Marinette sandalyesine oturmuş Adrien'ın fotoğraflarına bakıyordu. Hâlâ onu gördüğünde kalbî hızlanıyordu ama şimdi aynı zamanda güçlü bir suçluluk duygusu da vardı. Tüm kalbi Adrien'a ait değildi artık, küçük parçası Kara Kedi'ye aitti. Ve küçük olsa da artık onu görmezden gelemezdi ve orada olduğunu bilmek onu öldürürdü. Ne zaman gerçekleştiğini bilmiyordu sadece gerçekleşmişti. Adrien'ın posterlerine tekrar baktı. O çok kibar, cesur ve sadece... mükemmel. Onun Kara Kedi'den hoşlanmasını sağlayan şey de neydi?
Marinette iç çekti ve yatağına uzanmaya gitti.
"Marinette sen iyi misin?" diye sordu Tikki.
"Anlamıyorum Tikki. Adrien çok mükemmel ama neden Kara Kedi'ye hislerim var?"
"Ah Marinette iki kişiden hoşlanmak sorun değil. Bu gerçekten normal." dedi Tikki cesaretlendirmeye çalışarak.
"Ama sonra bu sorun bir soruyu getiriyor, Kimi seçeceğim? Adrien'a gidip itiraf edebilirim ama beni reddetme olasılığı var ya da Kara Kedi'yi seçebilirim, bana karşı hisleri olduğunu bildiğim tanıdığım kişi ama onun veya kimliği hakkında hiçbir şey bilmiyorum." dedi Marinette.
"Marinette derin bir nefes al, bunu anlamak için dünyada çok zaman var, sadece bir öğleden sonrası değil."
"Haklısın. Sadece ne yapacağımı bilmiyorum." diye cevapladı Marinette.
Ertesi gün okulda Alya uğurblog için çektiği bir fotoğraf hakkında heyecanla konuşuyordu.
"Kızım kameramla yakaladığım şeye inanamayacaksın. Kara Kedi ve Uğur Böceği nehirden bir oğlanı kurtardılar ama sonra Kara Kedi akıntıya takıldı, Uğur Böceği onu çıkardığında ona kalp masajı (CPR) ve ağızdan ağza yapmak zorunda kaldı. Kısacası ben onları ağızdan ağza yaptıklarının fotoğrafını çektim."
Alya telefonundan fotoğrafı kıza gösterdi. Marinette fotoğrafa baktı. Marinette iyi hatırlıyordu, ağızdan ağza ve kalp masajı bu fotoğrafta onlar normal öpüşüyormuş gibi duruyordu. Fotoğrafçılığın gücü.
"İnsanlar çıldırıyor. Bazı insanlar Uğur Böceği ve Kara Kedi'nin birbirlerinin sivil kimliklerini bildiğini söylüyor, diğerleri sadece maskeli halleriyle çıktıklarını söylüyor ve birbirlerinin kimliklerini bilmiyorlar ve onların birçok farklı teorileri var." dedi Alya.
"Vay bu harika Alya!" dedi Marinette.
"Teşekkürler. Her gün daha da fazla izlenme alıyorum." dedi Alya.
Alya konuşmaya devam etti ama Marinette gerçekten dinleyemedi.
Sınıfa vardıklarında ve ders başladığında da o dinlemiyordu. Kelimeler sadece birbirine karışıyordu. Marinette daha çok ne yapacağına odaklanmıştı.
İki oğlan, iki hoşlanılan çocuk, iki kimlik.
Ama ondan sadece bir tane vardı.
Bir sürü olabilecek senaryo vardı, Adrien'ın, Kara Kedi'nin ona olan hislerini kabullenmeyip Marinette'nin Uğur Böceği olduğunu açıkladığında reddetmesi gibi. Marinette iç çekti. Bu ikinci kimliğinin olmamasını dilediği zamanlardan biriydi. İç çekti ve dersin geri kalanını Bayan Bustier'in ne dediğini anlamaya çalışarak geçirdi.
O sırada Tikki, Plagg'in konuşabilmeleri için çantaya gelmesini umuyordu. Sabırla onun gelmesini bekliyordu, ona anlatacağı çok şey vardı. Çok şükür ki Plagg içeri girdi.
"Selam Tikki!" dedi Plagg içeri uçar uçmaz.
"Merhaba Plagg!"
"Plagg! İyi haberlerim var!" dedi Tikki.
"Benim de!" dedi Plagg.
"Ah, kim ilk anlatsın?" diye sordu Tikki.
"İlk sen anlatmalısın."
"Tamam, şey Marinette, Kara Kedi'den hoşlandığını kabul etti."
"Gerçekten mi? Adrien da Marinette'den hoşlandığını kabul etti." dedi Plagg.
"Bu harika!" dedi Tikki.
"Evet. Sonunda çocuğun kendine eziyet etmeyi bırakması harika."
"Marinette, Kara Kedi'den hoşlandığı kabul etti ama hala takıldığı şeyler var." dedi Tikki.
"Ah o zaman onunla konuşacağım, mantıklı bakmasını sağlayacağım." dedi Plagg.
Öğle yemeği vakti geldiğinde Marinette evine yemek için gitti ve sonra odasına gitti ve orada iki kwami tarafından karşılandı.
"Ah Selam Plagg!" dedi Marinette.
"Merhaba Marinette. Tikki bana Kara Kedi'ye olan hislerini kabullendiğini ama onlarda takıldığın yerler olduğunu söyledi." dedi Plagg.
" Şey Adrien'dan uzun zamandır hoşlanıyordum ve..."
"Marinette hangi peyniri yiyeceğine karar vermek için sadece bir günün varmış yoksa bayatlayacaklarmış gibi davranıyorsun. Peynirler öyle yürümüyor. Acele etme. Peynir yaşlandıkça tadı daha da güzelleşir ve doğru olanı seçtiğini bilmek seni mutlu eder." dedi Plagg.
Marinette sessiz kaldı. Tikki iç çekti.
"Peyniri çocuklarla yer değiştir." Tikki başını salladı.
Marinette başını salladı, Plagg'in tavsiyesi aniden daha anlamlı geliyordu.
"İyi, her neyse. Bu ikinci kişiliğimden dolayı karmakarışıklaşıyor." dedi Marinette.
"Dediğim gibi acele etme ama duygularınla savaşma. Onları kabul et." dedi Plagg. (Yalnız çok anlamlı bir şey dememiş mi?)
"Sanırım haklısın." dedi Marinette.
"Tabii ki haklıyım." dedi Plagg.
"Şey, teşekkürler Plagg." dedi Marinette.
Marinette aniden dışarıdan bir çığlık duydu. Teni açık yeşil, saçı yeşil ve yeşil elbise giyen bir kız vardı. Elbisesinin yanında bir tohum paketi vardı ve kız yere tohum serpiyordu. Tohumlar hızla filizlendi ve onlardan güzel çiçekler açtı. Çiçekler gaz sızdırıyor gibiydi ve gaz insanların ağaçlara dönüşmesine neden oluyordu.
"Hayır, olamaz bir akuma!" dedi Tikki.
Marinette Plagg'e perişan halde baktı.
"Ama sen benimle birlikteysen Kara Kedi dönüşemeyecek!" dedi Marinette.
"Evet ama şimdi tek yapabileceğin şey dönüşmek ve akumayla savaşman!" dedi Plagg.
"Doğru, tamam, Tikki benekler!" dedi Marinette.
Uğur Böceği dönüştü.
"Peki seninle ne yapacağım Plagg?" diye sordu Uğur Böceği.
"At kuyruğuna saklanacağım. Beni güvende tutacak ve seni engellemeyeceğim."
Akumalı paketten tam bir avuç tohum daha almak üzereyken, Uğur böceği yoyo'sunu eline fırlattı ve çekti.
"Ayh Yeşili seviyorum ama kimsenin yeşile dönüşmek istediğini sanmıyorum." dedi Uğur Böceği.
"Şöyle ki dönüşeceksin Uğur Böceği! Ben prenses Ivy ve ben herkesi bitkilere, bana uzun zamandır sadık olan varlıklara dönüştüreceğim." dedi akumalı.
"Kara kedi'nin burada olmasını dilerdim." diye düşündü Uğur Böceği ama onun gelmeyeceğini biliyordu. Akuma'ya saldırmaya ve akumayı Kara Kedi olmadan arındırmaya başladı.
O sırada Adrien akuma saldırısını gördü ve dönüşmek için güvenli alana koştu ama vardığında Plagg'i bulamadı.
"Plagg?" diye fısıldadı Adrien kwamisini bulmaya çalışarak.
"Plagg!" dedi tekrar Adrien. Etrafına bakındı ve Plagg'in görünürde olmadığını fark etti. Bu büyük bir sorundu.
Uğur böceği gücünü kullanma zamanının geldiğini düşündüğünde prenses Ivy ile sarmaşıkla savaşmaya devam etti.
"Şanslı tılsım!"diye bağırdı.
Şanslı tılsımı ona bir yüzük verdi.
"Bir yüzük? Bununla ne yapacağım?" diye homurdandı Uğur Böceği. Etrafına baktı ama bir şey göremedi.
"Bu Kara Kedi'nin yüzüğüne benziyor." dedi Plagg kızın saçından fısıldarken.
Kara Kedi.
Bu akumayı yenmede ona ihtiyacı vardı.
"Plagg Kara Kedi'yi nerede bulabilirim?" dedi Uğur Böceği yüzüğü parmağına takarken.
"Şey şu anda muhtemelen okulundaki erkekler tuvaletinde." dedi kwami.
Uğur Böceği düşünmek istemeyip koşarak okuluna gitmiş ve tüm öğrencilerden kaçınmayı başardı. Sonra erkekler tuvaletinin önüne gitti, derin bir nefes aldı, gözlerini kapattı ve tuvalete girdi.
"Kara Kedi?" diye sordu Uğur Böceği.
Adrien, Uğur Böceğini gördüğüne şaşırmıştı.
"Uğur Böceği? Burada ne yapıyorsun?"
"Ben..." Uğur Böceği duraksadı.
"Senin kwamin beni ziyarete geldi ve sonra akuma saldırısı oldu. Şanslı tılsımımı aldığımda senin mucizene benzer bir yüzük verdi yani seni bulmaya geldim."
"Doğru ee Plagg nerede?" diye sordu Adrien.
"İşte burada." dedi Plagg kızın saçından uçarken.
"Tamam, Plagg pençeler!"
Kara Kedi dönüştü.
"Şimdi gözlerini açabilirsin leydim." dedi.
Uğur Böceği gözlerini açtı ve partneriyle karşılaştı.
"Plan nedir böcüşüm?"
"Bitkileriyle büyük gurur duyuyor ve her birini ayrı ayrı seviyor gibi görünüyor. Onun dikkatini dağıtmak için bitkilerden birini yok etmene ihtiyacım var. Sonra onun tohum paketini alıp sana fırlatırım sen kediklizmle yok edersin, bu da akumayı serbest bırakır." dedi Uğur Böceği.
"Anladım." dedi oğlan.
Akumalıya doğru koştular, Uğur Böceği kızın arkasında saklandı ve Kara Kedi kızın önündeydi.
"Hey yeşillik! Bu senin bitkilerinden biri mi?" dedi Kara Kedi bitkilerden birini yerden çekip etrafında döndürdü.
"Oldukça iyi. İnsanların ağaca dönüşmesi ne kötü."
"Bitkilerim! Ne cüret!" diye çığlık attı kız.
Kız oğlana saldırmak üzereyken, Uğur Böceği kıza Yoyo'suna batırdı ve tohum paketini yakaladı.
"Üzgünüm ama bitkilerin modası geçti! Kara Kedi!" diye bağırdı Uğur Böceği paketi atarken.
"KEDİKİLİZM!" diye bağırdı oğlan.
Paketi yakaladı ve yok etti. Akuma uçtu.
“ Artık kötülük yapamayacaksın küçük akuma. Kötülükten vazgeç!”
Uğur Böceği akumayı yakaladı ve arındırdı.
“Güle güle küçük kelebek.”
Uğur Böceği yüzüğü havaya fırlattı.
“Mucize Uğur Böceği!” diye bağırdı ve her şey normale döndü.
“Çak… bakalım?” diye sordu Kara Kedi, Uğur Böceğinin üzgün şekilde uzaklaştığını gördüğünde.
“Hey sorun ne?” diye sordu oğlan.
“Sadece...ben üzgünüm.” dedi Uğur Böceği sonra yoyosunu fırlattı ve kayboldu.
Kara Kedi onun gittiği yere baktı, kafası karıştı ve incindi sonra da iç çekti evine gitmek için yola çıktı.
Marinette eve vardığında yatağına uzandı ve dizlerini göğsüne çekti.
“Neredeyse Kara Kedi’yi ifşa ediyordum ve kendi bencil dileklerim için herkesi ve Paris’i riske attım.” dedi Marinette.
“Sorun değil Marinette, sen Plagg’in ona dönmesini sağladın. ” dedi Tikki.
“Evet ama ya tekrar olursa? Bunun tekrar olması sağlayamam! Plagg’i tekrar göremem. ” dedi açıkça stresli şekilde.
“Marinette,” dedi kwami ama onu nasıl rahatlatacağını bilmiyordu.
O gece devriyedeyken Uğur Böceği, Kara Kedi’nin ortaya çıkmasını bekledi.
Uğur Böceği oğlana bakamıyordu bile, onunla yüzleşemiyordu.
“Hadi devriyeye başlayalım.” dedi kız ve yoyosunu salladı.
Kara Kedi öncesinden daha fazla kafası karışmıştı ve incinmişti. Neden onu görmezden geliyordu? Devriye bittiğinde Kara Kedi, kızla tekrar konuşmayı denedi ama o tek kelime edemeden kız sadece uçup gitti. İncinmişti, oğlan evine gitti ve dönüşümünden çıktı.
“Ne oldu?” diye sordu Plagg, Adrien’a.
“Bilmiyorum,beni tamamen görmezden geliyor ve nedenini bilmiyorum.”
“Ona biraz zaman tanı, öncesinde olanlar yüzünden kendini sorumlu hissediyor.” dedi Plagg.
“Şey, umarım yakında benimle konuşur.” dedi oğlan.
“Eminim konuşacak.” dedi Plagg.
“Umarım Plagg, umarım.”
----
Bir süredir votelar azaldı ve bu benim motivasyonumu düşürmeye başladı. Çevirmek istemiyorum arada ama burası kendimi bir haltı becerdiğimi hissettiren tek yer. Neyse bir sonraki bölümde görüşmek üzere.