45.Bölüm

1.9K 174 29
                                    

İyi okumalar ❤️

Depodan çıktıklarında Arem neredeyse koşarcasına yürümeye başladığında Giray ve Felix ona yetişmek için koşmaya başlamışlardı. Arem daha önce defalarca gittiği yoldan giderken aklından geçenleri susturmaya çalışmış ama başarılı olamamıştı. Arem sonunda evin önüne yaklaştığında sokaktan yaylanarak ve sürekli elindeki poşeti çevirerek gelen adamı gördüğünde kaşlarını sanki olabilirmiş gibi daha çok çatıp adamın üzerine doğru yürümeye başlamıştı. Adam kendisine doğru gelen kişiyi gördüğünde şoka girmiş ve elindeki poşeti atıp ne yapacağını bilemeden arkasına dönmüş ve kanatlarını kullanarak hızlı bir şekilde kaçmaya çalışmıştı. Arem adamın kaçtığını anladığında diğerlerinin onu görmesini umursamadan ondan daha hızlı bir şekilde yanına uçmuş ve sağ kanadından tutup geriye doğru fırlatmıştı.

Adam yere çarpıp sürüklenmeye başladığında acı dolu bir çığlığı etrafa bırakmıştı. Arem yere indikten sonra adamın ensesinden tutup eve doğru çekiştirmiş kapıya tekme atarak açılmasını sağlamış ve adamı içeri yitmişti. Felix ve Giray içeri girdiklerinde Felix kapıyı kapatmış ve Arem'in yapacaklarını izlemek için heyecanlı bir şekilde onların yanına gitmişti. Arem ise yakalarına sarıldığı adamı duvara yasladıktan sonra " Ulan it oğlu it. Hangi cesaret ile beni soyarsın lan sen?" diye bağırdığında adam sanki daha çok gidebilecekmiş gibi duvara yanaşmaya çalışmış ve " Abi abi yemin ederim geri koyacaktım. Lazım oldu o yüzden aldım. Başka sebepten almazdım bilirsin." demişti kendisini kurtarmaya çalışırken. Arem duvara yasladığı adamın yüzüne sert bir şekilde yumruk attığında sarışın adamın kafası yana doğru yatmıştı. İkinci bir yumruktan sonra " Sikerim lazım olmuşmuş orda harcadığın elmas ile krallığı satın alırım lan ben. O kadar elmas neye lazım oluyor? " dediğinde adam titremeye başlamıştı.

Kaçmak için yeni bir yol olarak " Abi orda o kadar haps edilmiş kişi var sen yokken hep biz yemek verdik onlara. Aç kalmadılar hiç sen gitmeden önceki gibi oldu hep kurallar bozulmadı." demişti. Arem bir adım geri çekildikten sonra dizini kaldırıp adamı aşağı doğru çektikten sonra burnuna dizi ile sert bir şekilde vurmuştu. Adamın daha ilk vuruşta burnu kanamaya başladığında akan kanın yarısı ağzından içeri girmişti. Arem sarışın adamın çenesinden tutup kendisine bakmasını sağladıktan sonra kafasını bir kaç kez duvara vurmuş ve
" O yüzden mi ordakiler o kadar zayıf. Açlıktan adamların ağızları kokuyor lan. Kural bozulmadığı dediğin bu mu?" diye bağırmış ve hırsını alamayıp tekrar yumruk atmıştı. Adam daha fazla dayanamayıp yere yığıldında yanına gidip karnına tekme atmıştı.

Atılan tekmeden sonra adam iki büklüm olduğunda Giray yanına gidip kaldırmış ve diz çökmesini sağlamıştı. Arem adamın saçlarını tutup geriye doğru çektikten sonra " Ne sandın? Bir daha gelmeyeceğimi mi? Peki ordaki elmas bitince ne halt edecektin?" diye sormuştu
Adam iç çektikten sonra göz yaşlarına devam edip " Hayır. Hayır ben hep sizin gelmeniz için dua ettim. Gece gündüz dua ettim hemde. Dualarım dualarım kabul olmuş." demişti. Arem adama yumruk attıktan sonra " Sona geldin hala yalan söylüyorsun lan." demişti. Saçlarını bıraktıktan sonra Arem de onun gibi önüne geçip diz çöküp " Neye harcadın o elmasları çabuk söyle?" demişti adamın çenesini tutarken. Adam gözlerinden akan yaşı durdurmaya çalışırken burnunu çekmiş ve " Abi özür dilerim valla bir daha depoya adımımı atmam." demişti. Arem istediği cevabı alamayınca adamın çenesini daha çok sıkmış ve
" Sana nereye harcadın dedim?" diye tekrarlamıştı her bir kelimeyi bastırarak. Adam durdurmaya çalıştığı göz yaşlarını serbest bırakıp " Kaldırım çiçeklerine." demişti. Arem bir süre ne dediğini anlamaya çalıştıktan sonra anladığı şey ile " Lan şerefsiz o kadar elması kaç kadınla birlikte oldun da bitirdin?" demiş ve adamın çenesini bırakıp ayağa kalkmıştı. Evin mutfağına doğru gittikten sonra bir süre dolapları kurcalamış sonunda aradığı şeyi bulduğunda eline alıp tekrar odaya girmişti.

Benim Meleğim ( Melez) Where stories live. Discover now