Kozmos Yıldızı

Bởi MikaDarksmoke

2.6K 1K 2K

Estelle çocukken şizofreni teşhisi konulan 17 yaşında bir kızdır. Herkes tarafından dışlanırken hastalığı... Xem Thêm

~1~
~2~
~3~
~4~
~5~
~6~
~7~
~8~
~9~
~10~
~11~
~12~
~13~
~14~
~15~
~16~
~18~
~19~
~20~
~21~
~22~
~23~
~24~
~25~
~26~
~27~

~17~

48 18 1
Bởi MikaDarksmoke


Estelle'in çocukluğu

Parmağımdaki kurumuş kanıma baktım. Az önce elimi kağıt kesmişti ama önemli olan bu değildi. Kanımın mavi akmasıydı. Hala tuhaf geliyordu. Ben insan değildim. Kanım bile insanlardan farklıydı. Bunca yıl kandırılmıştım. Bu konuda hala kızgındım. Ait olmadığım bir dünyada, asla uyum sağlayamayacağım insanlar ile kalmaya zorlanmıştım.
Günlerdir, hatta haftalardır buradaydım. Hem çok tanıdık hem çok yabancıydıydı bu diyar bana. Kalbim huzurla, ev hasretiyle doluyor; buraya ait gibi hissediyor iken aklım tamamen diken üstünde, tetikte bu garip diyara şüpheyle bakıyordu. Zihnimde anılar kol geziyor ama bana köşeden bir görünüp hemen kayboluyorlardı.

Daha önce burada bulunmuştum. Bundan emindim. Ben burada doğmuş ve çok küçükken burada koşup oynamıştım ama hatıralar bulanık bir hayalden daha berrak değildi.

" Beni dinliyor musun? "

Almila'nın sesi beni hapsolduğum düşünceler karmaşasından çekip çıkardı.

" Pardon" dedim " Dalmışım. Söylediklerini duymadım. "

" İyi misin diyordum. Yine dalıp gittin Esty. "

" İyiyim. Üzgünüm. Sadece düşünüyordum."

" Neyi? "

" Kendimi, kim olduğumu, ailemi, bu diyarı... Yani her şeyi aslında. "

Almila elimi tuttu ve bana biraz anlayışla biraz da hüzünle baktı.

" Mila? " dedim " Yani Almila. "

" Sorun değil. " dedi ona hitap etme şeklime karşı " Evet? Bir sorun mu var? "

" Sorun değil. Sadece soru. "

Önce biraz duraksadım. Ne diyeceğimi bilemedim. Konuşmakta tereddüt ettim. Birkaç saniye hiç konuşmadan sadece birbirimize baktık. Cesaretimi topladığımda ise kelimelerin dudaklarımdan dökülmesine izin verdim. Kelimelerin ağzımda bıraktığı acı tadı görmezden gelmeye çalıştım. Bu imkansız olsa da.

" Bana her şeyi anlatmanı istiyorum. Artık hazırım. Bu diyarın işleyişini, neden yıllarca buradan uzakta kaldığımı ve onları... "

Boğazım düğümlendi. Gözlerim doldu
Sözcükler dışarı çıkmaya direniyordu sanki. Eğer konuşursam gözyaşlarımı tutamayacakmışım gibi hissediyordum ama sakin kalmayı başardım. Derin bir nefes aldım ve konuştum.

" Ailemi " dedim " Bana gerçek ailemi anlat. Öldüler değil mi? Nasıl öldüler? "

" Estelle... " dedi Almila " Bu konuyu sana anlatması gereken kişinin ben olduğumdan emin değilim. "

" Lütfen " yalvaran gözlerle ona baktım.
" Bilmek hakkım değil mi? Buna ihtiyacım var. "

" Evet ama... " İç geçirdi. " Tamam. Sanırım artık zamanı geldi. "

Nazikçe elimden tuttu. Beni ayağa kaldırdı ve " Gel benimle " dedi. Hiçbir şey sormadan onu takip ettim. Üst kata çıktık. Soldaki geniş koridora girdik. Koridorun sonuna geldiğimizde durdu. Duvarda asılı olan tablolara baktık. Tabloda genç bir adam ve genç bir kadın vardı.

Kısa mavi saçlı kadın kar beyazı saçları olan adam ile yan yanaydı. Kadın saçını kulağının arkasına sıkıştırmış ve drayadalislere özgü sivri kulaklarını ortaya çıkarmıştı. Siyaha yakın koyu renk gözlerinde benim asla sahip olamadığım bir özgüven vardı.

Adam ise kadına dönüktü. Burnu ve yanaklarını tamamen kaplayan çiller genç adamı çocuksu göstermişti ama bu karizmasından tek bir şey bile yitirmesine neden olmamıştı. Adamın bakışlara kadına yönelmişti. Tablodan bile anlaşılıyordu adamın gözlerindeki aşk. Kadına sanki tüm hayatıymış gibi bakmıştı. Kalbindeki saf ve çıkarsız sevgi gözlerine yansımıştı sanki. Hayatımda kimse bana böyle bakmamıştı ve asla da bakacağını sanmıyordum.


İkisinin başında da gümüşten bir taç vardı. Bunlar hep önemsiz fiziksel detaylardı. Kusursuz görünüyorlardı. Bir peri masalı sahnesi gibiydi ama beni etkileyen unsur bunlardan hiçbiri değildi. Beni etkileyen unsur onları hatırlıyor olmamdı.

Onlar görülerimde ölümlerini gördüğüm kişilerdi. Doğruydu, onlar benim ebeveynlerimdi...
Kısa bir an nefesim kesilir gibi oldu ama sonra toparlandım. Almila tavırlarımdan onların kim olduğunu fark ettiğimi anlamış olmalı ki bir süre hiç konuşmadı ve benim yasıma saygı gösterdi.

Annemin mavi saçlarına bakarken istemsizce kendi saçlarıma dokundum. Babamın benimle aynı tonda olan, sevgi dolu, buz mavisi gözlerini ve yüzündeki çilleri inceledim. Tüm özelliklerini bana aktarmış ve gitmişlerdi. Artık bu diyarda değillerdi. Sonsuza dek gitmişlerdi.

Onları hiç tanımamıştım. Tanımadığın birini özleyemezdin. Öyleyse neden bu kadar çok canım yanıyordu?
Gözümün önüne küçük görüntüler gelip kayboluyordu. Annemin gülümsemesi, sesi, saçımı okşaması; babamın kahkahaları, muzip tavırları, beni kucağına alması... Hepsi bir film şeridi gibi gözlerimin önünden akıp geçti. Şokla izledim.

Onlar gerçekten benim ailemdi. Bu görüntüler yaşanmış anılardı. Hatırlıyordum. Onları gerçekten hatırlıyordum. Ben yetim değildim. Bir ailem vardı. Ölmüş olsalar bile onları hatırlıyordum. Geçmiş yavaş yavaş su yüzüne çıkıyordu ama bir boşluk vardı. Hatta bir değil birden çok boşluk vardı. Nedenini bilmiyordum ama zamanla onu da öğreneceğimi düşünüyordum. Geçmişimi hatırlamaya başlasam da hala bir sis üzerlerini örtüyor, her şeyi görmemi engelliyordu.

Hazır olduğumu düşünmüştüm ama değildim. O kadar uzun süredir anılarım kayıptı ki onları hatırlamanın ne kadar acı verici olduğunu unutmuşum.

" Estelle... " Almila'nın sesine döndüm.
" Onları gördün. Durabiliriz. Şimdi acılarınla yüzleşmek zorunda değilsin. Bekleyebiliriz. "

" Hayır. " Kararım kesindi. Duymak istiyordum. Çünkü eğer şimdi yapmazsan bir daha asla buna cesaret edemeyecektim. Beklemek daha çok acı veriyordu. Bu yüzden yara bandını tek seferde hızla çekmek her zaman daha iyiydi.

Almila da vazgeçmeyeceğimi anlayınca başıyla beni onayladı.
" Gel " dedi " Odama gidelim. Orada daha rahat konuşuruz. "

İtiraz etmedim. Odasına geldiğimizde yatağına oturdum ve beklentiyle Almila'ya baktım. O da yanıma oturunca anlatmaya başladı.

" Annen Elena ve baban Aron Renato, Rosa Krallığı'nın yöneticisiydiler. Yani kral ve kraliçelerdi. Kozmos'ta birçok krallık vardır. Her krallığı kral ve kraliçe yönetir. Annen Elena safkan bir drayadalisti ama baban bir melezdi. Büyükbaban Osiris Renato bir mortalis kızı ile evlenmiş ve onu Kozmos'a getirmiş.
Ancak onun babası Alastor Renato kızı kabul etmedi ve aile adını lekelediğini söyleyerek oğlunu evlatlıktan reddetmiş. Büyükbaban bunun üzerine eşi ile mortalislerin dünyasına kaçtı ve bir daha hiç görülmediğini söylerler. Baban da orada doğmuş. Senin gibi dünyaya alışıktı. Annen Elena Morana ise Kozmos'ta doğup büyümüştü. Moranalar asil bir soydu.

Önce annenin baban ile evlenmesine karşı çıkmışlar. Ne de olsa Aron daha Kozmos'u tanımayan yeni yetme bir melezdi. Ancak zamanla onu benimsemişler. "

" Peki ölümleri? " dedim sesimin titrememesine dikkat ederek.
" Drayadalislerin yüzlerce yıl yaşadığını sen söylemiştin. Nasıl oldu da öldüler? Çok mu yaşlılardı? "

" Hayır " dedi. " Gençlerdi. Baban 50'lerinde, annen ise 90'lı yaşlardaydı. Bir drayadalis için genç yaşlar bunlar. "

" Aralarındaki yaş farkı çok fazla değil mi? " dedim garipseyerek.

" Hayır Estelle. " Almila kıkırdadı. " Hala mortalisler gibi düşünüyorsun. Bu diyarda işler öyle yürümez. Biz yıllarca genç kalır ve uzun yaşarız. Annen de ve baban da 20'lerinde gençlerden daha büyük göstermiyorlardı. Burada yaşın önemi yoktur. Biz kimseyi yargılamayız. "

Anladığımı belli etmek amacıyla başımla onu onayladım. Almila da konuşmaya devam etti.

" Ölümlerinin üzerinden neredeyse 10 yıl geçti. Huzurla uyusunlar. Asteria ruhlarını korusun. " dedi Almila

" Mila sakıncası yoksa Asteria kim anlatır mısın? " dedim saygısız olmamaya çalışarak. Muhtemelen onların taptıkları tanrı veya din gibi bir şeydi. Kimsenin inancına ve düşüncesine hakaret etmek istemezdim. En hassas noktam saygıydı. Asla saygısızca davranmak istemezdim ve saygısız insanlara da hayatımda yer yoktu.

" Sakıncası yok. " dedi Almila küçük bir tebessümle " Asteria Yıldız Tanrıçası'dır. Kozmos'u onun yarattığına inanıyoruz. Kozmos'ta genelde politeist bir inanç vardır. Asteria burada inanılan tanrı ve tanrıçalardan en kudretlisi olarak bilinir. Hatta burada onların birçok sembolik heykelleri var. Daha sonra sana göstermeyi çok isterim."

Duraksadı. " Sanırım artık asıl konuya geliyoruz. Renatoların ölümü..."

" Estelle? " Endişesi yüzünden açıkça okunuyordu.

" Evet Almila? "

" Estelle. Ailen ölmedi. " Sözlerine devam etti.

" Onlar öldürüldü..."

Bir bölümün daha sonuna geldikk. Umarım beğenmişsinizdir. Vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayın canlarımm 🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰

Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

390 68 3
Ben Naz gerçek bir baba sevgisi yaşamadım. Hayatım boyunca hep başka ailelere özendim çünkü onlar gözüme hep gerçek gelirdi. O ailelerde ben bir baba...
3.8M 310K 85
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyor...
324K 4.3K 24
Kocam ve arkadaşımın inlemeleri koridorda yankılandı. Gabriel, "Bir saniye bekle burada," dedi, kapıyı açtı. Öne doğru hamle yapmak istedim, koluyla...
380K 4.3K 195
Aradığınız her türlü karakteri burada bulabilirsiniz. Eğer bu size yeterli gelmediyse profilimden serinin ilk kitabına da bakmayı unutmayınız İstek...