Takımyıldızlarının Destekledi...

By AliYacolu

4.3K 762 697

Bu hikaye Omniscient Reader Viewpoint'teki sistemin sadece Izuku'ya verilmesini ve bu güçle nasıl geliştiğini... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34

Bölüm 20

87 23 7
By AliYacolu

(Tekrar bildirim geldiyse diye not: Sadece bölüm adını düzelttim)

Ryukyu, karşılarındaki figüre bakmaya devam ederken bu nedensiz korku ve endişesine bir sebep vermeye çalışıyordu ama yanındaki stajyer öğrencilerinde aynı şekilde titrediğini görünce bunun o figürün özgünlüğü olduğu fikrine inanmaya başladı.

Üç dakika içinde tüm kahramanlar ağaçların tepelerinde boy gösterirlerken hepsi de aynı duyguları kendilerinde sezmişlerdi...

...Saf korku!

Uçan bir platformda parlak kırmızı gözlü iki gargoyle heykelinin arasında bulunan ve üzerinde kırmızı renkli bir göz bulunan tahtta oturan kişi bakışlarını okumakla meşgul olduğu parşömenden karşısındaki on iki kişiye çevirirken ''Bölgemde böcek avlamanızı umursamam ama daha da derine giderseniz. Sonunuz ölüm olur!'' dedi ses tonu bunu yapabileceğini kanıtlar bir nitelikteydi.

All Might öne doğru bir adım atacağı esnada ''Yerinde olsam bana saldırmaya kalkışmazdım insan.'' dedi tahttaki figür.

All Might kaldırdığı ayağını eski yerine koyarken, Aizawa ''Biz gidemiyoruz ama 15 yaşında problemli bir çocuk gidebiliyor mu?'' diye sordu.

Tahttaki figür kırmızı gözlerini onların üzerine dikerken ''Bu ilginçmiş, ayrıntılı anlatın.'' dedikten sonra tüm herkesi süzdükten sonra pençeyi andıran parmağını İntelli'ye doğrultarak ''Beyaz saçlı, gözlüklü kız... sen anlat.'' dedi.

İntelli korkuyla Ryukyu'nun arkasına daha da saklanırken, Ryukyu onun saçını okşayıp ''Rahatla sadece anlat, biraz çayından içip olanları anlat.'' dedi, aslında korkma gibi şeyler demek isterdi ama bunun mümkün olmadığını bildiği için sadece bununla yetinmişti.

İntelli istemsizce öne çıkıp ''Yeşil kıvırcık saçlı bir çocuk, aşırı hızlı bir çekirge tarafından kaçırıldıktan sonra karışık yön aldatmacalarıyla sizin arkanızda kalan bir bölgeye doğru götürüldü. Bizde onu aramak ve mümkünse kurtarmak için oraya ilerlemek istiyoruz.'' diyerek kısa bir açıklamada bulundu.

Tahttaki figürün bedeninden önceki gibi korkutucu olmayan bir aura yayıldıktan bir kaç saniye sonra kahkaha attı. Sonra karşısındaki 12 kişiye dönerek ''O velet cidden...'' dedikten sonra biraz daha kahkaha attıktan sonra ''Ona çok güvenmemenizi tavsiye ederim.'' dedi yüzünde bir sırıtışla.

All Might öfkeyle bir adım ileri çıkarken ''Saçmalıkların bittiyse artık onu aramaya gidebilir miyiz?'' dedi yüzünde öfkeli bir ifadeyle.

Tahttaki figür ayağa kalkıp ''Hayır gidemezsiniz, dediğim gibi bölgemde artık daha fazla oynama izniniz yok. O velet ise buralarda istediği gibi takılabilir.'' dedikten sonra parmağını şıklattı ve artık hepsi ormanın girişindeki jiplerin yanındalardı.

Kırmızı gözlü kişi onlara bakıp ''Ve şu gizli operasyon şeyiniz cidden sıkıcı, buraya girişin tamamen yasaklanmaması için brokoli veledinin ölümünden veya ormandan çıkışından sonra bu ormanda bir değişiklik yapacağım.'' diye belirtti. 

All Might ve Endeavor bu sözlerden sonra öfkeli bir şekilde ona ani bir saldırı yapmaya çalıştığında ise aldıkları sonuç cidden oradaki diğer herkes için berbat bir his yaratmıştı.

Endeavor'un her şeyi küle dönüştürebilecek gibi yanan alevleri anında sönmüş ve All Might'ın yumruğunu sol koluyla kavramıştı. Sonrasında All Might'ın gözlerinin içine bakıp ''Siktir git!'' diyerek onu araçların üzerine fırlatmıştı.

All Might acı bir yüzle karnının sol tarafını tutarken 'Bilerek mi yoksa şansına mı oraya vurdu?' diye düşünmüştü. Kırmızı gözlü figür tekrar parmağını şıklatmadan önce ''Burada bekleyebilir veya gidebilirsiniz. Ama bölgeme izinsiz girmeye cüret etmeyin.'' dediğinde hepsi bunu istemeye istemeye onayladılar, sonuçta kim All Might'ı rahatlıkla bloklayan ve onu bir kağıt gibi savurmayı başarabilen birisinin dediklerine uymazdı.

Kahramanlar araçlarının içine girip beklemeye başlarlarken Hawks'ın kanatlarından bir kaç ufak tüy kopmuş ve ormana doğru süzülmüşlerdi. Hepsi ormanın içinde neler olduğunu cidden merak ediyorlardı ama Aizawa'nın kafasını kurcalayan başka şeylerde vardı.

Bu sırada Izuku:

Sonunda durduğumuzda hiç düşünmeden kendimi bir ağaca yaslamıştım, buraya gelene kadar yaşadığım baş dönmesi, mide bulantısı ve yuttuğum böcekler tek kelimeyle kabuslardan çıkmış gibilerdi. Kusma dürtümü daha fazla bastıramayıp bir kaç dakika kustuktan sonra kendimi biraz daha iyi hissediyordum. Rahatlamış bir şekilde arkamı döndüğümde beni karşılayan görüntü istemsizce beni şaşırmıştı. 

Yüzlerce çekirgeden oluşan sürüyü gördüm. Hepsi sessizce bana bakıyordu ve aralarında hepsinden daha farklı iki tanesi vardı.

Biri önceden kafama konmuş olan Minioptera'ydı, diğeri ise bir çekirgeden çok peygamber devesine benzeyen 6 veya 7 metre uzunluğundaki bir canlıydı.

[6. Kademe türlerden 'Titanoptera' ortaya çıktı.]

İşte bu insanı korkutan bir haber, eğer 6. kademedekiler arasında güçlü bir canlıysa muhtemelen onu yenemezdim. Ortalama da ise tüm kozlarımı kullanırsam yenebilirdim.

Titanopteraya bakarken diğerlerinin bir adım önüne çıkarak ''Ben çekirgelerin kralı... sana teklif... var.'' dediğinde saçlarımı geriye doğru attırıp dinlediğimi işaret ederek başımla onayladım ve sonrasında ''Sen benimle... kral... kapış ya da öl.'' dediğinde buradan kaçışımın olmadığını rahatlıkla söyleyebilirdim. Yaydığı aura bunu kanıtlar nitelikteydi ama ne için kapışacağımızı pek anlamamıştım.

Bakışlarımı titanopteranın gözlerine çevirirken ''Diğerlerinin karışmayacağına söz verir misin?'' diye sordum.

''Söz.'' dedikten sonra kılıç gibi olan kollarını kaldırdı. Bende kılıcımı çektim ve şu anki durumumda kullanabileceğim teknikleri ve yeteneklerimi düşündüm.

Sonrasında ben daha düşünce sürecindeyken tüm çekirgeler aynı anda ''Başla!'' diye bağırdığında üzerime gelen o keskin saldırıyı zar zor savuşturabilmiştim. Bir kaç adım geri çekilmeye çalışsam bile bana fırsat vermeye hiç niyetli değildi ve saldırılarına son hızda devam etti.

[Takımyıldızı Altın Başlığın Esiri bu heyecanlı savaşı gördüğü için neşeli.]

[Takımyıldızı Gizemli Entrikacı size acıyor.]

[Takımyıldızı İhanete Uğramış Şeytani o böceğin fazla güçlü olmadığını belirtiyor.]

[100 jeton hibe edildi.]

Bu esnada gelen çifte saldırıyı kılıcımla bloklarken artık kılıcımın kesme işlevini tamamen yitirdiğine emindim. Artık işlevsiz bir metal sopadan fazlası değildi. Titanoptera havaya sıçrayıp, ivmelenerek üzerime sert bir saldırı yaparken ''Neden... kullanmamak... yetenek?'' diye sordu.

Elimdeki metal parçasını ona saplamaya çalışırken ''Yeteneklerim ormanda kullanmaya uygun değil ve kullanmama izin verilmedi.'' dediğimde yaptığı baskıyı arttırarak kılıcımı parçalara ayırdı. Elimdeki kılıcı yani eskiden kılıç olan şeyi, yere atarak başka bir tanesini boyut çantamdan çıkardım.

Kılıcımı direk bir saplama hamlesi için savururken öncekilerden çok daha şiddetli bir aura dalgaları andıran şekilde kılıcımdan dışarıya aktı.

[Yetenek Amiralin Kılıç Ustalığı Sv.1 -> Sv.2]

[Yetenek ani gelişimiyle beş dakikalığına normalden daha güçlü olacak.]

Kılıcımın etrafındaki aura keskinleşip daha da ağırlaşırken, öncesinin aksine titanoptera ileriye fırlarken ben ondan bile önce ileriye fırlayabiliyordum, artık yerlerimiz değişmişti adeta saldıran tarafta ben varken savunmada titanoptera bulunuyordu. Ben sürekli saldırılar yapsam bile onda oluşan tek yaralar zırhı andıran derisindeki ufak çatlaklardı.

Titanoptera havaya sıçrayıp ''Cıııııııııııırrrrrrrr!'' diye çığlık attığında acıyla ellerimi kulaklarıma götürmüştüm ve gördüğüm manzara hiç hoş değildi. Ellerim tamamen kendi kanıma bulanmışlardı.

[Dört saatliğine işitme duyunuzu yitirdiniz.]

Dalga geçiyor olmalısın.

Sonrasında önümde tekrar belirdiğinde kaybolan seslerin benim için ne kadar zararlı olduğunu anlamıştım. Farkında olmadan yüzümün sol tarafına onun darbesini alırken ağzımı kapamaya çalışsam bile kapanmayıp kanların aktığını fark edince yaptığım hatanın farkına vardım.

Kendimi böyle bir canlıya karşı hiç tutmamalıydım.

[Takımyıldızı Altın Başlığın Esiri şu anki durumda ne yapacağınızı heyecanla izliyor.]

Bu aslında çok basit, kendimi tüm sınırlamalardan arındıracağım.

[Stigma Kara Alevler aktive oldu.]

[Yetenek Amiralin Kılıç Ustalığı kara alevlerle uyum içinde olmaya başladı.]

Bedenimdeki her noktadan dışarıya kara alevler fırlarken tüm ormanda devasa bir yangın başlamıştı. Dumandan zehirlenmemek için eski kostümümdeki maskeyi yüzüme takarken, üzerinde siyah ve mavi renklerinden oluşan aurayı barındıran kılıcımı tamamen düz bir çizgide titanopteranın boğazına sapladıktan sonra kalan tüm büyü gücümle kılıcı kara alev ve amiral aurası ile kaplamak için kullandım. Son durumda kılıç patlarken kırılan bazı parçaları bedenime saplanmışlardı.

Bu ani saldırılarım sonucunda ikimizde yere yıkılırken titanopteranın bedenin düşündüğüm gibi onlarca parçaya ayrılmamıştı ama yinede öldürmeye yetmişti ve tek ihtiyacım olan buydu. Sadece boğazının ortasında basket topu büyüklüğünde hala kara alevlerle yanmakta olan bir yanık vardı.

[6. kademe canlı türü Titanoptera öldürüldü.]

[Bunu yapan ilk kişisiniz...]

[9.000 jeton hibe edildi.]

[Takımyıldızı Uçurumun Efendisi bir süre yas tutacağını ve sizi tebrik ettiğini belirtiyor.]

Yüzümdeki kasları sabit tutmaya çalışırken bayılmamak için ''Fiziğe 15.000, güç ve büyüye 10.000 jeton yatır.'' diye mırıldandım.

[Fizik Sv.38 -> Sv.47]

[Güç Sv.41 -> Sv.48]

[Büyü gücü Sv.41 -> Sv.48]

Bu bildirimler güzeldi ama harcanan jeton miktarı için aynısını söyleyemem bir ara pizza gecesi yapsam iyi olacak.

[Unvan maçını kazandınız...]

Neyden bahsediyorsun lan sistem?

[İki özel yetenek elde edildi.]

[Yetenek Titanoptera Bacakları elde edildi.]

[Yetenek Titanoptera Kanatları elde edildi.]

[Özel Nitelik Çekirge Kralı (Kahraman) elde edildi.]

[Bundan böyle her türden çekirgeye hükmedebilirsiniz.]

[Kırıkyıldız Veba Kraliçesi Querehsha sizi düşmanı olarak görüyor.]

Yalvarıyorum son üç bildirim yanlış olsun. Gözleri açıp kapadım ama hala oradalar, bu olayın sonunun böyle biteceğini bilsem öldürmekten çok kaçmaya odaklanırdım ve istemeden bir de daha ne tür bir varlık olduğunu bilmediğim bir şeyi kendime düşman ettim.

Ayrıca hayatta kalma yollarında kırıkyıldız terimi gibi bir şey hiç geçmiyordu.

Daha sistem tam onarılmadı ama şimdiden ilk kral unvanını almıştım ve bu kesinlikle istediklerimden biri değildi. Aklımdakiler daha çok Öldürmeme, Bilge veya Yüce kraldı ama bu lanet Çekirge Kralı unvanı sistem düzelirse diye yapmış olduğum planların %90'nını baltalamayı başarmıştı.

Sağ kolumu havaya kaldırmayı başardıktan sonra ölmüş olan tüm çekirgelerin cesetlerini boyut çantama aldım, aslında sadece çekirdekleri bana yeterdi ama teker teker çekirdekleri toplayacak enerjiden kesinlikle yoksundum. 

[Kırmızı Gözlü bir figür bakışlarını size yöneltti.]

Bu bildirimi aldıktan sonra fark ettiğim şey bu kırmızı gözlü kişi hemen tepemde dikiliyordu, bir şeyler söylüyordu ama anlayamıyordum. Sonrasında bağdaş kurarak yere oturdu ve meditasyon yapmaya başladı. Ona doğru akan büyü enerjisini az da olsa hissedebiliyordum ve kesinlikle benim yapabildiğimden yüzlerce kat fazlasını kendine çekiyordu. O kadar enerjiden birazını alsam bir şey demez herhalde... 

...En azından ben öyle düşünmüştüm.

Sonrasında azıcık bir miktarı çektiğim gibi beni bayılttı.

...

Izuku'nun, Titanoptera ile savaşı sırasında:

Tüm ormandan dumanlar ve kara alevler yükselmeye başladığında Edgeshot ''Bu operasyonun artık hiçbir gizliliği kalmadı.'' diye söylendi.

Hawks ''Size kötü bir haberim olabilir.'' dediğinde hepsi ona dönmüşlerdi, Hawks yere bakarken ''Şu patlamadan önce duyduğumuz çığlık muhtemelen Izuku'ya karşı kullanılmıştı ve sonrasında bir deri yırtılma sesi duydum.'' dediğinde deri yırtılma sesini nasıl duyduğunu anlamlandıramamışlardı.

Ryukyu ''Ben ejder gücümle bile oradaki konuşmaları duyamıyorum Hawks, sen nasıl duyabildin?'' diye sordu.

Hawks iç çekerek ''Lütfen aramızda kalsın, özgünlüğüm ile tüylerimin yakınında olan sesleri de duyabiliyorum. O yırtılma sesinden sonra bu patlamanın normal olduğunu sanmıyorum.'' dedi.

Herkes tedirginlikle yanmakta olan ormana bakarken daha şiddetli bir patlama sesi daha olmuştu, kara alevlerin mor ışığıyla aydınlanan gece bir anlığına masmavi bir renge bürünmüştü ve insanlara deniz hissiyatı yaratmıştı ama sonrasında kaybolmuştu.

All Might ormana doğru bakarken ''Evlat umarım iyisindir...'' diye mırıldandığında onu duyan tüm kahramanlar şok içerisinde ona baktılar ama onun çoğu öğrenciye evlat, oğlum, genç gibi hitaplarla seslendiğini hatırladıklarında bunu çok umursamadılar.

Tüm kahramanlar yanmakta olan ormana bakarlarken sonrasında kızıl bir aura da etraftan ormandaki alevlerin merkezine doğru yönelmeye başladığında Aizawa ''Bu renk, o tahttaki herifin gözlerini andırıyor.'' dedi.

Miruko telaşla ayağa kalkarken ''Sakın bana onunla kapışıyor olduğunu söyleme!'' diye bağırdı ve ormana doğru ilerlemeye kalkıştı ama diğerleri tarafından engellendi.

Kahramanlar endişeyle ormanı izlemeye devam ederken saatler geçti ve sonunda ormanın girişinde bir hareketlilik görüyorlardı.

Dört metre boyutundaki bir çekirge Izuku'nun bedenini sırtında taşıyarak getirmişti. Kahramanlar hızla Izuku'nun bedenini alırlarken İntelli ve Ryukyu onun aldığı onca yarayla nasıl sağ kaldığını merak etmişlerdi ama bunu kurcalayacak zaman değildi. Hızla onu aldıklarında ufak olan Minoptera'nın hala Izuku'nun bedenine sarılmakta olduğunu görmüşlerdi.

Büyük olan çekirge ise çoktan ormanın içine geri girerek gözden kaybolmuştu. Endeavor, minoptera'yı kenera çekecek olduğunda; minioptera onun yüzüne ağzında tuttuğu parşömeni fırlatmıştı.

Endeavor sinirli bir şekilde parşömeni açarken, parşömenden yazılar yerine sesler fırlamıştı ''Brokoli saçlıyı tam sağ olmasa da size teslim ediyorum. Acilen tedavi ederseniz muhtemelen kurtulacaktır, yaraları ise şu şekilde: Bir sürü kırık kemik, bir sürü yanık, bir sürü kesik ve geçici bir süre işitme duyusunu kaybetmiş ama tahminimce bir kaç saate düzelir ve o minik böceği öldürmeye kalkmayın yoksa bu bir savaşa sebep olabilir.'' dedikten sonra parşömen küle dönüşmüştü. Hepsi Izuku'ya sarılmakta olan böceğe bakarken onun ne gibi bir özelliği olduğunu düşündüler.

Sonrasında Izuku'yu aralarında ilkyardım bilen Ryukyu ve Edgeshot'un olduğu bir arabaya bindirirlerken sürücüleri olarak da Aizawa'yı alarak son süratle hastaneye doğru yola çıkmışlardı.

Izuku acilen yoğun bakıma alınırken, iyileştirme üzerine olan tuhaflığa sahip bir çok doktor ona bakmaya başlamışlardı.

Dokuz saat süren bir ameliyatın ardından Izuku'nun durumu sonunda stabil hale gelmişti ama vücudundaki tüm yanıklardan kurtulmak mümkün gözükmüyordu. Ağzındaki yırtık ise doktorların anlamlandıramadığı bir şekilde kendisini onarmıştı ama doktorlar bununla çok uğraşmamak için belgelere bazı uydurma kurgular yazmışlardı.

Izuku hastane yatağında uyumaya devam ederken kardeşi ise Hosu'da kahraman katili ile uğraşmıştı ve Izuku kadar olmasa da o da bir miktar yaralanmıştı.

İki kardeşin ikisi de iki gün içinde hastanelik olmuşlardı ama ikisi de farklı hastanelerde yatmaktaydılar...

Continue Reading

You'll Also Like

113K 7.7K 39
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma i...
24.2K 2.2K 47
Eğlenmek için yazıyorum, eğlenmek isteyenleri hikâyeme bekliyorum🖤
112K 13.1K 34
değişiyorsun, dayanamıyorum
10.4K 740 15
"Çocuklar ikinizi de üzmek istemem ama ev sahibi sadece evli çift arıyor üzgünüm."