ALABORA

Autorstwa kursunirenkleeer

181K 7K 5.1K

Neden bence yardıma ihtiyacın olabilir hem kocalar ne için var karıcığım " dedi tırnağını ensemde gezdirip... Więcej

Bolum 1
Bölüm 2
Bölüm 3
BÖLÜM 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bolum 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
Bölüm 22
Bölüm 23
BÖLÜM 24
Bolüm 25
ALINTI
BÖLÜM 26
Bölüm 28
28 .BÖLÜM ALINTI
BÖLÜM 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
BOLUM 34
BÖLÜM 35
BÖLÜM 36
BÖLÜM 37
BÖLÜM 38
BÖLÜM 39
Bölüm 40
BÖLÜM 41
Bölüm 42
BÖLÜM 43
BÖLÜM 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
BÖLÜM 49
BÖLÜM 50
BÖLÜM 51
Bölüm 52

Bölüm 27

3K 109 43
Autorstwa kursunirenkleeer

♠️ BORAN KARADAĞ ♠️
Sabah öyle bir sinirle çıktım ki evden ,öğlen olmasına rağmen Efnan'ın deyimiyle Barut gibiyim .
Ahmet'i evde Efnan'ın yanında bıraktığım için şirkete Necati ile geldim.
Son 10 gündür şirketten uzak olduğumdan dolayı kulüplerden önce şirkete uğrayıp mali gelir dosyalarını kontrol etmem gerekiyordu.
Sabah beni kapıda karşılayıp selam veren tebrik eden herkesi rüzgar gibi baş selamı ile geçerek odama girdim.

Efnan her an benim sinirimi tepeme çıkartacak bir şey bulmak zorunda sanki.
Kız benim ayarlarım ile oynamadan duramıyor.
Ben onu korumaya ,herkesten uzak tutmaya çalıştıkça o resmen hedef tahtası gibi ortada dolanmaya meyilli .
Yok yok yeminli desem daha doğru.
Selin ile çalışmak ne demek aklımı oynatacağım resmen aklımı.
Ceren hanımın önüme koyduğu bütün dosyalara kördüm resmen .
Sabah kahvaltı tepsisini fırlatırken Efnan'ın gözündeki korku dolu bakış, aklımdan çıkmıyor.
Birde gidip o kırık parçaları ve dağınıklığı toplamaya çalışması biraz daha evde kalsam daha başka yerleri en fazla da Efnan'ın kalbini dağıtacağım için evden kaçarak çıktım.
Şimdi de karımın o diz çökmüş korkulu hali aklımı başıma toplamama izin vermiyor.
Ahh Efnan ne olurdu bu kadar inatçı olmasan, sana kıyamıyorum ama sen beni delirtmek için elinden geleni ardına koymuyorsun.
Tamam farkındayım genç, toy,kaçırdığı bir çok şey içinde kalan çok ukde var ,istediği her şeyi yapmak en büyük isteğim.
Ama çalışmak, ellerimi saçlarımın arasından geçirirken sinirle soludum .
Kapı çalınmadan açıldı, odama kapıyı çalmadan girme cüretine sahip tek kişi Karan .

"Dostum Hoşgeldin, geldiğin gibi herkesin üstünden rüzgar gibi geçmişsin " dedi .

" Bu şirkette tahminimden fazla dedikoducu var ,hepsini tespit edip işine son vermem şart oldu, hoşbulduk ,sende Hoşgeldin" dedim oturduğum sandalyeyi geriye iterek ayağa kalktım.

Karan'da aramızdaki mesafeyi kapatıp yanıma geldi ve ikimizde kucaklaşıp sarıldık.
Karan koltuğa ilerlerken bende karşısına geçtim.

"Hayırdır düğün balayı derken şarj olur gelirsin, insanlar rahat nefes alır dedik ama maşallah herkes sabah sabah gazabından nasibini almış ne kadar öfkeli geldiğinden bahsediyor ne oldu ?" Dedi .

Tam cevap verecekken telefonuma mesaj geldi " Bir dakika" dedim ve mesajı açıp hemen okudum.

EFNAN " Sabah öylece çıkıp gittiğin için çok üzgünüm, nerdesin ?
Yanına gelmek istiyorum seni görmeye ihtiyacım var " yazmıştı.

" Al işte " dedim ve telefonu ortadaki sehpaya fırlattım.

" Hayırdır ne oluyor ?"

"Efnan beni sınıyor " dedim.

" Kardeşim ne oldu adam gibi anlatsana ?"

" Tartıştık "

"Onu anlamak zor değil oğlum esas konuya gel sorun ne ?"

" Efnan çalışmak daha doğrusu çalışmaya devam etmek istiyor"

" Eee ,etsin ne var bunda ".

" Ne var mı bunda ?
Siz aklınızı kaçırmışsınız ,biriniz onu işe alır, diğeri evine ,hepiniz beni delirtmeye yeminli misiniz ?"

" Kız bir şeyler yapmak ,kendine güvenmek, başarmak istiyor, bırak çabalasın, öğrensin, kendine güveni tam yerine gelsin "

" Tamam ama bunun için çalışması gerekmiyor, Efnan zaten ilk geldiği zaman ki Efnan değil ayrıca önünde hazırlanması gereken bir sınav var çalışmak ne demek ?"

" Tamam değişiminin hepimiz farkındayız ,fakat yine de bırak kendi ayakları üzerinde dursun Boran ,sınava da hazırlansın ,çalışsın da ,eğer baktın zorlanıyor, yapamıyor, dersin ki seçimini yap ya okul ya iş ?
Efnan zaten hayatı boyunca hırpalanmış, kısıtlanmış, her şeyden uzak içinde uktelerle yaşamış, bırak istediğini yapsın,sen yine gözünü üzerinden ayırma sen yine onu kontrol et ama özgürlükte tanı ,emin ol Efnan bu şekilde şimdiki halinden daha da mutlu bir hale gelecek "

" Hiç biriniz anlamıyorsunuz hiçbiriniz, korkuyorum ulan onun da başına bir şey gelecek, ellerimden kayıp gidecek, onu da koruyamayacağim diye "

" Boran ona bir şey olmayacak bu şekilde düşünmekten vazgeç ,kendine ve ona zarar vermekten ,ilişkinize zarar vermekten öteye geçmez bu düşünceler " Karan Hala konuşurken telefonum çaldı elime alıp " Ne oldu Ahmet " dedim.

" Abi Efnan yanına " cümlesini tamamlamasına izin vermeden "Tamam bana da mesaj atmıştı ,getir onu şirketteyim "dedim.

"Tamam abi birazdan geliriz "dedi ve telefonu kapattı.

"Buraya geliyor "dedim telefonu bırakırken " Bak çok iyi işte, gelsin ,otur konuş ,Selin ,senin yada benim yanım nerede isterse ona orada çalışması için imkan sun ,denesin kendini, zaten okulu kazanırsa bırakmak zorunda kalır "

" Tamam tamam "dedim ve dirseklerimi dizlerime yaslayıp elimle yüzümü sıvazladım.

" Eee Maldivler nasıldı ?
Efnan'dan durmadan paylaşım bekliyordum ama ,o sadece bana manzara resimleri atıp durdu ,Selin gibi durmadan instagrama foto koyar sanmıştım "

Güldüm " Çünkü yasak ,o şeyle uğraşmasından nefret ediyorum, sürekli orda vakit geçirmeye başladı.
Normalde elinden kitap düşmeyen Efnan şimdi neredeyse telefonu eline yapışmış vaziyette dolaşıyor " dedim

" Sorma ,hep Selin'in işleri işte " dedi Karan.

" Eee Efnan öylece kabul etti mi ?"

Omuz silktim "Gerektiğinde ikna edici olabiliyorum " dedim ve göz kırptım .

"Onu bunu bırak da siz ne yaptınız?
Selin ile ne alemdesiniz, düğünde bir şeyler oldu gözümden kaçmadı, sonra Selin beni aradı delirtmişsin onu "

" İyice sıçtık ,sorma "

" Ee oğlum yeniden başlamayı dene ,yeter bu eziyet "

"İşte orda da kimse beni anlamıyor "dedi Karan.

Karan ile sohbet ederken neredeyse bir saat geçmiş ama hala Ahmet ve Efnan gelmemiş, dahası Ahmet çıktığını da haber vermemişti.
Karan ile iş konuşmaya başlamadan telefona uzanıp Ahmet'i aradım cevap vermedi ,şaşırdım " Ahmet cevap vermiyor " dedim şaşkınlıkla ,çünkü Ahmet asla telefonumu cevapsız bırakmayı geçtim ikinci kez çalmasına dahi izin vermezdi.

"Efnan'ı ara "dedi Karan.

" Öyle yapıyorum " dedim Efnan'ın numarasını tuşlarken uzun uzun çaldı telefon tam kapanmak üzereyken açıldı önce ağlama ardından hıçkırık sesi geldi telaşla bir anda ayağa fırladım.

" Efnan " Dedim ama hala hıçkırık sesleri duyuyordum.

" Efnan bana cevap ver güzelim ne oluyor ,ağlıyor musun?"

"Boo boo boo " her tamamlayamadığı kelimenin sonunu hıçkırıkları kesiyordu ve Efnan kekeliyordu, Efnan sadece çok korkunca ve üzülünce kekelerdi.

" Efnan sakin ol güzelim konuş benimle ,ne oldu ,neden ağlıyorsun " dedim ve bir anda Karan da benim gibi ayaklandı
" Sesi hoparlöre Al"dedi Karan, hemen dediğini yaptım..
Efnan'ın hıçkırık sesleri odayı doldurdu.

" Ne oluyor ulan ?"dedi Karan oda benim gibi telaşlanmıştı.

"Aaaaççç gögözlerini Luuu luuu lütfen aç gözlerini ,ööözür dilerim hepsi benim yüzümden aç gözlerini " diyordu Efnan.

"Efnan ne oluyor orda ,sen iyi misin ?"Diye sordum ,bu arada Karan ile çoktan odanın çıkışına doğru ilerliyorduk .
Kalbim korkuyla deli gibi atıyordu.
Efnan'ı bu şekilde ağlatan ve korkutan dahası yalvartan ne olabilirdi ?

"Çok fazla kan var ,nerde kaldı bu ambulans "diye bağırdı Efnan ,sendeledim kan kelimesini duyunca adeta beynimden vurulmuşa döndüm.
Karan beni kolumdan yakaladı, ona baktım ve telefon elimde;

" Efnan "diye şirketin koridorunda bağırdım.

" Booo raa raaannnn yee tişş ,kan, çok fazla kan var ,beni öldürecekti ama Ahmet ,Ahmet izin vermedi ,Ahmet aç gözlerini şimdi ambulans gelecek "dedi.

Karan'a baktım cebindeki telefonu çıkarıp birini arıyordu..

" Efnan ne diyorsun kim seni öldürecekti sen iyi misin ?"

" Siktir ulan siz orda ne bok yiyordunuz?" dedi Karan ve telefonu kapatıp omzuma vurdu " Koş ulan koş Ahmet vurulmuş, Efnan'ın önüne atlamış ambulans bekliyorlar " dedi.

Dizlerimin bağı çözülürken kendimi adım atmaya zorladım hala açık olan telefonda ambulans sesleri kulağımı doldurdu.

"Hanımefendi iyi misiniz ?"dedi biri .

" Haaaa haaa yyyırrr "dedi Efnan Siktir hala kekeliyordu çok fazla korkmuştu , belki de ona da bir şey olmuştu, ya oda yaralandıysa ya Ahmet onun durumu ağırsa Allah'ım beni lutfen yeni acılarla sınama diye dua ederken " Lanet olsun " dedim ve nihayet şirketten çıkıp arabaya bindik Karan'la.
Necati hemen sürmeye başladı.

" Efnan ,güzelim sen iyi misin?
Efnan Efnan" ama sesler kesildi Efnan artık beni duymuyordu.
Sadece anlam veremediğim sesler geliyordu telefondan ,arabaya bindiğimde hoparlörü kapatmıştım ve kulağıma dayamıştım telefonu indirdim aklıma evin diğer sakinleri Hatice abla ve Elif geldi, ya onlar onlara bir şey olduysa ;
" Hatice abla, Karan onu ara ,Efnan'ın telefonu hala açık bağlantıyı koparmak istemiyorum onların nasıl olduğunu öğren hemen", dedim ve kulağıma tekrar telefonu götürdüğüm de artık hiç ses duyamıyordum.
Kapatıp tekrar aradım bu sefer ulaşılamıyordu.

" Allah kahretsin "dedim ve sinirle koltuğun arkasına vurdum o arada Karan Hatice abla ile konuşmaya başladı en azından onun iyi olduğunu duymak az da olsa rahatlamama sebep oldu ve Karan'ın söylediklerine kulak verdim.

" Hatice abla ,tamam tamam sakin ol ,Efnan nasıl?
anladım Necati evin oradaki büyük hastaneye sür koçum "dedi ve telefonu kapattı Karan .

" Ne Ne olmuş ne diyor iyiler mi onlar ?"

"Onlar iyi ,ne olduğunu görmemişler silah seslerine koşup evden çıkmışlar,Ahmet vurulmuş ,Efnan ve Ahmet kanlar içindeymiş ortalık savaş alanına dönmüş, Hatice Abla ağlıyordu, belli ki oda sarsılmış ,Efnan ambulans ile gitmiş, telefonu ambulansa binerken düşmüş kırılmış bir ölü var ama kim bilmiyorlar hastaneye gidiyorlar "dedi.

Kalbim sıkıştı, elimi kalbime götürdüm geçmiş görüntüler gözlerimin önüne geldi ,havaya uçan araba geriye etrafa dağılan parçalar, Hatice ablanın çığlığı başımı salladım ve kendimi geçmişten uzak tutmaya çalıştım " Ne nasıl olmuş, onca adam bir işe yaramıyorsa neden koyuyoruz kapıya, Ahmet nasıl vurulmuş ,ölen kim ,sikeyim böyle işi, kim lan bunlar ?" dedim.

Ahmet ,Ahmet en sadık adamım dahası kardeşim.
Yıllardır yanımda benden hiç ayrılmadı ,benden önce babamla beraber çalışıyordu,babamdan sonra benimle kalmaya devam etti ,en kötü anımda hep yanımda o vardı ,benim için gözünü kırpmadan ölüme gider o ,benim için kardeşten öte ,birlikte az dertleşmedik ona bir şey olursa kaldırabileceğimden onu kaybetmeye hazır olduğumdan emin değilim.
Bunu ona yapanların dünyalarını başlarına yıkacağım eğer ona bir şey olursa düşüncesi bile beynime ağrı saplanmasına neden olurken ;

" Necati daha hızlı sür "diye terslendim.

"Boran bey zaten çok hızlı "sözünü tamamlamasına izin vermeden " O zaman neden hala gelemedik? " Diye bağırdım.

Necati cevap vermeden gaza daha fazla yüklendi.
Karan telefonu kulağında bekliyordu " Selin hastaneye gidiyoruz, neredeysen hemen gel ,hayır ne olduğunu bilmiyorum tam olarak ,Efnan iyi ama ondan da emin değilim Ahmet vurulmuş ,tamam ,hastanede görüşürüz " dedi ve telefonu kapattı ve sessizce yola baktı.

Kalbim korkuyla çarpıyordu,ne olmuş olabilirdi, " Daha yeni geldik ulan daha yirmi dört saat dahi olmadı, kapıda pusuya mı yattılar, kapının önündeki onca adam ne işe yarıyordu, ulan neden direkt bana gelip sıkmıyorlar anlamıyorum, kadınım ve dostumdan ne istediniz, yıllarca onu korumak adına herkesin içinde defalarca azarlayıp terslendim ,benim için sırf bir çalışandan ötesi olduğunu anlamasınlar diye ,ama şimdi bak ne oldu, o kapıdaki adamlara söyle Necati ölümlerden ölüm beğensinler Hasan ve Hamza o arada nerdeydiler ?"Diye sordum.

" Ahmet ölmüş gibi konuşma, durumunu daha bilmiyoruz "dedi Karan .
Başımı çevirip camdan dışarıya baktım, hava kapanmaya başlamıştı, gökyüzü bile kasvetini üzerimize yağdırıyordu sanki ,elimi saçlarımın arasına götürüp karıştırdım ve koltuğa vurup " Necati ne zaman bitecek bu yol " diye terslendim .

" Geldik Boran bey " dedi ve arabayı sağa çevirip hastanenin acil girişine doğru sürdü.
Park etmesini beklemeden kapıyı açıp arabadan indim ve kapıyı öylece kapatmadan hastanenin içine koştum..

Kapıda Hasan beni bekliyordu " Boran bey ameliyathaneye aldılar " dediği gibi suratına yumruğumu geçirip " Sizinle sonra görüşeceğiz " Dedim ve avucumun içi gibi bildiğim hastanenin ameliyathane bölümüne doğru hızlı adımlarla ilerledim.
Asansörü beklemeden merdivenleri çıkıp üçüncü katta durdum.
Hatice abla ve Elif sandalyede oturuyorlardı.
Efnan'ı göremeyince "Efnan"diye seslendim .

Hatice abla ve Elif hemen bana bakıp ayaklandılar.
Onlara doğru yürürken "Efnan ,Efnan nerede ?"Diye sordum.
Elif ağlarken Hatice abla başıyla karşısını işaret etti .
Koşar adım aramızdaki mesafeyi kapattım ve gördüğüm manzara ile ayaklarım titredi .
Efnan ameliyathane kapısına yaslanmış üstü başı kan için de darma dağınık duruyordu .
Gözlerinden yaşlar süzülürken öylece kanlar içinde ki ellerine bakışlarını sabitlemiş bir şekilde bakıyordu.

"Efnan"dedim ve hemen yanına gidip dizlerimin üstüne çökerek ellerini ellerimle kapattım.
Gözünü bile kırpmadan ellerine bakmaya devam etti .

Bir elimi kaldırıp çenesinden tutup bana bakması için başını kaldırdım.
Şimdi gözleri gözlerime sabitlenmiş damlalar akarken gözlerinden, boş boş bakıyordu bana .

"Güzelim kendine gel " diyerek sarstim onu ama boş boş bakmaya devam etti.

" Efnan güzel karım bak burdayım Boran ,bak bana güzelim, sakin ol geçti,her şey yoluna girecek " dedim.
Aklıma çığlık çığlığa uyandığı gece geldi ,o gece de böyle boş boş bakıyordu etrafına, gözleri açık ama sanki herkese kördü.

Elif ağlayarak " Ahmet'i ameliyathaneye aldıklarından beri böyle Abi ,teyzemle ne kadar uğraştıysakta "dedi ve hıçkırmaya başladı.
Elif'e bakarken Karan onun omzundan tutup kendine çevirdi.
Elif bir anda kollarını Karan'a sarıp ağlamaya başladı.
Karan Elif'in saçlarını okşarken " Tamam güzelim sakin ol " dedi .

" Abi çok kötüydü, Ahmet, Efnan " dedi ve tekrar hıçkırmaya başladı.
Hatice abla gelip Elif'i Karan'dan ayırdı.
O arada bende Efnan'ı oturduğu yerden kucaklayarak kaldırıp sandalyeye oturttum.

"Şimdi Efnan Karadağ hemen kendine geliyorsun " dedim ve yüzüne yavaşça vurmaya başladım .
Efnan bir anda sesli hıçkırıkla ağlayıp elleriyle yüzünü kapatmaya çalıştı havada yakaladığım ellerinin arasından parmaklarımı geçirip önünde diz çökmüş bir şekilde başımı kaldırarak ona baktım.

Gözlerimin içine bakıp "Beee beee benim yüü yüü züü züümden yüzümden oldu.
Bee bee beni koo koo korumaya ça çaa çalışıyordu "

" Tamam şimdi önce bir sakin ol,derin bir nefes al "dedim.

Karan " Hemen bir su getirin " diye bağırdı Efnan'ın yanına oturdu ve elini omzuna koydu .
Efnan başını çevirip ona baktı derin derin nefesler alıyordu.
Sonra bana bakıp ağlamaya devam etti ,her gözünden akan yaş sanki kalbime hançer gibi saplanıyordu.
Onu kanlar içinde görünce ona bir şey oldu diye ömrümden ömür gitti ,gerçi bu hali de rahat bir nefes almama neden olmuyordu.
Üstelik Ahmet ameliyattaydı ve durumu hakkında hiç bir şey bilmiyorduk.

Karan suyu açıp Efnan'a içmesi için uzattı.
Efnan titreyen elleri ile suyu alıp dudaklarına götürmeye çalışırken elinden alıp ağzına götürdüm ve bir iki yudum içmesini sağladım.
Efnan zorlanarak suyu içtikten sonra "Daha iyi misin? "Diye sordum.
Başını hayır anlamında salladı .
Üzerinde ki pantolona ve kanlar içinde kalmış beyaz kazağına baktım ayakları dikkatimi çekince bir ayağında ayakkabının olmadığını ve pantolonunun dizinin yırtıldığını gördüm.

" Dizin ,yere mi düştün ?
Ayakkabın nerde Efnan ?
Güzelim konuş benimle ,Hadi Sevgilim " dedim.
Dizine ve ayakkabısız ayağına baktı derin bir nefes alıp gözlerini kapattı bir süre öyle bekledikten sonra gözlerini açıp bana baktı.

" Ssee sen ööö öyle çıkın çıkınca sana gelmek istedim " dedi suyu uzatıp bir yudum daha içmesini sağladım.
Topuk sesleri gelince başımı çevirdim Selin görüş alanıma girdi.
Elimle ona yavaş ve sessiz olmasını işaretledim.
Selin adımlarını yavaşlatarak ve elini ağzına götürerek yanımıza gelmeye başladı tekrar Efnan'a dönüp "Tamam sonra ne oldu ?"
Ama önce sakin ol ve korkma tamam mı ?
Geçti Ahmet " dememle Efnan tekrar ağlamaya başladı.

" Bee bee nim yüzümden oldu ,Ahh Ahhmet benim yüzümden vuuruuldu ,Hhhaaa haaa Halil Efendi beni vuracaktı ,Ahmet önüme atlayıp beni yere attı sooo sooonraa daa ssssss silahlar patlamaya başladı Ahmet kanlar içinde yere yığıldı "dedi

" Halil Efendi mi ?" Dedim.

Başını salladı.

"O Kim güzelim ? "Dedi Karan.

" Amcamın beni evlendirmek istediği adam "dedi .
Başımdan kaynar sular döküldü bir anda ve "Siktir "dedim.
Adamı tehlike olarak hiç görmemiştim hiç aklıma dahi gelmemişti, amcaya odaklanmıştım sadece.

" Beni cümle aleme rezil ettin yanına mı kalacak sandın?"dedi.

Selin Efnan'ın diğer tarafına geçip oturdu .

"Peki şimdi o nerde ?" Dedi Selin .

Efnan gözlerini gözlerimden ayırmadan "Öööl öl öldü " dedi derin bir nefes çekip " O bana ateş edince korumalar da ona ateş etti Ahmet yere yığılırken gördüğüm tek şey onunda delik deşik olduğuydu " dedi gözyaşları arasında.

" Tamam ağlama artık "dedim.

" Ahmet ona bir şey olursa ,ben ben yaşayamam, o benim yüzümden vuruldu ,beni korumaya çalıştı, o hep beni koruyor zaten, ben ben nefes alamıyorum Boran "dedi ve kanlı elleriyle kazağının yakasını çekiştirmeye başladı.

" Beee bee benim yüzümden Ahmet canı ile savaşıyor, benim yüzümden bir insan öldü "dedi.

"Senin bir suçun yok Efnan ,sakın suçlama kendini Ahmet'e hiç bir şey olmayacak ,hiç bir şey olmasına izin vermem "dedim.

" Efnan Karadağ " diyen sese dönüp baktık.

Uzun boylu otuzlu yaşlarının sonunda kumral renkli gözlü bir adam bize doğru geliyordu.
Efnan adama dönüp baktı.
Bende çömeldığim yerden ayağa kalkıp adama doğru adım atıp "Ben eşiyim Boran Karadağ " dedim.

Adam aramızdaki mesafeyi kapatıp " Boran bey merhabalar öncelikle geçmiş olsun ben Emniyet Genel Müdürlüğünden Baş Komiser Bülent Saka ,evinizin önünde meydana gelen silahlı çatışma ile ilgili eşinizin ifadesini almaya geldik ,galiba ölen Halil Tunç ile kendisinin bir tanışıklığı var ayrıca en yakın görgü tanığı kendisi "dedi .

Karan yerinden kalkıp " Bülent bey hoş geldiniz ,Avukat Karan Akman "dedi ikisi de el sıkıştı.
Efnan Hanım şuan ifade verecek durumda değil malesef ,Efnan yaşadıkları ve maruz kaldıkları yüzünden ne yazık ki Şokta ,ben kendisini iyi hissettiğinde ifade için emniyete getireceğim " dedi.
Komiser başını aramızda uzatıp " Efnan Hanım "dedi .
Dönüp Efnan'a baktım bir anda korku dolu gözlerle bana ve Komisere baktı.

" Size Karan bey kendisinin şokta olduğunu söyledi, daha fazla onu korkutmamanıza izin vermem Komiser "dedim sinirle.

" Sakin olun Boran bey ,amacım eşinizi korkutmak değil, ortada bir yaralı ve bir ölü ayrıca silahlı bir çatışma var, dolayısıyla bizde nedenlerini sorguluyoruz" dedi.

" Tamam işinizi yapmanıza karışan yok ,şuan ifade verecek durumda değil hastamız ameliyathaneden çıktığında ve karım kendini daha iyi hissettiğinde gelir ifademizi verir yapmamız gereken ne ise yaparız "dedim biz konuşurken Efnan " Ahmet " diye bağırıp açılan ameliyathane kapısına koştu.
Kapıdan çıkan hemşireye " Ahhh ahhmet nasıl o iyi mi ?"Diye sordu

Hepimiz komiseri arkamızda bırakarak hemşirenin yanına koştuk.

" Hastamızın durumu kritik ,kurşun kalbin hemen altına isabet etmiş, hastaneye gelene kadar çok fazla kan kaybetmiş şimdi acil kan gerekiyor " dedi .

" Efnan ben ben ,ben kan veririm " Dedi .

"Kan grubunuz nedir ?"

" 0 Rh pozitif ".

"Harika hastamızın kan grubu AB rh pozitif ,cok zor bulunan bir kan grubu sizinkinin O Rh olması çok iyi oldu sizi hemen odaya alalım " dedi .

Elif ağlayarak "Benim de kan grubum uyuyor bende verebilirim" dedi ve ağlayarak " Lütfen o iyi olacak mı söyleyin,"diye sordu.

"Şu an hiç bir şey söyleyemem malesef ameliyat hala devam etmekte ,şimdi lütfen acil kan alma ünitesine geçelim " dedi .
Efnan ayağındaki diğer ayakkabıyı da çıkarıp koşarak hemşirenin peşinden gitti ardından onu Elif takip ediyordu.

Tam onların koştuğu tarafa koşarken Komiser Bülent "Boran bey geçmiş olsun sizi müsait olduğunuz zaman emniyete bekliyorum "dedi.

Ben konuşmadan yürürken Karan " Merak etmeyin geleceğiz" dedi ve adamı yolcu etti .
Kan alma odasına girdiğimde Efnan kolunu sıyırmış damar yolu açılmasına izin veriyordu gözyaşları içinde.
Burnu kızarmış gözleri kan çanağına dönmüştü.
Saçları karma karışık duruyordu.
Bu hali yüreğimi sızlatırken onu nasıl teselli edeceğimi dahi bilmiyordum.
İçim Efnan için acırken aklım sadece Ahmet'teydi.
Lanet olsun ki ,ona bir şey olursa intikam alacağım adam bile geberip gitmişti .
Efnan'ın yanına gittiğimde Elif'ten de kan alınmaya başlandığını görmüştüm.
Elif'in de Efnan'dan aşağı kalır yanı yoktu.
Efnan'ı anlayabiliyordum ama Elif'in bu kadar yıkılmış ve dağılmış haline anlam veremiyordum.

" Ayaklarını uzatmak ister misin ?"Diye sordum yatakta oturur vaziyette olup ayaklarını yataktan sarkıtan karıma.

Gözlerini kapatıp başını hayır anlamında Salladı.
Yanına oturup onu kendime çektim.
Başını göğsüme yapıştırırken yüzünü avuçlayıp saçlarından öptüm.

" Bak söz veriyorum sana ,ona bir şey olmayacak, o ameliyattan çıkacak üstelik birde bu sefer gerçekten kardeşin olacak ,kan bağıyla üstelik " dedim.

"Ooooo oonaa ona biii biiir şeeey " sözünü tamamlamasına izin vermeden " Ona bir şey olmayacak güzelim, korkma artık lütfen senin bu halin beni fazlasıyla üzüyor, Ahmet'e içim parcalanırken sende beni böyle yakma Efnan, hem Ahmet senin bu kadar ağladığına izin verdiğimi öğrenirse gerçekten beni vurur " dedim.

Efnan kollarımın arasından çıkıp yüzüme baktı.

" Daha sonra anlatırım, şimdi biraz daha iyi isen Elif'e bir bakayım "dedim.

"Ta ta taa tamam " diyerek benden ayrıldı kahretsin hala kekelemesi geçmemişti.
Yüzünü avuçlarımın arasına alıp "Bak sakinleş ve korkma artık ,söz veriyorum her şey yoluna girecek ve Ahmet iyileşecek, gerekirse büyün doktorları seferber eder ona bir şey olmasına izin vermem ,çünkü o benim de kardeşim ve benim için de çok değerli "dedim.

" Ya yapar mısın gerçekten?"

"Efnan Ahmet 'in benim için kardeşten farkı yok onun için yapabileceklerimi tahmin dahi edemezsin güzelim " dedim ve dilime gelen son cümleyi tuttum.

Üstelik senin için kendi canını hiçe sayıp ,beni bile tehdit etmekten asla geri durmazken.
Hadi Ahmet diren ve sakın bizden vazgeçme diye icimden konuşurken Efnan'ın alnından öpüp karşı da duran Elif'in yanına gittim.
Başını önüne eğmiş ,gözlerinden durmadan yaşlar süzülüyordu.

" Elif güzelim " dedim başını kaldırıp bana baktı.

Ellerimi yüzüne götürüp gözyaşlarını sildim.
" İkinize de ağlamayı yasaklayacağım artık " dedim hafif bir tebessümle .

" Abi Ahmet ya ona bir şey olursa "

" Sssshhh olmayacak Efnan'a da söyledim sana da söylüyorum Ahmet'e hiç bir şey olmayacak, o ameliyattan sağ salim çıkacak güzelim ,siz böyle yaptıkça ben sizi bırakıp Ahmet ile ilgilenemiyorum ,hadi toparlanın abicim,siz güçlü olun ki Ahmet'te güçlü olsun" dedim Elif hıçkırıkarak kolunu belime sardı.
Başını karnıma yaslarken saçlarını okşadım ve eğilip saçlarından öptüm.
Yüzünü avuçlarımın arasına alıp "Şimdi uzan şuraya ,bende gidip baş hekimi bulup durum nedir öğreneyim "dedim Elif başını salladı ve ayaklarını uzatıp sırtını yastığa yasladı.
Efnan'a dönüp baktığımda gözünden akan yaslar kurumuş öylece boşluğa bakıyordu.
Elif'in üstüne ayak ucunda olan çarşafı örtüp alnından öptüm ve Efnan'ın yanına yürüdüm.
Bana bakıp hafif bir tebessüm etti "Lütfen ona bir şey olmasın" dedi sakinleşmişti en azından .

Eğilip alnından öptüm " Hadi sende uzan ben gidip baş hekimle konuşayım Selin yada Hatice ablayı yollarım yanınıza " dedim Efnan'ın ayaklarını tutup yatağa uzattım çarşafı alıp onun da üzerini örttüm eğilip dudağına küçük bir öpücük bırakıp odadan çıktım.

Kapıda bekleyen Hasan'a " Bir saniye olsun gözünü bu odadan ayırırsan beynini dağıtırım " dedim ve ameliyathane kapısına doğru ilerledim.
Hatice abla ve Selin yanyana oturmuşlardı.

"Karan nerede ?"Diye sordum.

Selin "Eren'i çağırmıştı içerden bilgi alabilmesi için onu karşılamaya indi " dedi.

" Anladım sen Efnan ve Elif'in yanına gider misin?
Ben baş hekimle konuşacağım ve içerde neler olup bittiğini Ahmet'in durumunu ve gerekirse takviye ekip bulmalarını söyleyeceğim, Ahmet ne olursa olsun burdan sağ çıkacak, onu kaybetmeyeceğim " dedim .

Selin başını salladı ve ayaklanıp kan alma bölümüne doğru ilerledi.
Hatice ablayı orda bırakıp asansöre yönelip düğmeye basarak asansörü çağırdım.
Asansör gelip kapılar açıldıktan sonra hemen içeri girip yönetim bölümünün düğmesine bastım.
Kısa bir süre sonra Baş hekimin odasındaydım.
Baş hekim Metin bey ile geçmişten gelen bir tanışıklığımız olduğu için hemen izleme odasına yöneldik .
Metin bey ameliyattaki doktorlarla görüşüp durumu öğrenirken ben başında bir çok doktorun olduğu Ahmet'in bedeni üzerindeki çabalarını izliyordum.
Ahmet'i ilk kez bu kadar güçsüz ve savunmasız görüyordum.
Elimi kalbime götürüp sıkışan kalbimi sıvazladım.
Ahmet bu dünya üzerinde görebileceğiniz en sadık ve güçlü cesur adamdı.
Gözünü kırpmadan sevdikleri için her şeyi yapabilirdi.
Sevmese de yapardı.
Yüreği inanılmaz bir merhametle doluydu.
Bazen en öfkeli anlarımda ,beni gözleri ile yada söylediği bir kelime ile rahatlatabilir,derin nefesler almamı sağlayabilirdi.
Dosttur Ahmet, sağlam güvenilir bir dost .
Şimdi bu dostumu kaybetmeye hiç niyetim yoktu.

"SAKIN Ahmet Sakın ,sakın beni yarı yolda bırakma "dedim.

Aklıma Efnan'ı bulduğumuz gece bana kullandığı cümle geldi..

" Bana bak Boran Karadağ aklından ne geçiyor bilmiyorum ama o kızın kılına zarar verirsen sonuçlarına katlanırsın" demişti .

" Sen beni tehdit mi ediyorsun ?
Daha önce hiç görmediğin bir kız için hemde ?" Diye oturduğum yerden sinirle ayağa kalktım.

" Daha önce görüp görmemem önemli değil, bence o kız masum ,hiç kimse bu kadar iyi oynayamaz ,bırak kızı ben yardım ederim " dedi.

" Haddini fazlasıyla aşıyorsun Ahmet ,kızı herkes benimle evli sanıyor bu yüzden kızla evleneceğim "dedim.

" Bu saçmalık,kız zaten bir düğünden ve bir zorbalıktan kaçmış, kıza neden ayni şeyi yapıyorsun?"

"Oda gelip benim arabama binmeseydi, şimdi sonuçlarına katlanmak zorunda " dedim.

"Bak Abi kız gerçekten "

" Ehhh sıkıldım Ahmet, tamam en iyi adamım hatta dostum olabilirsin ama ne yapacağımı söyleme hakkına sahip değilsin, şimdi git kızı araştır ve nikah işlemlerini ne yap et sabaha kadar halletmiş ol "diye terslendim.

"Boran bey " diyen sesle düşüncelerimden sıyrılıp Metin beye baktım.

"Hastamızın durumu ağır kurşun kalbin yakına kör bir noktaya isabet etmiş, çok fazla kan kaybı yaşamış, şuan hala kurşunu çıkarmaya uğraşıyorlar "

"Yani" dedim bıķkın bir sesle .

" Şansımız var ki kan hemen bulunmuş şuan takviye yapıyorlar, yeni bir ekip şuan yolda geliyor, hastayı kurtarmak için elimizden geleni "

Ayağa kalkıp " Elinizden gelenin fazlasını yapacak ve bu adamın ölmesine izin vermeyeceksiniz aksi taktirde bu ameliyata giren herkesi ben öldürürüm "dedim .

" Boran bey Sakin olun merak etmeyin, hastanenin en iyi cerrahları müdahale ediyor " diye cümlesini bitirdi.

"İyi " dedim ve sert bir şekilde yerimden kalkıp odadan kapıyı sertçe çarparak çıktım.
Biraz ilerledikten sonra yine sıkışan kalbimi elimle tutup "Yapma Ahmet daha bana anlatacakların var " dedim ve bir elim kalbimde diğer elimle duvara yaslanıp ayakta durmak için güç aldım.
Derin nefesler çekerken bu kadar stresin bana bile fazla geldiğini düşündüm.
Şimdi aşağıya inip kan veren Karım ve Elif"in yanına gitmeliydim.
Biraz soluklandıktan ve sol tarafımda ki sancıdan kurtulduktan sonra geldiğim kata geri döndüm.
Hatice abla ve Karan kapıda bekliyordu yanlarına gidip " Yeni bir ekip geliyor ,kurşun kör noktaya isabet etmiş hala çıkartmayı başaramamışlar ,fazla kan kaybı var ama iyileşecek"dedim Hatice abla hıçkırarak ağlamaya başlarken, Karan " Eren de ameliyathaneye şimdi girdi ,durum hakkında bir şeyler öğrenip gelecek " dedi .

"Tamam ben Efnan ve Elif'e bakayım onlar ne durumda "dedim Karan başını sallayıp Hatice ablanın omzuna kolunu atarak oturdu ,arkamı dönüp Efnan'ın olduğu odaya girdim.

Selin Efnan'ın ayak ucunda oturmuş gözleri kapalı Efnan'ı izliyordu .
Elif'te Efnan'dan farkı olmayan bir haldeydi.
Selin'in omzuna elimi attım başını kaldırıp bana baktı.

"Şu kızın bir gün yüzü gülecek mi merak ediyorum?"dedi .

İçli bir nefes çekip " Bilmiyorum ben ne yaparsam yapayım hep bir şeyler hayatımıza müdahale ediyor ,tam tamam diyorum ,başka bir bela üzerime yağıyor "dedim.

" Ahmet ne durumda ?"

" Ameliyatta ,bekliyoruz " dedim üzgün bir şekilde.

" Sen iyi misin ?"

Sıkışan kalbim yüzünden yüzümü buruşturup " Bu durumda nasıl olmam gerekirse ,şu halimize bir bak "dedim Efnan ve Elif'i göstererek " Ahmet desen " dedim ve elimi yatağın ucundaki demire yasladım.
Selin elini elimin üstüne koyup " Geçecek buda geçecek " dedi.

"Boran" diye inleyen Efnan'ın yanına geçip alnında biriken terleri silip " Güzelim "dedim saçlarını okşayarak ,gözlerini açıp bana baktı, ikinci kan torbası alınıyordu ikisinden de .

" İyi misin ?"

"Ahmet iyi olmadan iyi olamam "diye cevap verdi.

Onu yatağında oturur vaziyete gelmesi için zorladım ve köşede duran ıslak mendile uzandım.
Yanına oturup mendili elime alarak ellerindeki kanı silmeye başladım.
Efnan ellerindeki kana bakınca tekrar ağlamaya başladı.

" Ağlama Efnan "dedim.

" Ellerimdeki Kan Ahmet'in kanı ,benim yüzümden " cümlesini tamamlamadan " Senin suçun değil , bilemezdin ,asıl benim suçum, daha dikkatli olmalıydım, seni yine korumayı başaramadım, ya Ahmet olmasaydı, ya biraz daha geç kalmış olsaydı ,kendime ve kapıda duran tüm adamlara kızgınım ,onca adama rağmen yaşlı bir adam "

" Onlar nerden bilebilir ki ,yada sen ,yoldan geçen yaşlı bir adam işte kim tehlikeli olabileceğini düşünür ki ,sonuçta evin dışında duruyoruz, kimse neden yoldan geçiyorsun diye sorgulayamaz " dedi Selin.

"Yine de o tetiğe basmadan etkisiz hale getirilmeliydi "

" Bir önemi yok artık, sadece Ahmet ordan sağ salim çıksın yeter "dedi temizlediğim elini yüzüne götürüp gözyaşlarını silerken Efnan.

" İyileşecek " dedim diğer elini sildikten sonra, sana ayakkabı ve elbise isteyeceğim başka bir şey istiyor musun ?"

Başını hayır anlamında salladı.

" İstersen eve gidelim "dedi Selin.

" Hayır hayır Ahmet iyileşmeden hiç bir yere gitmem " dedi Efnan.

Hemşire gelip kontrollerini yapıp, kanı aldı ve "siz artık biraz dinlenin size tatlı türü bir şeyler yemenizi tavsiye ederim " dedi.
Elif 'e de aynı işlemleri yapıp odadan çıktı.
Elif aniden gözlerini açıp "Ahmet" diye yerinden kalktı.
Ben dönüp ona koşana kadar yataktan inmiş ve ayaklanmıştı bile ve yetişemezsem ani hareketten kaynaklı düşük tansiyonla yere kapaklanacaktı.

" Elif Sakin ol güzelim "dedim ve "Hasan" diye bağırdım .

Hasan hemen koşarak odaya girdi.

"Efnan ve Elif için hemen şekerli tatlı türü yiyecek ve içecek bir şeyler getir " dedim .

" Hemen Boran Bey " dedi ve odadan koşar adım çıktı.
Bu iş bitince hepsinin canına okuyacaktım hepsinin .
Elif'i tekrar oturtup "Şimdi ikinizde uslu uslu burada oturuyorsunuz ve Hasan'ın size getirdiklerini yiyiyorsunuz ,ben koridora çıkıyorum " dedim.

" Boran bizde gelsek "

" Abi lütfen " dedi Elif .

" Siz ne zamandan beri benim söylediklerime kafa tutmaya başladınız, hayır "dedim ve ikisini de " Selin sendeler " diyerek arkamda bırakıp odadan hızlı adımlarla çıktım.
Birken iki oldular başıma ,hızlı adımlarla ameliyathane kapısına yürüdüm.

Karan'ın yanına gidip " Eren'den haber var mı?" Diye sordum.

" Ameliyata katılmış, yeni bir ekip geldi onlarda içerde ,bir kurşun adamı ne hale getirdi "

" O Halil soysuzunun soyunu sopunu kurutmayan adam değil "

" Efnan'ı nasıl buldu sence ?"

" Düğünden elbette manşetlerde yer aldık, bütün gazete ve dergilerde düğünden bahsedilmiş o kadar içeri basın almayın dedim ama Selin gibi kafasızlar sosyal medyada durmadan paylaşım yapınca gazetelere de haber çıktı lanet olsun her şey kontrolümden çıkıyor, yumuşuyorum ve sonuç silahlı çatışma sevdiklerimin zarar görmesi "

"Saçmalama sende insansın ,her şeyi düşünemezsin, yumuşadığın halin bu mu ?
Kız sana itaat etmedi diye tatili yarıda kestin ,ayrıca her şeyi kontrol edemezsin Boran ,aklını başına topla ve kendini suçlamayı kes " dedi Karan tekrar kalbim sıkıştı ve gözlerimin önü karardı.
Elimi Karan'ın omzuna atıp ona tutundum.

"İyi misin ?"

" Galiba kalp krizi geçiriyorum ,bu sıkışmaların başka bir anlamı olamaz "

" Saçmalama, ne krizi ne zamandan beri böylesin ?"

" Son bir saattir "

"Siktir oğlum kafayı mı yedin ne demek bir saattir."

" Sus Lan Efnan duymasın, geçer şimdi fazla sinirlendim ve gelirken çok stres yaptım ondandır "

" Hadi bir doktora görün Boran "

" Saçmalama Karan tamam geçti iyiyim " dedim.

O arada " Boo boo Booraan "diye haykırdı Efnan.

" Siktir bir bu eksikti "

Koşarak yanıma gelen Efnan'a döndüm.

" Se see sen neden Karan'a tuuutuunuyorsun ?"

"Efnan sakin olur musun ?
Korkma ,iyiyim bir an tansiyonum düştü herhalde hem ben sana odada kal demedim mi ne işin var senin burada ?" diye kızdım.

Derin nefesler alıp verdi.

" Duramadım "dedi ve arkasından Elif ve Selin geldi "Baş edemiyorum bu iki inatçı cadı ile "dedi Selin.

"Eğer şimdi siz ikiniz adam gibi dediklerimi yapmazsanız sizi eve yollar ve hiç bir gelişmeden haberdar Etmem " dedim.

O arada birden ameliyathane kapısı açıldı içeriden bir doktor ordusu ve en sonda da Eren çıktı.

" Hastanın yakınları ? "

Hemen doktorun yanına gidip "Benim ,durumu nedir ? "dedim.

" Zor bir ameliyat oldu, kurşunu çıkarmak baya zorladı, ayrıca fazla kan kaybetmişti.
Kurşunu çıkardık ama hayatı tehlikesi devam ediyor, şimdi yoğun bakıma alacağız ve süreci takip edeceğiz geçmiş olsun " dedi.

" Ne demek hayati tehlikesi devam ediyor ,siz orda onca adam ne yapıyorsunuz saatlerdir? ".

" Biz elimizden geleni yaptık ,gerisi hastanın direncine bağlı" dedi ne kadar kolaydı söylemek.

" Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu ?"

" Beyefendi lütfen " dedi doktor ,Karan kolumdan çekip beni uzaklaştırdı.
Ve doktorlar tek tek yürüyüp gitmeye başladı.
Eren yanıma gelip " Dostum sakin ol ,ameliyat başarılı geçti ama her türlü ilk 24 saat tehlikeli "

" Başarılı geçtiyse adam ne diyor öyle "

" 24 saate kadar hayatı tehlike devam eder ,olası tüm aksilikler göz önüne alınarak, bu bir şey olacağı anlamına gelmez "

Eren bana bir şeyler anlatırken " Ahmeet "diyen çığlığa başımı çevirdim.
Ahmet sedyede götürülüyordu ve peşinden koşan Elif'in çığlığı hastaneyi inletiyordu.

"Siktir ,aklım da kalbimde dolu "demişti Ahmet ,yoksa ,yoksa Elif mi ?
Aklı ve kalbinde ki ?"

"Ne oluyor Lan ?" Diye bağırdım çalışma odasında Ahmete, geceden beri bu kız için benim sabrımı zorlayıp duruyordu.

"Abi kızın söyledikleri doğru, küçük yaşta ailesini kaybetmiş, amcası kızın bakımını üstlenip nüfusuna geçirmis büyük ihtimalle ailesinden kalanların üstüne konmak için, başlarda iyi davranmışlar ama sonrasında şiddet, hakaret başlamış, kız bir kaç kez hastanelik olmuş, her seferinde bir yerlerden düştüm demiş ama raporlar daha çok şiddete uğradığını gösteriyor, sen hala evlenmekte kararlı mısın ?

" Sen her şeyi hallettin mi ? "

"İşlemler tamam sadece evlilik cüzdanı daha sonra gönderilecek, abi izin ver ben kızı götüreyim,bir iş bulurum ona ,bir süre benim eski evde kalır, kendi ayakları üzerine basınca "

Elimi masaya vurarak " Kesss " diye bağırdım ve sinirle ayağa kalktım sandalye arkamdan düşerken hızlı ve sert adımlarla Ahmet'in yanına yürüdüm.

"Sen ne zamandan beri benim kararlarımı sorguluyorsun" diyerek ceketinin yakasından tutup duvara yapıştırdım.

"Abi kız ürkek,zaten yeterince eziyet "

Elimi duvara vurup " Kes sesini Ahmet, hayırdır ilk görüşte aşık mı oldun ? Kıza sahip çıkmaya çalışmalar "

"Hayır abi benim aklım da kalbim de dolu ,sadece yardım etmeye çalışıyorum "

"İşin bitti burda Ahmet, git ve nikah memurunu getir "dedim ve yakasını sırtını duvara vuracak bir şekilde sertçe bıraktım.

Geçmişe doğru sürüklenirken "Boran" diyen sesle şimdiki ana döndüm.
Efnan elimden tutmuş beni peşinden sürüklerken o kadar kaybolmuştum ki " Ahh meeet ,yoğun bakıma "

" Tamam bu normalmiş Eren öyle söyledi, iyileşecek " dedim ve Efnan'ı kendime çekip koltuk altıma yerleştirdim.
Hızlı adımlarla peşlerinden giderken Elif'in sedyenin yanında Ahmet'in elini tutan eline odaklandım..

"Ben bunu nasıl görmemiştim, nasıl anlayamamıştım,tüm bu zaman içimde gözümün önünde birbirlerini mi sevmişlerdi"

Hatice abla Elif'i çekmeye çalışırken, Efnan'ı bırakıp Elif'in yanına koştum ve belinden tutup onu kendime çektim .

" Abi abiii Ahmet , lütfen bırak gideyim "dedi.

"Şimdi sessiz ol ve bırak herkes işini yapsın "dedim dönüp bana baktı ve kollarınıbbana dolayıp sarıldı.

Ahmet'i yoğun bakıma aldıklarında, Efnan'ı Karan'a sarılırken gördüm.
Oda ağlıyordu ben Elif'i sakinleştirmeye çalışırken Karan Efnan ile ilgileniyordu.

" Geç şuraya "dedim Elif' e onu sandalyelere yöneltirken.
Biz tam otururken "Hayır hayır abicim Hayır "diyen Karan'a baktım ve kollarında Efnan'ın kendinden geçip bayıldığını gördüm.

" Efnan " dedim ve Karan onu kucaklarken yanına koştum.

"Bana ver " dedim.

"Çekil önümden Boran "dedi Karan " hemşire " diye bağırarak kollarında Efnan ,koşmaya başladı.

Hemşire hemen koşup bize bir odanın kapısını açtı ve Karan hızla odaya girip onu yatağa koydu.

Hemşire tansiyonunu ölçerek " Tansiyonu düşmüş, kan veren hasta değil mi ?
Bir şeyler yedi mi? "Diye sordu.

" Evet O ,yemiş olması gerekiyor " dedim.

" Tamam şimdi bir serum takviyesi yaparız kısa zamanda kendine gelir ,korkulacak bir şey yok " dedi.
Eren odaya girip " Ne oldu ?"Diye sordu ve hemşire ile konuştu.

" Tamam "dedi ve tıbbi dilde bir şeyler söyledi hemşire başını sallayarak odadan çıktı.

"Efnan ile tüm karşılaşmalarımız hastanede olacak galiba" diyerek yanıma geldi.

" O nasıl?"dedim.

" Sakin ol dostum ,kan vermis ,muhtemelen saatlerdir bir şey yemediği için bayıldı, şimdi kendine gelir " dedi yanına gidip saçlarını okşadım .

"Iyi mi Efnan "dedi Selin hızlı adımlarla odaya girerken .

Selin'e bakıp " iyi tansiyonu düşmüş bir de çok sey yaşadı bugun,her şey üst üste geldi sabah evden çıkarken bende kırdım onu" dedim üzgün bir ifadeyle "Selin ters ters bana bakarken "Tamam sonra kızarsın şimdi senden bir şey rica edeceğim, eve gidip Efnan'a temiz kıyafetler getirme şansın var mı ?
Birde ayakkabı " Ayaklarına baktım "Neyse ki hastane terliği giymeyi akıl etmiş " dedim .

" Evet odada hemşireden istedim, ambulansa binerken ayağından düşmüş ayakkabısı "

" Tamam sen ona bir şeyler getir ,daha fazla onu bu elbiselerin içinde görmek istemiyorum " dedim .

Selin başını sallayıp arkasını döndü " Bekle seni ben götürürüm "dedi Karan .

" Ben gidebilirim "

"Gidelim Selin " dedi Karan sert bir şekilde ve önüne geçti onlar odadan çıkarken öylece arkalarından baktım.
Eren " Dostum çok geçmiş olsun,yaşanılanlar çok üzücü ama buda geçecek, ayrıca her şey yoluna girince bir yemek ısmarlarsınız karı koca "dedi.

"Her şey bir yoluna girsin de ,istediğin yemek olsun ,Efnan çok güzel yemek yapıyor seni bizim evde seve seve ağırlarız " dedim.

"Çok güzel naif bir karın var ,umarım çok mutlu olursunuz "

" İnşallah " dedim Efnan'a bakarken " O neden hala kendine gelmedi ".

" Serumun içine ekstra ilaç kattırdım dinlenmesi için bir kaç saat uyur " dedi Eren.

" Teşekkürler Dostum "dedim Eren odadan çıkarken Efnan'ın yanında Hatice ablayı bırakıp kapıdaki Hasan'a gidip bize bir oda ayarlamasını söyledim.
Muhtemelen bu gece ve sonraki geceler Ahmet kendine gelmeden kimse eve gitmeyecekti.
Hele benim inatçı karım asla gitmeyecekti .
Hasan yanımdan ayrıldıktan sonra yoğun bakımın önüne gidip cihazlara bağlı Ahmet'i izledim.

" Yapma be Koçum, Boran abi sen beni kovsanda ben seni bırakmam ne yaparsan yap hayat boyu yolun yolumdur demiştin, şimdi sakın o yolda beni yanliz bırakma "dedim cama yumruğumla yavaşça vururken .
İçim paramparça iken dısardan güçlü durmaya çalışıyordum .
Gözlerimin içine ağzımdan çıkacak kelimeye bakan sevdiğim insanlar vardı etrafımda.

"Ah be Koçum demek Elif haa ,kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi, nasıl başardın lan saklamayı, uyanda alayım bir ifadeni ah ulan Ahmet, yüreğimin seninle yanıp kavrulacağını hiç düşünmemiştim,Benim için gözünü kırpmadan ateşe atlayacağından hiç bir şüphem olmadı, Efnan'ı çok sevdiğini biliyordum da Offffffff sana hayatım boyunca borçlu kalacağım, nasıl ödeyeceğim hakkını"

" Ne düşünüyorsun?"diyen sesle başımı çevirdim.

" Sen neden ayaktasın?"dedim perişan halde yanıma gelen Efnan'a.

" Bu sorduğum sorunun cevabı değildi kocacığım " dedi ağlamaktan şişmiş gözleri ve kızarmış burnuyla .

" Eren senin bir kaç saat uyuyacağını söylemişti, senin ayakta olmaman gerekiyor daha bir saat bile olmadı ".

" Hala sorduğum soruya cevap alamadım " dedi Efnan kollarını belime sarıp bana sokulurken.

"Sen ne zamandan beri bana kafa tutar oldun karıcığım ,ayrıca sen sözümü dinlemedikçe bundan sonra benden istediğin cevapları alamayacaksın " dedim elimi kaldırıp omzuna sararken .

" Yorgun görünüyorsun Boran,biraz sende dinlensen "

" Bana diyene bak ,açlıktan ve üzüntüden bayılan sen değil miydin karıcığım "

" Aynı şeyin sana olmasını istemiyorum " dedi bana iyice sokulurken .

"Ben iyiyim merak etme ,Ahmet'te iyi olacak ,bu gece için hasan bir oda ayarlayacaktı, Selin ve Karan da eve sana temiz bir şeyler getirmeye gittiler "

Kendine bakıp sonra tekrar yoğun bakım odasındaki Ahmet'e cevirdi gözlerini " Umrumda değil ne halde olduğum sadece onun gözlerini açmasını yine sevgiyle bakmasını istiyorum, ona bir sey olacak düşüncesi ,ve bunun sebebi olmak nefesimi kesiyor ,keske hiç gelmeseydim kaderime razı gelip ölmeyi dileseydim her gece, ama o orda oyle yatıyor olmasaydı ,cok zor şuramda bir şey var "dedi elini kalbine götürerek "Çok acıyor ,sanki bir şeyleri koparıp almışlar " dedi ağlayarak.

" Bak şimdi bana ,bir daha burda olmaktan pişmanlık duyduğunu duymak istemiyorum, yaşanan her şey yaşanması gerektiği için, Ahmet sen değil kim olursa olsun kendini düşünmeden atardı o kurşunun önüne, o öyle bir adam çünkü, sevdikleri uğruna canını hiçe sayar ,ve seni çok seviyor, ayrıca iyi ki geldin Efnan,hepimize sadece bana değil gördüğün tanıdığın herkese ışık oldun " dedim gözlerinden akan yaşları silip yanağından öperken.
Sonrada onu göğsüme çekip sımsıkı sarıldım.
Eğer Ahmet'e bir şey olursa Efnan'ın asla toparlanamayacağını bir kez daha anladım .

Bugün hastanedeki üçüncü günümüz, Ahmet hayatı tehlikeyi atlattı, değerleri normale dönüyor, dün uyandırmaya çalıştılar ama hala uyanmadı .
Umarım sende bizi haftalarca bekletmezsin dedim kendi kendime.
Aynı düşündüğüm gibi üç gündür Efnan'ı hiç bir şekilde eve gönderemedim.
Onun yüzünden Elif'te gitmedi ,neyse ki Hatice abla beni çok uğraştırmadı.
Kapıdaki korumaların hepsinin işine son verdim ve yeni bir ekiple anlaştım
Şimdi Karan ve Hasan onların anlaşması ile uğraşıyor.
Ayrıca şu baş Komiser iyice canımı sıkmaya başladı zırt pırt hastaneye gelip saçma sapan şeyler sorup duruyor.
Efnan'ı hala ifade vermeye götürmedim bu yüzden de canımı durmadan sıkıyor.
Şimdi hastanenin havalandırma bölümünde elimde sigara ayağımı önümdeki demire dayamış duruyorum.
Uzun zamandır elime sigara almayan ben son üç gündür hiç içmediğim kadar içtim.
Şerefsiz Halil cenazesini kimse almaya yanaşmadığı için cesedini kimsesizler mezarlığına gömeceklerini söyledi başkomiser.
Hak ettiğini buldu.
Ahmet iyileştikten sonra amcanın da ipini çekip ayak bağından kurtulacağım ve Efnan için olası tüm tehlikeleri ortadan kaldıracağım.
Ancak Efnan'ı Muğla'ya gitmeye nasıl ikna edeceğimi henüz bilmiyorum.

" Heyy yakışıklı " dedi sen şakrak bir sesle yanıma gelen Efnan.

Tuhaf tuhaf yüzüne bakıp bir şeyler aramaya çalıştım.

" Evet evet sana söyledim, hastane havalandırması için fazla havalı ve karizmatik durmuyor musunuz sizce de ?"dedi elimdeki sigaraya uzanırken .
Elimi hemen çekip ona ters ters baktım.

"Hanımefendi galiba beni biriyle karıştırdınız, ben evliyim ve son derece kıskanç bir karım var " dedim elimdeki sigarayı alıp dudaklarıma götürdüm..

" Ahhh karınız için hem üzüldüm hemde mutlu oldum, hem çok şanslı hemde çok şansız bir kadın,sizin gibi bir adama sahip olmak oldukça zor olmalı "

" Bilmem onu karıma sormak lazım ,birazdan gelebilir bence hemen gitseniz iyi olur ".

Efnan kahkaha attı ,elimi alnına götürüp ateşi var mı diye baktım.
Çünkü hiç normal tepkiler vermiyordu.

" Güzelim sen iyi misin?" Diye sordum .

" Offf Boran cidden şöyle kapıdan girince ,öyle havalı ve yakışıklı duruyordun ki ,karın olarak bile kalbim tekledi, Allah benim yardımcım olsun " dedi bu sefer bende onunla güldüm.

"Ama varya kendinle başbasa iken bile ters ters bakman ,bak fotoğrafını bile çektim "dedi ve telefondan çektiği fotoğrafı bana gösterdi.
Üzerimde siyah takım elbisem .
Düğmeleri yarıya kadar açık beyaz gömleğim.
Elimde sigaram ağzımda üflediğim duman ,bir ayağımı korkuluğa dayamış elimde sigara olan kolumu eğilip dizime yaslamış bir şekilde karşıya bakıyorum.

" Güzel kare de bu kadar neşeli olmanı bu fotoğrafa mı bağlamalıyım karıcığım "

" Ahh Hayır ben neden geldigimi söylemedim değil mi ?"

Başımı hayır anlamında salladım.

" Offf bu kadar yakışıklı bir kocam varken aklım başımdan gidiyor onu görünce "

" Efnan esas konuya gelsen güzelim "

" Tamam tamam Ahmet uyandı ,onu haber vermeye gelmiştim"dedi .

"Sen ciddi misin ?
Ve bunu şimdi mi söylüyorsun ?" Dedim ve hemen yürümeye başladım Efnan'ın elinden tutup onu da peşimden sürükleyerek.

" Dur dur yavaş ol, yanlız değil ,onu göremeyiz şimdi "dedi durdum ve Efnan'a baktım " Nedenmiş o ?

" Çünkü ilk yavuklusunu görmek istemiş " dedi gülerek.

"Yavuklusu mu ?"
Efnan ne diyorsun ?"

" Offff Elif ,Elif diyorum Ahmet gözünü açar açmaz ilk Elif'i görmek istemiş, insan ölümden dönerken ilk sevdiğini görmek ister, Ahmet'te Elif'i sayıkladığina göre "

" Ha öyle yavuklu "dedim ve kendimi tutamayıp Efnan'ın yüzünü avucumun içine alıp sıktım, şu an öyle tatlıydı ki ,üç gündür ölü gibi dolaşıyordu ortalıkta, şimdi bir anda eski haline dönüvermişti.

"Gel bakalım gidelim şu sevgililerin yanına "dedim.

" Boran sen biliyor muydun ?"

"Hayır ama ,artık bilmeyen kalmamıştır diye düşünüyorum "

" Var ya ikisi de çok fenaymış ser verip sır vermiyorlarmış, bi iyileşsin Ahmet ben sorarım "dedi gülerek.

" Sen herseye karışmasan mı? "

" Söz veremem bu mesele mühim mesele "

" Efnan hiç bir şeye karışmayacaksın " dedim sert bir şekilde.
Bana cevap vermedi " Duyamadım "dedim.

" Offf ama bu çok sıkıcı, bari Elif ile uğraşayım, Ahmet iyileşsin gelip Elif'i istesin ,öyle gizli saklı olur mu hiç" dedi.

" Efnaaaaan "diye sertçe ikaz ettim onu.

Gözlerini kısıp " Barut Karadağ "dedi ve elimi bırakıp önüme geçti.
Arkasından ruh halinin değişimine Ahmet'in uyanmasına gülerken Efnan'ın yolunu kesen adamı görünce kan beynime sıçradı.

" Efnan Karadağ "diyerek yolunu kesti başkomiser Bülent.

"Eevet benim "dedi efnan hızlı adımlarla yanlarına giderken konuşmalarını duyabiliyordum.

" Merhaba ben başkomiser Bülent " dedi ben yanına giderken elini uzatmıştı Efnan'a tokalasmak için ben yanına vardığımda eli hala havada duran Bülent bey " Eşiniz de geldi " dedi.

Efnan bana ve komisere bakıp "Merhaba Bülent bey ,ama ben tokalaşmıyorum "diyerek adamı baş selamı ile geri çevirdi.
Aferin benim kızıma .

" Aaa Öylemi çok pardon "dedi uzattığı elini geri çekerken.

" Hayırdır baskomiser "dedim.

" Hastanız uyanmış, malum ifade şart ayrıca artık eşinizi de siz getirmezseniz biz gelip almak zorunda kalacağız "dedi.

Bize yetişen Karan " Bülent bey hoş geldiniz "diyerek elini uzattı.
Arkasında yürüyen Selin 'de yanıma gelerek selam verdi .

" Hoş bulduk ,geçmiş olsun hastanız uyanmış, hem onun hemde Efnan hanımın ifadesini artık almam gerekiyor daha fazla bekletemem " dedi.

Efnan bana bakıp "Neden nee fadesi "dedi.

" Korkma normal bir prosedür, Karan ve ben yanında olacağız,"dedim.

"Ahmet yeni uyandı,doktor izni gerek Efnan ile beraber Ahmet'i gördükten sonra zaten gelecektik buraya kadar gelmenize gerek yoktu "dedi Karan.

"Olsun işimiz bu sorun yok şimdi eğer müsaitseniz karakola gidebiliriz " dedi elimi yüzüme götürüp sıvazladım ve " Ya sabır" dedim korkuyla bana daha fazla sokulan Efnan'ın sırtını sıvazlayıp güvende olduğunu hissettirmek istedim..
Tam ağzımı acacakkken Karan araya girip " Önce hastamızı görelim farkındaysanız bu durumda mağdur olan biziz ,sonra da Efnan ile beraber karakola geliriz "dedi .

" Peki bende gidip doktordan izin alayım "diyerek yanımızdan uzaklaştı.

"Ben bu adamı öldürür, öyle bir yere gömerim ki cesedini köpekler dahi bulamaz "

" Sakin ol adam haklı ve işini yapıyor, Ahmet'i görelim sonra gideriz ifademizi verir geliriz "dedi Karan.

Elif odadan çıktıktan sonra önce Efnan odaya girdi ,camın arkasından onları izlerken Ahmet'in uzanıp Efnan'ın göz yaşlarını sildiğini gördüm.
Bir süre daha konuştuktan sonra Efnan bir şeyler söyleyip başını çevirdi ve Ahmet gülümseyip el salladı.
Başımı hafifçe sallayarak ona karşılık verdim.
Efnan odadan çıktıktan sonra yanıma gelip bana sarıldı ve "seni görmek istiyor " dedi.
Alnından öpüp onu bıraktım ve yoğun bakım kapısından içeri hemşirenin yardımı ile girdim .
Üzerime dezenfekte edilmiş önlükleri geçirip Ahmet'in yanına gittim.
Beni gördüğünde yerinden doğrulmaya çalıştı.

" Aman aman koçum yavaş "dedim.

"Boran abi "dedi.
Yanına gidip aramızdaki mesafeyi kapatıp, " Beni bırakıp gitmeyi düşünmüyordun herhalde ,peşinden gelir seni getirirdim"dedim gülümseyerek.

Ahmet boğazını temizleyip " Ben özür dilerim abi baştan farketmeliydim " .

" Sen aklını mı kaçırdın, benim senden özür dilemem ve teşekkür etmem gerek ,Efnan onun önüne atladığını söyledi,aklın neredeydi oğlum sana çok kızgınım, ya sana da bir şey olsaydı "

" Abi Halil pisliğini görür görmez tanıdım, gözleri dönmüş gibiydi, ben ne yaparsam yapayım o silahı sıkacaktı, durdurmaya çalıştım ama daha sözüm ağzımda iken tetiğe bastığını görünce başka şansım yoktu ,Efnan'ı yere itip sadece önüne atlayacak kadar vaktim oldu "

" Ah Ahmet ömrümden ömür gitti ,çok değerlisin oğlum, bir daha kendini böyle bir tehlikeye sakın atma ,bütün güvenliği değiştirdim, aralarında lucas şerefsizin köstebeğide varmış "

"Şaka mı yapıyorsun?"

"Daha dikkatli olmalıyız, bu işin şakası yok düğünden sonra herkesin şuan gözü Efnanın üzerinde beni onun üzerinden yıkmaya çalışacaklar "

" Merak etme abi ,bi kalkayım herseyi kontrol altına alacağım "

" Sen bir kalk koçum hele bi kalk ,konuşmamız gereken diğer mevzular da var konuşacağız, Elif gibi mesela "

" Şey abi sen "

" Boran bey sizi dışarı alsak artık hastanın son kontrollerini yapıp normal odaya alacağız " dedi hemşire hanım .

"Hadi şimdilik yırttın " dedim ve yavaşça omzunu sıktım.

" Boran abi ,sende çok değerlisin " dedi boğazıma bir yumru oturdu dolan gözleri kırptım hafif bir tebessüm edip çıkışa doğru ilerledim.
Kapıda Karan ve Efnan beni bekliyordu.
Efnan hemen yanıma gelip kollarını bana sardı.

" Karakola gitmemiz gerekiyormuş, biz Karan ile "

" Bende geliyorum güzelim " dedim.

" Sen gelmesende olur aslında "dedi Karan.

" Olmaz Efnan'ı yanlız bırakmam ,o başkomiser bozuntusu sınırlarını fazla zorluyor zaten "

" Ben buradayım o zaman " dedi Selin.

" Tamam Ahmet'i odaya alacaklar herşey ile ilgilen lütfen" başını salladı Efnan'ın elinden tuttum ve Karan ile birlikte karakola gitmek üzere yola çıktık.
Neredeyse bir saattir Efnan ve Karan sorgu odasında ifade veriyor .
Efnan'ın çıkınca nasıl bir ruh halinde olacağını bilmediğimden kafayı yemek üzereyim.
Yada Başkomiserin onu ne kadar zorlayıp ileri gideceğinden desem daha doğru olur.

" Daha sürer mi ?"Diye sordum yanında beklediğim memurlardan birine "

" Bir şey söyleyemem malesef "dedi .

Ellerimi saçlarımın arasından geçirip sinirle ayağa kalktım ve komiserin odasında gidip gelmeye başladım.

"Boran Bey Sakin olun birazdan gelirler diye düşünüyorum, çay kahve bir şey ister misiniz ?"

"Hayır teşekkürler "dedim ve gidip gelmeye devam ettim.
Nihayet yarım saat sonra odanın kapısı açıldı ve sapsarı olmuş suratı ile Efnan Karan'ın arkasından göründü.

Hızlı adımlarla aramızdaki mesafeyi kapattı Karan'ın önünden çekilmesi ile onu çekip kollarımın arasına aldım .
Hemen kollarını bana dolayıp başını göğsüme yaslayan Efnan'ın ağzından bir hıçkırık koptu .
Ondan biraz ayrılıp " Geçti güzelim geçti "dedim.Başını sallayıp bana daha sıkı sarıldı .

" Evet simdi ifadenizi imzalayıp gidebilirsiniz?" Dedi elinde dosyalarla odaya giren baskomiser Bülent .

" Sana onu zorlama demiştim Komiser ,karımın yüzü sapsarı, ne dedin ona " Efnan 'dan ayrılıp yanına giderken .

"Sadece sormam gerekenleri sordum ama eşiniz için hatırlaması oldukça kötü anılar, yaşadıkları adına üzüldüm, Halil gibi pisliklerin de sonunda pisliklerinde boğulması kaçınılmaz son " dedi .

" Gidebilir miyiz artık? "

" Elbette ,Efnan Hanım burada ifade verirken ,Ahmet beyin de hastanede ifadesi alındı ve ikisi de aynı ifadeyi verdi ,zaten Karan beyin sunduğu dosyada da bütün deliller ve detaylar var ,yardımlarınız için teşekkürler "dedi elini uzatarak elini sıkıp odadan yanıma Efnan'ı alarak çıktım.

" Karan "dedi Efnan ürkek bir şekilde.

"O daha sonra gelecektir "dedim ve bir an önce şu karakoldan çıkmak için adımlarımı hızlandırdım.
Hastaneye gidip Ahmet'i gördükten sonra Efnan'ı da yanıma alarak nihayet eve geldik.
Ahmet bir kaç gün daha hastanede kalacak ve tedavisine devam edilecekti.
Refakatçi olarak yanında Elif ve Hasan kaldı.
Şimdi yatak odasın da Efnan'ın duştan çıkmasını beklerken yatakta oturmuş maillerimi kontrol ediyordum.
Saat neredeyse gece yarısı olmak üzereydi.
Efnan üzerine bornoz saçında havlu ile dalgın bir şekilde banyodan çıkıp giyinme odasına doğru ilerledi.
Yatağa uzattığım ayaklarımı indirip yataktan çıktım ve peşinden gittim.
Sessiz sessiz küçük adımlarla kendi kıyafetlerinin olduğu bölüme geçti.
Üzerinden bornozu çıkarıp iç çamaşırları ile kaldı.
Banyoda olan çekmecelerden bir kaçına kendi çamaşırlarını yerleştirmiş yıkandıktan sonra banyoda giyinip öyle çıkıyordu.
Eline ne aldığının dahi farkında olmadığına emin olduğum bir gecelik aldı ve üstüne geçirdi.
Elinde havlu ile saçlarını kurutmaya çalışıyordu.
Yanına gidip havluyu elinden çıkarıp "Biraz daha saçlarınla bu şekilde savaşırsan kel kalacaksın ve emin ol sende en sevdiğim şeylerin başında saçların yer alıyor "dedim gülümseyerek.

" Şey ben farkında değildim ,ayrıca saçlarımı bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum "

" Sana özel değil aslında uzun saç seviyorum "dedim.

Gözleri aniden açılıp " Hıı yani benim değil kimin saçı uzun olsa seversin öyle mi ?"

Durup düşünür gibi yaptım " Hımmm şimdi bilemedim ne desem" elimdeki havluyu alıp omzuma vurdu "O zaman bende yarın gidip küt kestireyim de gör o zaman " dedi ve sinirle önümden geçti.

Hemen onu kolundan tutup kendime çevirdim " Ssshhh Şakaydı, sakin ol kıskanç cadı, ayrıca sakın saçlarına dokunma ,sadece sende bu kadar uzun saçı seviyorum çünkü sana çok yakışıyor " dedim.

" Hımm o zaman şimdilik durabilir "dedi gülümseyerek "Neyin var ?"Diye sordum.

Yüzü bir anda düştü "Bilmiyorum, yani ifade verirken geçmiş gelip boğazımı yapıştı sanki,Halil'in ölümüne ben sebep olmuşum gibi hissediyorum, aynı zamanda Ahmet ,birde yarın öbür gün amcamların ortaya çıkma ihtimali, yani gelip seni bulur ve sana zarar verirlerse ,ya bütün bu yaşadığım güzel anlar bir rüyaysa, sana sadece bela olmaktan korkuyorum " .

Onu kendime çekip sımsıkı sarıldım, tüm korkularını çekip almak istiyordum " Bak bir konuda haklısın, gerçekten başıma gelen en büyük belasın, ama tatlı kıskanç sivri dilli bir belasın ve inan bana hayatıma gelip girdiğin her an için şükür sebebimsin ,ayrıca Halil senin yüzünden ölmedi, kendi pisliğinde boğuldu, Amcanları hiç düşünme bile, kendi dertlerine öyle bir düşmüşler ki emin ol sen akıllarına dahi gelmiyorsundur, ayrıca ben sadece sana bir şey olursa zarar görürüm Efnan ,öbür türlü kimse bana zarar veremez" başını kaldırıp yüzünü avuçlarımın içine aldım ve göz göze gelmemizi sağladım " Senden sadece dikkatli olmanı, başına buyruk davranmamanı ve benimle inatlaşmamanı istiyorum, seni korumama izin ver Efnan ,her an sana bir şey olacak korkusu ile yaşamak istemiyorum " dedim.
Bana sadece baktı " Tamam mı?" Dedim, düşünür gibi yaptı .

" Bu söylediklerimi yaparsan bende belki çalışmanaa izin verebilirim "

"Gerçekten mi ?"

"Dediğim gibi sana bağlı,ayrıca sınava da hazırlanacaksın ve zorlandığın an işi bırakacaksın, Selin ben yada Karan sadece bizlerle çalışabilirsin ,daha sonra detaylı konuşuruz "

"Boran Karadağ her geçen gün beni kendine yeniden aşık ediyorsun "dedi ayaklarının üzerinde yükselip beni öpmeye çalışırken kendimi geri çekip " Şartları kabul ediyor musun? "

"Tamam söz, seninle bilerek zaten inatlaşmıyorum ki ,istersen yirmi koruma ile gidip gelebilirim benim için sorun değil yeter ki sen rahat ol, derslerime de çalışacağım ve o sınavı kazanacağım, zorlandığım an işi bırakacağım ve Selinle çalışmaya devam etmek istiyorum, ayrıca seni çok seviyorum " dedi gülümseyerek sonra da " Şimdi izin verirsen seni öpebilir miyim?"Diye sordu.

Eğildim " Seninim " dedim ve hemen dudaklarımızı birleştirdim.

Derin bir öpüşmeden sonra nefes almak için birbimizden ayrıldık nefes nefese " Saçlarını kurut uyuyalım, hastalanmanı istemiyorum " dedim.

" Saçlarımı tarayıp örmeni istesem " dedi.

" Hadi Efnan saçlarını kurut ben uyuyorum " dedim ondan ayrılıp yatak odasına ilerlerken .

" Sanki ne istedik" diye söylenip arkamdan gelmeye başladı.

Banyoya ondan önce gidip tarağı elime aldım ve o gelmeden yatağa oturdum.
Efnan önümden geçip banyoya giderken " Tarak burada Hadi gel " dedim elimi yatağa vurarak .
Gülümseyip yanıma koştu ve hemen önüme oturdu .
Yavaşça canını acıtmadan saçlarını tarayıp öruyorken Efnan derin bir iç çekip konuşmaya başladı.

" Boran ,bir insan hem Anne hem baba , hemde eş olabiliyorsa ,sen benim için bu saydıklarımın hepsisin.
Bir gun birinin saçlarımı tarayıp öreceğini asla hayal dahi etmezdim ,yengem her sabah okula giderken Pelin'in saçlarını tarayıp örer hep uzaktan izler ve gözyaşlarımı içime akıtırdım.
Baba güvendiğin dağ derler, gölgesinde soluklandığın,sevgisi ile sarıp sarmalayan, amcam her gece işten gelince Pelin baba diye çığlık atar boynuna atlayıp sarılırdı amcam da her gece canım kızım diye onu kucağına alır koltuğa geçer saçlarını öpüp okşardı benimse sadece merdiven başında oturup izlemekti payıma düşen, beni hiç koruyan ,sevgiyle sarıp sarmalayan ,saçlarımı tarayıp güven veren olmadı ,şimdi sen bütün bunları yapıyorsun ya ,sanki bütün eksiklerim teker teker yüzüme çarparken, aynı zamanda o eksikleri kapatıyorsun ,öyle değerlisin ki ,az önce saydığım bütün sıfatları bir anda yaşatıyorsun bana " dedi saçlarından çektiğim ellerimi omuzlarına sarıp onu sımsıkı kucakladım.

Söyleyecek tek bir cümlem tek bir kelimem yoktu ,zaten ne diyebilirdim ki ,sadece tek amacım ona yetebilmek olabilirdi ,onu kucağıma çekip yatağa uzandım ve onu bırakmadan bir elimle sarılırken diğer elimle üzerimizi örtüp boynundan öperek " Ben hep burda olacağım Efnan bana yüklediğin bütün sıfatlarla, ne zaman hangisini istersen o olarak yanında duracağım ,şimdi kapat gözlerini ve derin bir uyku çek" dedim cevap vermedi bende zaten cevap beklemeden gözlerimi kapattım.

Son bir haftadır hastane ve ev arası mekik dokuyoruz, Efnan sabah erkenden kalkıp mutfağa giriyor Hatice Abla ile birlikte kahvaltı hazırlıyor birlikte kahvaltımızı yapıp hastaneye gidiyoruz ,yetmiyor her sabah hastanedekilere kahvaltılık taşıyoruz .
Nihayet bugün Ahmet'i taburcu ediyoruz ,öncesinde Efnan'ın doktor randevusu var ama onun bundan haberi yok henüz ona söyleme şansım olmadı.
Haftalar öncesinden bulduğum psikolog ile en son dayanamayıp bu sabah konuştum ve bu gün için randevu aldım.
Gerçi bugün herhangi bir seans olmayacak sadece tanışma ve küçük bir izlenim için gidiyoruz .
Çünkü Efnan'ın vurulma olayından beri kabusları her zamankinden daha fazla ve korkunç bir hal aldı.
Her gece uykudan sıçrayarak terler için de uyanıyor.
Bazen ben onu sarsıp uyandırıyorum bazende onun çığlıkları ile uykumdan ben sıçrıyorum.
Kabuslardan sonra derin bir suskunluk yaşıyor yada göz yaşlarına boğuluyor.
İlk defa dün gece çok başka bir ruh hali içindeydi .
Rüyasında her ne gördüyse Efnan çok farklıydı .
Normalde bir süre benden bile uzaklaşıp yatağın kenarında öylece bekleyip duran Efnan dün gece de çığlıklar içinde uyandı.
Şimdi çalışma odasında dün geceki halleri aklıma gelince ne görmüş olabileceğini düşünmeden edemiyorum.

" Dokunma bana çek ellerini aşağılık herif ,evliyim ben " diyerek yataktan sıçradı.
Tüm gece çalışıp odaya henüz yeni girmiştim.

" Efnan, güzelim tamam geçti yine kabus gördün " dedim onu kendime çekerek.

Efnan bana bakıp bir anda dudaklarını dudaklarıma yapıştırıp üzerimdeki tişörtün eteklerini çekiştirmeye başladı.
Ellerini tutup onu durdurmaya çalıştım benden ayrılıp gözlerimin içine bakarak " Neden beni durduruyorsun " dedi.

" Kendinde olduğundan emin olmaya çalışıyorum "

" Ne demek kendinde olduğundan emin olmaya çalışıyorum gayet kendimdeyim " dedi ve kendi üstünün eteklerinden tutup kaldırdı ve başından çıkarıp attı.
Elimden tutup göğsüne götürürken dudaklarımızı tekrar birleştirdi.
Elim öylece göğüslerinde dururken Efnan benden ayrılmadan kucağıma çıkıp oturdu ve aramızdaki mesafeyi kapattı.
Diğer elimden tutup elini belime götürdü ve üzerimde hareketlenmeye başladı.
Siktir kendimi tutmakta zorlanıyordum Efnan benden ayrılıp "Neden öylece duruyorsun beni istemiyor musun ? " Diye sordu .

" Bu yaptıklarının gördüğün kabus ile ilgisi var mı ? Ne gördün ?"

"Gecenin bu saatinde gördüğüm kabusu konuşmak değil, seninle sevişmek istiyorum, Sevis benimle Boran "dedi.

Şüpheyle ona bakmaya devam edince " Tamam havanda değilsin anladım "dedi ve üzerimden kalkmaya çalıştı.
Belinden tutup onu havaya kaldırdım ve onu tek hamlede altıma aldım.

" Sevişmek mi istiyorsun ,iyi sevişelim o zaman "dedim ve sütyenini aşağıya çekip göğüslerini açığa çıkardım ve dudaklarımı bastırdım.

" Boran ben hazırım " dedi Efnan çalışma odasının kapısından başını uzatarak .
Dün geceki düşüncelerimden sıyrılıp Efnan'a baktım. Başımı gel anlamında salladım ve oda hemen kapıyı açıp içeri girdi.
Üzerinde haki yeşili boğazlı sıfır kol triko bir elbise vardı.
Altına siyah bir çizme giymiş saçlarını da açık bırakmıştı.
Baştan aşağı onu süzdükten sonra ayağa kalkıp masanın arkasından çıktım.
Efnan'ın tam önünde durup ellerimi çıplak kollarında gezdirerek ,"sence bu hava için bu elbise uygun mu ?"Diye sordum.


Elbiseye bakıp " Evet neden uygun olmasin ki üzerime kaban giyeceğim soğuktan korunmak için "dedi.

Eğilip açıkta olan kolunu öpüp sonra da dişlerimi geçirdim.

Efnan benden kaçıp " Ne yapıyorsun, delirdin mi ? Yada kahvaltı da yeterince doymadan mı kalktın "dedi ısırdığım yeri tutarak .
Kahkaha atıp elbisesinin boğazını aşağıya doğru çekerek dün gece göğsünün üzerinde bıraktığım izi gösterdim.

" Belki aynı izden burada da çıkarsa kollarını da kapatırsın diye düşündüm " dedim izin üzerinden öperken.

" Saçmalama Boran bende boynunu ısırıp seninle ödeşirim " dedi.

" Hiç durma karıcığım istediğini yapabilirsin Seninim " dedim.

" Yani, yok daha neler ,öyle bir şey yapmayacaksın, sen aklını mı kaybettinler yok mu ?"

" Yok neden olsun ki ?"

" Bilmem,izin vermezsin diye düşündüm "

" Yok al güzelim istediğin boynumu ısırıp iz bırakmak olsun"

" hıhhhh hayır istemiyorum böylesi hiç eğlenceli değil " dedi .
Bu sefer kendimi tutamayıp kahkaha attım.

" Eğlenceli değil ha "

" Evet ,senin şuan delirmen falan lazımdı ,öyle hemen kabul etmeler seninim demeler ,işin eğlencesi kalmıyor " .

"Baksen demek beni delirtmekten keyif alıyorsun?"dedim yavaş Yavaş üzerine doğru yürüyerek .

" Şey her zaman değil, sadece böyle özel anlarımızda, yoksa neden öyle bir şeyden zevk alayım ki Barut Karadağ ile yüzleşmekten aslında hiç hazetmiyorum " dedi ve geri geriye yürümeye devam etti bir anda sırtı kapıya çarptı.

" Şimdi nereye kaçacaksın Efnan Karadağ ,hım yada Kurnaz Karadağ mı demeliyim?"

" Kurnaz Karadağ mı ?
Ben mi kurnazım ne alakası var "

" Kurnaz değil misin ?
Az önce beni delirtmeye çalışıp kışkırtarak kurnazlık yapmıyor muydun ?"

" Hii hiiiç alakası yok "dedi ellerimi başının kenarından kapıya yaslayıp onu kapı ve kendi aramda sıkıştırıp " Kesin yoktur" dedim.

" Offffffff çok güzel kokuyorsun ,parfümünü mu değiştirdin?"diye sordu .

" Birde kurnaz değilim diyorsun ,konuyu neden değiştiriyorsun karıcığım "dedim..

"Bence artık gitmeliyiz, çok zaman kaybettik " dedi yakasını aşağıya çekip dün gece ısırdığım yere tekrar dişlerimi geçirdim Efnan çığlık atıp " Bunu yanına bırakmayacağım yemin ederim "dedi ısırdığım yeri öpüp ondan ayrıldım ve yakasını düzelttim kulağına eğilip " Elinden geleni ardına koyma karıcığım "dedim ve kapının koluna uzanıp açtım.

Efnan hemen kapının arkasından çekilip arkamdan hareketlendi .
Eline uzandım elini çekti tekrar uzanıp elini tuttum ve parmaklarımı parmaklarının arasından geçirip sıktım " Akıllı ol ve rahat dur karıcığım "dedim.
Kapının önünde vestiyerde duran kabanını giydi sonra da eline siyah çantasını aldı ve birlikte evden çıktık.

Bütün yol boyunca telefon ile uğraştığı için, nereye gittiğimizin farkında değildi.
Arabayı park edip durduğumda kafasını kaldırıp " Nereye geldik ,hastaneye gitmeyecekmiydik?"Diye sordu.
Emniyet kemerini çözüp arabadan indim ve onu cevapsız bıraktım.
Arkamdan oda hemen indi elinden tuttum " Nereye geldiğimizi söylemeyecek misin?"
Derin bir nefes çekip "Psikoloğa" dedim.

Uzun uzun bana baktı ve " Bunu bana şimdi mi söylüyorsun, gelmek isteyip istemediğimi sormadan hemde ?"

"Güzelim ,uzun zamandır planlıyorduk zaten ama hep bir şeyler engel oldu ,şimdi gidip doktorunla tanışalım sadece "

"Neden bugün, dün yada önceki gün değil yada yarın neden bugün, dün gece olanlar yüzünden değil mi ? "

" Dün gece olan bir şey yok güzelim, sadece birlikte keyifli bir an yaşadık, ama evet her gece olanlar öne çekmeme neden olmuş olabilir ,uyumuyorsun Efnan ,gözlerini kapattığın anda kabuslarla yataktan sıçrıyorsun ,buna daha ne kadar dayanabilirsin ki ,bugün sadece tanışacağız ,hem bende yanında olacağım, daha sonra da gidip Ahmet'i eve götüreceğiz, sonrasında sana bir sürprizim var "

"Hıhhhh " dedi elini kaldırıp doktorun binasını işaret ederek "Bunun gibi bir sürpriz ise istemiyorum teşekkürler, bugün sürprizlere doydum "dedi ve arkasını dönüp binaya doğru yürümeye başladı.
Kolay olmayacağını biliyordum ,en azından çok fazla zorlamadı diye şükrettim ve arkasından yürüyüp ona yetiştim.
Birlikte doktorun ofisinden içeri girdik bizi kapıda uzun böyle kumral bir bayan karşıladı.

" Merhaba Boran Karadağ ben, eşim Efnan Karadağ adına randevumuz vardı Ender Hanım müsait mi ?"

" Merhaba ,Hoşgeldiniz Boran bey ve Efnan Hanım, evet Ender bey müsait sizi bekliyor "dedi gülümseyerek.

" Ender bey mi, Hanım mı? Diye sordu Efnan.

"Ben Hanım sanıyordum ama bilmiyorum hadi gel içeri geçelim öğreniriz " dedim ve asistanın yönlendirmesi ile doktorun odasına geçtik.

Siktir gerçekten bir beydi hemde fazla yakışıklı bir bey doktor ayağa kalkıp " Efnan Karadağ " dedi ve Efnan'a doğru ilerleyip elini uzattı.
Efnan " Evet benim ,üzgünüm tokalaşmıyorum "dedi ona bakıp içten içe gülümsedim.
Öğrenmişti benim kadınım,temastan uzak duruyordu.

" Peki "dedi ve elini bana uzatıp benimle tokalaştıktan sonra bize masasının karşısında duran ikili koltuğu gösterdi Efnan ile birlikte geçip oturduk.
Doktor da hemen bizim yanımızda duran tekli koltuğa oturdu.

" Efnan Hanım ,Hoşgeldiniz ,nasılsınız eşiniz durumunuzu anlatan bir mail atmıştı ve bende sizinle görüşmek istediğimi belirttim ,bugün ki sadece bir tanışma, daha sonra size de uygun olan bir program yapar seanslara başlarız " dedi .

"Hosbulduk ,iyiyim ,teşekkürler dediğiniz gibi eşimin isteği ile buradayız ,merak ettikleriniz varsa ,sorabilirsiniz "dedi Efnan illa kendi isteğiyle gelmediğini belirtecekti.

"Pekala sık sık kabus görüyormuşsunuz, bunların neyle ilgili olduğundan bahsetmek ister misiniz?"

" Bunun sadece ön tanışma olduğunu zannediyordum, tanıştığımıza göre gidebilir miyiz ?"dedi ve ayağa kalktı.
Elimle yüzümü sıvazlayıp sakalımı çektim ve Efnan'ın elini tutup ,
"Otur Efnan " dedim.
Bana bakıp " Ama ben gitmek istiyorum " dedi .

" Efnan Hanım lütfen Oturun, sadece konuşmaya çalışıyorum, anlaşılan bu konu pek dile getirmekten hoşlanmadığınız bir konu, öyle bir anda sorduğum için üzgünüm "dedi doktor.

Efnan'ın elini çekip oturttum.
Efnan önce bana sonra doktora baktı eliyle çantasını sıkarken başını önüne eğdi ve " Bu konu daha önce sadece bir kez eşimle konuştuğum bir konu, genelde konuşmaktan hoşlanmam, kabuslarım geçmişte yaşadıklarımın benzer şekillerde karşıma çıkış şekli " dedi.

" Mesela ?
Biraz daha acmanızı istesem ona göre randevuyu öne alıp almamaya karar vereceğim "

"Mesela geçen hafta benim yüzümden bir adam öldü biri de ölümden döndü birazdan onu hastaneden çıkarıp eve götüreceğiz,son bir haftadır yakamdan düşmeyen kabuslarım bunlarla ilgili, öğrenmek istediğiniz bu mu ?"Diye sert bir şekilde çıkıştı.

" Neden kendinizi bu ölümden sorumlu tutuyorsunuz?"

" Çünkü adam benden neredeyse 30 yaş büyüktü bilmiyorum belki de daha fazla ,onunla evlendiriliyordum ve düğün günü düğünden kaçtım adam aylar sonra gelip beni buldu ve öldürmeye çalıştı ama kendisi öldü "

" Sizde bu ölümden kendinizi mi sorumlu tutuyorsunuz ,sonuçta adam sizi öldürmeye çalışmış, ya siz ölecektiniz ya da o "

"Sonuç değişmiyor doktor, yine de bir insan benim yüzümden öldü,buda sürekli beynimde çarkların dönmesine sebep oluyor ,ve düğününden kaçtığım Halil şekilden şekile girerek gece rüyalarımı süslüyor ,şimdi izninizle daha fazla konuşmak istemiyorum ,siz uygun olduğunuz saatleri eşime bildirirsiniz"dedi ve kimseyi beklemeden ve dinlemeden ayağa kalkıp kapıyı çarparak odadan çıktı.

" Eşiniz ile hemen seanslara başlamak istiyorum Boran bey ,bugün cuma ,pazartesi size uygunsa asistanım uygun saati ayarlayıp size dönsün " dedi .

" Elbette sizden haber bekliyorum, kusura bakmayın, kendisi için çok zor "

" Estağfurullah anlıyorum, pazartesi görüşmek dileğiyle "dedi el sıkıştık ve odadan çıktım .
Efnan'ı aşağıda arabanın önünde beklerken buldum, arabayı açar açmaz beni beklemeden arabaya binip kemerini bağladı.

" Güzelim " dedim "konuşmak istemiyorum " dedi bende zorlamak istemediğim için sessiz kaldım.
Hastane gidiş yolu boyunca sadece yolu izledi ,Ahmet'in çıkışını hallettikten sonra eve dönüş yolunda da hiç konuşmadı.
Kendini tamamen kapatmış sessizliğe gömmüştü.

Karan yanıma gelip "Kavga mı ettiniz hayırdır Efnan'ın neyi var ?" Diye sordu .

" Psikoloğa gittik ,ona sormadan götürdüm onu ,galiba biraz sarsıldı ,bak ne diyeceğim şimdi onu alıp çiftliğe götürcem orayı çok sevmişti, sende gel haftasonunu birlikte geçirelim "

" Olur Rüzgar'ı görmeyeli çok olmuştu "dedi.

" Anlaştık Kardeşim görüşürüz " dedim ve koluna vurup Ahmet ile konuşan Efnan'ın yanına gittim.
Ahmet'in tüm ısrarlarına rağmen onu bizim evimize getirmiş kendi evine gitmesine izin vermemişti Efnan.

" Güzelim benimle gelir misin ?"dedim konuşmadan yerinden kalkıp arkamdan geldi.
Elini tuttum ve kabanını ve çantasını alarak onu dışarı çıkardım.

" Nereye ?"

" Sürpriz " dedim ve arabaya bindirdim.
Arkasından bende binip arabayı çalıştırarak yola koyuldum.
Efnan bütün yol boyunca konuşmamak için uyudu .
Yolda Efnan uyurken Selin'e de mesaj atıp çiftliğe gelmesini yazdım.
Haftasonu bizim deli kavgalı aşıklar ve küs karımla nasıl geçecek çok merak ediyorum.
Neredeyse bir saatlik yolculuktan sonra arabayı çiftliğin kapısından içeri sürerek evin önünde durdurdum.
Hala uyuyan Efnan'ın tarafına eğilip yüzüne düşen saçlarını çekerek " Efnan uyan güzelim geldik "dedim .
Parmağımı yüzünde gezdirirken gözünü açan Efnan " Nereye geldik "diye sordu..

"Etrafına bak "dedim yerinde doğrulup etrafa baktı ve " Çiftliğe mi geldik ?"

" Evet hadi in " dedim ve kemerini çözüp arabadan indim.
Onun tarafına geçip uyku sersemliğinden kurtulup inmesini bekledim..
Arabadan sarsak adımlarla indi "İyi misin? Diye sordum.

" Ayaklarım uyuşmuş galiba, hareketsizlikten " dedi gülerek elini tutup gel dedim ve onu direkt tavla bölümüne doğru sürükledim.

"Fırtına'yı çok özlemişsin galiba ?" Dedi Ama Fırtına,yı geçince "Boran"dedi .

" Gel " dedim ve Kasırga ve Rüzgar'ın da önünden geçip onu Alabora yazan yerin önüne getirdim ve " Tanıştırayım Alabora ,Efnan ,Efnan , Alabora " dedim at bize hırlarken Efnan Sevinçle çığlık atıp boynuma atladı.































Czytaj Dalej

To Też Polubisz

2.8M 144K 16
Maça Kızı 8 serisinin devam bölümlerini içermektedir.
612 74 8
İstenmeyen bir berdel ve düşman çiftler... Tozlu çarşaflara sarılmış sırlarla dolu onca hayatı berdel ile kurtarabileceğini bilseydi Meral, o gün yin...
3M 161K 40
Heja güzelliği ve cesaretiyle Amed'e nam salmış kadın. Ağir yakışıklılığı ve bastığı yeri titreyișiyle Amed'in saygı duyulan ağası... Kadın çok sevd...
5.1K 175 10
Bir adam vardı. Şakakları zehir. Bir kadın vardı. Kalbi mezar. Bir de yanık bir sevda. Vuslat hiç bu kadar uzak olmamıştı.