Terminal Curiosity | SakuAtsu...

By rarenianii

135K 5.8K 3.6K

Kiyoomi uzun süredir BDSM topluluğundan bir dominant, Atsumu ise "fuckboy" tanımının karşılığı. Atsumu bir gü... More

GİRİŞ - ÖNEMLİ
terminal curiosity -1
terminal curiosity -2
terminal curiosity - 3
terminal curiosity - 4
✩terminal curiosity - 5
✩terminal curiosity - 6
a slippery cliff - 1
a slippery cliff - 2
a slippery cliff - 3
a slippery cliff - 4
✩a slippery cliff - 5
excruciating reward - 1
excruciating reward - 2
excruciating reward - 3
✩excruciating reward - 4
excruciating reward - 5
excruciating reward - 6
icarus - 1
icarus - 2
icarus - 3
icarus - 4
icarus - 5
icarus - 6
✩icarus - 7
icarus - 8
laid bare - 1
laid bare - 2
laid bare - 3
laid bare - 4
✩✩✩laid bare - 5
laid bare - 6
thunder in a bottle - 1
thunder in a bottle - 2
thunder in a bottle - 3
thunder in a bottle - 4
thunder in a bottle - 5
✩✩thunder in a bottle - 6
thunder in a bottle - 7
✩✩✩✩thunder in a bottle - 8
✩✩✩thunder in a bottle - 9
bent out of shape - 1
bent out of shape - 2
✩bent out of shape - 3
✩✩bent out of shape - 4
✩✩✩✩✩bent out of shape - 5
✩✩✩bent out of shape - 6
bent out of shape - 7
sleeping dogs lie, chapter 1 - 1
not / SakuAtsu fics
sleeping dogs lie, chapter 1 - 2
✩✩✩✩sleeping dogs lie, chapter 1 - 3
sleeping dogs lie, chapter 1 - 4
✩✩✩sleeping dogs lie, chapter 1 - 5
sleeping dogs lie, chapter 1 - 6
✩✩ sleeping dogs lie, chapter 1 - 7
✩✩✩✩✩sleeping dogs lie, chapter 1 - 8
sleeping dogs lie, chapter 2 - 1
sleeping dogs lie, chapter 2 - 2
✩✩✩sleeping dogs lie, chapter 2 - 3
sleeping dogs lie, chapter 2 - 4
✩✩✩sleeping dogs lie, chapter 2 - 5
✩✩✩✩sleeping dogs lie, chapter 2 - 6
✩✩✩✩sleeping dogs lie, chapter 2 - 7
☆☆☆double down - 1
double down - 2
double down - 3
double down - 4
✩✩✩✩double down - 5 (69. bölüm :D)
✩✩✩double down - 6
deprem
double down - 8 (final??)

✩✩✩✩double down - 7

1.5K 56 50
By rarenianii

birkaç terminal karalaması yaptım;

orjinalleri twitter'ımda (duchkling_) daha da devam etcem sldkmskfl

*

lütfen atlamayın;

fikirleriniz benim için çok önemli ve yorumlarınız için minnettarım, emeklerimin karşılığını verenlerinize gerçekten çok teşekkür ederim 

sadece şunu söylim
bir fikir belirtirken başka bir fikre çamur atıp yabancılaştırmayın yeter, sizin olayınız değildir bunda hiçbir sorun yok tabi. fakat aynı fikir başkalarının olayı olabilir.

he de geç koçum yani durduk yere geriliyoruz sonra <3

muhteşem uzun bir bölüm oldu bu arada. son seks </3

*

Kiyoomi sabit ve sert bir ritim yakaladı, Atsumu'nun gırtlağından daha da müstehcen sesler çıkarmaya zorlayan, tenlerinin birbirine çarpmasının müstehcen sesleriyle noktalanan bir ritim.

Sonunda Kiyoomi eğer Atsumu'ya daha uzun süre bakarsa daha Atsumu sınırına yaklaşamadan kendisinin boşalmasından korkarak gözlerini kapatmak zorunda kaldı. Eğer sahne hakkında çok fazla düşünürse -Atsumu hakkında çok fazla düşünürse-

"Omi..." Atsumu birkaç dakika içinde inleyerek Kiyoomi'nin girdiği transı bozdu.

Kiyoomi gözlerini açıp dudağını ısırdı, hızını yavaşlatarak Atsumu'nun kalçalarını yataktan daha da yükseğe kaldırdı ve daha da derine itmeye başladı. "Evet?"

Kıskaçlar tekrar yer değiştirmiş olduğundan Atsumu sızlandı. "Ben... ben-"

Tanrı'ya şükür. Kiyoomi daha ne kadar dayanabileceğinden emin değildi. Yine de bunu Atsumu'ya söylemeyecekti - böyle aşağılanmaya bu kadar derinden can attığı bir zamanda değil.

"Yine mi? Şimdiden mi?"

Atsumu'nun yanaklarından taze yaşlar süzüldü, Kiyoomi'nin darbeleriyle vücudu sallanırken utanç kaynaklı bir kırmızılık göğsüne doğru yayıldı. Başını sallamayı başardı.

Kiyoomi sırıttı. "Boşaldığın zaman kelepçeleri çıkaracağım. Acıtacak. İstediğine emin misin?"

"Kahretsin," Atsumu anlık boğuldu, kirpikleri titredi ve penisi seğirdi. "Yapamam - ben - uuhhhn, siktir -"

"Ne kadar kötü olacağını biliyorsun ve bu bile seni yavaşlatmıyor, değil mi?" Kiyoomi mırıldandı, dudaklarından yeni düşünceler uçuştu. "Ne kadar da çaresiz, küçük bir fahişe. Endişelenme, sana istediğini vereceğim... boşalmana izin verdiğimde bana teşekkür etmelisin, hm?"

Hâlâ Atsumu'nun kıçını yataktan kaldırmaya devam eden Kiyoomi, diğer eliyle Atsumu'nun kalçasını bırakıp kıskaçlanmış meme ucuna hafifçe fiske attı, sonra elini tekrar Atsumu'nun titreyen, kaygan karın kaslarının üzerinden geçirerek aletini tuttu. Elinde ağır hissettiriyordu, az önceki orgazmından sonra bile sıcak ve muhtaçtı.

Tanrı aşkına, Kiyoomi onun kendi üzerine boşaldığını görmek istiyordu. Bu onu da kendi sınırının ötesine itebilirdi. Atsumu'yu daha yükseğe kaldırdı, artık bu hareket omzunu ağrıtmıştı, ve diğer eliyle onu okşamaya başladı.

"Omi, ben - ah, ah, ahh -'"

"Henüz değil."

"Lütfen!"

Kiyoomi sırıttı. Atsumu'yu istediği yerde tutuyordu. Mutlak kontrolden neredeyse kendi kafa boşluğuna ulaşmıştı (aşırı yoğun hormonlar jsnjdfs). Sonunda pes etmeden önce Atsumu'nun kendini titreyerek hıçkıra hıçkıra ağlatacak kadar kendisini tutmasını bekledi.

"Eğer eminsen..." diye fısıldadı Kiyoomi, kendi içinde hem tahrik edici hem de çaresizdi sesi. "Tamam, Atsumu, benim için boşal."

Atsumu'nun ağzı açık kaldı ama ses çıkmadı, nefesi göğsünde sıkışmıştı. Sonra Kiyoomi, aletini içeri ittiğinden beri Atsumu'nun yüzündeki her ifadeyi bencilce yuttuğu için, Atsumu'nun gözlerinin arkaya kaydığını ve bir an sonra kaşlarının çatılmasını izledi. Vücudu sabit ve hızlı git gellerde Kiyoomi'nin aletini kavramaya başlamıştı, o kadar sıkı sarıyordu ki neredeyse acıtıyordu, Kiyoomi'nin ağzından bir tür utanç verici ses çıkarmayı başardı. (favori paragrafım oldu <3)

Sonra beyaz çizgiler halinde Kiyoomi'nin parmaklarının üzerinden dökülmeye başladı, dudakları sessizce hareket etti, teşekkür ederim, teşekkür ederim, te...

Kiyoomi dişlerini gıcırdatıyordu, kendisinin orgazmına bir kıl kadar uzaklığı vardı ve uzanıp kelepçeleri çıkarabilmek için Atsumu'nun aletini bıraktı.

Sonuç nefes kesiciydi.

Atsumu nefes kesiciydi, tüm vücudu o kadar sert bir şekilde geriliyordu ki gövdesi yataktan fırladı, üzerine boşaldığı karın kasları dalgalanıyordu, vücudunun her çizgisinde zevk ve acı barizdi. Kiyoomi, onu izlemeye ve hissetmeye yalnızca birkaç saniye daha dayanabildi, gözleri kapandı ve serbest bıraktı, Atsumu'nun boğuk hıçkırıkları kafasında yankılanırken prezervatifin içine döküldü.

"Omi..."

Kiyoomi inledi, içeri sertçe girip uzanabildiği kadar derine sürtünüp orgazmının kalanını sökerken bacakları titriyordu. Atsumu'nun titrediğini hissedebiliyordu, düzensiz nefesini, her nefeste ağzından çıkan küçük iniltileri duyabiliyordu. Vücutlarının değdiği yerler terden yapış yapıştı, ipek halatlar teninde pembe izler bırakmıştı. Beynindeki sisin içinden, Kiyoomi'nin zihninin bir köşesine sadece iki kelime takılıp kaldı:

Daha fazla.

Gözlerini kırpıştırarak teri uzaklaştırırken Atsumu'yu tekrar yatağa indirdi. Atsumu nefes nefeseydi, görmeyen bakışları tavana sabitlenmişti, köprücük kemiğine kadar, bronz göğsünde siyah ipin üzerinde beyaz spermle lekelenmişti. Kiyoomi Atsumu'nun tükenmiş penisini okşamak için elini aşağı kaydırdı ve bu Atsumu'yu kıvrandırdığında tısladı.

"İyi çocuk," diye mırıldandı Kiyoomi, parmaklarını Atsumu'nun göğsündeki gezdirirken, uyarılmış ve gevşemiş arasındaki o ender boşlukta olduğundan normalde olacağı gibi iğrenmiyordu. Atsumu usulca inledi. "Atsumu... şu haline bak..."

Kiyoomi parmaklarını çekti - spermden dolayı kaygan ve yapışkan, ve sanki transa girmiş gibi Atsumu'nun ağzına doğru çekip şişmiş dudaklarının etrafında gezdirdi. Atsumu parmaklarının etrafını toplayabildiği tek enerjiyle zayıf ve sakarca yalamaya başladığında midesine bir sancı saplandı. Yine de çok uzun süre devam etmesine izin vermedi, çünkü Atsumu'nun bacakları meme ucu kıskaçları olmadığı için gevşemişti ve uyluklarındaki ayırıcı çubuk artık Kiyoomi'nin gövdesine yaslandığı yere rahatsız bir şekilde saplanmıştı.

"Şimdi bunları çıkaracağım," dedi Kiyoomi ona.

Bir yanıt beklemiyordu, almadı da - Atsumu tamamen kafa boşluğundaydı.

Kiyoomi, parmaklarını Atsumu'nun ağzından çetir ve ayırıcı çubuğu yerinde tutan kelepçeleri çözmeye koyuldu. Atsumu'nun bacakları serbest kaldıktan sonra Kiyoomi'nin yanlarına düştü, vücudu Kiyoomi'nin yumuşak aletinin etrafında titriyordu. Ayırıcı çubuğu bir kenara koyduktan sonra Kiyoomi elini Atsumu'nun leğen kemiğine hafifçe bastırdı ve kendini dikkatlice dışarı çekti, Atsumu içindeki penisin yokluğuyla sızlanınca Kiyoomi'yi tekrar bir istek sancısı kavradı.

Atsumu'nun hâlâ yarıdan fazla sert olduğunu fark etmeden edemedi.

Ayrıca Atsumu'yu shibariyle bağlı bırakmaktan da kendini alamadı, prezervatifi bağlayıp attı ve ardından harap olmuş gömleğini omuzlarından aşağı kaydırdı.

"Atsumu," diye fısıldadı Kiyoomi, yatağa tırmanarak. Atsumu'yu göğsüne doğru dik bir şekilde yerleşene kadar kucağına çekti ve sonra sırtı başlığa dayanana kadar geri geri süründü.

Atsumu bir karmaşaydı ve Kiyoomi'nin tek düşünebildiği, onu son bir kez daha boşaltmayı ne kadar çok istediğiydi.

Atsumu'nun başının yan tarafını öptü bir elini göğsünden aşağı indirdi, kısa bir süre durarak her bir yarayı, şişmiş meme ucunu çimdikledi, ta ki Atsumu kıvranıp alçak sesle homurdanana, göğsünü Kiyoomi'nin muzip parmaklarına yaklaştırırken sanki sikik bir içgüdü gibi bacaklarını daha genişçe açana kadar.

"Benim için çok iyisin," diye övdü Kiyoomi, Atsumu'nun göğüs uçlarından birini çekiştirirken diğer eliyle Atsumu'nun penisinin sızdıran ucunun etrafında parmak ucunu yuvarladı. Sonuç gırtlaktan bir iniltiydi, Atsumu'nun ayak parmakları çarşafların arasında kıvrılırken kalçası Kiyoomi'nin dokunuşunu daha fazla kovalamak için titriyordu. "Ah, hassassın."

"Omi," diye inledi Atsumu, başını Kiyoomi'nin omzuna yaslayarak. "Uuhh..."

"Sorun değil," diye teselli etti Kiyoomi onu. "Nasıl hissediyorsun?"

Atsumu mızmızlandı ve yüzünü Kiyoomi'nin boynunun yanına sokmak için başını çevirdi. Kiyoomi, penis başının etrafında dikkatli, yavaş daireler çizdi, kendi vücuduna karşı Atsumu'nun çıplak vücudunun sıcaklığından keyif alıyordu.

"Tekrar boşalmak ister misin?" diye sordu Kiyoomi.

Atsumu hayır anlamında başını salladı. Kiyoomi parmağının hareketini yavaşlatarak onu Atsumu'nun aletinden uzaklaştırdı ve ona yapışan kalın precome ipini görmezden gelmek için elinden geleni yaptı.

"Durmak istiyor musun?"

Başka bir sallayış.

Kiyoomi, Atsumu'nun tepkilerini anlamaya çalışarak gözlerini kıstı. Başının yan tarafını tekrar öptü ve Atsumu sırtını bükerek yaklaştı, aleti önünde ahlaksızca sallandı. Kiyoomi'nin kafasında dolaşan bir sonuç vardı ama bu dikkate alınamayacak kadar müstehcendi.

"Sen... devam etmemi istiyor musun?"

Atsumu başını sallayıp kalçasını yukarı itti, gırtlağından bir inilti daha çıktı. Ama boşalmak istemiyorsun, diye düşündü Kiyoomi.

Siktir.

Siktir.

"Ne zaman boşalabileceğini sana söylememi ister misin?" Kiyoomi dikkatle sordu.

Atsumu derin bir nefes aldı ve başını salladı.

"Ah, Atsumu."

Kiyoomi nihayet Atsumu'nun penisini eline aldı, taparcasına, Atsumu'nun ulaştığı kafa boşluğu karşısında neredeyse şaşkına dönmüştü. Elini o kaygan, muhtaç penisin etrafına doladı ve onu yavaşça okşadı, Atsumu ona doğru kıvranırken çıkan küçük kaygan seslerin tadını çıkardı.

Atsumu'nun ağrıyan meme uçlarında diğer parmaklarını tembel tembel yuvarladı, halatın arasındaki geometrik açıklıktan kalan tenini izleyerek yavaş yavaş ilerledi. Atsumu küçük, ıslak nefesler verirken Kiyoomi bencil bir tavırla vücuduyla oynuyordu. Atsumu'nun elleri iki yanında gevşekti; shibari ile hiç savaşmıyordu, kaslarında gerginlik yoktu. Karnında boncuk boncuk terler belirmişti. Kiyoomi'nin penis başıyla oynarken bileğini muhteşem çevirdiği her an ayak parmakları çarşaflara kıvrılıyordu.

Kiyoomi ne kadar zaman geçtiğinden emin değildi. Atsumu'nun sırtına yaslı olduğu yerde kendisi yine sertleşmişti ama fazla üzerinde durmadı - tüm mesele Atsumu'ydu, Atsumu'yu sınırına götürmek ve onu orada tutmakla ilgiliydi.

Sonunda, Atsumu'nun ellerinin yumruk şeklini aldığını gördü. "Omi... mmnn..."

"Mm, henüz değil," diye mırıldandı Kiyoomi, elini daha da yavaşlatarak, tamamen çekmeden önce aletinin ağrıyan, sert uzunluğuna tüy kadar hafif dokunarak. "Biraz daha, tamam mı?"

Başparmağını Atsumu'nun göğüs uçlarından birine hafifçe dokundurdu. Atsumu'nun boğazına bir inilti daha takıldı, kalçasını yukarı kaldırıp Kiyoomi'nin neredeyse yok denebilecek kadar hafif dokunuşunu kovalayarak onu boşaltmaya yetecek bir şey arıyordu. Kiyoomi, boynunda Atsumu'nun kirpiklerin kıpırdadığını hissetti, bir saniye sonra Atsumu'nun gözyaşlarıyla tenini ıslattığını fark etti.

Kiyoomi kalbinin utanç verici derecede hızlı atışını Atsumu'nun hissedememesini umuyordu.

"İyi çocuk." Cesaretlendirmek için Atsumu'nun uyluğunun iç kısmını ovuşturdu. "Benim için çok iyisin."

Atsumu kucağında daha da kemiksizleşti, Kiyoomi ürperirken başı Kiyoomi'nin omzuna düştü. Birkaç dakika sonra Kiyoomi ona yeniden dokunmanın güvenli olduğunu düşündü; elini bir kez daha aletinin etrafına sarmadan önce Atsumu'nun testislerini hafifçe sıkmak için uzandı. Atsumu'nun sırtı sanki içine cin kaçmış gibi büküldü, Kiyoomi'nin yumruğunu sikmeye çalışırken göğsünün derinliklerinden bir inilti koptu.

Kiyoomi bir tsk sesi çıkararak elini çekip karın kaslarına bastırdı. "Sabit kal."

Atsumu'nun tekrar rahatlaması için biraz ikna edilmesi gerekiyordu, kalçalarını tekrar yatağa indirirken aleti müstehcen bir şekilde sallanıyordu. Kiyoomi onu tekrar eline aldığında küçük sesleri giderek daha umutsuz hale geldi, tiz bir çığlıkla zıpladı, ancak bu sefer Kiyoomi onu yavaş ve sabit bir şekilde okşarken titreyerek olduğu yerde kaldı.

"İşte, Atsumu. Aynen böyle."

Birkaç dakika sonra Atsumu gevezelik etmeye başladı, dilinden dökülen yarım heceler Kiyoomi'nin boğazına yaslandığı yerde boğuklaştı. Kalçalarını hafifçe kaldırmaya alışmıştı, ki bu hareketsiz kalmak sayılmazdı, ama bu Kiyoomi'nin hareketlerini engellemediği için Kiyoomi laf etmedi.

Daha önce uzun edging seansları yapmışlardı - birçok kez- ama asla yoğun bir çıkmaz esaret seansından sonra olmamıştı. Kiyoomi, Atsumu'nun şişmiş penisinin ucundan daha fazla zevk sıvısı akmasını izlerken Atsumu'yu yeterince bekletmiş olabileceğini düşündü.

Okşayışını hızlandırdı, diğer eliyle Atsumu'nun göğüslerinden birini avuçladı ve göğüs ucunu iki parmak ucunun arasına sıkıştırdı.

"Omi-"

"Savaşma, Atsumu," diye fısıldadı Kiyoomi. "Bu sefer boşalmanı istiyorum, tamam mı? Bunu hak ettin."

Atsumu'nun heyecanla kıvranırken cevabı boğuk, heyecanlı, anlamsız sözlerdi ama Kiyoomi kelimelerinin arasından lütfen sözcüğüyle birlikte adını kesinlikle seçebildi.

"Şşt, sorun değil. Sadece bacaklarını açık tut ve seninle ilgilenmeme izin ver, tamam mı?"

Atsumu'nun ağzından hıçkırık gibi bir ses kaçtı ve kendini topuklarının üzerinde geriye itti, neredeyse Kiyoomi'nin aleti üzerindeki artan baskıdan inlemesine neden olacaktı. Kiyoomi diğer meme ucuyla oynamak için hareket etti, Atsumu'nun sevdiğini bildiği şekilde aletinde bileğini bükerek oynarken sertçe meme ucunu çimdikledi; Atsumu'nun sırtı kamburlaşıp titremeye başladığında Kiyoomi onun sınırından aşağı düşmek üzere olduğunu anlamıştı.

"Nnghsiktir-teşekkür ederim-teşekkür ederim-"

Kiyoomi karanlık bir şekilde gülümsedi. "Boşal, Atsumu."

Atsumu kollarında kaskatı kesildi ve üçüncü orgazmında çığlık atarken hem kendini hem Kiyoomi'yi batırdı... ve en azından şu an için Kiyoomi buna hiç aldırış etmedi.


Atsumu süzülüyordu.

Kafasında pek bir şey yoktu. Kendisi sadece Sakusa'nın ince ayarlı bir enstrüman gibi çalması için parçalarına ayrılmış bir his yığınıydı sanki.

Vay canına, bunu özlemişti.

Öyle ki Atsumu'nun üçüncü orgazmından sonra Sakusa ona bir yudum su verip halatları çözmeye başladığında Atsumu neredeyse... hayal kırıklığına uğradı.

Sonra bunu kelimelere dökmeye çalıştı ama tek kelime dahi edemedi. Evet, belki de durmanın zamanı gelmişti.

Halatlar vücudundan düştüğünde bir tür... ses çıkararak kendi içine kıvrıldı. Yatağın yan tarafının hareket ettiğini, ardından da onu saran Sakusa'nın kollarının sıcaklığını hissetti. Atsumu'nun yönünü bulması bir saniye sürdü, hemen ardından Sakusa'nın çenesinin altına sıkıştırıldığını hissetti. Aptalca sırıtıp daha da yakınlaşmak için kıpırdandı, ayaklarını Sakusa'nın bacaklarına, battaniye olarak tanıdığı ağır bir yumuşaklık üzerine düşene kadar aşağı yukarı sürttü.

Üşüdüğünün farkına bile varmamıştı ama bu onu yatıştırdı, titremesini ve kıpırdanmasını durdurdu.

"Çok iyi iş çıkardın," diye mırıldandığını duydu Sakusa'nın, sesindeki sıcaklık o kadar kalındı ​​ki neredeyse elle tutulurdu. "İhtiyacın olursa biraz dinlen, tamam mı? Kendine geldiğinde seni temizleyeceğim..."

Atsumu daha da yakınına sokuldu, battaniyeyi sıkıca sardı, Sakusa'nın kollarında kendini güvende hissediyordu. Daha önce hiç tam olarak böyle bir bakım yapmamışlardı. İyiydi.

Çok iyi. Çok iyi. Şu an, sahnenin kendisi -

En iyi yanı, Sakusa'nın Atsumu'nun ne istediğini hiçbir şey söylemesine gerek kalmadan anlamış olmasıydı. İstediğini kelimelere döküp ifade edemeyeceğini bile bilmiyordu. Sanki Sakusa bunu önceden noktası noktasına tartışmamışlar ve sahneyi doğrudan Atsumu'nun fantezilerinden çekmiş gibi.

"Omi..." ayaklarını Sakusa'nın bacaklarına sürterek mutlu bir şekilde geveledi.

"Mm," diye mırıldandı Sakusa. "İyi mi?"

Atsumu başını salladı, Sakusa'nın adı dışında bir şey yoktu aklında.

"...İyi."

Sakusa güldü, biraz çekingen bir şekilde.

Atsumu'nun sırtını ovuşturmaya başladı - önce tereddüt edderek, ama sonra Atsumu dokunuşuna karşı mutlu bir ses çıkardığında daha da kendine güvenerek.

Atsumu sonraki yarım saat boyunca biraz hormonlarının içinde yüzdü, sadece Sakusa'nın bakım esnasındaki hiçbir ayrıntıyı esirgemediğini anlayacak kadar farkındalığa ulaşabilmişti. Tenindeki ter iyice ve gerçekten kuruduğunda, Sakusa onu banyoya taşıdı ve onu sıcak küvete oturtmadan önce duşta yıkanmasına yardım etti. Atsumu banyoda da kendinden geçti; saçlarındaki eller, parmak uçları daha önce çalışılmış daireler çizerek kafa derisine sürtünüyordu, sanki hem bilincini getiriyordu hem de kafa boşluğunda daha da yükseğe gönderiyordu.

Sakusa onun kurumasına ve bir eşofman altı giymesine yardım ettikten sonra, Atsumu jöle gibi bacaklarıyla kanepeye kadar yürüdü, Sakusa'nın sürekli dirseğinden destekleyen eli yüzünü memnuniyetle kızartmıştı. Kanepeye oturduğunda ve battaniyeye sarınıp yastıkların arasına gizlendiğinde Sakusa'nın televizyonu açtığının ve ekranda ikisinin de izlemekten hoşlandıkları bir yemek yarışması şovunun eski bir sezonunun oynadığının belli belirsiz farkındaydı, Atsumu halinin tadını çıkarırken bölümler resmen birbirine karışmıştı.

Sonunda Sakusa onu akşam yemeği için yarı dik bir pozisyona kaldırdı. Tatlı bile vardı sürpriz olarak, bol çikolatalı bir kase dondurma.

"Geçen hafta markette göz attığını görmüştüm," dedi Sakusa Atsumu sorduğunda, sesi sanki bıçakla konuşturuluyormuş gibi dümdüzdü.

Atsumu bu noktada bir süredir kendindeydi, ama ağzı orantısız bir sırıtışla gerilirken göğsünde yeşeren sıcaklık, ona hâlâ kafa boşluğunda süzülüyormuş gibi hissettirmişti.

*

bir bölüm kaldı double down'dan

ilgilenirseniz ao3'te şunu çevirdim muhteşem bir fic, 4 bin kelime sadece, okumanızı öneririm:

linki kopyalayamazsınız belki ama direkt hikayenin adını girince çıkıyor genelde <3

https://archiveofourown.org/works/44543179

Continue Reading

You'll Also Like

464 68 11
Jimin'in ağzından Cinsel içerik vardır Hiçbir tarihi ya da siyasi gelişmeleri gerçek olarak yansıtmamaktadır. Tamamen kurgudur. Askerde tanıştığı...
28.1K 1.5K 45
"Dudaklarındaki sigara olmak isterdim Malik." 19.03.2020 #2 selenagomez 25.06.2020 #1 zaynmalik Devam edecek...
35.9K 1.6K 12
Dudakları dudaklarıma yaslıyken parmaklarının sımsıkı kavradığı kalça yanaklarımı ikiye ayırdı. Nefesimi tutmuş bir sonraki hamlesini bekliyordum. "A...
378K 10K 24
▸ Tao 18, Kris 29 yaşında Uyarılar; daddykink! yetişkin içerik, yaş farkı, slut-shaming (kötü laflar ile aşağılamak), bondage, halka açık yerde cins...