BERZAN GÜMÜŞ

נכתב על ידי yasemin_bella

6.2M 272K 45.8K

Kuma ve kadına şiddet aşağılama yoktur. "Sana bir seçenek sunmuyorum Gümüş sen benimsin bana aitsin ne kadar... עוד

1.bölüm
2.bölüm
3.bölüm
4.bölüm
5.bölüm
6.bölüm
7.bölüm
8.bölüm
9.bölüm
10.bölüm
11.bölüm
12.bölüm
13.bölüm
14.bölüm
15.bölüm
16.bölüm
17.bölüm
18.bölüm
19.bölüm
20.bölüm
21.bölüm
22.bölüm
23.bölüm
24.bölüm
25.bölüm
26.bölüm
27.bölüm
28.bölüm
29.bölüm
30.bölüm
31.bölüm
32.bölüm
33.bölüm
34.bölüm
35.bölüm
36.bölüm
37.bölüm
39.bölüm
40.bölüm
41.bölüm
42.bölüm
43.bölüm
44.bölüm
45.bölüm veda
Özel bölüm

38.bölüm

89.8K 5.4K 1.5K
נכתב על ידי yasemin_bella

Bölüm şarkısı
Fatma Aydoğan - hasretinle yandı gönlüm
Özcan Deniz- nasip değilmiş

yasemin_bella beni takip ederek destek olabilirsiniz

Instagram hesabı
Yasemin_bellaa
Tiktok hesabı
Yasemin_bellaa

Bir önceki bölüm Gümüş neden arabadan indi diyenler olmuş orada amacı Berzan gelene kadar kızları korumaktı çünkü adam zaten onu istiyordu

Yazardan
__________________________________

Zaman mıydı kaybeden, yoksa insan mıydı kaybetmeye mahkum olan.

Zaman neden acımazdı insana neden unutmasına izin verirdi.

Neden unuturdu insan yada neden unutamazdı.

Gümüş dudağından akan kanla camdan giden yolu izliyordu.

Yine ona hiç sorulmadan hayatına karar verilmişti.

Yorgundu artık, dargındı herkese her şeye.

Bütün gücü sökülüp alınmıştı sanki içinden.

" Tamam, dediğim gibi onlar bizi Fransa da sanacaklar.

O adam kardeşimden uzak duracak, benim kardeşim okuyacak." Resul hala sinirliydi.

Gümüş acıyan dudağına rağmen alayla gülümsedi.

" Sen Berzanı kendin gibi eksik akıllı sanıyorsun galiba Resul ağa." Gümüş dışarda ki gözlerini Resule çevirdi.

" O nasıl laf ben senin abinim benim sözümü dinleyeceksin." Resul hiddetle bağırdı.

" Sen benim hiç bir şeyim değilsin, ölsen mezarına dahi gelmeyeceğim.

Sen karın için bizi, aileni ateşe attın, hepimize o kadın için sırt döndün şimdi seni boynuzladı diye iyi rollerine bürünme.

Bak yüzüme dudağımdan akan kana hepsi senin yüzünden keşke ölseydin orada." Gümüş kollarını göğsünde birleştirdi.

Cama biraz daha kayarak başını yasladı.

Onu bu dünyada yalnız bırakmayan tek kişi Berzandı.

Biliyordu ki gelecekti onu yalnız bir çare bırakmayacaktı.

Gümüş kasıklarına giren ağrıyla dişlerini sıktı.

İki saattir yoldalardı ve sancısı vardı çok ağır.

Kimseye belli etmesede canı yanıyordu.

Birazda ağır geliyordu yaşadıkları.

Aynı acıların benzerlerini yaşamak zor geliyordu.

Resul sinirle soluyup cama çevirdi başını.

Bir yerde haklı olduğunu düşünüyordu.

Çünkü zihninde ki o ses ona doğru olanı yaptığını söylüyordu.

Gümüş yavaşça gözlerini kapattı, o an gözlerini açıp Berzanın yanında uyanmak istiyordu sadece.

Kasıklarında ki ağrı o kadar şiddetliydi ki yürüyecek kıpırdayacak hâli yoktu.

" Benim hastaneye gitmem lazım." Gümüş zar zor mırıldandı.

" Sen beni salak mı sanıyorsun, hastaneye gitmem lazım diyip kaçacaksın.

Önce eve gidelim çok lazım olursa çağırırım doktor." Resul Gümüşün oyun yaptığını sanıyordu.

Resul planını çok ayrıntılı kurmuştu, Fransaya giden özel jetteki kişilerin resimleri onlara aitti.

Berzan o resimlere bakarak önce Fransaya sonrada Gümüş sandığı kişi hangi ülkeye giderse onun peşinden gidecekti.

Resulün düşünceleriyle dudağının kenarı kıvrıldı.

Kız kardeşi onunla kalacaktı artık, ondan aldığı her şeyi geriye verecekti.

Daha fazlasını alacağını bilmeden hemde.

Gümüşün ağrısı git gide şiddetli bir hâl alıyordu.

Ama Resul bunun bir numara olduğunu ve Gümüşün yalan söylediğini sanıyordu.

Gümüşün dudağının kenarında ki kan kurumuştu.

Bu ilk ihanete uğraması değildi abisi tarafından.

Daha önce de kan kusturmuştu ona, o evde Beyzayla o mutlu mesut yaşarken hemde.

Geçmişin acısı içini yakarken ne acıyan yanağı ne de kasıklarına saplanan acılar umurundaydı.

Dolan gözlerinin taşmasına müsaade etmedi.

Şimdi değildi zamanı değildi Gümüş için.

Önce Berzan gelecekti sonra Gümüş onun göğsünde içi çıkana kadar ağlayacaktı.

Arabada geçen saatler sonra büyük bir evin bahçe kapısından içeriye girdiler.

Gümüş acıyla güldü, onun acısını bir tek Berzan farkediyordu.

" Umarım çok acı çekmişsindir Resul ağa, umarım Beyza seni sizin yatağınız da aldatmıştır.

Yıllar önce onun yüzünden mahvederken beni yıllar sonra yine onun yüzünden mahvediyorsun.

Bu arada sana daha can yakıcı bir şey diyeyim mi abi, kimsenin dile getirmediği Hamit abimin odasına kahve götürürken masanın üzerinde ki hastane raporların da yazan bir şeyi." Gümüş nefretle abisine baktı.

Resul derin bir nefes alıp Gümüşün gözlerine baktı, Resul bunları hak etmiyordu.

O kardeşine kurduğu hayalleri yaşaması için bir şans veriyordu.

Ona göre Gümüşün yaptığı nankörlükten başka bir şey değildi.

Gümüş kasıklarına saplanan acıyla derin derin nefes aldı.

Abisinin yakasını tutup kendine çekti.

" Karın iki kere çocuk aldırmış, sen belki yeni sanıyorsun ama karın sizin yatağınız da seni defalarca aldatmış.

O adamdan tam iki kere çocuk aldırmış, biliyor musun sana az bile yapmış." Gümüş elini çekip geriye yaslandı.

O kağıtlarda görmüştü her şeyi, o zamanlar abisine üzülmüştü birde.

Şimdi ona acımak aklının ucundan bile geçmiyordu.

Ne abisinin akıl sağlığı umurundaydı ne başka bir şey.

Resul arabadan inip sertçe kapıyı çarptı.

Evin kapısından içeriye girdi hırsla, orta sehpada bulunan vazoyu alarak duvara fırlattı.

" Beyza sadece bir hata yaptı, o beni seviyordu." Bu sefer köşedeki büfede bulunan bibloları fırlattı.

Sinirle arkasını dönünce koltukta oturan adamı gördü.


Adımları mıh gibi yere çakılmış kalmıştı.

Koltukta oturan adam aşiretler ağasından başkası değildi.

Resul ne olduğunu anlamadan dizinin arkasına yediği tekmeyle dizlerinin üzerine çöktü.

" Senin ecdadını sikeceğim, o kazada ölmediğin için pişman edeceğim seni.

Karımı benden almaya kalkan, ona dokunan ellerini tek tek kıracağım şimdi karın nerde." Berzan ayağa kalkarak yerdeki Resulün elinin üzerine bastı.

Resulün inlemesi duyulurken Berzan kanında dolaşan öfkeyi kontrol edemiyordu.

Çok kısa bir an Gümüşü tamamen kaybettiğini sanmıştı.

Onu bir daha göremeyeceğini ondan yıllarca uzak kalacağını.

Ama hemen kendine gelmiş herkesi seferber ederek bulmuştu onu.

İlk etapta gelen bilgiler jetin Fransa'ya gittigiydi ama Berzan buna inanmak istemedi.

Çünkü bu kadar kolay olacağını sanmıyordu hemde hiç.

Baş komiser olan tanıdığınıda işin içine sokunca şehrin çıkışlarına bakıldı.

Berzanın holdingin de siber saldırılara önleyen ekibide işin içine girince kısa sürede Resulün arabayla Urfa'yı terk ettiğini öğrenmişti.

Daha derin araştırma sonucunda İstanbul'da bulunan bu eve geleceklerini öğrenmiş onlardan sadece on dakika önce girmişti evden içeriye.

Önlerini kesememişti çünkü hangi yoldan geçeceklerini bilmiyordu.

Bekir arabayı o kadar hızlı kullanmıştı ki nereden bakılsa kırk bini geçkin ceza yemişti.

" Berzan." Gümüşün soluk sesi doldu kulaklarına, öyle yorgun öyle acı dolu çıkmıştı ki inanamadı Berzan.

Yirmi dört saat bile dolmadan onu bulmuştu.

Çakır gözleri Gümüşün kızaran gözlerini buldu.

Ona doğru yürürken gözleri dudağının kenarında ki kurumuş kana takıldı.

İçi acıyla kasıldı, onu öpmeye doyamazdı kıyamazdı.

Berzanın çakır gözleri anlık olarak yere kaydığında Gümüşün bacaklarından sızan kanı gördü.

Sadece on saniyede olan şeylerdi bunlar.

Gümüşün gözünden süzülen yaşlar yere damlıyordu.

Yanında tutunup destek aldığı adamın kafasına arkasından Berzanın adamı silah dayamıştı.

Berzan hızla gelip Gümüşü kucağına aldı.

" O şerefsizi kaldır Bekir, onunla sonra hesaplaşacağız." Berzan dudaklarını Gümüşün boynuna bastırdı.

" Geldin." Gümüş git gide kararan gözleriyle baş etmeye çalışıyordu.

" Ben sana gelirim yavrum bir sana gelirim." Berzan kapıdan çıkarken gözü hemen önünde ki arabaya takıldı.

Ön koltuğu açıp Gümüşü oturttu oraya, kendi de hemen dolanıp şoför koltuğuna geçti.

Berzan arkaya doğru dönüp kısa bir süre baktığında kan olan koltuğu gördü.

Gümüşün gözleri kapanmak için direniyordu sanki.

Berzan sakin olmak ve Gümüşü korkutmamak için derin bir çabaya girdi.

Arabayı çalıştırıp hızla ana yola çıktı, jantların seni duyulmuştu.

Gümüş Berzana bakarak hafifçe ona çevirdi başını, gözünden akan yaş dudaklarında kayıp aşağıya düştü.

" Onu kaybettik." Seni kısık omzunda binlerce yük var gibiydi.

Berzanın çakır gözleri doldu acıyla, o hiç bilmediğini kaybetmişti.

O canından can olanı kaybetmişti bir gece vakti...

*

Bebek ana rahmine düştüğünde kadın ana olmuştur.

Belki bu yüzdendir evladına olan bağlılığı.

Kendi canından can kattığı içindir sevgisi.

Kendi canından doyurduğu içindir yemeyip yedirmesi.

Gümüş boğazında ki kurulukla gözlerini acmaya çalıştı.

İlk hissettiği saç diplerinde keskin bir acıydı.

Sonra kasıklarında bulunan acı belli etti kendini, dudağının kenarı sızladı.

En sonunda kalbinde ki kavuran acıyı hissetti.

Elinin tutan büyük avuçları, tenine şifa olan adamı hissetti.

Kapalı gözlerinden bir yaş aktı, o bunu hak etmemişti.

Hiç uyanmak istemiyordu uyanmazsa acımazdı içi.

Kirpik diplerinden öptü bir adam, dudağında ki yaradan öptü.

" Yavrum aç gözünü." Berzan yıkılmıştı.

Oysa hiç yıkılmaz duruyordu, hayat yıkılsa üzerine ayakta kalır gibi duruyordu.

Ama Berzan Demirhan yıkılmış acının altında kalmıştı.

Gümüş dolu gözlerini açınca çakır hareler doldu gözlerine.

Berzanın gözleri acının bir yansıması olmuştu artık.

" Geçecek." Berzan eğilip Gümüşün alnını öptü.

" Yemin ederim geçecek." Tekrar öptüğünde gözünden akan yaş Gümüşün saçlarına karıştı.

" Geçmeyecek." Gümüş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu artık.

Yan dönerek cenin pozisyonunda ağlamaya devam etti.

Berzan Gümüşün yanına yattı usulca, kollarını sarıp ensesini öptü.

İki yaralı ruh birbirine şifa olmaya çalıştı.

Gümüşün göz yaşları yastığını ıslatırken Berzanın göz yaşları Gümüşün saçlarına karıştı. Gümüşün saç dipleri sızlıyordu hala.

Gümüş verilen ilaçlar sebebiyle kısa sürede uykuya dalmıştı.

Berzan kollarında küçücük kalan kadın yerine de ağladı.

Öğlen güneşinde anca açmıştı gözlerini Gümüş.

Berzan yanında bulunan koltuğa oturmuş ona bakıyordu.

" İyi misin yavrum." Berzan Gümüşün avuç içine bir öpücük bıraktı.

" Su." Gümüş zar zor bulduğu sesiyle mırıldandı.

Berzan kafasını sallayarak hemen kenarda bulunan şişeden bir bardak su doldurdu.

Gümüşün beline kolunu sarıp yatakta oturur hale getirdi.

Nazikçe suyu içirmeye başladı, Gümüş ne zamandır susuzdu.

Bitirince Berzan Gümüşü yatağına yatırdı tekrar.

Dudağının kenarında ki yaradan öptü uzun uzun.

" Eve gidelim artık." Gümüş eve dönmek istiyordu.

Hiç sormadı, çünkü biliyordu canından canının gittiğini.

" Tamam yavrum doktor gelsin son kez baksın gideceğiz." Berzan eğilip Gümüşün boynunu öptü.

Az sonra çalan kapıdan kahverengi saçlı orta yaşlı bir kadın doktor girdi. Berzan Gümüşü yatakta oturur hale getirmişti.

" Merhaba Gümüş hanım nasılsınız." Doktor son derece güler yüzlüydü.

" İyiyim, ne zaman çıkabilirim." Gümüş eliyle gözünü sildi.

" Bu gün çıkış işlemlerini yapabilirsiniz, çok kan kaybettiniz kendinize dikkat etmeniz gerekiyor.

Düşük yaptıktan bir ay sonra ilişkiye girmeye başlayabilirsiniz, bu arada yaşınız henüz çok genç hiç bir sorun da yok isterseniz çok kısa sürede hamile kalabilirsiniz.

Şiddetli darbeye bağlı kanama yüzünden fetüsü kaybettik, sırtınızda ki morluklar için krem yazdım ayrıca kullanmanız gereken ilaçları da eşinize söyledim.

İyi olun Gümüş hanım sağlıklı bir kadınsınız yine bebeğiniz olacaktır." Doktor son kez gülümseyip odadan çıktı.

Gümüş zorlukla yutkundu, içinden bağıra bağıra ağlamak geliyordu.

" Özür dilerim." Sessizce mırıldandı başını eğerek.

Berzan Gümüşün yanına oturup çenesini tutup başını kaldırdı.

" Niye özür diliyorsun yavrum." Berzanın boğazından geçmeyen bir şeyler vardı.

" Abim yüzünden bebeğimiz öldü." Gercekler Gümüşün yüzüne sertçe çarptı.

" O senin hiç bir şeyin değil, nasıl değilmiş yavrum elden ne gelir.

Hadi sen yat, ben işlemleri halledip geleyim." Berzan Gümüşün alnını öptü.

Dağ gibi dikildi ayağa Berzan Demirhan.

Gümüş yatağına yatınca üzerine pikeyi çekti yavaşça.

Berzan gülümseyip odadan çıktı, Bekire bir oda ayırtmıştı hastanede ne kadar kalacakları belli değil diye.

Odaya gelince Bekiri önünde ki sehpada bulunan karton bardaktaki çaya dalgınca bakarken buldu.

" Bekir." Sert sesi bütün odada yankılanmıştı.

" Buyur abi, Gümüş hanım yenge nasıl." Bekir kızarmış gözleriyle abisi bildiği adama baktı.

" İyi olacak, çıkış işlemlerini yap bir an önce çıkalım buradan." Berzan Demirhan dik duruyordu.

Bekir abisine bakıp arkasını döndü, kapıdan çıkmadan geriye dönüp sarıldı.

" Başın sağolsun abi." Bekir dolu gözlerini sildi usulca.

" Dostlar sağolsun." Berzan Demirhan güçlü bir adamdı.

Bekir son kez sarılıp kapıyı açık bırakarak alelacele odadan çıktı.

Berzan kapıyı kapatıp öylece durdu, eli kapının kulpunda kalakaldı.

Sırtını kapıya yaslayarak yavaşça yere çöktü.

Elini ağzına bastırıp sessizce ağlamaya başladı.

Berzan Demirhan tam o anda yıkılıp kalmıştı.

Ama kalkardı ayağa karısı vardı canından can vardı.

Gözünden akan yaşlar sakallarının ıslattı.

O kadar kısa zamanda bulmasına rağmen geç kalmıştı sevdiği kadına.

Bir daha kalbi atmayacak bebeğine...

Berzan yavaşça ayağa kalkıp odada bulunan banyoya geçti.

Aynaya bakmadan yüzünü yıkayıp kuruladı.

Ellerini tezgaha yaslayıp aynadan kendine baktı.

" Sen yıkılırsan Gümüş perişan olur, nasip değilmiş." Sonunu sadece kendi duymuştu.

Odadan çıkarak Gümüşün yattığı odaya geldi.

Derin bir nefes alıp içeriye geçti, karısının dolu gözlerini gördü tekrar.

" Bir şey ister misin yavrum." Gümüşün başına gelip yanağını okşadı nazikçe.

" Banyo yapmam lazım hemşireye haber verir misin." Gümüşün ruhu gitmişti sanki bedeninden.

" Tamam yavrum ben hallederim." Berzan Gümüşün üzerinde ki pikeyi çekti.

Gümüşü kucağına alıp odada ki banyoya getirdi.

Yavaşça duşa kabinin içinde bulunan tabureye oturttu.

Gereken her şeyi Bekir giderek almıştı.

Gümüşün üzerinde bulunan hastane elbisesini çıkarttı.

Suyu ayarlayıp ılık hale getirdi, Gümüşün bedenini yavaşça ıslattı.

Gümüş gözlerini kapatıp suya karışan göz yaşları bıraktı.

Berzan eline aldığı lifle Gümüşün kan olan bacaklarını yıkadı.

Sonra ıslanan saçlarına şampuan sürüp nazikçe masaj yaptı.

Kimse konuşmadı oysa sustukları oldukça gürültülüydü.

Berzan kenardaki büyük havluya Gümüşü sarıp odaya döndü, kapıyı kilitledi.

Gümüş üzerinde büyük bir havluyla klozetin üzerinde oturuyordu.

Berzan Bekirin aldığı eşofman takımını ve iç çamaşırını çıkardı.

Bekir bunları orada bir hemşireye rica etmişti, ihtiyaçı olabilecek şeylerin hepsini yazmıştı.

Bekir de mağazaya girerek orada çalışan tezgahtar kıza vermiş öyle almıştı hepsini.

Berzan tekrar banyoya girince Gümüşü kenarda ki suya bakarken gördü.

" Yavrum hadi seni giydirelim de üşütme." İki adımda gelip Gümüşü kucağına aldı.

Yatağa oturtup üzerinde ki havluyu çıkarttı.

Gümüşün sırtında ki morlukları görünce canını aldılar sandı.

Baş komiser arkadaşı bir kamera kaydı atmıştı orada görmüştü.

Onun kıyamadığını duvara çarpmıştı Resul.

Saçlarını yolmuştu, bu Berzan için en ağır imtihanlardan biriydi.

Sırtına krem sürüp omzunu öptü, saçlarını öptü karısının.

" Mis gibi kokarmış benim karım." Tekrar tekrar öptü.

Gümüşün yüzünde buruk bir tebessüm olmuştu.

Berzan yine bilirmiş gibi yaralarından öpüyordu onu.

Üzerini giyinip yola çıktıklarında saat gece yarısını geçmişti.

Üç gün önce geldikleri bu şehirde kendi kanlarından olanı kaybedip dönüyorlardı.

Gümüş başını Berzanın omzuna yaslamış uyuyordu.

Araç kısa zamanda hava alanına gelmiş, çoktan uçakla Urfa'ya doğru yola çıkmışlardı.

Berzan Gümüşe zar zor iki lokma yemek yedirmişti.

İki saatin sonunda ait oldukları topraklara gelmişlerdi.

Gümüş hala uyuyordu, Berzan bunun hem kan kaybından hem de ilaçların etkisinden olduğunu biliyordu.

Karısını kucağına yaslayıp eliyle yüzünü sevmeye başladı.

Yüzünün her köşesine öpücükler bıraktı.

" Ben seni kızım gibi severim, bebeğim gibi korurum yavrum." Dudağının kenarında bulunan yarayı okşadı.

Hesaplar sorulmuştu elbette, hemde çok ağır bir şekilde.

Gümüşü odaya çıkarıp yatağına yatırınca kapıdan onlara bakanları gördü Berzan.

Serra Melek, Gülşah hanım ve Bahar hanımın gözleri kızarık yaşlıydı.

Berzan odadan çıkınca onlarda peşinden geldiler.

Hamit ve Harun köşedeki sedire çökmüş yere bakıyorlardı.

Hamitin de Harunun da elleri paramparça olmuştu.

Osman ağa duydukları yüzünden kalp krizi geçirip hastaneye yatmıştı.

Kızının o haline dayanamayıp fenalaşmıştı.

Herkes bir şekilde paramparça olmuştu.

" Oğlum Gümüş nasıl." Gülşah hanım titreyen sesiyle sordu.

" İyi olacak anne zaman lazım sadece." Berzan cebinden çıkardığı sigarasını yaktı.

" Enişte bir girseydim yanına." Serra zar zor ayakta duruyordu.

" Bırakalım uyusun Serra belki acısı azalır." Berzan tekrar bir nefes daha çekmişti içine.

Serra ve Melek o günden beri uyku nedir bilmiyordu.

Gülşah hanım ve Bahar hanım ellerinde kuranla dua ediyordu.

Elif hanım abisinin başında dururken bir yanı Gümüş için yanıyordu.

" Hadi yatın sizde Gümüş sizi böyle görmesin daha çok üzülür." Berzan sert sesiyle konuştu.

Herkes dağılırken odalarına Hamit ve Harun da sabah gelmek için eve gitmişlerdi.

İkisi de uyumayacaktı sadece duş alıp üstlerini değiştireceklerdi.

Berzan sabaha kadar o sedirde öylece oturdu.

Gümüşle uyurken yanlışlıkla canını yakar diye korkmuştu.

Bekir de abisiyle birlikte beklemede Berzan onu da göndermişti.

Berzan evin hizmetlileri kalkınca oturduğu yerden kalkarak odasına girdi.

Yatağın önünde gördüğü valizle kaşlarını çattı.

" Bu ne kurban olduğum." Berzan köşede ki koltukta bulunan Gümüşe baktı.

" Ben ayrılmak istiyorum...



Hellloooooo

Yorumlar buraya
Bölüm nasıldı

İstek sahneler

Her şey daha güzel olacak bebekler korkmayın















המשך קריאה

You'll Also Like

434K 18.4K 22
Elizabeth partide sıkıntıdan ölüyordu. Üstüne bir de aptal adam Philip onu taciz etmeye kalkınca işler çığırından çıktı. Luka ise en yakın arka...
3.8K 293 26
"Kabul mu ettin?" Arkamdan gelen sesi ile ilk irkildim sonra bıtkın bakışlarla ona döndüm. Kollarını gögüsünde toparlanmış ve kol kaslarını iyice ort...
20.7M 1.1M 53
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle...
907K 50.2K 39
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...