Altın Yol

By yyazarbeyy

159K 11.3K 2.3K

[TAMAMLANDI] Eşcinsel içerikli bir hikayedir, hikaye iki erkeğin aşkını konu alır. "Senin canını almaya gücüm... More

Altın Yol'a Giriş: Önsöz
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm | Final

7. Bölüm

6.2K 466 199
By yyazarbeyy

"Fatin Ağa." Diye bir ses gelirken arkamı döndüm.

Harem taşlığından gelen Macide Hatun "Nerdesin sen? Vakit kaybetmeden Afife Sultanımızın yanına bit. Çok önemli bir husus var." Dedi hızla.

Derin bir nefes alırken kafamı salladım, tam ilerleyeceğim esnada kolumu tutması ile irkildim.

"Bak ağa." Dediği zaman kulağıma fısıldadı.

"Başına talih kuşu konmadı, yuva yaptı. Biraz bunun kıymetini bil." Dediğinde bakışlarım ona döndü.

"Çoğu hatuna nasip olmayan bir şeyi sana yaşatmaya çalışıyoruz, emeklerimizin karşılığını ver." Dediği zaman ağır ağır başını salladım.

Onun dudaklarının kenarı yavaşça kıvrılırken kolumu bıraktı. Ben tam bu esnada ilerlerken bu sefer karşıma çıkan beden ile anında selam durdum.

Benim gördüğüm bedeni gören harem görevlileri anında "Destur Letafet Sultan hazretleri." Demişti ki hemen yanımdaki bedenin bakışları bana döndü.

"Nereye böyle koştur koştur hadım ağa?" Dediği zaman Macide Hatun derin bir nefes aldı.

"Afife Sultanımızın isteği üzerine gidiyorlar sultanım, ağaya müsade edin." Dedi.

Letafetin anlık olarak bakışları ona dönerken "Sana sormadım bir şey." Dedi sert sesiyle.

"Müsadenizle." Deyip selam durup, hızla onu geçtim.

Dişlerimi sıkarken, ellerimi de sıkmaya başladım. Neden herkese bu kadar üst perdeden bakmak zorundaydı?

Ama onu o üst perdeden indirmeyecektim, o üst perde ile onu boğacaktım.

Derin bir nefes alırken Afife Sultan'ın dairesinin önünde bittim.

Kapılar benim açılırken içeri doğru adımladım. O sırada odada gezinen Sultan'ın bakışları bana döndü.

"Neredesin sen Fatin?" Diye sert sesiyle konuştuğu zaman selam durdum.

"Çabuk hazırlanmaya başla, Hünkarımız seni istedi." Dediği zaman şokla başımı kaldırıp, yüzüne baktım.

Onun yüzünde bir gülümseme oluşurken, kafasını olumsuz anlamda salladı ve "Hayır, onun için değil." Diye yanıtladı.

"Ancak merak buyurma, evvela o zamanda yakındır." Dediği zaman bana doğru bir adım attım.

Dudaklarının kenarı keyifle kıvrılırken, bana doğru adımladı.

"Hünkarımız hamamda ona hizmet etmeni buyurdu." Dediği zaman kalp atışlarım hızlanmaya başladı.

"H-Hamam da mı?" Diye sorduğum zaman kafasını ağır ağır salladı. Yüzümün yandığını hissetmeye başladığım an etrafımda dolanmaya başladı.

"Gerçekten sende hiçbir hatunda bulunmayan bir zariflik, eda ve işve var." Dedi 'hiçbir' kelimesini uzatarak.

Tam bu esnada çevremde dolanmayı bırakıp, elini zarif bir şekilde ince beline attı ve kafasını hafif yukarı kaldırdı.

"Gerçekten de ismin kadar Fatinsin." Dediği zaman alt dudağımı ısırdım.

Bana doğru bir adım daha attığı zaman nefesi yüzüme vurdu.

"Bak Fatin Ağa." Dediği zaman kalbim deli gibi atıyordu.

"Bu çok önemli bir fırsat, bu seferkini iyi değerlendirmelisin." Dedi ciddi bir tonla.

Ben onun gözlerinin içine bakarken "Ne yap ne et benim bir sonraki adımımı seni halvete yollamak yap." Dediği zaman nefesim heyecanla kesildi.

O gözlerimin içine bakmaya devam ederken "Benden ne yapmamı istiyorsunuz sultanım?" Dediğim zaman sesim tizleşti.

"Sen benim ne istediğimi hayli bir şekilde bilirsin." Dediği zaman geriye doğru bir adım attı.

Gözlerimin içine bakarken, alt dudağımı ısırdım.

"Hadi, git hazırlamaya başla. Evvelsi gün irandan senin için özel kokular getirtmiştim. Bir güzel kendine sür, en zarif kıyafetlerini giy." Dedi keyfile çıkan sesiyle.

~~~~

Ellerim titrerken, ellerimde tuttuğum tepside titriyordu.

Bardağa doldurulmuş vişne suyunun dokulmemesi için çaba sarf ederken diğer yandan da kalbim deli gibi atıyordu.

Saniyeler sonra ona özel olan hamam koğuşuna girdiğim zaman arkası dönük bir şekilde oturuyordu.

Benim geldiğimi görmemiş ve duymamıştı. Sakin bir şekilde yanda duran tası aldı ve üzerine döktü.

Ben heyecanla nefes alırken, tası kafasından aşağı döktü. Su boynundan akıp esmer sırtındaki kaslarının arasından akarken yavaşça kalçalarına doğru indi.

Ben alt dudağımı ısırırken, boğazımı temizledim ve "Hünkarım." Dedim.

Anında arkasına dönerken, ayağı kalktı.

Kara gözleri beni bulurken "Fatin Ağa." Dedi. Sesi koğuşta yankılanırken, yutkundum.

Ben birkez daha selam durdum ve ağır olan tepsi ile kurnaya yaklaşıp, kurnanın üzerine koydum.

O her zaman ki gibi yaptığım her hareketi izlerken, bakışlarım ona döndü.

"Bir emriniz var mı hünkarım?" Dediğim zaman bakışları bendeydi.

"Emir vermemi mi istersin?" Diye sorduğu zaman kalp atışlarım yine hızlandı.

Bakışlarımı kaçırırken "Seni buraya hizmet etmen için getirdim, yıka beni." Diye eklediği zaman bakışlarım ona döndü.

Yüzündeki ciddiyet ile kurnaya geri oturuken, yutkundum.

Yanda duran bezi elime yavaşça almamla, boynunu çıtlattı. Şimdi sırtındaki kaslarda o hareketi ile gerilmişti.

Yanına gelmemle hemen yanında duran sabunu aldım ve beze sürtmeye başladım.

Bakışlarımı kaçamak bir şekilde ona gönderdiğimde beni izlediğini gördüm.

Bez yeterince köprüdüğü zaman derin bir nefes aldım. Ellerim yaprak gibi titrerken yavaşça tenine değdirdim bezi.

Onun bakışları bendeyken birden bileğimi kavraması ile bezi bastırdı. Benim tüylerim diken diken olurken kas katı kesildim.

Sabunlu su vücundan aşağı inerken, titryen gözlerim ona döndü.

"Bastır ve yıka." Dediği zaman alt dudağım titredi.

Yapılı kolunu baştan aşağı bez ile yıkarken, diğer yandan da ellerim titriyordu.

O kafasını arkaya attı ve derin bir nefes verdi. Bende bez üstünden hissettiğim kasları ile ağlayacak seviyeye gelmiştim.

Yavaşça yukarı çıkmamla boynuna geldim. Geniş ve sert boynunu sabunla köpürtürken alt dudağımı ısırdım.

Saniyeler sonra yavaşça arkaya doğru yatması ile kaşlarım çatıldı. Daha sonrasında daha iyi temizlemem için yaptığını anlayınca kurnaya çıktım.

Onun bedeninin yanında boynunu yıkamaya devam ederken yanında durduğum için zorlanıp, uzanmak zorunda kalıyordum.

Saniyeler sonra birden beni tutup kendine çekmesi ile tamamen üzerine çıktım. Rahat bir şekilde yapmamı sağlamıştı ama şuan hiç iyi bir noktayada durmuyordum.

Bakışlarım üstten ona dönerken "Ş-şey hünkarım-" Demiştim ki "Devam et." Dedi sadece.

Ben gözlerimi kapatıp, boynundaki bezi sert göğüslerine indirdim.

Onun gözlerini kapatmış bir şekilde beklerken, titryen bir nefes aldım ve bileğimi ileri geri yapmaya başladım.

Tam bu esnada bedenimde ileri geri yaparken gözlerim irileşti. Lanet olası kalçamda ileri geri yapıyordu.

Bundan dolayı yavaş bir şekilde yapmaya başladım. Tam bu esnada "Hızlan." Diye bir ses gelince gözlerim artık tamamen doldu.

Titreyen bileğim ile bana verilen emiri yerine getirdim ve hızlı hızlı sürtmeye başladım.

Kalçamda benimle birlikte hareket ederken yavaşça sertleşen uvuzunu her geçen saniye daha fazla hissediyordum.

Saniyeler sonra kurnaya yasladığım bacak dirseğimin birden kayması ile dengemi kaybettim.

Burunlarımız birbirine değerken sıcak nefesini yüzümde hissettim.

O kara gözlerini açarken korku ile titredim. "B-Bağışlayın." Diyip tam kendimi geri çekecektim ki birden elini sırtıma atması ile beni engelledi.

"Fatin Ağa." Dediği zaman deli gibi atan kalbim ile ona bakıyordum.

"Kalbini hissedebiliyorum." Dediği zaman neyi kast ettiğini anladım. Gözlerimi kapattım esnada gözlerimden bir damla yaş yüzüne düştü.

"Fatin." Dediği zaman gözlerimi açtım. Dolu gözlerime ona bakıyordum şimdi.

"Kaçma artık." Diye ardına eklediği zaman gözlerim irileşti. "Benim ol." Dediği esnada sırtındaki elini daha fazla bastırdı.

Tam bu esnada dudaklarımız birleşirken, burnundan heyecan dolu sıcak bir nefes yüzüme vurdu.

Ben kas katı kesilirken, kollarını bana bağladı ve öpüşünü sertleştirdi.

Ben şoku bir kenara bırakıp, heyecanla kasılırken bunu beklermiş gibi daha fazla bastırdı beni kendine.

Beni ters çevirip, altına alırken dudaklarımızı ayırdı. Ben diken diken olmuş tüylerim ile ona bakarken gözleri gözlerime döndü.

"İllaki emir vermemi istiyorsun ya." Dedi birden. Başkalarım ondayken yutkundum.

"Sana tek bir emir veriyorum. Benim, tek haremim ve baş tacım ol." Diye ardına eklediği zaman tekrardan açıkla dudaklarıma kapandı.

Continue Reading

You'll Also Like

25.5K 1.1K 10
Ondan ne kadar nefret ederse etsin kendini yine onun kucağında buluyordu. Ne kadar kaçmaya çalışırsa çalışsın yine kendini o adamın kollarının arasın...
78.3K 4.6K 14
Çağlar usta birliği için gittiği askeriyede eski sevgilisinin komutanı olacağını bilemezdi.
FATİH'İN MÜNECCİMİ By Su

Historical Fiction

5K 456 12
Biraz daha yasasaydi Hazreti Fatih Ne Venedik kalacakti, ne Floransa... Ya sonra ? Fatih hayranı genç bir tarih öğrencisi kendini 2. Mehmet'in devrin...
267K 12.8K 38
Savunmasız masum Diyarbakırlı Baran'ın, Herkesin adımından titrediği Ülkücü Aslan'ın olduğu koğuşa düşmesiyle başladı. Sessizdi Baran geçmişinin ver...