-ACEMİ MÜSLÜMAN-

By Rulisinzruli_

1.1M 105K 53.5K

~Bu kitap tüm zorluklara inat aşkından vazgeçmeyip aşkı için savaşanlara ithaf edilmiştir.~ ... More

TANITIM
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
[Esra-Yunus]
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37.Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41.Bölüm
42. Bölüm

9. Bölüm

34.9K 2.8K 1K
By Rulisinzruli_

Merhaba 💌

Oy ve yorumlarınız düşük olmadığı sürece sınır koymayacağım. Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ♥️

İyi okumalar 💌

Lavaboda işimi hallettikten sonra geri aşağı indim. Keyfim yerindeydi. Bu yüzden yüzümde kocaman bir gülümseyle salona girdim. Mutfaktaki kızlar da sofraya oturmuştu. Masaya doğru yürüdüm ve nerede oturabileceğime baktım. Az önce Sümeyra teyzenin Yusuf dediği çocuğun yanı boştu. Ayriyeten Ali'nin de yanı boştu.

Az önce yaşanan olaylardan dolayı birazcık da olsa Ali'den utanıyordum. Bu yüzden Yusuf'un yanına oturmak için adım atmıştımki, Ali boğazını temizledi ve yanındaki sandalyeyi oturmam için geriye çekti. Şaşkınlıkla olduğum yerde durdum.

Ablamın bakışları bize kaydı. Hafifçe gülümseyip geri önüne döndü.

Anlamıştı.

Ali bana dönmeden, bana ithafen konuştu. "Oturur musun artık." Dedi sabırsızlıkla.

Daha fazla dikkat çekmek istemediğim için oturdum. Otururken homurdanmayıda ihmal etmemiştim.
Dediklerimi umursamadı.

Arkama yaslandım ve önümde ki çorbaya bir bakış attım. Aç değildim ama yine de bir kaç kaşık çorba içmek için kaşığa uzandım. Kaşığı elime aldıktan sonra çorbaya daldırdım ve sakinlikle içmeye başladım. Herkes hem yemek yiyip, hem de sohbet ediyordu.

Az önce olanları ömür boyu unutamayacağımı adımın Pınar olduğu kadar iyi biliyordum. Resmen adamı suçlamıştım. Sinirlenmekte haklıydı.

Benim gözümde böyle izlenim verdiği için mi sinirlenmişti?

Çorbamın yarısı bittiğinde arkama yaslandım. Yan tarafıma bakmaya çekindiğim için sofrada ki yemekleri izliyordum. Her çeşit yemek vardı.

"Yemeğini yesene." Ali'nin sesini duyunca ona doğru döndüm.

Bana doğru dönmüş çorbama ve hiç ellemediğim tabağıma bakıyordu. Omuz silktim. "Aç değilim." Dedim.

Gerçekten de aç değildim. Evde bir şeyler atıştırmıştım ve hâlâ beni tok tutuyorlardı. "Yine de bir şeyler ye. Yemekten sonra evden çıkacağız. " Deyip önüne döndü.

Nereye gidecektik?

"Nereye?"

"Gençler evde durmak istemezler. Hep birlikte parka gideceğiz. Yusuf'ta gelecek" dedi ama sonda verdiği bilgiye göz devirdim. "Banane Yusuf'tan" diye çıkıştım âdeta. Kısa bir bakış attıp, yemeğine geri döndü. "Bilmem hoşlanmış gibisin" dediği şey üzerine ona kötü kötü baktım. "Saçmalama. Dediklerine dikkat et! Benim ondan hoşlandığım falan yok."

"Yanına da ben oturacaktım zaten." Diye homurdandı.

"Her yanına oturuduğum kişiden hoşlanmıyorum. " Dedim.

Sen hariç.

"Ha birisinden hoşlanıyorsun yani?" Diye beni köşeye sıkıştırdı.

Öylece ona baktım. Bir şey demek istedim ama başaramadım. Gülümsedi ama keyiften uzak bir gülümsemeydi. "Anladım."

Sinirle dişlerimi sıktım. "Bok anladın." Dedim. Kendime hakim olamayıp dediğim şeyden hemen pişman oldum. Bana bir kaç saniye baktı. "Küfür yakışmıyor." Dedi.

Bok küfür değil aşkommm

"Banane!" Dedim altan almayarak. Resmen Yusuf'tan hoşlanıyorsun diyordu adam!

Neyim ben? Her gördüğüne aşık olan mı?!

Yani.

Kapa çeneni şaziye.

"Hem istediğim kişiden hoşlanırım. Seni ilgilendirmez" deyip çenemi havaya diktim. Gözlerimi kısıp donuk bir şekilde ona bakmaya başladım.

Ağzında ki lokmayı yavaş yavaş çiğnedi. Yuttuktan sonra başını salladı. "Evet, beni ilgilendirmez."

Bozulsamda belli etmedim. Önüme döndüm ve konuşmamıza son verdim.

Herkes yemeğini yedikten sonra sofrayı toplamaya yardım etmiştim. Kızlar yarım saat içinde mutfağı toplamışlardı. Fazla oldukları için hızlı bitmişti.

Şimdi ise evdeki kız,erkek karışık bütün gençler parka gitmek için dışarı çıkıyordu. Aralarında bende vardım. Kendimi yabancı gibi hissediyordum. Esra gelince yabancılık hissetmem biraz daha azaldı. Toplamda 8 kişiydik. Daha fazlaydık ama diğerleri halı sahaya gitmek istemişlerdi. Bu yüzden erken çıkmışlardı hatta.

Çekirdek kola yapacaktık ve biraz da olsa heyecanlıydım. Evet, ilk defa Ali'nin olduğu ortama girmiyordum ama yine de saçma bir heyecan vardı.
Çekirdek ile kolayı evden almıştık. L diye 2 şişe almışlardı.

Ellerimi cebime koymuş öyle yürüyordum. Yanımda Esra vardı, Esra'nın yanında adının filiz olduğunu öğrendiğim kız,onun yanında ise Selen diye bir kız yürüyordu. 4 kızdık.

Erkek olarakta Ali, Yusuf ve adını bilmediğim 2 erkek daha.

Selen 16 yaşındaydı. Ve Yusuf'un kız kardeşiydi.

Filiz ise adını bilmediğim Ali'nin yanında yürüyen Ali ile yaşıt olan çocuğun kız kardeşiydi. Filiz Selen'den 1 yaş büyüktü. 17 yaşındaydı.

İyi kızlara benziyorlardı.

Erkekler kendi aralarında bir şey konuşuyorlardı. Duyduğum kadarıyla dün oynan Beşiktaş ve Fenerbahçe maçı hakkında konuşuyorlardı.

Çaktırmadan Ali'ye göz ucuyla baktım. Anında bana dönmesini beklemediğim için kala kaldım. Sorgular gibi baktı. Hızlıca önüme döndüm ve parka varana kadar dönüp bakmadım.

Parka girdiğimizde bulduğumuz ilk çardağa oturmuştuk. Ali ile karşı karşıya gelecek şekilde oturduğumuz da herhangi bir çabam olmamıştı. Denk gelmişti.

Kızlar kolayı poşetten çıkartırken, erkeklerde çekirdek paketlerini çıkartmışlardı. İç içe olan bardakları sayımıza göre dizdim. Hemen ardından Ali dizdiğim bardaklara kolayı doldurmaya başladı. Geriye çekildim ve yerime geri oturdum.

Herkes kolasını aldı. Bende kolamı almak için uzanıyordum ki Ali bana bakmadan bardağımı önüme indirdi. Esra bakışlarını abisine kaldırdı. Bir an bakışları ikimizin arasında gidip geldi. Nefesimi tutup hiç bir şey olmamış gibi kolamı yudumlamaya başladım. Filiz konuşmaya başlayınca Esra bakışlarını ikimizden aldı.

"Evden çıkmak iyi geldi. Sabahtan beri evde sıkıntıdan ölüyordum. "

Esra başını salladı. "Aynen."

Paketten bir avuç çekirdek aldım. Herkes çekirdek çitleyip kolasını içiyordu. Bende çekirdek çitlemeye başladım. Ertesi gün alnımda kesin sivilce çıkacaktı ama umursamadım.

"Sohbet edin hadi ya!" Diye sızlandı Selen.

Selen'in abisi olduğunu bildiğim çocuk konuştu bu sefer. "Aç bir konu konuşalım. " Dedi. Haklıydı.

Selen dudak büktü."Aklıma hiç bir şey gelmiyor. Siz açın. Ama futbol olmasın."

"Ne konuşalım?" Diye sordu Ali.

Bakışlarım ona kaydı. Ama onun bakışları Selen'deydi. Kardeşi gibi gördüğünü evde ona karşı olan tutumundan anlamıştım. Selen'de abisi olarak görüyordu Ali'yi.

Evde Ali'ye abi dediğini duymuştum.

"Bilmiyorum valla abi. Açın düzgün bir konu, konuşalım." Dedi filiz.

Ali'nin bakışları bana dönünce tekrardan benimde bakışlarım onu buldu. "Yunus neden gelmedi?" Diye sordu.

Bu sayede sohbeti başlatmış oldu.

Esra'nın ilgisi bize yöneldi. Bu gözümden kaçmamıştı.

"Şehir dışında. İşleri var"

Başını salladı. Yusuf konuştu bu sefer.

"Yunus kim?"

Bakışlarımı ona çevirdim. "Abim" dedim.

Anladım dercesine başını salladı. "Okuyor musun?" Diye sordu bu sefer.

Kolamdan bir yudum aldım. "Evet. Lise sonum."

Kaşlarını şaşkınlıkla kaldırdı. "Daha küçük zannediyordum seni. Büyükmüşsün." Dedi. Şaşkınlığı sesine de yansımıştı. Küçük mü zannetmişti beni? Aslında bu beklemediğim bir şey değildi. Çevremdeki kişiler ilk tanıştığımız zaman, yaşımı söyleyince şaşırıyorlardı. Çünkü beni daha küçük zannediyorlardı.

"Yüz tipimden ve boyumdan dolayı olabilir. Değil mi?" Diye sordum.

Gülerek başını salladı. "Evet. Yüzün küçük gösteriyor seni."

"Yaşına göre gerçekten de küçük gösteriyorsun. Ama bu güzel olduğun gerçeğini değiştirmiyor." Dedi Esra.

İçtenlikle tebessüm ettim. "Teşekkür ederim. Sen de çok güzelsin." Dedim.

Hemcinslerim güzelliğime iltifat ettiklerinde çok mutlu oluyordum.

"Sen kaç yaşındasın Yusuf ?" Diye sordum.

Ali'nin elindeki çekirdekleri poşete attığını gördüm.

"22 yaşındayım. " Dedi.

Ben onu yaşıtım zannetmiştim. Adam 22 yaşında çıkmıştı.

Şaşkınlığımı görünce güldü. "Galiba sen de bunu beklemiyordun?" Dedi sorarcasına.

Başımı salladım. "Yaşıtım zannediyordum. Yaşıtım değilsen bile en fazla 1 yaş büyüksün diye düşünmüştüm." Dedim.

"Bende küçük gösteriyorum ama 22 yaşındayım işte." Dedi hoşnutsuzlukla.

Tebessüm ettim. "Sana galiba abi demem gerekecek."

"Bence de abi de. Yaşça büyük senden." Diye sohbete dahil oldu Ali.

Gelişigüzel başımı salladım. Yusuf "İstediğini de. Sıkıntı etmem." Dedi yumuşak bir sesle.

"Ali abinin dediği gibi; Abi demem daha doğru. Yaşça büyüğümsün. "

"Bir zahmet " dediğini duydum Ali'nin.

Ona döndüm ve "Bir şey mi dedin Ali abi?" Diye sordum.

Gözlerini kısıp tek kaşını havaya kaldırdı. "Yok. Bir şey demedim. Yanlış duymuşsun abim." Dedi. Ondan sonra sahte olduğu iki metre öteden belli olan tebessümünü sundu.

"Ben yanlış anlamışım." Dedim altan alarak.

Başını salladı. Yanakları içe göçmüştü.
"Bu aralar çoğu şeyi yanlış anlıyorsun abicim. Biraz daha dikkatli ol. "

Boğazımı sesli bir şekilde temizledim. Herkesin bakışları üstümüzdeydi. Bir şeyleri yanlış anlayacaklar diye ödüm koptu.

"Sizin aranızda bir şey mi var? İma yapıyorsunuz sanki birbirinize." Selen'in sorusu üzerine boğazımda gıcık varmış gibi üst üste öksürmeye başladım. Öksürüğüm biraz azaldığında başımı kaldırıp Ali'ye baktım. Onun benden farkı yoktu. Şaşkınlıkla Selen'e bakıyordu. İkimizden birisi konuşmadığı sürece yanlış anlayacaklardı.

Filiz de katıldı Selen'e. "Hayır falan da demiyorlar. Yoks-" Esra'nın araya girmesi ile Filiz'in cümlesi yarıda kaldı.

"Bir durun kız nefes alsın. Öyle cevap verir. " Deyip bana döndü.

Ama Selen sırıttı. "Benim sorum ikisine Esra. Soru sadece Pınar'a değil. Gördüğüm kadarıyla Ali abim de cevap verebilecek sağlıkta." Dedi.

Nefesimi tuttum. Daha fazla rezil olmamak adına söze girdim. "Yanlış anladınız. Ben Ali'yi abim olarak görüyorum. Abim olarak görmesem abi demem. Aramızda bir şey yok zaten." Dedim hızlı hızlı.

Esra gülümsedi. Sanki bir şeyleri anlamış gibi bakıyordu ama anlaşılacak bir şey yoktu. Ali ile aramızda hiçbir şey yoktu. Yanlış anlayacaklardı.

Selen "öyle olsun" der gibi baktı.

Filiz ise "Tamam yanlış anladık. Sakin ol"dedi. Ama bunun altında yatan imayı anlamıştım. Ne dersem diyeyim bana inanmayacaklardı.

Yusuf, Ali'ye döndü. "Yok değil mi aranızda bir şey?" Diye sordu. Kaşlarım çatıldı. Ben zaten aramızda bir şey olmadığını söylemiştim. Niye bizzat Ali'ye soruyordu tekrardan.

Ali'nin yüz ifadesi sertleşti. "Yok" dedi sadece.

Yusuf rahatlamış gibi arkasına yaslandı.

"Olsa ne olacak Yusuf?" Dedi Ali sahte bir merakla.

Yusuf'un bakışları bana değdi ardından Ali'ye döndü. "Hiç, hiçbir şey olmaz. Ama sen öyle bir adam değilsin." Dedi.

Ali sorgular gibi Yusuf'a baktı. "Ne konuda öyle bir adam değilmişim?"

"Birincisi yaşı küçük Pınar'ın. İkincisi dinde kabul olmaz. Evlilik dışı ilişki haram ya. Seninde bunu bile bile sevgili yapacağını zannetmiyorum."

Ali bir kaç saniye Yusuf'un yüzünü izledi. "Din konusunda haklısın. Ama yaş konusu için aynı şeyi diyemeyeceğim. Pınar'ın yaşında bir sıkıntı görmüyorum." Deyip arkasına yaslandı.

Çatlaaaaaağğğğğ

Yaş konusuyla ilgili olan tutumu içime su serpti.

Adını bilmediğim erkeklerden birisi Ali'ye katıldı. "Ali haklı. Pınar'ın yaşı çokta küçük değil. " Dedi.

"Adın ne?" Diye sordum.

Kısa bir bakış attı bana. "Hamza " dedi.

Başımı salladım. "Memnun oldum Hamza abi. Ve lütfen ben yokmuşum gibi konuşmayın. Aramızda bir şey yok. Abim o benim." Dedim.

Aferin Pınar.

Sınır koyayım derken dağ koydun gerizekalı.

Ali birden gülmeye başladı. Herkes ona döndü. Ama o direkt bana bakıyordu. Başını salladı. "Abisiyim ben onun. O yokmuş gibi konuşmayın. Ve konuyu kapatın. " Deyip gülüşünü yüzünde dondurdu.

Hamza abi başını salladı. "Haklı. Çocuk değiller. Kim ne yapıyorsa yapsın. Günahı size değil."

Gel alnını öpemm.

Konu bizden uzaklaştı. Ali arkasına yaslandı ve bardaktaki kolayı kafasına dikti. Ben de çekirdek çitlemeyi bırakmış kola içiyordum sadece.

"Ne okumak istiyorsun Pınar?" Yusuf'un sorusunu duyduğum halde cevap vermedim.

"Pınar?" Bir kez daha adımı seslendi. Daldığım yerden bakışlarımı ağır ağır çektim.

"Hmm?"

"Ne okumak istiyorsun diye sordum ama daldın galiba." Deyip yüzümü dikkatli bir şekilde izledi.

Omuz silktim. "Duymadım kusura bakma. Hukuk okumak istiyorum." Dedim.

Küçüklüğümden beri istediğim bir meslekti. Hayranlık duyardım. Şimdi ise hayranlık duyduğum meslek için çalışıyordum. İnşallah kazanırdım.
Hoşnut olmuş gibi gülümsedi. "Gözün yüksekte yani." Dedi.

Başımı salladım.

"İnşallah kazanırsın."

"İnşallah." Dedim tebessüm ederek.

Masadaki herkesin inşallah dediğini duydum. Çok çalışıyordum. Eğer nasipte varsa kazanacaktım. Kazanamazsam eğer çok üzülürdüm.

O gece 1-2 saat parkta oturmuştuk. Ne ben Ali ile bir daha muhattap olmuştum, ne de Ali benimle muhattap olmuştu. Eve döndüğümüzde Ablam ve eniştem gitmek için hazırlanıyorlardı.

O gün herkesle vedalaşıp evden ayrılmıştık. Ve benim bir daha ne zaman Ali ile yan yana geleceğimi, Allah biliyordu.

(...)

"Ertuğrul cidden yeter. Valla ellerim ağrıyor ya." Dedim sonunda ders çalışmaktan isyan ederek.

Gülerek isyan edişimi izledi. "Yapacak bir şey yok. Çalışacaksın." Dedi omuz silkip.

Bayık gözlerle ona baktım ve ofladım. Önüme geri dönüp kitabın üstüne attığım kalemi sertçe aldım.

"Bu kadar çalışıp da kazanamazsam, kendimi öldürürüm." Diye homurdandım.

"Tövbe de" Diye kızdı Ertuğrul.

Gülerek omuz silktim. "Baksana köpek gibi çalışıyoruz. Bir de kazanamazsak bütün emeklerimiz çöp olur." Dedim sıkıntıyla.

Hak veriyormuş gibi baktı. "Doğru söylüyorsun. İnşallah kazanırız." Dedi sesli bir şekilde nefes verirken.

İnşallah.

Öğlen arası bahçede olan çardaklar da ders çalışmaya karar vermiştik.

Yarım saat daha çalışıp eve dönecektim. Sınıfın yarısı yoktu. Şansımıza öğleden sonraki iki dersimizde boştu. Boş boşuna okulda durmamıza gerek yoktu. Ertuğrul'da dönecekti.

Yarım saatin sonunda okuldan çıkmak için eşyalarımızı toplamış, kapıya doğru yürüyorduk.

"Bugün bir işin var mı?" Diye soran Ertuğrul'a döndüm.

Neden sorduğunu biliyordum. Beraber vakit geçirmemizi istiyordu. Ancak ben ona umut vermek istemiyordum. En ufak hareketimden umut alabilirdi. Böyle bir şeye sebep olmak istemediğim için "Maalesef" Dedim.

Yüzü düştü. Ama belli etmemeye çalıştı.
"Anladım." Dedi sessizce.

Hafif tebessüm edip bakışlarımı ondan aldım.

Ancak önümde gördüğüm 3 kişi ile adımlarım yavaşladı ve ağzım "o" şeklinde açıldı.

Gözlerimi bir kaç kere kırpıştırdım. Doğru görüp, görmediğimi anlamaya çalıştım.

Ancak Yunus'un "Fıstığım" deyip beni kollarının arasına almasıyla gerçek olduklarını anlamış oldum.

Bana şaşkınlıkla bakan Ertuğrul'u ve dik dik bakan Ali'yi görmemezlikten gelerek Yunus'un sarılışına karşılık verdim.

Başıma bir öpücük kondurup benden ayrıldı.

"Ne işiniz var burada?" Dedim şaşkınlıkla.

"Kardeşimi almaya geldim. Gelemez miyim?" Dedi teessüf eder gibi.

Gülümsemeye çalıştım. "Hayır. Yani gelebilirsin tabii. Ama onlar ne alaka." Dedim Ali ve Esra'yı göstererek.

Yunus onlara kısa bir bakış attı. "Mahallede karşılaştık. Ben de onları davet ettim. Bir kafeye gidip oturacağız. Ki senin de geleceğine emin olduğum için seni de almaya geldim."

Şaşkınlık hâlâ benimleyken Ali ile göz göze geldik. Bana değil Ertuğrul'a bakıyordu. Yavaş adımlarla bize yaklaştılar.

Esra gülümseyerek bana selam verdi. Selamını alıp bende ona gülümsedim.

Yunus, Ertuğrul ile tokalaştı ve "Yunus ben. Pınar'ın abisiyim" Dedi.

Ertuğrul içten olacak şekilde gülümseyerek Yunus'a baktı. "Ertuğrul ben. Pınar'ın arkadaşıyım." Dedi o da.

İkisi de memnun olduklarına dair bir şeyler söylediler.

Ancak Ertuğrul'un elini Ali'ye de uzatmasını beklemediğim için öylece baka kaldım. Nefesimi tuttuğumu bile sonradan fark etmiştim.

Ali ona uzatılan ele kısa bir bakış attı. Dudaklarını ıslattı. Ve Sahte olduğu her halinden belli olan gülümsemesini Ertuğrul'a sundu.

"Ali ben." Dedi sadece.

Ali? Pınar'ın aşk kocasıyım Desene aslanımmmmm

+1

Ertuğrul kısık gözlerle Ali'ye baktı. Az önce Yunus'a sunduğu gülümsemeden eser kalmamıştı. Ali'ye karşı olan tutumunu kabul etmesem de anlamıştım.

"Ertuğrul ben. Tanıştığımıza memnun oldum."

Ali'nin, Ertuğrul'da olan bakışları bana kaydı. Ben öylece Ali'ye baktığım sırada Gözlerimin içine bakarak konuştu:

"Bende tanıştığımıza memnun oldum."

Ben hiç memnun olmadım.

Bende hiç memnun olmadım Şaziye. Bende...

🖤

REKLAMLARDAN SONRA BURADAYIZ EFENDİMMM.

Ali?

Ertuğrul?

Pınar?

Hepinizi çok seviyorum. Allah'a emanet olunnnnn

Continue Reading

You'll Also Like

56K 2.7K 16
l Asker - Doktor l kurgusu ve aşk; Bazen nefes almak kadar kolay, bazen ise; sol göğüsüne saplanan kurşun kadar acıdır. Bu isimle yazılan tek kitap
1.8M 52K 87
sse-sen uzak dur benden!! "Benden kaçışın yok" diyerek adamlarını üzerime saldı..
205K 3.7K 20
*Bu hikaye her şeyden önce zorbalık yaşayan, aile ve sınav baskısı hissedenler için. Ben ve karakterlerim her zaman yanınızdayız. Mesafe ilişkisidir...
272 158 3
Bu gecede uyuyamamıştım. Çünkü hayatımı sorguluyordum. Ne kadar hayat denirse diğerleri gibi normal bir hayatım yoktu. Yıllarım hep acıyla geçmişti h...