YENİDEN SEVEBİLİR MİSİN

By kimbuyazarciniz

243K 10.3K 4.1K

Bade Sancak. Daha 23 yaşında bir genç kadın ve hayatında aldığı en yanlış karar, aşık olmak.. Yanlış kararla... More

1. Bölüm / Başlangıç
2. Bölüm / Hastane
3. Bölüm / Onun Karısı
4. Bölüm / Karmakarışık
5. Bölüm / Yeni İnsanlar
6. Bölüm / Yalan
7. Bölüm / Evlilik
8. Bölüm / Ateş
9. Bölüm / Kiss
10. Bölüm / Yara
11. Bölüm / Koku
12. Bölüm / Nişan
13. Bölüm / Tatil
14. Bölüm / Sevgili
15. Bölüm / Aile
16. Bölüm / Gerçekler
17. Bölüm / 1 Ağustos
18. Bölüm / Kardeş
19. Bölüm / Çaresiz
20. Bölüm / Yıkılış
21. Bölüm / Yorgun
22. Bölüm / Ortaya Karışık
23. Bölüm / Ayrılık
24. Bölüm / 5 Eylül
25. Bölüm / Ölüm
26. Bölüm / İngiltere
27. Bölüm / Kızıl Saçlı Kadın
28. Bölüm / Ömer Ve Su
30. Bölüm / Halüsinasyon
31. Bölüm / Ufak Yüzleşme
32. Bölüm / Tek Başına
33. Bölüm / Operasyon
34. Bölüm / Savaş
35. Bölüm / "Korkak"
36. Bölüm / Yılbaşı
37. Bölüm / Bebek
38. Bölüm / Abi Kardeş
39. Bölüm / Kanlı Bebek
40. Bölüm / Hamilelik Hormonları
41. Bölüm / Kaybediş
42. Bölüm / Ayazdan Kaybediş
43. Bölüm / Remzi Doğanlı
44. Bölüm / Câni
45. Bölüm / Şirket
46. Bölüm / Ayazın Geçmişi
47. Bölüm / Yüzük
48. Bölüm / Eski Aşklar
49. Bölüm / Evlilik Mevzusu
50. Bölüm / Küçüklük Tranvası
51. Bölüm / Sevgililer Günü
52. Bölüm / Sona Doğru
53. Bölüm / Final
Özel Bölüm

29. Bölüm / Büyük Plan

2.9K 163 44
By kimbuyazarciniz

Şarkı tam olarak Batu Ayaz Kandemir için yazılmış gibi hissettim, medyadan açıp bölümü okursanız daha güzel olur :)

Keyifli okumalar diliyorum

1 Buçuk Ay Öncesi Bade'nin Ağzından

Hayat her geçen gün beni çok daha fazlasıyla karşılaştırıyordu. Bu olamaz dediğim imkansız dediğim herşey bugün yaşadıklarımın ve oğrendiklerimin bir parçası olmuştu

Ömerin evine löp diye dalışımla salona girmiştim. Onun eve kadın attığını düşünürken bu düşüncem keşke doğru olsaydı, en kötü eve kadın almıştır diye düşünürken şuanda bambaşka bir durumdaydım

Salondaki masaya dağılmış fotoğraflarla ne tepki vereceğimi bilemiyordum

Fotoğraflardaki kadın Sofia Charlotteydi

Öz annem

Gençlik fotoğraflarından yüzünü öğrenmiştim fakat bu hâli o fotoğraftaki hallerinden çok farklıydı. Yüzü çökmüş saçlarına hafifçe aklar düşmeye başlamıştı.

Cam gibi parlayan mavi gözleri fotoğrafda ben buradayım diyordu

Fotoğraf kalitesinden bakılırsa çok da eski bir fotoğraf olmadığını fark ettim. Ayrıca benim gördüğüm fotoğrafları ölümüne yakın fotoğraflardı, ölmeden önce bu şekilde değişemezdi

Birkaç dakika fotoğrafa daldığımda aklımdaki senaryoları durdurmaya çalıştım. Başımdaki şiddetli ağrı her zamanki yerini alırken ayaklarımın beni tutmadığını hissederek koltuğa düşmüştüm.

Elimden fotoğraf kayıp giderken bakışlarım duvara sabit kaldı.
Bir açıklaması olması gerekiyordu, belkide Sofiaya çok benzeyen bir kadındı

Evet evet, kendi kafamdan kuruyordum.

"Bunlar" diye sesimin titremesine engel olamadan konuştum. Fotoğraftaki gözlerin aynısı olan gözlerimi Ömere doğru çevirdim

Sessiz kaldı, ne diyeceğini bilemiyormuş gibi hem şaşkın hemde bön bön baktı suratıma

"Bunlar ne Ömer" bağırışımla boğazım acımıştı

"Bade ben anlatamam yapamam" diyerek başını olumsuz anlamda salladı

Sabrımı sınıyordu

"Çabuk neler olduğunu anlat Ömer" kesin dille kurduğum cümleye karşı boynunu eğip göz temasımızı kesti ardından içine kaçan sesiyle konuştu

"Sofia Charlotte şuanda İngilterede Rıza Doğanlının baskısı altında hayatını devam ettiriyor."

Ne diyordu bu?

Bana daha geçen günlerde ölmüş olduğunu söylemişlerdi ve ben bunun acısı ve vicdan azabı altında nefes alamamıştım.

Hala o vicdan azabıyla rahat nefes alamıyordum.

Benimle taşşak mı geçiyordu hayat?

Bir öldü bir ölmedi kolay mıydı amına koyim bir insanın bunca şeyi kaldırması

"Saçmalıyorsun" diyerek başımı olumsuz anlamda salladım. Kendimi azda olsun bu duruma kandırmışken başka bir değişiklik istemiyordum

"O kadın öldü, Ben doğduğum gün öldü o kadın" diyerek başımı daha da hızlı salladım.

Ölmüştü o

Ellerim buz kesmiş bir şekilde titrerken Ömer yanıma gelerek kollarını sıkıca sardı "Sakin ol Bade sakin ol" gözümden akan birkaç damla yaş üzerine damladı

Her bokun altından nasıl olurda Rıza Doğanlı çıkmayı beceriyordu?

Şu son zamanlarda yaşadığım en iğrenç şeylerin sebebi Rıza Doğanlıydı.

Tek sevincim geberip gitmiş olmasıydı. En azından şuanda hakettiği cezayı çekiyordu

Ama doğru, Rıza Doğanlı ölmüştü. O zaman Sofia hala niye zorla orada kalıyordu?

Aklıma gelen düşüncelerle hızla omzundan kalkıp sümüklü burnumu çektim. Acıyan boğazımı temizlemeye çalışarak "Ama Rıza öldü nasıl hala onun baskısı altında orada yaşıyor"

Gözlerini tekrardan benden kaçırdı. Cevap vermek istemiyormuş gibi bir hale takındı fakat o cevabı öğrenmeden buradan gitmeye asla niyetim yoktu

"Zamanımı öldürme Ömer, adam akıllı neler olduğunu anlat" bakışları mavi gözlerime döndüğünde zorlukla konuştu "Rıza Doğanlı yaşıyormuş."

Rıza Doğanlı yaşıyormuş, Rıza Doğanlı yaşıyormuş, Rıza Doğanlı yaşıyormuş..

Sesi beynimin içerisinde dağlarda atılan çığlıklar gibi çınladı. Söylediği 3 kelime beynimi erittiğini hissettim

Yalan söylüyordu Ömer

Batu emindi Rızanın öldüğünden. Emin olmasaydı bana söylemezdi bunu

"Hayır öldü Rıza, Batu emindi öldüğüne çok emindi. Adamlarını yolladı hatta öldü Rıza" diye sesimi bir tık yükselterek konuştum.

Tekrardan başa sarmış gibi hissediyordum. Bitmiş gibi

"Bende inanmadım Bade, ta ki" cümlesi bölündü. Devam etmek istemiyor gibiydi

"Ta ki ney Ömer konuşsana" vücudum titriyordu

"Ta ki İngilterede çekilmiş yeni görüntülerine kadar. Nasıl oldu, nasıl hortladı bilmiyorum ama ölmediğine eminim. Yemin ediyorum ki bende yeni öğrendim ve nasıl ölmediğini anlayamıyorum. Zaten bu sabah geldi görüntüler ve haber, direk eve gelip gelen dosyalara baktım. Bir adamım hiç beklemediği sırada başka bir adamı ararken görmüş araştırıncada dosyaları bana sunmuş" dedi

Az önceki tek sevincim olan Rıza Doğanlının bari Allahtan cezasını çekiyor oluşu sevincim gitmiş, mutlu olacağım hiçbir şey kalmamıştı.

Yada çok yakında daha da mutlu olacak bir şey yapacaktım. Ben öldürürsem belki herşey çok daha iyi ilerlerdi

İntikamımı almak için herşeyi önüme koyacak, Sofiayı o evden alacaktım

Yemin olsun ki yapacaktım.
~
Tüm gece gözümü bir kere kırpamadan saatlerce oturup düşünmüştüm. Sonucunu bilmediğim çok fazla şeylere sebep olacak birşeye karar vermiştim

İntikamım uğruna yapamayacağım hiçbir şey yoktu, eğer ki Rızayı bu sefer kendi ellerimle öldüremezsem bir daha rahat yaşayamazdım

Sabah güneşi doğarken yerimden kalktım. Lavaboya girerek elimi yüzümü yıkadım, aynada gördüğüm görüntüyle çok daha fazla ağlama isteği ile doluyordum

Gözlerimin altı mosmor ve şişmişti. Eski halimden eser yokken beni bu duruma sokan herkesten bir kez daha nefret ettim.

Lavabodan çıktıktan sonra Ömerin odasına girdim. Yatağında duvara sabit bakışlarıyla oturuyordu

Benim geldiğimi fark etmiyor olacak ki benim tarafıma dönmedi bile. Boğazımı temizledim beni fark etmesi için

Sanki gözleri açık bir şekilde yeni uyanmış gibi yerinden sıçradı, beni gördüğünde halime bakıp mahçupça kafasını eğdi

"Günaydın" dedim uzun zamandır konuşmadığım için kısık çıkan sesimle

"Günaydın, erkencisin" diye konuştu

Saat daha 7'ydi

Başımı sallayarak "Eve geçeceğim ben" dedim

Birşey demeyerek kalktı "Sen bilirsin, bırakırım ben seni" dedi

Elimle durmasını işaret edip "Ereni çağırdım o bırakacak sağol"

"Bade ben vallaha bilmiyordum bak yeni öğrendim" biliyordum yeni öğrendiğini. Zaten suçlamıyordum onu

"Biliyorum Ömer, sana kızgın değilim zaten. Sadece biraz kafamı toparlamak istiyorum, bu arada gün içerisinde sahil kenarına çağıracağım seni, aklımda birşeyler var" kaşları çatıldı

"Ne var aklında" diye sordu, daha öğrenmesine vardı. Kendime şuan ben bile güvenemiyordum, En büyük olayı gidip gerçekleştirebilirsem planımı anlatacaktım onada

"Sonra konuşacağız bunları. Şimdi gitmem gerek görüşürüz" diyerek çıktım odadan. Peşimden geldiğine dair adım seslerini duymuştum

"Dikkat et kendine, lütfen bir anda yanlış birşeylere karar verme" dış kapının önüne geldiğimde durdum.

Dediklerine karşı yüzümü Ömere çevirsem de birşey demeden çıktım evden.
~
Kalbime bıçakların yolculuk boyunca saplandığını hissediyordum.
Eve girişim odaya çıkıp oturup ağlayışım, her geçen saniyede kendi kendimi öldürdüğümü hissediyordum.

Niye yapıyordum bunu kendime? Niye böyle acı çekmeme kendi kendime sebep veriyordum?

Bahçede otururken elinde papatyalarla Batu bana doğru yaklaştı. Sabah moralimin bozuk olduğunu fark edip beni mutlu etmeye çalışıyordu, bu kadar ince düşünen bir adama birazdan yapacaklarım yüzünden kendimden bir kez daha nefret ettim

İçtiğim sigara dumanı boğazımda kalırken nefesim kesilmiş gibi öksürmeye başladım.

Batu hızla yanıma gelmişti

Kendime gelmeye çalışarak "İyiyim" dedim.

Gözlerim tekrardan papatyalara kaydı, içim paramparça oldu

İçimde hissetiğim acıyla tersçe konuşmaya çalıştım. "Bunlar ne"

"Sana aldım" diyerek gülümsedi, böyle yapması içimdeki vicdanı çok daha fazla arttırıyordu.

"Seninle bir şey konuşmak istiyorum Ayaz" diyerek daha fazla uzatmak istemedim. Her geçen saniye yapmaktan vazgeçiyordum

Takındığım yüz ifadesi ile kaşları hafifçe çatılsada "Olur konuşalım güzelim" diye sakince konuştu

Gözlerine her baktığımda içimde kendime olan nefretim artarken bakışlarımı gözlerinden çektim. Ayağa kalkarak "İçeride konuşalım" dedim. Bana ayak uydurarak peşimden içeri girdi

Karşı karşıya geldiğimizde konuya nasıl gireceğimi hala bilemiyordum. Kafamdaki tartılar hala yerinde oturmuş değildi

Birkaç dakika sessizce duvarı seyrederek kafamla baş başa kalırken sessizliği Batu bozdu "Bade geldiğinden beri birşeyler var sende, korkmaya başlıyorum artık bir sorun mu var?" Diye sordu

Bir değil, binlerce sorun vardı

Boğazımda hissetiğim koca yumruyu temizlemeye çalışarak konuştum

"Ben ayrılmak istiyorum"

Beni ilk başta ciddiye almamış olsada yüzümdeki ciddi ifadeyle kaşları çatıldı
"Ne diyorsun Bade ne ayrılması" diye öfkeyle sordu, öfkesinin yanında saklı koca bir kırgınlık bulunuyordu

"Bitirmek istiyorum ilişkiyi" daha fazla sorgulamasını istemedim. Daha fazla sorgulamasın ki bu evden siktirip gidebiliyim

"Ortada bir sorun yokken ne bu birden ayrılmak istemek Bade?"

"Sevmiyorum seni Batu, bunu fark ettim" gözleri şaşkınca açıldı

"Sevmedin mi?" Diye inanamıyormuş gibi sordu

"Doğru duydun Batu evet. Seni sevmiyorum, hiçbir zaman da sevmedim. Sen benim için sadece Merti unutmak için vardın ve bitti. Merti unuttuğuma göre sana ihtiyacım kalmadı." Daha fazla sorgulamaması için çok daha fazla canını yakmıştım Mert diyerek. Onunlayken Merti hayal ettiğimi düşünecek ve her geçen gün aşka ve bana lanet okuyacaktı.

"Beni kandırdın, ben hayatımda uzun bir süre sonra bir kadına güvendim ve oda beni oyuncakmışım gibi kullandı" dedi, paramparçaydı. Onun parçalarını toparlayacak bir Bade yoktu artık. Benim parçalarımı toparlayacak bir Batu Ayaz olmadığı gibi.

"Yalan söylüyorsun" diyerek tekrardan bağırdı. Şaka demem için gözlerimin içine bakıyordu kırgınlıkla

"İnanmak iste yada isteme Batu, bitti" en sert ifademi takınmaya çalıştım.

"Bu kadar kolay mı, bu kadar kolay mı senin için ilişkinin sonlanması" Bağırışı sırasında kullandığı cümlelerde acaba içimdeki ateşi görse tekrardan bu şekilde kullanır mıydı o cümleleri?

"Sevmediğim bir adamla ilişkimi bitirmek zor olmuyor açıkçası" bu cümleyle bitmişti. Kendimide onuda paramparça etmiştim

Kalbim her geçen saniye bana daha fazla lanet okuyarak orada hissetiğim ağrıyı güçlendiriyordu.

Artık buradan siktir olup gitmek istiyordum

Birkaç dakika sonunda öfkesi ağır basan Batu Ayaz öfkeyle kolumu tutup konuştu "Beni kandıran bir kadının burada yeri yok"

Çekiştirip kapıya doğru sürüklediği kolumu hızla ondan çektim.

"Zaten burada duracak olan yok. Seni kandırdım evet, ama sende kandın. Koskoca Batu Ayaz Kandemir bir seviyorum lafına inandı" kahkaham doldurdu etrafı

Oysa bilseydi o kahkaha gözyaşlarım akmasın diye attığım bir kahkahaydı. Kahkahamı sonlandırıp bağırıp çağırıp ağlamak istiyordum

Laflarımın ağırlığıyla yüzü çöktü. Sinirliydi fakat biryandan bana birşey yapmamak için uğraşıyor gibiydi

Eliyle kapıyı işaret ederek fısıldarcasına konuştu "Git"

"Kal desende kalacak yok zaten" diyerek arkama bakmadan yürümeye başladım.

Her bir adımım cehenneme gidiyor gibiydi.
~

Sahil kenarında otururken bazı şeylere daha karar vermiştim. En zor şeyi gerçekleştirmiş artık planı başlatabilirdim.

Ama tek başıma bu kadar yükün altına giremezdim. Kimden yardım alacağımı uzun uzun düşünmüştüm

Daha hayatıma yeni girmiş bir daha görüşmeyeceğim dediğim kardeşimden yardım isteyecektim. Ömer Barzan

Hem Rızanın hemde Sofia'nın yaşadığını bildiği için şuanda ondan yardım istemem daha kolay olacaktı

Kafamdaki tartıları tartıp telefondan Ömeri beni alması için aradım..

Kısa sürede gelen Ömerle arabasına bindim.

Halimi gördüğünde endişeyle "Ne oldu" diye sordu

"Ben dün geceden sonra iyice düşündüm taşındım ve bir karar verdim. Eğer ki bu yolda bana yardım edeceksen sana anlatacağım, ama dersen ki hayır ben bunu yapamam sen bilirsin o zaman, sen yoluna ben yoluma" beni kaybetmek isteyeceğini düşünmüyordum.

Oda düşünmeden hızla başını salladı "Sana yardım edeceğim" dedi

Şuan arabada konuşmak yerine evde konuşmak daha iyi gibiydi. "O zaman eve sür, bir süre seninle kalıcam gibi duruyor."
~
Eve gelip terasa oturduğumuzda Ömer karşımda sabırsızca beni izliyordu. Onu umursamayarak sigarama uzandım ve çakmak yardımıyla yaktım

"Anlatacak mısın artık" diye merakla sordu. Bakışlarımı bana diktiği gözlerine çevirdim, başımı olumlu anlamda sallarken konuşmaya başladım.

"Bu sır sadece ikimiz arasında kalacak. Eğer ki benim isteğim dışında senden başka birisi öğrenirse yemin ederim ki çok kötü şeyler olur" yüzümdeki kesinlik tonuyla yerinde gerildi Ömer

Başını yavaşça sallayıp. "Söz aramızda" dedi

Bir duman daha çekip üfledikten sonra konuşmaya başladım.

"Öleceğim" diye planın özetini tek kelimeyle açıkladım. Fakat söylediğim kelimeyle Ömerin bakışları şaşkınlıkla açıldı "Ne ölmesi Bade, hayır hayır böyle bir şeye izin veremem" başını olumsuz anlamda salladı

Zaten kendi isteğimle kendimi öldürmek isteseydim bunu bu zamana kadar çoktan yapmıştım. Zevki acıyı çekmekteydi

"Gerçekten ölmeyeceğim şakacıktan" kullandığım cümleyi aklım idrak ettiğinde kahkahamı durduramamıştım. Bu halde bile bu şekilde kendimi güldürebiliyordum ya helal olsun

Kahkahamla Ömerin bu deli bakışlarını umursamamaya çalıştım. Kahkaham dindiğinde Ömerin hortlak görmüş ifadesini düzeltmek için konuştum. "En baş plan Rıza Doğanlıyı öldürmek."

Kafası karışmış olmalı ki eliyle kafasını karıştırıp mal mal bana bakıyordu

Bu haline oflayıp gerçekten anlayacağı bir dille konuşmaya başladım.

"Bak şimdi, Rıza Doğanlı eğer ki benim öldüğümü düşünürse onun gibi karşı tarafın habersiz bir anında onu öldüreceğim. Ben öldüğüm için kimse tarafından beni takip ettirip attığım adımları bilemeyecek. Ve herşey tam olduğu gün kaçırıp öldüreceğim. Ayrıca Sofiayı da kurtaracağım" Diye konuştum.

Sanki normal birşey anlatıyormuş gibi anlattığım için şaşkınca bana bakıyordu

"Batu bilecek mi peki bunu?" Diye sordu

Onun bilmemesi çok daha iyi olurdu. Bu yüzden ölümüm onu çok daha fazla sarsmasın diye ayrılmak istemiştim. Bari onu sevmeyen bir kadın için gururunu öne alıp hayatına devam edebilirdi

Planımı onaylayamazdı çünkü, ya gerçekten sana zarar gelirse, ya Rıza senin yaşadığını öğrenirse diye binbir itirazı olacağını biliyordum. Hadi itirazları durdu, beni sürekli görmek isteyip konuşmak isteyecekti ve buda çok tehlikeli bir durumdu.

Başımı olumsuz anlamda salladım. "Batu ile ayrıldık. Ne yaşadığımı bilecek ne de ortada birşeyler döndüğünü, hatta Rıza'nın yaşadığını bile söylemeyeceksin" dedim

Mevzu benim mevzumdu ve Batu'nun daha fazla bu olaydan zarar görmesini istemiyordum. İşimi kendim bitirecek ardından öz annemi oradan alacaktım

"Bade çok tehlikeli bir şey bu farkında mısın" hayatım daha ne kadar boka sarabilirdi ki?

Başımı salladım sadece

"Arkanda o kadar kişi kalacak Bade. Ayrıca onca kişiye öldüğünü nasıl ikna edeceksin"

Arkamdan üzülecek kişilerin hepsi hayatıma 4 ay önce girmiş olan kişilerdi. Onlarda fazla zaman geçmeden unuturlardı beni

"Hayatlarına 4 ay önce girmiş olduğum kişiler yıllarca arkamdan yas tutmazlar Ömer. Kendimi nasıl öldü göstereceğim kısmı da biraz daha farklı"

O planda oldukça tehlikeliydi ama üstesinden gelemeyeceğim birşey değildi..

Nasıl diye merakla kafasını salladı Ömer

"Rıza Doğanlı nasıl içtiği haplarla nabzını durdurup hepimize kendini öldürdü gösterdiyse aynı şeyi bende yapacağım ve nabzımı bir süre durduracağım."

-Bölüm Sonu-

Ayy nasılsınız aşklar

Şaşırdığınız yerler?

Hikayenin instagram dm grubunu açacağım. Gelmek isterseniz bu kısıma hesabınızı yazmanız yeterli. Grupta bende olacağım

Ayrıca instagram hesabını açtım daha 0 takipçili bu yüzden destek olup takip ederseniz kısa sürede orada da büyürüz. Soru cevap yaparak çok güzel zaman geçirebiliriz ❤
Instagram: kimbuyazarciniz

Kendinize cici bakın öptüm

Continue Reading

You'll Also Like

5.8M 192K 98
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...
792K 46K 34
Kuru öksürükleri durmadı bir süre. Boğazının acısını ben hissetmiş gibi yüzümü buruşturdum. Hastalığı benden kaptığı için kendimi iki kat kötü hissed...
40.1K 1.9K 9
Halbuki konuşmaya ne kadar muhtacım. Her şeyi içinde boğmaya mecbur olmak, diri diri mezara kapanmaktan başka nedir? | Sabahattin Ali. ~~ Dayanamıyor...