ANONİMKE: TEK MESAJLA | Texti...

Door athenaguzeli

11.4K 962 546

Okulundaki basketbol takımına menejer olarak seçilen Biray, zaten normal bir hayatı yokken daha da garip bir... Meer

[1]
[2]
[3]
[4]
[5]
[6]
[7]
[8]
[9]
[10]
[11]
[12]
[13]
[14]
[15]
[16]
[17]
[18]
[19]
[20]
[21]
[22]
[23]
[24] İnstagram Bölümü
[25]
[26] {Lotus Çiçeği}
[27]
[28]
[29]
[30]
[31]
[32]
[33]
[34]
[35]
[36]
[37]
[38]
[39] ~Her şeyin başlangıcı~
[40]
[41]
[43]
[44]
[45] Final
[Özel Bölüm: 1]
Duyuru
[1K Özel Bölüm: 2]
Duyuru 2

[42]

119 15 2
Door athenaguzeli

Bazen hayatta çukurlara batarız. Ne kadar yardım istesekte duyan olmaz. Bizim lâl olduğumuzdan değil, biz lâl değiliz. İnsanlar bize lâl olurlar. İşte bu lâl olmaktanda kötüdür.

Bana 15 yıl lâl oldu babam. Ağlayışlarımı duydu, yakarışlarımı ve bağırışlarımı da. Ama duymuyormuş gibi yaptı. Önemsemedi.

Bana lâl oldu babam. Daha küçücük yaşımdayken lâl oldu bana. Neden? Neden bana lâl oldu babam ve diğer insanlar.

Çoğu kişi duydu beni, duydular ama önemsemediler. Neden peki? Bir kız babasından şiddet görürken niye o kıza lâl oldular? Niye o kızın yarasına bastılar? Neden? Neden? İnsanlar acımasız. Babam acımasız. Çoğu kişi acımasızdı.

Sevdiklerim için yaşıyordum ben, onlar için yaşıyordum. Ama zordu. Çok zordu. O kadar yaşanmışlıklar varken gülmek zordu.
Hep güler, önemsemizdim. Ama içimde fırtınalar kopardı. O fırtınaları kimse görmemişti şu zamana kadar.

Ama o görmüştü. Uras görmüştü...
Beni birçok insanın ve birçok kızın içinde görmüş ve aşık olmuştu. Yaralarıma, geçmişime rağmen sevmişti beni, bende onu. Biz ne kadar yara alsak da sevmiştik birbirimizi. İnsanların dediklerine bakmamış ve birlikte olmuştuk. Ölene kadar olucaktık da.

Sonsuza kadar sözü bana saçma geliyor. Ne yaşayacığımı, neler olucağını bilmeden konuşup, 'sonsuza kadar seninleyim' ya da 'sonsuza kadar birlikteyiz' laflarını kullanıyorlardı. Ama gelecekte ne olucaklarını bilmiyordu. Her an her şey olabilirdi. Her an bir insan kaybedebilir ya da kendimizi kaybedebilirdik. İşte bunun düşüncesi bile ağırdı. O kadar ağırdı ki yaşarsak enkazda kalırdık.

Ben kalmıştım. Ben bir enkaz değil bin enkazın altında kalmıştım. Bir insanın annesini kaybetmesi ölümden bile acı derlerdi inanmazdım ama şimdi inanıyorum. Çünkü yaşadım, hissediyorum da o acıyı.

Bazen keşke ölsem diyorum. Keşke ölsem de annemin acısını yaşamasam. Ya da keşke gelse diyorum. Keşke gelse de bu acıyı yaşamasam. Sonra aklıma annemin o üzgün yüzünü görüyorum, bencilim ben bencil diyorum kendimce ve diyorum ki 'iyiki, iyiki yaşananlar yaşanmış. İyiki annem kurtulmuş babamdan, bu acıdan.'

Şimdi ne mi yapıyorduk? Herkes sessizdi. Hepimiz sessizliğimizi paylaşıyorduk ama huzur veriyorduk birbirimize. Uras bir yandan benim elimi okşuyor bir yandan arabayı sürüyordu.

Nereye mi gidiyorduk?

Babamın yanına. Cezaevine.

Onla konuşmamız gereken konular vardı.
Hakan gerçekten kimdi mesela? Bize kolaylık sağlayıp anlatacak mıydı yoksa kardeşini koruyup susacak mıydı? Daha ikizler mi bilmiyorduk. Baba demeye utandığım adamdan saç teli alıcaktık. Bu sayede DNA testi yapabilirdik. Ve bizim bilinmeyen kişiye güvenip güvenemiyeceğimiz ortaya çıkacaktı.

Araba yavaşladı ve en sonda durdu. Bende düşüncelerimden sıyrıldım ve camdan başımı kaldırdım. Arabadan indik.
Derin bir nefes aldım ve bizimkilere baktım. Onlar zaten bana bakıyorlardı. Bu durumda ne tepki vereceğimi merak ediyorlardı.

Bir tepki vermedim. Vermemeliydi. Sakin kalmalıydım.

İçeri adımımı attım. Arkamdan geldiler. Görevlilerle Uras konuştuktan sonra bizi  odaya aldılar. Karşımızdaki cama bakarak beklemeye başladık.

"Sakin ol Biray. Bir şey olursa bize söyle kardeşim."dedi Anıl kolunu omzuma atarak.

Başımı salladım. Tek bunu yapabildim.

Neler olucağını bilmiyordum ama korkuyordum.

Çocukluğumun kabusu olan adam birazdan karşımda olucaktı ve ben korkuyordum. Tekrar aynı şeyleri yaşamaktan korkuyordum.

Ondan korkuyordum.

Anneme yaptıklarından korkuyordum.

Sevdiklerime zarar vermesinden korkuyordum.

Ama sakin kalmaya ve dimdik durmaya çalışıyordum. Derin nefesler alıyor ve içimden kendime bazı şeyleri hatırlatıyordum.

Korku doğal bir şey, herkes korkar.
Korku doğal bir şey, herkes korkar.
Korku doğal bir şey, herkes korkar.
Korku doğal bir şey, herkes korkar...

Uras gözlerimin içine baktı. Ve ne olduğunu gördü. Gözlerimden gördü. Gözlerimi okudu.

Yanıma geldi ve derince sarıldı. Kollarımı karnına doladım hemen. Burnunu saçlarıma sürttü ve birkaç kez saçlarımdan öptü.

"Korkma ben yanındayım hiçbir şey olmayacak. Korkma biz yanındayız hiçbirimize özellikle de sana zarar gelmeyecek." Kafamı salladım.

Ağlamıyordum ama ağlıyormuş gibi havam vardı.

Karşı tarafın kapısı açıldı. Uras benden ayrıldı ve camın önüne geçti.

Şeytan gibi olan adam buradaydı ve bana hüzünle bakıyordu. Geçmişim gözümün önünden geçti, bana ve anneme yaptıklarını hatırladım. Ondan yine nefret ettim. Bu sefer her şeyin geçmesine ve mutlu olmama rağmen beni üzen ve korkutan adamdan, babam demeye utandığım adamdan ikinci kez nefret ettim. Ondan nefret ediyordum hemde çok.

Ama bir şey vardı. Sanki o nefret ettiğim adam değildi. Sanki o başka birisiydi.

"Evet. Neden geldiniz?"dedi soğuk ve üzgün sesiyle karşımdaki iblis.

"Bir ikizin varmış, doğru mu?"dedi Eymen. O da kötü etkilenmişti bu olanlardan. Kardeşi saydığı iki insanın enkazına tanıklık olmuştu sonuçta.

Ama o enkaz göründüğünden kötüydü. Enkazlar çok kötüydü.

"Doğru." Fırat'ın sesiyle herkes kaskatı kesildi. Doğru muydu? Cidden mi?

"Sana hemen inanamayız. Bize saç telini ver."dedi Bora. Haklıydı. Bu kadar iblislik yapmış bir insansan, katil bir insandan dediğine inanmasını beklememeliydi. Ben inanmıyordum ama içimdeki ses inanmamı söylüyordu. İlk kez baban yalan söylemiyor diyordu. İçimdeki ses doğru mu diyordu?

"Bana inanmayacağınızı biliyorum. Bu yüzden DNA testim var. Annem yaptırmıştı. Ondan alabilirsiniz." Babaannem. O da bu işin içindeydi.

"Annemi kim öldürdü?"dedi Uras.

"İkizim. Hakan Karaca. Senin üvey baban. Gerçek baban Kemal Saraca." Bu dedikleri doğru muydu? Bizim paitball hocamız Uras'ın babası mıydı? Bu imkansız değil mi?

"Yalan söylüyorsun. Yalan."dedi Uras ve cama vurdu. Hemen odaya polisler geldi ve Uras'ı tutarak odadan çıkardı. Bizden onun peşinden çıkıyorduk ki Fırat bana seslendi.

"Kızım..."

Her zaman bana bunu demesini, bana böyle içten seslenmesini istemiştim ama olmamıştım. O bana hep lâl olmuştu. Şimdi beni niye duyuyordu? Niye bana şimdi böyle sesleniyordu? Niye bana kızım diyordu?

Ona doğru döndüm.

"Her şeyi öğrenmek istiyorsan onu bul. Kemal Saraca'yı bul. Belki de o sizi bulur. Belki de çoktan buldu. Babaannende DNA testi var. Onu alın. Ama ondan isteme. Sana vermez ve DNA testini yok eder. Gizlice al. DNA testini Eymenlerin evinde saklıyor. Oyun odasındaki kasada. Şifresi Hakan'ın doğum tarihi. Kemal her şeyi biliyor. Sana her şeyi anlatsın ve beni çıkar burada. Ben masumum. Ben Fırat'ım ve senin babanımda. Ama sana zarar veren baban değilim. Sana şu an tek şunu söyleyebilirim ki ben sana şiddet uygulayıp hayatını mahveden adam değilim. O kişi Hakan."dedi. Başım döndü, midem bulandı. Ne dedi o? O benim hayatımı mahveden adam değil miydi? Peki kimdi? Ona inanmalı mıydım? Bilmiyorum. Ama cidden sanki o, o adam değil gibi. Bakışları bile farklı. Bana şevkat ve özlemle bakıyordu. Son kez konuştu.

"Papay."dedi ve gittim. Anılarım gözümün önünden geçti.

Biray'ın Anıları / Yazarın Yani Benim Ağzından...

"Papay!" diye bağırdı küçük kız. Babası hemen yanına koştu.

"Babam ne oldu?"dedi Fırat bey dizi kanayan küçük kızına. 1 yaşına daha yeni girmişti ve bir şey olmasından korkuyordu. Anormal bir şekile baba diyebiliyordu bu da babasını mutlu ediyordu. Annesi ölmüştü küçük kızın. Babasıyla kalıyordu.

Kız ağlamaya devam etti. Babası Fırat onu böyle görmeye dayanamadı ve kucağın aldı. Eve götürdü ve yarasını temizledi. Kızının aldığı yaralar onu da acıtıyordu. Çok güzel bir babaydı o.
Annesi ve ikizi onun peşindeydi. Küçük kardeşine ise kimse bir şey söylemiyordu.

Ailede olan olaylar ondan sakanıyordu ama iyi kalpli Fırat'ın ikizi Hakan çok kötüydü. Ne Fırat'ı ne Fırat'ın kızını ne eşi Lale'yi seviyordu. Annesi de Fırat'ı sevmiyordu. Bu yüzden plan yaptılar.

Fırat'ın yemeğine gizlice uyku ilacı katacaklardı ve bebek uyuyunca güzel bebeği yani Biray'ı kaçıracaklardı. Ve planları oldu. Fırat Bey kızını öpüp kızı uyuttuktan sonra uyumuş ve ilaçtan dolayı uzun bir uykuya dalmıştı. Bu sayede Hakan ve annesi kızı kolayca kaçırmışlardı.

Hakan kızı eve aldı. Kızdan nefret ediyordu. Kardeşi ondan hep üstün olduğundan nefret ederken kızdan ise Fırat'ın yani ikizinin kızı olduğundan nefret ediyordu.

Hakan ve Fırat'ın kişilikleri bambaşkaydı ama görünüşleri neredeyse aynıydı...

Lale Hanım o gün doğum yapmış ve bebeğini kaybetmişti. Ama bunu Lale bilmiyordu. Tek Hakan ve annesi biliyordu. Ölen kızın yerine masum Biray'ı koydular ve kızın hayatını kararttılar.

Fırat bey uyanınca çıldırdı. Biricik kızı yoktu. Her yıl onu aradı... Her gün... Ama çabaları nafile.

Bir gün kızını buldu. Evet buldu. Tam eve girip kızını kurtaracakken garip bir şey oldu. Polisler onu aldılar. Evet polisler onu alıp Lale isimli kadını öldürmekten ve Biray isimli kızına şiddet uygulamakta tutukladılar. Fırat yapmadım, etmedim dedi ama dinlemediler. Fırat olayları hapihanede idrak etti. Bu ona oynanmış bir oyundu.

Her şeyi ikizi yapmıştı.

Fırat Sancak ismiyle Lale ile birlikte olmuş, Hakan Karaca ismiyle de Ela ile birlikte olmuş ve hem kadınları hem de Uras ve Biray'ın hayatını altüst etmişti.

Fırat ise kendini aklayamamış, tanımadığı bir kadını öldürmekten ve canından çok sevdiği kızına şiddet uygulamaktan mühebbet hapis yemişti.

Şimdi ise kızını tekrar görmüş ama bu sefer bebekkenki gibi ona sevgiyle bakmak yerine nefretle bakmıştı kızı. Bu onun canını çok acıtmıştı ama şimdi mutluydu. Çünkü kızı her şeyi hatırlamıştı, onu hatırlamıştı.

Biray'ın Ağzından

Babamı, çok sevdiğim babamı yani Fırat'ımı hatırlamış ve yaşadığım şokla bayılmıştım..

~Bölüm nasıldı?

~Şoka uğradığınızı biliyorum teşekküre gerek yok.

~Evet Fırat masum.

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.

Diğer bölümde görüşmek üzere

Ga verder met lezen

Dit interesseert je vast

237 55 26
Savaşmak kanımıza işlemiş bir ilkeydi bizim için onlar ise kan sömürücülerdi.Oysa ki Vampirler bizlerim soyunu tüketmiş miydi cidden? HAYIR!ÇÜNKÜ 3...
48.9K 2.7K 42
Göksu: Siz galiba yanlış numaraya yazdınız?(12.07) 05*********: Niye yanlış numaraya yazdığımı düşündün ki? Göksu: Çünkü bu dünyada sevilebilecek en...
2.4K 224 44
Eğlencesine yazıyorum _ Sudenazkaplan: Lan sen o düğünde gördüğüm Sudenazkaplan: Yakışıklı garson olan çocuk musun? 27.08.2023
25.5M 908K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...