ZİKO (bxb)

Oleh ekimdiyelim

1.3M 100K 51.3K

Her şey, sosyetenin ve iş dünyasının gözdesi Affan Saltan'ın kirli işler denildiği zaman ilk akla gelen çete... Lebih Banyak

1- İlk Tanışma
2- Rahatsız Hisler
3- Mekan
4- İstek
5- Gece Siniri
6- Ev
7- Bu Kadar Büyük
8- Kirpi
9- Sahip Olmak
10- Sıcaklık
11- Şaşkınlık
12- Bir Şey Vardır
13- Hatırlamanı Sağlıyorum
14- Öfke
15- Konuşamamak
16- Düğüm
17- İlk Temas
18- Bir Şey Yok!
19- Değişen Şeyler
20- Kırılan Duvarlar
22- Her Şey Normal?
23- Rüya
24- Kabulleniş
25- Affan'ın Sığnağı
26- Kahvaltı
27- Kravat
28- Randevu
29- Mesafe
30- Zor
31- Özür
32- Yangın Yeri
33- Gece
34- Görüşürüz
35- Affan'lar da Sinirlenir
36- Sarhoş Çakır
37- Artı Bir
38- Sönen Sigaralar
39- Ve...
40- Sönen...
41- Her şey
42- Hayal Kırıklığı Sessizlikle Taçlanır
43- Üzücü
44- Çiçekler
45- Savaş
46- Seks
47- Yaralar, İzleri ve Acıları
48- Kanlı Hesap
49- Biten Acılar
50- Özlem
51- Ev

21- Bana Mı Güldün?

26.4K 2.2K 872
Oleh ekimdiyelim

Medya: Ziko

Yavrular ama artık gece 1'den önce bölüm atmamama alışmış olmanız gerekiyor. Hayır sizin için diyorum, bekliyorsunuz sonra üzülen siz oluyorsunuz.

Neyse bölüm sizin, güzelce okuyun...

Aklımı sikiyim, irademi sikiyim en çokta Affan'ı...

10 dakikadır aralıksız gülen Güngör'e çevirdim sert bakışlarımı. "Son 30 saniyen var Güngör, o çeneni olduki kapamadın ecdadından başlıyacağım sikmeye."

"Ama Ziko bi-" konuşmasını kendi kahkahası böldü. Elleri karnına giderken koltuğa yaslanarak devam etti gülmeye. Gerçekten... Katlanılmazdı.

Bakışlarım etrafta dolanırken özellikle yan tarafıma bakmamaya çalıştım ama gözlerim bana ihanet etmeye çoktan hazır gibi Affan'a döndü.

Yüzündeki sarhoş gülümsemeyle Güngör'e bakıyordu. Bu da ayrı bir geri zekalıydı.

Benim aksime oldukça rahattı. Bu rahatlığını içkiden diye düşünüp rahatlamak istiyordum ama içten içe de biliyorum ki, sarhoş olmasa daha rahat daha kendinden emin dururdu.

Güngör'ü gördükten sonra girdiğim şoktan çıkar çıkmaz Affan'ın üzerinden kalkmış kendimi yana atmıştım. Güngör ise gördüğü görüntü karşısında çok çabucak toparlanmış, öyle ki dalga bile geçiyordu. Tabi gülmesinden arta kalan zamanda.

Öne doğru eğilip dirseklerimi dizlerime yasladım ve avuçlarımla yüzümü sıvazladım.

Alt dudağımı içe doğru kıvırıp yaladığımda ağzıma gelen tatla duraksadım.

Dudaklarımda hala onun tadı vardı... Onun güzel tadı.

"Siz..." Güngör eliyle ikimizi işaret ederek "Abi nasıl ya?" Dedi ve tekrar güldü.

Dost dediğim adama bak, birinci derece orospu çıkmıştı.

Güngör'e kısa bir bakış atıp başımı yere eğdim. Alnımı ovuşturdum sertçe, fazla düşünmekten başım çatlayacaktı.

Daha kendim bile ne olduğunu anlayamamışken başkasının böyle bir ana şahit olması beni çok germiş, çıplak hissettirmişti. Kendimi çok tuhaf hissediyordum ve sadece sessizlik içinde kendimi dinlemek istiyordum. Zorlukla yutkundum.

Parkta annesini kaybetmiş, çaresizce etrafı izleyen ve onu bulması için birilerinin ona yardım etmesini bekleyen bir çocuk gibiydi şu an...

Neden bilmiyorum ama bu sefer isteyerek Affan'a döndüm. Artık daha az çıplak hissediyordum sanki. Ona baktığımı hissetmiş olmalı ki, kafasını yavaşça bana çevirdi.

Ve birisi yardımına koşmuş gibiydi artık.

Yüzümün her köşesinde gezindi bakışları, ne görmüştü bilmiyorum ama dudaklarındaki keyifli gülümseme yavaş yavaş silindi ve en son ciddi bir ifadeye büründü.

"Güngör." Sarhoş olmasına rağmen sert sesi müziği bile bastırmıştı. Gözleri hala bendeyken devam etti. "Yeter."

Ne olduğunu anlamadığım için öylece baktım yüzüne. Güngör aynı gevşekliğine devam etti. "Elimde olan bir şey değil, sadece sizin ikinizi öy-"

"Güngör!" Başını hızla ona çevirdi, şu an aynı babasına karşı takındığı tutum vardı yüzünde. "Yeter dedim."

Güngör benim aksime ilk defa karşılaştığı bu tutum yüzünden şaşkınlık ve şokla baktı Affan'a. Cevap veremedi. Sonra Affan'ın bakışları bana kaydığında bir şey anlamış gibi o da yüzüme baktı.

Az önce bana baktığında yüzü değişen Affan gibi bakışları değişti. Anlayışlı bir ifadeye büründü.

"Tamam bokunu çıkardım zaten, yeter bu kadar." Dedi gülümsemeye çalışarak. "Ama sizde hak verin, piç mi benim duygularım." Bir şeyleri düzeltmeye çalışıyordu. "Seni bilmem ama ben Ziko'mu her gün bir erkekle öpüşürken görmüyorum Affan. Bırakın da az bi şaşırayım." Ama başaramıyordu.

Ortamdaki garip havaya daha fazla tahammül edemeyip, tüm suskun kalma isteğime karşı gelerek kaşlarımı çatıp agresif gözükmeye çalıştım.

"15 dakikadır pezevenk gibi gülüyorsun piç! Şaşırmak mı oluyor bu? Durdurmasak götün yırtılacaktı gülmekten."

"Haklılık payım var." Diye isyan etti.

"Mesela amına koduğum?" Tek kaşımı kaldırdım.

"Neye şaşıracağımı şaşırdığım için duygularım birbirine girdi o yüzden böyle oldum."

Daha fazla konunun buralarda dolaşmasını istemediğim için "Tamam kes!" Dedim ve arkama yaslandım.

Affan'ın beni izlediğini biliyordum. Ona kısa bi an bakıp tekrar önüme döndüm ama yüzündeki duyguları göremediğim için tekrar kafamı çevirdim. Yüzü gevşemiş gülümsüyordu.

"O değilde Ziko?" Güngör'e döndüm ne? Dercesine. "Son bir şey sormama izin ver." Bunu derken işaret parmağını bana gösteriyordu. Bu malın kafası da hafiften kıyak olmaya başlamıştı.

"Tipe bak! Götün başın ayrı oynuyor." Cevap bekliyordu. "Sor."

"Sen şimdi Affan'ın üstündeydin ya, üstte sen mi oluyorsun? Gerçi seni altta da düşünemem ama Affan'ı da düşünemi-"

"Ulan!" Sesim olduğumuz katta yankılanırken, yerimden fırladığım gibi ona doğru atıldım. "Amcık! Gel buraya."

Ayağa kalktığı gibi sarhoş adımlarla dengesiz bir şekilde koltuğun arkasına geçip benden kaçtı. "Gelmem, sikersin."

"O artık Allah'ın emri." Olduğu tarafa doğru büyük bir adım attım. "Boşuna kaçma!"

Affan'ın kahkahasını duyunca dikkatim Güngör'den kayıp ona yöneldi. Keyifle bizi izlerken, zar zor kaldırdığı eliyle masada yarısı hala içki dolu olan şişeyi aldı.

Güngör'ü umursamayıp onun yanına gittim bu sefer ve neredeyse dudaklarına değmek üzere olan şişeyi bir hırsla elinden aldım. Bir yudum daha içse anasının amını görecek gibiydi çünkü. Ne olduğunu anlamayarak gülümsemesi solarken ondan uzaklaşan şişeyi izledi ve alanın ben olduğunu görünce gözlerime baktı.

"Amına koduğum bir dur sende! Sabahtan beri içmediğin bir ben kaldım"

Yutkundu. "Kalmasın."

Söylediği şeyi kavradığımda aynı onun gibi sesli bir şekilde yutkundum, karnımdaki hareketliliğe ağır bi küfür savurup Güngör'e döndüm.

"Tamam dövmeyeceğim, in aşağıya Kerem'e söy-"

"Ekrem." Diye düzeltti Affan.

Sabır diledim. "Ekrem'e söyle, abilerinin arabasını hazır etsinler hemen eve götürsünler, biraz daha kalırsa böyle sızacak."

"Söz ver vurmayacağına." Affan kadar olmasa da sarhoşluğu ağzına vurmaya başlamıştı.

"Siktir git hızlı ol Güngör, asabımı iyice bozma."

Yanımdan hızlıca geçip aşağıya doğru yöneldi. Ben de Affan'ı kaldırmak için ona doğru eğildim, gözleri kapanmak üzereydi. İyi bile dayanmıştı kaç şişe içkiye.

Kolundan tutup kendime doğru çektim ama gıdım kıpırdamadı hayvan. Gerçi ben niye uğraşıyorsam, adamları gelip halletsin. Düşüncemin aksine bu sefer yanına oturdum ve belinden kavrayıp ayaklandım.

Gerçekten hayvan gibiydi.

Zar zor dengemizi sağladıktan sonra, bir kolunu alıp omzuma atmasını sağladım. Belinden desteklediğim elimle yürütmeye çalıştım. "Hayvan gibi herifsin, ezilcem altında he."

üstümdeki ağırlık bir tık azalırken Affan'ın sıcak nefesini yanağımda hissettim. "Hep yanlış anlaşılmaya müsait cümleler kuruyorsun ."

Kafamı yana çevirmemem gerektiğini biliyordum, evet bunu kesinlikle biliyordum ama ne zaman Affan'ın yanında yapmamam gereken şeyleri yapmamıştım ki?

Ona doğru döndüm. Yüzlerimiz neredeyse birbirine değecek yakınlıktaydı. gözlerini kapatıp güldü ve zorlukla tekrar açtı. "Hayır Saltan yanlışın var. Sadece sen her şeyi götünden anlıyorsun."

"Hayır hayır eminim, sen hep yanlış anlaşılcak şeyler söylüyorsun."

"Hadi ya." Derken alayla güldüm. "Söylesene ne söylemişim yanlış anlaşılcak."

Bir kaç saniye gözlerimin içine bakıp bir şeyler düşündü. Düşündüğü her saniye gözlerindeki siyahlıklar büyürken başını iki yana sallayıp gözlerini kapattı. "Boş ver." Sesli bir yutkunmayla gözlerini tekrar araladı. "Evet, şu an kesinlikle boş ver hemde."

Bu hali gözüme tatlı gelirken istem dışı gülümsedim.

"Bana mı güldün?" Bunu biraz şaşkınlık biraz da hevesle sormuştu.

Dudaklarımdaki gülümsemeyi anında yok ettim. "Hayır."

Yüzündeki heves anında solarken gözlerini zar zor açık tutuyordu.

"O zaman..." Boynumda olan kolunu biraz daha sıkılaştırıp beni kendine yaklaştırdı ve beklemediğim bir harekette bulunup dudaklarını yanağıma bastırdı. Gözlerim irice açılırken yanağımı koklayarak öptü ve geri çekildi. Başı omzuma düşerken neredeyse mırıldanarak devam etti. "Bana güldüğünde haber ver."

O gece Ekrem geldikten sonra kollarımda sızmış Affan'ı alıp arabaya bindirdiğinde arkasından öylece bakmıştım.

Öylece ve birazda boşlukta kalmışçasına.

Affan'ı muhtemelen bir çoğunuz şu an tatlı buluyorsunuz, doğru mudur?

Bilen bilir gidişat hakkında spoi vermeyi sevmem ama 1-2 olay olacak ve Affan bunların karşısında 23. Bölüm Kemal'in yediği küfürlerin hepsini yiyecek sizden.

Şimdi huzurla uyuyun hajshjahahk

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

40K 3.5K 19
Bir mantık evliliği hikayesi.
739K 18.9K 80
Herkesin korkulu rüyası olan Yer altının en büyük mafyası yer yüzünün hakimi sadist sinir hastası piskopat bir adamın bir kıza aşık olması Ve haya...
170K 5K 24
Ağzımı kapatmış güçlü eller baskısını biraz daha arttırırken Peyami bedenini benim ki ile bir bütün yapmak ister gibi sokuldu Göğüsüm hızla yükselip...
3.5M 129K 71
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...