Terminal Curiosity | SakuAtsu...

By rarenianii

142K 6K 3.7K

Kiyoomi uzun süredir BDSM topluluğundan bir dominant, Atsumu ise "fuckboy" tanımının karşılığı. Atsumu bir gü... More

GİRİŞ - ÖNEMLİ
terminal curiosity -1
terminal curiosity -2
terminal curiosity - 3
terminal curiosity - 4
✩terminal curiosity - 5
✩terminal curiosity - 6
a slippery cliff - 1
a slippery cliff - 2
a slippery cliff - 3
a slippery cliff - 4
✩a slippery cliff - 5
excruciating reward - 1
excruciating reward - 2
excruciating reward - 3
✩excruciating reward - 4
excruciating reward - 6
icarus - 1
icarus - 2
icarus - 3
icarus - 4
icarus - 5
icarus - 6
✩icarus - 7
icarus - 8
laid bare - 1
laid bare - 2
laid bare - 3
laid bare - 4
✩✩✩laid bare - 5
laid bare - 6
thunder in a bottle - 1
thunder in a bottle - 2
thunder in a bottle - 3
thunder in a bottle - 4
thunder in a bottle - 5
✩✩thunder in a bottle - 6
thunder in a bottle - 7
✩✩✩✩thunder in a bottle - 8
✩✩✩thunder in a bottle - 9
bent out of shape - 1
bent out of shape - 2
✩bent out of shape - 3
✩✩bent out of shape - 4
✩✩✩✩✩bent out of shape - 5
✩✩✩bent out of shape - 6
bent out of shape - 7
sleeping dogs lie, chapter 1 - 1
not / SakuAtsu fics
sleeping dogs lie, chapter 1 - 2
✩✩✩✩sleeping dogs lie, chapter 1 - 3
sleeping dogs lie, chapter 1 - 4
✩✩✩sleeping dogs lie, chapter 1 - 5
sleeping dogs lie, chapter 1 - 6
✩✩ sleeping dogs lie, chapter 1 - 7
✩✩✩✩✩sleeping dogs lie, chapter 1 - 8
sleeping dogs lie, chapter 2 - 1
sleeping dogs lie, chapter 2 - 2
✩✩✩sleeping dogs lie, chapter 2 - 3
sleeping dogs lie, chapter 2 - 4
✩✩✩sleeping dogs lie, chapter 2 - 5
✩✩✩✩sleeping dogs lie, chapter 2 - 6
✩✩✩✩sleeping dogs lie, chapter 2 - 7
☆☆☆double down - 1
double down - 2
double down - 3
double down - 4
✩✩✩✩double down - 5 (69. bölüm :D)
✩✩✩double down - 6
deprem
✩✩✩✩double down - 7
double down - 8 (final??)

excruciating reward - 5

1.9K 80 28
By rarenianii

aftercare: kölenin bdsm sahnesi sonrasındaki bakımı, o seviyeye gelmelerini sağlayan efendinin varlığına ihtiyaç duyuyorlarmış. Sakusa bu yüzden yanından ayrılmamaya ve kelimeleriyle orada olacağını belli etmeye çalışıyor. Aniden hormonların düşmesini falan engelliyor ki gerçekten önemli.

*

Atsumu tırnaklarını ön kollarına geçirdi, uludu ve Kiyoomi'nin emriyle boşaldı.

Kiyoomi'nin nefesi kesildi, o kadar sıcaktı ki neredeyse hasta hissetmişti. Ellerini hareket ettirmeye devam etmek için tek yapabildiği buydu, Atsumu'nun titreyen bedenini izlerken suçluluk ve açlıktan sersemlemişti. Atsumu parmaklarının çevresinde nabız gibi atmayı bırakana ve gevşeyip örtünün üzerine çökene kadar durmadı.

Oda şimdi sessizdi, ama Atsumu'nun haykırışları hâlâ Kiyoomi'nin kulaklarında çınlıyordu. Kalbi hâlâ kaburgasına ağır ve gürültülü bir şekilde çarpıyordu ve şakağından aşağı bir damla ter süzülecek kadar terliyordu.

Kiyoomi derin bir nefes alıp ellerini Atsumu'nun vücudundan çekti, bütün hislerini ve düzensiz düşüncelerini bir kenara bırakıp kölesitle ilgilenmeye odaklandı.

"Atsumu," diye fısıldadı, eldivenlerini çıkarıp temiz bir çifte uzanırken. Terli parmaklarına yapıştıklarında içten bir şekilde küfretti, yapabildiği en hızlı şekilde çekiştirdi onları. "Atsumu, harika iş çıkardın. Şimdi sadece iyi hissetmeye odaklan, tamam mı? Seninle ilgileneceğim."

Atsumu cevap vermedi ama iç çekip başını yana çevirdi, sersemce bir gülüş ağzının kenarını yukarı çekiştirdi. Maskenin arkasında, Kiyoomi kendi dudaklarının kırılmasına karşı koyamadı.

"İşte böyle. Şimdi seni çözeceğim."

Elinden geldiğince hızlı bir şekilde halatları çözdü, son bağladığından ilk bağladığına doğru. Atsumu, Kiyoomi'nin parmakları mor, pembe ve kırmızı tonlarına bürünmüş kalçasına sürtündüğünde sessizce inledi ama hareketsiz kaldı; Kiyoomi bir özür mırıldanıp bacak koşumunu çıkarmaya devam ederken tekrar dokunmamak için gayret etti.

Atsumu'nun göğsü, son birkaç parça halatın gevşetilmesi için yataktan kalkmalıydı. Kiyoomi kollarını serbest bırakıp tekrar hissedebilmesi için ovuştururken yataktan kalkıp diğer taraftan, Atsumu'nun yüzü göz seviyesine gelecek şekilde eğildi.

"Benim için kollarının üzerinde kalkabilir misin, Atsumu? Altına uzanmam gerek."

Atsumu kızardı ve yanağını yatağa sürttü, dudakları kapalı bir sırıtışla gerilirken Kiyoomi'nin söylediği gibi yaptı.

Düğümlerin kalanını açarken Kiyoomi, Atsumu'nun kendisine, kendine tamamen yeni olan sahnelerle bu denli coşkulu görünen bir subspace'e batacak kadar güveniyor olmasına hayret ediyordu. Güven ve rahatlık olmadan vücudu onu bu kadar yükseltecek kadar kimyasallar ve endorfin üretemezdi. Kiyoomi son halat parçasını çekerken Atsumu'nun saçlarından eldivenli parmaklarını geçirdi ve Atsumu bir kedi gibi başını dokunuşuna yaklaştırdı.

Kiyoomi yutkundu. "Bir dakika böyle kal, tamam mı? Havlu alacağım. Hemen geliyorum."

Elinden geldiğince hızlı bir şekilde üzerine şort ve bir tişört geçirip yüzüne su çarptı, bir havluyu ıslatıp yatak odasına dönerken aynada kendi gözlerinden kaçındı. Atsumu ön kollarını yastık olarak kullanmış, bunun dışında kıpırdamamıştı.

"Bundan sonra uzanabilirsin," dedi Kiyoomi. Atsumu gülümsedi, gözleri hâlâ kapalıydı, cevap olarak kalçasını oynattı.

Atsumu temizlendikten sonra Kiyoomi onu örtüdeki ıslaklıktan uzağa kaydırdı ve kıvrılma izni verdi. Atsumu yatakta gitgide tıpkı ipleri tek tek kesilmiş bir kukla gibi gevşedi. Kiyoomi gözlerini kırpıştırdı, sonra komodinde bıraktığı tek kullanımlık buz paketlerine uzandı. Yüksek bir "pop" sesiyle aktifleştirmek için hepsini kırdı ve hepsini bir havluya sardı.

"Çoktan morarmaya başlıyorsun, biraz buz koyacağım."

Kiyoomi iki tarafa da buz paketi bıraktığında Atsumu titredi, dudağını ısırıp kaşlarını çatarken yerinde kıvrıldı. Kiyoomi onu hafif "şşh"lar ile susturdu, omzuna eldivenli bir elini yerleştirdi ve başparmağıyla Atsumu rahatlayana kadar gergin kaslarını ovuşturdu.

O şekilde on dakika kadar durdular, Kiyoomi buzun işini yapmasını beklerken ara sıra saate baktı. Atsumu'nun omuzlarını ovmak ve saçlarından elini geçirmek arasında gidip geliyordu. Elini sürekli üzerinde tuttuğundan emin oluyordu, çünkü Atsumu'nun gözleri kapalıydı ve herhangi bir şekilde Kiyoomi'nin hemen orada olduğundan emin olmaya ihtiyacı vardı.

Aftercare her zaman önemli, ama köle bir sahne sırasında gerçekten yükselmişse daha da önemli oluyordu. Yoğun bir deneyimden sonra biraz düşüş kaçınılmazdı ama düşünceli bir aftercare endorfin seviyesinin aniden değil de zamanla azalmasına yardım ederek daha az sarsıntılı bir hale getiriyordu. Ayrıca iyi bir headspace (kendinden geçme), kölenin beynindeki bir sahne sırasında mutlulukla kötüye kullanılmış zevk merkezlerinin beyin kimyası düzenlenene kadar sonraki birkaç günde çalışmamasını telafi  etmek için birçok şey yapabilirdi.

Atsumu'nun kulağına ne kadar iyi yaptığını ve övgüleri, onunla gurur duyduğunu mırıldanan Kiyoomi'nin aklında olan şey bu olabilirdi, ama kelimeleri boş değildi. Kiyoomi Atsumu'dan ve tüm sahneden gerçekten etkilenmişti.

On dakika geçtiğinde Kiyoomi buz paketlerini aldı ve Atsumu'nun kızarık tenine mümkün olduğunca nazikçe aloe jeli sürdü. O şekilde beş dakika daha bekledi, omzuna dokunmadan önce saçlarını okşayıp subspace'inde yüzmesine izin verdi.

"Sana çay yapmama ne dersin Atsumu? Kulağa güzel geliyor mu?"

Atsumu iç çekip kollarını başının üzerinde gerdi, başını yana çevirdi. Gözlerini kırpıştırarak açtı ve tekrar kapatmadan önce Kiyoomi'ye başını sallayarak gülümsedi.

"Çantandan kıyafetlerini alacağım," dedi Kiyoomi. "Sonra da sana çay yapacağım ve koltukta ihtiyacın olduğu kadar yatabilirsin."

"Mmm." Atsumu mırıldanıp tekrar gerindi. "T'mam."

Kiyoomi, tişört ve yumuşak eşofmanını giymesine yardım ederken hâlâ uyuşuktu, eşofmanın bel lastiği hassas cildinden geçerken tısladı. Kiyoomi, çayıyla birlikte Atsumu'ya vermek üzere ecza dolabından asetaminofen almayı aklına not aldı.

Yavaş geçiyordu, ama Atsumu arka plan sesi olarak bir televizyonda bir maçla birlikte koltuğa yerleşip karnının üzerinde rahatça yattığında Kiyoomi suyu ısıtmaya ve ilacı almaya koştu. Atsumu'yu iki ilaç alması için dirsekleri üzerinde doğrulmaya cesaretlendirdi, bir sporcu içeceğiyle yutturdu.

Çay hazır olduğunda Kiyoomi sehpaya iki kupa taşıdı ve bıraktı, içeriyi temizlemeye gitmeden önce birkaç dakikalığına Atsumu'ya koltukta katıldı. Onu dikkatle izliyordu; Atsumu hâlâ sessizdi, gözleri maçı izlerken yarım açıktı, battaniyeleri kavramıştı. Kiyoomi izlerken koltukla bütünleşmeye çalışıyormuş gibi hafifçe kıpırdandı. 

"Nasıl hissediyorsun?" diye sordu Kiyoomi.

"Omi-kun," diye iç çekti Atsumu. "Çok iyi'm."

Kiyoomi gülümsedi. "İyi. İçeri gidip temizlememde bir sorun var mı?"

Atsumu'nun yüzünü ince bir somurtma ele geçirdi. Cevaplamak yerine koltuğa daha da gömüldü, ki bu onun kadar gururlu biri için kendi başına da bir cevaptı.

"Birkaç dakika daha kalacağım," diye düzeltti Kiyoomi.

Somurtma yok oldu.

Kiyoomi kendini kaldırıp odasını ve eşyalarını temizledikten sonra, olayları tekrar değerlendirmek üzere oturma odasına döndü. Maç muhtemelen bitmek üzereydi ama Atsumu kesinlikle henüz ayrılmaya hazır değildi.

Kiyoomi'nin midesinden utanç verici bir guruldama sesi geldi; Atsumu gelmeden önce kesinlikle bir şeyler atıştırmalıydı. İçini çekti ve buzdolabında bekleyen tofu ve sebzeleri düşünerek mutfağa doğru baktı. Kesinlikle şu anki durumunda Atsumu'yu aceleye getirmek istemiyordu ama beklemek... yetersiz görünüyordu.

"Yemek yedin mi?"

Atsumu koltukta, yan tarafına devrilip kupasını kavradığı yerden ona baktı. "Yoo."

"Buzdolabında kızartacak birkaç şey var. İster misin?"

Atsumu biraz daha doğrulmaya çalıştı koltukta, hor kullanılmış kalçasının üzerine yerleşirken yüzünü buruşturdu. Kiyoomi, dudaklarının kendinden memnun bir şekilde kıvrılma dürtüsünü bastırdı.

"Teklif ediyo'san..."

Kiyoomi başını sallayıp küçük oturma odasının hemen yanındaki mutfağa gitti. Basit bir yemek hazırlamayı bitirmesi yirmi dakika almıştı, ayrıca Atsumu'nun daha dinç göründüğü dikkatini çekti. Sık sık mutfaktan Atsumu'ya göz atmıştı gerçi. Sonraki gün ona birkaç kez mesaj atıp kontrol etmesi gerektiğini hatırlaması gerekecekti.

Sonunda, elinde iki kase buharı tüten yemekle geldi, birini Atsumu'ya uzattı ve koltuğun diğer ucundaki yerini aldı. Atsumu teşekkür mırıldandı, maçın son setini izlerken yemeye hazırlandılar.

Atsumu gözlerini maçtan alıp başını yana hafifçe eğdiğinde kızartmasının yarısına gelmişti. Gözlerindeki muzipliğe bakılırsa, kesinlikle kendine geri geliyordu. 

"Beni sikebilirsin, biliyorsun."

*

:) Son kısım böyle kalmıyor tabi. Sonraki bölüme taşırdımm

Continue Reading

You'll Also Like

530K 47.5K 36
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
Liman [B×B] By Aytac

General Fiction

14.3K 1.2K 36
Yıllardır tanıdığı adamın düşündüğünden çok farklı biri olduğunu en acı anında fark eden gencin kendini var olduğundan habersiz olduğu duyguların ort...
70.9K 5.8K 23
nasıl olsa görmez diye düşünen yağmur çözer, barış alper yılmaz'ın mesaj kutusunu not defteri olarak kullanmaya başlar. - hayat beni tekrardan 13 yaş...
7.4K 910 17
2**-***6: California'dayım, eskiden kim olduğumuzu düşlüyorum. • Texting. ♪Adele - Hello