ENGEL

By elacevikerr

538 30 13

Yolda yürürken takılıp düşebilirdik,yağmurlu bir havada ayrılabilirdik,gözlerimiz görmeyebilir ya da kulaklar... More

1.OLMADIĞIN İNSAN
2.TEHLİKENİN YAKLAŞIMI
3.HAYALLERDEKİ GERÇEKLER
4.TEHLİKE
5.AYDINLIK VE KARANLIK
6.TÜKENMİŞ ÇARELER
7.YAĞMUR MU AÇELYA MI?
8.BEKLEYİŞ
9.İSTEKLER VE OLACAKLAR
10.CANININ İÇİ
11.ÖDENECEK BEDELLER
12.MABET AĞACI
13.SOLMUŞ YAPRAK
14. YABAN MERSİNİ
15. GÜZELLİK VE PRENSES
16.ANILAR
17. YAPILMAYAN FEDALAR
18. SEBEPSİZ NEDENLER
19. KASIRGA
20. YÜZ ÜÇ SANİYE
22. KAN LEKESİ
23. ÖLÜM(SEZON FİNALİ)
24.SAKIZLI MUHALLEBİ(İKİNCİ SEZON)
25.ÇELİŞKİ
26.SAVAŞ VE BARIŞ

21. KAR VE KÜL

13 1 0
By elacevikerr

YAĞMUR ÇEVİK

İki yıl önce

"Yağmur,yağmurlu havaları sever misin sen?"

"Bu da nereden çıktı?"Yiğitin boş sorularından biriydi ve anlamamıştım nerden çıkmıştı acaba?

"Bir yerden çıkmadı sadece merak ettim.Ben hiç sevmem yağmurlu havaları mesela."

Düşündüm.Ne yalan söyleyim ben de sevmezdim.Gökyüzü açıkken,güneş bizi ısıtırken güzeldi.

"Ben de pek sevmiyorum galiba,güneş varken daha iyi oluyor gökyüzü.Sen neden sevmiyorsun ki?"Gülmeye başladım. "Bir keresinde yağmurlu havada köşe kapmaca oynamıştık ve ıslandığında annen işediğini sanmıştı.Yoksa ondan mı?"Güldük karşılıklı.Yasemin teyze dışarda yağmur yağdığını bilmeden Yiğitin pantolonunu ıslak görünce işediğini sanmıştı.Çok komik bir andı.

"Komikti gerçekten ama ondan değil."

"Ya,neden sevmiyorsun o zaman?Sen böyle koyu şeyleri daha çok seversin,kapalı havayı da sevmen lazım?"

"Lilly i hatırlıyor musun?"Elbette hatırlıyordum.Lilly Yiğitin küçükken abisinin aldığı hamsterıydı.Ben çok korkardım o yüzden Yiğitin elinde sevebilirdim ancak.Ama çok tatlıydı.

"Hatırlıyorum,hatırlamaz mıyım?Hem nerede o,en son çocukken gördüm."Kıkırdadım.Şaka bir yana galiba özlemiştim Lillyi.Bana çocukluğumu hatırlatan şeylerden biriydi.

"Bir gün eve gelen misafir çocuklarından biri,ben okuldayken Lilly i istemeden de olsa zehirlemişti Yağmur."

Ben bunu bilmiyordum.Yiğit devam etti. "Eve geldiğimde onu yatarken gördüm ve uyuduğunu sandım.Sabaha kadar bekledim ama uyanmadı.Sabah olduğunda ise abime söyledim ve öldüğünü söyledi."

"Ne!Lilly öldü mü?"Bunu bana hiç söylememişti.

"Ölmüştü o ve abim onu gömmem gerektiğini söylediğinde ona karşı çıktım.Hayır ölse bile benimle kalacak diye ağlamıştım."Gülümsedi acıyla.

"Ama,"Nefes aldı. "Abim onu toprağa gömdüğümüzde yaşayabileceğini söyledi.Çünkü ölülerin yaşaması ancak toprağa gömülünce mümkün olurmuş."

Tepki veremeden Yiğiti dinliyordum.Daha önce hiç bahsetmemişti.

"Ve ben de abimle beraber evimizin arka bahçesine doğru gittim.Çok canım sıkkındı,ağlıyordum ve abim veda etmemi söyledi.O zaman ona ne demiştim biliyor musun?"

"Ne demiştin?"dedim hüzünle.

"Lilly,seni asla yalnız bırakmam bunu biliyorsun.Bir gün bende yanına geleceğim umarım topraktaki taşlar canını acıtmaz."Nefesini verdi güçlü bir şekilde. "Hiç unutmuyorum bu veda konuşmasını.Bunu söyledikten sonra öptüm onu ve abim gömdü."

Gözünden birkaç yaş aktı eline.

"Ve onu gömdüğümüzde...Hava yağmurluydu.Ben de o gün bugündür yağmurlu havalarda bir ölüm,bir veda ya da bir ayrılık olacağına inanırım.."

Kalbime bir acı saplandı.Ama hiçbir şey söylemedim bu konuda. "Bana hiç bahsetmedin bundan?"

"Çünkü anneme ve babama söylerken ağlamıştım.O yaşta sana söylediğimde yine ağlarım ve sen de ağlarsın diye söylemedim."Gülümsediğinde oluşan gamzeleri gene çıktı ortaya.

"Ama bak,Lilly öleli 17 yıl oldu.Artık ağlamadan söylüyorum çünkü yokluğuna alıştım."

"Ölümler acıdır."dedim fısıldayarak. "Bir insan,bir hayvan,bir çiçek..."Onayladı kafasıyla.

"Ve aslında her veda da bir ölümdür."

Şimdi

Su yanımda uyuyordu.Bizi Bodrum gibi bir yerde kanepenin üstüne bırakıp kapıyı kilitlemişlerdi ve yaklaşık bir saattir buradaydık.

Ve evet,işin açık tarafı biz kaçırılmıştık.

Bizi Hakanın kaçırdığını biliyordum.Şu aralar başka bir düşmanım yoktu,yani en azından bildiğim.Fakat bu kaçırılmaya Suyu dahil eden bendim ve bu vicdan azabı çekmemi sağlıyordu.Korku yoktu üstümde pek,Hakanın bana bir şey yapacağına ne yazık ki ihtimal vermiyordum. Ama Yağız'ın Hakana yapacaklarından ise öyle bir korkuyordum ki.Büyük bir savaş çıkacaktı biliyordum ve bu savaşta biri kurban edilecekti.

Savaşın sonunda biri ölecekti çünkü savaşlar birinin mağlubiyeti diğer tarafında galibiyeti ile sonlanırdı.
İki tarafta mağlup olabilirdi elbette ama iki tarafta galip olamazdı ne yazık ki.

Yanımda bir kıpırdanma oldu,Su uyanmıştı. "İyi misin Su?"dedim hemencecik.

"İyiyim canım.Kaçırıldık değil mi?"diyerek hüzünle gülümsedi. Kafamı salladım onaylar gibi.Derin bir nefes aldım ve Su'ya doğru döndüm.

"Galiba yanılmışım."

Anlamamıştı ne dediğimi,şaşırarak baktı. "Ne konuda be?"

"Tavşanlar uğurlu değilmiş."diyebildim acıyla karışık alayla.

Gülümsedi hüzünle. "Evet,maalesef öyle gerçekten"Sonra ekledi. "Ama," bana umutlu umutlu baktı. "Uğurlu şeyler de var bu hayatta."Gülümsedim. "Ne var?"

"İnsanlar dört yapraklı yoncaya inanır ama üç yapraklı yonca daha uğurludur aslında.Ya da uğur böceği uğurludur derler ama asıl uğurlu olan arıdır."

Vay be dermiş gibi baktım ona kocaman gözlerle. "Gerçekten mi?"

"Gerçekten tabi kızım.Ama tavşanın aksine sadece karşına çıkmaları bir şey yaramaz.Mesela üç yapraklı yoncayı gördüğünde uğur gelmez sana,üç yapraklı yoncanın yapraklarını koparırsan olur ancak."

"Öf,ne saçmaymış."dedim alayla.Sonra merakla sordum. "Peki arı?"

"İnanmayacaksın biliyorum çünkü ben de inanmıyorum ama söylenene göre eğer arı görünce kaçarsan uğursuzluk olur,korkmaz kıpırdamazsan arı seni ödüllendirir ve uğur getirir derler."

"Bahtsız çocukluğumun nedeni arıdan kaçmam mıymış yani?"dedim sonra da güldüm.O da güldü. "Evet,öyleymiş."

Bulunduğumuz şartlara rağmen keyfimiz yerindeydi.Birden içeri Hakan girene kadar.

"Nasılsınız güzellikler?"

"Siktir git."dedim sadece.Su ise şaşkın şaşkın bize bakıyordu. "Ne oluyor?"diye fısıldadı bana.Hiçbir şey demedim ona ve ayağa kalkıp Hakan a yaklaştım.

"Bak,amacın ne bilmiyorum.Ama bu işin sonunda eğer ki Yağıza ya da arkadaşlarıma bir şey olursa..."
Sözümü kesti. "Dur dur hemen tehdit etme beni,hem arkadaşın beni yanlış tanıyacak.Kötü biri falan sanar mazallah."Gülümsedi. Ben de öfkeyle yutkundum ama tek kelime etmedim ve koltuğa oturdum yine.

"Yağız delirdi gerçekten."Bu cümleyle beraber korkmaya başladım çünkü Yağız elbette bir planla hareket ederdi ama Hakanın adamları bir şekilde onu çıldırtıp başka yönlere çevirebilirdi planını.Tek istediğim can kaybı olmamasıydı.Konuşmaya devam etti. "Yağız delirdi ve konum attım ona.Kaç silahı var?Az kopya ver eski sevgiline bebeğim olmaz mı?"

Su aniden haykırdı. "Ne!Eski sevgilin mi oha!"Hakan gülümsedi sadece ve ben konuştum. "Öncelikle bir daha bana bebeğim dersen o ağzını sikerim senin.Ayrıca tek bir silahla bile şu çatıyı başına indirebilir emin ol."

Kahkaha attı. "Göreceğiz."

Hakan odadan çıktı ve içimi bir korku işgal etti.Su meraklı gözlerle bana döndü. "Nasıl ya,anlat bir şeyler çok yabancı kaldım."Boşver dercesine baktım. "Bir zamanlar bu piçle ilişki yaşadım başka da bir şey yok."

"Vay be,bu herifle ilişki yasanabiliyorsa bizim Aytaç'la bile yaşanır."Dayanamadım ve gülmeye başladım. "İlahi Su!"
Su devam etti. "Peki Yağız biliyor mu eski sevgilin olduğunu?"İşte o an kesildi gülmem.

"Maalesef..."

YAĞIZ ALTAN

Attığı konuma gelmiştik.Selim,Aytaç,Mert ve ben.
Onu daha önce öldürmemiş,İspanya'ya sürgüne göndermiştim.Ama bu kez kararlıydım ve onu öldürecektim.Hiçkimse beni bu kararımdan vazgeçiremezdi.

"İçeri nasıl gireceğiz Yağız?"

"Arkadan girmemiz daha iyi Mert."

Arkaya doğru giderken durdum. "Hep beraber değil,Mert benimle gelsin siz önde durun ben haber verince gelin." Aytaç sordu bu sefer. "Nasıl haberleşeceğiz?"

"Mesaj atacağım telefonlar elinizde ve açık olsun.Aynı şekilde önde bir durum olursa o zaman da sen bana mesaj at Aytaç."

Yürümeye başladık ve arka tarafa geldiğimizde Mert arkamdan gelirken ben de önden içeriye daldım.Görünürde kimse yoktu ve Aytaça mesaj attım.Arkamızdan geldiklerinde etrafta kimse yoktu ve bu sikik herifin yanlış adres verdiğini düşünerek silahla üç kez sıktım,evin çatısı delindi.

Selim konuştu endişeyle. "Abi biri geliyor."
Arka taraftan birileri geliyordu gerçekten ve hemen Aytaç'a işaret yaptım.Arkadaki varilin arkasına saklandı.Hakan ve yanında dört adam geldi sırıtarak.

"Gözümüz yollarda kaldı Yağızcığım."

"Yağmur nerde?"

"Bak öncelikle anlaşa..."

"Basit bir soru,basit bir cevap..."Silahla bir kere daha ateş ettim tepeye. "Yağmur nerede?"Gülümsedi. "Yağmurun yerini öğrensen bile seninle gelemez çünkü yatağımda sıcacık uyuyor şu an.Az önce kontrol ettim."

"Bak orospu çocuğu,sana son kez soruyorum ve eğer yine cevap vermezsen vermediğine yüz üç kere pişman ederim seni."

Bu kez gözlerinde bir korku oluştu nedense ve fısıldadı. "Tamam sakin,söyleyeceğim yerini ama bir şartım var."

"Neymiş?"dedim sinirle nefes alarak. "Benimde bir çıkar sağlamam amacıyla Yağmuru verirsem Su burda kalır.Seç birini."Bir seçim yapmam söz konusu değildi ama Suyu şimdilik erteleyebilirdim çünkü Yağmur varken daha sağlıklı düşünüp daha iyi bir şekilde kurtulabilirdi.Fakat yapmadım.Kimseyi zorda kalmadan feda etmek istemiyordum.

"Sen şu an seçim sunacak tarafta değilsin.Şart koşacak tarafta hiç değilsin."dedim usulca.
Hakan güldü ve Selim'e döndü. "Naber canım,bu Yağız özlememiş beni.Sen özledin mi?"Sabrımın taştığını hissediyordum.Selim tam konuşacakken silahı Hakanın yanındaki adama tuttum. "Bu heriften başlamak istiyorum,müsade var mı?"dedim gülümseyerek. Tam ağzını açacakken yine konuştum. "Gerçi sizden müsade istememe gerek yok.Ben uygun görsem yeter."

Hakan nefes aldı ve bu kez o da silahını çıkarıp Mert'e doğrulttu. "Karşılıklı olsun o halde?"

YAĞMUR ÇEVİK

Yukarıdan sesler geliyordu.Galiba Yağız gelmişti ve Su ile beraber endişeyle bekliyorduk.Birden garajın kapısı açıldı ve içeriye babam girdi. "Baba?"dedim şaşırarak.

Sanırsam Yağızla bir plan yapmışlardı ve nasıl olduysa babam içeri girip bizi kurtaracak,Yağız da aşağıda onları oyalayacaktı.Babam Su'ya döndü. "Merhaba kızım,ben Yağmurun babasıyım."Su gülümsedi sadece ve babam bana döndü. "Yağmur şimdi seninle ve arkadaşınla bir şey konuşacağım ve bu sizin gerçek bir kurtuluşunuz olacak."

"Yağızla plan mı yaptınız?"dedim merakla.Babam ise beni şaşırttı:

"Hayır."

YAĞIZ ALTAN

"Tamam."dedim. "Karşılıklı."Söylediğim cümleden sonra afallamış bir şekilde bana baktı. "Ölmesini mi istiyorsun gerçekten ?"Gülümsedim alayla. "Sen de istiyorsun galiba?"diyerek yanındakini işaret ettim.

Tam bu esnada Selim çantadaki bombaları çıkardı. "Birazdan burası patlayacak."

Hakan yutkundu ama yüzündeki gülümseme silinmedi. "Pekâla,kimseyi öldürmeyeceğim.Yağmur böyle istedi."

Silahımı indirmedim ve sordum. "Yağmur nerede?"
Bezmiş bir şekilde ofladı. "Hadi ama gelmek istese kendi gelirdi,boşver onu."Sinirle silahı Hakanın sol çaprazındaki adama doğrulttum ve kurşun tam bel bölgesine saplandı.Bunu yaparken biraz olsun çekinmedim,sabit bir şekilde bakmaya devam ettim.Hakanın yanındaki bir başka adamsa "Yusuf!"diyerek seslendi acıyla.

"Ne yapıyorsun piç kurusu?"dedi Hakan bana.Kahkaha attım. "Sıra sana mı gelsin istiyorsun ulan göt?"

Hakan sinirden köpürmüştü ve ben onu daha delirterek bu sefer de sağ çaprazındaki adamı vurdum. "Kes lan şunu."diye bağırdı bana.Daha da yüksek sesle kahkaha attım ve tam o harekete geçecekken varilin arkasından Aytaç çıktı ve elindeki tüfeği Hakana doğrulttu. "Hadi abi yorma bizi."

Hakan için artık hiçbir umut kalmamıştı ve bu savaşı kaybedecek gibiydi. "Tamam,şimdilik pes ediyorum.Durun artık  koyduğumun çocukları."

Tam bu esnada arkasını döndü ve aniden tekrar bana doğru silah tuttu. "Yağmur için ölebilir misin peki Yağız Altan?"

Silahım hala elimdeydi ve Aytaçın silahı da Hakana doğrultulmuş şekilde duruyordu.Buna rağmen durdum. "Ölürüm ölmesine de seni öldürmeden yapmayı düşünmüyorum."dedim ve göz kırptım.

"İyi,"dedi. "Şu odadan geç karşıdaki odada uyuyor Yağmur,git hadi."Gösterdiği odaya benzin dökülmüş gibiydi ve gidersem yanabilirdim çünkü her yer bombaydı ve de tuzak hazırlamış olabilirdi. "Sen kimi kandırıyorsun lan piç?"dedim.Bu kadar basit bir şekilde vermezdi Yağmuru.Fakat tam o sırada Mert seslendi. "Yağız,galiba orada."dedi ve eliyle bir şey gösterdi.Gösterdiği yere baktığımda bir kapı gördüm ve kilitli bir kapıda adam bekliyordu.

Adım atmaya yöneldim ama asla inanmıyordum. "Yağız bu bir tuzak yapma!"

Aytaçı duyduktan sonra bir şey demedim sadece göz kırptım.Kapıya doğru giderken arkamı döndüm. "Gideceğim ama çok susadım.Bana bir su verir misin Hakan Kara?"

Hakan şaşkın bakışlarla baktı ve işaret verdi.Korumalardan biri bardakta su getirdi ve bardağı alıp adama attığımda burnu kanamaya başladı. "Siktir."dedi adam.Ve Hakan adama bakıp olayı anlamaya çalışırken silahı aldım ve ona doğrulttum yeniden. "Fazla safsın,bu saflıkla hiçbir savaşı kazanamazsın Hakan Kara."diyip alayla güldü Selim.

"Bize bu kadar çabuk veda edeceğini beklemiyordum."diyerek göz kırptım ve Selimgile döndüm. "Eklemek istediğiniz bir şey var mı canlarım?"Hepsi güldüğünde artık o da tamamen sona geldiğinin farkındaydı.

Tetiğe basacakken birisi "Dur!"dedi.

Birisi.
Dur dedi.

Kafamı sesin geldiği yöne çevirdiğimde Yağmuru gördüm. "Onu öldürme Yağız sakın!"dedi. Anlamsızca baktım. "Güzelim iyi misin,bir şey olmadı ya sana?"dedim panikle.İyi görünüyordu ama neden ölmesini istemiyordu? "İyiyim fakat eğer onu öldürürsen iyi olmam,hatta kendimi öldürürüm."

"Ne diyor bu kız?"dedi Aytaç bana doğru.Hakan ise keyifli bir şekilde gülümsüyordu.

"Güzelim,anlamıyorum seni."

"Anla,ben seni anladım sen de beni anla ve o tetiği bana çevir.Hakana zarar verme."

"Eğer Hakanı şu an öldürmezsem bir daha asla öldürmem ve giderim."Hakanın yaşamasını neden istiyordu?Bir terslik vardı ve bu terslik beni çok korkutuyordu.

"Yağız..."dedi Yağmur.Cümleleri bir ok gibi saplanıyordu ama gözleri aksine dolu dolu ve acıyla bakıyordu.Sanki zorunlu kalmış gibi.Tüfeği indirdim ve tekrar konuştu. "Bana güven,nedenlerime güv..."

Mert sinirle çıkıştı. "Ne nedeni Yağmur?"

"Mert."diye seslendim uyarıcı bir sesle.O ise devam etti. "Ya bırak ya,eski sevgilisinin ölümüne dayanamayan bir kadın var şu an karşımda.Dahası yok."

Sustum.Gerçek bu değil gibiydi ama yine de elimden bir şey gelmedi ve tekrar Yağmura döndüm. "Hiçbir neden umrumda değil şu an için.Bu herifi öldürmememi sağlayacak tek kişi sensin ve seç.Ya öldüreceğim ya gideceğim."dedim korkarak.

Yağmur derin bir nefes verdi. "Git o zaman."

Acıyla baktım yüzüne ve bizimkilere seslendim. "Gidiyoruz."Hakan gülüyordu ve Aytaçgil sinirle bana bakıyorlardı. En son Yağmura döndüm yine.

"Senin için yanmayı seçmiştim ama sen kalbime kar yağdırdın,artık istesem de kül olamam Açelya..."

...

Offf ne bölümdü djwodjwosjw
Her şey için teşekkürler🥹🤍

Continue Reading

You'll Also Like

16.4M 546K 35
Down-on-her-luck Aubrey gets the job offer of a lifetime, with one catch: her ex-husband is her new boss. *** Aubrey...
15.3M 467K 32
"We can't do this." I whisper as our lips re-connect, a tingling fire surging through my body as his hands ravage unexplored lands; my innocence di...
227M 6.9M 92
When billionaire bad boy Eros meets shy, nerdy Jade, he doesn't recognize her from his past. Will they be able to look past their secrets and fall in...
194M 4.6M 100
[COMPLETE][EDITING] Ace Hernandez, the Mafia King, known as the Devil. Sofia Diaz, known as an angel. The two are arranged to be married, forced by...