Takımyıldızlarının Destekledi...

By AliYacolu

4.3K 762 697

Bu hikaye Omniscient Reader Viewpoint'teki sistemin sadece Izuku'ya verilmesini ve bu güçle nasıl geliştiğini... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34

Bölüm 26

97 19 16
By AliYacolu

Öğle arasına girerken kendimi uykuya kaptırdığımı söylemek yanlış olmazdı. Tek gözüm uykusuzluktan kapanmış bir şekilde 'Alan Efendisi' yeteneği sayesinde birilerine çarpmadan ilerlemeye çalışıyordum.

Yemekhaneye vardığımda kendi yemeğimi alıp sınıftakilerin bulunduğu masaya oturdum. Yemeğe bakarken ''Ne olurdu sanki tüm şu yemekleri mideme ışınlayabilseydim.'' diye mırıldandım ve yavaşça yemeye başladım.

[Takımyıldızı Abisal Kara Alev Ejderhası hislerinize empati yapabildiğini belirtiyor.]

[Takımyıldızı Alevin Şeytanvari Yargıcı biraz dinlenmenizin iyi olacağını düşünüyor.]

[Takımyıldızı Altın Başlığın Esiri size acıyarak bakarken cennetin meyvelerini yiyor.]

[200 jeton hibe edildi.]

Cidden bana meyve yediğini belirtmek için mi bu şekilde mesaj gönderdi. Zengin olmanın iyi yanlarından biri olsa gerek.

Iida ''Hey Izuku iyi misin? Tüm gün çok yorgun görünüyordun.'' dedi, işte sorumlu bir sınıf başkanı.

Gülümseyerek ''İyiyim, sorduğun için teşekkürler.'' dedim.

Hagakure heyecanlı bir şekilde ''Hey Izuku sen uyuduğun için soramamıştık ama yarın alışveriş merkezine gitmeyi düşünüyoruz. Sen de gelmek ister misin?'' diye sordu.

''Olur zaten almayı planladığım bir kaç şey vardı.'' diyerek yemeğime geri döndüm.

Sınıftaki hemen hemen herkes yarınki gezimiz için heyecanla sohbete devam ederlerken bu gece ara vermeye karar verdim, biraz dinlenmek eminim ki bana faydalı olabilirdi. Kampta da bu kadar yorgun olmak pek iyi gözükmeyecekti muhtemelen.

O gece derin bir uyku çektim ve sabah Izumi'nin üzerimde kullandığı telekinezi özgünlüğü nedeniyle uzun zamandır hissetmediğim bir korkuyla -hayır tedirginlik demek daha doğru olur- uyandım. Okula başladığımızdan beri bu yeteneğin üzerimde kullanıldığını neredeyse unutmuştum ve aşırı korkutucu yani tedirgin edici gelmişti.

[Dördüncü Duvar hafifçe sarsılıyor.]

[Takımyıldızı Geçmişin Zorluklarının Üstesinden Gelen sizin için endişeli, travmanızı atlatmanız için sizi destekliyor.]

[300 jeton hibe edildi.]

Üzerimi değiştirirken ''Bunun bir travma olmadığına eminim, o yüzden endişelenme.'' dedim. Odada biri beni görse delirdiğimi düşünürdü muhtemelen. Yani kim kıyafetlerini değiştirirken yalnız bir odada gökyüzüne doğru bakarak konuşurdu ki?

[İyilik Grubu takımyıldızları sizin için endişeli.]

[Takımyıldızı Alevin Şeytanvari Yargıcı sizin için endişeleniyor.]

''Hey cidden bir sorun yok.'' diyerek odamdaki dekorasyon eşyası olarak kullandığım ihtiyazor çekirdeğinin yanında uyuyan Gilyo'nun başını okşayarak odamdan çıktım.

Sırtımdaki boş çantayı taşımamaya karar vererek onu boyut çantasına fırlattım. Aslında boyut çantamın içini merak ediyordum, hemen hemen her şeyim ordaydı: kahveler, atıştırmalıklar, bir miktar pizza; kılıçlarım, kırık kılıçlarım, bir kaç mızrak ve neredeyse hiç giymediğim bir zırh ve onlarca canavar cesedi da buna dahildi. Bir alt uzayın olması cidden çok işe yarıyor...

Oranın harap olmuş bir dünya gibi olduğunu düşünmekten kendimi alıkoyamadım.

Izumi evin girişinde benim merdivenlerden indiğimi görünce ''Hadi ama Zuku, gecikeceğiz.'' diye bağırdı ama her zamanki gibi onu görmezden gelmeye karar vererek ilerledim. Siyah ayakkabılarımı giyerken ''Hem geciktin hem de cevap vermiyorsun. Cidden sinir bozucusun.'' dediğinde sahte gülümsememle ona baktım.

''Öyle mi? Fark etmemişim.'' diyerek evden çıkmak için kapıyı açtım.

Izumi bir saniyeliğine duraksadıktan sonra ''Hep kırmızı olanları giyerdin...'' diye mırıldandı ama duymamış gibi yaparak ilerledim.

[Takımyıldızı Altın Başlığın Esiri sizin başka renk bir ayakkabınız olmadığını sanıyordu. Şaşkınlığını belirtiyor.]

[Takımyıldızı Talimin Yenilmez Avatarı kırmızıyı özleyeceğini söylüyor.]

[Takımyıldızı Epiloğu Bekleyen Okuyucu beklenmedik gelişme karşısında şaşırdığını belirtiyor.]

[Bir çok takımyıldızı şaşkınca ayaklarınıza bakıyor.]

[Takımyıldızı Abisal Kara Alev Ejderhası uykusundan uyanarak şaşkınlıkla haykırıyor.]

[7.800 jeton hibe edildi.]

Metro istasyonuna doğru giderken ''Kırmızı ayakkabı giymemem aşırı mı tuhaf?'' diye sordum, bu miktarda bir jetonu böyle hiçbir şey olmadan almak beni şaşkınlığa düşürüyordu.

Takımyıldızlarından önce davranıp Izumi ''O ayakkabılar senin imzan gibiydi ve sen onları giymedin. Bu cidden tuhaf.'' dediğinde biraz düşününce haklı olduğunu fark ettim.

Katsumi ve Kacchan'da bize katıldığında artık daha fazla konuşmama gerek olmadığını düşünerek telefonumu çıkararak kitabımı okumaya devam ettim, şu anda 2354. bölümdeydim  ve Yoo Jonghyuk çoktan sayamayacağım kadar ölmüştü, acaba bende mi ona benzer bir yaşam sürecektim... Bu cidden korkutucu olurdu.

Kacchan başını telefonum ile ekranım arasına sokarken ''Hey Deku ne okuyorsun?'' diye sordu, şimdi ona bende dahil sadece 2 okuyucusu olan bir kitabı okuduğumu söylersem oldukça can sıkıcı olabilirdi.

''Sadece bir internet romanı.'' diyerek telefonumu onun görüş açısından çekmeye çalıştım ama o azimle orada durup bazı cümleleri sesli okumaya başladı.

''Yoo Joonghyuk karşısına tesadüfen çıkmış olan geçen regrasyonunda ona ihanet etmiş kişiyi gördüğü anda ikinci kez düşünmeye gerek duymadan kılıcını onun kalbine dosdoğru bir şekilde sapladı. Kılıcı geri çıkarıp, üzerindeki kanı az önce öldürdüğü kişinin kıyafetlerine sildikten sonra arkasını dönüp gitmeye başlarken söyledi 'Önceki regrasyonumda bana ihanet etmiştin. Sadece öl!' dedi, bilgenin gözü ile çevresini taramaya devam ederken...'' sonrasında durup ''Hey Deku bu da neyin nesi? Aşırı saçma sana daha kaliteli romanlar önerebilirim.'' dedi ve kahkaha attı.

[Takımyıldızı Epiloğu Bekleyen Okuyucu duygusuz soğuk bir ifade ile karşınızdaki kişiyi öldürmenizi ciddi bir şekilde düşünmenizi istiyor.]

Şey bunu hep düşünüyorum aslında ama sadece düşünce olarak kalıyor maalesef.

Aynı türden bir ifadeye sahip olduğuma inanırken sadece susmakla yetindim ve Kacchan'ın başını zorla kenara iterek kitabı okumaya döndüm. O karakterlerle gerçek anlamda tanışmış birisi olarak Kacchan'ın bu davranışı beni sadece sinirlendiriyordu ama kendimi baskılamayı tercih ederdim.

[Takımyıldızı ??? duygusuz soğuk gözlerle yanınızdaki kişiye bakıyor.]

[Takımyıldızı Büyük Kütüphanenin Kütüphanecisi sizin o kitabı neden sevdiğinizi anlamıyor.]

''Kitabımı tartışmayı bırakabilir miyiz? Zaten aranızdan onu okuyabildiğini düşündüğüm kişi sayısı iki falan. O yüzden kendinize daha kaliteli konular bulun tartışmak için.'' diyerek kitabıma geri döndüm.

[Zamanın akmadığı bir yerde yazı yazan bir takımyıldızı sadece sizin kitabı okuyabilmeniz için bir stigma veriyor.]

[Stigma 'Gizli Okuyucu' elde edildi.]

[Stigma 'Gizli Okuyucu' büyü gücü tüketmeden aktive edildi.]

Katsumi telefonuma bakarak ''Hey Deku orada beyaz ekranda neye bakıyorsun?'' dediğinde oldukça şaşırmıştım, şu üç aptal sayesinde genel olarak işlevsiz gözükse bile yeni bir stigma elde etmiştim.

Metronun tavanına doğru dönerek ''Teşekkürler.'' diye mırıldandım ve Katsumi'ye dönerek ''Ufak bir büyü diyelim.'' dedim ve kitabımı okumaya döndüm.

Biz metroda yolculuğumuza devam ederken kendimi garip hissetmiştim, sadece bir saniyelikti ama sanki tamamen başka bir yerde gibiydim. Son zamanlarda fazla uyumamıştım ve muhtemelen yorgunluktan halüsinasyon görüyordum. Biz metrodan inip alışveriş merkezine vardığımızda Shoto hariç tüm sınıfın geldiğini görebiliyordum. Telefonumu kapatıp cebime koyarken onlarla selamlaştık.

Cidden buraya geleceğimizi düşünmemiştim, çünkü genelde burası aşırı kalabalık ve en çok dükkana sahip olmasıyla bilinen bir yerdi.

Kiyashi Alışveriş Merkezi.

Bazı dükkanlardan çeşitli sesler bizleri çağırırken ''Hey sen kılıççı çocuksun, burda sana göre kılıçlarımız var.''

''Vay be 6 kolun ve iri bir vücudun var. Bizde uygun kıyafetler bulabilirsin.''

Her türden eşya satılıyordu anlaşılan, hoşuma gitmişti. Okul festivalini izleyen hayranlarda etrafımızı sarmaya başlamıştı ve sınıfça onlarla resim çekinmek zorunda kaldık. Daha doğrusu beni zorla kadraja sokmuşlardı, Izumi'nin özgünlüğüyle.

Çevremizdeki kalabalık dağılırken herkes gruplaşarak ayrılırken en sonunda Jirou ve Yaoyorozu ile baş başa kalmıştım. Onlara bakıp ''Siz ne almayı düşünüyorsunuz?'' diye sordum, belki işime yarayacak bir şeyse onlara katılabilirdim.

Jirou ''Aslında şu an büyük bir taşıma çantasına ihtiyacım var.'' dediğinde muhtemelen onlardan ayrı düşeceğime emindim. Çünkü gerçek anlamda elimin altında depo olarak kullandığım bir boyut vardı. Yaoyorozu'da onunla giderken tek başıma kalmıştım.

Nereye gideceğimi düşünürken arkamdan gelen tanıdık bir ses duyduğumda irkildim '''Vay be U.A öğrencisi, acayip havalı be. İmza versene.'' dedi ve yanıma gelip kolunu omzuma atarak ''Spor şenliğinde kanatlanan çocuk değil misin sen?'' diye sordu.

Tedirgin olmuştum bu yüzden yeteneklerimden ikisini kullanmaya başladım.

[Yetenek Alan Efendisi aktive oldu.]

[Yetenek Odak Noktası aktive oldu.]

Sadece bu iki yetenekle elimi boyut çantama attım ve kırık kılıçlarımdan birini çıkararak onun karnına dayadım, o da parmaklarından dördünü benim boğazıma dayarken ''Nomu'mun ölmesine yol açan çocuktan beklediğim gibi. Anında kimliğimi fark etti ama şu an ikimizde tehlikede değil miyiz?'' dedi.

[Takımyıldızı Altın Başlığın Esiri olacakları sabırsızlıkla bekliyor.]

[Takımyıldızı Gizemli Entrikacı ne yapacağınızı ilgiyle izliyor.]

''Haklı olabilirsin, şuradaki banklarda konuşmaya ne dersin?'' diye sordum yüzümde bir gülümsemeyle, aslında kılıcı saplamak daha kolaydı ama sadece kırık bir kılıç onu öldüremezdi ve diğerlerini ise etraftaki insanlar fark ederdi.

Tomura ''Hadi geçelim.'' dediğinde ikimizde oraya sakin bir tavırla ilerledik, sonuçta herhangi bir ters harekette ikimizde bundan zararlı çıkardık.

<Yan Senaryo: Kötüyü Bastır>
Kategori:
Yan
Zorluk: B
Tamamlama Koşulları:
1-Tomura Shigaraki'nin bulunduğun avm'de kimseye zarar vermemesini sağla.
2-Kendin zarar görmediğine emin ol
Kalan Süre: -
Ödüller: 10.000 jeton
Ceza: 20.000 jeton

Pozisyonlarımızda en ufak değişiklik yapmadan ''Hey Tomura, sana Tomura dememi umursamazsın değil mi?'' diye sordum.

''İstediğin gibi devam et Izuku.'' dedi, anlaşılan birbirimize ilk isimlerimizle seslenmekte sorun yoktu.

Gülümseyerek ''Ne hakkında konuşmak istediğini merak ediyordum.''

Etraftaki insanlara baktıktan sonra ''Direk konuya geliyorsun demek, sevdim bunu.'' dedikten sonra gözleri özellikle belli bir dükkanda durdu. Sonra tekrar bana bakarak ''Biliyor musun aslında hemen hemen her şeyden nefret ederim.'' dedi.

''Tahmin etmek çok zor değil.'' diyerek onun baktığı dükkana baktım.

O da gülümserken ''Ama şu sıralar beni asıl sinirlendiren şey kahraman katili.'' dediğinde şaşırmıştım, Leke'nin onlardan biri olduğunu sanıyordum bu yüzden hiç düşünmeden sordum.

''O sizden biri değil miydi?''

Tomura başını iki yana sallarken ''Onu asla kabul etmedim ve sorunda bu kısımda başlıyor zaten...'' dedikten sonra boşta olan eliyle boynunu kaşımaya başladı ''...O pislik ünü karşısında şu zamana kadar yaptığımız her şey unutulup gitti. Niye kimse bana bakmıyor?'' bu sorusuna iğrenç bir yüzün var demek isterdim ama boynuma dayadığı eli bunu dememi engelliyordu. Ben bu konuşma nereye varacak diye düşünürken ''O pislik kendini ne kadar yüceltirse yüceltsin sonuç olarak benim gibi, yoluna çıkan her şeyi yok ederek ilerliyor. Bu yüzden bir kahraman adayına sormak istedim. Sence benimle onun arasındaki fark ne Izuku?'' diye sordu.

''Zor bir soru oldu bu, benim gözümde ikinizde beş para etmez pisliklersiniz ama Izumi'nin bu durum hakkındaki düşünceleri bize yardımcı olabilir.'' dedim gülümseyerek.

''Izumi mi? Şu yenildiğin kız kardeşin mi?'' diye sordu.

[Takımyıldızı Efsanevi Şanssızlığın Demircisi adamın haklı olduğunu belirtiyor.]

''Evet o ayrıca o maçta tüm gücümü bile kullanamadım ben. Ama soruna gelirsek bence aranızdaki fark anlaşılıp anlaşılmamaktı. Izumi'ye göre senin amacın anlaşılamıyor ama Leke'nin amacı anlaşılıyordu ve insanlar anladıkları şeye ilgi duyarlar desteklemeseler bile.'' dediğimde yüzünde korkutucu bir ifadenin oluşmaya başladığını görebiliyordum.

Fakat bu susmam için yeterli değildi ''Diğer fark ise onlar All Might'a hayranlıkları ile oluşmuş kişilerken; sen öyle değilsin. Ayrıca o senin aksine sadece istediği için değil belli bir amaç uğruna yok ediyor.'' dediğimde artık çok daha ürkütücü bir gülümseme ile bana bakıyordu.

''Anlıyorum her şey All Might'la ilgili. Tüm bu insanların burada rahatça dolaşabilmesinin, halkın biz kötüleri küçük görmesinin, ciddiye alınmamamızın hepsi onunla ilgili. O saçma barış sembolü kendisiyle birlikte halkında kibrini büyüttü ama düştüğünde bu toplumda çok kötü yıkılacak.'' dediğinde Uraraka yanımıza geldiğini gördüm.

Uraraka yanımıza yaklaşırken ''Hey Izuku o arkadaşın mı?'' diye sordu.

Tomura anında boğazımı bırakırken ''Arkadaşların olduğunu bilmiyordum. Tekrar görüşelim Izuku.'' dediğinde bunun böyle bitmesini istemiyordum.

''Tomura peki senin amacın ne?'' diye bağırdım.

Kapşonunu takarak uzaklaşırken ''Sen ne zaman kendininkini söylersen bende o zaman kendimkini söylerim.'' derken boğazımda morluklar olduğuna emindim ve Uraraka çoktan polisi aramıştı ama faydasızdı, kaçacaktı.

Kaçamayacak olsa buraya gelmezdi.

[Yan senaryo başarıyla tamamlandı.]

[10.000 jeton hibe edildi.]

Boğazım uzun süre bastırılmasından ötürü öksürürken 'Her şey All Might'la ilgili!' diye düşündüm öfkeli bir şekilde.

Elimdeki kırık kılıcı boyut çantama geri bırakırken Uraraka'nın aramasıyla polis ve kahramanlar olay yerine geldiler, geç bir şekilde. Sınıftakiler iyi olup olmadığımı sorarlarken sahte bir gülümseme oluşturarak ''Ben iyiyim.'' demekle yetindim ama o konuşma beni sinirlendirmişti.

Bu olayın üzerine aynı gün içerisinde alışveriş merkezi geçici olarak kapatıldı ve ben karakolda sorguya alındım ve olan biten tüm konuşmamızı onlara anlattım. Saklamam gereken bir şey yoktu sonuçta.

Onlara o korkutucu yüzü tam olarak tarif edememiştim gerçi, üzüntüyle karakoldan ayrılırken All Might beni almaya gelmiş görünüyordu. Bana sarılırken ''Izuku, oğlum iyi olmana çok sevindim.'' dediğinde sadece gülümsedim ama sonra o cümle tekrar aklıma geldi.

'Her şey All Might'la ilgili.'

Ondan uzaklaşırken ''Bu gece biraz dışarıda dolaşacağım. Umarım sorun etmezsin.'' dedim ve ordan uzaklaşmaya başladım.

All Might arkamdan ''Izuku eğer beni görmek istemiyorsan sorun değil ama anneni telaşlandırmanı istemiyorum.'' dediğinde ona doğru donuk gözlerle baktım.

''Onun iyiliğini istediğim için bu gece dönmüyorum zaten, biraz düşünürsen beni öylece salması çok doğal değildi ve beni takip ediyor olabilir.'' dedim sert bir şekilde. Sahte gülümsememe biraz sıcaklık eklemeye çalışarak ''Ayrıca en azından birimiz bugün onun yanında olmalı. O yüzden beni merak etme, en kötü şehrin ortasında beliren bir ejderha hakkında bazı haberler alırsın.'' diyerek karakoldan uzaklaşarak yürümeye başladım.

Bu gece belli birisini ziyarete gitmem iyi olabilirdi, kafamdaki bazı sorulara yanıt verebilirse biraz daha rahatlayabilirdim. Canavar avlarken giydiğim giysileri giyerken mor yıldırımlar eşliğinde kanatlarımı da aktive ettim.

[Yetenek Yıldırım Kırlangıcı Kanatları aktive edildi.]

Gökyüzüne yükseldim ve sadece bir kaç hafta önce neredeyse ölmek üzere olduğum ormana doğru ilerlemeye başladım. Yol üzerinde peşime bazı kahramanlar takılırken onları umursamayarak ilerlemeye devam ettim ta ki önüme kırmızı tüylerle yazılmış bir ''DUR'' yazısı çıkana kadar.

Continue Reading

You'll Also Like

44.9K 4.2K 37
barış alper yılmaz, dm kutusunu sorunlarını anlatıp bir dert defteri gibi kullanan fanının mesajlarını okur.
68.7K 5.7K 23
nasıl olsa görmez diye düşünen yağmur çözer, barış alper yılmaz'ın mesaj kutusunu not defteri olarak kullanmaya başlar. - hayat beni tekrardan 13 yaş...
9.9K 697 14
"Çocuklar ikinizi de üzmek istemem ama ev sahibi sadece evli çift arıyor üzgünüm."
12.6M 604K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...