Bayramınız mübarek olsun din kardeşlerim kutlamayı unuttum 3. bölümde falan
Ve günahkar kardeşlerim, hoş geldiniz, yıldız tuşuna basın da mübarek günde günahlarınız temizlensin
Tövbe.
*
"İlk seferde benden fazla bir şeye ihtiyacın olmayacak. Aslında, benim katılımımın olumsuz etkide bulunabileceğini düşünüyorum. Nasıl hissettiğine odaklanman gerekiyor," diye açıkladı Kiyoomi, ardından siyah uzaktan kumandadaki düğmeye bastı.
Atsumu öne doğru büküldü, birinciye ikinci bir vızıltı katılırken nefesi kesildi. Penis yüzüğünün hafif vızıltısı Atsumu için aslında duyuları biraz daha -kapsayıcı hale getirmekten başka fazla bir şey yapmıyordu, ancak kıçındaki süslü, yüksek kaliteli vibratör kesinlikle yapıyordu. Kiyoomi, satın almadan önce üzerinde çok fazla araştırma yapmıştı ve Atsumu'yu hiç uyuşturmadan uyarıcı olacak türden gürültülü titreşimlere sahip olduğundan emin olmuştu.
Zaten işini yapıyor gibi görünüyordu, Atsumu'nun kaşından ter damlıyordu.
Her zaman olduğu gibi, düzenek Atsumu'yu oldukça uğraştırmak için yeterliydi, bu yüzden sertleşmesi sadece bir veya iki dakika sürdü, belki de penis yüzüğünün yardımıyla normalden daha da sertti. Bu noktada, Kiyoomi, tıkacın titreşimlerini bir seviye yukarı çevirmek için siyah uzaktan kumandadaki bir düğmeye tıkladı.
Atsumu keskin bir şekilde nefes alırken pazıları esnedi. Muhteşem görünüyordu, güçlü ve kızarmış, tasması boğazının dibinde parlıyordu. Kiyoomi, bunu izlemekten zevk alacağını biliyordu, ancak Atsumu'yu bu şekilde sergilenirken görmek, onun için beklediğinden daha fazlasını yapmıştı. Kiyoomi'nin onu koyduğu pozisyonda ilkel bir şey vardı. Normalde bunu itiraf etmezdi ama kapalı kapılar ardında -yalnızlarken- farklıydı.
"Böyle güzel görünüyorsun, Atsumu."
"Sağol," dedi Atsumu, nefesli bir kıkırtıyla, dizleri üzerinde yerini düzeltti. "Antrenman yapıyorum."
Kiyoomi, her zamankinden daha net bir kafada olmasından memnundu, muhtemelen Kiyoomi'nin ondan istediği şeyi bir şekilde yapması gerekeceğini bildiği içindi. Yine de...
Kiyoomi vibratörü bir sonraki ayara getirdiğinde Atsumu kafasını geri atarken irkildi ve küfretti. Nefesi daha yoğun bir hal almıştı, Kiyoomi'nin gözleri açlıkla boğazından aşağı inip inip kalkan göğsünün üzerinde geziniyordu.
"Kahretsin... böyle devam et, uzun sürmem," dedi Atsumu, dudağını ısırarak.
"Sorun yok. Tutmak zorunda değilsin," dedi Kiyoomi. Atsumu'nun bakmadığına emin olduğunda pantolonunun içinde kendini düzeltti.
Atsumu bunun Kiyoomi'yi tahrik ettiğini bilmiyor değildi ama Kiyoomi yine de egosunu sürekli beslemekten kaçınmayı tercih ediyordu.
Atsumu'nun kalçaları hareketlenmeye başladı, küçük yuvarlanma hareketleri, ağır penisini havada müstehcen bir şekilde sallıyordu. Şimdi daha da koyulaşmıştı rengi; dokunulmaya açık bir şekilde o kadar muhtaçtı ki Kiyoomi'nin içinde kalkıp dokunmak için şaşırtıcı bir dürtü uyanmıştı. Böyle ne kadar zaman geçtiğinden emin değildi, kaçınılmaz titreşimler Atsumu'yu sınırına daha çok yaklaştırırken Kiyoomi'nin gözleri kısıtlanmış vücudunun her seğirmesine ve esnemesine keskin bir şekilde odaklanmıştı .
"Oml, ben-"
"Yakın mısın?"
Atsumu dişlerini gıcırdatıp başını salladı. Nefes almak için yutkunup dolgulu matın üzerinde kıpırdanırken lazer odaklı izleyen Kiyoomi'nin başparmağı kanepenin dolgusuna daldı Orgazmı engellemeye alıştıktı ama görünüşe göre umutsuzca Kiyoomi'nin tarif ettiği çizgiyi arıyordu.
"Bırak, Atsumu. O zirve noktasını hisset," dedi Kiyoomi, iradesi dışında öne doğru eğildiğini hissederken.
Atsumu başka bir nefes çekti, kalçaları titriyordu, Kiyoomi hafif vızıltıyı kendi teninde hissedebiliyordu. Atsumu'da nasıl hissettirirdi kim bilir, bu kadar hassas olduğu yerin derinliklerinde...
Kiyoomi, Atsumu'nun gözleri fal taşı gibi açılınca ve nefesi kesildiğinde neredeyse şaşırdı. Kalçaları bir kez inip kalktı, alt karın kasları okyanus gibi dalgalanıyordu, boğazından kırık bir inilti kaçarken tüm alt bedeni kasıldı. Aleti keskin bir şekilde sallandı ve kalçaları öne atıldı- bir, iki, beş kez.
Süre boyunca bir damla dökülmedi.
Sonra Atsumu kısıtlamaların tutuşunda sarkarken kalçaları hareket etmeyi kesti. Kiyoomi'nin ağzı kemik gibi kuruydu; neredeyse otomatik hareket ederek dinlenmesi için vibratörü bir seviye aşağı indirdi.
"Aferin, Atsumu. Başardın," diye övdü Kiyoomi. "İlk denemede yapabileceğinden emin değildim, ama beni sık sık şaşırtıyorsun."
"Tanrım," diye uludu Atsumu nefesini toplarken.
"Nasıldı?" diye sordu Kiyoomi.
"Boşaldım..." diye geveledi Atsumu, hayret içinde gözlerini kırpıştırarak. "Sadece birazdı, ama... fark'ıydı. Şey..."
Kiyoomi, neyi ifade etmeye çalıştığını tahmin edebiliyordu. Kuru bir orgazmdan sonra aynı soğuma süresi yoktu; yumuşamayacak ve vücudu henüz tam olarak tatmin olmayacaktı. Bütün mesele buydu ve Kiyoomi yüzündeki sırıtmayı engelleyemiyordu.
"İyi. Neden tekrar denemiyoruz," dedi Kiyoomi, vibratörün derecesini art arda iki tık arttırırken Atsumu ile gözlerini kilitledi.
Atsumu yüksek sesle inledi, ileri geri sallanırken zincirler varlıklarını açıkça belli ediyordu. Bu, Atsumu'nun aşırı uyarıldığında çıkardığı acılı sesin aynısı değildi. Bu bir zevk iniltisiydi, Kiyoomi'nin çok iyi bildiği bir sesti, Atsumu'nun kıçını tıkacın etrafında güç bela dayanabildiğini zar zor görebilmesiyle pekiştirilmiş bir sesti.
"Omi, ne-"
"Boşaldın, ama pek sayılmaz. Yeniden boşalmaya hazır olmanı engelleyecek pek bir şey yok, ve nasıl hissettirdiğini bildiğine göre, tekrar yapabilirsin, Atsumu. Ve şimdi daha da yoğun olacak."
Nefes alma hızı bir kez daha fişeklenirken Atsumu'nun gözleri fal taşı gibi açıldı. Yine inledi; ağız tıkacı olmadan, sesler ses geçirmez odada müstehcen bir şekilde yankılanmaya başlamıştı. Kiyoomi bu sesleri bir tür bağımlı gibi emiyordu.
Atsumu yapabildiği kadar öne eğildi, omuzları sanki titreşimlere karşı korunmaya çalışıyormuş gibi gerginlerdi. Gözlerini kapatmak için aşağı baktığında Kiyoomi tekrar konuştu.
"Bana bak, Atsumu. O noktayı aşarken seni görmek istiyorum."
Atsumu nefesini tuttu ve dudağını ısırdı, gözleri biraz sulu görünüyordu ama talimatları takip ederek Kiyoomi'nin bakışlarıyla karşılaştı.
Bakışma onu daha da hızlı sınırına sürüklüyor gibi görünüyordu. Kuru boşaldıktan sonra gerçek bir refrakter periyodu yoktu ve Kiyoomi ona mola verdirmemişti. Bunun yerine onu, zevkin doruğa tırmanmaya başladığı o tatlı noktada tutmaya çalıştı. [refrakter periyot hücre/organın uyarandan sonra aynı şeyi tekrarlayamadığı için dinlenmesi gereken süreye deniyor.]
Atsumu'nun göz teması kurması zor görünüyordu, ancak Kiyoomi bunun onu tekrar dökülmeyi önleyecek kadar odaklanmış halde tutacağını umuyordu. Gözleri birbirininkileri yakıyordu, Kiyoomi'nin yüzü keskin ama hararetliydi, Atsumu alev alev yanakları, ağır göz kapakları ve ısırdığı kırmızı dudaklarıyla neredeyse parçalanacaktı.
"Omi-"
"Hatırla, sınırı geç ve dur."
Atsumu başını salladı, vücudu sallanmaya başlarken dudaklarından dökülen sesler arttı, göz kapakları titrerken küçük iniltiler keskin bir şekilde yükselmeye başladı.
"Uhn-ah! Uhn-nnn-uuuuuhhhgn!"
Vücudu bükülürken ve başı arkaya düşerken, gözleri sonunda ezici kapanma içgüdüsüne karşı koyamadı, ikinci kuru doruk noktasında yüksek sesle inledi. Kiyoomi bu sefer titreşimleri hemen düşürmedi, bunun yerine Atsumu'nun vücudunu yakmalarına izin vererek midesinin ve kalçalarının tekrar tekrar yuvarlanmasını izledi.
Tam bir vizyondu. Kiyoomi zar zor nefes alabildiğini hissediyordu. Atsumu anlık olarak gevşediğinde ve hıçkırık gibi bir şey kaçırdığında titreşimleri azalttı; Atsumu titreyerek, titreyerek ve puslu bir şaşkınlık içinde gözlerini kırpıştırarak normale dönerken, Kiyoomi artık kendisinin hareketsiz oturamayacağını fark etti.
Atsumu'nun çenesi salya akıttığı yerde parlaktı, nefesini düzenlemeye çalışırken ağzı aralıktı. Manzara kirliydi, ve Kiyoomi iğrenmiş olmalıydı, ki...
Yine de şimdi, Atsumu'nun bir kez daha, arka arkaya iki kez kuru boşalarak beklentilerini aşmıştı, güzelce asılmıştı ve tasmasının içinde itaatkardı... o lanet olası şeftali aromalı prezervatifler Kiyoomi'nin cebinde bir delik açıyordu.
Kiyoomi nefesinin altında küfrederek ayağa kalktı, kumaşı acı verecek kadar sert penisinin üzerinde hareket ediyordu. Atsumu fark etmemiş gibi görünüyordu, vibratörler en düşük ayarlarında vızıldarken hâlâ kırpıştırdığı gözlerinin görüşü yıldızlıydı, yine de, Kiyoomi'nin yaklaşan ayakkabılarının sesiyle başını kaldırıp bakabildi.
"Omiii..."
"Şu haline bak," diye mırıldandı Kiyoomi, artık Atsumu'nun saçından elini geçirebilecek kadar yakındı. Atsumu dokunuşuna doğru eğilerek inledi, Kiyoomi'ye sadakatle bakıyordu ve yüzünün her düzleminde açlık kanıyordu. "Çok iyiydin. Yapabileceğini biliyordum."
Atsumu mutlu bir ses çıkardı, ağzının köşeleri yukarı kalkarken göz kapakları titredi.
Sonra Kiyoomi, Atsumu'nun hiç açıklama olmadan ne anlama geldiğini tam olarak anlayacağını bildiği için, yeleğinin cebine uzanıp korkunç turuncu kaplamalardan birini çıkardı.
*
Nerede kessem sürekli şaşırıyorum olaylar hep iç içe ve kesin bir durma noktası yok ki :( neyse en sevdiğim noktada kestim :3 zaten bi iki saate de diğerini atcam