Tutsak Yüreğim

By Bercemiyy

99.2K 7.1K 967

Sırlarla dolu bir geçmiş, aşka engel olabilir mi? İskoçya'nın en büyük klanlarından birinin lideri olan Kaide... More

Tutsak Yüreğim
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm

22. Bölüm

2.7K 190 17
By Bercemiyy

TUTSAK YÜREĞİM
22. BÖLÜM

Günlerdir bu odada kilit altında tutuluyordu. Ne Edward'ı ne de Kaiden'i görememişti hiç. Gördüğü tek yüz Emily'e aitti. Genç kız ona giyecek bir sürü kıyafet getirmişti ilk gün. Ardından gelen günlerde sadece yemek ve su getirip tek kelime dahi etmeden çıkmıştı odadan. İlk gün onunla konuşmaya çalışmış, karşılık alamadığında ise bir daha konuşmak için genç kızı zorlamamıştı. Kaiden'den emir aldığını bildiği için onu zor duruma sokmak istemiyordu. Canı sıkılmaya başlamıştı. Bu şekilde nereye kadar sürdürebileceğini bilmiyordu. Aklını Kaiden'den bir türlü uzak tutamıyordu. Geleceği meçhulken bile onu düşünüyor olmak can sıkıcıydı. Edward nasıldı bilmiyordu, ondan bi haber de alamıyordu. Düşünceler içinde can çekişiyor gibiydi.

Günlerdir yaptığı gibi güneşin batışını izlemişti uzun uzun. Gün içinde yaptığı tek şey buydu. Hava git gide kararmaya başlamış, soğuk iyice içine işlemişti. İçeri geçti. Ne kadar süredir balkondaydı bilmiyordu ama buz tutmuştu adeta. Üzerine pelerin almadığı için pişmanlık duyuyordu. Düşüncelere öylesine dalmıştı ki soğuk havanın farkına bile varamamıştı. Gömme dolaba yönelip geceliğini çıkartırken kapının açılma sesini duydu. Kafasını uzatıp baktığında Emily'nin elinde yemek tepsisiyle içeri girdiğini gördü. Onu umursamayıp üzerindeki kıyafetleri çıkarmaya başladı. Başından geçirdiği geceliğinin eteklerini düzeltirken günler sonra ilk kez genç kızın sesini duydu.

"Hanımım bana darılmayın. Lord Kaiden sizinle konuşmamızı yasakladı. Ama oğlunuz iyi." dediğinde gri gözleri genç kızı buldu. "Lordum bakımıyla kendisi ilgileniyor."

Iris onun Edward'a asla zarar vermeyeceğini biliyordu elbette ama bunları duymak içini rahatlatmaya yetmişti. Genç kızın konuşmasından cesaret alıp ona sorular sormak istiyordu ama yapmadı. Kaiden'e inanıyordu.

"Teşekkür ederim Emily."

Genç kız saygıyla reverans yapıp odadan çıktığında yemeğe baktı. Hiç iştahı olmasa da bir şeyler yemeğe çalıştı güçten düşmemek için. Bu gece erkenden uyumak istiyordu. Odadaki tüm mumları söndürdü teker teker. Başucunda duran mumlar tek kalmıştı yalnızca. Birini eline alıp öbürünü de söndürdüğünde yatağını açtı.

Kapının açılma sesini yeniden duyduğunda merakla arkasına döndü. Bu saatte kim olabilirdi?
Günler sonra karşısında Kaiden'i gördüğünde kalbi hızla atmaya başladı. Elleri titremeye, uzun süre soluksuz kalmış gibi derin derin solumaya başladı. Hem korku hem heyecan sardı her yanını. Ağır bir şekilde kapıyı kapatıp içeri girdiğinde Iris elindeki mumu bırakıp ona döndü tamamen. Ne denli özlediğini onu görünce anlamıştı. Ne zaman bu hale geldiğini bilmiyordu ama bundan asla şikayetçi değildi.

Attığı her adımla kadına daha da yaklaşırken gözlerini bir an olsun deli gibi özlediği bedeninden ayıramıyordu. Bu ne lanet bir histi böyle! Günlerdir ona gelmemek, kollarına alıp öpmemek için kendini zor tutuyordu. Ama sonunda kaybetmişti ve işte buradaydı. Ona gelmişti. Duygularına yenik düşmüş olmak, bir kadına gelmek onu rahatsız etmemişti. Oysa hep kadınlar ona gelirdi. Bu kadın ona neler yaptırıyordu böyle? Yalan söylediğini öğrendiği ilk gün onu bu kaleden göndermesi ya da cezalandırması gerekiyorken onu yanında, yakınında tutmaya devam ediyordu.

Aralarında bir adımlık mesafe bırakacak kadar yaklaştı. Kolunu kadının ince beline sarıp bedenini kendine çektiğinde yeni yetme bir delikanlı gibi inlememek için kendini zor tuttu. Beyaz geceliğin içinde hem bir melek hem de günaha davet eden dişi bir şeytan gibi görünüyordu. Ama asla masum değildi. Bedeninin kıvrımları inanılmazdı. Hayatında gördüğü en güzel kadındı. Ona dokunmak, gerçekliğini anlamak ister gibi yüzüne gitti eli. Teni yumuşacıktı. İçinde kaybolmak istemesine neden olacak kadar... Iris yüzünü eline yasladığında gri gözleri kapandı yavaşça. Bu görüntü Kaiden'in yüreğini yakmıştı adeta.

"Çok güzelsin!"

Can çekişiyormuş gibi çıkan sesi Iris'i de tesiri altına almıştı. Gözlerini yüzünden bir an olsun ayırmadan dikkatle izliyordu kadını. Her zerresini aklına kazımak ister gibiydi. Dudakları öpülmek için yaratılmıştı adeta. Baş parmağını dudağının üstünde gezdirmeye başladığında Iris gözlerini açtı. Buğulanmış gri gözleri Kaiden'in kara gözleriyle buluştuğunda cesaretini toplayıp konuştu kısık bir sesle.

"Bana ne yapacaksınız lordum?"

Kaiden sorusunu cevapsız bıraktı bir süre. Onunla ne yapacağına kendi bile karar vermemişti daha. Tek bildiği onu günlerdir bir an olsun aklından çıkaramamış olduğuydu. İstiyordu onu, delicesine bir arzuyla istiyordu hem de.

"Bilmiyorum." dedi kollarındaki kadına doğruyu söyleyerek. Kolunu biraz daha sıkılaştırıp bedenini tamamen kendine hapsetti. Gözleri hazla kapandı. Bedenine temas etmek bile böylesine yakıyorken ona dokunduğunda olabilecekleri hayal dahi edemiyordu. Alnını alnına yasladığında kararını vermişti. Kollarında tuttuğu kadın onun olacaktı bu gece. Geri kalan hiçbir şey umrunda değildi. Ne yalanlar ne de sırlar...

"Benim ol Iris! Benim kadınım ol! Kadınım olursan seni ve oğlunu koruyacağıma şerefim üstüne yemin ediyorum."

Tutkulu ve kalın sesi kadını darmadağın etmişti. Kadının konuşmasına bile fırsat vermeden sabırsız bir şekilde dudaklarını Iris'in dolgun dudaklarına bastırdı.

Hazırlıksız yakalandığı öpücüğü kabul etti. Günlerce onu görememiş olmak öylesine zor gelmişti ki kendini tanıyamaz olmuştu. Bir an olsun aklından çıkmamıştı. Bu gece ona teslim olacak, tüm gerçekleri söyleyecekti. Başka çaresi yoktu. Elbet anlayacaktı gerçeği.

Dudaklarına daha fazla karşı koymadı. Tutkulu öpücüğüne beceriksizce karşılık vermeye başladığında Kaiden'in hırıltılı sesini duydu ardından kollarının daha da sıkılaştığını hissetti. Öpüşü öyle sertti ki nefessiz kaldığını hissetti. Ellerini kaslı göğsüne koydu. Onu hissetmek istiyordu. Öpücüğü gittikçe derinleşiyor, oldukça tehlikeli bir hal alıyordu. Ona karşı koyamayacaktı bu gece. Dudakları nefes almak için ayrıldığında bile temasını kesmemişti Kaiden. Nefesleri birbirine karışıyordu.

"Senin olmak istiyorum." dedi kollarındaki kadın, dudakları arasındaki ufacık mesafeyi fırsat bilip.

Kararlı ve arzu dolu sesi adamın kalbinde yankı bulmuştu adeta. Kara gözleri aralandığında bunun hayal olmadığına inanmak istiyordu. Doğru duyduğunda emin olmak ister gibi genç kadından hafifçe uzaklaşıp yüzüne bakmaya niyetlendi. Fakat Iris göğsündeki ellerini işkence eder gibi teninden ayırmadan yüzüne çıkardığında buna gerek kalmamıştı. Cevabı dudaklarıyla vermişti kadın. Kaiden göğsünden yükselen bir hırıltıyla öpücüğüne karşılık vermeye başladı. Öyle tutkulu öpüyordu ki yıllarca kadın tenine dokunmamış gibi açtı Iris'in tenine. Dudaklarını ayırmadan duvara doğru yönlendirdi kadını.

Sırtı soğuk duvarla birleştiğinde Iris verdiği karardan emindi artık. Onun olmak istiyordu. Kaiden tutkulu, sert ve öylesine sabırsız davranıyordu ki nefes nefese kalmıştı. Bacaklarından yukarıya doğru yükselen bir el hissettiğinde kapalı gözleri aralandı. Onun dokunuşlarına alışması gerekiyordu.

Kaiden geceliğin üstünden sağ göğsünü sertçe avuçladığında dudaklarının içine doğru inledi. Avuçlarını dolduran yumuşaklık onun için yaratılmış gibiydi. Dudakları çenesinden boynunun hassas noktasına doğru gittiğinde Iris yeniden inledi. Elleri hala Kaiden'in goğsündeydi. Ne yapacağını sabırsızlıkla izlerken geceliğin askılarını indirip dolgun göğslerini ortaya çıkardı. Geceliğin askıları dirseklerinin iç kısmında takılı kalmıştı. Kollarını göğsüne kapatmamak için dirense de gözleri Kaiden'i bulduğunda bundan vazgeçti. Açlıkla göğüslerine bakıyorken utanması gerekiyordu ama bundan zevk almıştı. Parlak gözleri Iris'in gri gözleriyle son kez birleştiğinde kadının kalçalarından tutup kucağına aldı. Iris ellerini omuzlarına yasladı düşmemek için. Bacakları tamamen açıktaydı. Dudakları sol göğsüne kapandığında başı geriye doğru gitti. Bir kez daha inlediginde bu defa Kaiden'in ağzından hırlamaya benzer bir ses çıktı. Çok tuhaf bir histi ama bundan kesinlikle zevk almıştı. Ellerini ensesindeki saçlarına götürdü. Siyah saçlarını çektiğinde dudaklarını göğsüne bastırmamak için büyük bir mücadeleye girdi kendiyle. Dişlerini teninde hissettiğinde girdiği savaşı kaybetti ve kafasını göğsüne doğru bastırdı.

Kapı birden sertçe vurulmaya başlayınca kendine geldi Iris. Kaiden dudaklarını teninden koparmıyor, açlıkla teninde izini bırakıyordu. Kapı kısa bir süre sonra bir daha sertçe vurulduğunda Iris gözlerini Kaiden'den ayırıp kapıya baktı. Dışarıdan telaşlı bir erkek sesi duyuldu.

"Lordum, Kral haberci gönderdi. Bir misafiriyle kaleye doğru geliyorlarmış."

Kaiden hoşnutsuz bir şekilde dudaklarını Iris'in teninden kopardığında fazlasıyla öfkeliydi. Başını dolgun göğsüne yaslayıp derin bir nefes aldı sakinleşmek için. Kafasını kaldırıp az önce dudaklarıyla türlü işkenceler yaptığı tomurcuklara baktı. Mum ışığının altında bile dudaklarının bıraktığı kızarıklık belli oluyordu. Gözlerini dolgun göğüslerinden ayırıp yüzüne baktığında ensesinden tutup aralık duran dudaklarına sert ve Iris'in içini titreten bir öpücük bıraktı. Ardından geceliğin askısını düzeltip kadını yere indirdi. Alnını alnına yaslayıp derin bir nefes aldıktan sonra konuşmadan kapıya yöneldi. Neler oluyordu?

_ _ _

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Sağlıklı günler diliyorum.

Continue Reading

You'll Also Like

273K 27.2K 200
Karanlıkta çok zaman geçirdi. Artık o bile ne kadar olduğunu bilmiyordu. Sonuçta hiçbirşeyi değiştiremedi. 4. kez yine soğukta yalnız başına gözlerin...
PAŞAM B×B By Einsames_Rosa

Historical Fiction

39.5K 2.5K 23
1496 yıllarında Osmanlı'nın en korkulan ve saygı duyulan paşası Cemal Paşa ve onun biricik oğlan kölesi Niko'nun aşkı ( kitap tarihten bağımsızdır)
26.2K 3.7K 37
Sabaha kadar ağla umrumda değilsin! diyen bir adam. Senden ve ailenden ölene dek nefret edicem! diyen bir kadın. Katili bulmaya çalışan bir adam Ben...