Gölgenin Aşkı ლ

Av Elizabethstark1

19.5K 1.8K 2.8K

❤WattpadRomanceTr Tarihi Baştan Yazan Kurgular Kategorisi❤ Demir ve Ametist'in aşk için verdikleri mücadele... Mer

Tanıtımლ
YENİ KİTAP DUYURUSU: AYRIK (01.03.2023)
Bilgilendirme ve Harita ლ
Siyah Gözlerin Sahibi ლ
Hayatın Hediyesiლ
Kalplerin Birliğiლ
Aşk Bir Delilik ლ
Beklenmeyen Kişi ლ
Altın Kafesლ
Hak Ettiğim Hayatლ
Gölgeler ve Işıklarლ
Hastalıklı Korkularლ
Tutulmayan Sözler ლ
Kıskançlık Tohumları ლ
Sorunlardan Kaçışლ
Kan Gölü ლ
Doğruları Kaybetmek ლ
Belirsizliğe Mahkum Olmakლ
Aşk İçin Kurulan Şehirლ
Kudretin Yetmediği Şeyler ლ
Yanlış Zamanლ
Acımayacağım ლ
Ölümün Yüzüლ
Merhametin Çığlığı ლ
Yanlış İsimლ
Doğru Zamanლ
Zarar Veren ლ
Bedelლ
Gerçeği Ortaya Dökmek ლ
Yaşamak ve Yükselmek ლ
Hiçbir Şey Bitmediლ
Bir Şans ლ
Kendini Kaybedenლ
Karamsarlıkლ
Sevmek veya Sevilmek ლ
İçimdeki Fırtınaლ
Sevilmekლ
Yas Tutmaya Hakkım Yok! ლ
Yaklaşan Tehlikeლ
Aileლ
Bir Hayalden İbaretsin ლ
Parçalanmışლ
Zafer İçin Ödediğim Bedelლ
Işığın Boğulmasıლ
Her Şeye Hakim ლ
Yaşam Işığı ლ
Yürekten Kayıp Giden ლ (FİNAL)
Kapaklarლ

İmrenmekლ

129 13 0
Av Elizabethstark1

Oy ve yorumlarınızı benden esirgemezseniz, çok mutlu olurum.

Bölüm Şarkısı: Ruelle - Monters

Yayın Tarihi: 10.08.2022 (21:14)

Yorumlarınızı merakla bekliyorum! Lütfen kendinizi belli edin. :)

Talhin Sultanlığı – Başkent : Alkant

Nazan

Zaferin tadı, kokusu bambaşkaydı. İnsan denilen varlık, kendini muazzam güçle donatılmış hissediyordu. Güç, damarımda akan kan gibiydi. Bedenimde dolaşıyor, kalbimden yayılıyordu. Beni asla terk etmeyecekti. Ben her daim güçlü olduğum gibi her daim girdiğim savaşları kazanırdım. Kaybettiğim sanılsa bile aslında zaferimin şafağını görüyorlardı. Sabır gerekiyordu her şey için. Sabrın sonunda meyveler olgunlaşırdı. Ben de sabretmiştim. Sabrımın karşılığını alıyordum.

Keyfime diyecek yoktu. Hayatımın en güzel dönemi başlamıştı. Gülgün sağlıklıydı, Batur'a sahiptim. Aşina buradan defolup, gitmişti. İkizlerinden dolayı yolculuğu önemliydi. Duyduğuma göre sapasağlam ülkesine varması için Sultan önemli askerlerini görevlendirmişti. Eh, Kayhan hala önemliydi. Batur'un varisiydi. Onun canını tehlikeye atamazlardı. Hoş, Aşina'nın oğlunu götürmesine bir şey dememişlerdi. Bana güveniyorlardı, ben de güvenlerini boşa çıkarmayacaktım. Bir oğlan doğuracaktım. O zaman Aşina'nın çocukları unutulacaktı.

Ahsen Sultan'ın yanındaydım. Sarayın bahçesinde diğer saray hanımlarıyla beraber oturuyorduk. Zülal aramızda değildi. Aşina gideli birkaç gün olmuştu, kendisi bunu hala aşamamıştı. Küçük bir kız çocuğu gibi davranıyordu. Aşina onun bir şeyi değildi, neyin tepkisini veriyordu? Aşina olmadan hayatı nasılsa o şekilde devam edebilirdi.

"Zülal yine bizimle değil," dedim.

Ahsen Sultan "Birkaç güne düzelir, merak etmeyin. Aşina'yla doğmadı ya, elbette normal hayatına döner."

Gülfem "Bence o başka bir konudan dolayı da tepkili, anne. Onu evlendirmek istediğini söylediğin için de kızıyor."

Kaşlarım havaya kalkmıştı. Bu konuyu daha önce duymamıştım. "Ben bunu bilmiyordum," diye mırıldandım.

"Ah, bilmemen normal. Aşina gidince ortaya çıktı bu konu. Bizim tatlı Zülal'imiz, Aşina'nın abisiyle evlenmek istediğini dile getirdi. İnanabiliyor musun? Bir Maralaylı ile evlenmek istedi. Olanları görmemiş gibi. Vaziyet bu olunca annem de böyle bir karar aldı. Babam küçük kızına düşkün, ona kıyamaz ama o bile bu durumda annemden yana oldu."

Annem hızla "Çok doğru bir karar olmuş," dedi. Anneme baktığımda gözleri hırsla parlamıştı. Bunu kendine göre kullanacaktı, neden yapmasındı? Daha fazla güç için her şeyi yapardı. "Uygun bir eş adayı önerebilirim."

Ahsen Sultan "Zülal kendisini toparlarsın, bakarız. Hemen inatlaşmak istemiyorum. İnatlaşınca Zülal kontrol edilemez birisi oluyor."

"Kendisine yakışmayacak bir insana tutuluyor. Manay Beg'in ülkesinde bir önemi bile yok, nasıl onunla evlenmek ister ki?" dedim.

Gülfem "Kendi konumunun farkında olsaydı Aşina'yla yakın olmazdı. Aptal Zülal. Ne sanıyordu, Aşina'nın onu da ülkesine götüreceği mi? Komik valla!"

"İnsanlar hata yapa yapa doğruyu bulur. Zülal için böyle olacak. Yanlış insanlarla atıp tuttu şimdi doğruyu görecek."

"Manay Beg'i kendisine eş olarak görmesi bile onun hayalci olduğunu gösterir."

Annem "Şimdi yapması gereken şey, ailesine yakışan ve onun kıymetini bilecek birisiyle evlenmek olacak."

"Benim yaptığım gibi," dedi başı dik bir şekilde. Onun da bir zamanlar Manay Beg'e nasıl sevdalı olduğunu biliyordum. Sırf bu nedenle apar topar evlendirilmişti. Aynı akıbete kız kardeşinin uğraması onu rahatsız etmiyor gibi duruyordu.

Ahsen Sultan "Can sıkan konuları geçelim. Nazan sana özel bir hediyem var. Aşina Begüm'ün kullandığı odalar bilirsin, sarayın en güzel odaları. Batur'un isteğiyle oraya yerleşti. Şimdi o odalar boşaldığına göre artık sen kullanabilirsin."

"Gerçekten mi?"

"Elbette kızım, sen artık bizim biriciğimizsin. Neden seni kenarda tutalım? Bugünden itibaren o odaları kullan. Kimsecikler bir şey diyemez."

Başımı hafifçe eğdim. "Teşekkür ederim, Sultan Anne."

"Senin bu savaşı kazanacağını hep biliyordum, hep inandım. Han'a bile söyledim. Nazan tuttuğunu koparan bir kız, dışarıdan gelmiş bir yosmaya bu saraya hanım yapmaz dedim. Beni haklı çıkardın."

Annem "O Maralaylı Begüm'ün burada yapamayacağı çok açıktı. Keşke akıl etseydi, hiç gelmeseydi. Şimdi herkes layığını buldu."

"Bundan sonra her şey güzel olacak. Devir, Nazan'ın devri."

"Benim devrim, Talhin'in en görkemli devri olacak. Düşmanlarımın korktuğu dostlarımınsa huzur bulduğu bir devir," dedim. Gülümseyerek yanımdakilere baktım. Beni hanım olarak göreceklerdi, görmezlerse olacaklardan ben sorumlu değildim.

Sessiz sedasız Aşina'nın kullandığı odalara geçmiştim. Ahsen Sultan bana bu odaları vermişken elbette doya doya kullanacaktım. Kenarda kalamazdım, o devir bitmişti. Benim kullandığım odalara kıyasla göre genişti. Ahsen Sultan, Aşina'nın izlerini silmişti, gösterişli döşenmişti. Tuhaf, her şeye rağmen bu odalar beni ürkütüyordu. Aşina olmasa bile, gölgesi bu odaya sinmiş gibiydi. Batur yanıma uğrarsa belki bu uğursuzluk dağılırdı. Hoş, çalışma odasından asla çıkmıyordu.

Kapım tıklandığında gel dememle İlter içeri girmişti. Aşina'nın peşinden gitmemişti. Daha neyi bekliyordu? Sonra onu dikkatle inceliğimde farklı giyindiğini gördüm. Paralı bir asker gibi giyinmişti. Ah, detaylı baksaydım keşke.

İlter "Bu odaların sahibi asla olamayacaksın, Nazan. Ne yaparsan yap, gidenin boşluğunu dolduramazsın."

"Şu an sahibiyim, kimse buna karşı çıkmıyor. Artık karşı çıkacak insan yok, İlter," dedim. Onu boydan süzmüştüm. "Neden böyle giyindin?"

"Gidiyorum, Nazan. Maralay'da Talhin Sultanlığı'nın Mirzası gibi görünmek istemediğim için böyle giyindim. Yanıma kılıç, hançer ve bir miktar para aldım. Diğer eşyalarım burada kalacak. Bundan böyle Talhinli değilim," dedi. Buna gülmüştüm. Delirmişti herhalde. Söylediği gibi her şey olabilir miydi? İnsan özünü kolayca terk edemezdi.

"Özünü mü terk ediyorsun? Ülkene sırtını mı döneceksin? Ah, İlter. Kimse bu dediğini yapamadı, yapacak cesareti olamadı."

"Hiçbir vakit bu ülke beni benimsedi. Hainin oğlu diye aşağılandım. O yüzden kolay olacak."

"Aşk uğruna bunlar yapılır mı? Delilik!"

"Aşina aşkı için buralara geldiyse ben de oralara giderim. Bunda şaşılacak, delilik olarak görülecek bir şey görmüyorum."

"Aşina aşkı için özünü değiştirmedi, sense özünü ret ediyorsun. Sen onu çok seviyorsun ama o seni senin sevdiğin kadar sevmeyecek hatta hiç sevmeyecek!"

"Benim sevgim, benim aşkım ikimize yeter. Tıpkı onun annesiyle babası gibi olacağız. Hayalini kurduğu aşkı ona verecek olan kişi benim."

"Gidiyorsun, şunu bil ki bu sarayın kapısı her daim sana açık. Ret edileceğine göre tıpış tıpış dönersin."

"Ret edilirsem de dönmeyeceğimi bil. Burada gururumu hiçe sayıp yaşamaktansa, aşkım için sefil bir halde ölmeyi tercih ederim. Görüşürüz, Nazan. Kendine ve kızımıza iyi bak," dedi. Saygıyla başını eğdikten sonra odadan çıkmıştı.

Salak! Kendi bile bile ateşe atıyordu. Aşina'ya asla sahip olamayacaktı, onu kabul etmeyecekti. Onca olaydan sonra nasıl kabul etsindi? Etmesi için Aşina'nın İlter'e bir şeyler hissetmesi gerekliydi. Bana göre Aşina sadece kendini düşünen bir hatundu. Başkasına aşık olacak, kalbini verecek birisi değildi. Neden bunu görmüyorlardı? Aşina için aşk, basit bir maceraydı. Hevesini alınca küçük bir çocuğun oyuncağını attığı gibi kenara atıyordu. Batur'dan hevesini aldı, İlter'le oynadı ve bitti. Bundan sonrasında Aşina yeni maceralar bulurdu bulmasına ama eskilere dönmeyeceği kesindi.

Açıkçası Aşina'ya imrenmiştim. Hiçbir erkek beni tutkuyla sevmemişti. Hep seven taraf ben olmuştum. Belki Batur beni severdi. Aşina yoktu sonuçta. Bana neden şans vermesindi? Yaşanan olaylarda tamamen suçlu değildim. Herkesin suçu varmış, ödemiştik. Yeni bir başlangıç yapacaksak birbirimize şans vermeliydik. Geçmişin solmuş hatırasıyla yaşayacak değildik. Kötü bir seldi, aktı geçti. Selin ardından kalanlara odaklanmalıydık.

Gece yarısı aniden kapımın açılmasıyla yerimden sıçradım. Gelen Batur'du. Gözlerine bakınca çakır keyif olduğunu anlamıştım. Baygın baygın bana bakıyordu. Yatağımdan kalkıp yanına geldim. Onu düzgünce yatağa oturttum.

"Batur, içmişsin," diye mırıldandım.

Batur "Ben içmeyeceğim de kimler içsin, Nazan. İçtim, içtim bu odaya geldim ama karşımda seni buldum. Aşina'nın yokluğunu böyle mi dolduracaksın? Onun odalarına geçtin, hadi onun gibi giyinsene."

Yüzüne sinirle tokat attığım zaman gülmüştü. Elini çenesine götürüp bana bakıyordu. "Benim Aşina'ya özenme gibi bir durumum yok."

"İstesen bile o olamazsın," dedi. Derin bir nefes aldı, yukarı baktı. "Biliyor musun? Onu ilk gördüğüm anda dedim ki bu kız benim için yaratılmış olmalı. O endamı, yürüyüşü ve bakışıyla beni o anda deli divane yapmıştı."

"Batur, kendine gel! Aşina artık yok, bitti. Sürekli onu anarak bir şey elde edemezsin. Senin yanında ben varım," dedim ve hayal kırıklığına uğramış gibi bana baktı.

"Ben yanımda seni mi hayal ettim? Hayır. Hayalim Aşina'ylaydı ama olmadı. Tek başıma burada kalakaldım. Bu yükle nasıl baş edebilirim, bilemiyorum."

Elimi yüzüne koydum. Bana baktığında gülümsedim. "Ben yanındayım. Herkes gitse bile ben hep olacağım. Niye bunu anlamıyorsun?"

"Sen benim kalbimi söküp aldın, Nazan. Sözlerinle beni zehirledin, hata yapmama neden oldun. Sayende hiçbir şeyim yok."

"Hayır, ben varım. Senin hayatındaki en büyük servet benim. Hadi, kendini benim kollarıma bırak," dedim. Dudaklarını yavaşça öpmüştüm. Bir elimi yüzüne koymuştum. Beni kendisinden uzaklaştırmıştı. "Batur, neden bana karşı koyuyorsun?"

"Bu olmamalı, Nazan. Ben bu hatayı bir kez yaptım ve kaybettim."

"Aşina artık yok, niye anlamıyorsun? O gitti, sizin hikayeniz bitti. Ülkenin geleceği için ihtiyacın olan kişi benim. Beni niye görmüyorsun?"

"Sende gördüğüm şey, hayatımı nasıl mahvettiğin. En başta ortaya çıktın, bizim bir çocuğumuz olduğunu söyledin ve benim haberim bile olmadan nikah kıydırdın. Sonrasında inat ettin, direndin ve Aşina'dan ayrılmamı sağladın. Sen benim başarısızlıklarımın canlı kanıtısın."

Dudaklarımı birbirine bastırmıştım. Sözlerle bir insanın kalbine hançer saplanır mı, saplanılırdı. Batur'un sözleri bir değil, birçok kalbime hançer saplamıştı. Ağlamayacak, küçük düşmeyecektim. Buna izin veremezdim. "Her şeye rağmen bana muhtaçsın, bunu aklından çıkarman çok gülünç geliyor," diye fısıldadım.

"Sana nasıl muhtaç olabilirim?"

"Veliahdını ben vereceğim. Aşina sence oğlunu bir daha gönderir mi? Hayır. Buradan koparmak için belli başlı sözler verdi ama bundan sonrasında sözlerini tutmak zorunda değil. Hal böyleyken kimden veliahdın olacak?"

"Böyle çirkin ince hesaplar yapmak, sana yakışırdı. Aşina'yı tanımadığın çok açık."

"Sen çok tanıdın sanki bana bilmiş bilmiş konuşuyorsun. Onu tanısaydın İlter'e olan hislerinin bambaşka olduğunu anlardın. Sen ne yaptın, hep görmezlikten geldin. Bak, sonuç ne oldu?" dedim. Yakınına sokulmuştum. Boynunu öptüm. "Sana acımadı, gitti. Ben buradayım, yanındayım."

"Tek arzun daha güçlü olmak değil mi? Ben senin için bir şey ifade etmiyorum. Güçlü olacağım diye beni seviyorsun."

"Güçlü olacağım diye seni sevseydim inan bu kadar katlanmazdım."

"Kafandaki bir takıntın olduğumu ne zaman kabul edeceksin?"

"Asla!" diye fısıldadım.

Tekrardan dudaklarına yönelmiştim. Bu sefer beni bırakmamıştı. Öpüşüme karşılık vermişti, kucağına çıkmama izin vermişti. Fakat aşk yoktu. Sadece benim istediğimi vermek istiyordu. Hepsi bu. Beni üzse bile bırakmamıştım. Onunla sevişmiştim. İçimden ağlamış, dışarıdan Batur diye inlemiştim. Bir yerde hareketleri değişmişti. Daha içten, daha tutkulu olmuştu. Galiba erken karar vermiştim. Bana dair bir şeyler hissediyordu. Yoksa neden birden ateşi harlansındı? Kulağıma eğilip Aşina diye fısıldayınca her şey bitmişti. Nefes nefese bana bakıyordu. Gözlerim doluvermişti.

Batur yutkunduktan sonra alnımı öpüp "İyi geceler," diye fısıldadı. Sonra yanıma yatmıştı, arkasını dönmüştü.

Yorganı üstüme çekip tavana baktım. Ağlamayacaktım ama kendimi tutamadım. Hırsımdan yaşlarım akmıştı. Zaferimin bedeli bu mu olacaktı? Ömür boyu evlilik adı altında işkence mi çekecektim? Aşina'nın gölgesinde kalkmak istemiyordum. Batur yanımdaydı ama aklı Aşina'daydı. Bunu nasıl bozacağımı bilemiyordum. Gök Baba, bana merhametini göstermeliydi.

Fortsett å les

You'll Also Like

AŞK-I DERUN Av 👑

Historisk fiksjon

3.3K 281 10
Büyük bir sevda ile bir araya gelen iki gönlün büyük imtihanları. Kuruluş Osman karakterlerinden alınmıştır. Algon sevdasını birde kendi hikayelerimi...
Karanlıkta Av Bleuro

Ungdomsfiksjon

430K 27.1K 60
⭐️ Wattys 2019 "Genç Yetişkin" kategorisi kazananı! ⭐️ • "Çünkü bazı hataları unutamıyorum." Mırıltısı tenimi yalayıp geçerken tüylerim ürperdi. "Hiç...
2K 255 20
"Penelope'nin numarasından telefon kayıtlarına ulaşmayı başardık ve kayıtlara göre..." Şerif Walker, elindeki kağıdı Harry ile ortalarında duran cam...
1.2M 116K 68
| WATTYS 2021 KAZANANI | Melis Aksoy, her yerde görebileceğiniz türde sıradanlığa sahip bir genç kızdı. Onu diğerlerinden ayıran mükemmel bir dış gör...