ALABORA

By kursunirenkleeer

180K 7K 5.1K

Neden bence yardıma ihtiyacın olabilir hem kocalar ne için var karıcığım " dedi tırnağını ensemde gezdirip... More

Bolum 1
Bölüm 3
BÖLÜM 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bolum 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
Bölüm 22
Bölüm 23
BÖLÜM 24
Bolüm 25
ALINTI
BÖLÜM 26
Bölüm 27
Bölüm 28
28 .BÖLÜM ALINTI
BÖLÜM 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
BOLUM 34
BÖLÜM 35
BÖLÜM 36
BÖLÜM 37
BÖLÜM 38
BÖLÜM 39
Bölüm 40
BÖLÜM 41
Bölüm 42
BÖLÜM 43
BÖLÜM 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
BÖLÜM 49
BÖLÜM 50
BÖLÜM 51
Bölüm 52

Bölüm 2

6.3K 277 122
By kursunirenkleeer

Kaç saat sürdü ne kadar sürdü bilmiyorum ama araba yolda giderken bir kaç kez durdu .
Cesaret edip nerede olduğuma hiç bakmamıştım bile.
Çünkü Halil pisliğinin bir dakika içinde haddini bildiren adamlardan korkmuştum beni fark ederlerse yolun ortasında bırakmalarından yada, geri götürmelerinden olabilecek her olasılıktan korkmuştum.

Şimdi tekrar duran arabanın kapıları açılıp kapandı, kulağıma sesler doldu .
Muhtemelen gelmeleri gereken yere gelmişlerdi.
Herkes gittikten sonra bir şekilde bagajdan çıkıp kimseye görünmeden kaçmalıydım.
Tabi bir anda bagajin kapağının açılacağını hiç düşünmemistim.

Bagaji açan adam ile bir an göz göze geldik ve hemen başımı eğdim.

" Sen ,sende kimsin ,inanmıyorum sen şu düğünden kaçan kızsın, bu arabaya nasıl bindin ,tüm yolu bu bagajda mı geçirdin? "

Sessizce başımı gömdüm, zaten saatlerdir iki büklüm bagajda yatmaktan her yerim uyuşmuş ve yorulmuştum.

" Siktir bu ne lan Boran Bey bunu öğrenirse hepimizi öldürür ,sen nasıl girdin bu bagaja ".

Bu sefer başka bir adamdı konuşan.
İlk konuşan adam sakince beni korkutmak istemediği belli bir şekilde elini uzattı ve " Korkma abicim ,gel çıkaralım seni şuradan önce, sonra konuşursun " dedi çok iyi niyetli çok efendi bir adama benziyordu.

"Ahmet oğlum delirdin mi sen bırak kalsın orda Boran bey yukarı çıkınca bir yere bırakırız ,durduk yere başımızı belaya sokma ".

" Sus Fatih kes saçmalamayı, tüm sorumluluk benim,sen korkma " dedi Ahmet denen adam ve tekrar bana elini uzattı, hadi güzel kardeşim gel söz veriyorum sana kimse bir şey yapamayacak " dedi .

Ürkek ve titreyen elimi uzatmam ile tum sesleri kesen adeta zamanı donduran tok ve sert bir ses " Ne oluyor burda " dedi ve iki adamda direkt hazır ola geçti.

" Çekilin bakalım " dedi çünkü adamın sesini duyunca iki adam bagajin açık tarafının önünde durmuştu beni saklama çabasındaydılar anladığım kadarıyla.

" Boran Bey sorun yok efendim "dedi biri sırtları dönük olduğu için kim olduğunu bilmiyordum.

" Size bir sorun var mı diye sorduğumu hatırlamıyorum, çekilin dedim diye biliyorum ve bir daha tekrar etmeyeceğim "dedi ve adamlar bir anda bagajin önünden cekildi .

Boran Bey dedikleri adam bir anda simsiyah bir takım elbise içinde gecenin siyahına karışan karanlık siyah saçları ve gece kadar siyah gözleri ile önümde durdu .
İki ayağını daha geniş açarak daha dik bir duruş sağladı kendisine ve ellerini arkasında bağladı.

" Sen kimsin ve benim arabamın bagajinda ne isin var " dedi sonra cevap vermemi beklemeden diğer iki adama dönüp" kızı çıkarın surdan eve getirin,ayrıca bunun hesabını bana vereceksiniz " dedi ve dönüp gitti.

Adamlardan adının Ahmet olduğunu öğrendiğim kişi
elini uzattı ve " Gel kardeşim çık önce şurdan ve sakın korkma ".

Adam o kadar iyi biriydi ki , temkinli bir şekilde beni ürkütmemeye çalışarak bana yaklaşıyordu ,elimi uzatıp elini tuttum ve bagajdan onun yardımı ile çıktım.

"Sana dedim değil mi Ahmet durduk yere başımıza iş açıldı, Boran bey bizi öldürmezse oturup şükür namazı kılacağım" dedi diğer adam .

" Biraz daha boş boş konuşursan Boran Bey'e kalmaz seni ben öldürürüm " dedi Ahmet kolumdan tutup " Gel kardeşim biz gidelim " kolunu uzattı tutunmam için ve onunla birlikte yürümemi sağladı.
O kadar uyuşmuştum ki ayakta durmakta zorlanıyordum.

Büyük bir demir kapının önündeydik etraf bir sürü siyah takım elbiseli beli silahlı adam ile çevriliydi.
İçinden kaçtığım durum zaten korkunçken daha korkunç bir yere düşmüştüm galiba .

Kapıdan geçtik ve büyük devasa bir bahçenin içinde buldum kendimi.
O kadar büyük bir yerdi ki bizim kasabanın toplamı burada yaşayabilirdi.
Yavas yavaş ilerledik en az bahçe kadar evin büyüklüğü de göz alıyordu.


Kocaman  iki katlı bir sürü penceresi olan bir ev acaba  bu evde kaç kişi yaşıyordu diye düşünerek adımlarımı attım ve kapının önüne gelene kadar etrafı inceledim .

Taki o adamla tekrar karşılaşana kadar .
Kapının önünde durmuş bizi bekliyordu .

Duraksadım ama Ahmet " Hadi kardeşim " dedi ve onunla beraber kapıda olan bir kaç basamaklı merdiveni geçtik.
Adam bana bakıp beni baştan aşağı süzdu,acınası bir halde olduğum kesindi , kapıyı çaldı.
Kapının açılması ile beraber bir anda sesler yükseldi ve biz içeriye adımımızı atar atmaz koca bir kalabalık karşıladı bizi.

Ama herkes bağırdığı gibi bir anda sustu ve şaşkınlık içinde bize baktı.
Sonra birden bir kadın  o adamın yanına gelip, " bu da ne demek Boran "dedi .
Beni işaret ederek, " Sen sen ne yaptığını zannediyorsun?".

Adam sert ama bir o kadar da sakin bir tonla " Asıl sen ne yaptığını zannediyorsun, bu kalabalığın bu insanların benim evimde ne işi var ,üstelik bu tür emrivaki ve sürprizlerden hiç hazmetmediğimi biliyorsun Müge ".

Kadının adı Müge idi demek .
Kadını göz ucuyla baştan aşağı süzdum.
Çok güzel bir kadındı.
Uzun rofleli saçlar,dolgun dudaklar ve renkli gözler
Bacakları da upuzundu  yada giydiği kısa  bol dekolteli elbise onu öyle gösteriyordu.

" Bu mu gerçekten açıklaman ben haftalardır senin gelmeni bekliyorum, sen ise yanında bir kadınla,üstelik bu kadınla evlenip mi geliyorsun"dedi.

Ne kadın adamın benimle evlendiğini mi söyledi? .

" Hayır hayır siz yanlış anladınız " dememle beni duyan adam beni kendine çekti ve elini belime sardı.

" Sana hiç bir zaman beni beklemeni söylemedim Müge aksine her seferinde seninle ilişkimin gerçek bir ilişkiye dönüşmeyeceğini söyledim böyle bir beklentiyi hep kafandan çıkar at dedim ama sen hayal aleminde yaşadın.
Tanıştırayım eşim " dedi .

Adımı bilmediği için sadece eşim dedi .
Kadın ters ters bana bakarken adam kulağıma eğilip,
"Aksini söylersen veya başka birsey ,gözünün yaşına bakmam ,seni adamlarıma veririm ve sabaha cesedini bir ormanda bulurlar " dedi yutkundum , yıllarca gördüğüm şiddetten ve haksızlıktan kaçarken ben nereye nasıl adamların eline düşmüştüm.
Üstelik hepsi karanlık beli silahlı adamlardi .
Hele şuan belimi saran ellerin sahibi Boran hepsinden beter hepsinden gözü kara bir tipti.

Müge geri geri adımlar atıp ilerledi ,üzerindeki yenilmişlik  hissi ve hayal kırıklığı her halinden belli oluyordu.

Sonra bir adam gelip elini uzattı ve "Boran gerçekten beklenmedik bir sürpriz oldu hayırlı olsun,bizi eşinle tanıştırmayacak  mısın?" .

Boran bana bakıp "Tabiki kendini tanıtmak ister misin Hayatım " dedi .

Sadece adama baktım ,yine kulağıma eğilip " Anlama özürlü felan mısın, ben adını  bilmediğim için sen kendin adını söyle zaten on dakika içinde herkesi gönderip bu saçmalığa bir son vereceğim " dedi.

" Eşin baya şaşırdı, yada fazlasıyla utangaç olmalı " dedi bize doğru gelen başka biri "

" Sence bu çok normal değil mi ? Biz onca yol geldik ,amacımız eve gelip dinlenmek ,ama  karşılaştığımız manzara ve kalabalık ikimizin de beklediği bir durum değildi ,ve esim bu tür durumlara yabancı? " .

" Haklısın elbette " dedi ve bana elini uzatıp " merhaba Atilla ben ,Boran gibi bir adamla evlenmek büyük cesaret ,tebrik ederim " dedi.

Uzattığı eline ve Boran' a baktım derin bir iç çekip belimdeki  elini sıktı hemen elimi uzatıp " Efnan ben ,teşekkür ederim " dedim.

Adam elimi bırakmadan " Efnan ne kadar farklı ve güzel bir isim tıpkı gözleriniz ve sizin gibi "dedi ve kızarıp hemen başımı önüme eğdim.

Sonra Boran denen mafya kılıklı adam elini belimden çekip biraz uzaklasti ben beni rahat bırakacağını düşünürken bu sefer elimi tuttu.
Buz gibi ellerim sıcacık ve güçlü ellerinin arasında kayboldu resmen  .

" Arkadaşlar öncelikle geldiğiniz için teşekkürler, böyle bir kutlama ve karşılamadan  haberim yoktu ,saat epey geç oldu ve ben de eşim Efnan ' da çok yorgunuz, bu geceyi burada sonlandıralım  daha uygun bir zamanda eşim ile beraber sizi ağırlamaktan mutluluk duyarız " dedi .

Herkes başıyla onaylayıp yavaş yavaş çıkmadan tebriklerini sundu ve evden çıkmaya başladı.
Koca devasa giriş salonunda korumalar Boran ve ben vardık, etrafıma bakarken Müge denen o kadın geldi ve

" Bunu bana nasıl yaptın, bunun hesabını ikinizde vereceksiniz " dedi .

Ben herseyden habersiz şuan pesimdeki  adamlar ,içinde bulunduğum durum yetmezmiş gibi birde bir düşman kazanmıştım.
Gerçekten hayat benimle resmen dalga geçiyordu,bunun başka türlü bir açıklaması olamazdı.

Kadın bana bakıp küçümseyici  bir bakış attı " sen sen kiminle evlendiğinin nasıl bir belaya bulaştığının farkında bile değilsin " dedi parmağını bana sallayarak ,
Boran salladığı parmağını yakaladı ve elini sert bir şekilde indirdi .

" Kes artık Müge yeterince sabrımı zorladın ve sana haddinden fazla tahammül ettim ,şimdi çık git " dedi ve tuttuğu elini sertce bıraktı, kadın bir iki adım geriye doğru sendeledi ,yönünü değiştirip kapıya doğru ilerledi .
Müge de gittikten sonra salonda sadece biz kalmıştık.

Adam elimi bırakıp salonda ilerleyerek herhangi bir kapıdan içeri girdi .
Koca salonda sadece ben Ahmet ve Fatih denen korumalar  kaldı.

" Ahmet kız " diye bağırdı ve Ahmet yanıma gelip "Gel kardeşim biz içeriye gidelim " dedim .

" Bak bırakın beni gideyim ben zaten bir fırtınanın içinden kaçtım, şimdi yeni bir fırtınada savrulup kaybolacak gücüm yok " dedim.

" Biliyorum anlıyorum Boran seni görmeseydi ben bir şekilde sana yardımcı olabilirdim  ama şuan hele ki az önce olanlardan sonra benim de elimden gelen bir şey yok ama korkma ,o sana zarar verecek bir adam değil ,dahası sana söz veriyorum böyle bir şeyin olmasına ben izin vermem " dedi ve önden yürümem için bana yol gösterdi.

Başımı salladım ve önden yürüdüm.
Boran denen adam bir koltuğa yayılmış ceketini çıkarmış ayak ayak üstüne atmıştı.

Ürkek adımlarla Ahmet ile beraber yanına doğru yürüdüm ve ayakta durdum sert bir sesle karşısında ki koltuğu işaret ederek " Otur " dedi sesi o kadar buyurgandı ki olduğum yerde titredim ve Ahmet'in yardımı ile koltuğa doğru yürüdüm.

" Boran Bey kız zaten korkmuş ve ürkek onu çok " .

" Kes sesini Ahmet ,sana konusman için izin verdiğimi hatırlamıyorum ,ayrıca sizinle bu aptallağınızın hesabını ayrıca konuşacağız " dedi sırtını koltuğa yasladi ve sağ elini yüzüne götürüp sakalı ile oynadı.
Geri geri gidip gösterdiği koltuğa oturdum.
Gözümü kırpmadan adamı izliyordum.
En fazla otuz yaşlarında ya var ya yoktu ,simsiyah geriye taranmış saçları, saçları ile aynı renk kaşları ve gözleri vardı.
Kemikli ve sert yüz hatlarına sahipti geniş omuzlarına tezat ince uzun zarif bacaklara sahipti .
Adam resmen film sahnesinden fırlamış gibiydi.

" Kaç yaşındasın Efnan ".

Cevap vermedim.

" Ben bir şey sorduğumda  bana cevap ver ,boş boş bakan ve konuşmaktan aciz insanlardan hiç hazetmem yaşın kac".

" 22 " dedim .

" Neden düğününden kaçtın ?".

Nerden geldiğini bilmediğim bir cesaretle " Bunu gerçekten soruyormusunuz  beni evlendirdikleri adamı gördünüz neden kaçtığım apaçık ortada bence " dedim .

" Kaçmak yerine evlenmeyi kabul etmeseydin ?".

"Bunu yapmadığımı mı  sanıyorsunuz ,yaptım istemedigimi  söyledim ".

" Pek ikna edici olamamışsın sanırım ?".

" Olmayı çok isterdim ama itiraz ettiğimde karşılık olarak sırtıma aldığım kemer darbeleri ve karnıma yediğim tekmelerle ikna edilen taraf oldum ".

"Sana neden inanayım? Yalan söylemediğini nerden bileceğim ,ayrıca neden benim arabama saklandın ve nasıl o arabaya bindin?" .

" Size neden yalan söyleyeyim kendimden 25 yaş büyük bir adamla amcam tarafından borçlarının kapatılması karşılığında satıldım.
Evlenmek istemediğim de "elimi gelinliğimin arkasina uzatıp fermuarını açtım ve sırtımı dönerek hala duran kemer izlerini utanç içinde ve gözlerimden yaşlar dökülerek gösterdim.

Ben sırtım dönük ağlarken bir anda gelinliğimin fermuarı kapandı.
" Geç yerine otur " dedi .

Bende sözüne itaat ettim ve tekrar gidip yerime oturdum.
Elimin tersi ile gözümden  akan yaşı sildim artık ağlamak ve zayıf biri olmak istemiyordum.
Bıkmıştım bu ezik zavallı halimden.

" Annen baban nerde Efnan, neden amcanın yanında kalıyorsun, 22 yaşında neden katlanıyorsun?".

"Ben küçükken ailemi bir kazada kaybettim ,bir ben kalmışım kazadan sağ çıkan, babamdan kalan bir kaç şeye en çokta şuan oturdukları eve konmak için amcam beni nüfusuna almış "

" Ve senin olan herseye o el koymuş öyle mi? "dedi .

Başımı salladım.
Sonra kaldığım yerden devam ettim .

" Çocukken yine biraz daha iyiydi en azından dayak yoktu amcam ara sıra başımı oksardi .
Ben büyüdükçe amcam ve yengem beni sokağa salmaz okula bile göndermez oldular liseyi bile zor okudum .
Sürekli dayak yedim ,her konuştuğum da dayak yedim her sustugumda dayak yedim kaçmaya çalıştım bir iki kez beceremedim eve hapsedildim  günlerce dayak yedim.
En son herseyden kendimden bile vazgeçtim belki bir gün amcam döverken beni öldürür diye çok dua ettim,kabullendim ama Halil denen o adamla beni zorla evlendirmeleri ölüm  demekti zaten .
Ha adamla evlendim Ha öldüm ,sonuç işte burdayım ,amacım size dert olmak değil, musade edin gideyim, biraz param var bir iş bulur çalışırım " dedim.

" Efnan nerde olduğunu biliyor musun ?.
Nereye gideceksin Efnan ?.
Diyelim ki gittin ,gidip ne yapacaksın?.
Ahmet Efnan'ın ailesini bul ve onu teslim et "

" Ne bu kadar şeyi beni tekrar onlara verin diye size anlatmadım.
Lütfen bırakın gideyim, lütfen ben bakarım başımın çaresine,yada öldür ,öldür gitsin beni ,zaten beni oraya göndermeniz ,öldurmeniz demek " .

Ayağa kalktı ve bana doğru geldi bende konuşurken sinirle ayaga kalkmış bağırıyordum,adam üstüme üstüme yürüdü ve ondan kaçarken koltuğa düştüm, tam kalkacakkken üzerime eğilip beni koltuk ve kendi arasında sıkıştırdı.

" Seni zaten göndermeyeceğim Efnan , ne yazık ki bu akşam burda gördüğün herkes seni artık Boran Karadağ'ın karısı biliyor.
O adamlar arasında dostum oldugu kadar içten içe düşmanım olan da var ,ve sen Efnan tam bir salaksın, o kadar araba varken dünya üzerinde en binmemen gereken adamın arabasına gelip bindin .
Şimdi benim kadar en az senin de düşmanın var, peki senin ölmen benim umrumda mı?
Elbette ki hayır, ama benim adım,benim umrumda?.
Senin karım olmadıklarını öğrenmeleri,bu gecenin yalan olduğunu öğrenmeleri demek ,itibarımın zedelenmesi demek, sen ne yazık ki bundan sonraki hayatında en azından ben isteyene kadar burda benimle kalmak zorundasın, hatta ne yazık ki seninle evlenmek zorundayım".

O kadar tiksinerek seninle evlenmek zorundayım demişti ki kendimden benim dahi midem bulanmıştı.

" Ben ben anlamıyorum neden benimle evlenmek zorundasın, bırak beni gideyim ".

" Üzgünüm bundan sonra hiç bir yere gidemezsin ,hem fena mı işte, en azından Halil gibi bir adam değilde benimle evleneceksin "

Tüm gücümü kullanıp  iki kolumla Boran'ın göğsüne vurup onu itmeye çalıştım hemen iki bileğimden tutup beni ayağa kaldırdı.

" Bak Efnan aklından ne geçiyor bilmiyorum ama senin gibi bir zavallı zaten gerçekten benim karım olamaz ,sadece kağıt üzerinde kısa süreli bir evlilik olacak ,çünkü bu akşam gördüğün adamlar daha şimdiden senin soy ağacına kadar bulmuşlardır.
O yüzden yarın sabahtan itibaren senin artık bir Karadağ olman gerekiyor, ama asla gerçekten karım olmayacaksın zaten senin gibi bir kızı ben koynuma almaya tenezzül etmem " .

" Nüfus cüzdanın yanında mı ? " Dedi cevap vermedim.

"Ehhh çok sıkıldım senden " dedi ve belindeki silahı çıkarıp alnıma dayadı, " Bak ben kimseye bu kadar tahammül eden bir adam değilim sabrımı zorluyorsun ,seni hemen vurmamı istemiyorsan bir daha bana aynı şeyi iki defa söyletmezsin nüfus cüzdanını ver "diye bağırdı.
Durmadan akan gözyaşlarım önümü görmeyi zorluyordu.
Titreyen ellerimle gelinliğimi toplayıp altıma giydiğim pantolonun  cebinden nüfus cüzdanımı çıkardım Ahmet al şunu ve sabaha herseyi hazırlat sabah bu nikah kıyılacak "

Ahmet hemen cüzdanı elimden aldı ve " Peki Boran bey " dedi ve odadan çıktı..

Boran alnımda tuttuğu silahı çekti ve tekrar beline koydu.

" Kes ağlamayı Efnan ,ağlayan kadınlardan nefret ederim " dedi ve bilegimden tutup beni peşinden sürükleyerek yürümeye başladı.

Olduğumuz yerden çıkıp salona geldi orda salonun ortasında duran merdivene yöneldi, peşinden çekiştire çekiştire beni götürüyordu.
Nihayet merdivenler bitip üst kattaki holde yürümeye başladık ve bir odanın kapısında durup kapıyı açtı ,tekrar beni peşinden sürükleyerek odaya girdi.
Sonra beni eliyle çekip tam odanın ortasına çekti.

"Bundan sonra burda kalırsın.
Surda banyo var ,leş gibi kokuyorsun, bir duş al ben şimdi sana giyecek birseyler yollarım sabahta erken kalk nikahimiz var ,sakın saçma sapan bir şey yapmaya kalkma Efnan ben dövmem ama gözünün yaşına bakmadan alnının ortasına sıkarım, akıllı ol "dedi ve beni odasının ortasında öylece bırakıp gitti .

Ne yapacağımı bilmeden öylece dikildim odanın ortasında bir beladan kurtuldum derken daha beter bir belanın tam ortasına düşmüştüm.
Bu adamın ne yapacağı hiç belli değildi.
Dayaktan ve sübyancı bir adamdan kaçtım, eli silahlı bir adamın eline düştüm..
Ahhh Efnan bu hayatta hiç bir şey senden yana değil.
Artık ağlamaktan gözlerim yanıyor dahası akacak yaşım kalmamıştı 
Bir anda odanın kapısı açıldı ve kapı duvara sertce çarptı.
Yerimden şıçradım.

" Hala bıraktığım yerde duruyorsun " elinde duran bir iki parça kiyafeti yatağın üstüne fırlattı ve al çıkar şu üzerindeki gelinliği ,gördükçe sinirlerim bozuluyor başıma durduk yere açtığın dert aklıma geliyor ve seni öldürmek istiyorum " dedi ve arkasını dönüp yürüdü çarparak açtığı şekilde kapıyı çarparak kapattı.

" Manyak " diye bağırdım arkasından ve yataga attığı kıyafetleri alıp duvara fırlattım gelinliği üzerimden çıkarıp öylece yerde bıraktım ve yatağın üzerine uzandım.
İçim dışıma çıkana ,kendimden geçene kadar ağladım..

Odanın içindeki sesler yüzünden zorlanarak açtım  gözlerimi, odanın perdesini çeken kadın bana gülümseyerek baktı ve " Günaydın " dedi.
Güneş odaya girince gözlerimi hemen kapattım ,o kadar yanıyordu ki birkaç denemeden sonra zor açtım gözlerimi.
Sonra bana hala gülümseyerek bakan kadına bakıp
" Günaydın " dedim..

Bir anda odanın kapısı açıldı ve içeriye genç bir kız girdi.
Benimle neredeyse yaşıttı.
Elinde buz mavisi uzun bir elbise tutuyordu önce camın önünde duran kadına sonra  da yatakta hala uzanan bana baktı ve oda gülümseyerek " Günaydın " dedi ve konuşmaya devam etti.

" Boran Bey hemen hazırlanıp aşağı inmenizi istedi " dedi bana hitaben ve elbiseyi odada bulunan dolabın kapısına astı  "bunu da giymeniz için gönderdi .
Hatice abla seni de aşağıda bekliyormuş "  dedi ve geldiği gibi hızlı bir şekilde çıktı.

Adının Hatice  olduğunu öğrendiğim kırk ,kırk beş yaşlarında kadın bana doğru geldi ve elini uzattı kalk kızım, bir duş al ve giyin " Boran Bey bekletilmekten hoşlanmaz" dedi .

" Ne yapar öldürür mü beni ? " dedim .

"Yok kuzum neden öldürsün ki " dedi .

" Bilmem dün gece ,gözünü kırpmadan beni öldürecek gibi duruyordu".

"Hala orda uzanmaya devam eder ve yarım saat içinde aşağıda olmazsan eğer bugün de aynı şeyi yapabilirim" dedi Boran.

Ne ara geldi odaya ve bunu nasıl fark etmedim hiç bilmiyorum.
Gerçi sen neyi fark ediyorsun ki Efnan bunu fark edeceksin.

"Yarım saat sonra aşağıda ol Efnan Nikah memuru yolda gelmek üzere " dedi ve arkasını dönüp gitti.
Hatice denen kadında hiç bir şey söylemeden arkasından gitti .
Zorlana zorlana yerimden kalktım ve odanın içinde olan kapıya doğru yürüdüm.
Dun gece banyo olduğunu söylemişti.
Hemen içeri girip suyu açtım ve uzerimi çıkarıp suyun altına girdim.
Hızlıca bir dus alıp çıktım ve duvarda asılı duran bornozu giyip kemerini sıkıca bağladım.
Saçlarımı kurutmak için çekmeceleri  açarken banyonun kapısı çaldı ve
" Efnan benim Hatice  kapının önüne senin için bir paket bıraktım al kızım " dedi .

Banyonun kapısına doğru gittim ve yavaşça kapıyı açtım, kapının önüne bıraktığı poşetleri aldım ve hemen içine baktı.
İç çamaşırları vardı.
Bir kaç paket farklı farklı.
Bunları o adamın aldığını düşünmek ne kadar sinirlerimi bozsada yapacak bir şeyim yoktu hemen bana uygun olan birini çıkardım ve giydim 
Çekmecede bulduğum kurutma makinesi ile saçlarımı  kuruttum ve tekrar üstüme çektiğim bornozu giyerek odaya girdim.
Benden başka kimse yoktu .
Dolabın kapağında asılı duran elbiseyi aldım ve hemen üstüme geçirdim.
Herseyi akıl etmişlerdi de bir ayakkabı akıl edememişlerdi  derken yatağın üzerinde duran kutuyu fark ettim ve hemen onu elime alıp açtım.
Bej tonlarında yazlık bir sandalet vardı içinde.
Ayağıma geçirdim oda tam ayağıma göreydi .
Bu adam herseyin tam bana olanını nasıl bulmuştu acaba .
Aynaya baktım kızarmış gözlerime rağmen çokta kötü görünmüyordum .
En azından ruhum kadar berbat değildi dış görünüşüm .
Yavas yavaş odanın kapısına doğru yürüdüm ve kapıyı actim .
Nereye gideceğimi dahi  bilmiyordum.
Yavaş yavaş merdivenlere doğru ilerlerken elbiseyi odaya getiren kız ile karşılaştım,
"Efnan Hanım bende sizi almaya geliyordum Boran Bey sizi bekliyor " dedi .
Hiç konuşmadan kızın arkasından ilerledim ve merdivenlerden indim .
Kız beni dün geceki odaya yönlendirdi ve içeri girdi bende peşinden girdim..
Bir esaretten kurtulup bir başkasına suruklenmistim resmen..

"Boran Bey "dedi ve Boran hemen başını kaldırıp bize baktı.
Baştan aşağı beni süzdü ama bu asla Halıl'in bakışları gibi bir bakış değildi.
Daha çok nasıl olduğuma bakar gibiydi.
Halil bana  baktığında resmen bakışları ile beni taciz ediyordu.

Yerinden kalktı ve hadi bakalım " Efnan Nikah memuru  içeride bizi bekliyor, gidip su imzaları atalım "dedi .

Gerçekten ben şimdi bu adamla mi evlenecektim ben yerimden hareket etmeyince Efnan diye bağırdı ve benden bağımsız ayaklarım hareket ederek önden giden Boran'ı takip etti.

O odadan çıkıp başka bir odaya girdik ve masada oturan bir kaç kişi bizi daha doğrusu Boran'ı görünce ayağa kalkıp ellerini önlerinde bağladılar.
Bu adam kimdi ve neden herkes bu kadar ondan korkuyor önünde el pençe divan duruyordu.

Orta yaşlı bir adam "Boran bey hosgeldiniz "dedi ve elini uzattı Boran adamın elini sıkıp başıyla selamladı ve " nikah defteri nerde " dedi .
Adam hemen iki koltuğun ortasında duran defteri eğilip aldı ve benim ve Boran'ın resminin olduğu sayfayı açtı.
Bu adamlar benim resmimi nerden bulmuşlardı.
Gerçekten bu adam her kimse ondan korkmam  gerektiği bir kere daha kafama dank etti .

" Kalem " dedi Boran adam hemen cebinden kalem çıkarıp verdi , "Hakan bey prosedür laflara gerek yok imzaları atalım ve konuyu kapatalım " dedi .

" Tabi ki Boran bey siz nasıl isterseniz " dedi .
Boran eğilip deftere imza attı ve kalemi bana uzatıp "Efnan" dedi nikah defterini işaret etti son bir kez şansımı deneyip "Lütfen bırak beni " dedim ama kime dedim
" İmzala hadi Hakan bey ' i oyalamayalım".
İstemeyerek itaat ettim ve adımın yazılı olduğu bölüme imza attım.

Ahmet ve başka biri de odadaydi  onlarda hemen şahit olarak imzalarını attılar ve Hakan bey cebinden nikah defterini çıkarıp Boran' a uzattı " Hayırlı olsun Boran Bey ,Efnan Hanım tebrik ederim "dedi.

Boran ceketinin cebinden bir defter çıkarıp masaya eğildi üstüne bir şeyler karaladı ,imzalayıp Hakan denilen adama uzattı "Ahmet Hakan Bey'i çocuklara söyle gideceği yere bıraksınlar "dedi..

Ahmet hemen " Tamam " dedi ve odadan Hakan beyle birlikte çıktı.

Diğer adam dün gece hiç görmemiştim onu ,"Boran bey ,yapabileceğim bir şey var mı? Diye sordu.

" Efnan'ın yeni nüfus cüzdanı ne zaman çıkacak ".

"Akşam mesai bitmeden gidip alacağım "dedi .

" Taman çıkabilirsin " dedi ve adam odadan bana selam verip çıktı.

"Otur " dedi masanın önündeki tekli koltuğu bana işaret ederek .

Oda hemen masanın arkasında duran deri koltuğa geçip oturdu.
Gösterdiği koltuğa oturdum ve başımı önüme eğdim.

"Bu evlilik sadece kağıt üzerinde olan bir evlilik Efnan, dün gece eğer o gelinlik ile burdaki insanlar ile karşılaşmasaydık, böyle bir evlilik olmayacaktı.
Ne yazık ki herkes seni karım sanıyor ve bir süre daha böyle bilmeye devam edecekler .
Nedenini sakın  sorma .
Dediğim gibi senle zaten gerçek anlamda karı koca olmak gibi bir düşüncem yok .
Ama madem artık Boran Karadağ'ın resmi karısısın bazı sorumlulukların elbette olacak .
Öncelikle sana yeni üst baş almamız gerek .
Ara sıra benimle bazı yerlerde görünmen elbette .
Bunun dışında benim iznim ve bilgim dışında kapıya dahi adım atmayacak sözümden çıkmayacaksın kaçmak gibi bir düşüncen asla olmasın zaten.
Çünkü yılanın deliğine dahi girsen seni o delikten bulur çıkarırım ve emin ol bunun cezası çok ağır olur .
Herhangi bir ihtiyacın olduğunda çalışanlar Hatice Hanım ve yeğeni Elif' e söylersin sana yardımcı olurlar.
Anladın mı?

Başımı salladım "

" Bana cevap ver Efnan baş sallama bir cevap değildir ".

" Peki bütün bunları yaparken amcamdan yada Halil' den nasıl bir farkın var " .

Elini sertce masaya vurdu ve " Ağzından çıkanı kulağın duymuyorsa Efnan, sana duyurmayi çok iyi bilirim ,ayrıca ben ne senin amcan ne de Halil denen o adamım,dün gece Dediğim gibi sabrımı zorlama , başıma bela olan sensin ,bende senin gibi biri ile oturup şuan bu konuşmayı yapmaktan pek keyif almıyorum " dedi ve ayağa kalktı.

"Benimle gel " dedi masanın arkasından çıkıp kapıya doğru yürüdü, bende ayağa kalkıp peşinden yürümek zorunda kaldım..

Salonda durup " Hatice Hanım " diye bağırdı ve iki dakika içinde Hatice Hanım hemen geldi.

" Hatice  Hanım Efnan benim nikahlı karım ,bundan sonra oda bu evde bizimle yasayacak,ona evin ve benim kurallarımı sen öğretirsin ,diğer çalışanlara da söylersin, ayrıca Efnan' ın  ben yokken her yaptığından haberim olmasını istiyorum kapıya dahi çıksa bana haber vereceksiniz  benden onay alıp öyle çıkacak tamam mı? " .

"Ayağıma zincir bağla istersen "dedim sadece kendimin duyabileceği bir sesle ama dönüp bana baktı.

" Şansını zorlarsan onu da yaparım Efnan "dedi.

" Şimdi ben gidiyorum, siz Efnan' a benim odamın yanındaki odayı hazırlayın "dedi ve evden çıktı.

Onun çıkması ile resmen elim ayağım boşaldi ve olduğum yerde yere yığıldım.
Hemen Hatice Hanım bana doğru geldi ve kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı.

"İyi misin kızım "dedi.

Başımı salladım onun yardımı ile ayağa kalktım.

"Ben odama çıkabilir miyim "dedim .

" Tabiki bu ev sizin istediğinizi yapabilirsiniz, ama önce birseyler mi yeseniz Efnan Hanım " .

" Bana sadece Efnan diyin lütfen " ayrıca canım bir şey yemek istemiyor sadece uyumak istiyorum " dedim.

" Taman siz isterseniz şimdilik Boran Bey'in odasına geçin sizin odayı hazırlayana kadar ".

" Dün gece kaldığım odaya geçebilir miyim ? " .

Kadın başını salladı ve bana destek olarak yukarı çıkardı, sonra da odaya götürdü odaya girdiğim gibi kendimi yataga bıraktım ve gözlerimi kapattım.
Hiç bir şey düşünmek istemiyordum.
Bu adam tam bir psikopattı..
Resmen beni bu eve hapsetti ve çekip gitti .
Bundan sonra ne yapacaktım, nasıl bir hayatım olacaktı hiç bilmiyorum.
22 yaşında yaşıtlarım gününü gün edip gezip tozup keyif yaparken yada okul okurken ben amcamın evinde tutsaktım.
Daha sonra Halil denen adamla evlenmemek için kaçtım ve amcamın esaretinden kurtuldum derken Boran denen beli silahlı ne olduğunu kim olduğunu dahi bilmediğim karanlık bir adamın önce karısı oldum sonra da tutsağı.
Hayatım nereden baksan korku filminden  fırlamış gibiydi.
Hayatımın neresinden tutsam elimde kalıyordu.
Bu koca evde bu adamın elinde ne kadar kalacaktım ve bu adamla beni nasıl bir hayat bekliyor hiç bilmiyorum.
Daha fazla dayanamadım ve gözlerimi kapattım.

" Efnan Hanım uyanın " diyen sesle gözlerimi açtım.
Hava çoktan kararmıstı akşam olmuştu, kaç saattir bu odada uyuyordum bilmiyorum bile.

"Saat kaç?".

" Sekiz ,yemek hazır aşağı mı inersiniz odanıza mi getirelim ".

" Aç değilim teşekkürler "dedim ve tekrar gözlerimi kapattım..
Halbuki çok açtım ama hiç bir şey yemek istemiyordum, sadece uyumak ve uyandığımda bu kabustan kurtulmak istiyordum ,tekrar gözlerimi kapattım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Gözümü açtığımda güneş doğmak üzereydi.
Gerçekten neredeyse tüm gün ve gece uyumuşum boğazım kupkuruydu  etrafima baktım ve yavaşça yataktan kalktım, ayağa kalkmam ile başım bir anda döndü.
Hemen duvara tutundum ve başımın dönmesinin geçmesini bekledim .
Daha sonra banyoya gidip tuvalet işlerini hallettim, boğazım o kadar kurumuştu ki  başımı musluğa dayayıp su içtim.
Aşağıya inip su içecek halim dahi yoktu .
Tekrar duvara tutunarak odaya girdim kendimi yatağa attım ve gözlerimi kapattım.

Kapının açılması ile gözlerim hemen açıldı.
Herhalde önümüzdeki bir aylık uykumu almıştım neredeyse 24 saattir uyuyordum.

" Efnan Hanım günaydın Boran bey sizi kahvaltıya bekliyor"

" Ona aç olmadığımı ve kahvaltı yapmayacağımı söyler misin ? "

" Ama dün sabahta gece de hiç bir şey yemediniz? " dedi.

" Canım yemek istemiyor ".

" Peki " dedi ve odadan çıktı.

Bende yataktan zorla çıkıp banyoya gittim işlerimi halledip elimi yüzümü yıkadım..
Banyodan çıktığımda az önce gelen kızı kapıda beklerken gördüm.

" Efnan Hanım Boran bey, ona aç olup olmadığını sormadım, aşağıya hemen insin "dedi .

" Adin neydi senin ? ".

" Elif "

Bıkkın bir nefes verdim ve " Tamam hadi gidelim Elif "dedim..
Adım atar atmaz başım döndü, Elif hemen koşup elimi tuttu.

" İyi misiniz "diye sordu.

" Galiba 24 saat uyumak bas donmesi yapıyor " dedim gülerek.
Sonra toparlanıp yürümeye başladım hemen merdivenlerden  inip kahvaltının hazırlandığı odaya Elif'in eşlik etmesiyle girdim.

Boran masanın başındaki sandalyede durmuş sırtını yaslamis bekliyordu.

"Uyuyan güzel nihayet uyanmış " dedi .

Yavaş adımlarla masaya doğru yürüdüm.
İkinci servis tam onun yanında ki sandalyede yapılmıştı
Mecburen oturmak için onun yanına gidecektim.
Attığım her adımda ayaklarım titriyordu ve aldığım kokular açlıktan olsa gerek midemi bulandırıyordu.
Tam sandalyeyi çekip oturacakken Boran ile göz göze geldik gözümü açıp kapattım ve sendeleyerek masaya tutundum en son aklımda  kalan şey Boran'ın bir anda ayağa fırlayıp " Lanet olsun " demesi oldu gözlerim ile beraber bilincim de kapandı.....

Continue Reading

You'll Also Like

909K 50.2K 39
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...
976K 54.1K 24
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...
1.2M 22K 20
Oysa ne çok hayal kurmuştum. Yeni bir hayatım olacak bu şehirden bu aileden uzak ve yalnız. Şimdi yine bu şehirde ait hissetmediğim o aileden birinin...