Gerçeği Ortaya Dökmek ლ

147 16 28
                                    

Oy ve yorumlarınızı benden esirgemezseniz, çok mutlu olurum.

Bölüm Şarkısı: Tielle - Blessless

Yayın Tarihi:24.07.2022 (20.57)

Bölüm hakkında düşüncelerinizi, yorumlarınızı bekliyorum! ^^

Talhin Sultanlığı – Başkent : Alkant

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

Talhin Sultanlığı – Başkent : Alkant

Aşina

İkizlerim, bu saraydaki en büyük güç kaynağımdı. Onların varlığı sayesinde kendimi biraz daha güçlü hissedebiliyordum. Kimi anlar boğulduğumu hissediyordum, yalnızlık boğucuydu çünkü. Böyle anlarda onların yüzlerini düşünüyordum. Böylece yüreğimdeki sıkıntılar hafiflemiş oluyordu. Işılay ve Tunga. Buradakilerin verdiği isimlere göre Efsun ile Kayhan. Işılay babası gibi koyu saçlıydı. Gözleriyse benim gibi yeşildi. Yüz hatlarıysa babasını anımsatıyordu. Tunga'ysa babasının gözleri ile dünyaya bakıyordu. Yüz hatlarında babasının izini taşıyordu. Her şeyden önemlisi ikizler bu iki düşman ülkenin karışımıydı.

Saraydakilerin onlara bakışı bana olduğu gibi değildi. Hemen yerlerini bulmuşlardı. Ahsen Sultan onları seviyordu. Daha doğrusu Tunga'yı seviyordu. Sebebi basitti. Oğlunun veliahdıydı. Kızımı da seviyordu, inkar edemezdim ama Tunga'ya ilgisi büyüktü. Şundan da emindim. Nazan'a bir oğlan doğurması gerektiğini söylüyordu. Sonuçta Maralay kanı taşıyan bir veliaht onun işine gelmiyordu. Şimdilik elindekiyle idare edecekti.

Batur'a gelince o da çocuklarını seviyordu. Özellikle Işılay'la ilişkisi mükemmeldi. Kızımızı sürekli güldürmenin peşindeydi. Mükemmel bir babaydı. Ara ara ailesiyle benim aramda sıkışıyordu ama bu durumu umursamamaya başlamıştım. Zamanla insan her şeye alışıyordu. Batur buydu, değiştiremiyordum. Benim yanımda korkusuz bir aslandı ama ailesinin yanında minik bir yavru kediydi.

İlter'e gelirsem o burada yapayalnız kalmamı önleyen nadir insanlardan birisiydi. Çocuklarımı seviyordu ve benden ülkemle ilgili bilgiler öğreniyordu. Tepeden tırnağa Maralaylı olmak istiyor desem yalan olmazdı. Bunları neden öğrenmek istediğini anlamış değildim. Yine de bu davranışı beni mutlu ediyordu. Ona ülkemi anlattıkça ülkemi unutmadığımı görüyor, içten içe seviniyordum. Batur'a Maralay'ı anlatmak istediğim vakit ya anlamıyordu ya da ilgilenmiyordu. İlter ise farklıydı. Hoş, abim bunu bilse delirirdi. En iyisi ondan gizli olmasıydı. Abimden gizli gizli buluşuyorduk. Yine de abim her şeyin farkında gibiydi ve ben umursamıyordum. Yanlış değildi. İlter yanlış değildi. Beni bu sarayda rahatlatan, koruyan adam yanlış olamazdı.

Aynada kendime bakıyordum. Pembe dizlerime kadar işlemeli bir etek giymiştim. Üstüme de soluk bir yeşil işlemeli bir üst giymiştim. Göbek kısmım açıktı ama fazla değildi. Bileklerime bileziklerimi takmıştım. Boynuma kolyemi takıp makyajımı da yapmıştım. Saçlarımı ise ufak tokalarla tutturarak açık bırakmıştım. İşte hazırdım.İnce pembe tül şalımı omuzlarıma sarmıştım. İnsanlar hala kıyafetlerime alışmamıştı ve onlara göre fahişe gibi geziyordum.

Gölgenin Aşkı ლМесто, где живут истории. Откройте их для себя