"Çabuk temizlesene hatun, oklava mı yuuttun hem sen, neden eğilemiyorsun!?"
Az ileriden gelen seslere karşın adımlarını kendi daireme uzanan koridordan çekip harem kapısına doğru ilerletmeye başladım.
Genç bir cariye harem kapısını silmeye çalışırken diğer yandan da başındaki bir kalfa ona sinirli gözlerle bakıyordu.
Biraz daha yaklaşmam ile "Elindeki bezi sıkı tut, seni esir pazarında 5 mislinle satsam alamam o bezi." Diye tekrar konuştu sinirle kalfa.
"Neden kıza sert çıkışıyorsun? Görmüyor musun düzgün silmek için çabalıyor." Dememle anında kalfanın bakışları bana döndü.
"Sen kimsin be? Dediği zaman "Kim olduğumun bir önemi var mı, Neden kıza kötü davranıyorsun?" Diye sorduğum esnada tam yanında bittim.
"Harem kurallarını senden mi öğreneceğim?" Diye sinirle sorması ile "Ayşe Kalfa!" Diye uzaktan bir ses uyarı şekilde geldi.
Bakışlarımı sesin geldiği yöne doğru çevirdiğim zaman Yıldız Kalfanın buraya doğru adımladığını gördüm.
"Yıldız, al şu biçare hadım oğlanı başımdan. Gelmiş bana kalfalık öğretiyor." Diye adının Ayşe olduğunu öğrendiğim kalfa konuştu.
"Biçare bir hadım oğlan değil o Ayşe Kalfa, padişahımızın gözdesi." Dediği zaman Ayşe Kalfanın bakışları bana döndü.
"Gözde olduğunu bilmiyordum ancak bu yine de sana bana karşıma hakkını tanımaz." Dediği zaman derin bir nefes aldım.
Ben tam ağzımı açacaktım ki "Fatin Ağa hünkarımızın sıradan bir gözdesi değil baş gözdesidir. Gözünde değer verdiği bir hazinedir." Dedi Yıldız Kalfa keskin bir tonla.
Bakışlarım bu sefer ona dönerken o direkt Ayşe Kalfanın gözlerinin içine bakıyordu.
Yıldız Kalfa bu şekilde ileride güçlü bir sultan olacağımın naralarını atıyordu.
"Baş gözde olayım ya olmayayım, eğer işini düzgün halletmezsen seni kapı kulu askeri bile uyarabilir Ayşe Kalfa." Dediğim zaman Ayşe Kalfanın bakışları bana döndü.
"Seni ilk ve son kez ikaz ediyorum. Eğer kalfalığını düzgün bir şekilde yapmazsan haremdeki konumun hakkında hünkarımız ile konuşmayı düşüneceğim." Dediğim zaman gözlerimin içine bakıyordu şimdi.
"Bir daha da bu cariyenin yanına dahi yaklaşma, çünkü bu anın akabinden sonra benim hizmetimdedir." Dememle başkalarım cariyeye döndü.
Umut dolu gözler ile bana bakarken, yavaşça gülümsedim.
Buna karşın biraz afallasa da hemen aridndan o da yavaşça gülümsedi.
Ayşe Kalfa derin bir nefes verirken kafasını salladı ve ilerleyip gitti.
Benim bakışlarım cariyedeyken "Adın nedir?" Diye sordum.
"Hale, ağam." Dediği zaman "Tamam Hale, Yıldız Kalfa ile eşyalarını topla ve daireme yerleş. Hususî hizmetçim olmanı isterim." Diye yanıtladım.
Adının Hale olduğunu öğrendiğim cariye uzaklaşıp giderken bakışlarım Yıldız Kalfaya döndü.
Yıldız Kalfanın "Nerdesin sen?" Diye sorması ile yutkundum.
Aklıma son olaylardan dolayı yaşadığım şeyler gelirken heyecan tüm vücudumu kapladı.
"Bir şey mi oldu?" Diye biraz korku ile sorduğum şeye karşı kafasını olumsuz salladı.
"Hayır, ancak seni arıyordum bende. Tez hazır ol, hünkarımız bu gece seni görmek istedi." Dediği zaman dudaklarımın kenarı kıvrıldı.
~~~~
Haremin büyük kapısının önünden geçerken duruşumu dikleştirdim. İstemsizce heyecanlanırken bakışlarımı içeriden çekmeye çalıştım.
Haremi yan profilden izlerken bir çok cariyenin beni izlediğini görebiliyordum..
Yanımdaki Yıldız Kalfanın bana eğilmesi ile "Göğüsünü ger." Dedi.
Bakışlarım ona dönerken "Afedersin?" Demiştim ki bakışlarım anlık olarak hareme uzanan balkona kaydı.
Afife Sultan ve yanındaki Macide Hatun bana bakıyordu.
Adımlarımı durdurduğum zaman yanımdaki ağalarda hareket etmeyi kesti.
Afife Sultan her zaman ki giydiği o yeşil kıyafeti ile parıltılar içerisinde adeta kaybolacaktı.
Ben ise bana Mestan Han'dan hediye gelen mor kaftanı giymiştim.
Üzerine dizilmiş yakut taşlar, altın tozlu hatları ile şu saraya hatta sarayı geç şu cihana geldiğimden beri giydiğim en güzel kaftandı.
Uzun ve kadife yapımıydı. Üzerindeki desenler özgü ve cihandaki hiçbir kula nasip olmayan desenlerdi.
"Yakut.., mor.., altın.. ve kadife." Diye Afife Sultan'ın konuşması ile selam durdum.
"Işıldıyorsun, tıpkı bir sultan gibi." Dediği zaman kaşlarım çatıldı.
Selamımı bitirip, gözlerinin içine baktığım zaman gülümsedim.
"Siz daha da ışıldıyorsunuz." Dediğim zaman hafifçe gülümsemeye başladı.
Yanındaki Macide Hatunda gülümserken selam durdum ve ilerlemeye devam ettim.
Onlara odaklı bütün dikkatim adeta bir toz bulutu gibi geçip giderken altın yolda ilerlemeye başladım.
Etrafa saçılmış altın ve zümrütler ile bu yol her zaman güzel görünecekti.
Ya da beni ona götürdüğü için hep bu yolu sevecektim.
Saniyeler sonra has odanın kapıları bana açıldığı zaman derin bir nefes alıp, içeri doğru adımladım.
Az ilerideki gözleri ışıldayan beden bana bakarken ona doğru her bir adım attığım zaman kalbim çarpıyordu.
O bu yüce osmanlı devletinin reisi, bu cihanın en güçlü hükümdarıydı.
Haremindeki düzinelerce cariyesi onun hayali ile yaşarken resmen kendini bana adamış ve bana ait hissettiriyordu.
Bu düşünce ise içimi ısıtıyordu. Çünkü aynı durum benim içinde geçerliydi, bende ona aittim.
Kapıların arkadan kapanıp kilitlenmesi ile dudaklarımın kenarı kıvrıldı.
O kara gözleri ile gözlerimin içine derin derin bakarken gözlerini yavaşça kapattı ve beni kendine doğru çekti.
Kokusunu iliklerime kadar hissederken, vücudunun sıcaklığını tenimde hissettim.
Eli yavaşça bedenime gidip okşarken belimde durdu ve yavaşça sevmeye başladı.
Kafasını boynuma gömüp kokumu çekerken belime biraz daha baskı uyguladı ve beni kendi ile adeta bir bütün yaptı.
"Fatin'im."
Sesi kulaklarıma dolarken sesinin özlemle çıktığını hissettim.
Sanki uzun zamandır beni görmeyi bekliyormuş gibiydi. Sanki beni görmedikçe bana olan özlemi artıyordu.
Boynuma derin bir öpücük kondurduktan sonra boynumdan çekildi ve gözlerini gözlerime dikti.
Kara gözleri ile gözlerimin içine bakarken "Sonunda burdasın, kollarım arasında." Dediği zaman gülümsedim.
"Özledin mi beni?" Diye sorduğum zaman "Özlemek mi?" Diye sordu elimi alıp öperken.
"Senin hasretin ile geçen her saniye ölüp dirildim." Dediği zaman tekrar öptü.
Elleri yanaklarıma gidekren "Cihanları, deryaları fethettim ama kalbimi senden koruyamadım, fethettin kalbimi." Dediği zaman içimdeki kelebeklerin etkisi ile en içten şekilde gülümsedim.
Saniyeler sonra daha dayanamayarak parmaklarımın ucunda yükseldim ve dudaklarımızı birleştirdim.
Anında karşılık verirken, eli tekrar belime gitti ve beni kendine doğru çekip sıkıca bastırdı.
İri ve yapılı vücudunu şimdi kumaş üzerinden hissediyordum. Tenini tenime daha fazla bastırırken beni biraz kaldırdı ve kucağına aldı.
Geniş ve yapılı vücudunda tamamen sarıldığım zaman boynuma bir öpücük kondurdu.
Yavaşça yatağına doğru giderken öpüşleri derinleşti. Öptüğü yeri şimdi hasretle kokluyordu.
Sırtım yavaşça yatakla buluşurken belimde olan eli yavaşça vücudumda gezindi ve okşadı.
Bakışları gözlerimin içine dönerken elleri yüzümde bitti ve inciltmekten korkarcasına okşadı.
Daha sonra elleri yavaşça belime hemen ardından daha aşağı giderken üzerime eğildi.
⚠️Cinsellik Uyarısı⚠️
Kalçalarıma değen eli ile derin bir nefes aldı. Gözleri gözlerimin içine dönerken dolgun kalçamı sıktı ve alt dudağını ısırıdı.
Gözlerimin içine bakmayı kesti ve üzerime eğilip alnıma bir öpücük kondurdu.
Daha sonra zaman kaybetmeden yüzüme geçti ve yüzümün her tarafına ufak ve şefkatli öpücükler kondurdu eli kalçamı okşarken.
Bütün bedenim onun için kasılırken, tüylerim diken diken oldu.
Bu kadar yakışlıklı, güçlü ve itibarlı bir padişahın şefkati sahip olabileceğim en güzel şeydi.
Hemen ardından elleri kaftanımın düğümlerine gidip hepsini açmaya başladı.
Kendimi tamamen ona teslim ederken bu hâlimden hoşnut bir şekilde hafifçe gülümsedi.
Elleri ile düğmeleri teker teker açarken her bir açışında daha fazla etkileniyor ve sabırsızlanıyordu.
Daha sonra ameline tamamen ulaştı ve kaftanımdan kurtulup arkaya doğru umursamazca attı.
Şuan ben kaftandan daha önemliydim onun için.
Yalnızca iç çamaşırım ile kalırken üzerime eğildi ve göğüs ucumu bir öpücük kondurdu.
Dudaklarımı birbirine bastırdığım zaman ellerim saçlarında bitti.
Saçlarını zevkle karıştırırken göğüs ucumu ağzının içine aldı ve gözleri gözlerimin içine döndü.
Daha sonra göğüs ucumu bıraktı ve uzanıp köprücük kemiğime bir öpücük kondurdu.
Elleri hızla kendi kıyafetlerine giderken elinden geldiğince hızlı davranıp onlardan kurtuldu.
Yapılı esmer teni karşıma çıkarken yatağa doğru eğildi ve kasları estetik bir şekilde gevşedi.
Sıcak nefesi yüzüme vururken gözleri tekrar gözlerimde döndü.
Gözlerimin içine istek ile bakarken alt dudağımı ısırıdım. Belimden tutup beni ters çevirmesi ile iç çamaşır üzerinden kalçalarım ona serildi.
Ben heyecanla gözlerimi kapatıp, kafamı yatağa gömdüm.
Kalçalarımı aralaması ile arasına tükürdü. Aridndan kafasını gömüp tükürüğü yeri yaladı.
Ben alt dudağımı ısırıp, inlerken kendini daha fazla ittirdi ve deliğimi öptü.
Saniyeler sonra kafasını çekti ve bir parmağımı girişine dayadı.
Hemen ardından ittirmesi ile deliğimin çeperi yavaşça yandı.
Dişlerimi sıkıp, tiz bir inleme ile onun inlerken o daha da derine inmeye başladı.
Hareketlerini hızlandırdığı zaman sesli bir şekilde inlemeye başladım. Hemen ardından ikinci parmağını gönderdiği zaman makas hareketlerine geçti ve deliğimi güzelce genişletti.
Parmaklarını çektiği zaman içimdeki boşluk ile derin bir nefes aldım.
O yataktan kalkıp çekmeceye gitti ve içini açıp her zaman ki kremi çıkarttı.
Gözlerim ona dönerken kremi açtı ve aletine güzelce sürdü.
Gözleri gözlerime dönerken kendini çekmeyi hızlandırdı ve iri aletini daha da sertleştirdi.
Saniyeler sonra yatağa geldiği zaman belimden beni tuttu ve kendine çektim kaldırdı.
Gözlerim gözlerine şehvetle dönerken onunda kara gözleri gözlerime döndü ve beni kucağına güzelce yerleştirdi.
Hemen ardından girişime dayanması ile "Acırsa söyle." Dedi sadece.
Aletinin girişini yavaşça soktuğu zaman nefesim kesildi. Kendini ittirirken uzun ve kalın aleti alışmış deliğimden içeri girdi.
Gitgide derrinlerime girerken nefes alışverişleri hızlandı. Bir kaç saniye alışmamı bekledikten sonra hareketlerini hızlandırdı.
İçime hızlıca girip çıkmaya başlarken hırlar gibi inledi.
İçimdeki yanma artarken bacaklarım kasıldı. O kendini daha fazla ittirmeye çalışırken nefes nefese inlemeye çalıştım.
Uzun ve kalın aleti deliğimi zorlayıp hareket etmeye çalışırken o bundan çok fazla zevk alıyor ve hareketleri ile inlemeleri ile zevk veriyordu.
Gözlerimin yaşarması ile gözleri gözlerimde bitti.
Gözlerimin içine bakarak sert sert vuruşlar yapmaya başladı.
Doluluğu ve içimdeki zevk inlerken gözlerimden yaşlar düşüyordu.
O kadar fazla zevk veriyordu ki zevkten dört köşe olmuş bir şekilde inliyordum.
Elleri kalçamlarımı tutarken daha da hızlandı.
Alınlarımızı birleşirlen ter içinde olan alnının damarları ortaya çıkmıştı.
İçime girip çıkmaya devam ederken yüzüme karşı zevkle inledi ve kalçama bir tokat attı.
Hemen ardından elleri bacaklarımda bitip beni kaldırıp indirmeye başladı.
Her zevk noktama adeta saplaması ile zevkle inliyordum.
Kuvvetlice kaldırıp indiriyor ve en derinlerime girmek ister gibi bastırıyordu.
Saniyeler sonra içimden çıktı ve beni yavaşça indirdi.
Hızla yatağın kenarına doğru sürükledi ve beni yatağın demirine yasladı.
Belimden tutup kalçamlarımı ona yaklaştırırken sert bir tokat attı ve aletini kavrayıp tekrar içime girdi.
Elleri belimde bitti ve iri aletini tekrar içimde hissettim.
İçime girip çıkmaya başlarken dişlerimi sıkıp zevkle inlemeye başladım.
İçim hem yanıyor hem de zevk veriyordu. Doluluğu zevki iliklerime kadar hissettiyor iri aleti en derinime giriyordu.
İsmi ile inleyeceğim zaman daha da ittirip sapladı.
"Mes.." deyip kaldım ve nefes nefese titredim. İki büklüm bir şekilde zevkle inlerken kendini tekrar ittirip hızlandı.
Kolunu boğazıma boşta duran elini aletime attığı anda daha da hızlandı.
Beni hızlıca çekip diğer yandan da içime girip çıkıyordu.
Gözlerimden zevk yaşları akarken cinsel doyumum doruk noktasındaydı.
Hiçbir yere kaçamıyor ve ondan kurtulamıyor olmak paha biçilmezdi.
Zevki iliklerime kadar yaşatıyor ve yaşattığı zevkle şehvetli bir şekilde inliyordu.
Hareketleri bir süre sonra daha da hızlandırken en son içimde seyiren aleti hissetmemle dayanmadan boşaldım.
Ben onun eline o benim içine boşaltırken kendimi ona daha fazla bastırdım.
Aleti hâlâ içindeyken içimdeki meniler deliğim çeperinden yavaşça akmaya başladı.
Aletini çekmesi ile menisinin büyük bir kısmı birden deliğimden dışarı doğru çıktı.
⚠️Cinsellik Bitti⚠️
Ben göz yaşlarımı silip, derin bir nefes alırken arkamı döndüm.
Çenemi tutması ile dudaklarımızı anında birleştirdi.
Dudaklarımı şefkatle öperken mırıldandı ve elleri belimde bitti.
Saniyeler sonra dudaklarımızı ayırdı ve benden yavaşça ayrıldı.
Az ileride duran masasına gidip, üzerindeki yeni gördüğüm tacı alması ile kaşlarım çatıldı.
Yanıma tekrar geldiği zaman tacı başıma taktı.
Gözleri gözlerimin içine dönerken "Bu sabah bu daireden çıktıktan sonra benim haseki sultanımsın." Dediği zaman kalp atışlarım hızlandı.
"Nikahımız bu gece benim emrimle kıyıldı, artık benim bir cariyem değil sultanım olacaksın.. Sonsuza dek!" Dediği zaman dudaklarıma kapandı.
Sevgi ve aşkla öperken "Benim sultanım olacaksın.." Dedi 'benim.' kısmını bastırarak.
Dudaklarımızı ayırdığı zaman "Ben sultan olmasam da sana aitim. Ruhum, bedenim, her zerremle.. Senin aşkınla yanıyorum." Dediğim zaman gözlerinin içi parladı.
"Sen sahip olduğum bütün hazinelerden bile daha güzelsin aşkım."