Gecikme için kusura bakmayın 70 küsür oy önce atmalıydım aslında JSAJDKSMMDSMMD bu yüzden bugün bent out of shape in tamamını çevirip atıyorum topluca. <3
*
Kiyoomi, en sonunda yonca kıskaçlarını kullanmaya karar verdiği için mutluydu.
Sahneyi planlarken kendi aklında biraz ileri geri gidip gelmişti; daha önce Atsumu'da meme ucu kıskaçları kullanmamıştı, bu yüzden büyük silahlarla başlamanın akıllıca olup olmadığından emin değildi. Diğer kelepçe stilleri gibi ayarlanamıyorlardı, sertçe sıkıştırıyorlardı ve çekildikleri veya oynatıldıkça daha da sıkılaşıyorlardı. Bu öğleden sonra, kink topluluğu tarafından yönetilen birkaç çevrimiçi forumda biraz zaman geçirmişti ve soruyu güvendiği diğer birkaç dominanta yöneltmişti.
Karar verme faktörü, diğer şeylerin yanı sıra, yonca kelepçelerinin yalnızca mazoşistler için eğlenceli olduğunu söyleyen bu dominantlardan birinden gelen bir mesaj olmuştu.
Ve, işte.
Kiyoomi'nin kararı orada ve sonra verildi. Atsumu'nun sol meme ucunu bir kez daha kıskaçla sıkıştırıp sağ uca kan geri dönerken, gözleri arkaya kayıp gözlerinden gözyaşları sızarken bunun doğru seçim olduğunu biliyordu.
Serbest kelepçenin orada asılı kalmasına, tasmadaki o-halkasından sarkmasına ve Atsumu'nun göğüs kemiğine yaslanmasına izin verdi. Yeniden takmak için onu biraz çekmesi gerekecekti, aynı anda iki meme ucunu da gerginleştirecekti, bu yüzden önce Atsumu'ya biraz nefes vermek istiyordu. Neyse ki, odaklanabileceği başka şeyler vardı.
Kiyoomi, bir elini Atsumu'nun saçına daldırdı, ayak uçlarını yere koyup yukarı kalkmaya başlarken kafa derisini nazikçe kaşıdı, Atsumu'nun içinde kıpırdandığını hissediyordu. Ah, çok iyi hissettiriyordu. Kiyoomi bunu yapalı çok uzun zaman olmuştu.
Tekrar oturup Atsumu'nun aletinin derin baskısıyla inledi. Atsumu nefes nefeseydi ve ağzı açıktı, Kiyoomi'ye dini bir deneyim yaşıyormuş gibi bakıyordu. İfadesi o kadar lezzetliydi ki, Kiyoomi neredeyse telefonunun yanında olmasını ve fotoğrafını çekip saklamayı dileyecekti. Tek yapabildiğiyse dolduruluşuna bakmak ve kalçalarını yukarı aşağı hareket ettirmekti, Atsumu'nun göz kapakları kapanmak üzereymiş gibi titriyordu.
Acı ona her şeyden daha çabuk ve daha fazla bilincini kaybettiriyordu.
Kiyoomi dudağını ısırdı, hareketlerini hızlandırdı. Atsumu'nun gözleri biraz şaşılaşırken vücutları müstehcen bir ritimle birbirine vuruyordu. Kiyoomi tekrar inledi ve Atsumu'nun yumuşacık dudaklarının arasına üç parmağını soktu, Atsumu'nun ağzını tıkayacak kadar derine bastırırken bu vahşi ihtiyacıyla neredeyse kendini korkutmuştu. Biraz dışarı çıkarttı parmaklarını, Atsumu'nun diline sürttü, öncekinden daha az derindi artık. Atsumu istemsizce her bir parmağın arasını özensiz bir şekilde yalamaya başladığında siki seğirdi.
İşte böyle müstehcendi o. Kiyoomi bunu biliyordu, ilk sahnelerinden beri biliyordu, ve yine de her seferinde şaşırıyordu.
Homurdanarak bir kez daha hareketsiz kaldı, Atsumu'nun ağzına değmeyen eliyle serbest kıskacı tuttu. Atsumu ne yaptığını hissediyor olmalıydı çünkü gözleri panikle büyüdü ve Kiyoomi'nin parmaklarının arasına sızlandı.
"Bunu kaldırabilirsin Atsumu," diye mırıldandı Kiyoomi, başparmağını Atsumu'nun dudağına sürterek. "Yapabileceğini biliyorum."
Atsumu daha yüksek sesle tekrar inledi. Kiyoomi gülümseyerek aralarına baktı, kıskacı Atsumu'nun mahvolmuş meme ucuna takmadan önce sıkıştırarak açtı. Kıskacı serbest bırakmadan ve şişmiş etin etrafını keskin bir şekilde kapatmadan önce orada bir saniye durakladı ve gerginliğin artmasını sağladı.
Atsumu'nun feryatı düzensiz, boğuk ve haraptı, teslimiyet gibiydi.
Sesi Kiyoomi'nin sikini seğirtti.
Atsumu'nun adını hırlayarak ıslak parmaklarını serbest bıraktı ve onları ağrıyacak kadar sert olduğu yerine sardı, kendini tekrar Atsumu'nun sikiyle becermeye başladı, Atsumu'nun seğiren sikini içinde sıkıyordu. Kiyoomi kendini o kadar sersemlemiş hissediyordu ki, eğilip Atsumu'nun yüzünden akan yaşları yalamaktan kendini alıkoymak zorunda kaldı.
"O-mi-i-i-i," Atsumu hıçkırdı, Kiyoomi onu kullanırken her nefesi bir hıçkırıktı.
Artık her iki kıskaç da takılı olduğuna göre, bağlantı zinciri Atsumu'nun tasmasındaki o halkasından geçirildiğinden, zincirin her iki kıskacın da rahatça yerine oturması için biraz fazla kısa olduğunu görmek kolaydı. Bunun yerine, Kiyoomi'nin herhangi bir çabası olmadan her iki meme ucunu yukarı doğru çekiyorlardı ve Kiyoomi sertçe üzerine oturduğunda kıpırdıyorlardı. Kiyoomi'nin kaygan tutuşundaki siki seğirdiğinde inledi, kendine çılgınca otuz bir çekerken ve kalçalarını tekrar tekrar hareket ettirirken Atsumu'yu morartacak bir öpücüğe zorlamak için eğildi.
Daha da öne eğildiğinde inledi; açı, içerideki her hamlede Atsumu'nun penisini prostatına doğru itiyordu. Kahretsin, yakındı.
"Omi," Atsumu ağzının içine nefeslendi.
Kiyoomi dudağını ısırıp penisindeki elini hızlandırdı, nefessizdi. "Mm?"
"Be- boşa- lütfen-"
"Boşalmak mı istiyorsun?" Kiyoomi sırıttı, güç, kontrol, hepsi aletinin dibine ağır ve sıcak bir şekilde oturuyordu, onu sınıra yaklaştırıyordu. "Yaklaşı- siktir- bu kadar acı çekerken?"
Atsumu bir kez başını salladı, hareketi kıskaçlara ne yaptıysa eğer onu inletip kıvrandırdı. Oh, Kiyoomi daha da yakındı.
"Beni bekle," diye nefeslendi, boştaki elini Atsumu'nun saçına sokup başını yana doğru çekerek, boynunu ortaya çıkardı. Kıskaçlar tekrar oynadı ve Atsumu haykırdı. "Siktir, beni boşaltacaksın, neredeyse-"
Dudaklarını Atsumu'nun tasmanın hemen yukarısındaki boğazına bastırıp orgazma yaklaşırken ağzını çalıştırmayı bırakmak için kendini zorladı. Atsumu'nun teni yumuşak ve sıcaktı, Kiyoomi'nin içindeki aleti tam yerine vurduğunda inlemelerini boğması için mükemmel bir yerdi ve Atsumu küçük, çaresiz bir hareketle kalçalarını sallayınca Kiyoomi homurdanıp dişlerini geçirdi. Atsumu'ya kıpırdamadan durmasını söylemişti ama hareket onu biraz daha derine ittiğinde kızamazdı ki—
Kahretsin, boşalacaktı. Sonra Atsumu'ya izin verecekti ve Atsumu sonunda boşaldığında Kiyoomi- o-
"Siktir-" Kiyoomi inledi, Atsumu'nun boğazından ayrılarak, eli aletinin üzerine uçtu. Atsumu'nun yüzündeki ifadeyi görebilecek kadar geriye çekildi; bu saf işkence edilmiş mutluluktu, bayılmak üzereymiş gibi odaklanmamış gözleri, tüm gücüyle orgazmını engellemeye çalışırken kaşları çatıktı.
Ne kadar da iyi bir çocuktu.
Kiyoomi sınırına yaklaşırken sertçe dudağını ısırdı ve inledi, vücudu Atsumu'nun aletinin etrafında dalgalanırken Atsumu'nun karnını boyadı. Gözleri kapandı ve kıvrandı, kalçaları büküldü. Kahretsin, içinde bir şeyle gelmenin ne kadar iyi hissettirdiğini unutmuştu.
"Omi," Atsumu'nun nefes aldığını duydu.
Kiyoomi tekrar inledi, gözlerini açmaya zorlarken daha fazla sperm parmaklarının üzerinden aktı. Tamamen sikilmiş bir Atsumu'nun, tasmasıyla birlikte oturup sabırla iznini beklediği görüntü onu sarhoş ediyordu. Siktir.
"Gelebilirsin," diyebildi, kendini toparlamaya çalışırken sesi titriyordu. Elini sikinden çekti ama kalçalarını yuvarlamaya, Atsumu için işleri yoğunlaştırmaya ve orgazmını çıkarmaya devam etti.
Olacakları kaçırmak istemiyordu.
Atsumu'nun gözleri nihayet kapandı ve inledi, gözyaşları yanaklarından süzüldü. Kiyoomi'nin göğsünde bir şeyler kıpırdandı. Atsumu'nun başının geriye düştüğünü, sırtının büküldüğünü, sikinin boşalmaya başladığında Kiyoomi'nin hissedebileceği kadar güçlü titrediğini izlerken neredeyse kötü hissetti—
Kiyoomi, iki kıskacı da titreyen parmakları arasında sıkıştırarak açtı.
Atsumu'nun boğazından boğuk bir feryat koptu ve gözleri faltaşı gibi açılırken vücudu kaskatı kesildi. Kiyoomi, penisinin nabzını bir kez daha içinde hissetti. Atsumu'nun kaşları çatıldı, kıçı sandalyeden kalkacak kadar fazla boşalırken boğuk, zavallı ve titrek bir çığlık attı, ayak parmaklarını halıya bastırdı. Meme uçları kızgın, kırmızı, şiş ve davetkardı, ve Kiyoomi onları tutmak ve çimdiklemek için ellerini Atsumu'nun göğsünden aşağı kaydırmaya engel olamadı. Atsumu'nun kalçaları yeterince sert zıpladığında Kiyoomi küfretti, neredeyse dengesini kaybediyordu.
Kendine yavaşça gelirken Kiyoomi hiç bu kadar açgözlü, bu kadar aç hissetmediğini fark etti. Derin bir nefes aldı, ve birkaç saniyeliğine tadını çıkarma izni verdi kendine. Birazcık.
Sonunda, elinin hala yapışkan olduğunu fark ettikten birkaç dakika sonra Kiyoomi hareket etmek zorunda kaldı. Atsumu kendine geliş süresini Kiyoomi'nin sadistçe sevimli bulduğu sızlanmasıyla geçiriyordu. Onu ve kendini temizledikten sonra, Kiyoomi üzerine bir boxer geçirip Atsumu'yu yatağa yatırdı, başını ve omuzlarını bağdaş kurmuş kucağına yasladı. Kiyoomi'ye şaşkın şaşkın bakıyordu.
"Acıyor," diye açıkladı ve Kiyoomi kıkırdadı.
"Olay o zaten," dedi, Atsumu bilgece başını salladı. Hâlâ bilinçsizdi. "Biraz daha acıtacak ama söz veriyorum daha sonra daha iyi hissettirecek. Tamam, Atsumu?"
Atsumu neredeyse somurtarak biraz iç çekti, ama görev bilinciyle gözlerini kapatıp, "Tamam," dedi.
Böyle endorfinle sarhoş olduğunda gerçekten tapılası oluyordu. Kiyoomi, daha önce hazırladığı küçük bir losyon tüpünü almak için uzandı. Yonca kıskaçları cidden küçümsenecek değildi, nemlendirmek daha sonra tahriş olmasını önlemenin en iyi yoluydu. Kiyoomi, her iki elinin ilk iki parmağına biraz losyon sürdü, yaydı ve başparmaklarıyla ısıttı.
Kiyoomi, istismara uğramış meme uçlarıyla temas ettiğinde, Atsumu'nun nefesi kesildi ve geri kaçtı. Kiyoomi mümkün olduğu kadar nazikçe ovmaya başladığında, yaralı bir ses çıkardı ve başta çekinerek uzaklaşmaya çalıştı. Parmakları en hassas derisinden ve göğüslerinin üzerinden kaydığında, varla yok arası bir şekilde üzerlerine sürtündüğünde gözleri yarıya kadar açıldı. Kiyoomi daha çok Atsumu'nun yüzüne odaklanmıştı ve şimdi bile onun acıya teslim olma şeklini izlemeyi seviyordu.
Gözleri yavaşça Atsumu'nun vücudunda gezinirken, Atsumu'nun boğazında, tasmanın keskin çizgisinin hemen üzerinde yeni bir iz bulmak onu şaşırttı. Nasıl oluştuğunun anıları üzerine aktığında Kiyoomi biraz kızardı, o anda bayağı sikilmişti ve boşalmaya o kadar yakındı ki hissettiği zevk için bir çıkışa ihtiyaç duymuştu. Bazı ergenler gibi öpücük izi bırakma alışkanlığında değildi, ancak Atsumu'ya takımın cıvıldayabileceği gerçek bir öpücük izi verdiğini fark edince kendini tutamayıp biraz sırıttı.
Parmak uçları, Atsumu'nun göğsünün kaslarına yatıştırıcı bir şekilde bastırdığında Atsumu memnun bir şekilde iç çekti.
Daha aşağıda, Atsumu'nun sikinin belinin üzerinde tekrar doldurduğunu fark etti. Kiyoomi, parmaklarını ağrıyan meme uçlarına tekrar yaklaştırırken onu izledi. Penisi karşılık olarak keskin bir şekilde seğirdi ve Atsumu nefes aldı, ama Kiyoomi ile hiç savaşmıyordu. Bunun yerine, başı hâlâ Kiyoomi'nin uyluğuna yaslanmıştı, saçları terden alnına yapışmış ve yarı keçeleşmişti, gözleri boşluğa bakıyordu ve cam gibiydi.
Kiyoomi, Atsumu'nun göğsüne, göğüs kemiğinin üzerine, köprücük kemiklerinin altına ve omuzlarının altına masaj yaptı, buralarda sahne sırasında gerilim yüksekti. Atsumu mutlu bir şekilde inledi ve Kiyoomi'nin dudaklarında bir gülümseme belirdi. Atsumu'nun saçını yüzünden iterek yukarı bakmasını sağladı. Dudakları aralıktı ve irisleri puslu bir havuz gibiydi.
Atsumu'nun son bir saattir Kiyoomi'nin yapmasına izin verdiği şeylere rağmen, şu anda vücudunun Kiyoomi'nin ellerinde olmasına ne kadar güvendiği onu hâlâ etkiliyordu. Şu anda ona her şeyi yapabilirdi. Bir oyuncak bebek bile daha fazla direnirdi şuan.
Gerçekten biraz losyon sürmeyi ve aftercare ile devam etmeyi planlamıştı, ama... eline geçmişken daha fazla oyun fırsatını görmezden gelmek için hiçbir sebep yoktu. Atsumu'nun vücudu istekli görünüyordu, penisi Kiyoomi ona dokundukça güzelce şişmanlıyordu.
Losyonun sonunu Atsumu'nun meme uçlarına sürmeye geri döndü, sadece birazcık sıkıyordu, yeterince nazikçe, Atsumu laf edecek olsa çok az bir baskı olarak kayda geçebilecek kadar hafifti. Yine de, yatak örtüsüne odaklanamamış halde bakarken alnını birazcık bile kaldırmıyordu, yumuşak, ıslak küçük nefesler veriyordu.
Kiyoomi, "Bugün gerçekten iyi iş çıkardın, Atsumu," diye mırıldandı. "Bu kelepçelerin yeni başlayanlar için olmadığını biliyorsun. Ve onları mükemmel bir şekilde karşıladın."
Atsumu, memnun ve övgünün tadını çıkararak mırıldandı. Kiyoomi, başparmaklarını meme uçlarının dışında ovuştururken, merkezdeki ham çıkıntılardan dikkatli bir şekilde kaçındı. Atsumu'nun kalçaları seğirdi. Kiyoomi, kasıtlı olarak yeniden tahrik edildiğinin farkında olup olmadığını veya sadece vücudunun - ve Kiyoomi'nin - istediği şeye boyun mu eğdiğini merak ediyordu.
Kiyoomi, elini Atsumu'nun kalınlaşan penisinin üzerine getirerek, "Bugün benim için de iyi oldu," dedi. "Bence bu yüzden fazladan bir ödül kazandın."
Atsumu'nun gözlerinde farkındalık titredi, ancak Kiyoomi, adının soluk bir versiyonundan fazlasını alamadı ondan. Atsumu'nun esneyen kalçaları çok daha net bir tepki verdi.
Oradan sonrası basitti. Kiyoomi avucuna losyon yaydı ve yerini değiştirdi ki Atsumu kucağında bir köşegen gibi yerleşti, Kiyoomi'nin uzanıp elini Atsumu'nun sikine sarması için çok daha iyi bir açıdaydı.
Gerçekten kızdırmıyordu veya zorlamıyordu. Atsumu'ya bunun bir ödül olduğunu söylediğinde ciddiydi. Diğer adamı tam sertliğe getirirken Atsumu'nun ağrıyan göğsüyle nazikçe oynamak için boştaki elini kullandı. Atsumu'nun istediği gibi kıpırdamasına ve kıvranmasına izin verdi, Kiyoomi onu sertçe okşarken yavaş yavaş yoğunlaşıyordu.
Atsumu'nun yorgun, direnmeyen vücudunda çiçek açan zevki izlemek, bunda bir tür samimi saflık vardı. Kiyoomi'nin yutkunmasını sağladı, dili ağzında biraz kalın hissettiriyordu.
Atsumu'nun, Kiyoomi'nin yumruğunun üzerine dökülürken havaya Omi diye fısıldaması birkaç dakikada gerçekleşmiş gibi hissettirdi.
"İyi," diye mırıldandı Kiyoomi, Atsumu'nun göğsü inip kalkarken elini yanındaki havluya sildi. "İyi, Atsumu. Bunu sen kazandın."
Post battaniyeyi almak için altından çıkmadan önce parmaklarını Atsumu'nun saçlarına son bir kez geçirdi. Sonra Kiyoomi her zamanki rutinine başladı, kemiklerinde yankılanan derin bir tatmin gümbürtüsü vardı.