Daddy İssues

AslBeng tarafından

687K 8.6K 2.4K

"Benim küçük kızım büyüyor." Daha Fazla

0.0
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
spoii
1.5
Salem Laneti
1.6
spoiii
1.7 : Çılgın Caner ve yandaşları
1.8 : Kargaşa
1.9
2.0
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7

2.1

963 26 4
AslBeng tarafından



 Odamda tek başıma oturuyordum , doğrusunu söylemek gerekirse bir haftadır odamdan çıkmamıştım. Çıkmak için sebebim yoktu. Arkadaşım yoktu. Melis'ten başka kimsem olmadığını bir kez daha netçe anlamıştım. Artık o da yoktu. Gönlümü almak için çabalamamıştı bile. Oysaki ben onu affetmeye razıydım. Sadece dostluğumuz için çabalamasını bekliyordum .  

Her zaman yalnız bir insandım ama hiç bu kadar derinden hissetmemiştim . Annem dün şehir dışına gitmişti. Öyle olunca evde ses seda yoktu. Gerçi varlığı ile yokluğunun hiçbir farkı yok. Sessiz evde telefonuma düşen mesajın gürültüsü ile irkildim. Büyük ihtimal Rüzgar'dandı , çünkü dünden beri beni bir partiye davet ediyordu. Açıkçası gitmeye hiç niyetim yoktu. Telefonu elime alıp göz ucu ile mesaja baktım.  Adres yollamıştı, maalesef canım yaa gelmicem. 

İçim daralıyordu, mutsuzdum . Sahip olduğum hiçbir şey beni mutlu etmiyordu. Dışarıdan rahat ve anlayışlı bir ailem var gibi görünüyordu , evet öyleler ama bunun sebebi beni umursamamalarıydı . Sene de bir ay gördüğüm adam bana ne kadar babalık yapabilirdi ki? veya sürekli çalışan bir anne. Annem çok yoğun çalışan bir kadındı sanırım fazlası ile işkolikti. Bu yüzden ilk boş zamanı veya fırsatında ya erkek arkadaşı ile ya da yakın arkadaşı ile tatile çıkardı. İki sene öncesine kadar bir alt sokağımızda babaannem yaşardı. Her gün düzenli olarak gelip önce beni okula uğurlardı daha sonra ben dönene kadar bekler benimle beraber yemek yerdi. O babamın yanına taşındıktan sonra varlığının aslında benim için bir avantaj olduğunu anlamıştım . Eskiden her gün geliyor diye şikayet ederdim sürekli. Şu an ise şu kapıdan içeri tekrar girmesi için her şeyimi verirdim.

Sanki Tanrı duamı duymuş gibi kapı çaldı. İçime tarifsiz bir his doğdu. Cidden gelmiş olabilir miydi? Bir çırpıda yataktan çıkıp kapıya doğru koştum . Büyük bir umutla açtığım kapı bana büyük bir şok yaşatmıştı. Benim yüzümdeki ifadesizliğin aksine senkronize bir şekilde sürpriz diyen ikizleri görmemiş olmak isterdim. 

Eva ve Baha...

Bunlar benim üvey kardeşlerimdi . Babamın eşinin çocuklarıydı herhangi bir kan bağımız yoktu. Benden bir yaş büyüktüler . Baha'nın bu sene tıp kazandığını duymuştum babamdan , Eva ise barajı geçememişti. İkisi de kıvırcık saçlıydı . Birbirlerine o kadar benziyorlardı ki tek fark cinsiyetleriydi. İkisinin de çilleri vardı, bu onlara aşırı hava katıyordu.

"Bizi içeri almayacak mısın Asel?" dedi Eva.  O kadar suratsız ve memnuniyetsiz bir insandı ki... Baha onun aksine daha uyumlu bir tipti.

"Buyurun tabi" dedim sağa çekilerek.

Ellerinde küçük bir valiz ile içeri girdiler. 

"Annen aradı , Asel'in morali bozuk dedi. Babamda destek olmamız için yolladı bizi" diye bir açıklamada bulundu. Ah anne bunu onlara mı dedin. Düşündüğünün aksine şimdiden moralim bozulmuştu. Benim babamı benden daha çok sahipleniyordu. Bir noktada haklıydı benden daha çok babalık yapmıştı ona. Bu duygu içimde tarifi zor bir burukluk bırakmıştı.

Çalan telefonunun ekranını bana gösterdi bol kalpli babiş yazısı ve samimi bir fotoğraf vardı. İçim çok ciddi burkulmuştu. Onu görmezden gelip Baha'ya döndüm. 

"Hoş geldin Baha" dedim içimdeki son heves ile.

Gülümseyerek "Hoş buldum" dedi. 

Eva'nın konuşmalarını istemsiz duyuyordum. Babamı şimdiden çok özlediğini söylüyordu. Baha zeki bir çocuktu o tarafa daldığımı hemen fark edip konu açmaya çalıştı. O iyi biriydi.

"2 gün sonra Mehmet abi de geliyormuş." dedi. O baba demiyordu Eva'nın aksine. Anladım dercesine kafa salladım . Baha ile küçükken çok iyi anlaşırdık. Onu en son 15 yaşımda görmüştüm . Annesi de iyi biriydi beni her yaz davet ederdi. Eskiden sık sık giderdim lakin son iki senedir anlamsız bir asosyallik yaşıyordum. Bazen tüm bunları annemin dikkatini çekmek için mi yaptım diye sorguluyordum. Berbat hissetmemi sağlıyordu tüm bunlar, özellikle de Sarp.

"Neyin var pamuk şeker" dedi.

Anlık bir dursam da sonrasında kocaman gülümseyerek ona baktım. 

"Unutmamışsınnn!" dedim . Aşırı heyecanlı hissediyordum bu aramızdaki küçük bir anıydı.

Tıpkı o da benim gibi gülümsedikten sonra sırtındaki sırt çantasını yere indirdi ve içinden pembe pofuduk bir pamuk şeker çıkardı. Bu hafta bana iyi gelen tek şeyin bu şeker olduğunu kabullendikten sonra Baha'ya sarıldım. O benim hiçbir zaman sahip olmadığım kardeşimdi. Birileri sarıldığımızı fark etmiş olmalı ki telefonu bırakıp o da arkamdan sarılmıştı.

"Hadi bir şeyler yapalım" dedi Eva. Kurtluydu bu kız duramıyordu ama bana da şu an bu enerji lazımdı.

"Olur" dedim. Hayretle kaşları kalkan Eva "sana ne oldu bilmiyorum ama böyle kal" dedi sevinçle. Normalde sürekli mızmızlanır teklifleri red ederdim. Aklıma gelen plan ile sırıtarak ikizlere baktım.

"Harika bir planım var, arkadaşım parti veriyor kesinlikle oraya gidiyoruz" dedim. Aslında partiye gitmek istediğimi ama yakın kimsem olmadığı için öyle davrandığımı anladım. 

"Melis mi? Annesi çok katıydı nasıl parti veriyor o?" dedi Baha.

"Yok ya Rüzgar bu tanımazsın sen" dedim. Eva tekrar büyük bir şok yaşadı.

"Sen arkadaş mı edindin?" Baha kabalığını fark edip dirseği ile Eva'yı dürttü. O ise sadece ofladı. Gülüp geçmekten başka bir şey diyemedim.

"Hadi hazırlanımm" dedi Eva .



******************************************



Baha'nın korktuğu kadar uzun sürmemişti hazırlanmamız. Bu yüzden oldukça mutluydu. Baha o kadar etkileyici olmuştu ki kısa bir süre hayranca ona baktım. Küçükken de böyle olurdu hayan hayran onu izlerdim. Ardından Eva'yı fark ettim. Kendine has bir tarzı vardı ve oldukça havalı görünüyordu. Vintage bir deri ceket, içine oversize zümrüt yeşili sweat, altına oldukça mini bir siyah şort ve postalları ile fazla iyi duruyordu. 



(ilk iki foto Baha ve Eva)

(Asel'in elbisesi)


Annemin geçen sene hediye aldığı çiçekli bir elbisem vardı bende üstüme onu giyip yanıma da ne olur olmaz diye ceket aldım.  Artık tamamen hazırdık.

"Hazırsanız çıkalım genç hanımlar" diyerek bize sağ eli ile buyurun işareti yaptı Baha. Eva ile kıkırdayarak kapıyı açtık. Açar açmaz duraksamam da bir olmuştu. Kapının tam önünde bir araba vardı , yoksaa?

"Arabanız mı varr?" dedim heyecanla.

"Arabamız değil, arabam" dedi Baha. Eva'nın asık suratından belli olduğu üzere ona alınmamıştı. Bu konuda tripli olduğu oldukça belliydi.

"Babam , okul hediyesi aldı Baha'ya. Kazanırsam bu sene bana da alacağını söyledi" dedi. Belli belirsiz tebessüm ettim. Demek babam almıştı.

Arabaya yerleştikten sonra yol tarif etmem dışında konuşmamıştı kimse. Navigasyondan tarif ettiğim için öne ben oturmuştum. Sessizliği ilk bozan Eva oldu.

"Hala bizimle yaşamak istemiyor musun?" dedi. Babam onlarla beraber yaşamam için ısrar ediyordu dönem dönem. İstemiyordum. Kimsem yok gibi geliyordu.

"Burada sık sık tek mi kalıyorsun?" dedi Baha.

Şöyle bir düşününce annemi fazla görmediğimi fark ettim. Ona tarifsiz bir öfkem vardı , ben bu haldeyken arkadaşları ile keyif yapmasına katlanamıyordum.

"Evet"

İkisi de sustu , annelerine çok düşkündüler bu yüzden yaşadığım durum onların gözünden korkunç duruyor olmalıydı ama ben alışmıştım.

"Ve geldikkkk" 

Müstakil bir evin önündeydik ve müzik sesi oldukça yüksekti . Dışarıdan hoş duruyordu. Zaten durumlarının iyi olduğunu o mekandan dolayı tahmin ediyordum.

Memnuniyetsiz Eva "Eh işte fena değil bizim yeni ev daha güzel" dedi. Baha'nın bakışları ile susmuştu. Demek babam ev almıştı onlara.

Arabadan inip eve son kez bir bakış attım ve içeri girdim. Çalan telefonum ile ikizlere bir dakika işareti yaptım. Melis arıyordu.

"Efendim Melis" dedim. Ona ezik Asel'i göstermeyecektim. Şaşırtacaktım onu.

"Asel , iyi misin ? Size geldim kapıyı neden açmıyorsun?"

"Partideyim canım bekleme" 

Ne kadar şaşırdığını hayal etmesi oldukça keyifliydi.

"Rüzgar'ın partisindeyim. Caner'in mekanındaki çocuk" dedim . Arkadan tanımlayamadığım homurtular geliyordu. Sanırım yoldan geçen insanlardı

"Kapatıyorum bay" deyip suratına kapadım bu kadarı fazlası ile yeterdi.

Eva yanıma gelip koluma girdi. "İnşallah yakışıklı çocuklar vardır Asel" dedi. Bunu duyan Baha anında "kemiklerinizi kırarım kafanızı kaldırmayacaksınız" dedi. Modern görüntüsünün altında taş fırın erkeği yatıyordu. 

Kapıyı çalma gereği duymadan direkt arka bahçeye ilerledik çünkü mesajda belirtilmişti bu detay. Düşündüğüm kadar kalabalık değildi ama bayağı keyifli duruyordu mekan. Bahçenin en köşesinde armut koltuklar vardı Rüzgar ve Peri yan yana oturuyordu. Beni fark eden Peri bozulsa da görmemiş gibi yapmaya devam etti. Ardından Rüzgar'a bir şey söyleyip eve gitti. Anında bakışları bana dönen Rüzgar , kocaman tebessüm yolladı. Beni görünce gülümsemesi hoşuma gitmişti. 

"Ay bu delikanlı kim" dedi Eva. Omuz silkip kolumda Eva ile o tarafa doğru ilerledim. Baha ise arkamızdan geliyordu. 

"Gelmezsin sandım" dedi ve ayağa kalkarak bana doğru geldi. Meraklı bakışı ikizler üzerindeydi.

"Sana sormadan misafir getirdim kusura bakma. Bunlar kardeşim Baha ve Eva" dedim. Üvey detayına inmek istemiyordum.  O da gayet misafirperver bir tavırla onlarla selamlaştı. 

Bizi gören ekibin geri kalanı yanımıza gelmişti, her biri sıcakkanlı bir şekilde bizimle sarılıp, tokalaştı.

Austen oldukça samimi bir şekilde "Seni görmek harika" dedi ve sarıldı. O esnada kulağıma Eva'yı soruyordu. Bu durum karşısında kıkırdadım.

Karşılama faslı sonrası hepimiz bir yere yerleşip oturduk. Kendimi ilk defa bir ortamda değerli hissediyordum. İnsanlar beni seviyordu , ilgileniyordu. Sanki yıllardır aradığım şeyi bulmuştum. 

Eva yanımda oturuyordu , Baha ise Can ile sohbet ediyordu. Can'da tıp okuyormuş bu sebeple konuşacak derin konuları vardı.

Eva kulağıma eğilip "Aferin kız Asel. Gelirken Melis ile odandan dışarı çıkmayız sanmıştım ama şu an efsane geçiyor" dedi. Güldüm , bu patavatsız tepkileri sevimli geliyordu.  

Austen bir şeyler isteyen var mı dediğinde herkes bir istemişti. Bende Eva'yı da ona yardım etmesi için peşinden yolladım. Bu işleri yavaş yavaş öğreniyordum. Yanımdaki boşalan yerde beliren beden ile o tarafa döndüm. tahmin ettiğim kişiydi.

"Seni ilk defa keyifli görüyorum" dedi Rüzgar.

Tüm içtenliğim ile "Teşekkür ederim" dedim. Eğer o ve ikizler olmasaydı ben şu an bu halde olmayacaktım. Odamda kendime acımaya devam edecektim. 

"Ne demek prenses" dedi.

Diyecek bir şey bulamıyordum,  aksine utanıyordum. 

Elini bana uzatarak "Hadi dans edelim" dedi. Bugün mızıkçılık yoktu sadece anın tadını çıkaracaktım. Gülümseyerek elini tuttum.

Elinde içeceklerle gelen Eva bana tek eli ile good işareti yapıyordu. Allah'tan Rüzgar'ın sırtı dönüktü görmüyordu. Gülümseyerek çevreye bakarken bir detay gördüm. Keşke görmeseydim dediğim. Melis ve Nil...

Tam o esnada arkalarından gelen Caner ve Sarp ile kaskatı kesildim. Bedenim dans etmeyi bırakmıştı. Sarp ile aramdakiler duyulursa rezil olurum diye korkuyordum. Tamamen sıfırdan yeni insanlarla tanışmıştım ve onların eski Asel'i görmesini hiç istemiyordum. Kendimi ilk defa ezik hissetmediğim bir ortamdaydım ve onu da bana çok görmüşlerdi.

Baktığım yöne bakan Rüzgar gerilmişti. Kendi kendine "Bu şerefsizin ne işi var burada demişti". Onun çağırmadığını tahmin etmiştim. 

Günler sonra ilk defa Sarp'ı görmüştüm. Görüntüsü hiç sarsılmamıştı. Hiç üzülmemiş miydi? Kırgın bir şekilde ona baktım. O ise olduğu yerde dikiliyordu. Nil ve Melis ise bize doğru geliyordu.

Dikkatimi dağıtan Rüzgar "Bak Asel ben senin her zaman arkanda dururum ama sende tarafını net seç yoksa asla bir daha arkanda durmam" dedi ve beni bırakıp gitti. Ortada sap gibi kalmıştım.

 Koşarak ellerimi tutan Melis "Asel çok özür dilerim" dedi. Aklım Rüzgar'a kaymıştı ne demek istiyordu?

Elimi çekmedim ama boş gözlerle ona baktım. Burada olmalarını istemiyordum.

Benden daha hevesli bir şekilde "Sarp senden özür dileyecek, bir yanlış anlaşılma olmuş" dedi.

"İstemiyorum" dedim ve elimi çektim. O esnada Sarp ve Caner'de gelmişti. 

"Asel konuşmalıyız, hadi güzelim" dedi Sarp. Ona ters ters baktım. Aklıma sadece bana oruspu demesi geliyordu.

"İstemiyorum , gidin buradan" dedim ve arkamı döndüm ama düşündüğümün aksine ilerleyemiyordum. Çünkü Sarp kolumdan tutuyordu.

Baha'ya göz ucu ile baktığımda hareketlenip buraya geldiğini gördüm. Bu sayede diğerleri de buraya bakıyordu.

"Beni rezil ediyorsun Sarp bırak" dedim.

"Konuşmadan olmaz" dedi.

"Bırak diyor kız" dedi Baha . Benim kahramanım.

"Rüzgar bitti sen mi başladın lan" dedi Sarp beni bırakıp ona doğru adımladı. O kadar iticiydiki şu an. Caner ve Nil sessizce uzaktan izliyordu.

"Doğru konuş bas git yaşıtlarının yanına" dedi Baha.

Gözü dönmüş Sarp bir kaç adım daha yaklaştı "Gitmezsem ne yapacaksın lan" dedi Sarp. 

"O değil ama ben bunu yapıcam" dedi nasıl geldiğini anlamadığım Rüzgar. Ardından o kadar sert bir yumruk attı ki Sarp gibi bir adam bile savruldu. İşte şimdi bitmiştik. Sarp'ın içindeki canavarı salması an meselesiydi. Öfkeli adımları ve sıktığı yumruklar ile Rüzgar'a adımlamaya başladı. Nasıl bu kadar hızlı geldiğini anlamadığım Caner , araya girmişti. Aralarında geçen kısa bir bakışmanın ardından Sarp sabit durmaya başladı. Herkes dikkatle bizi izliyordu, birkaç kişi ve Rüzgar'ın tayfası ise yanımızdaydı. Austen, Can ve Baha ise adeta tetikteydi.

Sarp alaycı bir tavırla "Dersini almadın demek ufaklık" dedi.

"Bence senin bir derse ihtiyacın var ihtiyar" dedi Rüzgar. Bir kaç kişi bu cümleye kıkırdamıştı. Şöyle düşününce cidden dışarıdan komik duruyordu , otuzlarında bir adam liselilerin partisini basmıştı. İnsanların bu duruma gülmesi Sarp'ı aşırı bozmuştu, egosu fena zedelenmiş duruyordu. Üzgünüm Sarp burada 40lı yaşlarındaki dullar yok , maalesef ilgi sende değil.











Okumaya devam et

Bunları da Beğeneceksin

24.8K 1.7K 22
adeen_celik: Şimdi de benimle evlenirsen reçeteyi veririm falan mı diyeceksin? marselerenpekdemir: Benimle evlenirsen reçeteye gerek kalmaz Geçeceği...
487K 11.5K 23
tamamlandı. acar arslan dünyaca ünlü bir futbolcudur. bir gün eski hattını geri takar ve instagram'dan 'bebeğim kişisi instagramda, ona merhaba demek...
829K 84.3K 42
Kore'nin en ünlü özel liselerinden olan Gwangju kolejinde birbirinin hayatlarına girmeleri imkansız görünen on sekiz yaşında bir kağıt; bir de makas...
58.1K 2.4K 89
Sezgin Abi:Nereden girdin lan hayatıma böyle bodoslama? Sezgin Abi: Olmaz oğlum bizden,farkında mısın sen bunun ne demek olduğunun? Siz:Çok sevdiğim...