Benim Meleğim ( Melez)

Oleh kvsr_glc2416

155K 10.9K 3K

19 yaşına gelince yanlışlıkla farklı bir meleği seçersin. Ve sıradan olarak adlandırdığın hayatın hiç ummadı... Lebih Banyak

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9. Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14. Bölüm
15.Bölüm
16. Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21. Bölüm
22.Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31. Bölüm
32.Bölüm
33. Bölüm
34.Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45.Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49.Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm (Final)
Kedi Suratlı Adamlar
56. Bölüm ( Final pt.1)

23.Bölüm

2.8K 194 13
Oleh kvsr_glc2416

İyi okumalar. ❤️

(5 gün önce)

Arem Melodi'nin yanından ayrıldıktan sonra Wigen'nin dünya üzerinde kaldığı eve gitmişti. Daha doğrusu Wigen Arem'e oraya gitmesini kendisi söylemişti. Arem Wigen'in evine gittikten sonra kısa bir duş alıp kendisini koltuklardan birine atmıştı. Kafasını koltuğun başlığına yasladıktan sonra tek tük eşya bulunan evin beyaz tavanına bakmaya başlamıştı.

Ne kadar olduğunu fark etmediği bir süre sonra gözleri kendiliğinden kapanmış ve kapının kapanma sesi yüzünden tekrar açılmıştı. Kapıya bakmadan önce sağ tarafında kalan saate baktığında bir saate yakın uyukladığını fark etmişti. Kapıya baktığında Felix ve Wigen'i yan yana gördüğünde yüzünde büyük bir gülümseme ile kardeşi olarak gördüğü genç çocuğun yanına gitmiş ve sarılmıştı. Felix Arem'den ayrıldıktan sonra hafif sulanmış gözlerle ona bakıp
" Seni görmeyeli gerçekten çok olmuş. Şimdi daha iyi fark ettim." demişti. Arem küçük bir kıkırtıdan sonra Felix'in omzunu sıvazlamış ve " Sende baya büyümüşsün. Yedi yıl mı oldu? Saçların daha sarıydı sanki koyulaşmış." demişti.
Felix gözünde tutamadığı yaşın akmasına izin verirken kafa sallamış ve tekrar Arem'e sarılmıştı.

Bu kez ayrılan Arem olduğunda Felix göz yaşlarını silmiş ve " Eee ne yapmam gerekiyor?" demişti ani bir şekilde duygusallıktan çıkarken. Wigen onlara oturmaları için koltukları gösterdiğinde Arem az önce oturduğu koltuğa oturmuş ve Felix de tam yanındaki koltuğa yerleşmişti. Wigen Arem'in karşısında kalan koltuğa oturduğunda Arem Felix'e dönüp " Bak şimdi kızı geçici olarak koruyacaksın. Sana zorluk çıkaracak bir yapısı yok zaten seni benim gönderdiğimi söylemen yeterli. Sadece biraz garip birisi yanında durdukça anlarsın. Ona dikkat etmeni istiyorum askerler bir süre sizi izliyor olacak o yüzden benim hakkımda çok konuşmayın. " demişti uyarır bir tonda. Felix hepsini dinledikten sonra anladım dermiş gibi kafa sallamıştı

Felix kurallara göre biran önce görevinin başına geçmesi gerektiği için ordan ayrılmış ve Melodi'nin yanına doğru yola çıkmıştı. Arem ise büyük bir stres ile Melodi'nin nasıl bir tepki vereceğini beklemeye başlamıştı. Yaklaşık onbeş dakika sonra vücudunda hissettiği sinir dalgalarının Melodi'ye ait olduğunu fark ettiğinde evin içinde dönmeye başlamıştı. Wigen'e baktıktan sonra
" Melodi sinirlendi kabul etmediyse sorun çıkar mı? Onu bıraktığımda çok hassastı, o kafayla beni bile geri çevirebilecek kapasite var onda." demişti. Wigen oturduğu yerden ona bakarken sakin bir şekilde kafa sallamış ve " Bekle." demişti. Arem derin bir nefes alıp dönmeye devam ederken hissettiği sinir dalgaları azalmaya başladığında kendisi de rahatlamıştı.

Ama hemen ardından hissettiği üzüntü bulutları ile yorgun bir nefes verip ellerini saçlarına geçirmişti. Bir kaç hızlı adımdan sonra koltuğa oturmuş ve saçlarını karıştırmaya devam etmişti. Wigen ona bakıp tekrardan " Bekle." dediğinde Arem göz devirmiş ve bir dizi ile yerde hızlı bir ritim tutturmuştu. Bir kaç dakika sonra yine duygu değişimi yaşayıp nötrleştiğinde hızla Wigen'e bakmış ve " Hiçbir şey hissetmiyorum." demişti panikle. Wigen bir kaç saniye durmuş ve " Sakin ol. Melodi kabullenmiş olmalı. Aranızdaki bağ zayıfladı sadece." demişti.

Arem hızla yerinden kalktığında Wigen gözleri ile onu takip etmişti. Arem bir kaç tür evde döndükten sonra " Zayıfladı derken? Aramızdaki bağ yok mu oluyor." demişti endişesinin yanına sinir de eklenirken. Wigen onaylar biçimde kafa salladığında Arem hızla onun yanına gitmiş ve yakasından tuttuğu gibi yerinden kaldırmıştı. Wigen bir kaç saniye neye uğradığını şaşırsa da hızlı bir şekilde toparlanmıştı. Arem bir çok duyguyu barındıran gözler ile Wigen'e bakmış ve " Ne demek yok oluyor?" demişti yüksek sesle bağırarak. Wigen derin bir şekilde yutkunduktan sonra
" Melodi o kağıtlara imza attığı an sen görevden alındın. Yani aranızda sizi birbirinize bağlayan yasal olarak hiçbir şey kalmadı." demişti.

Arem Wigen'i bıraktıktan sonra histerik bir şekilde gülmüştü. Wigen üzerini düzelttikten sonra derin bir nefes almış ve " Yasal olarak aranızda bağ kalmadı. Fakat duygular hala eski gücünde. Ne kadar inkar etsen de onu seviyorsun tıpkı onun da seni sevdiği gibi. Hala onun duygularını hissedeceksin o da seninkileri hissedecek. Çünkü sizin aranızda çözümü olmayan bir bağ var. Tıpkı senin gibi ikiniz arasındaki duygularda kuralları umursamadan güçlenmeye devam ediyor." demişti.

Arem biraz daha sakinleşip ona bakmış ve " Yani aramızda hala bir bağ var." demişti. Wigen bir önceki gibi yine onayladığında Arem gülümsemiş ve
" Baştan söylesene şunu. Ne gerek var insanı germeye." demişti kanapeye keyifli bir şekilde otururken.

Günler geçtikçe ve Arem Melodi'den her ayrı kaldığı zaman dilimde daha da sinirli olmaya başlamıştı. Sürekli Wigen'in evinde oturmak ve heran yanında olduğu kızdan ayrı kalmak ona hiç iyi gelmemişti. Wigen kendi odasından çıktıktan sonra Arem'in yanına indiğinde küçük bir tebessümle
" Melek diyarının askerleri gitmek için hazırlanıyor. Akşam sende gidebilirsin." dediğinde Arem boş bakışlarla bir süre Wigen'e bakmış ve " Ciddi misin?" diye sormuştu. Wigen kafası ile onayladığında Arem yerinden hızla kalkıp " Tekrar Melodi'nin yanına gidebilirim yani." demişti kendi kendine. Wigen bir süre onun sevincini izlemiş ardından yanına gidip omuzuna dokunmuş ve " Söyle ona." demişti.

Arem şaşkın bir şekilde ona baktıktan sonra " Neyi?" demişti anlamadığını belirterek. Wigen derin bir nefes aldıktan sonra " Onu sevdiğini. Bir gün onu kaybedersen..Onu kaybedersen söyleyemediğin her kelime için ölmeyi tercih edersin. Onu kaybettiğinde söylemediğin kelimeler sana savaş açar boğazını yırtacakmış gibi canını yakmaya başlar. Ama o zaman da söyleyecek birini bulamazsın." demişti. Arem Wigen'in yüzündeki ciddiyeti fark ettiğinde kendi de ciddi bir tavır almış ve
" Sevdiğimi söylersem onu kaybetmeyeğime dair bir kanıt verebilir misin bana. Kurallara göre yasak öyle değil mi? Onu sevdiğimi öğrenirlerse onu benden alırlar. Sevgimi içime gömmeyi göze alabilirim. Ama onu kaybetmeyi... Bunu asla yapamam." demiş ve omzunu Wigen'in elinden kurtarmıştı.

Wigen kafasını eğdikten sonra bir süre durmuş ve " Evlat eğer kendi kanatlarına güvenirsen her şeyi göze alabilirsin. Melodi'yi koruyacak kadar zekisin. Kralı yenecek kadar güçlüsün. Sen o tahtın sahibisin hak ettiğin şeyler için uğraşman gerekirken kolay yola kaçamazsın." demişti. Arem gözlerini devirdikten sonra işaret parmağını Wigen'e doğrultarak " Kaçmıyorum. Annem o lanet olasıca kralın elinde. İki yeri de yerle bir ettim ama onu bulamadım. Ona dokunduğum an anneme zarar verecek. Kendi kardeşini öldürmüş birisi. Ona asla güvenmiyorum." demişti sinirli ve yüksek çıkan bir sesle.

Wigen derin bir nefes aldıktan sonra
" Anlaşma yaptığınızı sanıyordum. Ona zarar vermediğin takdirde annene dokunmayacak. Güvenilmez birisi ama yaptığı anlaşmaları bozamaz yoksa tahtı tehlikeye girer. Çünkü o anlaşmayı bekçilerin önünde yaptınız." demişti. Arem endişe ile Wigen'in gözlerine baktığında sonunda pes etmiş ve " Ya beni sevmiyorsa? O zaman ne yapmamı istiyorsun?" diye sormuştu kararsızlık dolu kelimeleri Wigen'e söylerken.

Wigen yavaş adımlar ile koltuğa oturduktan sonra " Seni seviyor. İnadını kırıp düzgün bakarsan sende görürsün. Senden ayrılırken gözlerini fark etmemişsin. O gözler çok şey anlatıyor. Melodi seçimler için ilk yanıma geldiğinde durgun bir yapısı vardı. Biraz daha sessiz ve sürekli hazır olda bekleyen bir savaşçı gibi. Sen geldikten sonra korkularını yenebilecek birini buldu. Sen geldikten sonra içine bir çocuk girdi. Sırtını tamamen sana dayadı." demişti Arem'in yüzüne yüzüne. Arem başta olduğu yerde sendelemiş ardından toparlanarak yerinden ayrılıp banyoya gitmişti.

Aynadan uzun süre kendisine baktığında karşısında sadece parçalanmış bir yüz ve geceyi kıskandıran gözler görmüştü. Zaten dağınık olan saçlarını iyice dağıttıktan sonra musluğu açıldı yüzüne bir kaç kez soğuk su çarpmıştı. Islak yüzüne aynadan tekrar baktıktan sonra havlu aramaya gerek duymadan sweatshirtünün uçlarını kaldırmış ve yüzünü sweatshirte silmişti.

*

Arem Melodi'nin penceresinden sürüldüğü gibi normalden daha büyük ve siyahın en koyu tonu olan kanatlarını açmış ve Wigen'in evine doğru uçmaya başlamıştı. Mevsimin soğuğunu umursamadan kanat çırpmaya devam ettiğinde çok geçmeden eve ulaşmıştı. Balkonuna doğru ilerleyip açık ona kapıdan içeri girdiğinde girdiği yerin yatak odası olduğunu anlamıştı. Kanatlarını sırtında katladıktan sonra kapıyı açmış ve salona doğru ilerlemişti.

Mutfakta sesler geldiğinde oraya doğru yönelmiş ve kendisine yemek hazırlayan Wigen'i tuttuğu gibi geriye çekmişti.
Wigen neye uğradığını şaşırmış bir şekilde derin nefesler alırken Arem bunu umursamadan " Onu koruyabilirim değil mi. O lanet olasıca Gregor beynimi yıkadı. Bana onu koruyabilecegimi söyle." demişti bağırarak. Wigen'in nefes alışları normale dönerken deli gibi bağıran Arem'e bakmış ve "Bu konuyu halletiğimizi sanıyordum." demişti. Arem bir iki adım geri gidip " Evet halletmiştim. Hatta Melodi'ye gelmeden önce bile onu sevdiğimi söyledim. Şuan bana inanmıyor yada neden yaptığımı anlamaya çalışıyor. Ama o geldi bana koruyamazsın dedi." demişti az öncekine göre daha sakin bir tavırla.

Wigen ona baktıktan sonra
" Koruyabilirsin tabi bunu ne kadar istediğine bağlı." dediğinde Arem kafa sallamış ve " Tamam sadece bunu duymaya ihtiyacım vardı." diyip kestirip atmış ve mutfaktan çıktığı gibi yatak odasına gitmiş ve ordan balkona çıkıp geldiği yoldan geri dönmüştü.

Çıktığı pencerenin önüne geldiğinde Melodi'nin içerde olduğunu görmüş ve cama vurmuştu. Melodi önce sesin geldiği yere bakmış ardından Arem'i gördüğünde yattığı yataktan kalkıp pencereyi açmıştı. Arem içeri girdikten sonra hızlı bir şekilde camı kapatmış ve
" Geldim." demişti. Melodi ona baktıktan sonra tekrar yatağa oturmuş ve " Bu kadar hızlı olacağını da düşünmemiştim." demişti. Arem cevap vermek yerine gülümsemeyip büyük mindere oturmak için harakete geçmişti.

Arem saate baktıktan sonra Melodi'ye dönmüş ve " Neden yemek yemedin?" dediğinde Melodi şaşkın bir şekilde ona bakmış ve " Hayır yedim." demişti. Arem derin bir nefes aldıktan sonra ayağa kalkmış ve kapıya doğru giderken
" Yemek yiyelim." demişti. Melodi kısa sürede pes edip onun peşinden giderken Arem peşinden gelen kıza bakıp " Neden yemek yemedin?" diye tekrar sormuştu. Melodi Arem'in arkasından hızla koşup sırtına atladığında Arem bir kaç saniye afallasa da hemen toparlanıp Melodi'nin sırtına sarılan bacaklarını düşmemesi için tutmuştu. Melodi düşmeyeceğinden emin olduktan sonra kollarını Arem'in boynuna dolamış ve " Sen yokken yiyesim gelmedi. Hem nerden biliyorsun yemediğimi?" diye sorduğunda Arem çoktan mutfağa girmişti. Masanın oraya vardığında sırtını masaya doğru dönüp Melodi'yi masaya bırakmıştı.

Melodi'ye döndüğünde ellerini iki yana koyup ona doğru eğilmiş ve " Birbirimize bağlıyız. Unuttun mu? Eğer yemek yemiş olsaydın şuan kurt gibi aç olmazdım." demişti. Ardından biraz daha önce eğilip Melodi'nin büyük olmasa da yumuşacık olan dudaklarına küçük bir öpücük bırakmış ve geri çekilirken " Beni de düşünmen gerek. Aç kalırsam seni yemek zorunda kalabilirim." demişti direk Melodi'nin gözlerine bakarken. Melodi heyecandan terlemeye başladığında Arem'i biraz geriye yitip masadan kayarak ayaklarını yerle buluşturmuştu. Melodi masadan indiğinde Arem ile arasında olan mesafe sıfıra inmiş ve kaçacak yer bulamamıştı.

Arem az önce ki gibi ellerini Melodi'nin yanlarından masaya dayandığında Melodi nefes almayı da bırakıp gözlerini Arem'den çekmiş ve dolapları incelemeye koyulmuştu. Arem Melodi'nin utanmasından daha da keyif alırken elinin birini olduğu yerden ayırmış ve Melodi'nin nefesini tuttuğu için hafif şişmiş olan yanaklarını sıkmıştı. Arem bir adım geri çekildikten sonra kollarını birbirine kenetlemiş ve
" Yemek yiyelim." demişti. Melodi hızla kafa salladıktan sonra Arem dolabın oraya doğru gitmiş ve " Yumurta yapalım. En kolay o göründü. Ben yumurta çıkarıyorum sende tavayı çıkar." demişti.

Melodi tekrar kafa sallayıp tezgahın dolabına doğru gitmiş ve tavayı çıkarmıştı. Arem elindeki üç yumurtayı tezgaha koyduktan sonra dolaptan tabak almış ve yumurtaları alıp çırpmaya başlamıştı. Melodi Arem yumurtayı çırparken tereyağını almış ve tavaya biraz koyup erimesini sağlamıştı. Arem hazır olduğunu düşündüğü çırpılmış yumurtayı alıp ocağın oraya gittiğinde tabaktaki yumurtayı tavaya dökmüştü. Elindeki çatalı Melodi'ye verdikten sonra dolaba doğru gitmiş ve birkaç kahvaltılık çıkarmıştı. Melodi elindeki tava ile masaya oturduktan sonra Arem de ekmekleri alıp masaya geçmişti.

Arem hızlı bir şekilde yemeye başladığında Melodi bir kaç saniye ona bakmış ve kendisi de yemeye başlamıştı. Arem Melodi'nin kendisine baktığını fark ettiğinde yemeğine devam ederken " Ne oldu?" diye sorduğunda Melodi ağzındaki lokmayı yutup " Neden sürekli beni sevdiğini söylüyorsun?" demişti direk olarak. Arem dudaklarını yaladıktan sonra " Sana seni seviyorum demek için bir nedene ihtiyacım yok. Seni sevdiğim için seni seviyorum diyorum." demişti. Melodi üzgün ve biraz da şaşkın bir şekilde Arem'e bakarken elinde çatalı masaya bırakmış ve
" Kafamı karıştırıyorsun." diye isyan etmişti. Arem de elindeki çatalı bırakıp ellerini masanın üzerinde kenetleyip ciddi bir duruşa geçmişti.

Bir süre ne demesi gerektiğini düşündükten sonra " Sende bana karşılık ver o zaman. Benim seni sevdiğim gibi sende beni seversen kafanın karışmasına gerek kalmaz." demişti. Melodi kafasını yere eğip kendi kendine nefes almış ve
" Bunun yasak olduğunu sanıyordum ben." demişti sessiz bir şekilde. Arem zar zor duyduğu sese karşılık " Benim ne zaman kurallara uyduğumu gördün?" demişti hızlı bir şekilde. Melodi hala kafası yerde iken " Korkuyorum." demişti içli bir şekilde. Ardından Arem'in konuşmasına fırsat vermeden 
" Korkuyorum çünkü öğrenirlerse ve, ya seni benden alırlarsa. Senden uzaklaşmak istemiyorum." demişti sonralara doğru sesi kısılırken.

Arem derin bir nefes aldıktan sonra masaya doğru eğilmiş ve " Seni benden beni de senden kimse ayıramaz. Melodi buna izin vermem. Ben olduğum sürece hiç kimsenin de sana zarar vermesine izin vermem. Bizi bulamazlar ki hem kayıtlara göre artık senin meleğin değilim. Senin meleğin şuan Felix olarak görünüyor. " diyerek Melodi'yi sakinleştirmeye çalışmıştı.

Melodi pes etmiş bir şekilde kafasını kaldırdıktan sonra burnunu çekmiş ve
" Ya bulurlarsa? Onların ne yapacağını hiçbir şekilde bilmiyorum ya seni tekrar sürgüne gönderirlerse o zaman seni hiç göremem." demişti biraz yüksek ve titrek çıkan sesi ile. Arem yerinden kalkıp Melodi'nin yanına gittikten sonra onun önünde diz çökmüş ve Melodi'nin küçük ellerini kendi büyük elleri arasına almıştı. Ellerini biraz okşadıktan sonra Melodi'nin gözlerine bakmış ve " Bana güvendiğin sürece sana zarar gelmesine hiçbir şekilde izin vermem." demişti.

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

197K 13K 61
Kitap en baştan düzenleniyordur bu yüzden bölümlerde karışıklık olabilir. Bu yüzden düzenlenmeyen bölümlerin olunmaması önerilir !!! Dünya baştan koy...
103K 6.6K 39
Bir Cin Prensi ve fani bir kadının kaderleri birbirine bağlandı. Arkadaşlar arası eğlencesine yapılan bir ayin ne kadar kötü sonuçlanabilir ki? Bir...
7.4M 292K 53
Fantastik #1 Siz hiç bir ruha aşık oldunuz mu? Gülüşünden bihaberken ya da öfkelendiginde nasıl baktığı bilemeden sonsuz bir melankoninin içine düştü...
20.9K 1.8K 7
Bir deniz kızının mührü mü? Onlar bu kadar imkansızken onlardan birinin mührüne sahip bir insan olabilir miydi? Belkide olabilirdi... *** "Sen, sen...