ANONİMKE: TEK MESAJLA | Texti...

By athenaguzeli

14.1K 1K 601

Okulundaki basketbol takımına menejer olarak seçilen Biray, zaten normal bir hayatı yokken daha da garip bir... More

[2]
[3]
[4]
[5]
[6]
[7]
[8]
[9]
[10]
[11]
[12]
[13]
[14]
[15]
[16]
[17]
[18]
[19]
[20]
[21]
[22]
[23]
[24] İnstagram Bölümü
[25]
[26] {Lotus Çiçeği}
[27]
[28]
[29]
[30]
[31]
[32]
[33]
[34]
[35]
[36]
[37]
[38]
[39] ~Her şeyin başlangıcı~
[40]
[41]
[42]
[43]
[44]
[45] Final
[Özel Bölüm: 1]
Duyuru
[1K Özel Bölüm: 2]
Duyuru 2
Duyuru 3

[1]

1.1K 47 83
By athenaguzeli

Evden çıkmıştım. Rüzgarın esintisi suratımı okşarken o kadar rahattım ki bir an gözümü kapattım ama taşa takılınca hemen açtım.

Az kalsın rezil oluyordum kızz.

Neyse okulun bahçesine girdim ve okula ilerlemeye başladım. Yaa niye okulun bahçesi bu kadar büyüktü? Kapıya git git bitmiyor. Ya da benim ayaklarım çok kısa. Doğru ben çok kısayım

Okulda bir sürü afiş vardı. Basketbol takımına menejer aranıyor falan da filan da intermilanda. Bu konulara pek katılmazdım. Ben bunları düşünürken bir şey bana çarptı ve başımın ağrısıyla yere düştüm. Kafamı kaldırdığımda lanet okudum. Keşke kafamı kaldırıp bana çarpan kişiyi görmeseydim.

"Ayy kıyamam. Kitap kafana mı çarptı? Senin kafan mı vardı kızım yaa?" Bizim Fulya bana çarpmıştı ya da ben ona çarptım bilmiyorum.

Bana elini uzattı.

"Sağ ol ben kendim kalkarım. İlgi odağı olmak için kılıktan kılığa giren habeş maymunlarının elini tutmayı tercih etmem, o yüzden senin elini tutamam canım."dedim ve itici bir sırıtmayla ayağa kalktım. Kalktığım gibi kızın saçıma yapışması bir oldu. İlkokuldayız sanki, oğlum olmuşuz 12. Sınıf halen daha kız saçı çekiyorlar. Ya bir yumruk geçirir insan.

Tamam sakin şiddet yok, şiddette karşıyız.

"Sen bana ne dedin? Habeş maymunu mu? Ben o Habeş maymununu alır..." devamını
getiremedi ve saçıma daha çok yapıştı. Bir anda saçım bıraktı ve önümde siyah bir siület belirdi. Aslında 3 siület. Onlara dikkatli baktığımda birinin Eymen diğerinin Bora ve diğerininde yani benim hemen önümde duranında Uras olduğunu gördüm.

"Çekilsene be sırık, ben arkadaşla konuşuyorum."dedi ve bana gözünü kısarak baktı. Bu kızdan nefret ediyordum. Her dakika beni aşağılayacak bir şey buluyordu.

Niye ben yani?

Babamın annemi öldürüp hapse girdiği için mi? Hah mantıksız.

Uras bana döndü ve konuşmaya başladı.

"Sen onla konuşmaktan hoşlanıyor musun Biray?" Gülüyordu. Hoşlanmadığımı biliyordu. Hayır anlamında kafamı iki yana salladım.

Uras kafasını yukarı doğru kaldırdı ve tavana bakarak güldü. Sonrada Fulya'ya döndü.

"Bak hoşlanmıyormuş." Dedi beni göstererek. Fulya bana pispis baktı.

"Ya ama biz şu menejer işini konuşuyorduk. O menejer olacak mı merak etmiştim çünkü zeki sonuçta o en iyi adaylardan biri. O katılmayacaksa ben seçilecekmişim beden hocası olan Semih Hoca dedi." Fulya'nın R dönüşü yapması beni güldürmüştü. Cidden beden hocası öyle mi demişti? O sırada beden hocası koridorun sonunda gözüktü.

"Ah Biray."dedi ve yanımıza koştu.

"Kızım senden iyi menejer olur. Sen menejer olmuyacaksan yeni menejerimiz Fulya olucak benden söylemesi."dedi ve Fulya'yı gösterdi. Eymen ve Bora yanıma geldi ve yalvarır şekilde bana baktılar.

"Allah rızası için sen ol Biray. Bizi bu cadının eline bırakma. Bak önünde diz çökerim yemin billah. Hadi sen ol."dedi Eymen ve önümde diz çöktü. Ben olanları şaşkınca izliyordum. Sonra Bora konuşmaya başladı.

"Bizi gurbet ellere verme ne olursun."dedi. Allahım neler oluyor burada. Basketbol takımındaki çocuklar bana mı yalvarıyorlar?

Biraz daha yalvarın, hoşuma gitti.

"Siz ne zamandan beri benimsiniz ki vereyim?"dedim tek kaşımı kaldırarak. Eymen kalkıp omzuma vurdu.

"Ayıp oluyor ama. Biz o kadar seni koruyoruz." Tamam haklılardı. Her gün koruyorlardı ama ben mi dedim beni koruyun diye.
Fulya suskunluğumu fırsat bilip konuşmaya başladı.

"Hocam sanırım Biray'ın böyle bir niyeti yok. Bu yüzden ben olabilirim menejer." Seni yelloz seni. Ben çocuklarımı kimseye kaptırmam. Tamam daha demin dediğimle çelişiyorum ama ne yapıyım seviyorum ben bunları.

"Kabul ediyorum hocam. Menejer ben olabilirim."dedim. Herkes bana şaşkınca baktı. Uras bile bunu beklemiyordu. Hah Uras efendi ben Eymen ve Bora'yı gurbete vermem. Tamam Eymen kuzenim oluyor, Bora da yakın arkadaşım bu yüzden yani yoksa verirdim Fulya'ya menejerliği olur biterdi. Hem Fulya'ya inat olmuş oldu ona kaptırmam.

Semih Hoca bana döndü ve elini uzattı.

"Tamam o zaman yeni basketbol menejerimiz sensin. Hayırlı olsun. Tenefüste benim odama gelde halledelim imzaları filan."dedi ve gitti.

Hadi bakalım yine başına bir bokluk aldın Biray ama hadi hayırlısı diyelim.

Eymen hemen bana sarıldı.

"Ay canım kuzişim. Beni vermezsin kimseye deme. Acıdın bana, kıskandın beni deme."

Ay Eymen zaten tek sevdiğim kuzenim sensin. Hemen ona da sarılıp sıyrıldım.

"Evet Eymen, öyle canım kuzenim."dedim ve tam gidecekken Fulya beni tuttu. Ona doğru döndüm.

"Dikkat et de ayağın yerden kesilip menejerliği kaptırma Biray." Ay çokta fifiydi.
Kolundan kurtulup sınıfa girdim ve en arkaya oturdum. Her şey ne kadarda hızlı gelişmişti böyle.

Tenefüste belgeleri halledip çalışma programını aldım. Okul bittiği gibi eve daldım ve Eymen'i aradım. Hemen açtı.

"Ne oldu en sevdiğim kuzişim?" Ayy yalakalıkta yaparmış. Neyse ya seviyorum ben bu çocuğu her şeye rağmen.

"Oğlum bu program ne? Siz hiç mi dinlenmiyorsunuz lan?" Arkadan gülme sesleri geldi. Sanırım yemekteydi.

"Lan sen nerdesin?" Daha çok gülme sesi gelmeye başladı. Her güldüklerinde daha çok sinirleniyordum.

"Basketbol takımı ile yemekteyiz. Sen nerdesin? Aslında seninde gelmen lazımdı ama yoksun." Programa baktım. Cidden yemek yazıyordu ama şimdi tekrar gidemezdim.

"Ne yiyorsunuz?" Eymen hemen ağzını sulandıra sulandıra söyledi.

"Tavuk pilav." Tavuk pilav mı? Belki de tekrar geri gidebilirim.

"Bende geliyorum bekle beni."dedim ve hemen ayağa fırladım. Bana gülüyorlardı ama yemek diyince akan sular dururdu benim için.

"Tamam gel ben senin tabağını hazırladım."dedi. Ayy benim canım kuzenim.

"Helal olsun. Kuzenine tabak hazırlayacağın günleride mi görecektim? Ay gözlerim yaşardı."dedim ve şakacıktan burnumu çektim. Niye halen daha gülüyorlardı?

"Lan ağlama hadi koş."dedi ve kapattı.
Zaten yemekten sonra çalışma vardı. Hemen rahat bir eşorfman takımı giydim.

Spor çantasını alıp içine havlu, su filan atıp taksi çağırdım. 10 dakikaya okula varmıştım ve yemekhaneye fırladım.

Bütün basketbol takımı aç ayılar gibi yemek yiyorlardı. Ben gelince hepsi bana baktı sonra gülümsediler. Eymen eliyle gel işareti yaptı ve bana yer açtı. Hemen sıçraya sıçraya onun yanına gittim ve tekrar güldüler. Eti yerken bir yandan konuştum.

"Siz niye benim her yaptığıma gülüyorsunuz?" Bana bakıp aralarından bir tanesi konuştu.

"Çünkü komik."dedi ve tekrar güldü.
Ben hiçbirini tanımıyordum ve aralarında mal gibi kalmıştım. Hepsinin boyu 1.80-1.95 arasıydı ve ben 1.55 olunca çok kısa kalıyordum.

"Bana kendinizi tanıtacak mısınız? Yoksa ben size mavi gözlü, sarı saçlı falan mı diyeceğim?"dedim. Eymen konuşmaya başladı.

"Doğru. Bak herkesin ismini söyleyeyim.
Bu Bora tanıyorsun zaten" Bora kahveringi düz saçlı, kahveringi gözlü, uzun bir çocuktu. Onu zaten tanıyordum. Bora elini yumruk yaparak uzattı. Bende aynı şeyi yaptım ve tokuşturduk.

"Bu Anıl." Anıl siyah saçlı, kahveringi gözlüydü. Eymen'in yakın arkadaşı olduğunu biliyordum. Bana bakıp gülümsedi ve elini uzattı. Bende elini sıktım.

"Bu Uras." Uras beni koruyan çocuktu. Sarı kıvırcık saç, yeşil ve mavi renk arası bir göz rengi vardı. Bana sadece donuk bir ifadeyle baktı ve sonra yemeğine döndü.

"Bu Egemen." Egemen kahverengi kıvırcık saçlıydı ve yeşil gözlüydü. Kafasının kaldırdı ve bana göz kırptı. Elini uzattı bende elini sıktım ama elimi geri vermedi.

"Egemen bıraksana."dedim. Ama takmadı. Eymen elimizi ninja hareketi yaparak ayırdı.

Eymen devam etti.

"Bu Bulut." Mavi kıvırcık saçlı ve mavi gözlüydü. Onlada el sıkıştık.

"Bu Fatih." Siyah uzun saçlı ve siyah gözlüydü. Onlada el sıkıştık.

"Bu Yiğit." Sarı uzun saçlı ve ela gözlüydü. Onlada el sıkıştık.

"Bu Yağız." Kırmızı kıvırcık saçlı ve ela gözlüydü. Onlada el sıkıştık.

"Bu Mert." Sarı uzun saçlı ve yeşil gözlüydü. Onlada el sıkıştık.

"Bu Gökhan." Siyah saçlı ve siyah gözlüydü. Onlada el sıkıştık.

"Bu da Burak. Ay şükür bitti." Burak kahverengi saçlıydı. Onunlada el sıkıştık.
Şükür bitmişti. El sıkışmaktan elim ağrıdı.

"Ohh bitti. Ben yemeğe döner."dedim ve yemek yemeye başladım. Herkes yemeğini bitirince bahçeye çıktılar. Bende tuvalette elimi yıkayıp çalışma programına baktım. Şimdi koşu yapmaları lazımdı. 30 dakika süreleri vardı. Bahçeye çıktım. Onlar yürüyüş alanında beni bekliyorlardı. Semih Hoca bankta oturuyordu.

"Gel kızım." dedi. Bende yanına oturdum. Bana bir kronometre verdi ve bir de düdük.

"Her 10 dakikada onları uyarıcaksın ve son 5 dakikada da. Hadi başlıyoruz. 3 2 1... Başla." Hepsi bir anda koşmaya başladı. En önde Uras vardı onun arkasında Egemen. Egemen kaptandı. Egemen'nin arkasında Eymen, Anıl ve Bora onların arkasında Yiğit sonra Yağız sonra Burak sonra Mert ondan da sonra Gökhan, Fatih ve Bulut. Ayy sonra demekten yoruldum yemin ederim.
10 dakika geçtiğinde daha 3. Turun ortasındalardı ve onlar 10 tur koşmalılardı. Bende konuştum.

"Son 20 dakika." Sesim onlara gitmemişti bu yüzden Semih Hoca bağırdı.

"Son 20 dakika gençler hadi hızlı."dedi. Hemen daha hızlandılar. Halen daha aynı sırayla ilerliyorlardı sadece Egemen ve Uras arada yer değiştirsede Uras hep onu geçiyordu. Acaba neden Egemen kaptan? Bence Uras daha yetenekli basketbolda. Aman neyse. Hocaların işine karışmamak lazım.
Son 5 dakika kaldığında birkaçı pes etmişti. Sonunda bitirdiklerinde çoğu çok kötüydü. Hemen onların yanına gittim. Hepsine su verdim sadece Uras kaldı. Onun yanına gittim. Uras sırt üstü yatmış ter içindeydi.

"Uras."

"Hıı."

"Su getirdim." Gözlerini yavaşça açtı sonra beni izledi. Bana uzunca baktı. Ne yapmaya çalıştığını anlamadım, bende yanına suyu koyup gittim.
Semih Hoca bağırdı.

"Bugün iyiydiniz. Bu kadar yeter. Hadi evlerinize."dedi ve bizi saldı. Eymenler sevinç çığlıkları attı.

"Hadi eve koşun diyeceğimde bu halle nasıl koşalım."dedi Eymen ve emeklemeye başladı. Bende onlara bakarak güldüm.

"Benim için hava hoş. Hadi gel."dedim ve elimi uzattım. Oda hevesle elimi tuttu. Yazık çocuk yorulmuş. Kıyamam kuzenime.
Hep beraber otobüse bindik. En arkaya oturdum ve yanıma Egemen geldi. Bana bakmaya başladı. Ben tam kalkacakken Eymen geldi ve Egemen'i gördü. Ondan hoşlanmadığı belliydi. Bende kesinlikle hoşlanmıyordum.

"Kalk canım kuzenimin yanından. Orası benim yerim. Ben çok kıskanç bir kuzenim."dedi. Biraz bekledi ve kalktı.
Biz Eymenler'le sohbet ettik. Basketbol hakkında bana birkaç bilgi verdiler. Sonra eve geldim ve duş atıp masama geçtim.

~İlk bölüm nasıldı?

~Eymen cidden çok tatlı saf ama bir o kadarda zeki bir karaktere sahip.

~Egemen ise boş verin onun gibi boş insanları konuşmayak.
Neyse yaaa, konumuza dönelim.

Biray?

Uras?

Eymen?

Bora?

Anıl?

Fulya?🐍sssssss

Egemen?

Yiğit?

Yağız?

Fatih?

Bulut?

Burak?

Mert?

Gökhan?

Yorumlarınızı bekliyorum ;)

Continue Reading

You'll Also Like

192K 17.2K 35
Alışılmadık bir aile kurgusudur💥 Bol kahkaha garantilidir💃🏻 Kitaptan küçük bir alıntı⤵️ 🪷 Gözlerime bakmaya devam ederken sordu. "Sen benim kim o...
195K 8.4K 58
Köyde geçen bir aşk hikayesi... O bir inci tanesiydi; Dışı dillere destan bir güzel... Naîf kırılgan ve nârin... Köy kurgusu ve abimin arkadasşı konu...
13.7K 770 16
Bir bad boy erkek, bir de çalışkan kız. Başka açıklamaya gerek var mı? :)
8.9K 367 34
İklim: Allah belanı versin İklim: inşallah en sevdiğin sweatshirtün kaybolur İklim: inşallah en sevdiğin tatlı biter İklim: tam orucunu açarken inşal...