5. Bölüm

3.1K 265 64
                                    

                 

TUTSAK YÜREĞİM
5. BÖLÜM

Kapanan kapının ardından bir süre baktıktan sonra düzgünce bağlayamadığı peçesini düzeltip dışarı çıktı. Kapıda bir askerin beklediğini gördü.

"Odadan çıkamazsın."  diyen askere tuhaf bakışları yüzünden sinirle baksa da Kaiden'in emrini uyguladığını anladı.

"Şömine için odun yakmam gerek."

Asker cevap vermeden aşağı indiğinde kapıda beklemeye başladı. Aşağıdan gelen gürültüyü, kahkaha seslerini duyuyordu. Bu gürültüde zor olsa da Edward'ın uyanmamış olması için dua ediyordu. Bu kılıkla kimsenin onu görmesini istemiyordu.

Merdivenlerden ayak sesleri geldiğinde  hissettiği korku, az önce konuştuğu askeri görünce uçup gitti.

"Birazdan getirecekler. İçeri gir."

İçeri girip kapıyı ardından kapattı. Pislik içindeki kıyafetlerini küvete koyup sabunlamaya başladığında kapı çaldı.

"Gelebilirsiniz."

Elinde kesilmiş odunlarla içeriye John girdiğinde sessiz kalıp kıyafetlerini yıkamaya devam etti. Arada kaçamak bakışlarını üzerinde hissetse de aldırmadı. Kapıda bekleyen asker olmasaydı laf atacağını biliyordu çünkü  o da en az Joe kadar kötü bir insandı. Arkasından konuşacağını bilse de handan ayrılacağı için rahattı.

"Acele et!" Askerin sesiyle hızlandı John. Şömineyi yaktıktan sonra ikisi de çıktığında odada yalnız kaldığı için peçesini çözüp ıslak saçlarını serbest bıraktı. Yıkamayı  bitirdiğinde pencerenin önündeki sandalyeyi getirip şöminenin önüne bıraktı. Islak kıyafetlerini serdikten sonra gözleri yatağın üzerindeki kanlı gömleğe takıldı. Yıkamayı düşünde de nasıl bir tepkiyle karşılaşacağını bilmediği için aklından çıkardı hemen. 

Uzun bir süre bekledikten sonra kuruyan kıyafetlerini giymek için kapının arkasına sandalyeyi yasladı. Hızlıca üzerindekilerden kurtulup kendi kıyafetlerini giydiğinde az da olsa daha rahatlamış hissediyordu. Elbisesi öyle boldu ki dolgun hatlarını bile gizliyordu. Rahat bir nefes verip odada son kez gözlerini gezdirdi. Çıkardığı kıyafetleri yatağın üzerine bırakıp odadaki kovaları topladı. Saçlarını da örtüp dışarı çıktı. Kapıda kimseyi görmediğinde ağır adımlarla  basamakları indi. Temizlik için kullandığı malzemeleri kilere bırakıp karşıdaki odasına girdiğinde Edward'ın hala uyuduğunu gördü. Sessizce kapıyı kapatıp mutfağa girdi. Lidya'nın içerde olmadığını gördü. John yemek yiyor karısı ise büyük bir kazan içinde bir şeyler pişiriyordu. Kimseye görünmeden yavaş adımlarla çıktı mutfaktan.

Lidya'nın odasına girdiğinde gördükleri donup kalmasına neden oldu. Kaiden pantolonunu üzerine geçirmiş iliklemeye çalışıyorken Lidya çırılçıplak bir şekilde yatakta uzanmış onu seyrediyordu. Eli kapı kolunda asılı kalmış bir şekilde kocaman olmuş gözlerle onlara bakakalmıştı. Kaiden kadına döndüğünde yüz ifadesi sertleşti. Kolundan tutup dışarı çıkardığı kadını peşinde boş bir çuval gibi sürükleyip üst kattaki odasına çıkardı. Merdivenleri tırmanırken defalarca kez tökezlese de kolundan sıkıca tutuldugu için düşmekten her defasında  kurtulmuştu. Odaya girdiğinde kapıyı sertçe çarptı arkasından. Kadını kollarından tutup duvara yasladığında  içindeki öfkeyi bastırmak, kadına zarar vermemek  için içinde büyük bir savaş veriyordu.

"Ben gelene kadar odadan ayrılma dedim  sana. Ne işin var senin dışarıda?" Sıkılı dişlerinin arasından söyledikleri genç kadını fazlasıyla korkutmuştu. İki elini birden adamın göğsüne yaslayıp kendinden uzaklaştırmaya çalışsa da yeterince güçlü değildi. Duvarla bedeni arasında sıkışıp kalmıştı. Her nefesinde kabaran dolgun göğüsleri adamın çıplak göğsüne sürtüyor, uzaklaşmak istediği bedenine daha da yakınlaşıyordu.

Tutsak Yüreğim Donde viven las historias. Descúbrelo ahora