Kusursuz Okul

By robertdys

72.8K 5.4K 4.1K

Bir okulda intihar ve cinayetlerin ardı ardına geldiği, ama ne olursa olsun okulun mühürleme kararı almadığı... More

1. Bölüm~'Okuldaki Cinayet'
2. Bölüm~'Tehlikeli Gece'
3. Bölüm~'Burdan Kaçış Yok!'
4. Bölüm~'Bir Yol Var...'
5. Bölüm~'Sır'
6. Bölüm~'Dehşet'
7. Bölüm~'Benzerlik'
8. Bölüm~'Yabancı'
9. Bölüm~'Mühür'
10. Bölüm~'Gizli'
11. Bölüm~'Karanlık'
12. Bölüm~'Saklı'
13. Bölüm~'Kaçış'
14. Bölüm~'Son Perde'{Sezon Finali}
15. Bölüm~'Parti'{Yeni Sezon}
16. Bölüm~'Geri Dönüş'
17. Bölüm~'Tehlike Çanları'
18. Bölüm~'Oyun'
19. Bölüm~'Gizli Tanık'
20. Bölüm~'Kesişme'
21. Bölüm~'Yüksek Sarsıntı'
22. Bölüm~'Mesafe'
23. Bölüm~'Testere Laneti'
24. Bölüm~'Alevlerin Dansı'
25. Bölüm~'Tuzak'
26. Bölüm~'Garabet'
27. Bölüm~'Tutsak'
28. Bölüm~'Güneşten Daha Sıcak'
29. Bölüm~'Alevler Eşliğinde'
30. Bölüm~'Ruh İkizi'
31. Bölüm~'Saklı Geçmiş'
32. Bölüm~'Son Saniye'
33. Bölüm~'Felaket'
34. Bölüm~'Rastlantı'
35. Bölüm~'Karşılaşma'
36. Bölüm~'Yolculuk'
37. Bölüm~'Kalbimin Katili'
38. Bölüm~Küllerinden Doğmak'
39. Bölüm~'Korku Masalı'
40. Bölüm~'Kaçak Ruh'
41. Bölüm~'Korumasız Kalkan'
42. Bölüm~'Gizli Suikast'
43. Bölüm~'Mutluluk Ve Tehlike'
44. Bölüm~'Mucize'
45. Bölüm~'Tehlikeli Sular'
46. Bölüm~'Yalnız Kalpler'
47. Bölüm~'Bir Lanetin Sonu'
48. Bölüm~'Sessizliğin Sesi'
49. Bölüm~'Düğüm'
50. Bölüm~'Gecenin Karanlığında'
51. Bölüm~'Senin Kaderin'
52. Bölüm~'Başlangıç Çizgisi'
53. Bölüm~'Bir Ölü Bir Yaralı'
54. Bölüm~'İyi Ve Kötü'
55. Bölüm~'Cumartesi Gecesi'
56. Bölüm~'Karanlığın Sesi'
57. Bölüm~'Yeni Başlangıçlar'
58. Bölüm~'Kusursuz Okul'{Sezon Finali}
59. Bölüm~'Yeni Düzen'{Yeni Sezon}
60. Bölüm~'Karanlıkta Parlayan Yıldız'
61. Bölüm~'Karanlık Bastığında'
63. Bölüm~'Son Parti'
64. Bölüm~'Gülümse Kaderine'
65. Bölüm~'Kayıp Bir Vaka'
66. Bölüm~'Kara Melek'
67. Bölüm~'Sıra Dışı'
68. Bölüm~'Hayatın Kıyısında'
69. Bölüm~'Ters Köşe'
70. Bölüm~'İyi Geceler'{Sezon Finali}
71. Bölüm~'Karanlık Gece'{Yeni Sezon!}
72. Bölüm~'Kara Bulut'
73. Bölüm~'Acı Gerçekler'
74. Bölüm~'Yalnız Peri'
75. Bölüm~'Dolunay'
76. Bölüm~'Gece Işığında'
77. Bölüm~'Sahte Katil'
78. Bölüm~'Sırrı Açılmamış Dosyalar'
79. Bölüm~'Beni Bırakma'
80. Bölüm~'Sahte Hayat'
81. Bölüm~'Ateşin Sesi'
82. Bölüm~'Kaçak Cinayet'
83. Bölüm~'1. Ölüm'
84. Bölüm~'Ateşin Tutsağı'
85. Bölüm~'Bölüm Sonu' |Sezon Finali|
86. Bölüm~'Yeni Bir Başlangıç'{Yeni Sezon}

62. Bölüm~'Ateş Hattında'

326 17 52
By robertdys

- Size diyorum burada ne işiniz var?

Çiğdem hâlâ ısrar ediyordu bizi konuşturmak için. Buradan hemen gitmemiz gerekiyordu.

- Buradan hemen çıkıp gitmemiz gerek size söz veriyorum her şeyi anlatacağım.

Dediğimde Çiğdem'in kolunu tutup çekiştirerek okulun arka bahçesinden çıktık ve arabalara atlayarak hızla okuldan ayrıldık. Ege ve Çiğdem kendi arabasına binip uzaklaşırken bizde Emir'in arabasına binerek Çiğdem'in dediği gibi onun evinde toplanıp herşeyi anlatacaktık.

Yaklaşık yirmi dakika içerisinde herkes Çiğdem'in evinde toplandı meraklı gözler bizim üzerimizdeyken Aksel hiç ummadığım o hareketi yaparak telefonunda o cinayet anını görüntülediği video kaydını Çiğdem ve Ege'ye izletti.

- Tamam kapat daha fazla bakamayacağım.

Dedi Çiğdem şok içerisinde kalırken. Aksel başını sallayarak telefonu kapattı ve cebine koydu. Abim ise sadece öylece kalakaldı. Birşey demedi tepkide vermedi.

- Sadece müdürün odasına bakmak istemiştik Allah kahretsin ki bir cinayete daha şahit oldum.

Eyvah! Ben az önce bir cinayete daha mı şahit olduğumu söyledim? Sanırım evet. Herkesin gözleri benim üzerimdeydi. Çiğdem oldukça sert bakıyordu. Abim ise kafası karışmış bir şekilde.

- Nasıl bir cinayete daha şahit oluyorsun? Önceki neydi ki?

Ne yapacaktım? Hep yalan söylemeyi becerememişimdir. Emir bana alttan oldukça kimsenin farketmeyeceği şekilde kaşını yukarı kaldırdı ve söylemememi istedi. Bu her halinden belliydi. Bir yalan daha söylemek zorundaydım.

- Şey, yani küçükken bir çocuğa araba çarpmıştı da onu abimle beraber görmüştük değil mi abi?

Aslında bu yalan sayılmazdı. Küçükken gerçekten de böyle birşey olmuştu ve yanımda abimde vardı.

- Ha evet doğru. Bir an başka birşey sandım neyse.

Oh be, herkes ikna olmuş gibi görünüyordu. Ama şimdi konu bu değildi. Yarın okula hiçbir şey olmamış gibi nasıl gidecektik? Yarından sonra hafta sonu tatili olacaktı ama keşke bugün hafta sonuna girseydik. Off, herşey karmaşık bir hal almaya başladı.

- Tamam, şimdi bakın ben böyle olaylarda tecrübeli sayılırım ne de olsa bende bu olaylara ilk defa şahit oluşum değil.

Dedi Çiğdem söze girerek. Daha sonra uzun uzun anlattı ama ben dediği cümleleri bile duymazdan geldim resmen o kadar uykusuz ve yorgundum ki kanepede uyuya kalmıştım. Uyuya kaldığımı bile hissediyordum artık nasıl yorulduysam uyku iyice ağır basmıştı..

                                        ***
Gözlerimi açtığımda hâlâ Çiğdem'in evinde olduğumun farkındaydım. Olamaz! Yine mi burada uyuya kalmıştık? Çiğdem yan kanepede abimle beraber uyuyordu, Aksel'de diğer kanepede tek başına uyurken bende ayrı kanepede uyuya kalmıştım. Off, umarım abim annem ve babama haber vermiştir.

Bir dakika, Emir neredeydi? O da bizimle gelmişti ama burada yoktu. Burada olmadığına emin olduğumda balkon camında onun kumral saçlarını görebiliyordum. Bu çocuk hiç mi uyumazdı ya? Usulca kanepeden kalkıp üzerime çantamda olan hırkamı geçirip balkona yöneldim.

- Selam!

Diyerek yanına oturduğumda ilk başta şaşkın ve uykusuz gözlerle bana baktı. Daha sonra gülümsedi ve dudaklarını araladı.

- Selam, seninde uykun gelmedi sanırım.

Başımı salladım. Emir o kadar uykusuz gözüküyordu ki resmen şu an bile uyuyacak gibiydi. Çiğdem'in evinin balkonunun manzarası da fena değildi gayet güzel bir gece manzarası vardı.

- Çiğdem birşeyler demişti ben uyumadan önce.

- Ha evet. Yarın okulun son günü olacağı için güzel bir plan varmış aklında. Sadece görüntü kayıplarını Aksel'den istedi o kadar.

- Ne!

Dedim Emir'in cümlesinden hemen sonra. Bu kız ne yapmaya çalışıyordu? Tamam oldukça profesyoneldi ve akıllı bir kızdı. Bizden önce o okulda o vardı eski sezonda o vardı ama bu bir çılgınlık!

- Bende senin gibi aynı tepkiyi verdim.

Diye mırıldandı Emir yorgun ve uykusuz sesiyle. Ama yüzünde hiç gülümsemesi eksik olmuyordu. Bana bakınca neden hep yüzünde tebessüm oluşuyordu anlamıyordum.

- Uykusuzsun Emir. Hadi içeri girelim.

- Sera, balkonda kalsam olur mu?

Bu çocuk kendini öldürmek mi istiyordu? Neyse, bende kalıyorum. Neden inat ettiğimi bilmiyorum sadece bende kalmak istiyordum.

- Tamam o zaman bende kalıyorum.

Dedim ve içeriden battaniye getirerek ikimizin üzerine örttüm. Aslında balkonda uyumak daha da güzel bir fikir.

- Manzara güzel değil mi Emir?

Yanıt vermeyince ona doğru döndüm. Çoktan uyumuştu başını omuzuma yaslayıp. Ben neden hissetmedim ki başını omuzuma yasladığını? Kafayı yemek üzereyim sanırım bende uykusuzluktan. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken sanki boynuma bir öpücük kondurulmuş gibi hissettim, bu da uykumun oyunlarıydı. Ve en sonunda gözlerim tamamen kapandı...

                                       ***

- Hadi uyanın uykucular! Ateş hattında falan değiliz değil mi?

Çiğdem'in alaram sesiyle gözümü açtığımda Emir'in kolları arasında olduğumu fark ettim. Allah kahretsin! Dün gece burada uyuya kalmıştık!

- Oooo bakıyorum da siz iyice olmuşsunuz.

Çiğdem balkona pat diye girip bizi öyle görünce Emir hâlâ uyuyordu. Elimle sus işareti yapıp Emir'in kolları arasından kurtuldum ve ayaklanarak içeri girdim.

- Çiğdem daha saat altı! Okulun başlamasına daha iki saat var.

- Erken uyandırayım dedim. Ha bu arada Aksel evine gitti.

Dediğinde başımı salladım ve bende Ege'nin anahtarını cebinden alarak Ege'yi uyandırmaya çalıştım. Bizim de gitmemiz gerekiyordu okul formalarımızı giymemiz için. Ama Ege uyanmak bilmiyordu resmen! Bu ne zaman normal şekilde uyandırdı ki zaten?

- Yine su mu döksek uyandırmak için.

- Sakın!

Diye gözlerini açtı Ege, Çiğdem'in cümlesinden hemen sonra. Bilerek uyanmıyordu zaten su dökme meselesini açınca hemen uyandı. İkimizde kahkahalara boğulduktan sonra Ege'de haline güler oldu. Benim ise aklıma o soru vardı. Çiğdem, Aksel'den aldığı görüntü kayıtlarıyla ne yapacak?

- Çiğdem, o görüntü kayıtlarını ne yapacaksın?

- Bakıyorum da Emir hemen ispiyonlamış.

Dedi balkonda uyuyan Emir'e bakarak. Konuyu değiştirmeye çalışıyordu ama buna izin vermeyecektim.

- Çiğdem söyler misin?

Dedim sinirle. O ise sakinliğini koruyarak söze girdi.

- Okulda söylerim. Size söz veriyorum açıklayacağım.

Dediğinde hiçbir şey demeden evinden çıktım. Ege ise arkamdan geliyordu. Çiğdem'in bu tavırlarına resmen dayanamadım.

- Yine ne yapacak kim bilir? Abi hadi eve gidelim.

Dedim kendi kendime. Arabaya atlayıp evin yolunu tuttuk. Oradan da kabusumuzun yani Yurtiçi Koleji'nin yolunu tutacaktık. Sıradan gibi, eve geldik üzerimizi değiştirdik ailecek güzel bir kahvaltı yapıp yine okul yolunu tuttuk. Çiğdem'in yapacağı şeyi merak ediyordum. O görüntü kayıtlarını umarım kimseyle paylaşmaz. Öyle birşey yapmazdı umarım biraz mantıklı davranırsa.

- Hadi bakalım.

Dedi Ege kendi kendine söylenerek. Daha sonra okul girişinden geçerken herkesin sınıfında değil de arka bahçede toplandığını gördük.

- Ne oluyor ya?

Dediğimde Ege'de bu kalabalığa karışmıştı ve birilerine buralarda ne olduğunu soruyordu.

- Merhaba, burada ne oluyor sen biliyor musun?

Diye sordum önüme çıkan bir kıza. Anında cevap verdi.

- Ha şey yeni müdür konuşma falan yapacak sanırım o yüzden.

- Anladım teşekkürler.

Dediğimde okulun standında bir kişi göründü. Bir dakika, bu oydu! Müdürü öldüren kişiydi! Onu öldürüp yerine mi geçti amacı bu muydu?

- Evet yeni müdür o.

Dedi tanıdık bir ses. Arkamı döndüğümde ise bu Emir'di. Herşeyden haberi varmış gibi söylenip durdu. Bu yeni müdür yoksa katil müdür mü demeliydim bilmiyorum ama okul hakkında yapacağı yeniliklerden ve kendisinden bahsetti. İsmi Murat Yılmaz. Sadece kendisi hakkında konuştuklarına dikkat kesildim. Diğerlerini dinlemek boş birşeydi. Öylece boş gözlerle konuşmasını bitirmesini beklerken Emir ve benim yanıma Ege hızlıca gelmeye başladı.

- Çabuk gelmeniz gerek Çiğdem akılalmaz bir şey yapacak!

- Ne?

Dediğimde Ege eliyle işaret ederek müdürün olduğu standın arkasına bir perde geçirildi. Bu projeksiyon perdesiydi! Herkes şok içinde arkada oluşan perdeye bakarken Çiğdem projeksiyon perdesine telefonunun ışığını cihaza yansıtarak Aksel'den aldığı görüntüyü resmen oynatmaya başladı! Herkes şok içinde görüntüleri izlerken müdür standdan indi ve projeksiyon perdesini elleriyle paramparça etti! Oldukça sinirli bir şekilde mikrofona doğrulara söze girdi.

- Arkadaşlar bu bir montaj sakın inanmayın bunu yapanın bulacağım size söz veriyorum!

Dediğinde etrafı polisler sardı. Bütün öğrenciler ve bizde dahil herkes şok içinde yeni müdürün polisler tarafından tutuklandığını gördük. Herkes şok içerisinde müdürün gidişini izlerken bende elime telefonu alır almaz Çiğdem'i aradım. İlk çalışımda hemen açtı.

- Çiğdem sen kafayı mı yedin?

- Olması gerekeni yaptım Sera!

- Neredesin şu an?

- Benim evimde buluşalım. Hadi yine iyisiniz. Bugün okul olmayacak.

Dedi ve telefonu yüzüme kapattı! Bunun kafası iyi miydi? Ege ve Emir'in endişeli gözleri benim üzerimdeydi benden yanıt bekliyorlardı.

- Evine gelmemizi söyledi. Aksel'i bulmamız lazım.

- Boşver Aksel'i şimdi baksana ortalık savaş alanına döndü. Bu kalabalıktan kurtulmamız gerek.

Dedi Ege biz kalabalıkların arasından çıkıp arabaların olduğu yerlere giderek. Üçümüz de Emir'in arabası ile gitsek iyi olur çünkü abimin arabası kalabalık alanda.

- Ege hadi gel.

- Sen Emir'le git Sera, ben arabamı bırakmam.

- Offf ne halin varsa gör!

Diyerek arabaya bindim. Şu halde bile arabasını düşünüyor ya. Emir'de şoför koltuğuna geçti ve hızlıca kalabalıktan uzaklaşarak ana yola çıktık. Çiğdem'in yaptığı bu şeye aklım almıyordu. Neden böyle birşey yapmıştı?

- Çiğdem çok mantıksız hareket ediyor.

Dedi Emir hızla Çiğdem'in evine yaklaşırken. Başımı salladım ve onu onayladım.

- Haklısın, müdürü ilk günden hapishaneye tıktı resmen!

Dedim sinirle. Çiğdem çok mantıksız hareket etmişti. Eğer o müdür hapisten çıkıp o görüntüleri kimin yayınladığını bulursa Çiğdem için hiç ama hiç iyi olmayacaktı. Dakikalar sonra kendimizi Çiğdem'in bahçesinde bulduk. Usulca bahçeden geçip ön kapıya vardık ve zile bastık. İçeriden gelen seslerden evde tek Çiğdem'in olmadığı anlaşılıyordu ki zaten kapıyı bize Aksel açana kadar.

- Aksel, sen burada mıydın?

- Planın bir parçası olmaktan gurur duyuyorum.

Dediğinde hiçbir şey anlamadan içeri geçtik Emir'le. İçeriye geçtiğimizde tanımadığım bizim yaşlarımızda bir çocuk vardı. Sanırım Çiğdem'in arkadaşı olmalıydı. Çiğdem bizi görür görmez ayağa kalktı ve yanındaki arkadaşını göstererek söze girdi.

- Tanıştırayım, bu Egemen. Eski olaylarda olan Egemen. Neyse işte tanışın.

Dedi Çiğdem olayı fazla uzatmadan. Eski olaylarda ki Egemen buysa yani bu çocuk Çiğdem'in eski sevgilisiydi.

- Yani şey, senin eski sev-

- Evet evet o.

Diye yanıt verdi Çiğdem, ben daha sözümü bile tamamladan. Başımı salladım ve boş kanepeye Emir'le beraber oturduk. Çiğdem oldukça ciddi haline dönüp dudaklarını araladı.

- Ege nerede?

- O birazdan gelir, ha kapı çaldı.

Dediğimde Çiğdem hızla kapıyı açmaya gittiğinde biz de Egemen denen bu çocukla tanışıyorduk.

- Memnun oldum. Sanırım sen Amerika'dan gelen şu eski olaylarda olan kişisin.

- Evet, Çiğdem'in dediği gibi. Buraya yarım kalan işimi halletmek için geldim.

Dedi oldukça ciddi bir şekilde elimi sıkarken. Ben ise şaşırarak Aksel'e baktım. Ne de olsa bizden önce o buradaydı ve belki birşeyler biliyordur. Ama bana yanıt olarak başını iki tarafa salladı.

- Ege de geldiğine göre konuya girebiliriz.

Ege oldukça şaşkın ve Egemen'e sinirli bir şekilde bakarak yanıma oturdu. Neredeyse elini yumruk yapmıştı. Sanırım Çiğdem'in eski sevgilisi olduğunu biliyordu.

- Bu daha başlangıç. O okulu başlarına yıkacağız. Şimdi söyleyeceklerim saçma geldi biliyorum ama dün gece o okula gizlice evden çıkıp tek başıma gittim. Şu yeni müdür neredeyse bütün sınıflara ve sıralara ses kayıt cihazları yerleştirmişti. O kadar küçüktü ki ben bile zor fark ettim. Bizi neden dinlemek istiyorlar hiç düşündünüz mü? Şimdilik bende bilmiyorum ama böyle birşey yapılamaz.

Dedi Çiğdem oldukça ciddi bir şekilde olayı anlatarak. Hepimiz pür dikkat onu dinlerken Ege, Egemen'in gözlerine o kadar keskin ve sinirli bir şekilde bakıyordu ki bir an olsun gözlerini ondan ayırmıyordu.

- Okul bu hafta sonu tatilinden sonra tekrar açılacak ve tabiiki de Egemen de bizim sınıfa kaydını geçirdi.

- Ne?

Dedi Ege şok içinde. Daha sonra verdiği tepkinin anlamsız olduğunu düşünüp tekrar söze girdi.

- Ha yani iyi.

Dedi sakin bir şekilde. Ege resmen Egemen'i Çiğdem'den kıskanıyordu.

- Şimdilik bir plan hazırlamadım. Eğer plan hazırlarsak beraber hazırlayacağınız. Bugün ki okulda o görüntü kayıtlarını gösterirken tabiiki de kendimi ele verecek birşey yapmadım. Her şeyi gizli ve profesyonel bir şekilde yaptım.

Dediğinde başka bir şey demeden sustu. Biz ise derin bir düşüncelere daldık. Bir okul, en fazla ne kadar tehlikeli ve korkutucu olabilirdi? Yurtiçi Koleji'ne geleli daha bir ay bile olmazken şu yaşadığımız olaylara aklım almıyordu.

- Umarım bu olayların sonu kötü bitmez Çiğdem, ben gidiyorum.

Diyerek ayağa kalktım ve tam kapının oraya gidiyordum ki kapıdan yüksek sesle bir yumruk sesi duyana kadar. Olduğum yerde öylece şok içinde kalakaldım. Bu kimdi şimdi?

- Sera, gel buraya!

Dedi Çiğdem sessiz bir şekilde. Ben ise topuklularımla az ses çıkarmaya çalışarak tekrardan onların yanına gittim.

- Bu kim Çiğdem?

Dedi Egemen meraklı ve sessiz bir şekilde. Allah'ım lütfen tam şu anda başımız belaya girmesin. Çiğdem usulca ayağa kalkıp Ege ile beraber kapıya doğru gitti ve kapı deliğinden baktılar. Daha sonra bize doğru yaklaşıtılar ve sessizce hepimize seslendi.

- İki tane takım elbiseli adam var. Bunlar şu müdürün adamları olmasın?

Dedi Ege sessizce. Çiğdem ise tedirgin bir şekilde arka bahçe kapısını göstererek söze girdi.

- Arka bahçeden çıkıp bu evi terk etmemiz gerek!

- Tamam acele edin.

Dedi Emir, Çiğdem'in yanıtından hemen sonra. Sessiz adımlarla hepimiz arka bahçe kapısından çıktık.

Herkes arabalarına doğru koşarken ben ise içeride çantamı unuttuğum için hemen içeri girdim. Hangi kanepedeydi ya bu çanta? Ha buldum, yastıkların arkasındaymış. Çantamı kanepeden alıp tekrar arka bahçe kapısından çıktığımda kimse yoktu! Olamaz! Ben burada yalnız mı kalmıştım? Ön kapıdaki adamlar resmen kapıyı kırmak üzereyken beni burada yalnız mı bıraktılar? Ne yapacaktım? Herkes panikle kaçtığı için beni unutmuşlardı! Olamaz!

- Sera, gel!

Ha? Bu, bu Emir'in sesiydi! Ön bahçede arabası ile beni bekliyordu. Hemen hızlıca arka bahçeden çıkıp sessizce ön bahçeye vardığımda arabaya atladım ve Emir gaza basarak evden uzaklaştı. Emir resmen benim hayatımı kurtarmıştı. O eve girmeye çalışan adamlar kim bilir ne peşindelerdi.

- Burada duralım istersen. Soluklanır birşeyler içeriz.

Dedi Emir bir kafenin önünde durup arabadan inerken. Bende arabadan inerek Emir'in yanına gittim. Bu kafe çok güzel bir yerdi. Hazal Kafe diye bir yerdi. Sanki az önce yaşanılanları unutmuş gibi hemen kafeye girdik. Kafeye girer girmez hemen gidip bir şişe su aldım. Oldukça yorulmuştum. Emir'le bir masaya geçerek kahve siparişi verdik. Burası gerçekten güzel bir kafeydi.

- Sera neden bir çanta için içeri giriyorsun? Ya sana birşey olsaydı?

Emir benim için endişelenerek sinirle çıkıştı. Haklıydı. Bir çanta için resmen kendimi o adamlara yem ediyordum. Neyse ki Emir sayesinde kurtulmuştum. Diğerleri ile hesabım kapanmamıştı. Resmen beni bırakıp korkudan hemen girmişlerdi.

- Teşekkür ederim Emir. Yani beni kurtardığın için.

Dedim güler yüzle. O ise başını salladı ve kahvesinden bir yudum aldı. Sohbetimizin geri kalanı normal şeylerden geçti fakat benim akım hâlâ o olaydaydı.

1 Saat Sonra...

- Görüşürüz!

- Görüşürüz Sera!

Kafeden çıkıp evime geldiğimde Emir'e veda edip içeri girdim. Annem ve babama selam bile vermeden hızla abimin odasının önünde durdum. Kapıyı çalmam gerekiyor muydu? Hayır! Beni orada resmen ölüme terk etmişlerdi.

- Abi sen var ya...

Diye içeriye daldığımda Ege ve Çiğdem oldukça tedirgin bir şekilde bana yaklaştılar. Çiğdem buraya gelmişti.

- Sera bak özür dilerim. Cidden o an panikle hepimiz ne yaptığımızı unuttuk. Annem ve babama bahane bulamadım ama Emir bana haber verdiği için gelmedim.

Dedi dolu gözlerle. Çiğdem de pişman gibiydi. Neyse, bu olay onlar yüzünden olamamıştı.

- Neyse tamam. Çiğdem sen öğrenenildin mi kim bunlar?

- Egemen ofisine gitti. Ona evin kamera kayıtlarından gözüken kişileri attım. Araştırıyor merak etme.

Dediğinde bana sıkıca sarıldı. Bu kadar duygu karmaşası yetti bence. Bende ona sıkıca sarıldım. Olaylar her zaman bir bela olarak bize geliyordu ve bu gerçekten karmaşık bir hal almaya başladı...

2 Gün Sonra...

Ve pazartesi gününe sonunda geldik. Oldukça geriliyordum. Acaba okulda ne olacaktı inanın bilmiyorum. Zaten hafta sonu Çiğdem'in evinde yaşanan olaydan sonra evden dışarı bile çıkmadım. Şimdi okul formamı tedirgin bir şekilde giyiyordum. Ve okul formamda o logoyu gördüm. Yurtiçi Koleji...

- Hazır mısın Sera?

Diye odamın kapısını çaldı Ege. Çantamı alarak kapıyı açtım ve başımı salladım. Kahvaltımızı edip Ege'nin arabasıyla okulun yolunu tuttuk. On beş dakikalık yolculukta hiç birimiz birbirimize tek kelime bile etmedik. Sadece aklımda soru vardı. 'Bize ne olacaktı?'

- Hadi bakalım.

Dedi Ege. Arabayı valeye teslim edip okula girerken. Eğer Çiğdem'i yakalamışlarsa bu hiç iyi olmazdı. Usulca asansöre bindik. Ve üçüncü katta inip sınıfa girdik. Herkes normaldi, umarım sorunsuz ve normal bir gün olurdu. Aksel'e selam verip çantamı sıraya bırakıp hemen tuvalete gittim. Elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmek istedim ama işe yaramamıştı. Kendimde değildim ve hiç olmayacaktım. Tuvaletten çıkıp sınıfa tekrar girdim. Çiğdem sonunda gelmişti. Ona göz kırptım ve sırama geçtim. Ders zilinin çalmasıyla öğretmenin gelmesi bir oldu.

- Her şeyi biliyorum.

Ha? Aksel neden bana sinirli bir şekilde bakıyordu? Ve dediği şeyde neydi?

- Neyden bahsediyorsun Aksel?

- Sen çok iyi biliyorsun, cinayete şahit olan kız...

Son cümlesi kanımı dondurmuştu. Olamaz! Her şeyi öğrenmişti. Ve normalmiş gibi anlatıyordu. Bana o kadar sinirli bir şekilde bakıyordu ki resmen intikam bakışlarıydı bu. Ama benim suçum değildi.

- Kurtulabileceğini mi sandın?

- Bak ben birşey yapmadım!

Dediğimde bana sinirle baktı birşey demedi. Arkasını dönerek Emir'e baktı. Yoksa Emir'in de orada olduğunu biliyordu?

- Doğru, sen birşey yapmadın. Peki Emir?

- Kendi aranızda konuşmayın kızlar!

Aksel'in cümlesinden sonra öğretmen bizi uyarmıştı. Aksel, Emir'in mi öldürdüğünü düşünüyordu? Hayır! Buna onları kim anlattı?

- Aksel saçmalama!

Dediğim sinirli ve yüksek bir şekilde. Sınıftaki herkes bize dikkat kesilirken öğretmen ikinci uyarısını yapacakken sınıfın kapısı açıldı. Bunlar, bunlar polisti! Emir'i ihbar mı etmişti Aksel? Hayır! Onun bir suçu yoktu!

- Merhabalar, Çiğdem Yıldız hanginiz?

Dedi polislerden birisi. Ben ise şok içinde Aksel'e baktım. Çiğdem'in bu olayda suçu yoktu!

- Benim?

Dedi Çiğdem şaşırmış bir ifadeyle. Polislerden birisi eline bir kelepçe alıp Çiğdem'in yanına gidip ellerine geçirdi!

- Bizimle karakola geliyorsun.

Dediğinde yerimden kalkarak Çiğdem'in kolunu tutum ve polislere dönerek dolu gözlerle söze girdim.

- Hayır! Onun bir suçu yok!

- Küçük hanım zorluk çıkarma!

Beni uyarıyordu. Çiğdem ise dolu gözlerle elindeki kelepçelerle sınıftan çıkarıldı. Ben ve Ege polislerin peşinden giderek onları durdurmaya çalıştık!

- Onun suçu yok!

Dedim ağlayarak. Koşmaya devam ederken Emir beni kollarının arasına alarak gitmeme izin vermedi. Çıldırıyordum! Çiğdem'in hiçbir suçu yoktu!

- Emir bırak beni!

Dediğimde Ege hızla Çiğdem'in yanına gitti.

- Onun suçu yok!

Diye bağırdı polislere Çiğdem'i bırakmaları için. Emir ise hâlâ beni sıkı bir şekilde tutuyordu.

- Çiğdem kurtulacaksın, senin bir suçun yok!

Dedim olduğum yerde durarak. Çiğdem ise arkasını dönüp ellerinde kelepçelerle dolu gözlerle bize baktı. Ve koridordan çıktılar. Ege'yi ise sınıftaki kişiler durdurmuştu. Bunların hepsi Aksel'in oyunuydu! Çiğdem'i o ihbar ettiğine adım kadar emindim!

- Bırak Emir!

Emir'in kollarından zar zor kurtulup hızlıca sınıfa girdim. Aksel'i sırada öylece sırıtırken gördüğümde yakasına yapıştım ve bir ileri bir geri savurdum.

- Sen ihbar ettim değil mi? Bittin kızım sen!

- Bırak beni! Asıl siz bittiniz! Emir, itiraf etmyecek misin sınıfa? Benim kuzenimi sen öldürdüğünü?

Dediğinde herkes bize doğru şok içinde baktı.

- Yok öyle birşey! Bu kız yalan söylüyor!

Dedim sınıfa bağırarak. Herkesin gözleri bizde gezerken öğretmen sınıfa tekrar geldi ve yerimize oturmamızı söyledi.

- Ben gidiyorum. Arkadaşımız haksız yere karakolda göz altına alındı ve ben burada ders mi işleyeceğim?

Dediğimde çantamı topladım ve sınıfın kapısından çıkarken son kez Aksel'e doğru döndüm.

- Seninle işim bitmedi! Bu yaptıklarının bedeli olacak!

Dedim ve koridorlardan ağır adımlarla çıktım. Ege ve Emir'de peşimden gelmişlerdi.

- Çiğdem'i kim ihbar etti bulmamız gerek.

- Bence Aksel değil. İhbar etse Emir'i ederdi.

Dedi Ege benim yanıtımdan sonra. Emir ise dolu gözlerle yere bakıyordu. Elimi omuzuna koydum ve söze girdim.

- Emir, sınıftakiler sana suçlu gözüyle bakmış olabilir ama sen suçlu değilsin! Gerçek suçluyu bulacağız zamanla. Şimdi, bana söz vermenizi istiyorum. Bu Ateş Hattında benimle misiniz?

Dediğimde elimi ortaya kattım. İkisi de ellerini ellerimin üzerine koyarak söze girdiler.

- Seninleyiz!

Peki siz bizimle misiniz? Bu olayların ardında neler dönüyor bilmiyoruz ama hepsini beraber gün yüzüne çıkaracağız...

'62. Bölüm Sonu'
~Devam Edecek~

Gelecek Bölümden...

Parti oldukça sıradandı. Tek sıradan olmayan şey Aksel'di. Hem suçlu hem güçlüymüş gibi bir de partiye gelmişti. Ona bu yaptıklarının bedelini ödetecekdim.

- Senin ne işin var burada?

Diyerek yanına gittim ve kolunu sıkıca tuttum.

- Bırak kolumu! Ayrıca istediğim yere gelirim bu seni ilgilendirmez.

Dedi küstah bir şekilde. Emir'in partisini rezil edecekti buna adım kadar emindim.

- Emir'den intikam almak için geldiysen boşuna, hadi çık git buradan!

Diyerek bu sefer kolundan sıkı bir şekilde tutup parti çıkışına doğru sürükleyerek götürdüm.

- Bu iş burada bitti mi sanıyorsun Sera?

Dedi onu dışarıya atarken. Neyden bahsettiğini bilmeden içeri giriyordum ki kafamda büyük bir darbe hissedene dek. Başım dönüyordu, daha da çok dönmeye başladı ve sonunda ise sadece sessizlik hakim oldu.

Sizce Damla ve Sarp geri gelsin mi? Yorumlarda belirtmeyi unutmayın!

Yeni Bölümde Görüşmek Üzere☔✨

Continue Reading

You'll Also Like

AHZA |gay| By 🦩

Mystery / Thriller

134K 7.4K 38
"Ehline denk gelmeyen her şey ziyan olur. Can da, inci mercan da..."
171K 6K 29
Bora'nın üzerime gelen adımlarıyla birkaç adım daha ondan uzaklaşmak istesem de yatağa çarpan bedenimle durmak zorunda kaldım. Gözlerimin derinine ba...
494 107 14
Kimseye tavsiye vermek bana düşmez ama eğer etrafınızda esrarengiz bir poşet bulursanız oradan uzaklaşın. Ne de olsa içinde ne var bilmiyoruz. Belki...
17.1K 1.5K 17
Buket Ayaz, Kraliçe takma adıyla popüler olmuş bir yazardır. Türkiye'nin en başarılı yazarları arasında parmakla gösterilir. İşinde başarılı olmayı k...