They say 'FrIeNdS'/ Minsung

By jinijinijiniret

610K 75.1K 83.4K

TAMAMLANDI. -Omegaverse- Çok yakın arkadaş grubunuzda istemsizce sinir olduğunuz biri var mı? Han Jisung'ın v... More

Omegaverse nedir?/Uyarılar
1
2
4 (M)
5
6
7 (M)
8
9
10
11
12
13
14
15
16 (M)
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37 (M)
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49 |FINAL|

3

14K 1.8K 2.5K
By jinijinijiniret

Oy sınırı: 123
Yorum sınırı: 400

"Minho, ben Seungmin'in yanına gideceğim. Bugün Jisung'ı götürüp getirebilir misin?"

"Chan her şeyi iste ama o şeytanı arabama almamı isteme n'olur!"

Minho, kafasını koltukta geriye atıp çoktan hazırlanan arkadaşına yalvaran bakışlarını atıyordu. "Abartma Minho. Hadi."

"Offf!" Genç alfa zaten dağınık olan saçlarını eliyle daha da karıştırırken ayaklanmıştı. Merdivenlere yönelip evden çıkan arkadaşına bağırdı. "Bunun için bana çok büyük bir iyilik borçlusun!"

Chan kendi kendine güldü. Ardından demir kapıyı açıp evden çıkmıştı. Seungmin bu ayki kızgınlığına girmişti ve Chan birkaç günlüğüne onun yanında kalacaktı. Bugün Cuma olduğu için Minho şanslıydı, diğer günler hafta sonuna denk geliyordu.

Kahverengi saçlı, üstüne gri bir tişört altına ise siyah eşofmanını giymişti. Elleriyle saçlarını düzeltmeye çalışarak aşağı indi. Telefonunu, cüzdanını ve anahtarları aldıktan sonra evden çıktı ve kapıyı kilitledi.

Arabasına doğru yürürken kapıda gördüğü bedenle bıkkın bir nefes vermişti. Jisung'ın evi onlarınkinin hemen yanında olduğu için her sabah Chan'la birlikte giderlerdi. Omega yüzüne yerleştirdiği büyük gülümsemesiyle ona doğru yürüyordu. "Chan hyung nerede?"

"Seungmin'in yanına gitti. Bugün gelmeyecek."

Jisung gözlerini büyüttüğünde otobüse bineceği gerçeği üstüne büyük bir yük bırakmıştı. Toplu taşımalardan nefret ederdi. Kalabalık ortamlarda gerilmesi bir yana, güzel bir omega olduğundan mutlaka bir olay yaşardı.

O an tüm gardını indirip Minho'ya yanaştı. "Minho'cuğum."

Genç alfa, Jisung'ı sinir etmeye bayıldığından kendisine biraz yalvarması için onu götüreceğini söylememeyi tercih etmişti. "Efendim?" Oyununa ortak oldu.

"En sevdiğim arkadaşım olarak bugünlük beni okula götürmeye ne dersin?" Minho kafasını çevirip Jisung'ın kolunu tutan elinin üstüne kendi elini koydu ve onun gülümseyen suratına karşı bir gülümseme takındı.

Sonrasında elini iterek "Hayır derim." Dedi.

Genç omeganın suratı anında asılırken çirkef haline geri dönmesi uzun sürmemişti. "Lee Minho, beni okula götürmezsen o çok sevdiğin arabanın üstüne anahtarımla adımı yazarım; duydun mu?"

Minho gözlerini devirdi. "Başka şansım varmış gibi."

"Aynen yok." Jisung ön koltuğa yerleştikten sonra kapıyı bilerek sertçe kapatmıştı. Minho gözlerini kapattı ve bugün Jisung'ı dövmeyeceğine dair kendine telkinler vermeye başladı. Ardından omeganın "Geç kalıyoruz gerizekalı!" nidalarına karşın arabaya binmişti.

Kendi dersi de olmasa bilerek yavaş sürerdi ama geç kalmayı göze alamamıştı. Arabayı çalıştırıp okulun yolunu tuttu. Minho'nun tahminlerinin aksine yolculuk oldukça sessiz geçiyordu.

"Kemerini tak." Anlaşılan erken konuşmuştu.

Göz ucuyla Jisung'a döndü. "Gerek yok, az kaldı zaten."

"Az kalınca kaza yapmıyor musun? Takıver işte."

Büyük olan kırmızı ışıkta durduğunda bıkkınca kafasını yana çevirdi. Jisung'ın çatık kaşlarının eşlik ettiği gözleri onu delecekmiş gibi bakıyordu Minho'ya.

"Ne güzel işte, ölürsem senden kurtulmuş olurum."

"Aptal mısın ya!?" Jisung yerinden uzanıp Minho'nun kemerini tutmuş, dayak yeme riskini göze alarak takmıştı. Minho hiçbir şey söylemedi. Gözleri tekrar ışığı bulurken sarı yanmasıyla hareketlenmişti.

Çok geçmeden okula vardıklarında arabayı park ettiler ve aynı anda indiler. Birbirlerinin yüzlerine bile bakmadan farklı yollardan fakülteye girmişlerdi.

Jisung, kafeteryaya gidip bir kahve almış ve dersinin olduğu sınıfa doğru ilerlemişti. Minho ise direkt kendi dersine gitmişti. O gün her zamanki gibi klasik bir şekilde biterken genç alfa okulun bahçesinde, kenarlarda yeni yanmaya başlayan sokak lambalarının eşliğinde arabasına doğru yürüyordu.

Jisung ise bahçede, oturduğu mermerden Minho'yu görmesiyle ayaklanmıştı. Büyük olanın dersi ondan bir saat sonra bittiği için mecburen beklemişti ama hemen şimdi koşmazsa Minho'nun onu beklemeyeceğini biliyordu.

Bu yüzden hızlanıp hafif hafif çiseleyen yağmurdan korunmak adına elindeki çantasını kafasının üstüne siper etti.
Hızla arabasına ilerleyen bedenin yanına koştu ve nefes nefese ona yetişti. Minho aniden yanında beliren çocuğa dönüp bir bakış attı. Ardından hiçbir şey söylemeden arabasına bindi. Jisung da ön koltuğa binip kemerini bağlamıştı.

Zorla, birkaç atışmadan ve Jisung'ın alnının ortasına yediği fiskeden sonra Minho da kemerini taktı. "Asla akıllanmıyorsun sen."
Büyük olan elini hafif ıslanmış saçlarının arasından geçirip arabayı çalıştırdı.

"Zaten akıllıyım da ondan." Jisung acıyan alnını ovup Minho'nun koluna sertçe vurmuştu. "Alnımı acıttığın için hak ettin."

"Sen de temiz bir dayağı hak ediyorsun ama bir türlü verme fırsatım olmadı maalesef."

Jisung gözlerini devirmişti. Evlerine giden tanıdık sokaklara girdiklerinde uzanıp radyoyu açtı ve çıkan sevdiği birkaç şarkıya eşlik ederek yolu tamamladı. Minho arada bir "Başım şişti, kapat şunu." dese de tabii ki Jisung'ı ikna edememişti.

Genç alfa arabayı park edip motoru kapattı. Jisung ondan önce davranıp arabadan indiğinde hızlanan yağmura kalmamak için hızla evine koşmuştu. Minho ise arkasından yan taraftaki kendi evine yürüyordu.

Küçük olan kapısına vardığında arkasını dönüp Minho'ya havadan bir öpücük attı. "Görüşmeyiz umarım!"

Minho gözlerini devirip kendi kapısının önüne geldiğinde cebinden anahtarlarını çıkarıp içeri girdi. Sessiz ev onu karşılamıştı, cebindekileri şifonyerin üstüne bıraktı. Islandığı için direkt duşa girmeye karar verdi ve merdivenleri çıkarken tişörtünü bir çırpıda üstünden sıyırdı.

Vücudunu sıcak suya atarken fazla rahatlamış hissediyordu. Günün stresi bedeninden uzaklaşmıştı.

Ertesi gün hafta sonuydu, olabildiğinde geç uyanan alfa; rutin işlerini halledip güzel bir kahvaltı yapmak adına mutfağa geçmişti. Chan olmadığı için yalnızca kendine yetecek bir kahvaltı hazırladı ve yemeye başladı.

O sırada çalan telefonu kafasını yemeğinden kaldırmasına sebep olmuştu. "Efendim Changbin?"

"..."

"Bugün evdeyim, yarın bakalım."

"..."

"Tamam görüşürüz." Arkadaşı onu dışarı çıkmak için çağırmıştı ama Minho'nun iyi bir dinlemeye ihtiyacı vardı. O gün akşama kadar evde oturmuş, anime izlemişti.

Jisung, Felix'le birlikte gittiği bardan dönüyordu. Mecburen otobüse binmek zorunda kalmıştı. Neyseki gece geç bir saat olduğundan otobüste pek kimse yoktu. Eli telefonunda Hyunjin'in isminin üstünde hazır bekliyordu ne olur ne olmaz diye. Chan Seungmin'in yanında olduğundan onu rahatsız etmek istemiyordu.

O sırada göğsünden boynuna doğru bir sıcaklık bastığını hissetmişti. Diğer elini kaldırıp kendine yelpaze yaptı. "Sanırım gerginlikten."

Kendi kendine mırıldansa da derin derin nefes almasına rağmen geçmiyor, aksine daha çok artıyordu. Hafiften sızlamaya başlayan kasıkları ve kurdunun hareketlenmesiyle hızla telefonuna baktı. Bugün ayın 23'üydü ve Jisung bunu tamamen unutmuştu.

"Siktir, siktir, siktir! Hayır, şimdi olmaz lütfen!"

Hemen kafasını kaldırıp eve ne kadar olduğuna baktı. Neyseki çok yoktu. Kalan son gücüyle feromonlarını bastırmaya çalıştı. Hızla çarpan kalbi alnından birkaç ter damlasının akmasına sebep olurken duran otobüsten can havliyle dışarı atladı.

Serin hava yaz mevsiminde olmalarına rağmen suratına çarpınca kendini biraz daha iyi hissetse de deliğinin sızlamaya başladığını hissediyordu. Alt dudağını ısırıp zar zor seçtiği evine doğru ilerledi. Feromonlarını kontrol etmekte oldukça zorlanıyordu ve karanlık sokakta onu bir alfa görürse ne olacağını düşünmek bile istemiyordu. Bu yüzden koşarak evinin kapısının önüne geldi ve anahtarını çıkarıp deliğe soktu.

Fakat kapı, çevirmesine rağmen açılmıyordu. Terleyen ellerini üstüne silip tekrar denedi. Tekrar ve tekrar... "Açılsana!" Ağlamaklı birkaç ses çıkardı. Tekrar denemek için uzandığında kapı birden açılmış, arkasında ise hiç beklemediği birisi belirmişti.

"Jisung?"

Continue Reading

You'll Also Like

219K 20.5K 27
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin
96.3K 16K 24
-Omegaverse- "Tahta çıkacağın gün tacın yamulur umarım." Bakışlarını sarayın soğuk zeminine değdirirken mırıldandı omega. "Bir şey mi dedin Jisung?"...
39.1K 3.4K 25
"Bana bak!" derken beni sallayan sarışınla kafamı hafiften kaldırıp sinirli yüzüne baktım"Taşşaklarını koparmamı istemiyorsan ağzının ayarını bil" di...
799K 65.2K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...