ALABORA

By kursunirenkleeer

181K 7K 5.1K

Neden bence yardıma ihtiyacın olabilir hem kocalar ne için var karıcığım " dedi tırnağını ensemde gezdirip... More

Bolum 1
Bölüm 2
Bölüm 3
BÖLÜM 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bolum 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
Bölüm 22
Bölüm 23
BÖLÜM 24
Bolüm 25
ALINTI
BÖLÜM 26
Bölüm 27
Bölüm 28
28 .BÖLÜM ALINTI
BÖLÜM 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
BOLUM 34
BÖLÜM 35
BÖLÜM 36
BÖLÜM 37
BÖLÜM 38
BÖLÜM 39
Bölüm 40
BÖLÜM 41
Bölüm 42
BÖLÜM 43
BÖLÜM 44
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
BÖLÜM 49
BÖLÜM 50
BÖLÜM 51
Bölüm 52

Bölüm 45

1.7K 91 158
By kursunirenkleeer


Boran kucağında benimle hızla evin içinde koşarken başımı boyun boşluğuna gömüp ağlıyordum..

" Kapıyı açın " diye bağırdı.

Evin içinde koşar adım ayak sesleri duydum .

" Ne oluyor ,ne oldu Boran ,Efnan " Dedi Hatice abla beni Boran'ın kucağında görünce.
En son yine bu şekilde Boran'ın kucağında bacaklarımın arasından süzülen kanlarla bu evden çıkmış bir bebeğimi kaybetmiş, her şeyden aşkımdan dahi vazgeçmiştim.

" Lütfen Allah'ım bu sefer bebeğimi kaybetmeyeyim,bir evlat acısını daha ne Boran ne ben kaldırabiliriz "diye dua ediyordum.

" Bilmiyorum abla ,şu kapıyı aç hemen " dedi Boran .

Açılan kapının sesini duyarken " Oğlum ne oluyor ?" Diye sordu tekrar Hatice abla sesi korku ve telaş doluydu .

Başımı kaldırıp gözyaşları içinde ona baktım .

" Bilmiyorum abla " dedi Boran "Bebek hareket etmiyor dua et" dedi boğuk bir ses tonuyla cümlesini bitirip Hatice ablanın açtığı kapıdan koşarak dışarı çıkardı beni.

" Efnan " dedi Ahmet bizi görünce koşmaya başladı.

" Ahmet gelme ,araba çabuk şoför koltuğuna geç ve arabayı çalıştır " Diye bağırdı Boran .

" Efnan, Boran bey ne oluyor " dedi bu sefer Nazlı koşarak yanımıza geldi, ikisi sabahtan beri birlikteydi ve eve yeni geliyor olmalılardı.

" Asya'yı ara Nazlı, sana hemen nerede ise konum atsın,Hamza o konuma git ve doktor Asya'yı bizim hastaneye getir, bebek iyi değil " dedi bahçeden koşarken.

Açık araba kapısından beni içeri yerleştirirken Boran ,Nazlı hemen yanımıza bindi ,önden açılan kapıdan Elif'in de arabaya bindiğini gördüm.
Boran da yanıma yerleşip beni kucağına çekerken ,henüz kapının kapanmasını dahi beklemeden Ahmet arabayı çalıştırdı yola çıktık.

" Ne ne oldu Efnan ?" dedi Elif tarih tekerrür ediyordu sanki ama bu sefer olay başkaydı ayrıca Elif ne ara gelmişti hiçbir fikrim yoktu.

"Bilmiyorum, Umut sabahtan beri hareket etmiyor ve karnım çok sert " dedim ağlayarak.

" Nasıl yani ?" Dedi Elif elini ağzına kapatarak .

" Ahmet daha hızlı " dedi Boran .

Arabanın içini telefon sesi doldurdu.

" Asya abla Efnan iyi değil biz hastaneye gidiyoruz ,sen neredesin seni almaya gelecekler ,lütfen yakınlarda ol "dedi Nazlı.

" Bilmiyorum abla ,karnım sert bebek hareket etmiyor diyor ,sürekli ağlıyor "

" Tamam veriyorum sesi hoparlöre " dedi Nazlı.
Ben hala sımsıkı Boran'a sarılmış ağlıyordum .

" Ağlama bir şey olmayacak Efnan sana söz veriyorum " dedi Boran ve Asya'nın sesi kulaklarımı doldurdu.

" Efnan bana ne olduğunu anlat ve hangi hastaneye gittiğinizi, İstanbul'dayım geliyorum hemen " dedi.

Hıçkırarak " Asya bebek bir kaç gündür yavaş hareket ediyordu ,bazen hiç hareket etmiyor ama sen normal diyince ben çok üstüne düşmedim, bugün sabahtan beri karnım çok sert ve Umut'un hareketlerini hiç hissetmedim " dedim ağlayarak.

" Tamam sakin ol ,hangi hastaneye geçiyorsunuz ?".

" Benim hastaneye sen konumunu at seni gelip alacaklar " dedi Boran .

" Gerek yok taksiye bindim bile siz bana konum atın geliyorum, Efnan korkma ,sakin ol ,önemli bir şey olmayabilir " dedi Asya.

" Ya ya bebeğim ölmüşse " .

" Hayır, hayır böyle düşünme " dedi Boran.

"Bebeğimiz ölmeyecek " dedi onunda gözleri doluydu ve sesi boğuk çıkıyordu.

" Efnan sakin ol birazdan öğreneceğiz zaten ,görüşürüz " dedi Asya ve telefonu kapattı.
Boran Nazlı'nın telefonunu elinden alıp " Konum atacağım " dedi, telefonda bir seyler yapıp tekrar geri verdi .

Elif ön koltuktan elini uzatıp elimi tutarken ,
" Korkma ,Umut bebek neleri atlattı,bunu da atlatacaktır,iyidir yeğenim " dedi.

Gözyaşım yanaklarımdan usul usul süzülürken elimi karnıma götürüp gözlerimi karnıma diktim..

"Lütfen bizi bırakma ,lütfen bebeğim, beni de babanı da bu acıyla sınama ,Allah'ım lütfen onu bize bağışla " dedim.

Boran dudaklarını saçlarıma bastırıp öperken boynumdan geçirdiği eli yanağımı parmağının ucuyla hafif hafif okşarken diğer eli ile de beni sımsıkı tutuyordu .

Kulağıma " Iyi olacaksınız " diye fısıldadı.
Kollarımı boynuna sarıp başımı boyun boşluğuna gömdüm.
Ben ağlarken o ise bana güç vermek için sırtımı okşayıp "Sssshhhh ,hayır güzelim ,iyi düşünüyoruz, bebeğimizi de korkutmuyoruz, o senin gibi güçlü ise asla pes etmez ,bizden vazgeçmez, bizi bırakmaz " dedi.

" Boran çok korkuyorum " dedim.

" Hayır ama ,korkma güzelim, gör bak hiçbir şey olmayacak " dedi Boran ve dudaklarını saçlarıma bastırıp öptü.
Başımı iyice boynuna gömüp, gözyaşlarım ile gömleğini ıslatıyordum.
Durmadan dua ederken araba birden durdu ve açılan kapının sesi ile başımı Boran'ın gömdüğüm boynundan çıkardım.

Ahmet beni Boran'ın kollarının arasından çıkartıp kucaklayarak Boran'ın inmesini beklemeden acil kapısına doğru koştu ve " Acil hasta var ,sedye" diye bağırdı .

Bana doğru koşturan bir kaç kişiyi gördüm hala Ahmet'in kucağındaydım.
Ahmet saçlarımdan öpüp "Korkma" dedi elimi tutan ele baktım Boran gelmiş ve elimi tutuyordu .
Ahmet getirilen sedyeye uzandırırken beni Boran ona soru soranlara cevap veriyordu .
Hızlı bir şekilde beni götürdüler arkamdan bir sürü ayak sesi geliyordu ancak ben herkese ve her şeye kendimi sağır ve kör gibi hissediyordum.
Sadece dua ,dilimden dualar düşmezken Boran'ın üstümdeki tişörtünün eteklerinin çekildiğini ve karnımın açığa çıktığını fark ettim.

Gözlerimi açtığımda bir hemşire Nst 'yi bana doğru sürüklüyordu.
Sonrasında o kadar hızlı oldu ki hersey, Boran neler olduğunu anlatıyor ben algılama sorunu yaşıyordum karnıma bağlanan kablolara bakarken hemşirenin bana gülümsediğini farkettim .

" Asya " dedim sadece .

" Gelmek üzere " dedi Boran .

Sonra hemşire dönüp bir şeylere bastı ve odayı küçük kalp atışlarının sesi doldurdu.
Gözlerimden yaşlar daha hızlı akmaya başlarken Boran tuttuğu elimi bırakmadan üzerime eğilip dudaklarımızı birleştirdi.
Onunda gözyaşları benim gibi akarken saçlarımı geriye doğru eliyle tarayıp " Yaşıyor, bak iyi çok şükür ağlama artık " dedi.

Elimi kaldırıp onun gözyaşlarını silerken " Sende ağlama, sen ağlayınca ben daha güçsüz hissediyorum, sen benim gücümsün " dedim.

" Efnan ,güzelim itiraf ediyorum ki bende çok korktum, size birşey olursa ben ölürüm " dedi .

Elimi kaldırıp üç parmağım ile ağzını kapatıp " Ölüm yok ,kimse ölmesin Boran biz kocaman güzel bir aile olacağız " dedim .
Boran elimi tutup parmaklarımı dudaklarından çekmeden öptü sonra sıkıca parmakları parmaklarımın aralarından geçirdi.

" Boran bey " diyen bir erkek sesi ile Boran bakışlarını benden ayırıp sese döndü.
Üzerimden kalkıp doğruldu ve " Tuğrul bey " dedi .
Orta yaşlarda esmer bir adam Boran'ın yanına gelip " İyi akşamlar Boran bey hoşgeldiniz,danışmadan haber verdiler geldiğinizi, geçmiş olsun sorun nedir?" Diye sordu adam ardından Boran ile tokalaştılar .

" Eşim hamile,rahatsızlanınca geldik " dedi Boran .

" Öyle mi?
Hayırlı olsun umarım korkulacak bir şey yoktur,hastanemizin en iyi kadın doğum uzmanımızı çağıralım hemen " dedi Tuğrul denen adam..

" Ağabey " dedi Ahmet ardından Asya'nın sesi kulağımı doldurdu " Efnan " diyerek koşar adım yanıma geldi .

" Teşekkürler Tuğrul bey ,bizim doktorumuz var Asya Hanım, kendisi de geldi, fakat siz bize özel bir oda ayarlarsanız ve eşimin kontrolü orada yapılsa daha memnun olacağım " derken Boran, Asya ; " Neler oldu şimdi bana baştan anlat " Dedi Nst 'den uzayan kağıda bakarken.

Boran ve Tuğrul bey kendi aralarında konuşurken Tuğrul beyin " Hastane sizin Boran bey ,istediğiniz oda hemen hazır olur muayene için de başka doktorun odasına geçebilirsiniz " dediğini duydum Asya da benimle aynı şeyi duymuş olacak ki " Hastane sizin mi dedi ?" Diye sordu.

" Bilmiyorum, ama en son bildiğim bir hastanesi yoktu " dedim .

" Neyse ,seni dinliyorum şikayetlerini söyle sonrada seni düzgün bir yerde tam anlamıyla muayene etmek istiyorum " dedi Asya.

" Son bir kaç gündür yavaş hareket ediyordu bebek ,sen bana normal diyince çok üstünde durmadım ama bugün sabahtan beri karnım çok sertti ve gün boyu hiç hareket hissetmeyince korktum " dedim.

" Tamam şuan duyuyoruz ki bebeğimiz yaşıyor fakat yine de " dedi arkasına dönüp " jinekolog arkadaşlardan birinin odasını kullanmamız mümkün mü?" Diye sordu Tuğrul denen adama ve Boran'a.

" Elbette ben hemen ayarlayıp size haber veriyorum " dedi adam ve odadan çıktı.

" Herkes nerede ?" Diye sordum .

" Kapıda bekliyorlar " dedi Boran ve yanıma geldi.

" Asya hoşgeldin lütfen bize güzel haberler ver " dedi Boran Asya 'nın elini sıkarken.

" Şu muayeneyi yapalım da " dedi Asya .

Ardından Boran'ın çalan telefonu ile odanın ayarlandığını öğrendik ,başka odaya tekerlekli sandalyede oturarak götürüldüm.
Asya beni baştan aşağı her anlamda muayene ettikten sonra kilomu öğrenmek için tartıya yönlendirdi sonra tekrar Nst 'ye bağlandım..

Odanın içini küçük kalp atışlarının sesi doldururken Boran muayene boyunca bir an olsun yanımdan ayrılmadı sadece alttan muayene de perdenin arkasında durdu ,o zamanda elli kere söylendiğini duyduk .

Nihayet herşey bittiğinde hastaneye gelişiminin üzerinden iki saat geçmişti.

Ben hala uzanıyorken Asya elindeki dosya ile yanımıza gelip " Şimdi söyleyeceklerimi iyi dinleyin ,Efnan bebek büyüyor ve dolayısıyla daha öncede söylediğim gibi yeri dar olduğu için hareketleri yavaşlıyor, kilo alma durumun gayet iyiye gidiyor ama hala yeterli değil,ayrıca sana kendini fazla yormaman gerektiğini söyledim, galiba sen dediklerimi yapmıyorsun,erken doğum riskin var Efnan ve bunun olmasını şuan hiç istemiyorum henüz 31.haftada iken değil daha sekizinci ayına bile girmedin ,bu senin ve bebeğin için tehlike oluşturuyor, bundan sonra çok fazla ayakta durmanı istemiyorum,günde sadece yavaş adımlarla bir saatlik yürüyüş yapabilirsin ,vitamin yazacam ayrıca erken doğum olmaması için ilaç,sende şükrettiğim tek şey, tansiyon şeker ve benzeri hastalıkların oluşmaması çoğu hamileliklerde oluyor çünkü ve" dedi " stres ,Efnan sinirlenmeyecek kesinlikle stresten uzak duracaksın " diye cümlesini bitirdi.
Boran eğilip alnımdan öptü sonra da yine dik durup " Merak etme Asya söylediğin her şeyi fazlasıyla dikkate alacağız, gerekirse evin içinde bile onu her yere taşıyarak götürüp getiririm " dedi .

" Asya hareket etmeyince şişiyorum ayağıma ayakkabı dahi giyemiyorum " dedim.

" Normal ,çok fazla tuz tüketmemeye dikkat et ,kahveden uzak dur ,normal şartlarda yoga ve yüzme de tavsiye ediyoruz ama bu senin durumunda sakıncalı olabilir, bol bol su iç " dedi.

Başımı salladım.

Bu arada duyuyorsunuz ki "Umut bebeğin kalp atışları da gayet yerinde ,bebek senden daha sağlıklı Efnan " .

"Şükrettiğim tek şey o zaten " dedim.

" Efnan da çok iyi olacak ,artık benim kontrolümde,gerekirse yedi yirmi dört başına bir hemşire dikerim " dedi Boran.

" Nasıl olsa hastane benim diyorsunuz öyle mi Boran bey " diye cevap verdi Asya gülerek

Boran hafif bir tebessüm ile omzunu silkerken "Gerçekten mi hastane senin mi ,onu ne zaman aldın ?" Diye sordum şaşkınlık ile .

" Hastane bizim güzelim, yani hepsi değil ama hisselerinin çoğunluğu bizde " dedi .

Kocaman açılan gözlerim ile Boran'a bakarken "Şaka yapmıyorsun" dedim.

" Güzelim iş ile ilgili ne zaman şaka yaptım ,teklif geldi ,cazip buldum ve aldım ,önemli değil, hem sen kaza yaptığın zaman dememişmiydin Boran hastaneyi satın al diye " .

" Neeeeee sen onu ciddiye mi aldın ?" Asya'nın varlığını dahi unutmuş Boran'ın hastanesinin olduğu gerçeğinin şaşkınlığını yaşıyordum.

" Senin ağzından çıkan her sözü ciddiye alırım " .

" Dedi bana bir araba almayan adam " dedim.

Boran tek kaşını havaya kaldırıp bana bakarken ;
"O başka Efnan onu senin için almıyordum seni korumak için " .

" Fark etmez bu yine de bana cimri olduğun gerçeğini değiştirmiyor, baksana hastaneye bile para ödemeyeceğiz " dedim.

Asya " Efnan adam hastane aldım diyor sırf istedin diye ,sen şimdi bu adama mı cimri diyorsun?" Dedi.

Elimi sallayarak " Aman bırak ya ,onu da ben sürekli hastaneye düşecek bir şey buluyorum ,para ödemesin diye almıştır, tatile gitsek onun oteline gidiyoruz ,yemeğe gitsek onun restoranına, bara gitsek, yine onun yeri ,hastaneyi bile aldı, ne yapayım hepsi sırf para ödememek için " dedim.

Asya şaşkınlık içinde bana bakarken " Güzelim, şimdi bunun para ödememek ile ne alakası var,ayrıca onun değil bizim " dedi Boran .

" Offff Cimrisin Boran " dedim ve yüzümü çevirdim..

Asya ikimize bakıp kahkaha atarken " Gerçekten çok tatlı bir çiftsiniz " dedi .

" Şimdi sen gider iki kere canım çekti diye pastanede alırsın " dedim.

" Restoranlarda tatlı yapılıyor zaten " dedi Boran.

Elimi alnıma götürüp " Çık Cimri Karadağ " dedim.
Boran uzanıp elimi daha sıkı tutup dudağına götürdü sonra da " Ben bir kapıdakilere bakayım" dedi ve elini Asya'nın koluna dostane bir şekilde vurup odadan çıktı.

Asya bana bakarken " Efnan cok tatlısınız normalde de böyle misiniz ?".

" Ya eskiden de bu şekilde sürekli atışırdık ama bu kadar cesur olduğumu söyleyemem, şimdi hem yaşadığımız ayrılık hemde hamilelik yüzünden biraz fazla yükleniyorum ,normalde bir yerden sonra Boran atarlanır ama ayarları ile oynamış galiba ne desem gülüp geçiyor ,hamilelik bitince burnumda getirmese iyi " Dedim gülerek.

" Sanmıyorum,seni o kadar çok seviyor ki ,bir şey yapacağını sanmıyorum ".

" Umuyorum doktor polyanna " dedim.

Asya son kez Nstye bakarken "Bence herşey yolunda artık eve gidebiliriz " dedi.

" Asya sen neden buradaydın gerçi iyi ki buradaydın ama şimdi gece gece gitme Silivri'ye bizim misafirimiz ol " dedim.

" Ya arkadaşlar ile buluştuk, ama gerçekten iyi ki buradaymışım, ayrıca gerek yok canım ,benim burada ablam var ona giderim " dedi .

" Ya şimdi gece gece olur mu ?"

" Saçmalama zaten her halükarda ona gidecektim yada dönecektim " dedi beni aletlerden kurtarıp tişörtümü indirirken.

" Tamam seni bu seferlik zorlamıyorum, ama cuma günü bizdesin , Nazife Ablaları falan da çağırıyorum ailecek yemek yiyelim " dedim .

" Efnan daha yarım saat olmadı yorulmaman gerektiğini söyledim ".

" Sence " dedim Asya beni kaldırırken " Benim Kocam benim yorulmama izin verir mi ,restoranı eve getirir yine de yerimden kalkmama izin vermez " dedim.

O arada İçeri giren Boran ve arkasından Ahmet Elif ve Nazlı yanıma doğru geldiler.
Elif bana sarılıp öperken ,Ahmet beni kucaklamak için sırasını bekliyordu.

" Merak etme Asya ,dedigi doğru asla izin vermem " dedi Boran ona bakıp " Cimri Karadağ " diye dudaklarımı oynatınca Boran ters ters bakıp " Asya geç oldu artık bu gece seni ağırlamaktan mutlu oluruz " dedi .

" Teşekkürler Efnan da sağolsun aynı şeyi söyledi ama ablam da beni bekliyor ,gitsem iyi olacak " .

" O zaman Hamza sizi bıraksın " dedi ,Asya başını sallayarak onayladı.
O arada Elif benden ayrılmış Ahmet yanımda oturmuş beni koltuk altına sıkıştırmış saçlarımı okşuyordu.

" Yine beni çok korkuttun " dedi Ahmet .

" Bende çok korktum ama herşey yolunda " dedim Ahmet beni daha sıkı sarıp sarmalarken "Lan kemiklerini kırdın karımın, çek elini " Dedi Boran.

O arada " Boran ,Efnan " diyen seslere döndük.
Selin ve Karan telaşlı bir şekilde odaya girdi.

" Biz gidiyorduk ,siz neden geldiniz ?" Diye sordum.

Selin yanıma gelip yatağa oturup bana sarıldı "iyi misiniz, çok korktuk " dedi .

"Bizde çok korktuk ama iyiyiz, siz nereden duydunuz ?" .

" Odaya bakmak için geldik Hatice Hanım söyledi,Boran seni kaç kere aradım neden cevap vermiyorsun?" Diye sordu Selin kızgınlıkla.

Karan sarıldığı Boran' dan ayrılıp yanıma geldi ve diğer tarafıma oturdu.

" Güzelim, her şey yolunda mı ?" Dedi elini karnıma koyarak .

" İyiyiz dayısı,içeride rahat edemeyince biraz dışarıdakileri telaşlandırmak istemiş yeğenin, şimdi gayet İyi " dedim.

Karan " Desene bu bebek daha şimdiden canımıza okuyacak " .

Omuz silkip " Ehh bu kadar amca ,hala,dayı, teyze neden var hepiniz bakacaksınız " dedim.

Karan benim yüzümü avuçlayıp sıkarken "Bakarız elbette " dedi .

Yüzümü avucunun arasından kurtarıp " Sakın bebeğimi de böyle sevmeye kalkışmayın, suratını sivrilteceksiniz evladımın " dedim.

Boran gelip önümde durunca " Artık gitsek mi ?" Diye sordum .

Ahmet önünde sürüklediği tekerlekli sandalyeyi önümde durdurdu.

" Buna gerek yok ki herhalde arabaya kadar yürüyebilirim " dedim Asya'ya bakıp.

" Yani elbette yürüyebilirsin ama yürümesen daha iyi hastanenizin imkanlarından yararlanmalısın bence " dedi Asya göz kırparak..

" Yani sanki yürüsem " dedim Boran ya sandalyeye oturursun karıcığım yada ben seni kollarımda taşırım karar senin ".

Bir sandalyeye bir Boran'a bakıp " Ehhh sandalyeye oturayım o zaman " dedim..

Boran yanıma gelip beni kucaklayarak sandalyeye oturttu.
Sonrasında arkama geçip sandalyeyi itekleyerek odadan çıkardı.
Hep birlikte hastaneden çıkarken kapıda Asya ile vedalaşıp cuma günü görüşmek için sözleşerek ayrıldık.
Asya ,Hamza ile dönerken Selin ve Karan kendi arabaları döndü .
Her ne kadar bizimle gelmek istese de gerek yok diyerek onları kendi evlerine yolladık.
Biz yine Ahmet'in sürdüğü araçla dönüş yolunda ilerliyorduk.
Ayağımda terlik yada ayakkabı olmadığı için Boran beni taşıyarak arabaya bindirmişti.
Elif önde ben Boran ve Nazlı arka koltukta sessizce ilerliyorduk.
Başımı Boran'ın omzuna yaslamıştım, Boran da sıkıca tuttuğu elimin arasından parmaklarını geçirmişti .
Diğer elini de boynumun arkasından dolamış saçlarımı okşuyordu.
Arabada herkes sessizdi.
Başımı biraz oynatıp Boran'ın kulağına " Ahmet ile ev meselesini konuştun mu?" Diye sordum sessizce.

Boran konuşmadan önce dudaklarını yanağıma bastırıp öptü sonra da " Henüz değil " dedi.

" Sence kabul eder mi ? ".

" Bilmiyorum, etmeme ihtimali yüksek "

" Neden yüksek ki ?"

" Amerika da yeni aldığımız bir otelin hisselerinin bir kısmını hediye ettim kendisine düğün hediyesi olarak " dedi .

" Yuuuhhh gerçekten mi ?
Herkese cömert bana cimri olan kocam " dedim.

" Yavrum,benim olan herşey senin " dedi .

" Offf anlamıyorsun ben öyle şeyler istemiyorum ki, neyse ben sana göstereceğim neler istediğimi bekle " dedim.

" Öyle mi nasıl göstereceksın " dedi .

Elimi yanağına götürüp yanağını okşadım" O zaman Elif'e hediye et evi ,Ahmet bir şey diyemez mecbur kalır " dedim.

" Konuyu değiştiriyorsun, bir önceki sorumun cevabı bu değildi " .

"EHH sabır kocacığım " dedim .

" Efnan ,Asya'nın söylediklerini duydun,kendini tehlikeye atacak bir şey yapmıyorsun " dedi sert ikaz eden bir ses tonuyla .

Başımı eğip gömleğinin yakasının boşluğundan görünen boynuna dudaklarımı gömüp kokusunu içime çekerek öptüm, Boran beni kendine çekip iki kolunu da bana sarınca bende elimi karnının üzerinden beline atıp ona sarıldım ve başımı aynı şekilde boyun boşluğuna yasladım .
Boran da çenesini başıma yasladı ama öncesinde saçlarımı öpmeyi de ihmal etmedi.
Gözlerim Boran'ın okşadığı saçlarım yüzünden yavaş yavaş kapanıp vücudum mayışırken arabanın durduğunu fark ettim.
Boran'ın kollarının arasından çıkmadan başımı kaldırıp cama baktım.
Kapının önünde durmuştuk.

" Eve geldik " dedim ondan ayrılırken.

" Çok şükür, nasılsın Efnan " dedi Elif arkasını dönerek.

Ona gülümseyerek baktım " İyiyim ,bugünü de atlattık hadi evimize gidelim " dedim.

" Hadi bakalım " dedi Elif ve başını salladı, arabanın kapısı açıldı herkes arabadan inmeye başladı.
Boran indikten sonra " Hadi gel " dedi.

" Boran bir ayakkabı istesen de ben yürüsem bel fıtığı olacaksın " dedim.

Kapının önüne gelen Ahmet " İstersen ben seni taşırım " dedi .

" İkinizin de taşımasına gerek yok ,aynı şey senin için de geçerli seninde fıtık olmanı istemem ,ben sizin için söylüyorum ,bir ayakkabı yada terlik yeterli " .

" Gel güzelim, terlik ayakkabıya gerek yok kocan var " .

Omuz silkip " Sen bilirsin " dedim ve kapıya doğru ilerledim.
Boran beni kucaklayıp yürümeye başladı .
Elif ve Nazlı arkamızdan yürürken Ahmet " İyi geceler " diyerek arabaya doğru ilerledi.
Nihayet eve girdiğimizde Hatice abla bizi kapıda karşıladı ama Boran beni kucağından indirmeden "Abla uzanıp dinlenmesi gerekiyor ,yukarı çıkıyorum istersen oraya gel " diyerek onu geçiştirip beni yatak odasına taşıdı.
Yatağın üzerine beni bıraktıktan sonra " Sakın yerinden kalkma " diyerek giyinme odasına doğru ilerledi ve odaya girip gözden kayboldu .
O arada açılan kapıdan Hatice abla içeriye girip yanıma gelerek bana sıkıca sarılıp yanaklarımdan öptü.

" Sana bir şey oldu diye ödüm koptu kızım " dedi .

" Abla bundan sonra Efnan uyusa bile saat başı onu kontrol edeceksiniz ,iyi beslendiğinden ve kendini yormadığından emin olacaksınız ,gerekirse su bardağını bile taşımayacak " dedi Boran .

" Yok artık daha neler ,tuvalete de sen mi götüreceksin beni? " dedim sinirle.

" Gerekirse evet " dedi Boran ters bir tonda.

" Asya bana kendini fazla yorma dedi yerinden kalkma demedi Boran abartma istersen " .

" Aynı zamanda tehlikelerini de saydı Efnan ,abartmıyorum senin yerine ben dikkat ediyorum ".

" Sen bana ne demek istiyorsun?" .

" Tamam oğlum merak etme ,kızım sende sakin ol " dedi Hatice Abla araya girerek .

" Al şu oğlunu götür şuradan sinirlerimi bozuyor ,aynı doktor bana stresten uzak durmam gerektiğini de söyledi, neden beni strese sokuyorsun Stres Karadağ " dedim.

" La hawleee la hawleee " dedi ve sinirle yürümeye başladı, bende yastığı elime alıp "Birde sabır çekiyorsun" diyerek yastığı arkasından fırlattım.

Boran arkasında yere çarpan yastığa bakıp ellerini yumruk yaparak odadan kapıyı çarparak çıktı.

Hatice abla şaşkın şaşkın bize bakıp " Yemin ederim size yetişemiyorum " dedi .

" Bosver Abla bende bize yetişemiyorum ,o değilde yemekte ne vardı açım ben,sadece kahvaltı ile duruyorum " dedim "Yada dur şu senin oğlanı biraz daha delirteyim nerede benim telefonum " dedim .

Hatice abla etrafa bakıp " Bilmiyorum ki " dedi.

Yataktan destek alarak ayağa kalktım " Neyse gel " dedim ve odanın kapısına doğru ilerledim.

" Kızım nereye ?" Diye sordu Hatice abla .

" Barut efendiyi bulmaya " dedim ve kapıyı açıp odadan çıktım.

Merdiven basamaklarını elindeki su ile çıkan Boran'ı gördüm..

Bana bakıp " Neden ayaktasın? " Diye sordu kaşını havaya kaldırarak.

" Açım aç ,canım " durup düşündüm " Lahmacun istiyor " dedim.

Boran bileğindeki saate bakıp " Bu saatte mi ,dokunmasın sana ,sonra yediğini saatlerce geri çıkarıyorsun?" Dedi .

" O zaman pizza " dedim.

" Efnan ,yavrum daha hafif bir şeyler yesen mesela ,seni rahatsız etmeyecek bir şeyler ".

Kollarımı karnımın üzerinde bağlayıp ona baktım oda son basamağı da çıkıp önümde dimdik bir şekilde durdu .
Başımı kaldırıp ona bakmak zorunda kaldım çünkü bir kafa boyu kadar benden uzundu .

Su bardağını dudaklarıma tutup " İç " dedi.

Gözlerimi ayırmadan ona bakınca " Asya bol bol su içmen gerektiğini söyledi güzelim " dedi .

Hala dudağımın önünde tuttuğu bardağa eğilip suyu içirmesine izin verdim ve bardağı suyun son damlasına kadar içtiğimden emin olduktan sonra bardağı dudaklarımın arasından çıkardı.

" Aferin benim kızıma " dedi .

Hatice abla arkamızda duruyordu sessizce.

" Şimdi hala pizza da kararlı mısın?" Diye sordu .

" Evet uykum yok ,pizza yiyip film izlemek istiyorum ama sende benimle yiyeceksin " dedim.

" Emredersin güzelim, şimdi odaya geçiyorsun ve beni bekliyorsun ,birlikte film izleyip pizza yiyeceğiz ,başka bir şey ister misin ?"

" Patates kızartması " .

Bana suratını ekşiterek bakan kocama " Nee ben değil bebeğin istiyor " dedim.

" Gerçekten şu bebeğim nasıl bir mideye sahip aşırı merak ediyorum saat gecenin on biri ,keşke sağlıklı bir şey isteseymiş canı " dedi .

" Offf Boran, alıyor musun almıyor musun yemek ,hayır para ödeyemem dışarıdan pizza alamam dersen benim param var sana verebilirim,sen cimrisin paran gitmesin " dedim..

" Efnan " dedi tekrar dişlerini sıkarak " Odaya geç ve beni bekle " sonrada cebinden telefonumu çıkarıp " Al telefonun " dedi telefonu elinden aldım .

Boran " Hatice abla senin de beklemene gerek yok sende odana geç " dedi ve beni öyle orada bırakıp arkasını dönerek merdivenlerden indi bende omuz silkip "Iyi geceler ablacığım " diyerek Hatice ablanın yanağından öptüm.

Hatice abla başını sallayıp gülerek " İyi geceler kızım " dedi o merdivenlere yönelirken bende odamın kapısını açıp odaya girdim.
Boran'ın yokluğunu fırsat bilip önce banyoya gittim hızlı bir duş alıp saçlarımı kuruttum ve banyodan çıktım..
Üzerimde bornoz ile odaya girerken Boran'ın hala gelmediğini gördüm ve giyinme odasına doğru ilerledim.
Geceliklerin önünde dikilip elime penye bir gecelik aldım sonra da gözüme siyah saten mini dantel gecelik çarpınca zaten sabrı iyice tükenen kocamı daha da tüketmek için siyah geceliği alıp üzerime geçirdim.
Altımda sadece siyah iç çamaşırı vardı ve gecelik göbeğimden kaynaklı zar zor kalçamı kapatıyordu.
Aynanın önünde kendime bakarken saçlarımı arkaya doğru attım ve sinsice gülümsedim..
Ayaklarımın etrafında dolaşan küçük şey ile bir an irkilince başımı eğip yere baktım.
Fıstık ince ince miyavlayarak ayaklarımın arasında dolaşıyordu.
Büyük ihtimalle Hatice abla onu yerine bırakmamıştı ve bende odanın kapısını kapatmadığım için odama girmişti.

" Fıstık, bebeğim gel kızım " Dedim ve eğilemediğim için odadan çıkarken ona da peşimden gelmesi için parmağımı şıklattım.
Yatağın kenarına oturunca oda yatağa zıpladı ve yanıma oturdu.
Odaya girerken yatağın üstüne attığım telefonu alıp kamerasını açarak kenarda duran yastığı aldım ve telefonu önüne koydum .
Fotoğraf çekmesi için zamanlayıcı ayarladığım telefona ,bir elimi karnıma diğerini belime koyarak poz verdim o arada bana bakan Fıstık miyavlayınca dikkatim dağıldı ve ona baktım.
Tam o arada klik sesi geldi.
Başımı çevirip baktığımda telefon fotoğrafı çekmişti.
Telefonu elime alıp çektiği fotoğrafa baktım ve yüzümü tamamen saklayan ve vücudumun tamamını ortaya çıkaran pozu inceleyip gülümseyerek Boran 'a yollamaya karar verdim..
Altına da hemen bir şeyler yazdım..

EFNAN " Bu akşam yemek yiyebilecek miyim yoksa geceyi Fıstık ile bakışarak mı geçireceğim? " yazdım ve yolladım.
Telefon hala elimde odanın kapısı açıldı.
Boran bir elinde pizza paketi diğer elinde telefon gözleri kocaman olarak önce telefona sonrada kafasını kaldırarak bana baktı.

"Efnannnnn "Dedi N harfini fazlasıyla uzatarak ve ardından yutkunarak .

"Ahhh geldin ,hoşgeldin " dedim .

" Geldim,geldim hemde fazlasıyla hoş bularak"dedi gözlerini benden ve vücudumdan bir saniye olsun ayırmadan yanıma doğru ilerledi.
Üzerime eğilip pizzayi kenara bırakırken "Güzelim bu üstündeki " dedi sonra da eğilip boynuma dudaklarını bastırıp öptü "Beni iyice zıvanadan çıkarmak için mi ?" .

"Anlamadım ne alakası var ne var ki üstümde " dedim.

" Yavrum tüm mesele bu zaten ,üstünde bir şey yok yani var ama yok ,anasını satayım efnan neredeyse sekiz aydır sana dokunmadım ve şuan fazlasıyla ayarlarım ile oynuyorsun" .

Kollarımı kaldırıp boynuna doladım onun her zaman yaptığı gibi yaptım ,boynundan küçük öpücüklerle kulağına doğru ilerledim kulağına fısıltı şeklinde " Ama daha uzun zaman sadece bakmakla yetineceksin kocacığım " dedim .

" Sikerler böyle işi " diye mırıldandı ve benden ayrılmaya çalıştı.
Ondan ayrılmadan önce ensesinden öptüm "Çocuğumun yanında küfürlü konuşma kocacığım " dedim ve ondan ayrıldım.

Boran parmak ucumdan başlayarak gözlerini üzerimde bir kez daha gezdirip " Yemin ederim bu hayattaki en büyük imtihanım sensin " dedi ve gömleğinin düğmelerini açmaya başladı.

" Şimdi sen yutkun Efnan Hanım " diyerek iç sesim soyunmaya kalkan Boran'ı görünce ortaya çıktı.

Önünü açarken odanın kapısına doğru ilerledi.

" Nereye gidiyorsun?" Dedim.

" Geliyorum " dedi ve önü açık bir şekilde odadan çıktı.

Bende Fıstığı kucağıma alarak yatağa iyice yerleşip ayaklarımı uzatarak yatak başlığına sırtımı yasladım.
Fıstığı severken odanın kapısı açıldı,Boran elinde bilgisayarı ile odaya girdi .

" Bu saatte çalışmayı düşünmüyorsun herhalde" dedim bilgisayarı göstererek.

" Film izleyelim demedin mi ,film izleyeceğiz " dedi bilgisayarı yatağın üzerine koyup yanıma gelerek Fıstığı elimden aldı "Sen dışarı küçük hanım " dedi tekrar odadan çıkıp beş dakika sonra geri geldi.
Spor yapmasına gerek yoktu her gece o kadar inip çıkarsa zaten taş gibi baldırlara sahip olurdu .

Üzerindeki gömleği çıkarıp kenara bıraktı ,ardından pantolonun kemerini çözdü, cüzdan ve telefonunu ceplerinden çıkartıp etajerin üzerine koyup pantolonunu da çıkartıp gömleğin yanına bıraktı.
Yatağa sırtı bana dönük şekilde oturunca az önce onun bana yaptığı gibi sırt kaslarına bakıp bu sefer ben yutkundum.

" Salyaların Efnan, onları da silmeyi unutma " dedi iç sesim.
İçimden iç sesimi tekmelerken Boran çoraplarını da çıkarıp yatakta dönerek üzerinde sadece baksır ile yanıma oturdu.
Ben gözlerimi dikmiş ona bakarken o uzanıp pizza kutusunu ve patatesleri aldı,getirdiği küçük tepsinin üzerine dizdi .
Bilgisayarı da açtıktan sonra başını çevirip bana baktı.

" Ee ne izlemek istersin ?" Diye sordu .

Gözlerim ile vücudunu işaret edip ;
" Giyinmeyecek misin ?" Diye sordum.

Önce kendine sonra bana baktı " Yoo bende senin gibi gayet giyiniğim " dedi.

" Üzerinde sadece baksır var Boran " dedim.

" Senin de üzerinde mini varla yok arası bir gecelik ,ben bir şey diyor muyum ?".

" İkisi aynı şey mi ?"

" Aradaki farkı göremedim ,hem ne olmuş ki yani yoksa rahat duramamaktan mı korkuyorsun?" .

" Saçmalama ne alakası var ben senin için dedim havalar serinledi hasta olursun " .

Boran bir kahkaha atarak başını geriye attı " Çok düşüncelisin karıcığım, ama kapı pencere kapalı hasta olmam imkansız gibi ".

" Eh seni düşünende kabahat " dedim ve uzanıp kutusundan çıkardığı pizzadan bir dilim aldım.
Boran da kafasına göre takılıp bir dizi açtı yemeği de aramıza alıp hem yiyip hem izledik.
Fazlasıyla doyduğumdan emin olduktan sonra ellerimi temizleyip " Sofrayı kuran kaldırsın " dedim bana bakan , hala elinde bir dilim pizza olan Boran'ı umursamadan uzanma pozisyonu alıp başımı uzattığı bacağının üzerine koydum ve açtığı gizem polisiye dizisini izlemeye başladım.

" Güzelim bu şekilde nasıl toplayacağım peki " dedi .

" Sonra toplarsın ,şimdi ellerini silip saçlarımı okşar mısın ?" Dedim.

Boran peçeteye uzanıp ellerini sildi, beni fazla rahatsız etmeden kutuları toparlayıp yatağın üstünden alıp yere bıraktı sonra da ellerini saçlarımın arasından geçirmeye başladı..

Sessizce açtığı diziye bakarken saçlarımı okşamasının etkisiyle gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı ve uykuya yenik düştüm..

Sabah gözlerimi açtığımda Boran'ın kolları arasındaydım.
Geceliğim karnımın üzerine çıkmış yan uyurken Boran kolunu boynumun altından geçirmiş karnıma dokunuyordu, diğer kolunu da karnımın üzerine atmış başı boyun boşluğumda nefesi boynuma gelecek şekilde uyuyordu .
Başımı çevirip hareket edince Boran gözlerini aralayıp bana baktı.
Sonrada başını hafifçe kaldırıp alnını alnıma yaslamadan önce dudaklarını bastırıp alnımdan öptü boğuk kalın erkeksi sesiyle " Günaydın Sevgilim " dedi.

" Günay " dedim başımı çevirince Boran ile dudaklarımız çarpıştı ve Boran bir anda dudaklarıma kapandı .
Öpüşü derinleştikce kendini bana yasladı bir eli karnımda dolaşırken diğer eli göğsüme doğru yol alıyordu.
Elimi uzatıp elini tuttum ve durmasını sağladım ,nefes almak için birbimizden ayrıldığımızda " Günümüz şimdi aydı karıcığım " dedi .

Kollarının arasında dönüp ona baktım.

" Günaydın aslında şuan sana laf sokmam gerekiyordu ama sadece bana sarılmanı istesem" dedim..

Boran eliyle saçlarımı geriye doğru tarayıp "İsteğin benim için emirdir güzelim " dedi ve beni kollarının arasına alarak sımsıkı sardı.

Sıcaklığı bana o kadar iyi gelmişti ki bende dudadığımı çıplak omzuna bastırıp " Gece uyuyakalmışım giderdin sanıyordum " dedim.

" Güzelim üzgünüm ama artık beni istemesen de şuraya bir yatak kurar ama asla yanlız uyumana izin vermem ,seni gözümün önünden ayırmak istemiyorum " .

"Bu her ne kadar hoşuma gitse de ,her an yanımda olamazsın Boran ,senin yönetmen gereken bir imparatorluğun yok mu ?"

" Hiçbir şey senden,sizden önemli değil " dedi.

Dudağımı tekrar omzuna bastırıp " Teşekkür ederim kocacığım fakat zaten cimrisin birde fakir olmanı istemem, sonuçta bebeğimizin iyi bir geleceği olsun istiyorum " dedim.

Boran benden ayrılıp yüzüme bakarken " Efnan, sevgilim şunu başkası duysa gerçek sanacak " .

" Neyi cimri olduğunu mu?
Ee şaka yapmıyorum ki ,sen cimri bir milyonersin,herkese cömert karısına cimri " dedim gülerek.

"Sana dünyaları alırım Efnan ama o arabayı almayacağım " dedi.

Omuz silkip " Offf almazsan alma ,senden birşey istemiyorum zaten ,doğuma kadar en azından, doğumdan sonra senin arabanı alırım görürsün Cimri Karadağ " dedim.

" Hayaller hayaller karıcığım ".

" Çekil üstümden Boran ,konuşma benimle ,kalk git yatağımdan görmek istemiyorum seni " dedim yalandan sinirli bir şekilde Boran beni daha çok kollarının arasında sıkıştırınca günler sonra bebeğim de sert bir tekme için tam bu anı seçince yüksek sesli bir " Ahhhh " çıktı dudaklarımın arasından .

" Ne oldu ?" Dedi Boran panikle beni bırakıp.

" Sinir olduk Boran ,bebekte senin cimriliğinden sinir olup senin yüzünden beni tekmeledi " dedim.
Boran benden ayrılıp dudaklarını karnıma bastırıp sırt üstü uzandı.
Elini alnına koyup gözlerini kapatırken bende uzandığım yerden kalkıp oturma pozisyonu aldım gözleri kapalı hala kolu alnında olan Boran'ın bu halinden faydalanıp yatakta hareket ettim büyük ihtimalle kalkacağımı zanneden Boran'ın üzerinden bacağımı geçirip ata biner bir pozisyonda üstüne oturdum.

Bir anda gözleri açılan Boran şaşkınlık içinde bana bakarken " Bebeğin çok kıskanç olacak Boran Karadağ galiba bu huyunu senden almış, bence onunla da ilgilenmeni istiyor " dedim.
Boran gülümseyerek bana bakarken ellerini kaldırıp karnımın üstüne koydu .

" Günaydın bebeğim, nasılsın bugün ,dün gece bizi korkuttun ama iyi olduğun için çok mutluyum " dedi ve ellerini yumuşak bir şekilde karnımın üzerinde hareket ettirdi .

" Umut baban cimri değil mi bebeğim, aylardır annene bir araba almıyor " dedim.

" Bebeğim annen her arabaya bindiğinde başına bir şey geldiği için bende travma oluştu, sadece bunun için almıyorum " dedi .

" Ehhhh peki alma bundan sonra alsan da istemem zaten " dedim ve üzerinden kalkmaya çalıştım..

" Nereye ?"

"Gerçekten seninle konuşmuyorum Boran " dedim ve elimi belime atarak yataktan indim..

" Efnan " .

" Git kendi odanda yat Boran ,sana bir şans vermiştim, şansını kaybettin,araba da yok Efnan da yok sana susuz kalsan su bile yok ,zaten kabahat sende Efnan adamın cebinde resmen akrep var sen hala araba diyorsun, sonra da Efnan neden benden bir şey kabul etmiyorsun ,bu hep böyle mi olacak demeleri biliyor Cimri Milyoner " diye kendi kendime söylenerek banyoya ilerledim.

Boran'ın kahkaha sesi kulaklarıma dolunca arkamı dönüp ona ters ters baktım.
Ellerini havaya kaldırıp ,hayali bir fermuar çekti dudaklarına,saçlarımı savurarak tekrar arkamı döndüm " Çıktığımda seni odamda görmek istemiyorum Cimri Boran Karadağ " dedim ve banyoya girip kapısını sertçe kapattım..

Günlük banyo rutinimi ve duşumu hallettikten sonra banyodan çıkıp bornozla odaya girdim..
Boran ortalıkta görünmüyordu.
Giyinme odasına girdiğimde Boran'ı pantolonuna kemerini geçirirken gördüm..
Onunla konuşmadan dolabın önüne geçip üzerime ne giysem diye düşündüm sonra da tüm gün evde olduğum için çokta uğraşmaya gerek duymadım.
Elime aldığım penye alt üst takımı üzerime geçirip giydim .
Saçlarımı toplayıp topuz yaptıktan sonra kravat bağlayan Boran'a baktım.

" Kravat ?" Diye sordum çünkü Boran özel gecelerde bile kravat takan biri değildi .

" Bir kaç resmi görüşmem var bugün ondan "

Tek kaşımı kaldırıp ona bakarken ayağa kalkıp elimi belime koydum .

" Sen ödül gecesinde bile kravat takmadın, hatta düğünümüzde bile "dedim sorgularcasına.

" Resmi görüşmem var dedim ya güzelim " dedi kravatla işi bitince eline parfümünü alıp üzerine boca etti .
Saatlerine bakıp bir tane çekmeceden çıkarıp bileğine geçirdi.
Klasik takıma uygun ayakkabılarını da ayağına geçirip aynadan son kez kendisine baktı.

" Makyaj da yapsaydın Boran ,o eksik " diye sessizce mırıldandım.

" Bir şey mi dedin güzelim " .

" Fazla özenli gördüm seni bu sabah ".dedim.

" Ben hep böyleyim yavrum ne alakası var ?"

" Bu resmi görüşme umarım bir kadınla değildir Boran Karadağ ".

" Yani olsa ne olacak güzelim " dedi Boran yanıma gelip ellerini belime dolayıp beni kendine çekerken.

" Bunca özeni bir kadın için yapıyorsan ben bunun altında başka birsey ararım beyim, sonrada sana kal gittiğin yerde mutlu ol der kapıları kaparım " dedim ve belime doladığı ellerini belimden çekerken " Umarım bu sana yeterli bir açıklama olmuştur " dedim.

" Efnan şu an saçmalıyorsun,senin dışında herhangi bir kadına bakabileceğimi nasıl düşünürsün?" Dedi .

Omuz silkip yürümeye başlarken " Sen bir yalı için seni aldattığıma düşünmekle kalmayıp inandın Boran Karadağ " dedim ve giyinme odasından cevap vermesini beklemeden çıktım.

Alt kata indiğimde Elif ve Nazlı'nın sesini mutfakta duyup adımlarımı oraya yönlendirdim.

" Günaydın Kızlar " dedim gülerek.

Elif çayını yudumlarken Nazlı " Günaydın Efnan " dedi ağzı dolu bir şekilde.
Sandalyeyi çekip yanlarına otururken Elif çay bardağını masaya koyup " Günaydın Efnan ,Günaydın Umut teyzecim ,nasılsın? " dedi elini karnımın üzerine koyarken .

" İyiyiz teyzeleri çok şükür "dedim ve ekmeğe uzandım.

" Bizimle mi kahvaltı yapacaksın, teyzem size salonda hazırladı masayı " dedi Elif .

" Oturdum işte " dedim .

Mutfağa giren Hatice abla " Kızım size salona kurmuştum masa " dedi yanıma gelip elini omzuma koyarken.

" Ya siz beni istemiyor musunuz ?
Hayır öyle ise söyleyin gidip salonda yerim ,yoksa burada yiyiyorum zaten " dedim.

" Seni neden istemeyelim kızım ye afiyet olsun" dedi Hatice abla " Şey işte Boran yanlız yiyecek o zaman " dedi tekrardan .

" O iki dirhem bir çekirdek hazırlanmıştı, belki kahvaltı da yemez ,özel görüşmesi varmış ".

" Aaa Evet bakanlar otele geliyor bugün, Boran bey ile görüşeceklerdi,bende takımımı yanıma aldım otelde giyeceğim " dedi Elif.

" Kadın var mı kadın " dedim.

" Bilmem ,asistanları falan varsa belki onlar kadındır " dedi Elif'te.

" Ha asistanları da gelecek, o zaman Hazel 'de gelecek mi ?"

" Boran beyin asistanı mı o çoktan otele geçti bile az önce görüştük " dedi.

Yüzümü buruşturarak kahvaltı yaparken ,Nazlı dün yurtta yaşadıklarını anlatmaya başladı.
Nazlı'nın söylediği bir şeye biz kahkahalarla gülerken " Günaydın Hanımlar " diyen Boran'ın sesiyle hepimiz aynı anda sustuk .

" Günaydın Boran Bey " dedi Nazlı ve Elif aynı anda.

Boran yanıma geldi eğilip saçımdan öperken "Nazlı güzelim bana bey demene gerek yok ,ayrıca dün Ahmet yurtta yaşadıklarınızı anlattı, eğer ailen de kabul ederse yurda yada eve gerek yok burada bizimle yaşayabilirsin " dedi Boran.

" Şey teşekkür ederim ama size yük olmak istemem,ayrıca okulum buradan epey uzak her gün gidip gelmek sıkıntı olur " .

" Onu düşünme sen sadece karar ver yeter ama yok ben rahat edemem dersen sana okula yakın bir ev bakarız kirasını benim ödemem şartıyla " dedi herkese cömert bana cimri olan kocam.

" Boran bey çok teşekkür ederim ama gerek yok ,bana zaten burs veriyorsunuz birde kiramı ödemeniz fazla kaçar " .

" Sen bizim kardesimiz sayılırsın,yaptığım hiçbir şey fazla kaçmaz üstelik ne yaparsam yapayım ailen ve sizlerin hakkını ödeyemem, Efnan'ın en zor zamanlarında hep yanında olmuşsunuz, lütfen bunu düşün ne istersen onu yaparız ,uzaklığı da sorun etme ,Hamza ve Hasan seni hergun okula bırakıp alır " .

Boran'ın sözleri ve inceliği karşısında kalbim ısınırken bu adama neden aşık olduğumu bir kez daha anladım.
Çünkü Boran çok merhametli ,iyi ve yardımsever bir adamdı.

" Ailem ile konuşmam gerek buna tek başıma karar veremem " dedi Nazlı.

" Tamam zaten yarın yemeğe gelecekler ,o zaman söyleriz ama Boran ,Nazife abla ve Selim ile özel konuşman gerekebilir yada beraber konuşuruz " dedim.

" Annemler yarın buraya yemeğe mi geliyorlar ?"

O arada Hatice abla da mutfağın bahçeye açılan kapısından içeri girdi .
Ne zaman çıktı görmemiştim bile.
Ve o an bu misafirlerden ona bahsetmediğimi fark ettim.

" Hatice abla " dedim telaşla.

" Ne oldu kızım " dedi .

" Şey ben yarın misafir çağırmayı düşünüyorum ama sana söylemeyi unutmuşum senin için de uygun mu ?"

" Kimi çağıracaksın kızım " dedi .

" Nazlı'nın ailesi ,Barış, Hayriye Abla ,doktorum Asya ,Oğuz eğer buradaysa tabi ,Karan ,Selin ,Ahmet ,ve buradaki kadro ".

" Sıkıntı yok kuzum hallederim " dedi Hatice Abla.

" Restorandan yada otelden birilerini de yollarız sana yardıma ablam " dedi Boran .

" Hazel hanım da gelir belki yardıma sana Hatice abla ,her işe yarıyor on parmağında on marifet değil mi kocacağım " dedim.

" La havle " dedi Boran elimdeki ekmeği alıp ağzına attı " Hadi size afiyet olsun " dedi Boran .

" Kahvaltı yapmadan mi gidiyorsun ?" Diye sordum.

" Doydum bu sabah güzelim Allah senden razı olsun " dedi ve yürümeye başladı .

" O bana laf mı soktu " dedim masadakilere bakarak .

"Elif geliyor musun ?" diye seslendi Boran mutfaktan çıkmıştı .

" Yok sana öyle gelmiştir " dedi Elif sonra da "Geliyorum Boran bey " dedi ve çaydan son bir yudum alıp bardağı masaya koydu ağır ağır yerimden kalkıp çıkışa doğru yürüdüm.
Mutfaktan çıktığımda Boran görünürde yoktu.
Mutfağa dönüp bir parça ekmek alıp üzerine tereyağı ve bal sürdüm .

Elif hızla çıkarken " Bekle " dedim .

Elif bana ve elimdeki ekmeğe bakarken " Kocamı bu sabah lafla doyurdum şimdide ekmekle doyurayım biraz " Dedim ben gülünce mutfaktakilerde bana güldü .

" Hadi çıkalım " dedim ve Elif ile beraber mutfaktan çıktım.

Elif'te benim yüzümden yavaş hareket ediyordu .
Kapıya varmadan kapı açıldı Hasan beni görünce " Günaydın Efnan yenge ,nasılsın " dedi sonra Elif'e bakıp " Elif yenge Boran bey seni bekliyor" dedi Elif 'te Ahmet'ten dolayı yengeliğe terfi etmişti.

Hasan " Git Boran beyine söyle Efnan yenge seni çağırıyor, kendisi hızlı yürüyemiyor geç kalmak istemiyorsa o gelsin diyor de " dedim .

Hasan kapıyı açık bırakarak koşar adım giderken Elif " Adamın resmen ayarları ile oynuyorsun Efnan ,fakat yine de o kadar mutlu ki " dedi Elif .

" İtiraf etmem gerekirse bende çok mutluyum Elif ,çok kırıp parçaladı hırpaladı beni ,keza bende çok yara açtım onda ,fakat dengeyi tutturmaya başladık ,değişiyor Boran ve bu kesinlikle farkediliyor, mesela artık beni dinliyor ve en önemlisi biz artık konuşabiliyoruz ,eskiden bunu yapamıyorduk "dedim ve kapıdan çıkıp bahçeye girdik .

Bana doğru gelen Boran'ı görünce " Hadi sen git beni kocam bey ile yanlız bırak gelin " dedim.

" Bende sizin adınıza çok mutluyum " dedi ve beni öptükten sonra yanımdan ayrıldı.

Boran'ın önünden geçip giderken Boran da önümde durup " Hayırdır güzelim unuttuğun bir kaç diken daha mı var batırmadığın "dedi Boran.

" Ahh benim komik kocam ,ne kadar da tatlısın " dedim elimde tuttuğum ekmeği dudaklarına götürüp " Hiçbir sey yemedin aç ağzını seni ballı ekmekle besleyip işe göndereceğim " dedim.

Boran bana ve elimde tuttuğum ekmeğe baktı.

" Boran gerçekten aç gitmeni istemiyorum çünkü biliyorum ki işlerin bitene kadar yemek yemeyeceksin " dedim.

Hala ekmek elimde ağzının önünde tutuyordum .

Boran gülümseyerek ekmeği dişledi ve bana bakarak çiğnemeye başladı .

" Aferin benim kocama " dedim ve güldüm.
Boran ekmeği elimden almaya çalışınca " Olmaz ben yedireceğim " dedim ve ekmeği ellerim ile ona yedirdim " Aaa su getirmeyi unuttum " dedim.

" Arabada vardır içerim, hadi sende dikkat et kendine içeri geç ve lütfen dinlen " dedi Boran.

" Tamam kolay gelsin kocacağım " dedim parmaklarımın üzerinde yükselip yanağından öptüm.

" Erken gel ,mobilya seçmemiz gerekiyor " dedim.

" Tamam sevgilim işlerim biter bitmez yanındayım dedi yüzümü elleri ile tutup alnıma dudaklarını bastırdı.

" Allah'a emanetsin yiğidim " dedim Boran bir kahkaha atıp önüne dönerek yürümeye başladı bende gözden kaybolunca arkamı dönüp eve girdim..

Nazlı mutfaktan çıkarken ona göz kırpıp " Film izlemeye ne dersin ?" Diye sordum .

" Yapacak daha iyi bir işim yok " .

" Gel o zaman" dedim ve kütüphaneye yöneldik basamakları küçük adımlarla inerek sinevizyona doğru yürüdüm.

Nazlı " Efnan bu oda harika " dedi kitaplığı doğru giderken .

" Evet çok seviyorum bende çalışma odamı, burada yaşamaya karar verirsen sende burada çalışırsın, yada odana bir kitaplık ve çalışma masası alırız " dedim romantik komedi türünde bir film seçip açtım.

" Annem ne der bilmiyorum, ayrıca sizi de rahatsız etmek istemiyorum " .

" Ben rahatsız olmam aksine mutlu olurum ,ayrıca Boran'ı da duydun zaten bizim açımızdan sıkıntı yok " dedim ve koltuğa geçip oturdum .

Nazlı kitapları incelerken " Boran bey çok iyi mükemmel bir adam " dedi.

" Ehh öyle huyları da var doğru "dedim ayaklarımı uzatıp koltuğa iyice yerleştim.
Film başlangıç jeneriği geçerken elime telefonu alıp Barış'a yarın için mesaj attım.
Ardından Asya'ya mesaj attım.
Oğuz da aradan çıkınca geriye Nazife abla ve Hayriye Abla kaldı onları da aramaya karar verip filmi durdurdum.
İkisi ile konuştuktan sonra telefonu kapattım.
Ve Selim'e ayrıca mesaj attım.

Yazdığım ve aradığım herkesin bana olumlu cevap vermesi beni aşırı mutlu etmişti.
Telefonu bırakıp filmi tekrar açtım.
Nazlı ile bir film bitirip ikinciye geçtik, filmin yarısında Nazlı işim var diyip çıkınca tek başıma filmi izlemeye başladım.
Gün içinde Boran beni hiç arayıp sormayınca aşırı merak etmiştim.
Genelde arayamasa bile illa bir fırsatını bulup mesaj atardı.
Gözlerim yavaş yavaş uykuya yenik düşünce başımı yastığa koyup gözlerimi kapattım.
Çalan telefonun sesiyle gözlerimi açtığımda izlediğim filmin de bitiş jeneriği dönüyordu ekranda .
Telefonu elime aldığımda tanımadığım bir numaradan çağrı geliyordu .
Aramayı reddedip yerimden kalktım kumandaya uzanıp yeni bir şey izlemeye karar verdim..
Uzun soluklu bir diziyi izlemeye karar verip birinci bölümü başlattım.
Tekrar telefonum çalınca arayana baktım ve yine aynı numaradan geldiğini gördüm.

Bir yanım aç konuş derken diğer yanım boş ver kesin yine başına iş açılacak diyordu .
Telefon ısrarla çalmaya devam edince kötü şeytanım ağır bastı ve aramaya cevap verdim.

" Alo " dedim tereddütle .

" Efnan " dedi hırıltılı bir erkek sesi.

" Alo kimsiniz ?" Diye sordum.

" Efnan " dedi tekrar fazlasıyla yorgun ve hasta gibiydi sesin sahibi .

" Kimsiniz ?" Dedim yeniden .

" Güü ggüü zzeeeel " dedi ve telefon bir anda kapandı.
İçimi büyük bir tedirginlik sararken, arayanın kim olabileceğini düşünüp durdum..

" Allah'ım ben beladan uzak durmaya çalıştıkça gerçekten kocamın dediği gibi sanki belayı üzerime çekiyorum, lütfen yeni bir bela ile imtihan etme beni ,daha kocamla da aramızı tam düzeltmemişken " dedim sonra da aklıma kocam gelince onu arayıp söylemeye karar verdim..

Telefonda ezbere bildiğim numarayı tuşlayıp hemen aradım ancak ne yazık ki aradığım kişiye ulaşılamıyordu.
İçime düşen korku ile sakin olmaya çalıştım.
Boran ile sabah acaba kim beraber gitmişti.
Hasan, Hamza ,Necati,Ahmet, Elif'i mi arasam diye düşünürken telefonum yine çaldı ve yine aynı numaraydı bu sefer reddettim ve tekrar Boran'ı aradım yine aynı şekilde sinyal sesinden sonra mesaj bırakınız diyen tele sekreter çıktı karşıma.
Boran'ın gün içerisinde özellikle ben bu durumda iken telefonu kapatması pek olası bir durum gibi görünmüyordu.
Ya gittiği yerde telefon çekmiyordu ki otelde telefonun çekmeme ihtimali çok saçmaydı yada başına bir şey gelmişti.

Telefonda Ahmet'in numarasını tuşlayıp aradım.
Üçüncü çalışta " Efendim Kardeşim " diyerek açıldı telefon .

" Abicim " dedim bende onun hitabına karşılık.

" Söyle Güzelim, hayırdır iyi misin ,herşey yolunda mı?"

" İyiyim , ben şey Boran'a ulaşamıyorum telefonu kapalı yanında mısın?" Diye sordum.

" Telefonu mu kapalı, yok ben Ankara'dayım, onun otelde toplantısı vardı diye biliyorum en son ".

" Bende öyle biliyorum ama onunla konuşmam lazım ve açıkçası telefonun kapalı olması beni korkuttu ".

" Çekmiyordur belki, bir şey olsa haberim olurdu, ben öğrenip seni arayayım mı ?"

" Tamam seni bekliyorum " dedim.

" Görüşürüz " deri ve telefonu kapattı Ahmet .

Yerimden yavaş hareketlerle kalkıp sinevizyonu kapattım.
Zaten saatlerdir boşuna açıktı.
Telefonumu alıp odadan çıktım.
Mutfağa ilerlerken telefonum çaldı arayan Ahmet'ti hemen cevap verdim.

" Ne oldu haber aldın mı?"

"Asistanını aradım güzelim toplantı fazla yoğun geçiyormuş,bitince seni arayacak Boran "

" Asistanı mı böyle söyledi,ben şuan doğuruyor olabilirim ama Boran toplantı bitince mi gelecek" diye sordum.

" Doğuruyor musun gerçekten " dedi Ahmet.

" Hayır tabiki örnek veriyorum ,tamam Ahmet kapat ben biliyorum ne yapacağımı " dedim.

" Efnan sana stres yasak sakin ol toplantı bitince arayacak seni ".

" Ben onu arıyorsam toplantıda bile olsa bana bir şekilde ulasmalıydı " dedim.

" Güzelim senin aradığını bilmiyor ki ben önemli bir şey yok diye toplantı sonunu bekle dedim Hazel 'e ".

" Önemli olup olmadığına siz mi karar veriyorsunuz Hazel Hanımla ,tamam Ahmet görüşürüz " dedim ve telefonu suratına kapattım.

Mutfağa yönlendirdiğim adımlarımı geri çevirip üst kata yatak odasına çıkmaya karar verdim.
Bebek odasına son boya çekilmiş kurumasını bekliyorlardı.
Daha sonra Boran bey müsait olursa mobilya seçecektik.
Merdivenleri yavaş adımlarla çıkıp yatak odasına doğru ilerledim.

" Ehhh bee aksiyonsuz bir günün olsun be Efnan, umarım günün sonunda annen sağ çıkar bebeğim, umarım baban beni öldürmez " diyerek elbiselerin asılı olduğu dolaba yöneldim.
Elimi kıyafetlerin arasından geçirirken Boran'ın sinirini hafifletecek onu baştan çıkaracak bir şey giymeye karar verdim.
V yaka düşük omuzlu balon kol uzun derin yırtmaçlı beyaz bir elbiseyi elime alıp baktım.
Çok fazla düşünmeden uzerimdekileri çıkararak elbiseyi üzerime geçirdim..
Yırtmaç tam elbisenin orta dikişinde olduğu için adım attığımda bacaklarım tam olarak ortadaydı. Göğüs kısmında bir düğmeyi açık bırakıp iyice sol omzumu biraz daha düşürdüm..
Boran'ın bana aldığı ince altın bir zinciri boynuma taktım.
Yüzüklerimini deneyip parmağıma bu sefer olan alyansımı geçirdim.
Göbeğimin üstünde duran kemerimi bağladıktan ve saçlarımı tamamen düzleştirip açık bıraktıktan sonra hafif bir makyajda yapınca tamamen hazırdım.

Omuzlarıma nce bir trenc atıp beyaz babet ayakkabımı da ayağıma geçirdim.
Çantama telefonumu atıp elime aldım görünüşümden son derece memnun birşekilde odadan çıktım..

Bahcede Hasan'ı görünce yürümeye devam ettim..

" Yenge hayırdır?" Dedi.

" Beni Boran'ın toplantı yaptığı otele götür Hasan " dedim.

" Boran beyin haberi var mı yenge ? "

" Sence Hasan ona sormadan çıkmam mümkün mü?
" Ben yine de arayayım yenge "

" Sen bilirsin ama toplantıda telefonu kapalı olabilir " dedim .

Hasan başını sallayarak Boran'ı aradı biraz bekledikten sonra " Doğru telefonu kapalı gidelim o zaman yenge " dedi ve arabanın kapısını açtı.
Ben arabaya yerleştikten sonra Hasan kapıyı kapatıp öne geçti ve kısa bir süre sonra yola çıktık.
Yol sessizce ilerlerken Boran bana hala herhangi bir dönüş yapmamıştı .
Sosyal medyada öylesine gezinirken kocamın fotoğrafını ana sayfa akışında gördüm.

Altında yazan yazıyı okuyunca gözlerim fal taşı gibi açıldı.
Bu fotoğraf yeni hatta bugün çekilen bir fotoğraftı .
Altında da şöyle bir yazıyordu.

ŞOK HABER

Bir kaç ay önce sürekli asabi halleri ile dikkat çeken ünlü iş insanı Boran Karadağ karısını mı aldatıyor.

Yuhhhh ohaaa daha neler diye söylenerek haberin detaylarını okumaya başladım.

Uzun zamandır eşi ile hiçbir şekilde görüntü vermeyen ünlü iş insanı bu sabah yanında güzel bir bayanla sahip olduğu otele girerken görüntülendi.
Karısı Efnan Karadağ ile asla görüntü vermeyen ve gözlerden uzak bir ilişki yaşayan Boran Karadağ bu kumral güzel bayanla yasak ilişki mi yaşamaya başladı.

Fotoğrafı yana kaydırınca Boran ve Hazel'in yan yana yürüdüğünü gördüm.
Elif bana Hazel'in zaten otelde olduğunu söylememişmiydi .
Bunlar hangi ara bir araya gelip otelin girişinde böyle bir görüntü veriyordu.
Boran ayakta dikilmiş Hazel de elindeki tabletten bir şeyler gösteriyor Boranda dışarıdan bakıldığında rahatça yanlış anlaşılacak bir şekilde ekrana bakıyordu.

Derin derin nefesler almaya çalışırken arabanın camına uzanıp açtım ve başımı camdan dışarı çıkardım..

Haberin ekran görüntüsünü alıp hemen Boran'a attım..
Elbette telefonu hala kapalı olduğu için görmedi.
Aynı haberi Karan ve Selin'e attım.

Karan anında haberi gördü ve telefonumun zil sesi arabanın içini doldurdu .

Aramayı cevaplayarak telefonu kulağıma götürdüm.

" Sakın bana bu saçma habere inandığını söyleme?"

" Ben şey soracaktım sana,adam öldürmenin cezası kaç yıl?"

" Efnan ne saçmalıyorsun, bak daha dün gece hastanelik oldun ,sakin ol sana stres yasak ".

" Ben stresin vücut bulmuş hali olan adamla evliyim ,bu sence nasıl mümkün olacak ,o Boran'ı öldüreceğim ve gidip paşa paşa hapiste yatacağım bak ne güzel stressiz bir çözüm ".

" Efnan güzelim Boran toplantı için otelde ve bende oteldeyim ".

" Boran yanında mı?"

"Hayır ama şimdi yanına gidiyordum ".

" Tamam ona ölümlerden ölüm beğenmesini söyle " dedim ve Karan'ın daha fazla konuşmasına izin vermeden telefonu suratına kapattım..

Derin derin nefesler alıp verirken bebeğimin içimdeki hareketlerini hissedip sakinleşmeye başladım..

" Hasan çok kaldı mı ?" Diye sordum .

" Trafik var yenge yoksa çoktan varmıştık " dedi.

Konuşmadım başımı koltuğun arkasına yasladım.
Selin 'in aramasını görmezden gelip gözlerimi kapattım.

Haberin yalan olduğunu zaten biliyordum, böyle bir ihtimalin dahi olmadığını da ama bu yine de Boran'ın canına okumayacağım anlamına gelmiyordu.
Böyle bir haberle gündemi meşgul etmemeli ve insanların aklına saçma sapan şeyler sokmamalıydı.
Bu çok saçmaydı.
Ve fazlasıyla sinir bozucu .
Telefonum tekrar çaldığında bu sefer arayanın Boran olduğunu gördüm fakat birazdan yanında olacağım için aramayı reddettim.

" Hasan Boran seni ararsa açmıyorsun?" Dedim ve tam o arada Hasan'ın telefonu çaldı.

" Kim arıyor?" Diye sordum..

" Boran ağabey " .

" Açmıyorsun " dedim sert bir şekilde.

" Yenge kurban olduğum beni arada bırakma ".

" Aç Hasan ama açtığın an arabadan inerim " dedim.

" Tamam yenge kesin beni öldürecek ".

" Korkma ben onu önce öldüreceğim için sana bir şey yapamaz " dedim.

Hasan başını sallarken telefonum tekrar çaldı yine reddedip mesaj kısmına girdim..
Boran ona attığım mesajı görmüştü.
Uzun uzun yazıyor yazısı yukarıda görününce uygulamadan çıkıp tekrar sosyal medyaya girdim..

Haber hızla haber sitelerinde yayılırken Boran ile geçmişte çekilen bir kaç fotoğrafımız da ekranları doldurmaya başlamıştı.
Her bir haber farklı bir şeyler yazıyordu.
Sinirlerim gittikçe gerilerken kasılan karnımı sıvazlamaya başladım.

BORAN " Efnan bana cevap ver " yazmıştı mesajında.
Cevap vermedim .
Tekrar mesaj sesi ile çaldı telefonum.

BORAN " Sakın bu habere inandığını söyleme ".

BORAN " Güzelim lütfen aç şu telefonu " son mesajı okurken araba nihayet durdu.

" Geldik yenge " dedi Hasan .

Arabaya bindiğimde üzerimden çıkardığım trenci koluma alıp telefonu çantama koyup elime aldım..
Hasan'ın açtığı kapıdan Hasan'ın yardımıyla indim ve içime derin bir nefes çekip verdim..
Omuzlarımı dikleştirip yürürken " Hasan benimle gel " dedim.

Hasan arabanın anahtarını kapıdaki görevliye uzatıp benimle birlikte ilerledi..
Otelden içeriye girip resepsiyona doğru yürüdüm.

" Toplantı salonu kaçıncı katta ?" Diye sordum.

" Toplantı katı derken ?" Diye sordu karşımdaki genç kadın.

Hasan araya girip " Boran beye karısının yani Efnan Karadağ 'ın geldiğini haber verir misiniz?"dedi.

Kız bana bakarken "Efnan Hanım üzgünüm ben sizi tanıyamadım, hemen Boran beye " cümlesini yarıda kesip " Sorun değil haber verme bana az önce sorduğum sorunun cevabını ver toplantı odası nerede ?"

" Elbette efendim en üst katta vip salonda " dedi.

Başımı sallayarak teşekkür edip Hasan ile beraber yürümeye başladım.
Asansörün kapısında asansörün gelmesini beklerken tekrar telefonum çaldı.
Arayan Selin'di .
Onu meşgule attım ve mesaj yazmaya karar verdim.

EFNAN " Seni birazdan arayacağım " yazdım ve kapıları açılan asansöre bindim.

Katlar yavaş yavaş ilerlerken ara ara katlarda duruyorduk ve insanlar asansöre binip iniyordu.
Nefes almakta zorlandığım sırada nihayet asansör vip katta durdu .
Kapılar açılıp asansörden indiğim vakit benimle birlikte inen genç bir adam " İyi misiniz ?" Diye sordu .

Nefesim göğsümde sıkışırken " İyiyim " dedim.

Hasan " Efnan Yenge geç otur istersen " Dedi biraz ilerde olan sandalyeleri gösterirken.

Genç adam da yanımda duruyordu hala .
Elimi karnıma koyup sakinleşmeye çalıştım..
Derin derin nefesler alırken arkamda bir kapı açılma sesi duydum.

" Tamam iyiyim Boran'ı bul bana Hasan " dedim ve yavaş yavaş yürümeye başladım.
Adama bakıp "Teşekkürler sizi daha fazla tutmayalım " dedim.

Adam " Olur mu gerçekten iyi olduğunuzdan emin misiniz,size eşlik edebilirim " dedi .

" İyiyim sağolun " dedim.

Adam başını sallayarak yanımdan uzaklaşırken bir kaç kişi bana bakıp yürümeye devam etti .

Bir kaç takım elbiseli genç adam önümden geçerken aralarından birinin " Bazı adamlar çok şanslı,kadının güzelliğine bakar mısın " Dediğini duydum..

" Lan kadın hamile " dedi diğeri.

Yanında ki " Hamile ve güzel adam iki kat daha şanslı " dedi adam ,arkamı dönüp baktığımda Boran'ın kravatını cekiştirerek yürüdüğünü gördüm.
Kafasını kaldırınca beni gördü.

" Laan deminden beri benim karım hakkında mı konuşuyordunuz?" Dedi benden gözlerini ayırıp konuşan adamlara bakarken .

Adamlar irkilerek Boran'a bakarken benim duyduklarımı onun da duyduğunu anladım..
Bana doğru hızla gelirken adamlar geriye doğru bir iki adım attı.
Boran adamların omzunu eliyle sıkıp ters ters bakarken onları bırakıp bana doğru ilerledi .
Kravatını boynunda çıkartıp katlarken ceketinin cebine koydu ben dik durup elimi belime koyarken " Neden telefonlarını açmıyorsun ?" Diye sordu gerginlikle.

" Gerçekten mi ?
Sorun benim telefonlarına cevap vermemem mi ?"

" O habere inandığını düşünmek istemiyorum Efnan ".

" İroniye bakar mısın sevgilim daha seni bir kaç saat önce uyarmıştım, sonra şansa bak kocam manşetlerde üstelik karısını aldattığı ile ilgili haberlerde yer alıyor " .

Boran eliyle yüzünü sıvazlarken gözlerini kapatıp gömleğinin üstteki düğmelerini açtı "Gel odaya geçelim " dedi.

O arada Hazel'in topuklarının sesi koridorda yankılanırken sesi kulaklarımı doldurdu .

" Boran bey dosyaları ayarladım " dedi ve Boran'ın yanında durdu ,beni görünce " Efnan Hanım hoşgeldiniz " dedi .
Başımı sallayarak ona cevap verirken " Odama geçelim güzelim " dedi Boran elini bana doğru uzattı ve kolumu tuttu .

Kolumu tutuşundan kurtarırken " O haberi hemen düzeltin basın açıklamasımı yaparsın ,üst düzey toplantı mı ,haberi mi kaldırırsın, sayfalara dava mı açarsın bilmiyorum ama o haberi kaldır Boran Karadağ " .

" Tamam sevgilim odada konuşalım " .

Hala yanımızda duran Hazel'e bakıp " Haber diyorum Hazel ,görmedin mi kocamla hakkınızda çıkan haberi " dedim.

Hazel şaşkınlık içinde bana bakıp "Ha haber derken ?"

" Sosyal medya seni kocamın sevgilisi ,beni de aldatılan eş olarak ilan etmiş , bundan sonra mümkünse halka açık yerlerde kocamın dibinde durma hatta sadece halka açık yerlerde de değil hiçbir yerde kocamın dibinde durma " dedim.

" Efnan Hanım benim haberim " .

" Offf yeter tamam sıkıldım " dedim ve arkamı dönüp yürümeye başladım.

" Efnan " dedi Boran.

Durmadan yürümeye devam ettim, arkamdan geldiğini biliyordum bana yetişip eliyle dirseğimden tuttu .

" Güzelim biraz sakin ol lütfen ".

" Seni öldürmek istiyorum Boran ,senin yüzünden düştüğüm duruma bakar mısın?"

" Üzgünüm güzelim " dedi

Soluklanmak için dururken Boran da benimle beraber durdu .

" Şu Allah'ın cezası odan nerede ? ".

" Gel " dedi ve ben daha ne olduğunu anlamadan kendimi bir anda kucağında buldum .

" Boran ne yapıyorsun? " Dedim dişlerimi sıkarak.
Arkadan birilerinin güldüğünü ve fısıldaşmalarını duydum.

" Efnan senin şuan da uzanıyor olman lazım "

" Evet aynı zamanda stresten uzakta olmam gerekiyor ama bak bakalım kocamın bana yaşattıklarına ".

" Eteğini topla bacakların ortada ".

" Şaka mı yapıyorsun, şuan konumuz bacaklarım mı?"

" Efnan adamlar hamile olduğuna bakmadan az önce seni konuşuyordu ".

" Ülke seni konuşuyor farkında mısın?"

" Aynı şey değil ".

" Bak Boran beni delirtme erken doğum yapmak istemiyorum, o haberi hemen düzeltin, yemin ederim seni boşarım " dedim.

Boran bir anda taş kesildi ve yürümeyi kesti "Ağzından çıkanı kulağın duysun Efnan,boşanma kelimesini bir daha bırak aklından geçirmeyi cümle içinde kullanmayacaksın bile " dedi ve ben konuşmadan hızlı hızlı yürümeye başladı.
Bir kapının önünde durup kapıyı açtı ve ayağı ile sertçe tekmeleyerek kapıyı geriye doğru itti .
Kapı duvara çarparken Boran kucağında benimle birlikte içeriye girip odanın içinde ilerleyip beni odadaki koltuğun üzerine oturttu .
Ardından ceketini üzerinden seri hareketlerle çıkarırken kapıya doğru ilerleyip odanın kapısını kapattı.
Ceketi koltuğun üzerine fırlatırken gözümü ondan ayırıp odayı incelemeye başladım.
Ben beni odama derken ofis tarzı bir yere götürecek sanırken o beni normal bir suite getirmişti.

" Senin odan mı burası ".

" Evet,eskiden burada kalırdım, sen yokkende genelde burada kaldım "

"Toplantılarını da asistanınla yatak odanda mı yapıyorsun?"

Boran sinirle başını sağa doğru çevirip tekrar bana baktı.

" İma ettiğin şeyden hoşlanmadım Efnan ".

" Hadi ya bende kocamı her yerde şok haber manşetlerinde görmekten hoşlanmıyorum ama hayat işte ne yaparsın?"

"O haberlerin saçmalık olduğunu biliyorsun ?"

" Ama insanlar bilmiyor " .

"Ben görmedim görsem müsaade etmezdim ,özür dilerim ".

Elimi karnımın üzerine koyup geriye doğru yaslandım.
Yanıma gelen Boran elini çıplak bacağımın üzerine koydu .
Üzerime doğru eğilirken " Ne yapıyorsun?" Dedim.

"Seni özledim öpeceğim " dedi eli ile bacağımı okşarken.

" Çek elini, ayrıca beni öpemezsin ".

Boran eli ile yüzünü sıvazlarken çalan telefon sesi ile otele asıl gelme amacımı hatırladım.
Boran telefonu cebinden çıkarıp arayana baktı sonra da açıp kulağına götürdü.

" Ne var Hazel ?" Diye sordu sertçe.
Elimi arkama atarak koltuktan kalkmaya çalışırken Boran elini belime atarak beni yerimde sabitlemeye çalışıyordu.

" Kalkma "dedi .

"Tamam kapat Hazel " dedi ve telefonu kapatıp fırlattı.

" Bir bu eksikti ?"

" Ne oldu ?"

"Gazeteciler otelin kapısında dizilmiş ".

" Ne güzel, o zaman seninle karı koca el ele otelden çıkar milletin ağzını kapatırız " dedim.

" Efnan hamilesin ".

" Şaka yapıyorsun ben bunu bilmiyordum ,öyle miyim kocacığım keşke bunu basına malzeme vermeden önce de düşünseydin ".

" Efnan güzelim bak ben bunun olacağını düşünemedim, bu şekilde lanse edilmekten bende hoşlanmıyorum ".

" Yok birde hoşlan Boran, Yok cidden ben seni öldürüp gidip cezamı çekeyim en azından bebeğimle paşa paşa hapiste yatarız dert yok tasa yok stres yok " dedim ayağa kalkmaya çalışırken.

" Dur dur " dedi Boran benden önce ayağa kalkıp beni de kaldırdı.
İyice kayan ve çıplak olan omzumu düzeltip " Bu elbise " dedi eğilip kulağıma doğru " Sana çok yakışmış ama biraz fazla açık değil mi?"

Omzumu tekrar düzeltip düşürürken " Neresi açık Boran gayet güzel bir elbise " dedim .

" Onu diyorum güzel çok güzel sana çok yakışmış ve Efnan bacakların neredeyse tamamen ortada ".

Durup kendime baktım " Yani ben rahatsız olmuyorum "

" Ben oluyorum Efnan, adamlar senin benim karım olduğunu bilmeden neler söylediler duymadım deme sakın ".

" Offf banane Boran umrumda mı hayır değil ,beni iki kişi konuştu seni şuan tüm Türkiye konuşuyor " dedim ellerimi kaldırıp dibimde duran Boran'ın göğsüne koyup onu kendimden uzaklaştırırken sonra da " Boran " dedim.

Boran başını sağa sola sallayarak bana baktı.

"Ben bunun için gelmedim ki buraya " .

Boran sağ kaşını havaya kaldırıp bana baktı "Neden geldin o zaman Efnan ".

Çantamı gösterip " Versene " dedim.

Boran eğilip cantayı koltuktan alıp bana verdi ,kapağını açıp içinden telefonu çıkardım.
Beni arayan numarayı gösterip " Bu numara beni bir kaç kez aradı dayanamadım açtım tanımadığım bir ses bir erkek sesi benim adımı söyledi, yani arayan beni tanıyordu ,hat kesildi sonra tekrar aradı yine aynı şekilde zorlanarak Efnan dedi sonra yine telefon kapandı.
Seni aradım ama seninde telefonun kapalıydı korktum akşamı bekleyemedim ,sonra arabada da işte haberi gördüm bu tamamen aklımdan çıktı " dedim.

Boran telefonu elimden alıp arayan numarayı aradı sesi hoparlöre aldı telefon telesekretere düştü.
Numarayı alıp kendi telefonuna yolladı.
Kendi telefonunu cebinden çıkarıp bir numarayı aradı telefonu kulağına dayayıp cama doğru ilerledi .

Elini cebine koyup tamamen sırtı dönük bir şekilde camdan dışarı bakarken Boran'ın fazlasıyla gerildiğini farkettim.

" Atilla Selam ,sana şimdi yolladığım numara kime ait öğren, birde Efnan'ın telefon kayıtlarından arayanın yerini tespit et " dedi sustu sonra da bir şey demeden telefonu kapatıp cebine koydu.

" Boran " dedim yanına doğru ilerleyip arkadan kollarımı beline karnımın izin verdiği kadarıyla sardım..
Yanağımı sırtına yaslayıp " Haberin doğru olmadığını biliyorum, o haber için evden kalkıp gelmezdim ,sadakatinden asla şüphe duymam ben ,sabahta sadece canını acıtmak için öyle söyledim,ben sadece bu arama yüzünden tedirgin oldum sana da ulaşamayınca endişelendim korktum ve seni görmek istedim " dedim..

Boran karnında birleşmeyen ellerimin üzerine ellerini koyup parmaklarını parmaklarımın arasından geçirdi.

" Seni ,sizi koruyamamaktan,size bir şey olmasından ödüm kopuyor ,basında yer almanı hamileliğinin bilinmesini istemiyorum ".

" Boran lütfen bize bir şey olmayacak ,eskiyi unut ,düşünme, iyi şeyler düşün yakında bebeğimizi kucağımıza alacağız ve bizim bebeğimizin hala bir odası yok ayrıca annesi de aç ,doyur beni Boran Karadağ " dedim .

Boran gülerek yönünü değiştirip dönerken şimdi göz gözeydik.
Ellerimi bu sefer sırtında gezdirdim.

" Bana mı açsın güzelim, çünkü ben kesinlikle sana açım " dedim..

" Ihhhh yemek Boran yemeye açım " .

" Hadi itiraf et sende beni özledin " .

" Offff sıcak mı oldu buralar "dedim elimle kendimi yelleyerek.

Boran eğilip dudaklarını omzuma bastırıp öperken " Alev Aldı buralar Alev Karadağ " dedi .

O arada çalan kapı yüzünden birbirimizden ayrıldık " Kim lan bu münasebetsiz " dedi Boran.

"Kesin asistanındır " dedim ondan uzaklaşırken.

Kapı tekrar çalınca " Sikerler böyle işi " dedi ve beni bırakıp kapıya doğru yürüdü.
Kapının koluna sertçe yüklenip kapıyı açarken "Ne var ?" Diye kükredi.

Kapıdaki Hazel ile beraber resmen bende yerimden sıçradım.

" Şey Boran bey özür dilerim,telefonlar susmuyor,haberler her yerde yayınlanmaya başladı,kapıdaki gazetecilere bir açıklama yapmamız gerekiyor " dedi .

Küçük adımlarla kapıya ilerleyip " Sen çık Hazel ,biz birazdan kocamla gereken açıklamayı yapacağız, senlik bir durum yok " dedim.

Boran bana bakarken " Anlamadım " Dedi Hazel.

" Boran da senin hep çok zeki olduğunu söylüyor ama ben şüphe etmeye başladım,konunun seninle ilgisi yok ,aldatan ve aldatılan eş olduğu savunulan kişiler biziz ,kocamla birazdan basının karşısına çıkıp haberin yalan olduğunu ve seninde Boran beyin asistanı olduğunu söyleyip olayı kapatacağız, yani senlik bir durum yok,bugün başka işin yok izinlisin çıkabilirsin " dedim.

Hazel bir bana bir Boran'a bakarken " Boran galiba Hazel beni ciddiye almadı ve senin onayını bekliyor,bence bu bana yapılan büyük bir saygısızlık,bunu kabul edebilmem mümkün değil, şimdi Hazel ya beni dinler gider izin yaparsın yada ikinci kez aynı şeyi tekrar edersem ki bundan biz Karadağ'lar hiç hoşlanmayız, muhasebeden tazminatını alırsın seçim senin " dedim biraz fazla ileri gittiğimin farkındaydım ama bu kıza baştan haddini bildirmem gerekiyordu çünkü bir Hare vakası daha yaşamak istemiyordum.

" Efnan Hanımı duydun Hazel git izninin tadını çıkar iyi günler " dedi Boran Hazel başını sallayıp bana kıstığı gözleri ve yumruk yaptığı elleri ile bakarken hiç pişman değildim.
Çünkü bu kadının Boran'a karşı duyguları olduğundan emindim ,henüz aşık olmasa da ondan hoşlanıyordu.

Boran kapıyı kapatırken ben arkamı dönüp koltuğa doğru yürüdüm.
Eğilip trenchimi aldım ve omuzlarıma atıp arkamı döndüm Boran sırtını kapıya yaslamış ellerini göğsünde bağlamış bana bakıyordu.

" Ben hazırım çıkalım " dedim.

" Efnan " dediği anda işaret parmağımı kaldırıp "Sakın Boran az önceki tavrım yada sözlerim ile alakalı tek kelime etme ,o kadın seninle medyaya bir poz daha vermeyecek,yada yanında durup bir açıklama yapmanı izlemeyecek, seninle aynı karede bir daha onu görmek istemiyorum ".

" Tamam da yine de biraz ağır konuşmadın mı ?"

Omuz silkip " Boran bundan aylar önce bara geldiğimde yine bir çalışanın beni senin odana almamıştı, hatırladın mı ?
Ahh ne tesadüf Hazel ile de bu şekilde tanıştık, oda beni senin odana almadı ".

" Aynı şey değil Efnan, Hazel seni tanımıyordu ".

" Ama şimdi tanıyor değil mi ?
Ve hala ben bir şey söylerken senden onay bekliyor ".

" Çünkü ben onun patronuyum "

" Tamam patron sensin " dedim ve yürümeye başladım.
Hala kapının önünde duran Boran'a bakıp " Çekil önümden " dedim.

" Ne oldu şimdi " .

" Çekil önümden Boran,şu tartıştığımız şeye bakar mısın?
Hiç bir zaman bir çalışanın kadar değerim olmayacak gözünde, bende durmuş hala kendimi kandırıyorum " .

" Efnan "dedi .

" Çekil " diye bağırdım.

" Saçmalama, kendini Hazel ile nasıl bir tutarsın?".

" Haklısın, ben kim Hazel kim " dedim şimdi sinirden titriyordum gözlerim dolmaya başlarken  " Çekil bırak gideyim ,sende kalbini kırdığım asistanını çağırıp benim adıma ondan özür dile " .

" Yavrum sakin ol ,titriyorsun güzelim yanlış anladın beni ,ben sadece " .

" Sen sadece ne, sen sadece ne ,sana daha önce de söyledim ben ,başta senin bana saygı duyman gerekiyor, sen bana saygı duymuyorsun ki çalışanların duysun ".

Sinirden tir tir titrerken bacaklarım beni taşımakta zorlanıyordu .
Gözlerimde biriken yaşlar artık yanaklarımdan süzülürken elimi duvara tutunmak için uzattım,omuzlarındakı trench ceket yer düştü.
Boran bir anda beni kucaklayıp benimle birlikte duvara yaslanarak yere oturdu.
Şuan içinde bulunduğum durum ,gerilen sinirlerim tamamen saçmalık ötesi bir şeydi .
Benim burada olmam tamamen bir hataydı kendimi bebeğimi ve sağlığımızı riske atıyordum.
Lanet olsun duygularım her zaman mantığımı eline geçiriyor ve ben hep yenilen taraf oluyordum.

" Sakin ol sevgilim ,lütfen rahatla ,derin derin nefesler al ,özür dilerim yavrum, çok özür dilerim ,lütfen rahatla " dedi beni kucağında sımsıkı tutan Boran.

Ellerimi yumruk yapıp göğsüne vururken " Senin yüzünden anladın mı?
Sana yenildiğim her an beni kıracak ,gördüğüm rüyadan uyandıracak bir şey yapıyorsun" dedim hıçkırıklarımın arasında .

" Özür dilerim güzelim ben bilmiyorum gerçekten, artık nasıl davranmam gerektiğini ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, seni incitmek seni kırmak istemiyorum, seni çok seviyorum Efnan " .

" Yetmiyor anladın mı sadece sevmen yetmiyor bana saygı duyman gerekiyor ,beni dışarıdan koruyorsun ama beni en çok sen kırıyorsun?"

" Efnan ağlama lütfen, ben gerçekten çaresiz hissediyorum, şaşkınım artık ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, ne yaparsam yapayım olmuyor " dedi.

O kadar kederle sözler çıkıyordu ki ağzından ona da en az kendime üzüldüğüm kadar üzülüyordum ,kalbim ikimiz içinde fazlasıyla sızlıyordu.

Boran sırtımı sıvazlarken yavaş yavaş derin nefesler alıp vererek kendime gelmeye başladım.
Başımı Boran'ın göğsüne yaslayıp kalbinin atışları ile daha da sakinledim.
İçimde atan kalbide düşünüp " İyiyim beni eve götür " dedim.

Boran eliyle yüzünü örten saçlarımı çekip kulağımın arkasına koyarken parmaklarının tersi ile yüzüme hafifçe dokundu .

" Yemek yemeğe gidecektik " .

" İstemiyorum, eve gidelim " dedim.

" Tamam evimize gidelim " dedi beni kucağından indirmeden ayağa kalktı .

" İndir beni " dedim bir şey demeden beni yere indirip dengemi sağladığımdan emin olana kadar beni bırakmadı.
Elleriyle kurumuş gözyaşlarımı silerken " Banyo nerede ?" Diye sordum.
Elimi tutup beni bir duvarın arasından geçirdi koridordan ilerleyip bir kapı açtı benimle birlikte içeriye girdi .
Lavabonun önünde durup musluğu açıp elimi yüzümü yıkadım akan göz makyajımı temiz bir havluyla sildim.
Göz makyajım tamamen silinerken " Çantamı getirir misin ? " Dedim.

Boran başını sallayarak banyodan çıktı.
Saçlarımı toparlarken tekrar geri geldi çantamı bana uzattığında elinden alıp içinden kırmızı rujumu çıkarıp dudaklarıma sürdüm.
Hafif bir şekilde yanaklarıma dokundurup allık niyetiyle yanaklarımda dağıttım.
Boran " Bu kırmızı dudaklar ile çıkmayı düşünmüyorsun herhalde " dedi .

" Tamda öyle düşünüyorum " dedim elbisemin omuzlarını düzeltip " Çıkalım " dedim ve Boran'ı arkamda bırakarak banyodan çıktım.
Hızla bana yetişip elimi tutup parmaklarımın arasından parmaklarını geçirdi.
Yere düşen trenchi eğilip aldı ve elimden tuttu .
Odanın kapısını açtı ,birlikte odadan çıktık.
Geldiğimiz yönün tersi olan bir yöne doğru ilerledik .
Sesimi çıkarmadan sadece onu takip ediyordum .
Boran da benim için küçük adımlarla ilerliyordu .
Küçük bir asansör kapısının önünde durduk Boran kolu çekip açtı ve birlikte içeriye girdik.
Asansörde geriye gidip sırtımı cam duvara yaslarken Boran önüme geçip ellerini kaldırıp yanaklarımı tuttu .

" Daha iyi misin ?"

Başımı sallayarak cevap verdim.

" Konuşmayacak mısın ?"

Bu sefer sağ omzumu indirip kaldırdım.
Boran bana ve hareketlerime bakarken "İşaret dili mi kullanacaksın artık " dedi bu sefer gözlerimi devirdim.

" Konuş benimle güzelim " dedi .

Derin bir nefes içime çekip bıraktım.

Ellerimi kaldırıp yüzümü tutan ellerinin üzerine koydum .

" Konuşmak istemiyorum,biraz sakinleşmem gerekiyor, fazla yükseliyorum Boran ,çabuk kırılıyor herşeyi hemen yanlış anlayabiliyorum, seni de kırıyorum, bununda farkındayım içime resmen Barut Karadağ kaçmış gibi hissediyorum, hormonlar beni perişan etti ,yoruldum " dedim omuzlarımı düşürerek.

Boran beni kendine çekip sıkıca sarılırken " Beni düşünme, ben sadece yanımda olduğun için, seninle bu anları yaşadığım için şükrediyorum " dedi saçlarımı kokumu içime çekerek öptü.

" Basının karşısına çıkmak istediğine emin misin ?".

" Çıkmazsak sürekli kurcalayacaklar ".

" Yazılı basın açıklaması yaparım ".

Başımı kaldırıp yüzüne baktım çenemi göğsüne yaslayarak.

" Yoksa benden utanıyor musun ?" Dedim resmen yavru köpek bakışlarımla dudağımı büzerek .

" Güzelim ben ancak seninle birlikte olduğum için gurur duyarım, sen o kadar güzelsin ki ?"

" O zaman çıkıyoruz " dedim .

" Hic içime sinmiyor ama peki "dedi sonra yanağımı göğsüne yaslayıp ona sarılmaya devam ettim .
Boran da beni bırakmadı, asansör durup kapı açıldığında elimi tuttu ve birlikte açılan kapıdan dışarı çıktık.
Kapının önünde Hamza ,Hasan, Necati ,ve adını bilmediğim bir kaç koruma daha bizi karşıladı.

" Necati arabayı kapıda hazır olsun " dedi Boran .

" Hazır Boran bey " .
Başını onaylarcasına sallayınca Boran, Necati önden dışarı doğru yürüdü.

Otelin kapısının önünde duran basın ordusunu görünce biraz korkmadım desem yalan olur ama Boran o kadar kendinden emin dik bir şekilde yürüyordu ki onu taklit ederek bende aynı şekilde omuzlarımı dikleştirip çantamı elimde sımsıkı tutarak kendinden emin bir duruş sergiledim.
Bir iki adım sonrası bu kararın doğruluğundan emin olamadım ve bir an durdum .
Benimle beraber duran Boran yan dönüp bana baktı.

" Iyi misin güzelim " dedi.

" Boran şey ben vazgeçtim, sen haklısın ,durduk yere dikkat çekmenin anlamı yok, ben mantığımla değil hormonlar ile hareket ediyorum, kıskandım ve saçmaladım galiba " dedim..

Boran sağ eli ile yüzümü tutup okşarken " Emin misin?" Diye sordu .

Başımı sallayarak " Evet "dedim sonra da " Sen git konuş gel ,sonrada beni evimize götür " dedim..

" Teşekkür ederim sevgilim " dedi eğilip okşadığı yanağımdan öptü " Hasan Efnan 'ı arka taraftan çıkarın bende şu basını yollayıp geliyorum " dedi.

Hasan iki büyük adımda aramızdaki mesafeyi kapatırken " Gidelim yenge " dedi.

Boran tuttuğu elimi bırakmadan önce dudaklarına götürüp öptü " Birazdan görüşürüz Güzelim " dedi ben Hasan ile ilerlerken oda kapıya doğru yürümeye başladı.

Hasan " En doğru kararı verdin yenge " dedi.

Ona bakıp gülümserken " Teşekkür ederim " dedim.
Yan yana lobiden geçip arka tarafa doğru ilerlerken Hazel'in hala otelde olduğunu elinde dosyalar ile yürüdüğünü farkettim ve " Hazel " diye seslendim.

Hazel olduğu yerde durup bana bakarken yanına doğru yürümeye başladım..

Yanına gittiğimde " Ben dosyaları " cümlesini tamamlamasına izin vermeden " Ben az önceki tavrımdan dolayı üzgünüm ,sana gereksiz yere yükseldim, hormonlar beni ele geçirince " dedim elimi karnıma koyup okşarken ,Hazel bana bakıp gülümsedi " Önemli değil Efnan Hanım, belki ben olsam bende aynı şekilde davranırdım " dedi .

" Sorun yok o zaman, iyi günler " dedim ve onu orada bırakıp Hasan ile beraber yürümeye devam ettim..
Biraz daha yürüdükten sonra farklı bir çıkış kapısına geldik ve Hasan kapıyı açıp benim önden geçmemi sağladı.
Hasan da benim arkamdan geldi sonrada önümüzde duran araca doğru ilerledik .
Necati arabadan inerken Hasan bana ön kapıyı açtı.
Önce arabaya sonra Hasan'a baktım
Boran'ın arabası yüksek jeep olduğu için Hasan'ın elimi tutması ve binmeme yardım etmesi gerekiyordu.

Elimi uzatınca " İnşallah elimden olmam " diyerek elimi tutan Hasan'a gülerek baktım..

" Korkma korkma seni seviyor sana bir şey yapmaz " dedim.

Hasan arkasına baktı ben koltuğa yerleşirken bana bakıp " Neyse bugünde geçti çok şükür " dedi.

"Çokta emin olma ,şimdi indiğim zaman inemediğimi gördüğünde haliyle nasıl bindiğimi de soracak " dedim Hasan'ı bir öksürük tutarken bende onunla aynı zamanda gülmeye başladım.
Bu arada emniyet kemerimi takmaya çalışıyordum.

" Yenge bu hikayede neden yanan hep ben oluyorum " dedi.

" Aaaa Aşk olsun Hasan ,şimdi kalbimi kırdın ben seni ne zaman yaktım " dedim kırılgan bir sesle .

Necati yanımıza gelince " Necati ben kötü birimiyim "diye sordum .

" Yok pamuk gibisin yengem,kim sana kötüsün diyebilir ,yemin ederim ağzının ortasına iki tane çakarım ".

" Bak duydun mu Hasan ,işte insan yengesi için böyle konuşur, sen bana kötü de ,Hamza bana sorunlu desin ,artık en sevdiğim sensin Necati " dedim .

Necati elini kalbinin üzerine koyup başını eğerken " Eyvallah yenge baştacısın " dedi .

Gülerek ona karşılık verirken " Bakıyorum da keyfiniz yerinde " diyen kocamın sesiyle hepimiz dönüp ona baktık.

" Ne oluyor burada " dedi arabaya yaklaşıp açık kapının önünde duran ve benimle konuşan Hasan ve Necati'ye.
Elini Necati'nin omzuna koyarken " Hiç sohbet ediyorduk beni ne kadar sevip sevmediklerini konuşuyorduk ,beni en çok seven Necati ,bende artık en çok onu seviyorum, Hasan bana kötü dedi Hamza ile zaten konuşmuyorum o bana sorunlu demişti " dedim.

Boran bana ters ters bakıp " Herkes işinin başına,Hasan,Necati sizinle de sonra görüşürüz " dedi .

Hasan " Bak demiştim bu hikayede yanan ben olacağım diye " ben kahkaha ile gülerken Boran arabanın kapısını sertçe kapattı.
Adamlara bir şeyler söyleyip arabanın önünden bana parmağını sallayarak ilerledi .
Ben hala gülüyordum.
Kapıyı açıp yerine yerleşirken " Adamların ayarları ile niye oynuyorsun Efnan,hem onu bunu seviyorum ne demek yaa ,elin adamını sevmek sana mı kaldı? " Dedi emniyet kemerini takarken .

" Yok artık, onlara da elin adamı demezsin yani onlar senin için gözlerini kırpmadan canlarını bile verir ".

" Çünkü işleri bu " dedi .

" Sen bile bu kadar duygusuz olamazsın ,seninde onlara değer verdiğini sevdiğini biliyorum, hem ben nasıl senin çalışanların ile arana giremiyorsam sende onlarla arama giremezsin ".

" Onlar da benim çalışanlarım güzelim " dedi arabayı çalıştırmadan önce "

" Öyle mi ?" Diye sordum gözlerimi kısarak ona bakarken .

Boran göz kırpıp yanağımdan makas alırken " Şu göz kısmaların beni nasıl tahrik ediyor bir bilsen" dedi elimle eline vururken hala arabanın ilerisinde duran adamlara bakıp arabanın camına açtım.

"Hasan ,Hamza ,Necati hepiniz kovuldunuz,üzülmeyin ama sizi bu sefer işe ben aldım, artık benim için çalışıyorsunuz " dedim üçü şaşkın şaşkın bana bakarken ,cam birden yükselmeye başladı Boran beni çekip içeriye sokarken " Adamlarla niye uğraşıyorsun Efnan ,mesafeni koru demekten yoruldum" dedi .

" Onlar artık benim çalışanlarım ,onlarla arama giremezsin " dedim.

" Maaşlarını nasıl ödemeyi düşünüyorsun peki " .

Dudağımı büzüp ona bakarken " Senin hesabıma her ay yatırdığın paradan ".

" Yani yine ben ödüyorum " .

" Offf ne cimrisin yaa ,sen şimdi öde ilerde ben çalışıp kazanınca sana öderim " .

Boran bir kahkaha atarken telefonu çaldı.
Cebinden çıkarıp arayana baktı, bu arada otelden çıkmış yolda ilerlemeye başlamıştık.

" İşinize devam edin Necati ,yengeniz sizinle uğraşıyor " dedi ve telefonu kapattı.

"Gerçekten kovulduklarını sanmışlar " dedi telefonu kenara arabanın konsoluna koyarken .

"Ben gerçekten kovmuştum ama neyse ,basınla nasıl geçti?" .

" Olması gerektiği gibi yalan haber yapan siteye dava açılacak, onun dışında senin neden gittiğini sordular bende kameralardan hoşlanmadığını söyledim ".

" İyi bakalım " dedim ve başımı koltuğa yasladım.

" Çok yoruldum " dedim omuzlarım gevşerken .

" Yavrum, senin yatman gerekiyor ama gel görki bu pek olası görünmüyor, ne yapalım ayağına zincir falan mı takayım, odaya mı kilitleyeyim ".

" Yani aslında olabilir " dedim

Boran kafasını çevirip şaşkınlıkla bana baktı " Bu sefer haklısın ,cidden Boran anlamsız yere kendimi çok yoruyorum ve bunu yapmamam lazım cezam neyse kes kocam bey " dedim.

Boran gülerek başını sağa sola sallarken ,
"Gerekmedikçe dışarı çıkma güzelim, bütün gün evde yat dinlen, seninde pazartesi okulun açılıyor,işleyişi öğrenelim ders programını falan ,online derslerin ne saatlerde nasıl yapılacağını, doğuma kadar sana uğraşacak iş " .

" Evet ya benim bir okulum vardı haklısın, ehh birde halletmemiz gereken bir bebek odası Selin artık bizi öldürecek " .

" Tamam şimdi eve gider önce karnımızı doyurur sonra da ne yapmamız gerekiyorsa yapıyoruz ardından sen uzanıp dinleniyorsun " dedi .

" Eve gidene kadar uyusam " dedim.

Boran elini uzatıp elimi tutarken " Uyu güzelim, ben seni eve taşırım " dedi parmaklarını parmaklarımın arasından geçirdi bende başımı ona çevirdim o yolu, ben onu izlerken gözlerim günün verdiği yorgunluk ile yavaş yavaş kapanmaya başladı.

Boran'ın sesiyle uyandığımda elinde bir tepsi yatağın başında bekliyordu.
Hava kararmış,Boran üzerini değiştirmiş, hatta bana da rahat bir gecelik giydirmiş ve bunca şeyi yaparken ben hiç birini fark etmemiştim.

Etrafıma bakıp " Yok artık " dedim.

" Ne kadar yorulduysan artık, seni arabadan odaya taşıdım, üzerini değiştirdim sadece küçük mırıltılar çıkarıp durdun ve uykuna devam ettin".

" Gerçekten hiç hatırlamıyorum Boran ".

" Uyuyordun güzelim " dedi .
Sonra bebek doğduktan sonra bu şekilde derin uyursam diye düşündüm, o zaman bebeğe nasıl annelik yapacak ,nasıl bakacaktım.
Ben asla iyi bir anne olamayacaktım.
Gözlerim bir anda dolarken Boran ile göz göze geldim.

" Ne oldu neden doldu mercan mavilerin " dedi .

" Ben kötü bir anne olacağım " dedim .

"Hayda bunu nereden çıkardın şimdi?" .

Elindeki tepsiyi yatağın ayak ucuna bırakıp yanıma geldi yatağın ortasında uzandığım için rahat bir şekilde yanıma oturdu bende yerimde doğrularak yatakta oturmaya çalıştım Boran hemen müdahale edip rahat hareket etmemi sağlarken ağırlığım onu hiç etkilemiyor gibiydi .

Küçük bir hıçkırık dudaklarımdan firar ederken Boran parmakları ile çeneme dokunup önüme eğdiğim başımı kaldırıp gözlerinin içine bakmamı sağladı.
Gözlerinde şefkat ve merhamet vardı.
Göz yaşlarımı silerken " Şu mercan mavilerinin dolmasından hiç hoşlanmıyorum, ağlamandan hiç hoşlanmıyorum " dedi.

" Boran ben nasıl anne olunur bilmiyorum, benim annem hiç olmadı yani şey annemi kaybetmeden önce küçüktüm, onu hayal meyal hatırlıyorum, ama yüzü yok ,yani bilmiyorum,yengem de zaten bana hiç annelik yapmadı ben kötü bir anne olursam, baksana ben o kadar derin uyuyorum ki ,bebeğimiz ağlamaktan şişse uyanmayacağım ,ya onu emzirirken uyuyakalsam ve bebek boğulsa ,ya onu incitsem , ya ona iyi bakamazsam " dedim gözlerimden yaşlar süzülürken.

" Efnan sen çok iyi çok güzel bir anne olacaksın, daha şimdiden o kadar sahiplendin ki bebeğimizi, sen şimdiden çok güzel annelik yapıyorsun, ayrıca bebek doğunca bak söylemedi deme en ufak bir mırıltısında uyanacaksın, onu emzirirken boğmayacak, onu incitmeyeceksin, ayrıca ben varım yaa her zaman yanındayım, beraber bakacağız bebeğimize " dedi .

" Söylediklerine inanıyor musun ?"

" İnanmadığım hiçbir şeyi söylemem biliyorsun,hadi şimdi yemek yiyelim ,sonra da mobilyaları halledelim,gel buraya " dedi .
Yanına yaklaştım.
Göz yaşlarımı silip saçımdan öptü sonra da beni kollarına alıp sarıldı.
Benden ayrıldıktan sonra getirdiği yemeği önüme koydu, birlikte yemeği yedik Boran sürekli beni rahatlatacak şeyler anlatırken yemeği yedik ,yemekleri kaldırdıktan sonra yanıma geçip ayaklarını uzatarak oturdu .
Arkamıza yastık alıp sırtımızı yatak başlığına yaslamıştık.
Telefonumdan Selin'in gönderdiği mobilya seçeneklerine bakıp, aralarından ikimizin de beğendiği şeyleri seçip Selin'e yolladım, başımı Boran'ın omzuna yaslarken esniyordum.
Boran kolunu boynumun arkasından geçirince başımı göğsüne yasladım ,Boran bir şey söylemeden saçlarımı okşarken gözlerim tekrar uykuya yenik düştü ve Boran'ın kollarının arasında başım göğsünde uyuyakaldım.

Evin içinde gelen sesler ve patlamak üzere olan mesanem yüzünden gözümü açtığımda Boran ile birbimize cenin pozisyonunda sarılarak uyuyorduk.
Sırtım Boran'ın göğsüne dayalı ,Boran'ın bir kolu boynumun altından geçiyordu.
Diğer eli karnımın üzerindeydi.
Benimde elim onun elinin üzerinde.
Bir bacağını da bacaklarımın arasına sıkıştırmıştı.


Onu uyandırmamak için yavaşça kıpırdanırken, seslerin kime ait olduğunu anlamaya çalışıyordum.
Boran'ın elini yavaşça üzerinden kaldırırke " Dur güzelim " dedi Boran boğuk uykulu sesiyle .

" Boran beni bırak sen uyumaya devam et " dedim.
Başını saçlarıma daha fazla gömerken " Uyu yavrum işte " dedi.

"Sıkıştım Boran " dedim.

" Hıı tamam güzelim kusura bakma " dedi tutuslşunu gevşetti ama yine beni bırakmadı, acaba sıkıştım kelimesinden uyku sersemi ne anladın acaba.

" Boran tuvalete gitmem gerek ,sıkıştım " .

Boran beni bırakmayınca " Boran bırak beni yatağa işeyeceğim " dedim biraz daha yüksek tonda.

" Haaa öyle sıkışmak " dedi ve beni serbest bıraktı.
Yataktan sürünerek çıkmaya çalışırken " Yani Boran sıkışmak kelimesinden ne anladın çok merak ediyorum " dedim ve koşar adım banyoya ilerledim..

Arkamdan Boran'ın bir şeyler mırıldandığını duydum ama anlayamadım.
Banyoya girmişken günlük rutinlerimi halledip duşumu da alıp çamaşırlarımı üzerime geçirip bornuzu giyerek çıktım.
Saçlarıma sardığım havlu ile uğraşırken banyonun kapısını açıp dışarı çıktım..
Boran yatakta yüz üstü uzanmış uykusuna kaldığı yerden devam ediyordu .
Telefonu elime alıp saate baktım, sabahın sekiziydi ,daha erkendi ama Boran için geç bile sayılırdı.
O normalde bu saatte evden çıkmış oluyordu.
Yanına yaklaşıp elimi alnına koyarak ateşi varmı hasta mı diye kontrol ettim.
Sonrada parmaklarımı alnına düşen saçlarının arasından geçirirken " Boran uyan " dedim .

Tek gözünü hafif Aralık açıp bana baktı.

" Günaydın " dedim gülümseyerek.

" Günaydın, erkencisin bu saatte duş mu aldın ?"

" Hı hıı ,sen işe gitmiyor musun bugün?"

" Gideceğim ".

" Ee saat sekiz ".

" Yani ".

" Yani ne bileyim sen normalde bu saatte çoktan çıkmış oluyorsun ,sorun olmasın,".

Boran başını yastıktan kaldırıp dizime koyarken sırt üstü döndü " Güzelim şirket benim unuttun mu ,ne gibi bir sorun olabilir, patron olarak istediğim saatte istediğim zaman gidemeyeceksem bu imparatorluğun ne anlamı var ?"

" Ayyy hoş geldin EGO Karadağ " dedim saçlarını hala elimle tararken .
Sonra onun bana yaptığı gibi yapıp yüzünü elimin arasında sıktım.

" Olmuyor yapamıyorsun" dedi ve elini kaldırıp yüzümü kendi avucunun arasına alıp sıktı " Bak böyle, bu hareket sadece sende güzel oluyor birde şimdi kilo aldın daha tatlı yanakların".

Elimle eline vurup " Sen bana şişko mu diyorsun ?"Dedim.

" Yok be güzelim ,normalde olması gereken kıvama bile gelmemişsin daha ".

" Normalde olmam gereken kıvam derken ,haa sen beni hamilelik öncesi de sıska ve çirkin buluyordun öylemi, inanmıyorum Boran sana yani hiç bir şekilde beni beğenmiyorsun " dedim sırf onu delirtmek için.

" Yemin ederim şu dilimi kökten keseceğim, yavrum ne alakası var şimdi ben öyle mi dedim "

" Ne dedin Boran ne dedin ?"

" Güzelim bak ,hay sıçayım " dedi ve başını dizimden kaldırıp karşımda oturdu.

Telaşlı haline bakarken gülmeye başladım.
Boran şaşkınlıkla bana bakarken " Şaka yaptım Boran, sadece takılıyordum " .

Derin bir nefes alıp verirken " Dua et bebek var " dedi karnıma dokunurken " Yoksa ,şuan seni cezalandırmaktan büyük mutluluk duyacaktım ".

Omuz silkip yerimden kalktım " Hadi sabahın köründe evden bir sürü ses geliyordu ,ben gidip giyineyim, sonra da neler olduğuna bir bakayım sende istersen yine uyu " dedim.

" Üstüne bir şeyler giy ve yatağa geri dön Efnan,muhtemelen gelen sesler Selin'in marifeti ,bebek odası için erkenden birilerini yollayacaktı ve sen bugün bu yataktan çıkmayacaksın " dedi .

Ona cevap vermedim ama söylediğinin kulağa çok cazip geldiğinin farkındaydım
Bu akşam bir sürü misafir gelecekti ve gerçekten gündüz dinlenmezsem akşam aşırı halsiz ve bitkin olacak ve misafirlerle ilgilenemeyecektim.
Bu yüzden üzerime rahat bir eşofman takımı geçirip saçlarımı havlu ile iyice kuruladıktan sonra giyinme odasından çıktım.
Yorganın ucundan tutup kaldırdım ve yine yüz üstü uzanan kocama sokularak başımı çıplak sırtına yasladım.
Boran yatakta hareket edince başımı kaldırdım oda gülümseyerek yatakta pozisyonunu değiştirip sırt üstü uzandı beni kollarına çekerek sımsıkı sararken " Aferin benim kızıma " dedi ve saçlarımdan öptü.

Söylediği cümle hoşuma gitsede bir tepki vermedim kolumu beline sardım ve gözlerimi kapattım.
Boran'ın yavaşça inip kalkan göğsü ve sakin kalp atışları sayesinde yavaşça bende uykunun derinliklerine aktim..

Gözümü tekrar açtığımda yatakta tek başınaydım iyice gerinip kollarımı esnetikten sonra yavaşça yatağımdan kalktım.
Elimi karnıma götürüp bebeğime " Günaydın Umut 'um dedim küçük hareketlerini hissedince yüzümü bir gülümseme kapladı.

Yataktan çıkıp " Boran " diye seslendim ama ses alamayınca odada yanlız olduğumu anladım..
Banyoya doğru ilerledim orada işlerimi halledip elimi yüzümü yıkadım, açlıktan guruldayan midem yüzünden saçlarımı bileğimdeki saç bandı ile bağlayıp banyodan çıktım.
Hala yan odadan sesler geliyordu.
Odadan çıkıp etrafa bakındım ama Boran etrafta görünmüyordu.
Çocuk odasında neler yapılıyor sonra bakarım diye düşünüp hemen mutfağa gitmek için merdivenleri indim.
Mutfaktan öyle sesler geliyordu ki savaş mı çıktı diye düşündüm.
Bir kaç kişi mutfağın içinde tanımadığım bir kaç kişi daha vardı ve her biri başka bir şeyle uğraşıyordu.

" Selam Kolay gelsin " diye seslendim.
Hepsi bir anda başını kaldırıp bana baktı ,
" Teşekkürler efendim " dedi biri diğerleri de başlarını sallamakla yetindi .
O arada " Efnan kızım uyanmışsın " dedi Hatice abla elinde bir kaç poşetle mutfağın kapısında yanımda durdu .

" Evet ,neler oluyor, sen neredeydin?"

" Ee kızım akşama misafir varya hazırlık yapıyoruz, sağolsun Boran bey ,arkadaşları çağırmış yardım ediyorlar " .

"Hiii ben onu unutmuşum doğru, Boran nerede işe mi gitti ".

" Yok o bahcede hava güzel ya bugün orada çalışıyor ".

" Yardim edeceğim bir şey var mı ?"

" Yok kızım sen sadece dinlen "

" Tamam ,o zaman Boran'ın yanına gideyim ama çok açım bana bahçeye bir şeyler yollar mısın?"

" Yollarım tabi sen git dinlen " dedi o arada çoktan mutfakta işe başlamıştı bile .
Mutfakta aralarından geçip mutfak kapısından bahçeye çıktım.
Etrafta korumalardan başka kimse görünmüyordu.
Bahçenin diğer tarafına doğru ilerledim.
Sonra Boran'ı sırtı dönük bir şekilde gördüm.
Yavas yavaş yanına ilerledim.
Bahçedeki sandalyede oturmuş bilgisayarı ile uğraşıyordu.
Önüne geçip durduğumda ,saçları karmakarışık, gözünde gözlüğü elinde sigarası çalışıyordu.
" Boran " dedim sinirli bir tonda.

Başını kaldırıp bana baktı, sırtını sandalyeye yaslayıp dirseğini masaya koyup elindeki sigarası iki parmağının ucunda elini alnına yasladı.
Üzerinde siyah simit yaka bir sweat,siyah bir eşofman vardı.
Evin içinde bile saatsiz dolaşmıyordu .

Sessizce bana bakmaya devam ederken .

" Boran " dedim "neden konuşmuyorsun"?

" Günaydın güzelim, uyanır uyanmaz neden bu kadar sinirlisin onu anlamaya çalışıyorum ".

Uzanıp elindeki sigarayı aldım ve önündeki kül tablasında söndürdüm.

" Neden sigara içiyorsun?"

Boran'ın gözünde gözlüğü olduğu için bakışlarından ne hissettiğini de anlayamıyordum.

" Peki sen neden beni ilk kez sigara içerken görüyormuşsun gibi kızıyorsun?"

" Doğru, ilk kez değil ama uzun zamandır ilk kez görüyorum, içme zararlı " dedim..

Boran hafifçe gülerken " Tamam,zaten bağımlı değilim ara ara keyfi içiyorum " dedi sonra da elini uzattı.

Ona ve uzattığı eline baktım " Gel yavrum " dedi .
Elini tutup ona yaklaştım yan dönüp beni kucağına çekip kucağına oturttu " Ee kavga etmeyecek miyiz ?" Diye sordum bir kolumu boynuna dolayıp parmaklarm ile ensesini okşamaya başladım diğer elimle alnına dökülen saçlarını geriye doğru taradım.

" Neden kavga edelim güzelim?" .

" Yani ne yaptığını sanıyorsun Efnan ,sen nasıl sigaramı alır söndürürsün,ne zamandan beri yaptıklarıma karışır oldun falan filan işte gibi şeyler söylemeyecek misin ?".

Boran " Nichhh söylemeyeceğim ".

Bir eli ile belimden tutarken Boran diğer eliyle karnımı okşuyordu .
Başını hafifçe eğip dudaklarını boynuma bastırıp öptü .

Parmaklarım hala saçlarını karıştırırken " Offff o kadar çok özledim ki seni ,tenini ,sende kendimi kaybetmeyi " dedi bir kez daha boynumu öperken, üstelik bu sefer ki öpücüğü içimi titreten bir öpücüktü.
Tenimi içine çekip emerek öpmüştü.

"Beni baştan çıkarmaya çalışıyorsun Boran Karadağ, farkında değilim sanma " dedim titrek sesimle.

" Kesinlikle öyle yapıyorum ".

Eğilip kulağına " Yani sana kötü bir haberim var Boran doğuma daha kırk yada elli gün var ,birde kırk günlük bir lahosalık dönemi var ".

" Yuhhhh Efnan yuuh, ne lan bu, kadın resmen bana sevişmek için gün veriyor biraz daha uzat istersen Efnan yüz gün az oldu."

İçten içe gülerken " Yani neyin havasına giriyorsun şuan Boran görende barıştık, seni affettim de sevişmemiz eksik kaldı sanacak ".

Boran gözlüğünü gözünden çıkarıp masanın üstüne fırlatırken " Yok gerçekten yok ,anlamıyorum yani ,benim beynim durdu ,ne yapsam olmuyor ,aklımı kaybedeceğim " diye söylenmeye başladı.

"Zavallı Adamı sonunda delirttin Efnan, sinir hastası olacak senin yüzünden " diyerek iç sesim araya girdi

Bu sefer iç sesime hak verirken hala kendi kendine kucağımda oturmama bakmadan söylenen kocamın boynuna kafamı gömüp bu sefer onun beni öptüğü şekilde ben onu öpüp "Ohhhhh" dedim..

Boran yavaş yavaş sakinleşirken "Yok öyle madem bana yasak sana da yasak ,sende beni öpemezsin, ayarlarım ile oynuyorsun kızım, kafayı yiyeceğim sonunda " dedi .

Kulak memesini önce ısırıp sonra öptüm " Ben hamileyim ,ben canım ne isterse onu yaparım şuan da canım kocamı öpmek istiyor "

" Ulan ne yapayım gidip hamile mi kalayım bende " dedi.

Yüksek sesli bir kahkaha atarken " Bu mümkün değil kocacığım, senin doğana aykırı " dedim.

Boran tam ağzını açıp konuşacakken dudaklarımı dudaklarına bastırıp onu susturdum.
Boran beni kucağına daha fazla çekerken kolları ile beni sarıp öpüşüme karşılık verdi .
Kucağına iyice yerleşirken beni sertliğine bastırıp dudaklarını dudaklarımdan çekmeden,
" Beni ne hale koyuyorsun gör, bak ,hisset " dedi sonra yeniden beni öpmeye başladı.
Bir boğaz temizleme, ardından " Size yiyecek bir şeyler getirdim " sesiyle bir anda Boran'dan ayrıldım ve kollarımı boynuna sarıp başımı utançla boyun boşluğuna gömdüm.

" Masaya bırakıp gidebilirsin teşekkürler " dedi Boran.
Kız her kimse masaya bir şeyler yerleştirdi sonra " Afiyet olsun " dedi.

Boran cevap vermedi büyük ihtimalle başını salladı.

" Çıkar başını kumdan deve kuşu, gitti " dedi gülerek.

Başımı kaldırıp kıpkırmızı bir suratla ona bakarken " Yani yavrum kızdan utanıyorsun da beni öperken etraftaki adamlardan utanmıyorsun " dedi.

Gözlerimi etrafta dolanan adamlarda gezdirip "Onları görmezden gelmeye alıştım hem hiç biri bize bakmıyor sırtları dönük " dedim.

" Bende sana ne yaparsan yap hiçbir zaman yaptıklarından utanma, her hareketinin arkasında duracak kadar cesur ol dediğimi hatırlıyorum karıcığım " dedi .

"Offf neyse çok açım " dedim kucağından kalkmaya çalışırken..

" Tamam kalkma kucağımda ye " .

" Boran beni biraz daha taşırsın bacakların uyuşacak ayrıca bu şekilde yiyemem " dedim ve kucağından kalktım yanında duran sandalyeyi çekip yerleştim..

Ben bir şeyler yerken Boran da ona getirilen kahveyi içmeye başladı, sonrada önündeki bilgisayara odaklandı .

Ben kahvaltı yaparken " Boran bey Hazel hanım geldi " diyen Hasan'ın sesiyle başımı kaldırıp ona sonra da Boran'a baktım.

" Hazel mi ? " Diye sordum.

" Buraya getir onu " dedi Boran .

Şaşkınlık içinde ona bakarken " Evden çalışacağım derken ,asistanını da buna dahil ettiğini bilmiyordum "dedim sinirli bir şekilde.

" Geleceğinden haberim yoktu " dedi .

" Hayret bir şey ya kendi evimizde bile yediğimiz lokmalar boğazımıza diziliyor,yok bitmiyor Allah'ım bitmiyor biri gidiyor beşi birden geliyor" dedim.

" Yavrum " dedi eliyle çenemden tutup yüzümü ona bakmam için çevirirken " Neden geldiğini bilmiyorum, haber vermeden gelmiş ,şimdi ne için geldiyse söyler ve gider ,neden sinirleniyorsun?".

"Çek elini Boran " dedim eline vururken Boran yaklaşıp dudağımdan öpüp " Kıskanman için bir sebep yok güzelim " dedi.

" Hare için de aynı şeyi söylüyordun,her iddiasına varım Boran ben yokken sana duygularını açtı ve onu bu yüzden kovdun " dedim uzanıp iki elimle yüzünü tuttum.

" Ne neee alakası var " dedi dudaklarımızın arasında sadece bir santim vardı.

" Kekeledin Boran demek ki doğru söylüyorum, eğer aynı şey yaşanırsa ölümlerden ölüm beğen Boran efendi " dedim Hazel'in yaklaştığını hissettiğim an Boran'ın dudaklarına kapandım .

Yine bir boğaz temizleme sesi duydum ama bu sefer Boran'dan ayrılırken utanmadan başımı çevirip karşımızda ayakta duran Hazel'e baktım.

" Hoş geldin Hazel " dedim ve kahvaltıma döndüm.

" Hoş bulduk Efnan Hanım " dedi Hazel .

" Hayırdır Hazel ,ne oldu ?" Dedi Boran nezaketten uzak bir tavırla.

" Boran bey sizi aradım ama ulaşamadım, acil incelemeniz ve imzalamanız gereken iki dosya var Karan bey işleme koymak için sizi bekliyor" .

" Tamam dosyaları bırakıp gidebilirsin ,ben inceleyip adamlarla Karan'a yollarım ".

" Aslında hemen baksaydınız, kendimle götürseydim " dedi.

" Ne zamandan beri bana ikinci bir seçenek sunma hakkına eriştin Hazel ,ben yollarım diyorsam yollarım gidebilirsin " dedi cidden bir yerde kocamı takdir ederken bir yerde kıza acıdım..

" Peki Efendim iyi günler " dedi elindeki iki dosyayı masanın üzerinden Boran'a uzattı.
Boran dosyayı elinden alıp kenara bıraktı "Hasan ,Hazel Hanımı adamlardan biri şirkete bıraksın " dedi ve başını önüne eğip bilgisayara bakmaya başladı.

" Hemen Boran bey " dedi Hasan.

Hazel " Teşekkürler, iyi günler " dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı..

" Yuhh Boran kıza tam bir öküz gibi davrandın " dedim.

Boran başını bilgisayardan kaldırıp " Sende bir karar ver iyi mi davranayım kötümü,ne yapsam olmuyor " dedi ve bilgisayarın kapağını sertçe kapattı.

" İnsan gibi davran Boran ,fazlasına yada eksiğine gerek yok ,bu şekilde bana çıkışmanada ,kolay gelsin " dedim çatalımı sertçe masaya bırakıp yerimden kalktım.

" Nereye gidiyorsun, kahvaltını bitirmedin " .

" İştahımı kaçırdın sen yee yiyebiliyorsan " dedim ve sandalyemi geriye doğru ittim .
Sandalye yere düşerken dönüp bakmadan yürümeye başladım..

" Hay sikerler böyle işi " dedi Boran sonra da büyük bir gürültü çıktı dönüp arkama baktığımda masada ne var ne yok yeri boylamıştı.

" Öküz Karadağ " dedim ve elim karnımda bahçeden çıkıp mutfak kapısından içeriye girdim.

Hatice Ablayı öpüp geçtikten sonra kütüphaneye indim.
Misafirlerin geleceği saate kadar biraz dinlenip kitap okurdum en azından.
Biraz daha Boran ile yan yana kalsak birbimizi yiyecektik.
Yarım bıraktığım kitabı elime alıp koltukta ayaklarımı uzatarak okumaya başladım.
Birkaç sayfa sonrasında iyice yayılıp okumaya devam ettim.

" Güzelim uyan " diyen Boran'ın sesiyle gözlerimi açtığımda ne zaman uyuduğumu hatırlamıyorum bile aklımda kalan son şey elimde kitap olduğuydu.

" Uyumuş muyum ?" .

" Yanına geldiğimde üzerinde kitapla uyuyordun, sonra başını düzeltip üstünü örttüm " dediği zaman Boran ,üzerimdeki pikeyi fark ettim.

" Şey ben kitap okuyordum en son ne ara uyuduğumu hatırlamıyorum desem " .

" Normal Yavrum, hadi kalk hazırlanman gerekiyor ,Karan ve Selin geldi bile " dedi .

" O kadar oldu mu yaa ?"

Boran evet anlamında başını salladı .
Sonra da kalkmama yardım etti ,yeni uyandığım için sersem gibi hissediyordum.
Boran koluma girip benimle birlikte üst kata yatak odasına geldi.
Yatağın üzerine gidip oturdum.
Nefes nefese kalmıştım neredeyse .
Çok çabuk yoruluyor ve çok fazla uyuyordum.

" Hala uykum var desem " dedim.

" Uyuma artık, tüm gün uyudun,biraz yürümen lazım fakat şuan vaktimiz yok gece yürürüz bahçe de tamam mı ?"

" Tamam " dedim sonra da yerinden kalkıp giyinme odasına doğru ilerledim
Dolapta üç beş kıyafet seçip giyip çıkardıktan sonra üzerime bej rengi uzun kol uzun etekli V yaka bir elbise geçirdim, elbisenin uzunluğu ve duruşu o kadar hoşuma gitti ki karnımın üstünde ki kemerini bağlayıp aynada kendime baktım..

Saçlarımı maşa ile dalgalandırıp açık bırakmaya karar verdim.
Tuvalet aynısının önüne geçip oturdum saçlarımı yapmak için maşayı çıkarırken Boran giyinme odasına girdi .
Banyodan yeni çıkmıştı üzerinde bornoz vardı hatta saçlarına bile şekil vermişti.
Göz ucuyla bana bakıp giyinme dolabına ilerledi.
Bende ona bakmayı bırakıp saçlarımı yapmaya başladım.
Saçlarım bittikten sonra maşayı yerine koyup hafif bir makyaj yaptım.
Yerimden kalkarken Boran'ın da üzerine siyah bir pantolon ve elbisem ile aynı renk olan triko bir kazak giydiğini gördüm.
Sakallarını da hafifleten Boran'a beğeni dolu gözlerle baktım.
Yanıma geldiğinde balıkçı yaka trikosunun yakasına uzanıp boğazını düzeltirken hafifçe hareket eden adem elmasına bakıp parmaklarımın üzerinde yükselerek adem elmasından öptüm..


" Çok yakışıklı olmuşsun " dedim.

Boran ellerini açıkta olan göğüs dekolteme götürüp kumaşı çekiştirirken " Sen yine her zamanki gibi çok güzelsin de yavrum şu dekolte biraz fazla değil mi?".

Başımı eğip uğraştığı kumaş parçasına baktım.
Açıkta görünen göğsümü örtmeye çalışıyordu.

İki kumaşın ucunu çekip birbirinin üzerine koyarken " Şuraya bir şey mi taksak ,broş falan".

" Saçmalama Boran ,sen dekolte görmemişsin,ayrıca evdeyiz yani ne olacak "

" Yavrum evde bana giysen bir şey olmaz ama aşağıya bir sürü kişi gelecek ".

"Offf saçmalama bir sürü kişi dediğin üç kişi Barış, Selim ,Oğuz ".

" Barış lavuğu geliyor yetmez mi yavrum ,bunlar da " Dedi göğüslerimi işaret ederken " İyice dolgulaşıp belirdi ,ben buradayım diyor, fazla dikkat çekiyor anasını satayım "dedi .

" Senin de ağzın iyice bozuldu, yarın öbürgün süt dolunca daha da büyüyecek " dedim.

" Seni evden dışarı salmam o zaman " dedi gülerek..

" Seni ciddiye almıyorum " dedim ve yakamı ondan kurtarıp takıların olduğu çekmeceye doğru ilerledim ,zarif zincir bir kolye ve künye seçip taktım..
Ayağıma da babet ayakkabımı geçirdim.

" Hazırım İnelim " dedim dönüp Boran'a bakarken, Boran açık yakamı işaret edip " Şunu halledip mi insek " dedi .

" Hayır elbiseme dokunmuyorsun ,dokunursan üstümden çıkarıp mini bir elbise giyerim ,üstelik daha fazla dekoltesi olan " diye tehdit ettim..

Boran iç çekip bana bakarken elini kısalttığı sakalından geçirip saatini bileğine taktı ve "Dua et Efnan dua et " dedi sonra da yanıma gelip parmaklarını parmaklarımın arasından geçirdi ve yürümeye başladı.

Alt katta oturan Karan ,Selin, Ahmet, Elif ve Nazlı ile kucaklaştıktan sonra Karan'ın yanına oturdum.
Karan beni kendine çekip kucaklayarak otururken Selin'in bebek odası ile ilgili anlattıklarını dinliyordum.

Bir süre sohbet ettikten sonra ,ilk önce Selim ,Nazife abla ve Hayriye Abla geldi .
Onlarla kucaklaşıp oturduktan sonra Oğuz geldi ,ardından Asya sonrasında ellerinde bir buket kırmızı gül ile Barış geldi .
Herkesi selamladıktan sonra ellerindeki gülleri bana verdi .

" Bunlar senin için, çok güzel olmuşsun " dedi.

Boran boğazını temizlerken ellerinden çiçekleri alıp " Teşekkür ederim çok incesin " dedim .

Çiçekleri elimden Elif alırken biz Barış ile kucaklaştık.
Boran " Efnan " diyince birbimizden ayrıldık Barış'ta salonda yerini aldıktan sonra Hatice Ablanın yemek hazır demesi ile herkes masada oturmaya başladı.

Çorbalar servis edilirken Hayriye Abla " Eee sarı kız sen nasılsın, düğün ne zaman ,seni de Efnan sayesinde sık sık görüyorduk, en azından haftada bir uğruyordun,Efnan gidince sende gittin özledik kız " dedi ve masanın ortasına bombayı bıraktı.

Ben bir anda öksürmeye başlarken tüm gözler bana çevrildi.

" İyi misin " diye sordu Boran .

" İyiyim iyiyim " dedim ve önümdeki su bardağına uzanıp içtim amacım dikkatleri dağıtmaktı ama olan olmuştu.

Ahmet'in cümlesi kulağımda yankılanırken korku dolu gözlerle ona baktım.

" Sarı kız derken senden mi bahsediyor Hayriye Abla " Diye sordu Ahmet Elif'e.

" Yok yaa karıştırdı " dedim ben lafa girip .

" Kız neyinı karıştıracağım ,Elif değil misin sen ,Allah Allah daha bunamadım herhalde ".

Elif ne diyeceğini bilmezken Nazlı " Buyurun cenaze namazına " diye araya girdi .

Boran ve Ahmet aynı anda " Siz bunca zaman görüşüyormuydunuz " diye sordular.

" Şey yani " dedi Elif .

" Ne Şey yani ne ,yani biz aylarca her yerde deliler gibi Efnan'ı ararken ,bu adam burada deliye dönüp kendine zarar verecek duruma gelirken ,sen Efnan'ın yerini biliyor hatta onunla görüşüyor muydun ?" Diye hiddetle Elif'e sordu Ahmet.

Elif cümle dahi kuramazken " Gerçekten mi ?" Dedi Boran ,"görüşüyor muydunuz?" Sorunun muhatabı bendim.

Elif " Açıklayabilirim " dedi

" Neyini açıklayacaksın " diyerek masadan kalktı Ahmet öyle bir şiddetle yerinden kalktı ki masa sallanırken sandalyesi tüm salonu inletecek şekilde yere çarparak ses çıkardı.

" Ahmet sakin ol "dedi Boran.

" Sakin falan olamam ,size afiyet olsun " dedi ve hepimizi arkasında bırakıp salonu terk etti ..














































































Continue Reading

You'll Also Like

1.7M 109K 59
Wattpad de bu isim ile yayımlanan ilk ve tek hikayedir. Çalınma durumunda yasal yollara başvurulacaktır. Mine MUTLUÇAY, otuz yaşında arşiv memuru ke...
12.3K 1.6K 16
harvard ilahiyat öğrencisi katolik taehyung ile harvard işletme öğrencisi ateist jungkook, bir dönemliğine oda arkadaşı olmuşlardı. 𝟏𝟎𝟔𝟐𝟑
924K 51.2K 40
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...