ALABORA

By kursunirenkleeer

178K 7K 5.1K

Neden bence yardıma ihtiyacın olabilir hem kocalar ne için var karıcığım " dedi tırnağını ensemde gezdirip... More

Bolum 1
Bölüm 2
Bölüm 3
BÖLÜM 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 10
Bölüm 11
Bolum 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
Bölüm 22
Bölüm 23
BÖLÜM 24
Bolüm 25
ALINTI
BÖLÜM 26
Bölüm 27
Bölüm 28
28 .BÖLÜM ALINTI
BÖLÜM 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
BOLUM 34
BÖLÜM 35
BÖLÜM 36
BÖLÜM 37
BÖLÜM 38
BÖLÜM 39
Bölüm 40
BÖLÜM 41
Bölüm 42
BÖLÜM 43
BÖLÜM 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
BÖLÜM 49
BÖLÜM 50
BÖLÜM 51
Bölüm 52

Bölüm 9

5K 200 70
By kursunirenkleeer

Kendimi buz gibi mavi suyun derinliklerinde bulurken,battıkça derine batıyordum.
Ellerimi hareket ettirip suyun yüzeyine çıkmaya çalışırken bir anda havaya yükseldim ve Boran ile suyun içinde göz göze geldim.
Sıkıca belimden tutmuş, bana bakıyordu.
Muhtemelen beni hemen tutmasaydı suyun dibine kadar inebilir ve boğulabilirdim.
Zoraki nefes almaya çalışarak kollarımı boynuna doladim.
Ciğerlerim yanıyordu resmen .

"İyi misin?" Dedi bana dikkatle bakarak .

Boğazıma kaçan şu yüzünden öksürmeye çalıştım, neyse ki çok fazla su yutmadim ve Boran hemen beni yakaladığı için kimse yüzme bilmediğimi bile fark etmemişti .
Etrafıma göz gezdirdim ve herkesin kendi havasında takıldığını gördüm.

" Efnan iyi misin ? " .

Boğazımı temizleyip " Teşekkür ederim eğer beni hemen tutmasaydin " .

" Neyseki gözüm üzerindeydi ve düştüğünü gördüm, o uçta ne yapıyorsun Efnan, her zaman en olmadık yerde başına bir iş açmayı başarıyorsun " dedi.

" Sizi seyrediyordum ,sonra biri bana seslenince dikkatim dağıldı ve kaydım " .

" Tamam hadi gel seni çıkaralım burdan "dedi.

" Boran " .

" Efendim " .

" Benim yüzme bilmediğimi anlamalarını istemiyorum, özellikle Tuğçe' nin "dedim çünkü ona yeni bir malzeme vermek istemiyordum.

" Başına gelen ve yaşadığın hiç bir şeyden utanma sakın Efnan ,cesur ve dik dur her zaman " .

" Tamam " dedim ve Boran yavaş yavaş suyun içinde hareket etmeye başladı.
Nihayet tekneye çıktığımızda, elimi tuttu ve " Gel " dedi.
Arkasından ona itaat ederek yürüdüm.
Birlikte kamaraya girdik ve kapıyı kapattı.
İcerde banyo var duş almak istersen duş al ve üstünü degis ,ben de üstümü değişeyim ve otele dönelim " .

Başımı salladım ve hemen duşa girdim.
Hızlı bir duş alıp kapıda asılı olan Boran'ın olduğunu düşündüğüm bornuzu üstüme geçirdim ve banyodan çıktım .
Hızlı bir şekilde kurulanıp ,gelirken giydiğim kıyafetlerimi üzerime geçirdim .

Saçlarımı kurutma şansım olmadığı için nemli bir şekilde örük yaptım.

" Saçlarını kurut hava esiyor, birde hastalanma , daha fazla uğraşamam seninle ve sakarlıklarınla " dedi Boran kamaraya girerken .

Zaten iyi bir şey yaptıktan sonra illa canımı acıtacak bir şey daha yapmazsan şaşardım.

"Uğraşma zaten ,keşke bıraksaydın da boğulsaydim sende bende kurtulurduk birbimizden " dedim ve dediğim anda pişman oldum.

Bana doğru ters ters bakarak geldi arkamı dönüp yatağın üstündeki havluyu alıp banyoya girmek için hareketlendim. Bir anda saçlarımdan tutup beni kendine çekti.

Saçımı elime bir kez doladı saçlarımın uzunluğuna icimden lanetler yağdırdım.

"Bir daha söylesene karıcığım, ne dedin sen tam duyamadım ".

Sırtım resmen göğsüne yapışmış, nefesi ve dudakları kulağımın dibindeydi .
Kalbim deli gibi atıyordu resmen .
Elim ayağım titrerken bu adamın karşısında neden dilimi tutamıyordum ve neden şuan kalbim böyle atıyordu anlam veremiyordum.

"Evet seni dinliyorum, bir daha söyle şimdi ".

"Bir şey demedim Boran ,bırak beni ".

" Neden böyle titriyorsun Efnan ,seni heyecanlandırıyor muyum ? ".

Sustum cevap vermedim çünkü bu sorunun cevabı bende yoktu.
Çünkü bu adamın yanında ben kendimi hiç bir şekilde kontrol edemiyordum.
Susman gereken yerde konuşuyor, konuşmam gereken yerde dilim lal kesiliyordu.
Vücudum zaten benden bağımsız kendi başına hareket ediyor onu asla kontrol edemiyordum.
Bosta kalan elini belime atıp beni kendine daha da yaklaştırdı.
Şuan aramızda hiç mesafe ve boşluk yoktu .
Onun kalbinin atışlarını da resmen sırtım da hissediyordum.

"Sana bir soru sorduğumda bana cevap ver Efnan sana bunu kaç kez söyleyeceğim ".

"Ben şey bilmiyorum, Boran bırak beni lütfen ".

" Boran Hayatım nerdesin ? " cırtlak bir kadın sesi ayakkabısının topuklarını yere vura vura geliyordu.

"Hayatım mı? "Dedi o kadın .

Boran beni bırakmadan sesin geldiği tarafa baktı.
Bende başımı çevirdim saçlarımı tutuşu gevseyince,
İçeri giren kadının Tuğçe olduğunu fark ettiğim gibi Boran'ın kollarının arasında döndüm ve kollarımı boynuna sardım bunu neden yaptığımı dahi bilmeden .
Boran bir an bana baktı ne yapıyorsun dercesine.

"Şey pardon bir seyi bölmedim umarım "dedi Tuğçe kamaraya girerken " Kapıyı açık görünce " diye ekledi bize bakarak .

Boran'ın bir eli hala belimde duruyordu.

" Evet Tuğçe bir şeyi böldün, ayrıca kocama Hayatım diye seslenmenden de hiç hoşlanmadım "dedim parmak uçlarımda yükselip Boran'ın yanağından öptüm ve elimi kollarından indirip eline uzatıp tuttum "Çıkalım mı Hayatım "dedim ve yürümeye başladım .

"Ne oldu Tuğçe "dedi Boran yürürken

" Seni görmek istemiştim ama meşgulsün ".

" Evet daha sonra görüşürüz "dedi Boran.

Hem yürüyor hemde ona cevap veriyordu, sinirim tepeme çıkarken mantığım beni terk etmişti yürümeye devam ederken yaptığım delilik aklıma geldi ben Boran'in yanağından öpmüstüm ve bunu yeni idrak ederek bir anda durdum, durduğum gibi benim ile birlikte duran Boran'a dönüp baktım.
Boran kesin beni öldürecekti.
Tuğçe'nin yanında neden öyle bir şey yaptım anlamıyorum ama kağıt üzerinde dahi olsa Boran benim eşim ve bu kadının beni görmezden gelmesine deli oluyordum.

Boran bana gözüyle yürü işareti yaptı ve yoluma devam ettim kamaradan çıkınca ona baktım " Son duamı edeyim mi ? " dedim gözlerimi kırparak.

Boran bana bakıp gür bir kahkaha attı ve " Hadi gel " dedi bu sefer önüme geçti ,o önden ben arkadan yürüdük önce o tekneden indi ,sonra da belimden tutup havalandırarak beni indirdi.

" Kac kilosun sen Efnan ,küçük bir kız çocuğu dahi senden daha ağırdır ,gerçi sende çocuk gibi görünüyorsun ama ".

" Çocuk gibi derken ,anlamadım "

"Küçük bir kız çocuğu gibisin ,neyini anlamadın? ".

" O zaman küçük bir kız çocuğu ile neden evlendin? Boşa gitsin beni " dedim sinirle önünden geçerken.
Pislik, şeytanın avukatı, hödük,her an zehir gibi diliyle kalbimi kırabiliyordu.
Adama bak ya bana resmen cocuk dedi .
Arkamdan yavaş yavaş gelirken kapıları açık duran arabaya bindim.
Kollarımı da önüme bağlayıp yüzümü cama çevirdim.

"Öne geç Efnan " dedi Boran .

Dönüp ona baktım, " ön koltuğa geç Efnan ,arabayı ben kullanacağım, yanıma geç " dedi.
Konuşmadan ve arabadan inmeden ,aradaki boşluktan ön koltuğa geçtim.
Boran hayretle bana bakıyordu.
Bugün herhalde yürek yemiştim bu kadar cesur davrandığıma göre .
Boran arka kapıyı kapatıp, arabanın önünden dolanıp şoför koltuğuna geçti.
Emniyet kemerini takıp bana da " Kemerini bağla " dedi anahtarı çevirip, el frenini indirdi motoru çalıştırıp gaza yüklendi ve araba hareket etti.

İkimizde hiç konuşmuyorduk, zaten ben ne desem terslenecegim için susmayı tercih ediyordum ama şu çocuk lafını ona yedirmeyi de deli gibi istiyordum.
Onu bu söylediğine pişman edecektim ama nasıl yapacaktım.

" Ne düşünüyorsun ? ".

Düşünmeme bile izin vermiyor. İçimden ne kadar cevap vermek gelmese de onunla sürekli savaş halinde olmaktan yorulmustum.
Dönüp ona baktım, yola bakıyordu ve dikkatli bir şekilde araba kullanıyordu .
Yanmış teni yakası açık gömleği bacaklarını saran pantolonu ve gözündeki gözlükle hollywood aktörleri kadar yakışıklıydı ,dışarıdan onu ilk kez gören birinin ondan etkilenmemesi mümkün değildi.

" Bana hayran hayran bakman bittiyse soruma cevap ver ".

" Sana hayran hayran bakmıyorum, yola daldım bir an ,şeyi düşünüyordum beni suda hemen yakaladın ya ,yüzme bilmediğimi biliyor muydun ? ".

Bana baktı ama gözlüklerinden dolayı gözlerini göremiyordum sonra tekrar yüzünü çevirdi, "Seninle ilgili tahminde bulunmak çokta zor değil Efnan ".

Haklıydı, ne diyebilirim ki ,gizemli ,merak edilesi hiç bir şeyim yoktu, sürekli başıma saçma sapan şeyler geliyor, sürekli saçma şeylerin içinde buluyorum kendimi, adamın ayrıca benim ile ilgili hersegi öğrenmesi 10 dakikasını dahi almaz.

" Haklısın " dedim ve tekrar yolu izlemeye koyuldum.

Boran'ın cocuk gibisin kelimesi aklıma geldi , ne yapabilirim diye düşünmeye başladım..
Selin ,evet Selin bana yardım edebilirdi ,parti gecesi beni hazırlarken çok iyiydi ve her anlamda aşırı havalı ve kadınsı duruyordu .
Bana çekici bir kadın havası katabilir bende Boran'ın lafını ona yutturabilirdim .
Ama asıl mesele Selin'e nasıl ulaşacaktım.
Ne bir telefonum vardı nede ona ulaşabileceğim bir numara.
Boran'a soylesem peşini bırakmaz öğrenmeyene kadar beni rahat bırakmazdı. Öğrenme stilleri de pek iyi şeyler değildi ne yazık ki sonunda illa ki bir tarafım da bir morluk bir ezilme meydana geliyordu.

" Müzik açabilir misin ? "Dedim Boran' a.

Sesini çıkarmadan elini uzatıp bir tuşa götürdü, arabanın içi bir anda müzik ile doldu "Bak burdan kanalları değiştirebilirsin " dedi başka bir tuşu göstererek.

" Teşekkürler "dedim gösterdiği tuşa elimi götürürken, elim eline değdi bir an sanki tüm vücudum özellikle parmaklarım alev aldı hemen elimi çektim, Boran da elini çekince tekrar tuşa yöneldim radyo kanalları arasında gezindim ve hoşuma giden bir şarkı çıkınca biraz sesi açıp sırtımı koltuğa yasladım ardından arabanın camını açtım.
Yönümü çevirip elimi camdan çıkarıp şarkının ritmine ve sözlerine yavaşça eşlik ettim .

"Şimdi karşında, o sevgili huzurunda
Kabul edersen eğer, sen de istersen kollarında
Eskisi gibi, sevişelim beraber
Dünyamıza yeniden güneş doğsun artık

İnsanlar aşka küsmüş, sen onlar gibi olma
Kimseler sevmiyor, sakın onlara uyma
Eller anlamaz seni o bebeksi yanınla
Sana ben gerek zaten "

Kendimi o kadar kaptırmışım ki elime başım da eşlik etti şimdi rüzgarda saçlarım savruluyor, müzik adeta ruhumu dinlendiriyordu ve her zaman yapmak istediğim ama hep hayal olacağını düşündüğüm anın gerçekliği ile istem dışı kahkaha attım.

Şarkı bitip yeni bir parçaya geçince Boran'in bir elinin belimin üstünde olduğunu yeni fark ettim .

Yavaşça koltuğuma tekrar gömülünce, Boran elini çekip direksiyona geri götürdü.
Yaptığı hareketin anlamını fark ettiğim an ,içim kıpır kıpır oldu.
Boran beni belki de önemsiyordu.
Çünkü beni tutuşunun başka bir anlamı olamazdı.
Belki de gerçekten düşündüğüm kadar kötü bir adam degildi.
Sonra bana bugüne kadar yaptıkları geldi aklıma , belki de haklıydı ben bir çocuktum bana bir anlık iyi bir hareketi öncesinde yaptıklarını unutturuyordu.

Şarkılar yavaş yavaş değişiyor yolda sessizce ilerliyorduk.
Nihayet otelin önünde durduğumuz da güneş batmaya başlamıştı.
Boran kemerini çözüp arabadan indi, bende kemerimi çözdüm ,kapımı açtım ve arabadan indim ,Boran önümde durdu elini uzatarak ,uzattığı elini tuttum ,araba öylece kapıları açık orda durdu önümüzde duran bir adam " Anahtarı odanıza mı getireyim " dedi .

"Hayır arabayı düzgün bir yere çek Efnan Hanım'ı bırakıp geleceğim "dedi.
Beni tekrar odaya kapatıp kendisi keyfine bakacaktı tabiki .
Birlikte önce asansöre bindik ,sonrada elini belime koyarak odaya yönlendirdi.
Kapıyı açıp içeriye gectik .
Ben önde Boran arkada yürürken yatağa oturup ayakkabılarımı çıkardım.
Başımı kaldırıp baktığımda Boran gömleğinin düğmelerini açıyordu.

" Yoruldun mu ?" .

" Biraz "diye itiraf ettim.

" Tamam sen odada kal dinlen ,bir şey olursa kapıdaki adamlara söyle sana getirsinler,yemeğini ye ve odadan dışarı çıkma sakın, benim işlerim var " dedi.

Ne işin var diye sorsam acaba cevap verirmiydi ? .

" Boran ne işin var ,bende geleyim mi seninle ? ".

Bana durup baktı sonra gömleğini çıkarıp yatağın üstüne attı ,alt tarafı bende gelebilir miyim diye sormuştum, sanki adama küfrettim öyle tuhaf tuhaf bakıyordu.
Eli kemerine giderken ona ve heraket eden kaslarına bakmamak için başımı çevirip yerimden kalktım.

" Tamam sormadım say " dedim balkona doğru yürümeye başlarken.

" Kulüpte işlerim var ,açılış hazırlıklarına bakacağım, bu gece olmaz yarın benimle gelirsin olur mu ? " dedi .

Ona bakmadan olduğum yerde durup gülümsedim.

"Olur "dedim dönüp ona bakarak ,baktığım gibi geri döndüm
Çünkü adam şuan yarı çıplak karşımda duruyordu..
Ben hemen arkamı dönünce Boran gülmeye başladı .

"Ne oldu utandım mı karıcığım " dedi.

Adam üzerinde sadece iç çamaşırı ile karşımda dikilmiş birde benimle dalga geçip utandın mı diye soruyor.
Olduğum yerde dururken önce elini omzumda hissettim sonra da nefesini yüzümde.
Elini omzuma attığı gibi gözlerimi kapatmıştım.

" Ac gözlerini Efnan " dedi önce tereddüt ettim ama sonra yavaşça gözlerimi açtım.
Başımı hemen kaldırıp yüzüne kirli sakallarına ve hafif kıvrılmış dudaklarına baktım.

"Şey ben "durdum sonra yine ağzımı açar gibi yaptım sonra gözlerimi kapattım, Boran'ın elleri yüzümü avuçladı.

" Sonra sana çocuk gibisin dediğim zaman kızıyorsun ,yanakların kızardı Efnan "dedi.

Bir adım geriye gidip yüzümü avuçlarından kurtardım ve " Ben çocuk değilim " dedim sinirle önünden geçerken.
Elini belime atıp beni yakaladı ve kendine çekti.

" O zaman çocuk gibi davranmaktan vazgeç karıcığım" dedi .

Ellerinde beni bırakması için çırpındım ben çırpındıkça o gülmeye başladı, o kadar sinirlendim ki dirseğimi karnına geçirdim.
Bunu beklemiyor olmalıydı ki tutuşu gevşedi ve elinden kurtulup banyoya kaçıp , kapıyı kapattım.

Boran elini kapıya vurup " Ben çıkıyorum çocuk " dedi gülerek biraz bekledikten sonra banyonun kapısını açıp dışarı çıktım.

Yatağın üstünde oturan Boran'ı görünce öylece olduğum yerde kaldım.
"Hani çıkmıştın " dedim.

" Belki karım kollarını boynuma dolar ve bana bir öpücük verir diye bekledim " dedi.

Kamarada yaptığım şeyi yüzüme vurmazsa olmazdı zaten .

" Az önce çocuktum şimdi Karın mı oldum ? " dedim.

Cevap vermedi bende cevap beklemiyordum zaten.
Tam kapıdan çıkacakken arkasından koşup "Boran"dedim.

" Ne oldu fikrini mi değiştirdin ? ".

" Hayır bana telefonunu verir misin iki dakika ? "

Soru sorar gibi bana baktı bir kaşını havaya kaldırarak.

" Elif'i arayacaktım " .

Telefonu cebinden çıkarıp bana uzattı tuş kilidi yoktu.
Telefona baktım anlamayınca elimden alıp "rehbere girdi Hatice Hanım yazan yazıyı basıp aradı.

"Ben disarda güvenlikle konuşurken sende Elif ile görüş " dedi telefonu bana verip çıktı.

Bir kaç uzun çalıştan sonra açıldı telefon .

" Boran Bey iyi günler efendim buyrun " dedi Hatice Abla .

"Hatice abla merhaba benim Efnan ,nasılsın? " .

" Aaa Efnan kızım iyiyim canım sen nasılsın, ne yapıyorsun? ".

" İyiyim ablacım teşekkürler siz nasılsınız, Elif orda mı?
Çok konuşamayacağım Boran'ın gitmesi gerekiyor telefonunu vereceğim ".

"Burda canım veriyorum ona öpüyorum, iyi bak kendine"

" Teşekkürler Hatice ablacım sende iyi bak kendine ".

" Efnan ne yapıyorsun " dedi Elif heyecanla.

"Elif dur " dedim arkama dönüp bakarak Boran geldimi diye " Elif şimdi acelem var sonra detaylı konuşuruz, senden bir şey isteyeceğim, Selin hanım vardi ya şu parti için gelen ".

" Evet ne oldu Selin'e".

"Benim ona bir şekilde ulaşmam lazım ama Boran'ın haberi olmamalı ".

" Delirdin mi Boran beyin haberi olmadan kuş uçmaz "

"Bir kere ucurmayi denesek ,olmaz mı? ".

" Ne yapacaksın ona ? ".

" Sonra anlatacağım sana söz şimdi onu bana bulabilir misin ? ".

" Bulurum ya ayıpsın " .

" Efnan hala konuşuyor musun ? " dedi Boran, "Hem ne arıyorsun ?" .

"Elif tamam ben seni yine ararım Boran geldi görüşürüz" dedim ve cevabını beklemeden kapattım.
Telefonu yanımda duran Boran'a uzatıp " Teşekkür ederim "dedim.

" Evet Elif ne bulacakmış"diye tekrar sordu .
Hadi bakalım Efnan buyur burdan yak ,ne diyecektim".

Şey bir tokam vardı çok sevmiştim yanımda getirdim sanmıştım ama yok ,onu sordum evde mi diye ? "

" Toka mı? Buna inanmamı mı bekliyorsun "dedi ve telefonu çaldı.
Hemen telefonu arayana baktı açıp kulağına götürdü.

"Tamam geliyorum "dedi ve hızlı hızlı yürümeye başladı.

Ohh atlattım o gittikten sonra bende duşa girdim Boran'ın gönderdiği yemeği yedim balkonda kitap okuyup kahve içtim en son yatağa televizyon izlemek için uzandım.
Üzerime kısa bir şort ve Boran'ın tişörtlerinden birini giymistim .
O kadar sıcaktı ki ne kadar geniş o kadar rahat mantığındaydım.

Ayaklarımı uzatıp sırtıma yastık koydum ve televizyonda kanalları gezmeye başladım.
Elif'e Selin'e ulaş dedim ama ben Selin ile nasıl tekrar iletişime geçecektim şimdi onu düşünüyordum.
Düşünmekten beynim patlamak üzereydi izlediğim hiç bir şeyi anlamıyordum.
Sonunda sırtımdaki yastığı başımın altına koyup yatakta kıvrıldım.
Boran gelince yerime geçerim diye düşünmüştüm.

🕳 BORAN KARADAĞ 🕳

Bütün gece kulüp açılışı için yapılan hazırlıklar yüzünden kara sular inmişti ayağıma.
Birde Efnan'ın odasına yemek gönderen kim henüz bulamamıştık ve sinirden her an birilerinin canına okuyabilirdim.
Efnan ortalıkta her şeyden habersiz ,masum bir melek gibi dolanıyordu.
Gülüşü,ürkek bakışları, bir anda kendinin bile henüz farkında olmadığı cesareti ile söylediği sivri sözleri.
Onu o arabanın bagajında gördüğüm ilk an aslında amacım o arabaya nasıl bindiğini öğrenip geldiği yere geri yollamak yada bir şekilde ona yardımcı olmak ve hayatına devam etmesini sağlamaktı.
Eğer evde o gelinlikle herkesin karşısına çıkmasaydı ve partideki dostum ve düşmanım olan herkes onun karım olduğunu düşünmeseydi tabi.
Kızı kurtarmaktı tek amacım aslında, ama o gece Müge'nin saçma sapan işleri yüzünden onu kendime mahkum ettim .
Hatta o şerefsiz amcasından farklı davranmadığımın da farkındaydım .
Yanıma geleli iki aydan çokta fazla bir süre olmadı ama başına gelmeyen kalmadı.
Bazen yanlış yapıp yapmadığımı sorguluyorum, ama şu saatten sonra da onun yanımdan bir saniye olsun ayrılmasına müsaade edemem.

Ahh Efnan adeta kendinin yeni farkına varan küçük bir kız çocuğu gibi ,kız çocuğu gibisin dediğim an yüzünün aldığı şekil, ve bana verdiği cevap aklıma geldikçe istemsizce tebessum ediyorum.
Ah birde Tuğçe 'ye kendi çapında haddini bildirme çabası.

Adeta bir matruska gibi Efnan ,kırılgan ve yaralı halinin arkasından zaman geçtikçe ve öğrendikçe, cesaret kazanıp kendine güvenmeye başladıkça içinden nasıl bir kadın çıkacak çok merak ediyorum.
Ona belki de bu yüzden normalden fazla sert davranıyorum.
Kendinin farkına varmasını istiyorum.
O gün o araba da bana öğret dediği an gözlerindeki azmi ,acıyı ve isteği gördüm.

Çok zor bir adamım ben ,çok sert duvarları olan bir adam ,Efnan bu duvarlara çarpa çarpa güçlendiginin farkında değil.
İlk günden bugüne kadar katettigi yolu bile görmüyor.
Aslında yavaş yavaş açıyor gül güzeli yapraklarını.
Onu izlemek ise oldukça gurur verici.

Acaba ne yapıyor şimdi, kesin bir yerlere kıvrılmış uyuyor yada kitap okuyordur.
Evdeyken her an onun ne yaptığından haberdar oluyordum ama şimdi tek başına bir odada ve ne yaptığını bilmemek her an aklımın ona kaymasına sebep oluyor.

" Necati " diye seslendim.

" Buyrun Boran bey ".

"Bana hemen yeni bir telefon ve hat al getir ".

" Boran Bey şimdi mi ? ".

" Evet şimdi Necati çabuk ol fazla vaktim yok ,otele döneceğim "dedim.

Kıbrıs'ta diğer yerlerde olduğu gibi yeni bir gece kulübü açacaktık ,aynı zamanda burda bir bölümde oyun oynamakta serbest olacaktı.
Malum Kıbrıs gece kulüpleri ve kumarhaneleri ile meşhurdu.
Bende uzun zamandır otelin yani sıra Kıbrıs'ta farklı bir yatırım daha yapmak istiyordum ve zaten var olan Gece kulübü ve kumarhane zincirlerime bir tane de Kıbrıs'ta eklemenin bir zararı yoktu.
Buraya da buranın açılışı ve yeni bir iş için gelmiştik.
Ben burdayken Efnan'ı tek başına İstanbul'da bırakmak istemediğim için, hele ki şerefsiz kuzenim Kadir etrafta dolanırken, yanımda gelmesini daha doğru bulmuştum.

Efnan ' da böylelikle yeni bir şehir görmüş olurdu.
Efnan istiridyede saklı inci gibi ,çok değerli ama kendinin ve değerinin farkında değil.
Onu ezen kıran inciten herkesten intikam almasını sağlayacağım.
Onun yeterince güçlendiginden emin olduktan sonra .
Aslında ona yaptığım her şeyin sebebi ,güç kazanması,kendine inanmay öğrenip, kendinin farkına varması, bunu ona anlatarak değil yaşatarak,yaşayarak öğrenmesini istiyorum, öğreniyor da.
Marcus piçinin sözleri ise aklımdan çıkmıyor, sonu diğerlerine benzemesin .

Geçmiş, girme oralara Boran girersen çıkamazsın .
Şuan ne yeri ne zamanı yeniden düşünüp dağılmanın.
Efnan'ın sonu kimseninkine benzemeyecek.

" Boran Bey " tam zamanı düşüncelerimden sıyrıldım ve başımı sese çevirdim.

" Buyrun efendim, istediğiniz hat ve telefon "dedi elindeki kutuyu bana uzatarak .

" Demek ki isteyince ,saatin önemi yok değil mi Necati".

" Evet Efendim " .

Başımla gidebilirsin işareti yaptım ve bar sandalyelerinden birini çekip oturdum.
Kutudaki telefonu çıkardım ve incelemeye başladım.
Benimkiyle aynı model farklı renkti ,kutunun içine yerleştirilmiş hattı çıkarıp telefona yerleştirdim telefonu açıp bekledim ardından ayarlarını düzenleyip numaramı kaydettim telefonu tekrar kutusuna yerleştirip yerimden kalktım.
Etrafıma baktım saat sabahın ikisinde bile herkes harıl harıl çalışıyordu .
Ertesi güne yetiştirmek için.

" Arkadaşlar bence artık biraz dinlenin, sabah devam edersiniz " dedim ve yürümeye başladım.
Kulüpten çıkıp otele gitmek için arabaya bindim .
Kulüp otele yakın olduğu için, kısa zamanda otele vardım.
Kapıda karşılaştığım Otel müdürü Erdem Bey ile ayak üstü otel ve müşteriler hakkında konuştuk ve asansöre bindim nihayet asansör durdu ,hızlı adımlarla asansörden indim kapıda duran korumalar beni görünce duruşlarına çeki düzen verdi.

Adamlara doğru yürürken bir kapı açılma sesi duyuldu, sonra da Tuğçe odadan çıktı.
Neden şaşırmadım ki .

"Boran Canım yeni mi geliyorsun ? ".

Sorduğu anlamsız soruya cevap vermeye bile gerek duymadım..

" Gelsene bir şeyler içelim "dedi açık olan kapıdan kenara çekilerek.
Üzerinde oldukça cesur seksi bir gecelik vardı .
Kolumu kaldırıp saate baktım,

" Saat neredeyse 3'e geliyor Tuğçe, Efnan bekliyor ,iyi uykular "dedim ve onu geride bırakıp adamların yanına gittim.

" Var mı bir sorun ,şüpheli bir şey? "

" Hayır Efendim ,Efnan Hanım tüm gece odasından dışarı çıkmadı, sadece sizin yolladıklarınızı almak için biz çalınca kapıyı açtı ,başka kimse gidip gelmedi ".

"Peki kolay gelsin "dedim ve yavaşça kartı kapıdan geçirip odaya girdim.
Efnan büyük ihtimalle uyuyordur diye onu uyandırmak istemediğim için çok sessiz davranıyordum.
Neyse ki ışıkların hepsini kapatmamıstı ,televizyon da açıktı, acaba uyanık mı diye düşündüm ilerlerken, ama uyanık olsa çoktan kapıda ayakta olurdu .
Sessiz olmaya dikkat ederek yürümeye devam ettim ,Efnan yatağın üstünde kıvrılmış uzun saçları yatağa dağılmış bir şekilde uyuyordu.
Elimdeki telefon kutusunu küçük komidinin üstüne koydum ve dolaptan bir esofman altı çıkardım.
Kıyafetlerimi çıkarıp eşofmanı üstüme geçirdim.
Efnan olmasa direkt çamaşırla dalardım yatağa ama onu sabah utandırmak istemiyordum sabah ki hali aklıma gelince güldüm.

" Ee Efnan nasıl uyumuşsun yatakta ,seni önce düzeltelim " dedim ve yavaşça onu kucaklayıp düzgün bir şekilde yatağa yatırdım.
Üzerinde bir tişört ve şort vardı.
İlk geldiği zamanlara göre biraz daha toparlanmıştı,ama sürekli başına bir şeyler açmayı başardığı için hala yeterli değildi, biraz daha kilo almasını ve daha sağlıklı olmasını istiyordum .
Çocuk gibisin dememin sebeplerinden biride buydu .
Üstünü örttum ve böylece uykusunun ağır olduğunu da anlamış oldum .
Çünkü o kadar yataktan kaldırıp tekrar koydum farkına dahi varmadı.
Bense en küçük bir tıkırtıyla ayağa dikilen bir adamdım.
Etrafıma baktım ,Efnan'ın dün uyuduğu koltuğa yöneldim, sonra vazgeçip açık olan televizyonu kapatıp adımlarımı yatağa yönlendirdim ve yorganı kaldırıp yatağa girdim.
Efnan uyuyanınca küçük çaplı bir kalp krizi geçirmemesini umdum .
Gözlerimi kapatıp kendimi uykuya teslim edecekken ,Efnan yatakta döndü ve aramızdaki mesafeyi kapattı.
Şimdi sırtı bana dönük saçları etrafıma dağılmıştı.
Yeni banyo yapmış nemli saçlarından kokusu etrafa yayıliyordu.
En son ne zaman bir kadınla sadece uyudum hatırlamıyorum ,dahası ben hiç bir kadınla uyumazdım.
Ama kendimi Efnan'a daha çok yaklaşırken buldum.
Burnumu saçlarının arasına gömdüm ve uykuya daldım.
Gözlerimi açtığımda Efnan'ın başı göğsüme yaslanmis saçları yatağın her tarafına dağılmış bir eli belimde bir bacağı bacağıma dolanmış bir şekilde uyuyorduk.
Onu yerinden kaldırmaya çalıştım ama o da da beni sarıp yerini düzelttince başımı çevirip saate baktım daha sabahın altısıydı.
Elimi Efnan'ın beline atıp gözlerimi kapattım, bir iki saat sonra Efnan'ın çığlığı ile uyanacağımdan emin olarak.
Ama hiçte tahmin ettiğim gibi olmadı saat sekizde telefonun sesiyle uyandığımda Efnan hala göğsümde sakin bir şekilde uyuyordu.
Elimi komidinin üzerine atıp hareket edince Efnan da hareket etti ,elime telefonu alıp arayana baktım.
Efnan yavaşça elini belimden çekip çenesini göğsüme batırarak kafasını kaldırdı kırparak açtığı gözlerine bakıp tepkisini izlemek için telefonu hala acmamıstım.
Tekrar gözlerini kapatıp başını göğsüme yasladı,

" Sustur şu telefonu "dedi .

İçimden üçe kadar saydım ve Efnan yatakta hemen oturur pozisyona geçti.
Telefonu açtım ve ona parmağımla sus işareti yaptım.
Hala ne olduğunu idrak etmeye çalışıyor ve şaşkınca etrafına bakıyordu.
Onu o şekilde bırakıp yataktan çıktım ve konuşmak için biraz yürüdüm.

" Boran Günaydın kardeşim ".

" Günaydın kardeşim " .

" Şu müşteriler ile toplantıya gidiyorum gelecek misin ? Yoksa kulüp ile mi ilgilenirsin? ".

"Sen hallet bir sorun olursa bana bildir Karan ,ben şu kulübü halledeyim öbur gün şu açılışı yapalım artık ".

" Tamamdır görüşürüz " dedi Karan ve telefonu kapattı.

" Günaydın "diyen uyku mahmuru sese dönüp baktım.
Efnan yatakta bağdaş kurmuş üzerinde benim tişörtum ile oturmuş saçlarını örüyordu.
Gerçekten üzerinde ki benim tişörtumdu.

" Günaydın " dedim yanına doğru giderken .
Ellerimi cebime koydum ve yatağın ucunda ona bakmaya başladım, başını utangaç bir tavırla önüne eğdi.

" Biz birlikte mi uyuduk ? "Dedi.

" Geldiğimde uyuyordun ,uyandırmaya çalıştım ama uyanmadın ? " .

" Koltukta uyusaydın ? " .

" Bak bana Efnan sence ben o koltuğa sığar mıyım ? Ayrıca benim yatağımda uyuyan sensin ,neden ben koltukta uyuyacakmışım? ".

" Gece uyuyakalmışım, televizyon izlerken ".

" Tamam ben duşa giriyorum, sende hazırlan kahvaltıya gidelim " dönüp ona baktım bugün zaten normalde sessiz olan Efnan daha bi sessiz ve içine kapanık duruyordu.

" Efnan duymadın mı? Ayrıca tişört yakışmış "dedim kendine baktı sonra bana bakıp gülümsedi ve yatakta ayağa kalktı " Senin tişörtün, hava çok sıcaktı, geniş ve rahattı oldugu için giydim ,kızdın mı? ".

Salak Boran kıza sürekli kaba davranıp hirpalarsan her sözünde bir şey arar tabiki .

" Neden kızayım Efnan ,istedigini yapabilirsin hadi ben duşa giriyorum, sende dikkat et yataktan düşeceksin şimdi? "Dedim ve arkamı dönüp gözlerini sırtıma diktiğini bilerek banyoya girdim.

Hızlıca bir dus alıp banyodan çıktım belimde havlu ile odaya geçtiğimde, Efnan geniş yüksek bel beyaz bir pantolon ve üzerine uzun kol belini açıkta bırakan bir üst giymişti.
Beni görünce bana bakıp hemen başını önüne eğdi ve önümden geçerek banyoya girdi.
Bende üzerime siyah bir kot ve siyah bir tshirt geçirdim.
Efnan banyodan makyajını yapmış kendiliğinden dalgalı beline kadar uzun olan saçlarını açık bırakarak çıktı.
Dolabın önüne geçip eğildi ve bir ayakkabı çıkardı yatağın üstüne geçip oturdu ve ayakkabısını ayağına geçirip bağladı.
Bugün tamamen rahat bir ayakkabı ve kıyafet tercih etmişti.
Kafasını kurcalayan ve onu bu kadar sesszilestiren düşüncelerin neler olduğunu öyle merak ediyordum ki.

Yanına oturup öylece ayakkabılarını bağlarken onu izledim.
Uzun saçları önüne dökülmüştu.
Ne güzel kokuyordu ve çok güzel saçları vardı.
Oldum olası kadınlarda uzun saçı sevmiştim ve Efnan'ın saçları hem çok güzel hemde normalden uzundu .
Ellerimi saçlarına atıp önünden çektim başını çevirip bana baktı.

" Neyin var iyi misin? "

"İyiyim ".

"Ne düşünüyorsun? ".

" Bilmiyorum "dedi ancak bu cevabı Efnan verebilirdi.
Çünkü öyle karmaşık duygular yaşıyordu ki her an kafasının başka bir şeye takıldığından adım kadar emindim .
Sonra aklıma ona aldığım telefon geldi uzanıp komidinin üzerinde duran paketi aldım.

" Al bakalım bu senin, belki keyfini yerine getirir " dedim.

Şaşkın şaşkın bana bakıp " Benim mi ,ne ki bu " dedi .

" Aç bak bakalım neymiş ? ".

Hemen kutuyu poşetten çıkarıp öylece baktı.
Sonra hemen kutunun kapağını açıp bana baktı.

"Bu bunu bana mı aldın, gerçekten mi bu benim mi? ".

Çocuksu sevinci kalbimi acıttı, o kadar çok yaralı ve kırılmış bir kalbi vardı ki ve öyle çok herseyden mahrum bırakılmıştı ki ,bazen tüm yaralarını ellerimle sarıp dünyayı ayaklarının önüne sermek istiyordum.
Bu düşüncelerimi kabullenmek dahası onu kabullenip ona alışmak çok zamanı mı aldı.
Ama zorla yada isteyerek kağıt üzerinde dahi olsa Efnan benim karimdi ve böyle kalmaya devam edecek, onu Hayatım pahasına ona zarar vermek isteyen herkesten koruyacaktım ,peki kendimden, kendimden koruyabilecekmiydim? .
Ben sert sivri köşeleri olan sinirli bir adamdım.
Öfke krizlerim vardı bazen etrafımda duran herkesi korkutan ve Efnan da bu öfkeden oldukça şık bir şekilde nasibini almıştı.

"Evet senin ,seni her aradığımda ulaşmak istiyorum, bu yüzden bunu sana aldım " .

" Teşekkür ederim, çok sevindim " dedi ve telefonu dizine koyup bana sarıldı.
Kollarını boynuma dolarken bende ellerimi beline doladım burnumu saçlarına gömerek kokusunu içime çektim..

Kollarını gevsetip benden uzaklasti " Şey ben çok sevindim, özür dilerim " dedi utanarak .

Güldüm,son zamanlarda ne çok güldüğümü fark ederek hemen duruşumu düzelttip boğazımı temizledim.

" İstediğin zaman bana sarılabilirsin, ben senin kocanım unuttun mu karıcığım "dedim göz kırparak.

Efnan eline telefonu alıp " E bunu nasıl kullanacağım " dedi " Hadi kalk şimdi Hazırsan kahvaltıya inelim ben sana gösteririm nasıl kullanacağını "dedim hemen yerinden kalkıp " Tamam hazırım " dedi .

Bende arkasından kalktım Efnan çantasına uzanırken, bende telefonumu alıp cebime koydum sonra Efnan'ın yatağın üstünde bıraktığı telefonu alıp yanına gittim,
Elini alıp avucunu açtım telefonu avucuna koyup ,"Bunu yanından ayırma, seni her aradığımda ikinci kez çalmayacak hemen cevap vereceksin "dedim sert bir şekilde anında pişman olarak.

" Tamam "dedi gülümseyerek sesimin tonundan hiç etkilenmemis gibi .
Efnan telefonu küçük çantasına koydu bende yürümeye başladım.
Birlikte kapıdan çıktık.
Kapıdaki korumalara " Günaydın "diyerek gülümseyen Efnan'a baktım.
Adamlara gülümsemesi sinirlenmeme neden olmuştu.
Adamlarda " Günaydın Efnan Hanım " dedi aynı şekilde gülümseyerek.

"Günaydın beyler, kolay gelsin "dedim uzanıp Efnan'ın elinden tutup sinirle onu peşimden sürükleyerek asansöre doğru yürüdüm.
Asansörün kapısında durdum asansörün gelmesini bekledim.
Efnan elini avucumun arasından çekmeye çalışırken ona baktım.

" Elimi acıtıyorsun ,lütfen sıkma dedi ,kırılgan bir ses tonuyla " O an onun elini sertce tuttuğumu fark edip tutuşumu gevşettim, asansör kapıları açılınca asansörün içine Efnan'i da kendimle birlikte çekerek girdim restoranın katına bastım ve kapının kapanmasını bekledikten sonra Efnan'a sinirle dönüp baktım .

" Kapıdaki adamlarla konuşurken hareketlerine dikkat et onlar senin çalışanların, arkadaşların değil " dedim parmağımı önünde sallayarak .

" Ben sadece günaydın ".

" Deme Efnan basınla selam ver geç, gerekirse onu da yapma " dedim.

"Tamam özür dilerim ".

" Sürekli beni deli edecek şeyler yapıp sabrımı zorlama sonrada gelip benden özür dileme "dedim neye bu kadar öfkelendigimi bile bilmiyordum.
" Bir daha kimseye gülme " diye ekledim.

Sadece başını salladı.
"Sana kaç kere bana konuşarak cevap ver "dedim elimi duvara vurarak .

Efnan bir an yerinden sıçradı ve gözleri dolarak başını önüne eğdi.

" Tamam " dedi zor duyduğum bir sesle saçları önüne düştü başını öne eğerken.
Yine ağlatmayı basardim.
Daha yarım saat önce onu herseyden koruyacağım diyordum, onu kendinden ve yersiz öfkenden nasıl koruyacaksın Boran Efendi dedim kendi kendime.

Asansör sonun da durdu ve kapıları açıldı.
Elini tuttum ve " Tamam ağlayıp durma çocuk gibi" dedim yine anında kendime sövdüm.

" Bana çocuk demekten vazgeç " dedi yerinde durarak eliyle gözünden akan yaşları sildi .

"Her an kızacak bağıracak ve kıracak bir şey bulan sensin ,ağlatıp durma beni ağlamam " dedi ve elimi bırakmadan yürümeye devam etti .
Haklıydı kızı sürekli ağlatan bendim ağlamasına kıyamayıp kızanda.

Sessizce peşinden gittim ve aramızda olan kol mesafesini kapattım.

" Seni bugün çok seveceğin bir yere göturmeme ne dersin ?" .

" Gerçekten mi? " bir anda asılan suratı ışıldamaya başladı.

" Gerçekten ama önce birseyler yiyelim sonra biraz işim var, ardından çıkarız ".

" Olur Tamam " dedi boş bir masa bulup yerleştik.
Garson sipariş almaya gerek duymadan masayı kahvaltılıklarla donattı.
Efnan sessizce etrafını ,bense onu izliyordum.
Sonra bir an bana baktı göz göze geldik Mavileri ile siyahlarım kesisti .

" Boran bana telefonu kullanmayı öğretecektin" dedi başka bir kadın olsa demin ona yaptığım şeyi hayatta unutmaz ve saatlerce küs kalabilirdi ama Efnan tek bir güzel söz yada hareket ile öncesinde yaşanan her şeyi unutup gidiyordu .
Yada hayata tutunmak için kendine böyle bir yol seçmişti.
Yoksa onca eziyet ve hırpalanmayi bir insan evladı kaldıramazdi.
Gelinliğinin fermuarını açıp sırtındaki kemer izlerini cesurca gösterdiği an ona bunu yapanlara daha beterini yapmak istedim .
Aynı gece hakkında bir araştırma isteyip yıllardır çektiği eziyeti ve işkenceyi birebir öğrendim.
Ben zaten amcası denen o şerefsiz ile uzaktan sessizce uğraşıyordum.
Ama Efnan ben intikam almak istiyorum dediği için herseyi ağırdan almaya karar vermiştim.

"Tamam gel yanıma göstereyim sana " dedim.
Efnan yerinden kalkıp yanımdaki sandalyeye geçti.
Telefonu bana verdi .

"Tamam önce kahvaltını yap " dedim.

" Tamam " dedi ve çatalı eline aldı bende uzanıp onun tabağını önüne koydum .

Sessizce kahvaltımızı yaptık Efnan çatalı masaya bıraktı " Doydum "dedi.

" Tamam " dedim ve telefonu elime aldım, önce arama yapmayı, daha sonra mesaj yazmayı fotoğraf çekmekten diğer tüm ayarlara kadar herseyi ona anlattım .

" Boran Hatice abla ve Elif'i de arayabilir miyim ? " .

"Olur arayabilirsin "dedim ve onun ve Hatice Hanımın numarasını ekledim ,Ahmet'in de numarasını ekledim.

" Bak Elif ,Hatice Hanım, ve Ahmet'i ekledim.
Bana ulaşamazsan İstanbul'da mutlaka Ahmet'i ara , ben seni her aradığımda mutlaka sana ulasmalıyım, ayrıca sende ne zaman istersen beni arayabilirsin? " .

" Tamam " telefonu eline alıp kamerayı açtı " o zaman bir fotoğraf çekinelim " dedi ve bana daha çok yanaşıp birlikte bir resmimizi çekti.

" Benimle fotoğraf çekinmek isteyeceğini düşünmemistim " dedim kolumu sandalyesinin arkasına atarak " Neden ?" dedi başını biraz daha eğip neredeyse omzuma yaslayarak bir anda burnumu saçlarına gömmek istedim kokusunu içime çekerken Efnan fotoğrafımızı çekti.

" Ver bakalım telefonu " dedim hemen telefonu bana uzattı çektiği resimleri kendime yolladım ve nasıl yapıldığını ona anlattım.

Telefonum çalınca " Hadi gidelim dedim " .
Birlikte elim belinde önce restorandan çıktık ordan kulübe geçtik onu ofise bıraktıktan sonra ben ne yapıldı bakmaya başladım.
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum telefonumun çalınca pantolonumun cebinden çıkarıp baktım Efnan arıyordu.
Etrafa baktım ortalıkta görünmüyordu.

" Ne oldu Efnan " diye açtım.

"Boran 5 saattir beni burada bırakıp gittin, yapacak hiç bir şey yok ,uyuyup uyanmışım ve çok acıktım, ne zaman geleceksin çok sıkıldım " dedi saate baktım.
Öğleden sonra saat üç bucuk olmuştu.
Saatlerdir ise mi dalmistim .
Kulübe gectigimizde saat henüz sabah 10du.

"Tamam hazırlan birini yolluyorum seni buraya getirsin ,çıkalım "dedim ve telefonu kapattım.

"Necati " .

"Buyrun Boran bey ".

" Efnan ofiste git onu buraya getir " dedim Necati başını sallayıp hemen arkasını dönüp yürüdü.

On dakika sonra başımı çevirdiğimde Efnan bana doğru geliyordu.
Beni görünce gülümsedi.
Ve sabah neden sinirlendiğim kafama bir an dank etti .
Sadece bana gülsün istiyordum, benden başka kimseye gülmesinden hoşlanmıyordum.

"Kolay gelsin " dedi yanıma gelerek

Yüzüne bakıp gülümsedim, en son kim bana kolay gelsin demişti böyle içten ve samimi hatırlamıyorum bile Hatice Hanım hariç,.
Yıllardır her kahrımı çekip ,bana katlanan tek insan Hatice Hanım.
Rahmetli eşimin yadigarı olan Hatice Hanım ve Elif.

" Teşekkür ederim " dedim elimi omzuna atıp onu kendime çekerken.

" Gidelim mi " dedim önce başını salladı sonra bir anda "Evet gidelim "dedi.
Elimi omzundan indirip beline koydum ve yürümeye başladık .

Birlikte kulüpten çıktık şoförden anahtarı aldım, Efnan ona açılan kapidan ön koltuğa geçti bende hemen şoför koltuğuna geçip oturdum.
Emniyet kemerimi bağlarken Efnana baktım,
" Efnan Kemerini bağlamayı unutuyorsun hep kemerini bağla " dedim .
Efnan kemerini bağladıktan sonra arabayı çalıştırıp yola çıktım.
Efnan telefonu kurcalıyordu " İstersen müzik açabilirsin "dedim bana bakıp " İsterim " dedi ve hemen radyoyu açtı.
Kanalları gezip hareketli bir müzikte durdu .
Şarkıları mırıldanip söylüyor ve yolu seyrediyordu.
At çiftliğine gelip arabayı park ettim .

" Nereye geldik ? " .

" Gel icerde görürsün? " dedim kemerini çözüp arabadan inerken.
Efnan da hemen arkamdan arabadan indi arabanın önünden dolanıp Efnan'ın yanına gittim.
Efnan bir anda elimi tuttu ,ona bakarken gözüm karşıdan gelen Marcus'a takıldı.

"Siktir bu adamın ne işi var burda " Anahtarı valeye verip Efnan ile yürümeye başladık.

" O Boran naber ? ".

" Cekil git Marcus "dedim onu geçerek "

" Efnan yine çok güzelsin " dedi biz yürürken .
Efnan'ın elini bırakıp hışımla arkamı döndüm ve bize bakan Marcus'un yakasına yapıştım.
Ne oldu neden sinirlendin aksine mutlu olmalısın, yine çok güzel bir kadına sahip olmayı başarmışsın " dedi ve çenesine yumruğu geçirdim.

Efnan "Boran " diye bağırdı.
Araya bir kaç adam girdi ben Marcus'a yumruk atmaya devam ederken .
Bir anda belime dolanan ürkek kollar beni durdurdu.
Adamlar boşluktan faydalanıp Marcus'u geriye çekti.
Efnan başını sırtıma yaslayıp " Lütfen sakin ol "dedi ellerimi ellerinin üstüne koyup nefesimi sakinleştirmeye çalıştım.

"Tamam Sakinim " dedim ellerini belimden çözüp bir elini tutarak yürümeye devam ettik.

" Elin elin yaralanmış kanıyor "dedi Efnan.

" Bosver gel "dedim önce restorana girdik" sen otur" dedim sandalyesini çekerek sonra lavaboya gidip ellerimi yıkadım.
Tekrar geri döndüğümde Efnan telefonu ile uğraşıyordu.
Yerime geçip oturdum ve yemekleri sipariş ettik.
Sessizce yemek yedikten sonra ayağa kalktım Efnan da hemen ayağa kalktı ve birlikte atların olduğu yere geçtik.
Efnan'i at çiftliğine getirmiştim.

" Boran bunlar çok güzel, burası çok güzel" dedi.
Gel dedim onu her geldiğimde ziyaret ettiğim atın yanına götürerek.
"Hadi gel sev " dedim .

" Hayır hayır korkuyorum " .

" Gel korkma " elini tutup yavaşça atı sevmesine izin verdim " İstersen binebilirsin"

" Hayır hayır korkarım daha önce hiç at binmedim "

" Ben sana öğretirim " dedim .
Birlikte önce atı besledik sonra da ona at binmeyi öğrettim.
Efnan başta çok korktuğu için birlikte binip ona cesaret verdim daha sonra tek başına bindi.

Kahkahalari ve mutluluğu o kadar bulaşıcıydı ki istem dışı bende onunla birlikte kahkaha atıyordum.
Nihayet attan indiğinde "beraber bir fotoğrafımızı çeker misin ?"dedi .
Telefonumu cebimden çıkarıp ona baktım hemen başını atın başına yasladi ve bana baktı bende güzel bir kaç fotoğrafını çektim.

" Keşke benim telefonumdan çekseydin ".

" Sana yollarım merak etme hadi gülümse "dedim ve ata sarıldığı haliyle kendimi de içine alarak bir selfie çektim.

Hava iyice kararmıştı akşam yemeğini de yedikten sonra gecenin geç saatinde otele dönmüştük.
Efnan o kadar yorulmuştu ki arabada uyuklamaya başlamıştı.

" Yoruldun mu ? "

" Evet ama çok güzeldi "dedi gülümseyerek.

Arabayı otelin önünde durdurdum ve indim Efnan'ın kapısını açan koruma elini uzattı Efnan teşekkür edip elini tutmadan arabadan indi.
Aferin benim kızıma öğreniyordu.
Birlikte otelden içeriye girdik.

" Sonunda neredesiniz?" Diyen Tuğçe ile lobide karşılaştık.

" Bende ne zaman tadımız kaçacak diyordum " dedi Efnan ona dönüp bakınca dudağını ısırdı.

" Boran Canım " .

" Canın çıksa keşke "dedi Efnan.

Başımı önüme eğip duymazdan gelmeyi tercih ettim.
Tuğçe yaklaşıp yanıma geldi ve parmaklarının üstünde yükselip kollarını boynuma dolayarak yanağımdan öptü.

" Ya sabır "dedi Efnan.

Tuğçe'nin kollarını çözüp " Hayırdır Tuğçe "dedim onu kendimden uzaklastırırken .

"Kesin seni özledim diyecek" dedi Efnan.

Tuğçe de bir anda aynı sözleri tekrarladı.

" Saşırdık mı asla " dedi Efnan , kendi kendine söylenmesine içten içe gülüyordum.

"Efnan'la at çiftliğindeydik ,atları gösterdim ona yemek felan yedik ".

" Evet sensiz karı koca baş başa vakit geçirdik umarım bize kızmadın ,bir dahaki sefere seni de götürelim istersen ,Boran çok yoruldum gidelim mi ?"dedi Efnan beni çekerek.

"İyi geceler Tuğçe "dedim Efnan'ın arkasından yürüyerek .

Odaya girdiğimizde Efnan hemen duşa girdi .
Bende kendime bir kahve hazırlayarak balkona geçtim.
Kahvemi içerken Efnan'ın sehpanın üzerinde bıraktığı kitabın sayfalarını karıştırıyordum.
Efnan " Merhaba " diyince başımı kaldırıp ona baktım.

" Sıhhatler olsun " dedim o arada odanın kapısı çaldı.

"Ben bakarım "dedi Efnan.
Ona üzerindeki dar kısa tayta ve sporcu atletine baktım üzerine ince uzun bir gömlek geçirmişti ama yine de onu bu halde bir başkası görsün istemedim.

"Ben bakarım, sen içeri geç saçlarını kurut " dedim ayağa kalkarken Efnan da ben balkondan çıkarken peşimden geliyordu.

Kapıyı açtığımda karşımda polis görmeyi beklemiyordum.

" Boran Bey iyi akşamlar " dedi polislerden biri.

" İyi akşamlar Memur bey buyrun bir sorun mu var ? ".

" Evet bizimle karakola gelmeniz gerekiyor ? ".

" Karakol mu, sebebini öğrenebilir miyim ? ".

" Marcus German'ın ölümü ile ilgili ifadenizi almamız gerekiyor? " .

" Neeee " dedi Efnan.

Dönüp önce Efnan' a sonra polislere baktım.

" Tamam telefonu mu alıp geliyorum "dedim ve kapıyı kapatıp Efnan'ın yanına gittim.

"Ben şimdi karakola gidip ifade verip geleceğim, burda beni bekle ? "

" Bende geleyim seninle, sen kimseyi öldürmedin ki?".

" Tabiki öldürmedim sadece ifade verip geleceğim" dedim.
Efnan kollarını belime dolayıp başını göğsüme yasladi.

" Lütfen gel Boran ,beni bırakma "dedi.

Ondan ayrıldım, yüzünü avuçlarımın arasına aldım

" geleceğim merak etme " dedim alnından öpüp onu arkamda bırakarak odadan çıktım.....



Continue Reading

You'll Also Like

3.4M 128K 40
Kalbinde büyüttüğü adamı karşılıksız sevmeye daha ne kadar dayanabilecekti ? 21.08.2019
3.8M 235K 81
* Siz: Ay acaba lamalar uçsa nasıl olurdu? Siz: Düşünsene, kafana tıpkı martının sıçması gibi tükürüyorlar. Siz: Çok komik olmaz mıydı? ÜSĞĞDDĞSPDĞPF...
3M 160K 40
Heja güzelliği ve cesaretiyle Amed'e nam salmış kadın. Ağir yakışıklılığı ve bastığı yeri titreyișiyle Amed'in saygı duyulan ağası... Kadın çok sevd...
226K 6.7K 52
"Bana oyun oynadın, resmen oynadın benimle! Sana güvenmiştim ben be! " Onur başını yere eğdi. Benimle göz göze gelmemeye çalışıyordu. " Kaldır kafanı...