*****
Ruhunuzu Renklendirin Dövme Stüdyosu.
" Emin misin ? "
Tedirgin gözlerle arkadaşına baktı,Mavi. Hayır zerre emin değildi. Fakat emin olmaktan başka çaresi de yoktu.
" Evet," dedi omuzlarını dik tutarak. " Eminim. Asıl sen kimlikten yakalanmam ona eminsin değil mi ? "
Arkadaşının yutkunuşu kulağına ilişti. Ama dönüp bakmadı bakarsa kaçardı.
" Emin değilim. "
" Ya yakalanırsam ? "
" O zaman vay halimize. Asıl sen eminsin değil mi bak ? "
Neden sorusunu tekrarlayıp duruyordu ki. Zaten karman çorman hissediyordu, böyle yaparak daha da boktan hissetmesine neden oluyordu.
" Evet, eminim Mira. "
" Ya başaramazsan ? "
" O zaman dediğin gibi arkadaşım, vay halimize. "
Mira ellerini omuzlarına koyup yüz yüze gelmelerini sağladı. Bakışlarında son derece kararlı bir ifade vardı, Mavi'nin aksine.
" Giriyorsun, İris denen kadını buluyorsun teklifi ortaya atıyorsun. Plan bu kadar, yakalanmadan çıkıyorsun içeriden. Tamam mı ? "
Kafasını salladı. Arkasını döndü ve dövme stüdyosundan içeri girdi. İki katlı olan bu yer birçok dövme stüdyosuna göre ferah döşenmişti. İçeri ilk girildiğinde yerleştirilmiş olan koltuklar, duvarlarda asılı olan birçok ressama ve dövme sanatçılarına ait olan resimler insanın ilgisini çekiyordu.
Terleyen avuç içlerini pantolonuna sürdü ve randevu almak için konulan masaya ilerledi. Masanın başında ki kadının hala beni fark etmemiş olması gerçekten de bölümde ki arkadaşlarının dedikleri her şeyi doğrular nitelikteydi.
Kadın gözlük kullanmayı reddeden, görmediği halde kesintisiz inat eden biriydi. Bu şuan Mavi'nin işine yarayan en önemli noktaydı.
Masaya yaklaşıp boğazını temizledi. Kadın kızarmış gözlerini ona çevirdiğinde şirin gözüktüğünü düşündüğü gülümsemesini sundu.
" Merhabalar, ben dövme yaptırmak istiyordum da. "
Kadın birkaç saniye yüzüne baktı. Bakışları o kadar anlamsızdı ki gerkinlikten kaçmasına neden olacak noktadaydı.
Elini uzattı.
" Kimlik. "
Titreyen elini ceketinin cebine sokup kimliği çıkardı. Kadına verdiğinde gözlerini kimlikte gezdirdi.
Lütfen anlama, lütfen anlama.
Kimlik onun değildi, Mira'nın ablasına aitti ve şuan bir nevi suç işliyordu. Stüdyoya 20 yaşından kimseyi almıyorlardı bile. Ve Mavi İris denen kadın ile nasıl konuşacağını bilememişti, belki biraz daha sakin kafa ile düşünse her şey daha farklı olabilirdi fakat gergindi, korkuyordu bu yüzden de hata yapmaya meyilliydi.
Baktı, baktı ve baktı. İşkence gibi geçen birkaç dakikanın ardından. " Yukarı çıkın, 5 nolu odaya geçip bekleyin. "
" A, şey. Acaba İrsi yapabilir mi dövmeyi. Baya başarılı olduğunu duydum bu işte de. "
Kadın kimliği vermeyip, yanında bulunan bir defterin üzerine koydu. Mavi'ye bakmayı kesip bilgisayara döndü ve. " O şuan zaten meşgul. Merak etmeyin diğer dövmecilerde iyidir işlerinde. "
Hadi ama !
Midesinin bulanmaya başladığını hissetti. Uzun zaman önce başlayan, ne zaman kendini kötü hissetse ortaya çıkan bulantı yine baş göstermişti. Sırf bu nedenle yalvarma moduna geçmek üzereydi artık. " Eminim öyledir fakat ben onun için gelmiştim. Rica etsem acaba. "
Kadın pes eder gibi bir ses çıkartıp. " 10 nolu odaya geçin o zaman, ücreti iş bittikten sonra alıyorum ve kimliği de o zaman veriyorum. "
" Tabii, tabii. Hiç problem değil kolay gelsin. "
Aceleci adımlarla merdivenlere ilerleyip yukarı çıktı. Bakışları bulunan odalarda gezindi. Söylenen numarayı görüp odanın içerisine girdi. Boştu. Kapıyı kapatıp korku ile derin nefesler almaya başladı.
" Aptal, aptal Mavi. Ne vardı en başından bu işi halletsen. Ne vardı başından savmasan. Bak işte bu hale düşersin. Elin kadınını nasıl ikna edeceğim ben şimdi ? "
Ayağını yere vurup sinirle inledi. Kafasını koparmak istiyordu. Gerçekten beyini bazen onu terk edip gidiyordu. Sırtı kapıya dönüktü. Ellerini saçlarından geçirdiğinde duyduğu ses ile arkasını döndü.
" Umarım deli değilsinizdir, uğraşamam çünkü."
Hemen kapının dibinde elinde kağıtlar ile bir kadın duruyordu. Yüzü...yüzü bir heykeltıraşın elinden çıkmışcasına muazzamdı. Sahiden resmedilecek kadar güzeldi.
" Dilsiz falan mısınız ? "
" Ha- hayır. Kusura bakmayın. "
Kaşlarını kaldırıp indirdi. İnce kaşları, içe çökük olan yanakları, keskin bakışları.
Yaydığı yağmurlu hava enerjisi harikaydı.
" Süzme işiniz bittiyse oturunda başlayalım. "
Yanakları utançla kızardı, Mavi'nin.Kendine gel, Mavi. Kendine gel.
Odanın köşesine konuşmuş olan masaya ilerleyip elinde ki kağıtları bıraktı. Bir yandan masada ki bir şeyler ile uğraşıyor bir yandan da Mavi'ye sorular soruyordu.
" İlk dövmeniz mi ? "
" Evet. "
" Nasıl ve nereye istediğinizi biliyor musunuz, yoksa spontane gelişen bir durum mu ? "
Nereden başlamalıydı ?
" Aslında, ben başka bir neden için geldim. "
Bana döndü. Tek kaşı havalandı.
" Ne için, " durdu. Baştan aşağı süzdü onu. Tüyleri diken diken oldu. " Kaç yaşındasın sen ? "
Bittmişti.
" Bakın, ben. " Sözünü kesti.
" Kaç yaşındasın dedim. Ah, sikeyim benimki de soru. Yirmi yaşında bile değilsin değil mi ? "
" Hayır, hayır yirmi yaşındayım. Yani tamam daha iki ayım var ama şuan bir önemi yok. "
Kalçasını masaya yasladı. Kollarını birbirine doladı. " Öyle mi ? Demek bir önemi yok. Buraya girmen yasak. Yirmi yaşından küçük kimseye dövme yapmıyoruz ki senin niyetin dövme değil anladığım kadarıyla. "
" Evet ," yutkundu. " Bakın ben. " ne diyecektim. Ne diyecektim !
" Hayırdır, aşk itirafı mı yapacaksın yoksa ? "
Gözleri kocaman oldu. Karşısında ki kadın hakkında söylenenler düştü aklına.
Eşcinselmiş...lanet olsun.
" Hayır, hayır ben normalim. "
Gerçekten,normal misin ?
Yüzünde bir gülümseme oluştu. Samimiyetten kesinlikle uzaktı.
" Demek normalsin. Ben neyim, ucube mi ? "
" Hayır, yani, " batıyordu. " Yani ben senin gibi değilim. "
Yavaşça yanıma yaklaştı. " Ben neyim ki ? "
Geriye adımladı,Mavi. Derin nefesler alıyordu. Korkuyor muydu emin değildi ama kesinlikle gergin hissediyordu.
Üzerine geldikçe geriye gitti ve en sonunda kalçası dövme yapmak için konulan koltuğa değdi. Aralarında bir iki adımlık mesafe bıraktı ve eğildi. " Söyle hadi, ben neyim ? "
" Siz, beni yanlış anladınız. "
" Yo, bence doğru anladım. Aşk itirafı yaparken batıran birini ilk defa görüyorum. "
" Ben aşk itirafı yapmayacağım ki. Eşcinsel değilim. Başka bir nedenle gelmiştim. "
Aniden doğruldu. Arkasını döndü ve kapıya ilerledi. Dinleme gereği bile duymamıştı.
Okul hayatı onun elindeydi. Eğer şimdi ikna edemezse kesinlikle sonu olurdu.
Kapıdan çıkmak üzereyken durdu. Arkasını döndü. Kalbi hızlı hızlı atıyordu.
" Geldiğimde burada olma. Ha bu arada, aşk itirafı yapmak isteseydin de fark etmezdi sana bakmazdım, " dudağının köşesi yanağına doğru gerildi. " Kurdele takan bir çocuğa. "
•°•°•°•°•°•