yapıştırdı. Artık nefesini daha fazla hissediyordum saçlarımda. 

" Kırdım değil mi seni?" dedi  fısıltıyla.

Bense o ara kalbimin sesini bastırmakla meşguldüm. Cevap vermediğim içim yanlarımda olan saçlarımı kenara itip biraz daha sokuldu. 

" O kadın.." 

Yine aklıma gelmişti. " Savaş  " dedim bir anda sözünü keserek. Adını bilmediğim biri hayatımı bir anda nasıl da mahvetmişti. Belim de ki kollarını çözerek ona döndüm. Güven duyduğum gözlerde üzüntü vardı şimdi. 

Öyle bakması beni de üzerken kafamı eğip sessizce yutkunduktan sonra tekrar kaldırdım. Gözleri hala aynı bakıyordu. 

" Bana açıklama yapmak zorunda değilsin."  dedim gözlerine daha fazla bakamadığımdan kafamı tekrar eğdim. 

" akşam öyle boş bulundum. Sordum öylesine"  

Dilim ayrı gözlerim ayrı söylerdi biliyorum. Daha fazla yakın olmamak için tekrar arkamı döndüm ama yine sarılma ihtimaline karşı çıktım yataktan. O da benimle birlikte doğrulmuştu. 

" Nereye?" 

Ona bakmadan " Meleğe bakıp geleceğim. Üzerini atıyor bu aralar" dedim. Belki bahaneydi ama yalan değildi. Bir şey söylemesini beklemeden çıktım odadan. Ağlama isteği sürekli beni yoklasa da ağlamayacaktım. 

Meleğimin odasına geldim. Mışıl mışıl uyuyordu. Üzerini de atmamıştı. Yarım saatten fazla   kaldım yanında, kıyafetlerini düzelttim, dağıttığı eşyalarını yerlerine koydum. Oyalandıkça oyalandım. Açıkça Savaş'ın uyumasını bekledim. 

Odada kalmam bir saati geçmişti. Artık uyuduğunu düşünerek odanın kapısını açıp çıkacağım anda yine kapıda karşılaşmıştık. Neden uyumamıştı ki? 

" Meleğin bu kadar üzerini attığını bilmiyordum " dedi. Bilerek oyalandığımı anlamıştı. Yine gözlerim ondan başka her yerdeydi. 

" Evet sıcaklayınca atıyor" dedim geveleyerek. Daha fazla rezil olmamak için yanında geçip odaya girdim. O da hemen arkamdan gelmişti zaten. Tekrar yatağıma girip arkamı döndüm. Yine sarılır mıydı acaba? İnşallah sarılmazdı. 

Kapıyı kapattıktan sonra ışığı da söndürerek yatağa girdi. Belli etmeden yatağın en ucuna kadar kaydım. Düşmeme ramak kalmıştı neredeyse. Hafif dönsem düşecektim. Yarın yerde uyanmamak için dua ederken, bu defa kolunu belimin altından geçirip beni göğsüne çekti. 

İşin kötü yanı yüzüm boynuna çok yakın olduğundan uzun zamandır alamadığım kokuyu yeniden almaya başlamıştım. Şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım neredeyse. İyice sarmalamıştı beni. 

Sıkıştığım için yerimde hareketlenince biraz daha sıktı. " Şşş rahat dur. Çok geç oldu uyumam lazım" dedi ve o son konuşma oldu. Kuyruğumu indirmek istemeyen ben bir kokuya kurban gitmiştim. 

------------------&&&------------------

Hafif irkilmeyle huzurlu uykumdan uyandım. Gözlerimi hafif araladığımda elime sıkı sıkı doladığım tişörtünü bıraktırmaya çalışıyordu. Az da olsa kendime gelir gelmez bıraktım tişörtünü. Sözde küsecektim adama, bir de şu halime bak. 

~Hümeyra~Where stories live. Discover now