SESSİZ SİPER

By comebackpiet

228K 15.5K 838

Yeşim köstebekti. Ona en çok güvenen adamın, Mehmet Bey'in aradığı kişiydi, düşmanıydı. Yüzbaşı Yiğit ise hiç... More

Bölüm 1: Truva Operasyonu
Bölüm 2: Gölgelerde Saklı
Bölüm 3: Barikat Noktası
Bölüm 4: Gece Yarısı Planları
Bölüm 5: Pusu Hattı
Bölüm 6: Beklenmeyen Ziyaret
Bölüm 7: Derin Yankılar
Bölüm 8: Yitik Bağlar
Bölüm 9: Acil Çağrı
Bölüm 10: Tehditler ve Tırmanışlar
Bölüm 11: Kaosun İçinde
Bölüm 12: Takım Çalışması
Bölüm 13: Zorlu İstek
Bölüm 14: Asker Üniformalı Prens
Bölüm 15: Geri Dönüş Yok
Bölüm 16: Pişmanlık İzleri
Bölüm 18: Tatlı Sözler, Kilitli Dudaklar
Bölüm 19: Sırların Keşfi
Bölüm 20: Şüpheyi Öldürmek
Bölüm 21: Sahte İtiraflar ve Yeni Umutlar
Bölüm 22: Kırmızı Nokta
Bölüm 23: Boğuk Çığlıklar
Bölüm 24: Daha Yakına
Bölüm 25: Kırılgan Dengeler
Bölüm 26: Gizli Hisler
Bölüm 27: En Yakın Uzak
Bölüm 28: Aramızdan Biri
Bölüm 29: Boş Kurşun Kovanları
Bölüm 30: Tehlike Çanları
Bölüm 31: Tek Nefeste İntikam
Bölüm 32: Koruma Talebi
Bölüm 33: Pazarlık Sanatı
Bölüm 34: Sırların Anahtarı
Bölüm 35: Gizli Müttefik
Bölüm 36: Gizli Anlaşmaların Ritmi
Bölüm 37: Hüznün ve Umudun Dansı
Bölüm 38: Kor Ateş
Bölüm 39: İntikam Kırmızısı
Bölüm 40: Sırların Sonu
Bölüm 41: Köstebek Avı
Bölüm 42: Kırmızı Bülten
Bölüm 43: Umut Dolu Yarınlar
Bölüm 44: Kurulu Tuzaklar
Bölüm 45: Hainin Hamlesi

Bölüm 17: Çizgi Film Referansları

4.9K 353 20
By comebackpiet

Yiğit'in gitmesinin üzerinden ne kadar süre geçtiğinden emin değildim. Düşünce havuzumda kaybolmuştum ve zaman kavramımı yitirmiştim. Yiğit ile yaşadıklarımı kafamın içerisinde döndürüp duruyor ve ona ne kadar açık verdiğimi anlamaya çalışıyordum.

Bana karşı değişen tavrından anlamıştım ki Yiğit üzerimdeki etkisinin farkına varmıştı. Ve bunu kendi amacı doğrultusunda kullanmaktan çekinmiyordu. Amacının ne olduğundan emin değildim ama şansını yeniden deneyeceğine dair bir güçlü bir hissim vardı. Tekrar karşılaşma ihtimalimiz beni geriyordu ama aynı zamanda heyecanlandırdığını da inkar edemezdim. Yaşadığım bu çelişki baş ağrısı çekmeme neden oluyordu.

Dirseklerimi masaya yaslayıp başımı ellerimin arasına aldım. Parmaklarımla şakaklarıma baskı uygulayarak hafifçe ovarken kendi içimde yaşadığım bu karmaşaya nasıl bir çözüm bulabileceğimi düşünüyordum. Birisiyle bunun hakkında konuşmaya, farklı bir bakış açısı ile bu durumu ele almaya ihtiyaç duyuyordum çünkü artık yaşadığım bu karmaşaya objektif yaklaşamıyordum.

Kapının açıldığını duyduğumda başımı kaldırdım ve içeriye giren kişiye döndüm. Kısa bir an gelen kişinin Yiğit olabileceğini düşündüm ve kalp atışlarım hızlandı. Ama içeriye giren kişi takım elbisesi ve evrak çantası ile bir avukattı. İçeriye giren bu kadını tanıyordum. Özellikle Mehmet Bey'i içeri tıkıp sonunda her şeyin bittiğini düşündüğüm o zamanlarda bu kadınla sık sık karşılaşmıştım. Yanlış hatırlamıyorsam ismi Meryem Sema Pektaş'dı ve Mehmet Bey'in avukatlar ordusunu yöneten kişiydi. Hala İstanbul'da olduğunu sanıyordum, bu yüzden onu görmek beni biraz şaşırtmıştı.

"Yeşim Hanım, bu şartlar altında olsa bile sizi yeniden görmek güzel." Aynı şeyi ben onun için söyleyemeyecektim bu yüzden sessiz kaldım. "Gizliliğimiz sağlandı." Eliyle çift taraflı camı işaret etti. Karşıma geçip oturduğunda sordum. "Babamla görüştün mü?" Çantasını masanın üzerine bırakırken konuştu. "Evet, bu durumdan pek memnun değil." Ben bir şey söylemeyince konuşmaya devam etti. "Ellerinde bir şey yok. Sadece sizi gözaltı süresi dolana kadar tutacaklar. Tek yapmanız gereken sorulan hiçbir soruya cevap vermemek. Diğer korumanıza da aynı şeyi önereceğim."

"Daha erken çıkmam mümkün değil mi?" Başını iki yana doğru salladı. "Baskı oluşturuyoruz ama gözaltı süresi dolana kadar sizi burada tutma hakkına sahipler." Onu, başımı sallayarak onayladım. Burada yalnız geçireceğim süre benim için bir dinlenme arası anlamına gelebilirdi aslında. Uzun zamandır kendimle baş başa kalma şansını yakalayamamıştım. Belki aklımdakileri rayına koyup nasıl ilerleyeceğime dair eylem planı yapabilirdim. Bu zamanı iyi değerlendirmeli ve burada kalmanın yolunu bulmalıydım.

Aklıma tehdit mesajı gelince derin bir nefes alıp konuştum. "Ferit'e, güvenlik önlemlerini arttırmasını söyle. Babam hiçbir zaman yalnız seyahat etmesin, en az dört kişi yanında olsun her zaman." Avukat merak ifadesi ile sordu. "Mehmet Bey'e iletmem gereken bir şey var mı?" 

"Bir tehdit mesajı aldım. İçi boş bir şey olup olmadığından emin değilim ama şimdilik güvenliği arttırmakta yarar var." Sait'in başına gelenleri düşününce oldukça gerçek bir tehditti ama bunu onlara söyleme niyetim yoktu. Sait'in ölümünü bir koz olarak kullanabilirdim. Söylediklerimi başını sallayarak onayladı. 

Sessiz kaldığında konuşacak bir şeyimizin kalmadığını düşündüm ama hala karşımda oturmaya devam ettiğine göre söylemek istediği bir şeyler vardı. Bir süre konuşması için sessiz kalıp onu izledim. Bakışlarım onu germiş olmalı ki ellerini masanın üzerine yerleştirdi ve ojeli uzun tırnaklarını masaya vurarak bir ritim oluşturdu. "Mehmet Bey'in bazı soruları var."

Tek kaşımı kaldırıp sordum. "Ne hakkında?" Tırnaklarını masaya vurmaya bir son verdi. "Sizi şehirden ayrılırken yakalamışlar. Mehmet Bey, neden şehirden ona haber vermeden ayrılmak üzere olduğunuzu merak ediyor."

"Bunun iyi bir nedeni var." Evet, iyi bir neden bulmam gerekiyordu. Avukat hafifçe gülümsedi ve konuştu. "Bana söylerseniz Mehmet Bey'e iletirim." Başımı iki yana salladım. "Ona anlatacaklarım var. Senin iletebileceğin şeyler değil." Bir süre sessiz kaldı ve daha sonra hafifçe gülümseyip başını sallayarak onayladı. "Bana söylemek istediğiniz başka bir şey var mı Yeşim Hanım?" Gözlerimi ona dikip sessiz kaldım ve sonunda o da oturduğu yerden kalktı. "Yarın yine uğrayacağım."

Odadan çıktığında derin bir nefes alıp arkama yaslandım. Mehmet Bey için ikna edici yalanlar bulmalıydım. Neyse ki yıllar içerisinde bu konuda kendimi oldukça geliştirmiştim ve zorlanmadan üstesinden geleceğime inanıyordum. Üstelik yalanlarımın üzerine düşünmek için zamanım boldu.

Birkaç dakika geçmeden kapı yeniden açıldı ve dönüp baktığımda kapı aralığından kafasını uzatmış Selim ile karşılaştım. Göz göze geldiğimizde kocaman gülümsedi ve kapıyı tamamen açıp hızlıca masaya doğru ilerledi. Elinde tuttuğunu sonradan fark ettiğim poşeti masanın üzerine bıraktı ve burnuma poğaçanın tatlı kokusu doldu. 

Selim kapıya doğru yönelmeden önce bana dönüp konuştu. "Çayları alıp geliyorum hemen." Kafa karışıklığı ile kapıya doğru yürümesini izledim. Odadan çıktı ama kapıyı arkasından kapatmadı. Koridordan geçen birkaç kişi ile göz göze geldim ve içlerinden birisi homurdanarak kapıyı kapatmak için uzandığında Selim'in sesi duyuldu. "Kapıyı açık bırak." 

Birkaç saniyenin ardından Selim elinde iki bardak çay ile içeri girdi ve çayları masanın üzerine bırakıp geri kapıya ilerledi. Kapıyı kapattıktan sonra karşıma gelip oturdu ve poşete uzanıp içindeki paketleri çıkardı. 

Tüm bu yaptıklarını kafa karışıklığı ile izlerken sesimi çıkarmadım. Selim'in ne kadar cana yakın olabileceğini görmüştüm. Aynı zamanda düşmanına nasıl baktığını da görmüştüm. İnsanın içini delip geçen bakışlar atmaktan çekinmiyordu. Peki ya şu andaki bu hareketlerinin anlamı neydi? Yiğit'in yaptığına benzer bir şey miydi bu? Ne yani, herkes sırayla şansını mı deneyecekti?

Selim elindeki paketin birini bana uzatırken konuştu. "Hangi poğaçayı seversin bilemedim, o yüzden sana da benim sevdiğimden aldım." Pakete uzanıp elinden aldım ve içine baktım. Bakışlarımı ona kaldırdığımda yüzündeki kocaman gülümseme ile konuştu. "Kaşarlı poğaça. Sıcakken çok iyi oluyor. Soğumadan ye."

Kendi poğaçasından kocaman bir ısırık alıp çayını eline aldı. Ben ise hala hareketlerine anlam veremediğim için onu izlemeye devam ediyordum. Çayından bir yudum aldıktan sonra konuştu. "Hadi yesene. Senin için gidip en iyi pastaneden aldım bunları." Bakışlarımı paketin üzerine çevirdim ve üzerindeki logoyu inceledim bir süre. Selim'in sorgusunun ne zaman başlayacağını merak ediyordum.

Paketin içerisindeki poğaçaya uzanıp bir parça kopardım ve ağzıma attım. Aldım tat ile büyülenirken gözlerimin büyüdüğünü hissettim. Bu şimdiye kadar yediğim en iyi poğaçaydı. "Sevdin, değil mi?" Selim'in sorusuna başımı sallayarak cevap verdim ve bir parça daha attım ağzıma. Logonun üzerinde yeniden gözlerimi gezdirip logoyu aklıma kazıdım. Buradan çıkınca mutlaka bu pastaneye gidecektim.

Bir süre ikimiz de sessizce yemeye devam ettik. Çayımdan bir yudum alırken Selim konuştu. "Senin de sohbetine doyum olmuyor Yeşim." Alay eder ifadesi ile söylediğini görmezden geldim ve o da cebine uzanıp telefonunu çıkardı. "Sessizlik beni çok geriyor. O yüzden bir şeyler açalım da izleyelim en azından." Birkaç saniyenin ardından telefonundan bir çizgi film açtığında gözlerimi devirecek gibi oldum ama kendimi durdurdum. "Bu ne?" 

Jeneriği akan çizgi filmden gözlerini ayırıp bana baktı. "Aa, sen konuşmayı biliyor muydun?" Kıkırdadı ve sonra soruma cevap verdi. "Uğur böceği ile kara kedi." Ekrandaki mavi saçlı karakteri işaret etti. "Bu kız, Marinette bir süper kahraman ama kimliğini gizli tutuyor." Birkaç saniyenin ardından sarı saçlı erkek karakter göründüğünde bu sefer de onu işaret etti. "Bu da Adrien. Adrien de süper kahraman." Poğaçasından bir ısırık aldı. "Şimdi, bu ikisi normal hayatta birbirlerinin arkadaşı ve Marinette, Adrien'dan hoşlanıyor. Süper kahramana dönüştüklerinde de takım oluyorlar ama süper kahramanlarken birbirlerinin kim olduklarından haberdar değiller. Adrien, onun Marinette olduğunu bilmeden takım arkadaşından hoşlanıyor. Aslında ikisi de birbirinden hoşlanıyor yani." Çayından bir yudum almak için konuşmasına ara verdiğinde bana bunları neden anlattığını anlamaya çalışıyordum. Ben buraya benden bilgi koparmak için geldiğini sanıyordum. Bunu yapmadan önce Yiğit gibi ortamı yumuşatmaya mı çalışıyordu?

İki karakterde maskeli bir şekilde yan yana dururken çizgi filmi duraklattı. "Şuna baksana ya! İkisinin de saç renkleri ve stilleri, gözlerinin rengi, yüzlerinin yarısı görünüyor. Birbirlerinin sesini olduğu gibi tüm çıplaklığıyla duyuyorlar ama bir türlü tanımıyorlar. Deli ediyor bu beni." 

Hala ne yaptığını çözememiş olsam da sinirli halini, ciddi kalmaya çalışarak izliyordum ama buna biraz daha devam ederse dayanamayıp gülecektim. Tüm bu çizgi film olayını çok ciddiye alıyor gibi görünüyordu. Gözlerini ekrandan ayırıp bana baktı. "Ne kadar saçma değil mi?" Başımı ciddiyetle aşağı yukarı sallayarak onu onayladım.

Çizgi filmi devam ettirdi ve ikimiz de poğaçalarımızı bitirip çayımızı yudumlarken çizgi filmi sessizce izledik. Bölüm bittiğinde Selim telefonunu kapatıp cebine attı ve sonra bana bakarak konuştu. "Ben olsam var ya, hemen anlardım kim olduğunu. Öyle saçını, gözünü, yüzünün yarısını da görmeme gerek yok. Sesini duysam yeter. Hatta sesini de değiştirsin yine tanırım." Konuşmasının sonuna doğru yüzündeki gülümseme yavaş yavaş kayboldu ve son cümlesini ciddi bir ifade ile söyledi.

Bir anda burada yaptıklarının hepsi bir anlam kazandı. Selim'in derdi sorgulamak değildi. Selim, benim beraber operasyona çıktığı kadın olduğumdan şüpheleniyordu ya da bundan tamamen emindi. Bu yaptığı ile beni deniyordu.

Kulaklarımın uğuldadığını, kalp atışlarımın göğsümü dövdüğünü hissettim. Yüz ifademi sabit tutmaya özen gösterdim. Nefes alış veriş hızımı yavaşlatmaya çalışıyordum ama boğuluyor gibi hissediyordum. Tüm bu tutuklama olayı tahmin ettiğimden daha yorucu bir şekilde ilerliyordu. Kısa bir süreliğine kaybolan baş ağrımın tüm şiddeti ile döndüğünü hissettim.

Selim beni dikkatle izledi ve emindim ki bendeki bütün değişimlerin farkına varmıştı. Birkaç saniyenin ardından dudaklarının kenarları hafifçe kıvrıldı ve masaya doğru eğilerek bana yaklaştı. Kısık çıkan sesi ile konuştu. "Merak etme, sırrın benimle güvende Cankız."

Continue Reading

You'll Also Like

230K 12K 44
Alya özer (asil ) küçük yaştan beri ailesinin intikamı için yanıp tututuşur tam herşey bitmişken gerçek ailesi ortaya çıkar.
76K 4.6K 28
Aşkına Serisinin ikinci kitabı olmakla birlikte ilk kitaptan bağımsızdır. Ancak arada Giray ve Cansu'yu görebilirsiniz benim önerim onu da bir okuyun...
1.9M 97.8K 78
"Çocukken yanağıma kondurduğun öpücük sayesinde tüm acılarım geçmişti. Şimdi ben senin kalbinden öpsem geçer mi? Tüm acıların diner mi?" İlk görüşte...
839K 14.7K 27
🔞Türkiye'nin en büyük mafyası tarafından kaçırılmak ve onla ilişki yaşamak.🔞 🔞Bolca +18 vardır. 🔞