Kusursuz Okul

By robertdys

72.5K 5.4K 4.1K

Bir okulda intihar ve cinayetlerin ardı ardına geldiği, ama ne olursa olsun okulun mühürleme kararı almadığı... More

1. Bölüm~'Okuldaki Cinayet'
2. Bölüm~'Tehlikeli Gece'
3. Bölüm~'Burdan Kaçış Yok!'
4. Bölüm~'Bir Yol Var...'
5. Bölüm~'Sır'
6. Bölüm~'Dehşet'
7. Bölüm~'Benzerlik'
8. Bölüm~'Yabancı'
9. Bölüm~'Mühür'
10. Bölüm~'Gizli'
11. Bölüm~'Karanlık'
12. Bölüm~'Saklı'
13. Bölüm~'Kaçış'
14. Bölüm~'Son Perde'{Sezon Finali}
15. Bölüm~'Parti'{Yeni Sezon}
16. Bölüm~'Geri Dönüş'
17. Bölüm~'Tehlike Çanları'
18. Bölüm~'Oyun'
19. Bölüm~'Gizli Tanık'
20. Bölüm~'Kesişme'
21. Bölüm~'Yüksek Sarsıntı'
22. Bölüm~'Mesafe'
23. Bölüm~'Testere Laneti'
24. Bölüm~'Alevlerin Dansı'
25. Bölüm~'Tuzak'
26. Bölüm~'Garabet'
27. Bölüm~'Tutsak'
28. Bölüm~'Güneşten Daha Sıcak'
29. Bölüm~'Alevler Eşliğinde'
30. Bölüm~'Ruh İkizi'
31. Bölüm~'Saklı Geçmiş'
32. Bölüm~'Son Saniye'
33. Bölüm~'Felaket'
34. Bölüm~'Rastlantı'
35. Bölüm~'Karşılaşma'
36. Bölüm~'Yolculuk'
37. Bölüm~'Kalbimin Katili'
38. Bölüm~Küllerinden Doğmak'
39. Bölüm~'Korku Masalı'
40. Bölüm~'Kaçak Ruh'
41. Bölüm~'Korumasız Kalkan'
42. Bölüm~'Gizli Suikast'
43. Bölüm~'Mutluluk Ve Tehlike'
44. Bölüm~'Mucize'
45. Bölüm~'Tehlikeli Sular'
46. Bölüm~'Yalnız Kalpler'
48. Bölüm~'Sessizliğin Sesi'
49. Bölüm~'Düğüm'
50. Bölüm~'Gecenin Karanlığında'
51. Bölüm~'Senin Kaderin'
52. Bölüm~'Başlangıç Çizgisi'
53. Bölüm~'Bir Ölü Bir Yaralı'
54. Bölüm~'İyi Ve Kötü'
55. Bölüm~'Cumartesi Gecesi'
56. Bölüm~'Karanlığın Sesi'
57. Bölüm~'Yeni Başlangıçlar'
58. Bölüm~'Kusursuz Okul'{Sezon Finali}
59. Bölüm~'Yeni Düzen'{Yeni Sezon}
60. Bölüm~'Karanlıkta Parlayan Yıldız'
61. Bölüm~'Karanlık Bastığında'
62. Bölüm~'Ateş Hattında'
63. Bölüm~'Son Parti'
64. Bölüm~'Gülümse Kaderine'
65. Bölüm~'Kayıp Bir Vaka'
66. Bölüm~'Kara Melek'
67. Bölüm~'Sıra Dışı'
68. Bölüm~'Hayatın Kıyısında'
69. Bölüm~'Ters Köşe'
70. Bölüm~'İyi Geceler'{Sezon Finali}
71. Bölüm~'Karanlık Gece'{Yeni Sezon!}
72. Bölüm~'Kara Bulut'
73. Bölüm~'Acı Gerçekler'
74. Bölüm~'Yalnız Peri'
75. Bölüm~'Dolunay'
76. Bölüm~'Gece Işığında'
77. Bölüm~'Sahte Katil'
78. Bölüm~'Sırrı Açılmamış Dosyalar'
79. Bölüm~'Beni Bırakma'
80. Bölüm~'Sahte Hayat'
81. Bölüm~'Ateşin Sesi'
82. Bölüm~'Kaçak Cinayet'
83. Bölüm~'1. Ölüm'
84. Bölüm~'Ateşin Tutsağı'
85. Bölüm~'Bölüm Sonu' |Sezon Finali|
86. Bölüm~'Yeni Bir Başlangıç'{Yeni Sezon}

47. Bölüm~'Bir Lanetin Sonu'

629 45 70
By robertdys

"Damla biliyor musun, ben büyüyünce bir kahve dükkanı açmak istiyorum. Çeşit çeşit güzel kokulu ve nefis kahveleri müşterilerime içirmek istiyorum."

Dedi Hazal. Damla Hazal'ın bu fikrini çok sevmişti. Ve onun elini tutarak hayalinin büyüyünce gerçek olacağını söyledi.

"Büyüyünce bu hayalin gerçek olacak Hazal."

Dedi Hazal'a sarılarak. Hazal hep hayalini Damla'ya söylerdi. Diğer insanların dalga geçeceğini düşünürdü sadece Damla'nın fikrini önemserdi.

***

- Evet!

Dedim bağırarak. Sarp ile nikah salonunda evleniyorduk ve bizi yalnız bırakmayan arkadaşlarımız Egemen, Esin, Barış, Çiğdem ve Maraz buradaydı. Aramızda bir evlenme töreni yapmıştık.

- Peki siz Sarp Güneş, Damla Korkmaz'ı eş olarak kabul ediyor musunuz?

Dedi nikah memuru. Ardından Sarp mikrofona yaklaşarak söze girdi.

- Herşeyden çok, yani evet!

Dedi gür bir sesle. Artık herşey normale dönüyor gibiydi. Bu evlilik ve bebek haberinden tabii ki de anne ve babamıza bahsetmiştik. Annem ve babam çok sevinmişlerdi, Sarp'ın da öyle. Annem ilk başta karşı çıkıp nikahı bu kadar erken yapmamamızı ve kendisininde müsait bir zamanda gelince yapacağını söylesede onu dinlemedim. Artık mutluydum ve dokuz ay sonra kucağıma alacağım bebeğim içinde çok heyecanlıydık. Gerisi önemli değil.

Haftalar Sonra...

- Anlaşıldığına göre kanıtta var. Kararı birazdan vereceğiz, senin son kez söylemek istediğin birşey var mı Kenan?

Şu an hepimiz mahkeme salonunda Kenan'ın mahkemesinde ona verilecek ceza için bekliyorduk.

- Evet var hâkim bey, bunların hiç birini ben yapmadım ve şu Damla ve arkadaşlarınında yargılanmasını istiyorum.

Dediğinde yüzsüzlüğü dibe vurmuş gibiydi. Sarp yanıma olsa bile Kenan'ın ağzından benim ismimin çıkması onu sinir etmiş olmalı ki sinirle çıkıştı.

- Bana bak, seni öldürürüm anladın mı? Karımın ve arkadaşlarımın üzerine iftira atıp birde yargılanmasını talep ediyor şuna bak!

- Sessizlik!

Dedi hâkim. Sarp elini yumruk şeklinde yaptı ve sustu. Hâlâ sinirliydi, bende Kenan'a karşı çok sinirliydim.

- Karar verildi.

Dediğinde hâkim, herkes ayağa kalktı ve hâkimin kararını dinledik.

- Yargılanan Kenan Demir'in kendisinin Hazal Ergin'in öldürmesi ve Yurtiçi Koleji'nde çıkardığı ölümlere ortak olduğu kanıtlanmıştır. Bu yüzden 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılmıştır. Şimdi herkes dağılabilir.

Dediğinde yüzümde tebessümler içinde mahkeme salonundan çıktım. Askerler Kenan'ı götürmeden önce onunla göz göze geldik ve dudaklarımın arasından onun sinir olacağı cümleyi kurdum.

- Hakettiğini buldun Kenan!

Dedim gülerek. Bana sinirli bir şekilde bakarak mahkeme solunundan askerlerle birlikte çıktılar. Ardından hepimiz kendi arabalarına binerek evlerine dağıldı. Herşey bitti, Kenan hakettiği cezayı aldı, testereli kişiler öldü. Artık normal bir hayat bizi bekliyordu.

- Sana demiştim sevgilim, hakettiği cezayı aldı.

- En çok senin sayende Sarp.

Dedim arabada yola çıkarken. Aslında herşey Sarp'ın sayesindeydi. O olmasaydı ne Hazal'ın katilini bulabilirdik ne de Kenan'ı hapise tıkatmak için kanıt bulabilirdik. Hepsi onun başarısıydı ve zaten Sarp'ın komiser şefi Sarp'ı bu davadan ödüllendirmişti.

- Damla, Kenan'ın hapise girişini kutlamaya ne dersin? Diğerlerini de çağırırız.

Dediğinde ona gülümseyerek baktım ve başımı sallayarak yanıt verdim.

- Olur tabiki de. Bu akşam herkesi bizim eve çağıracağım. Hatta şimdi Esin'e haber vereyim.

Dediğimde telefonumu çıkararak Esin'i aradım ve akşam herkesi bizim eve çağırmasını söyleyerek davet ettim. O da söyleyeceğini söyleyerek akşam geleceklerini söyledi ve telefonu kapattı. On dakikalık bir yolculuğun ardından eve gelmiştik.

Her yorulduğumuzda eve girer girmez kendimizi salondaki kanepelere bırakıyoruz. Ve yine öyle yaptık eve gelir gelmez kendimizi kanepelere attık. Ben oturur pozisyonda kanepede dinlenirken Sarp başını benim bacağıma koyarak uyur pozisyonda oturdu. Onun saçlarını okşamak hayatımdaki en rahatlatıcı bir etkiydi.

- Bitti mi Sarp?

- Bitti Damla, bu sefer gerçekten de bitti.

Dediğinde bacağımdan kafasını kaldırıp bana doğru döndü gözleri gözlerimde buluştuğunda birbirimize sıkıca sarıldık. Kokumuzu içimize çektik sanki hastet kalar gibi. Birbirimize sarılmaya devam ederken karnımda iki saniyelik bir hafif ağrı ile inledim.

- Damla, ne oldu iyi misin?

- İyiyim, sanırım karnıma tekme attı.

Dediğimde ellerini karnıma götürerek sanki bebek buradaymış gibi onunla konuştu.

- Sakin ol ufaklık, anneye zarar vermek yasak.

Dediğinde kahkahalara boğularak gülmeye başladım.

- Damla, ben bebeğimize ilk yasağı vermişken sen neden gülüyorsun.

- Garip bir yasak o yüzden sanırım.

Dediğimde yine küçük bir kahkaha patlattım.

- Hadi kalkalım ve akşam için yemek hazırlayalım.

- Bak bu iyi olur. Ama kendini fazla yormak yok.

- Tamam söz hadi mutfağa geçelim.

Diye mırıldandığımda mutfağa geçerek akşam için enfes yemekler hazırladık. Yemek becerim gide gide gelişiyordu. Ama Sarp benden daha iyi yemek yapıyordu. Yorulmamı istemediği için neredeyse bütün yemekleri o hazırlamıştı. Ben sadece masayı hazırlamıştım. Herşeyi hazırladıktan sonra Esin'i aradım.

- Alo Esin, neredesiniz?

- Biz şimdi Barış ile birazdan orada oluruz. Diğerleri de yola çıkmışlar gelirler birazdan.

- Tamam bekliyoruz, görüşürüz.

Dediğimde telefonu kapattım. Ardından onları beklemeye başladık. Yaklaşık beş dakika sonra kapı çaldı. Hızlıca kapıyı açmaya gittim ve kapıyı açtığımda Esin ve Barış'ı kapıda karşılayarak içeri aldım.

- Hoşgeldiniz!

- Hoşbulduk!

Esin ve Barış yemek masasına oturduktan otuz saniye sonra kapı tekrar çaldı. Kapıyı açtığımda Egemen ve Çiğdem el ele Maraz ise arkalarından bana el sallıyordu.

- Hoşgeldiniz!

Dedim güler yüzle. Onlarda yemek masasına oturduktan sonra nefis ve leziz yemekler eşliğinde sohbete daldık.

- Birşey diyeceğim hâkimin kararından sonra Kenan'ın bakışlarını görmeniz gerekiyordu!

Dedi Esin kahkahalara boğularak, bende ona eşlik ederek ufak bir kahkaha patlattım. Kenan'ın hakettiği cezayı alması hepimizi sevindirmişti.

- Ama Sarp'ın emeklerini de unutmayalım. O olmasa şu an Kenan hâlâ dışarıda bile olabilirdi.

Dedi Egemen hayranlık içerisinde. Arabada da dediğim gibi, bu hepimizin başarısı olsa da burada en büyük emeği olan Sarp'tı.

- Öyle demeyin, hepimiz başardık.

Dedi Sarp gülümseyerek. Ardından sohbetlerimizin geri kalanına normal şeylerden konuştuk. Hava giderek karardığında herkes evlerine dağıldı. Bugün benim en mutlu günümdü. Kenan hakettiği cezayı almıştı ve bu akşam hep birlikte güzel bir akşam yemeği yemiştik. Herkes gittikten sonra etrafı toparladık. Ardından yatak odamıza çıktık.

- Damla, bebeğimizin odasını yapmaya karar verdim. Yandaki oda boş, orayı çok güzel bir bebek odası yapacağım.

- Olur tabiki de. Duvarlarını yıldızlı yapalım.

Dedim aklımdaki fikirle.

- Sen nasıl istersen öyle yaparız sevgilim.

Dediğinde kolları ile beni sımsıkı sararak kendine doğru çekti ve beraber güzel bir uykuya dalarak uyuduk.

Üç Gün Sonra...

Bugün o gün, Hazal'ın hayalini gerçekleştirdiğimiz gün bugün. O çok istediği kahve dükkanının açılışındaydık. Bu kafenin adını ise "Hazal Kafe" katmıştık. En çokta Hazal'ın yakın arkadaşı Ece de bunu istemişti ona fikirimi danıştığımda. Kafenin önünde kırmızı ipin kesilişini izlerken sanki kafenin penceresinden onu görmüştüm. Hazal'ı. Bana el sallıyordu ve gülüyordu! Yüzündeki o masum gülümseme hep hafızamda kalacaktı.

"Teşekkür ederim Damla."

Diye bir ses duydum daha sonra. Ardından kafenin penceresinden Hazal'ın bedeni kayboldu. Bana teşekkür etti! Sanki bir yerlerde beni izliyormuş gibi hayalini gerçekleştirdiğim için bana teşekkür etti! Gözlerimdeki yaşlara engel olamadım.

- Damla, neden ağlıyorsun sevgilim?

Dedi Sarp gözlerimdeki yaşları elleri ile silerek.

- Hiç. Bilirsin işte hamilelik döneminde olduğum için duysusallaşıyor olabilirim. Neyse, açılışta gerçekleştiğine göre diğer işlerle Ece ilgilenecek. Artık eve gidelim mi Sarp?

Dedim onun elini tutarak. O ise boynuma bir öpücük kondurup elimi sımsıkı tutarak söze girdi.

- Gidelim sevgilim.

Ardından arabaya binerek oradan uzaklaştık. Hazal'ın hayalini gerçekleştirmek benim için çok önemliydi. Eskiden onu hep ziyarete gittiğimde öyle güzel kahveler yapardı ki şu an o kahvelerin tadını bile özlüyorum.

- Damla iyi misin, bak yine gözlerin doldu. Hazal'ın hayalini gerçekleştirdin bence sevinmen gerek. O da olsa şu an sevinirdi. Senin iyi kalbine hayran kalıyorum sevgilim.

Dediğinde bir elimi tutup öpücük kondurdu.

- İyi ki varsın.

Dedim yanağına bir öpücük kondurup.

- Sen de iyiki varsın sevgilim.

Dedi. Ardından on dakikalık yolculuktan sonra evimize vardık. Yine yorgunluk kanepeleimize geçip uzandık.

- Damla, sana bir sürprizim var!

Dedi Sarp kanepede omuzuma uzanırken.

- Ne sürprizi bu?

Dedim merakla. Ardından kanepeden kalkıp elini bana doğru uzattı. Elini sıkıca tutarak ayağa kalktım ve merdivenlerden çıkarak yatak odamızın yan odasında durduk.

- Neden buraya geldik?

Diye sorduğumda elleri ile gözlerimi kapatıp kapıyı açarak beraber içeriye girdik.

- Hazır mısın?

- Hazırım!

Dedim heyecanla. Ardından ellerini gözlerimden çekerek gözlerimi yavaşça açtığımda şoka girdim. Duvarları yıldızlarla kaplanan ve küçük pencerenin yanında küçük bir beşik. Birbirinden güzel oyuncaklar ve yıldız şeklinde halılar. Burası bebeğimizin odasıydı ve tam da hayal ettiğim gibi.

- Sarp, burası çok güzel olmuş! Teşekkür ederim.

Dedim ona sarılarak. O da beni kollarının arasına alarak sımsıkı sarıldı.

- Birşey değil sevgilim, herşey bebeğimiz için..

Dediğinde ellerini belime doladı, dudaklarını dudaklarıma değdirdi ve dudakları ile dudaklarımı sımsıkı bastırarak öpmeye başladı..

***
- Herşey bitti Barış.

- Bitti Esin.

Bir belanın bittiğini düşünün. Ve bu masalda kötüler kaybetti, iyiler kazandı. Her zaman olduğu gibi. Barış ile terasta oturup kahvelerimizi yudumlarken hep birbirimize dönüp sevinerek 'Bitti!' diyorduk ve bu cümleyi söylemeyi öyle çok içtenlikle söylüyorduk ki gerçekten de herşey bitmişti. Çiğdem bu aralar garip davranmayı bırakıp Egemen'in evinde kalıyordu. Anlam veremesem de Egemen ile iyi anlaşıyordu.

- Esin, ben Damla ile Sarp'ı kıskanıyorum.

Dedi Barış. Bunun neden söylemişti? Damla ve Sarp gayet mutlu ve huzurluydu. Onları neden kıskanıyordu?

- Anlamadım?

Dediğimde oturduğumuz kanepeden kalktı ve benim önünde diz çöktü. Ne yapmaya çalışıyordu bu şimdi?

- Diyorum ki, bizde onlar gibi mi olsak?

Dediğinde cebinden kırmızı bir kutu çıkardı ve kutuyu yavaşça açtı. Ben ise hâlâ şok olmuş bir şekilde onu izliyordum. Kutuyu açtığı an çok güzel bir tektaş yüzük beni karşıladı.

- Barış?

Dedim heyecanla. Demek o yüzden Damla ve Sarp'ı kastetmişti.

- Benimle evlenir misin Esin?

Dediğinde heyecandan kalbim küt küt atarken bir yandan da gözlerimden yaşlar akıyordu. Ne diyecektim onu bile bilmiyordum, bu gibi durumlarda ne deniyordu? Doğru ya...

- Evet Barış!

Dedim aklıma 'Evet' kelimesi geldiğinde. Heyecandan herşeyi unutmuştum. Barış, kutudaki yüzüğü çıkarıp elimi tutup yüzük parmağıma yüzüğü geçirdi. Ben ise hâlâ gözyaşları içerisindeydim.

- Seni seviyorum Esin. Seni mutlu edeceğime söz veriyorum.

- Bende seni seviyorum Barış.

Dediğimde birbirmize sıkıca sarıldık. Ve tam o sırada kulağıma birisinin fısıldadığını duymuş gibi oldum.

"Hep mutlu ol Esin!"

Bu, bu Hazal'ın sesi gibiydi. Gözyaşlarım akmaya devam ederken Hazal'ın sesini yıllar sonra duymuştum. Sanki bana bir yerlerden seslenmişti.

- Teşekkür ederim.

Dedim Barış'a sarılmaya devam ederken ve gökyüzüne bakarken.

- Ben teşekkür ederim.

Dedi Barış beni sıkıca kendine doğru çekip beni öperek. Bir bela bitti, bir devrin sonu bitmiş gibiydi...

***
Aradan çok gün geçmişti. Ve herşey normale dönüyordu. Artık testereli kişiler ya da başımıza gelecek şeylerden bahsetmek yerine normal insanlar gibi yaşıyorduk. Normal olmayı o kadar çok özlemişim ki. Barış'ın Esin'e evlenme teklifini biliyordum. Esin ilk bana haber vermişti.

Ve bu beladan kalan son şey ise bendeki kanıt belgelerini Sarp'a vermekle bitecekti. Artık bu belada ki tek parça şu an elimde tuttuğum ve yedeğinin Sarp'ta olduğu Kenan'ın pislikleri. Bunları yakmak istemiyordum. Güvenli birisinin elinde olmasını istiyordum ve tabii ki de Sarp'a verecektim. Şu an evde değildi, karakolda birkaç işi olduğu için bugün oradaydı. Hemen elime telefonu aldım ve ona yazmaya başladım.

***
Damla: Günaydın.

Sarp: Günaydın sevgilim :)

Damla: İşin bitti mi Sarp?

Sarp: Hayır, birkaç saate biter. Birşey yok değil mi?

Damla: Hayır yok, öylesine sorayım dedim.

Sarp: İyi etmişsin, keşke şu an yanımda olsan...

***

İşte bu bir fırsattı! Sarp şu an yanında olmamı istiyordu ve bu belgeleri ona şu an götürecektim. Ona cevap yazmadan hemen gardrobu açıp üzerime siyah elbisemi altıma ise siyah pantolonumu ve siyah ceketimi, siyah kol çantamı aldım. Siyah kombinimi güzel yapmıştım. Siyah rengini çok severdim ve bugün tamamen siyah giyinerek evden çıktım ve arabama binerek Sarp'ın karakol merkezine doğru sürdüm.

Yirmi dakika içerisinde Sarp'ın olduğu karakol merkezine vardım. Arabadan inmeden önce elimdeki dosyaları çantama koyup indim. Karakol girişinde ki kafeden iki kahve alıp Sarp'ın odasına doğru ilerlemeye başladım. Kapının önünde durduğumda kapıyı yavaşça çaldım.

- Gir!

Dedi içeriden Sarp. Kapıyı yavaşça açıp içeri girip kapattığımda Sarp çalışma masasında oturmuş bilgisayardan birşeylere bakıyordu. Beni görür görmez ayaklandı ve yanıma geldi.

- Damla?

- Son mesajına dayanamadım senin yanına geleyim dedim.

Dedikten sonra elimdeki kahveleri masaya bırakarak ona döndüm ve çantamdan belgeleri çıkararak ona uzattım.

- Bunlar, Kenan'ın yaptığı pis işler biliyorsun zaten. Bende kopyaları vardı ve atmak istemedim. Sende kalsın bunlar.

Dediğimde elimdeki dosyaları alarak inceledi ve çekmecesine katıp yanıma geldi. Birlikte yan yana oturmuş pencereden dışarıda ki manzarayı izliyorduk.

- Ve bugün davanın tamamen kapanma günü Damla.

Dedi Sarp başını omuzuma yaslarken.

- Bitmesine sevindim.

- Bende sevgilim.

Dedi yanağıma bir öpücük kondurarak. Normal hayat bu olsa gerekti. Bugün bizim tamamen normalleşme günümüz. Bu dava ve bela asıl bugün bitmişti. Pencereden dışarıyı izlemeye devam ederken Sarp elini karnımda gezdirdi. Bebeğin cinsiyetini öğrenmek istiyordu benim gibi. Ama biraz daha zamanın olduğunu ikimizde biliyorduk.

- Sarp ben artık gideyim. Sen işini bitirdiğinde geleceksin zaten.

Dedim ayaklanarak. Sarp'da benimle birlikte ayağa kalktı ve söze girdi.

- İşim sen gelmeden önce bitmişti. Birkaç saate biter demiştim ama o kadar büyük bir dosya değilmiş. Beraber çıkabiliriz, eve gitmeden önce seni çok seveceğin bir yere götüreceğim.

Dedi elimden tutarak. Karakoldan çıktığımızda Sarp ve ben onun arabasına binerek yola koyulduk. Yolculuk sessiz geçmesin diye müziği açtığımda en sevdiğim bir müzik beni karşıladı. Sözleri kulağımda yankılanıyordu.

"İlelebet aşk bu bendeki, kör olası yaktı içimi."

"Ara sıra uğra kalbime, oyunun içinde tut beni. Ziyadesiyle şerdeyim gece gündüz oldu."

"Bir yalansa kefaretim, ödeyeli çok oldu.."

Bu şarkıyı hep Hazal ile beraber söylerdik. Sesi oldukça açarak dışarıya doğru bağırıp söylerdik. Onu çok özlüyorum. Her hikâyede masumlar olur, bu hikâyede masum Hazal'dı. Gözyaşlarım hızlı bir şekilde akmaya devam ederken Sarp arabayı kullanırken bana seslendi.

- Damla, ne oldu neden ağlıyorsun?

- Bu şarkıyı Hazal ile hep birlikte söylerdik. O günler aklıma geldi.

Dediğimde çantamdan peçete çıkararak gözümden akan yaşları sildim. Sarp bir eli direksiyonda iken diğer eliyle benim elimi tuttu ve söze girdi.

- Şimdi de berber söyleyelim mi? Hazal bunu çok isterdi.

Dediğinde ona baktım ve başımı salladım. Ve şarkıyı beraber söyledik.

"İlelebet aşk bu bendeki, kör olası yaktı içimi."

"Ara sıra uğra kalbime, oyunun içinde tut beni. Ziyadesiyle şerdeyim gece gündüz oldu."

"Bir yalansa kefaretim, ödeyeli çok oldu.."

"Hani zamandı tek çare, devrildim şişelerce. Kabulüm mesafene. Bir gecelik olmak nedir öğret duymasın kimse."

"İlelebet aşk bu bendeki, kör olası yaktı içimi. Ara sıra uğra kalbime oyunun içinde tut beni. İstemem söz sevmeni."

Tıpkı Hazal ile beraber gibi söyledik. Bağırarak birbirimize bakarak, ağlayarak gülerek. Şarkı bittiğinde ikimizde ellerimizi sımsıkı tuttuk.

- Çok güzel söylemedik mi sevgilim?

Dedi Sarp bana doğru gülümseyerek.

- Teşekkür ederim Sarp.

Dedim ona bakarak. Bence sevdiklerimizin kıymetini bilmemiz gerek ne de olsa ne demişler;

"Bugün var, yarın yok!"

'47. Bölüm Sonu'
~Devam Edecek~

Yeni Bölümde Görüşmek Üzere 🪄🤍

Continue Reading

You'll Also Like

439K 18.9K 42
Bilinmeyenler bilinmek için vardır. Haydi sende gel, eğlenelim, öğrenelim!
39.7K 673 200
Kız Karakter Önerileri 3/5 Kitaplarınızda kadın karakterleriniz için kullanabileceğiniz kişileri paylaşıyorum. En tanınandan en tanınmayana kadar her...
ELIYS (+18) By Duru

Mystery / Thriller

152K 9.1K 52
Asırların içerisinde daha kaç kez öldürecekti kendisini? Kaç yüzyıl daha acı çekecekti? Bir yandan ölesiye nefret ettiği, öte yandan da, yüzyıllarca...
55.5K 5.1K 53
"Neden her şey tam normale döndü....artık tamamen mutlu olacağız dediğim zaman yine bir şey ortaya çıkıyordu?? Belki de bu benim lanetimdi! Hatta var...