Kar Tanem

By Tardela

136K 9K 7.4K

"Muhammet abi..." Arkamı döndüğümde kız kardeşlerimin can dostu Rumeysa'yı gördüm. Gözlerini kaçırıp tekrar b... More

❄️ Tanıtım ❄️
1 ❄️ Rumeysa
2 ❄️ Uzak
3 ❄️ Genç bir adam
4 ❄️ Kafası karışık
5 ❄️ Niyet
6 ❄️ Aile
7 ❄️ Beklemek
8 ❄️ Gözyaşı
9 ❄️ Mutlu
10 ❄️ Söz
11 ❄️ Rumeysa'm
12 ❄️ Sevgi
13 ❄️ Utanmak
14 ❄️ Yalnız
15 ❄️ Hoş geldin
16❄️Korkuyorum
17 ❄️ Hasta
18 ❄️ Nişanlı
19 ❄️ Evli
20 ❄️ Sevgili karım
21 ❄️ Delisin
22 ❄️ Tatlı Kahvaltı
24 ❄️ Sadece sen
25 ❄️ Çaresiz
26 ❄️ Yok
27 ❄️ Zaman
28 ❄️ Çok güzelsin
29 ❄️ Birlikte
30 ❄️ Benzemek
31 ❄️ Seni seviyorum
32 ❄️ İstiyorum
33 ❄️ Çilek gibi
34 ❄️ Ruhsuz bir beden
35 ❄️ Güzelim
36 ❄️ Kıskanmak
37 ❄️ Doğum günü
38 ❄️ Merhamet
39 ❄️ Çekirdek
40 ❄️ Çağlar
41 ❄️ Seviyorum
42 ❄️ Arkadaş
43 ❄️ Çöpçatan
44 ❄️ Kavga
45 ❄️ Deli sevgilim
46 ❄️ Şükür
47 ❄️ Hurma
48 ❄️ Kocaman aile
49 ❄️ Heyecan
50 ❄️ Hayal
51 ❄️ Anne
52 ❄️ Babaanne
53 ❄️ Ayşegül bebek
54 ❄️ Torun
55 ❄️ Dünür
56 ❄️ Yaşama sevinci
57 ❄️ Alışmak
58 ❄️ Tutku
59 ❄️ Çekirdek aile
60 ❄️ Ramazan Ayı
61 ❄️ En mutlu gün
62 ❄️ Baba
63 ❄️ Mavi
64 ❄️ Doktor Bey
65 ❄️ Bırakma beni
66 ❄️ Şifa
67 ❄️ Destek
68 ❄️ Yakışmak
69 ❄️ Mücahit
70 ❄️ Deliyim
71 ❄️ Güzel günler
72 ❄️ Kıskanırım
73 ❄️ Lale
74 ❄️ Kavuşmak
75 ❄️ Güzel adam
76 ❄️ İstanbul
77 ❄️ Hediye
78 ❄️ Teslim
❄️ Son ❄️

23 ❄️ Üzülmek

2.3K 124 36
By Tardela

10 Bin olduk ❤️

Destekleriniz için teşekkür ederim 🥰

Bölüme geçelim. Yıldıza basıp yorum yapmayı unutmayın ❄️⭐


Temsili Yazar Rumeysa jdjsjs
Sevinirken ben. Başımın üstündekine bakar mısınız nsjs

⭐❄️

Menese YURTOĞLU

"Anahtarı unuttum. Bekle, hemen geliyorum."

"Acele et, Mucize. Derse geç kalacağız."

Koşar adım eve doğru ilerledi. Elimdeki telefondan saate baktım. Umarım yetişiriz.

"Merhaba."

Başımı dalgınca kaldırdım. Rumeysa'nın dayısı. Rumeysa için muhataba aldığım hani.

"Merhaba." dedim ciddiyetle. Gözlerim eve gidip gelirken konuşması üzerine ona döndüm. Mucize anahtarı bulamadı mı? 

"Rumeysa ile konuşuyor musunuz? Bir planınız vs var mı?"

"Konuşuyoruz. Rumeysa abimle birkaç kilometre ötemizde yaşıyor. Evlenmiş olması arkadaşımız olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ayrıyetten..." Nefesimi dinginleştirip devam ettim. Boş boş yüzüme bakıyor. "Ayrıyetten yengemiz de oluyor. Ve çok mutlu."

"Tamam, biliyorum."

Durdu. Düşünceli bir hâli vardı. 

"Ben birkaç gün sonra yurtdışına dönüyorum. Mutlu olması her şeyden önemli benim için. Eskisi gibi üzülmez en azından. Rumeysa evli olabilir ama çok da uzak kalmayın olur mu? Ne bileyim, yeni hayata adapte olmak zordur. Desteğinizi çekmeyin üzerinden."

"Rumeysa'nın haberi var mı bundan?" dedim düşünceli hâlde. Rumeysa çok üzülür.

"Yok!" dedi birden. İrkildim. "Şimdi onun yanına gidiyorum zaten. Söyleyeceğim bir şekilde. İşlerim çok aksadı. Rumeysa'nın yanında olmaya alışsam da evlendi o da. Hem gözü bizi de görmüyor. Kolay olur beni anlaması." dedi gözlerini devirip gülerek. Söylediğinden emin olamadım. Rumeysa hiç değişmedi. Evlense de hep aynı.

"Emin değilim. Konuşursunuz. Tabii herkesin kendi hayatı var. Anlıyorum seni. Biz varız. Gözün arkanda kalmamalı."

Başını salladı. "Neyse iyi günler Rumeysa'mın görümcesi. İkizinle dikkat edin kendinize." deyip yanımdan ayrıldı. Arabasına binip gitti. Arkasından bakakaldım. Rumeysa çok üzülecek.

"Gidelim hadi. Zor buldum anahtarı."

Başımı çevirdim. Mucize soluk soluğa kalmış hâlde bana bakıyordu. Sonra yanıma yaklaştı.

"Ne oldu? Bir şey mi var?"

"Rumeysa'nın dayısı yurtdışına dönecekmiş. Şimdi de Rumeysa'ya söylemeye gitti."

Gözleri büyüdü. "Daha yeni evlendi Rumeysa ama. Biraz daha kalamaz mıydı? Rumeysa üzülecek." dediğinde başımı salladım. Üzülecek.

Yağız Çakıroğlu

"Çağlar bugün erken çıktı. Onu da görseydin keşke."

Saçlarından öpüp kollarımı ayırdım ondan. "Sanki uzakta..." dedim gülerek. "Senden çok onu görüyorum zaten ben. Sanki onun dayısıyım." Gözlerimi devirdiğimde güldü.

"Onun da dayısı oluyorsun." deyip gözlerini kıstığında oralı olmadım. Ben sadece Rumeysa'nın dayısıyım.

"Fırında bir şey mi var? Zahmet etmeseydin o kadar işinin arasında."

"Kurabiye yaptım sana. Elmalı kurabiye... Ev işlerini hallettim ya... Resim çalışması yapacağım bugün. Akşam yemeği derken Çağlar gelir. Her şey kontrolümün altında merak etme."

Sandalyeyi çekti sevimli hâliyle. "Otur sen. Masayı kurayım." dediğinde gülümsedim.

"Ne çizdin, anlat bakalım. En son bir şeyler yazıyordun. Benim aksime sanatla uğraşmayı seviyorsun."

Yanağından makas alıp sandalyeye oturdum. Bitişiğimdeki sandalyeyi çektiğimde fırına doğru ilerledi.

"Doğa resmi... Boyamasını yapacaktım." deyip fırından kurabiyeleri çıkarttı. 

"Elini yakma. Dikkat et." dediğimde saçlarını savurup güldü. Çok özleyeceğim seni.

"Sanki ilk defa yapıyorum dayı ya. Sen şu kurabiyenin tadına bir bak." 

Bir tabağa iki kurabiye koyup önüme bıraktı. "Bu kurabiyeleri hiçbir yerde bulamazsın." dedi bilmiş bilmiş. Gülümsedim.

"Bulamam, evet." dedim durgunca. Kurabiyeden yerken masayı donatmaya başladı. Çok mutlu gözüküyordu. Mutfağı şeker gibi. Rumeysa'nın mutfağı olduğu çok belli. Evi huzurlu. Rumeysa'nın ruhu sinmiş bu eve. Yemek yaparken ettiği dualar geldi aklıma. Çorba karıştırırken, fırına bir şey atarken, yemekten önce-sonra... Ne çabuk büyüdü. Ben hiç paylaşamam sanmıştım. Muhammet Çağlar kadar nasipli adam görmedim.

"Yoruluyor musun? Alıştın mı evliliğe? Otur artık, hâlâ ayaktasın."

Çaydanlığı masaya koyup oturdu. Eli demliğe uzanırken eline vurdum hafifçe. Çayları doldurmaya başladım.

"Yorulmuyorum ben. Hem dayım gelmiş, nasıl yorulabilirim ki?"

Burnunu sıktım. "Konuşma şöyle. Duygulanıyorum." dediğimde gülümsedi.

"Dayı ya! Yerim seni-"

Ne?

"Ne yaparsın?" dedim gülerek. Yanakları kızardı. 

"Arkadaşın sandın herhalde beni." deyip çayımdan yudumladım sırıtarak. Güldü.

"Ağız alışkanlığı işte. Öyle çıktı."

Başımı salladım. Gözlerindeki ışıltı sönmemiş. Ayrı bir güzellik gelmiş ona. Muhammet Çağlar güzel seviyor. Aferin.

"Boyamayı birlikte yapalım mı? Vakit geçiririz hem. Hemen kalkmayacaksın değil mi?"

"Çok kalmayacağım-"

"Yiyelim, boyaları hazırlamıştım zaten. Eski günlerdeki gibi." dedi hiçbir şey olmamış gibi. Başımı iki yana salladım gülümseyerek. Omuz silkti.

"Birazcık yardım edersin tamam. Çağlar ile devam ederim yetişmezse. Kocamla boyarım." dediğinde kaşlarım havalandı. Gülmemek için zor duruyordu.

"Kocasıymış... Şurayı silip süpüreyim, o boyama bitecek."

Kahkaha attı. "Uff dayı ya! Sen ye, boyarız." dediğinde yerimde dikleştim. Sırıtıyorum. 

"Muhammet Çağlar söyledi, tatile gidecekmişsiniz. Haftaya..."

"Evet, dayı. Birkaç gündür onunla uğraşıyor. Nereye gideceğimize karar veremedik." dedi düşünceli hâlde. "Deniz ortamını istemediğimi söyledim Çağlar'a. O da öyle düşünüyor. Benim gibi su sevmiyor."

Aklıma suda boğulacağı gün geldi. Ürperdim. Çok kötü olmuştu.

"Senin bir önerin var mı dayı?"

"Güzel tatil yerleri var. Toplu yerler de değil. Rahat olursunuz. Bilmiyorum." dedim aklıma gelenleri söyleyerek. Derin nefes alıp verdim sonra. "Ben de uzaklaşacağım buralardan."

"Nasıl?" dedi anlamaz hâlde. "Sen de mi tatil düşünüyorsun?"

"Hayır güzelim..." deyip derin nefes aldım. Gözlerimi çayıma çevirdim. Daha kolay söylerim böyle. "İşlerimin başına dönmem lazım. Türkiye'de olmayacağım. Yine gelirim eskisi gibi-"

"Dayı işlerini biliyorum ama hemen mi gideceksin?" dedi üzüntüyle. Gözlerimi yüzüne çevirdim. 

"Gitmem lazım. Hem sen de yuvanı kurdun, beni anlarsın. Sorumluluklarımız var. Ne zaman erken gidersem o kadar iyi-"

"Bu çok ani oldu dayı. Daha yapacak çok şeyimiz vardı. Biliyorum sen gidersen çabuk dönmezsin. Ben... Ben sana dedim. Türkiye'de de iş teklifleri gelmişti sana. Hem de çok iyi yerlerden. Onları değerlendirmedin. Mesele evlilikse-"

"Hayır, Rumeysa." deyip sözünü kestim. Gözleri yaşarmıştı bile. "Ben çok emek verdim. Anla beni. Hem oralara da alıştım. Biliyorsun, yalnız kalmayı seviyorum. İşimi seviyorum."

"Sen kendini sevmiyorsun!" diye bağırdı. Yutkundum. "Neden uzaklaşıyorsun insanlardan? Neden hayatına birini almıyorsun? Hep iş hep iş. Mutlu musun? Değilsin işte. Kaçıyorsun yine. Başka ülkeye gidiyorum diyorsun ama sen kendinden kaçıyorsun."

"Rumeysa konuşma böyle. Mutsuz falan değilim-"

"Gitme..." dedi dolan gözleriyle. Gözlerimi kaçırdım. "İşlerim var diyorum ya güzelim. Zor durumda bırakıyorsun beni." dediğimde elimi tuttu. Başımı kaldırdım.

"Her şeyin farkındayım, dayı. Ama işlerine burda devam edebilirsin. Yurtdışı diye tutturmanın sebebi işini çok sevdiğinden değil.  Sen mutsuzluğu arkadaş edinmişsin kendine. Neden kalbini saklıyorsun?"

"Ablam gibi evlendirmek istiyorsun beni." dedim gülerek. Gülmedi. Ciddi duruyordu.

"Herkes evlenecek diye bir kural yok. Konuyu kapatalım."

Yabancı olduğum şeylerle ilgilenmiyorum.

___

Rumeysa Can  YURTOĞLU

Zil sesiyle ocağın altını kapatıp kapıya doğru ilerledim. Üzerimi düzelttim. Holdeki boy aynasından salık bıraktığım saçlarımı düzelttim sonra. Gülümseme yerleştirdim yüzüme. O her işten geldiğinde güzel karşılamak istiyorum. Güler yüzümle karşılamak.

Kapıyı araladığımda hoş gülümsemesi karşıladı beni. "Hoş geldin." dediğimde içeriye geçti. Sıkıca sarıldı hemen bana. Dayımın durumu geliyordu aklıma. Duygulanıyorum.

"Hoş buldum, karıcığım." 

Selam verdi, selamını aldım. Benden ayrılmadan yanağına öpücük bırakıverdim. Yemekten sonra dayım hakkında konuşurum. Kendim gibi onun da canı sıkılsın istemiyorum. Yeni geldi daha.

"Nasıl geçti günü prensesimin?" deyip gözümün kenarından öptü şefkatle. Elimi yanağına getirdim. Beni anlıyordu. Ağladığımı fark etti mi?

"Dayım geldi bugün. İyi geldi onunla vakit geçirmek. Senin nasıl geçti?" deyip baş parmağımla yanağını okşadım. Gözlerime baktı bir süre. Yanağıma uzanıp öptü büyükçe.

"Seni özledim." dediğinde gülümsedim. Bakışlarına dayanamayıp konuşmaya başladım. Hemen anlıyor beni zaten.

"Dayım yurtdışına dönecek, Çağlar. Biraz tartıştık bugün. Ben her şeyin farkındayım. İşi var evet ama burda da devam edebilir. Kendinden kaçıyor. Dayımın mutlu olmasını istiyorum."

"Biliyorum." dediğinde duraksadım. "Bugün aradı beni. Sinir etti beni. Yanımda olsa suratına-"

Durdu. Çatık kaşları normal hâle döndüğünde gözlerini gözlerime çevirdi. "Ben halledeceğim, inşallah. Düşünme şimdi." deyip burnuma öpücük bıraktı. Gülümsedim.

"Seni seviyorum."

Kollarımı boynuna sardığımda ayaklarım yerden kesildi. Kucağına aldı beni.

"Farkında mısın? Her gün kendimi senin kucağında buluyorum."

Kahkaha attı. Böyle bir şey diyeceğimi tahmin etmedi galiba. Odamıza doğru ilerlerken beni öpmeyi ihmal etmiyordu. 

Odamıza geldiğimizde yatağa oturttu beni. Benden ayrılmadan yanağıma dökülen saç tutamımı arkaya alıp yanağımdan öptü büyükçe. Dudaklarımın arasından kıkırtı kaçarken karşımda sırıtıyordu. 

"O gülüşünü yerim senin." deyip ceketini çıkarttı. Aklıma gelenle dişlerimi dudaklarıma geçirdim. 

"Bugün de ben dayıma yerim seni dedim. Sürekli beni yediğinden ağzıma takılmış. Utandım ya."

Güldü. "Ciddi misin?" dediğinde usluca başımı salladım. Suçluluk psikolojisi.

"Kocanı çok özledin demek ki. Bana diyebilirsin." deyip göz kırptığında gözlerimi devirip kendimi yatağa bıraktım.

"Çağlar ya çok fenasın. Ben ne diyorum, sen-"

Yüzüme gelen şeyle yüzümü buruşturdum. Elime aldığımda Çağlar'ın beyaz tişörtü olduğunu fark ettim. Gözlerimi ona çevirdiğimde sırıtarak siyah tişörtünü giyiyordu. Bana fırlattığı tişörtü yüzüne fırlattım. Havada yakaladı.

"Beyaz giy. O ne siyah siyah!"

"Yok ben siyah giyeceğim." dedi rahat tavırda. Gözleri bende aheste aheste tişörtünü giyerken ellerimi ensemde birleştirip sağ ayağımı sol ayağımın üzerine getirdim. Ben senden daha inatım.

"Sen..." Gözlerimi kıstım. "Karına karşı mı geliyorsun?" dediğimde başını iki yana sallayarak güldü. 

"Şu hâlinle..." deyip pozisyonumu işaret etti bana. "İstesem de karşı gelemem sana. İsteyemem."

Dişlerimi göstererek gülümsedim. Nasıl durduğumu merak etsem de hareket etmedim. Siyah tişörtünü çıkardı. 

Gözlerini bana çevirdiğinde gözlerimi kısayım derken göz kırptım. Ayy yanlışlık oldu.

"Ayy ben bir yemeğe bakıyım. Sen devam et."

Yerimden doğrulurken kollarının arasına aldı beni. Heyecan yaptım. Şu an yemek umrumda değil.

Yüz yüze bakıyorduk. Elimi yanağına getirdiğimde gülümsedi. Yaklaşıp öptü şefkatle. Kalp atışlarımı hissediyorum.

Benden ayrıldığında meftun olduğum gözlerine tutundum. İçimden geçeni söyledim sonra.

"Yerim seni."

Güldü. Başını boynuma gömdüğünde yanaklarımı şişirdim. Romantik ortam puf oldu.

Başını kaldırdığında yüzünü ellerimin arasına aldım. Haylaz çocuk gibi sırıtıyor karşımda. 

"Karıma karşı gelemem." dediğinde gözlerimi devirip güldüm. Gözlerimi yüzüne çevirdiğimde etkileyici bakışlarıyla karşılaştım. Romantik.

⭐❄️

Bölüm nasıldı?
Düşünceleriniz?

Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz ❤️

Gitmek.














Continue Reading

You'll Also Like

14.3K 1K 26
"küçükken hep öğretmen olmak isterdim. ama ortaokulu bitirdikten sonra liseye başlayamadım. notlarımda iyiydi ama durumumuz yoktu. o yüzden Ece için...
143K 7.3K 53
~Tamamlandı~ İnsan yaşadığı zorlukları bahane edip yazısındaki kaderin enaniyetine sığınmaktan hep kaçar. Hep daha iyisi olsun hep düşlediği hayat ke...
URVE By balsuymelike

Teen Fiction

17.1K 1.1K 19
| TAMAMLANDI | Hifa ve Talha Hifa birçok şeye sahip olsa da onlarla tatmin olmamıştı. İçinde bir boşluk vardı. Aşkı fani şeylerde aramıştı. Ta ki...
211K 13.3K 25
_𝚃𝙰𝙼𝙰𝙼𝙻𝙰𝙽𝙳𝙸_ İnadı uğruna tanımadığı ve onunla evlenmek istemeyen adamla evlenen bir kadın.. Kadına göre sırlarla dolu bir adam.. °°° "Bira...