Bölüm şarkısı
Meltem Yılmazkaya - ay saçı burma
Neşet Ertaş- Gönül Dağı
Yazardan
__________________________________
Zamansız gelir bazı mutluluklar insana.
Hiç beklemediği anda çıkar karşısına.
Gümüş onca acının üstüne mutluluğu bulmuştu.
Şimdi bir Berzanın yanında oturan adama bir Berzana bakıyordu.
Birini gözleri ile öldürecek biri olsa kuşkusuz bu Gümüş olurdu.
Gözlerini kısarak sinirle Berzana bakıyordu Gümüş.
Anlamıştı bu adamın bir durak noktası olmadığını.
" Haklısın oğlum hayırlı işte acele etmek iyidir." Dedi Osman Ağa.
" Valla gülüm siz bu hızla giderseniz yediz bile doğurursun sen adam yaniyür yaniyür." Kıs kıs gülmeye başladı Serra.
Gümüş dirseğiyle Serranın karnına vurdu.
Serra Gümüşün elini tutarak odaya getirdi.
Hızlıca üstüne nikâha uygun şeyler verip odadan çıktı.
Gümüş üstünü giydikten sonra aynada ki aksine baktı.
Sağ gözünden akan bir damla yaş boynuna aktı.
Anılar sesler bir bir doldu kulaklarına.
Senin bu evde bir degerin yok duydun mu beni.
Sen bir hiçsin sen bu eve bana hizmetçi olmaya geldin.
Boş ol
Boş ol
Boş ol
Seni bir gece bile nikâhım altında tutmam ben.
Oğlum ne dersin sen ne boşanması baban duyarsa kötü olur.
Gerdek gecesi boşanma mı olur bir duyulursa rezil oluruz Beyzayı düşün.
Bu kız benim karım değil duydun mu anne.
Bu evde ki hizmetçiden farkı yok benim için.
Kızına ne olduğu umrumda degil o bizi düşünmedi ailesini düşünmedi ben mi onu düşüneceğim.
Bu zavallı kızı alıp geldiniz nikah kıyılırken sustum ama bu kız benim karım değil boşadım.
Gümüş derin bir nefes çekti ciğerlerine.
O gece Selim çarpıp kapıyı çıkıp gitmişti.
Sese gelen Esma hanım duymuştu Selimin Gümüşü boşadığını.
Aşiret duyarsa ortalık karışır diye susmuştu ikisi de.
Selim bile zamanla unutmuştu Gümüşü boşadığını.
Bir Gümüş unutmadı yaşanılan, söylenen sözleri.
Gözünden akan yaşlarla çöktü kaldı olduğu yere.
Zordu bilmeyene görmeyene çok zordu.
Odaya giren Berzan Gümüşü öyle görünce hemen dizlerinin üzerine çöküp çekip sarıldı.
" Hşşş burdayım bebeğim buradayım iki gözüm can özüm.
Sözüm sana saracağım bütün yaralarını." Berzan saçlarına öpücükler konduruyordu.
Geriye çekilip yüzünü avuçlarının arasına aldı.
Yanaklarını ıslatan gözyaşlarını öptü tek tek.
Gümüşten bir an olsun ayrı kalmak istemiyordu.
Bu yüzden alıp gelmişti caminin imamını.
Çok eksikti Gümüş bunu anlamıştı Berzan.
Düğünü Gümüşe bırakmıştı ama artık o düğün yapılacaktı.
Zaten hazırlıklar tamdı oteli ayarlamıştı.
Gümüş istemiyor diye vazgeçmişti.
Şimdiyse eksik kalan her yeri tam edecekti.
Karısı bu günlerini buruk hatırlamayacaktı.
Gümüşü belinden tutup kaldırdı kendisiyle beraber.
Elinin birini boynuna sardı, baş parmağı ile yanağını okşuyordu.
Uzanıp bir öpücük bıraktı dudaklarına.
" Geçti bak ben varım benim küçük cadım." Berzan şefkatle fısıldadı.
Gümüş kollarını kaldırıp Berzanın boynuna sarıldı.
Bu adam fazla uzundu Berzan eğilmek zorunda kalmıştı.
Gümüş geriye çekilip elinin tersiyle yüzünde ki ıslaklıkları sildi araya bir adım mesafe koydu.
" Bu yaptığını elbet soracağım sana yangından mal kaçırıyor sanki nişana imamla gelmek ne." Gümüş parmağını sallayarak konuştu.
Berzan Gümüşün parmağını tutup önce avuç içini öptü.
Sonra tek tek bütün parmak uçlarına öpücük bıraktı.
" Ah yavrum biraz daha devam edersen nikah falan dinlemem yatırırım seni yatağa.
Ben dayanamıyorum sensiz kalmaya küçük cadı hele ki o resimden sonra.
İlk bebek çalışmasına senin odanda başlamayalım bence." Gümüşü belinden tutup kendine çekmişti bile.
" Ben ömrümde senin kadar arsız edepsiz bir adam görmedim ya." Gümüş hayretle söylendi.
Berzan iki koluyla sardığı bedeni iyice kendine bastırdı.
" Sabahtan beri ne çekiyorum haberin var mı.
Bir inmedi benim ki ille de sen diye tutturdu.
Yanıyorum kızım ben kork Gümüş hanım kork." Dedi Berzan fısıltıyla.
Başını boynuna gömüp öpücükler bırakmaya başladı.
Gümüş hissettiği sertlikle yutkundu.
Kızım bu adam bizi çiğ çiğ yiyecek kaçalım bence.
Gümüş tam ağzını açmıştı ki Serranın sesini duydular.
" Valla enişte hadi artık yakalanacaksınız şimdi ya herkes sizi bekliyor."
Berzan geriye çekilip Gümüşün dudaklarına son bir öpücük bıraktı.
Kapıyı açıp dışarıya çıktı onun ardından Serra içeriye girdi.
" Kız yeğenimin adı ne olacak güzel bir isim koyun be." Serra sırıtıyordu.
" Ne yeğeni be ne saçmalıyorsun sen yine." Gümüş eline aldığı şalı bağlamaya çalışıyordu.
" Ben diyorum ki bir aya kalmaz hamile kalırsın sen." Gümüş sinirle elinde ki şalı Serraya attı.
Serra gülerek yüzünde ki şalı çekti.
Eline alıp Gümüşün başına bağladı.
Berzan çoktan içeriye geçmiş onlar için konulan mindere oturmuştu.
Berzanın bir şahidi Bekir olurken biri de kız kardeşi olmuştu.
Gümüşün ise abileri ile birlikte Serra olmuştu.
Gümüş gelip Berzanın yanında ki mindere oturdu.
Hoca efendi mehir ne istersiniz diyince.
Hamit Gümüşe baktı o ne derse o olacaktı.
" Sen ne istersin abim söyle." Hamit şefkatle konuştu.
Gözü bir ara Bekirin yanında duran Meleğe kaydı.
Kısacık bir an göz göze geldiler sonra hemen çektiler gözlerini.
Tabi Gülşah hanım çoktan görmüştü.
Şöyle bir baştan aşağıya Hamiti süzdü.
Bunu gören Hamit omuzlarını dikleştirdi.
Kısacık bir andı onlardan başka kimse fark etmedi.
Gülşah hanım gülerek önüne döndü olurdu bu iş.
Tabi önce Berzanı başından atması lazımdı.
Gümüş Berzana baktı önce bu işi ödetecekti ona.
" Yaz hoca efendi İstanbul da bir yalı.
Sonra tam 200 tane bu kalınlıkta bilezik istiyorum. ( Eliyle baş parmağı ve işaret parmağını bileğine koyarak gösteriyor)
15 tane pırlanta 15 tane altın set istiyorum.
Ayrıca üç tane otelle birlikte 20 daireyi de benim üstüme yapacak.
Her ay 20 bin doları hesabıma yatıracak." Gümüş kollarını birbirine sarmıştı.
Serra gülmemek için kendini sıkıyordu.
Oda da bulunan herkes şok olmuştu.
Gülşah hanımla Bahar hanım gelinlerine baktı.
Az bile demişti onlara göre daha fazla istemeliydi.
Berzan tek kaşını kaldırıp Gümüşe baktı.
" Abi ocağına incir ağacı dikti yenge artık reçelini yapar yapar yersin." Diyerek zar zor konuştu.
Bekir böyleydi Berzana bu lafı bir tek o derdi bu oda da.
Berzan gülerek kafasını salladı istediğini alsındı küçük kedisi.
Hoca efendinin ağzı açık kalmıştı bu nasıl bir mehirdi böyle.
Aziz beyi ve Yıldırım beyin eşlerine verdiği mehirleri duymuştu.
Hoca efendi kıymıştı nikâhlarını çoktan.
Şimdi ailecek oturuyorlardı geniş avluda.
" Eee oğlum sen evlenmeyi düşünmüyor musun." Diye söze girdi Gülşah hanım.
Hamitin gözleri Meleği bulmuştu hiç düşünmemişti de şimdi aklına gelmişti evlenmek.
" Nasipte varsa olur Gülşah teyze." Gözleri bir an bile Meleğin üstünden çekmemişti.
Melek utanarak başını önüne eğmişti.
Melek ne kadar Berzan Ağa'nın kardeşi de olsa ona talip olan olmamıştı.
Şirkette abisinin yanında avukat olarak çalışıyordu.
Bacağı aksıyor diye kimse yaklaşmıyordu ona.
Berzan içten içe Meleğin üzüldüğünü bildiği için sesini çıkarmadı.
Çünkü her insanın haklıydı beğenilmek sevilmek.
Onca yaşına rağmen Gümüşün kucağına yatıp sevilmek istiyordu.
Gözlerini tekrar karısına çevirdi onun karısıydı artık Gümüş.
Gülşah hanım bu cevaptan memnun oldu.
" Ay böyle oturduk kaldık kutlamaya mı gitsek Berzan enişteciğim hakkımız bence." Diye lafa girdi Serra.
Tabakta ki baklavayı da ağzına tıkmıştı.
Bekir ışıldayan gözlerle izliyordu Serrayı.
Bu güne kadar kimseye yan gözle bakmamıştı.
Ama ne yalan söylesin kız çok güzel gelmişti gözüne.
Abisinin işi olsun Bahar hanımla görüşüp istetecekti Serrayı.
Serra da çaktırmadan alıcı gözle bakmıştı Bekire.
Boylu poslu yakışıklı bir adamdı Bekir.
" Hadi gidelim o zaman hep birlikte güzel bir gece geçirelim."
Berzan ayağa kalkınca herkes ayaklanmıştı.
Berzan yanında ki karısının elini sıkıca tuttu.
Bir ömür bırakmamak üzere...
Helllooooooo
Yorumlar buraya
Instagram hesabı
Yasemin_bellaa
İstek sahneler
Öptüm bebekler by
Yeni bölüm en kısa zamanda gelecek bebekler