KIZIL MAFYA ✔️

By LAZKIZI137

208K 9.2K 3.3K

Karanlıktaysan, gölgen bile seni yalnız bırakır. Ω Kimileri sadece geceleri yaşar, kimileri sadece geceleri... More

Kızıl Mafya Tanışma
☆1. Bölüm☆
☆2. Bölüm☆
☆3. Bölüm☆
☆4. Bölüm☆
☆5. Bölüm☆
☆6. Bölüm☆
☆7. Bölüm☆
☆8. Bölüm☆
☆9. Bölüm☆
☆10. Bölüm☆
☆11. Bölüm☆
☆12. Bölüm☆
☆13. Bölüm☆
☆14. Bölüm☆
☆15. Bölüm☆
☆16. Bölüm☆
☆17. Bölüm☆
☆18. Bölüm☆
☆19. Bölüm☆
☆20. Bölüm☆
☆21. Bölüm☆
☆22. Bölüm☆
☆23. Bölüm Sezon Finali☆
☆24. Bölüm Yeni Sezon☆
☆25. Bölüm☆
☆26. Bölüm☆
☆27. Bölüm☆
☆28. Bölüm☆
☆29. Bölüm☆
☆30. Bölüm☆
☆31. Bölüm☆
☆32. Bölüm☆
☆33. Bölüm☆
☆34. Bölüm☆
☆35. Bölüm FİNAL☆

☆Özel Bölüm☆

1.9K 92 56
By LAZKIZI137

100K özel bölümü geldiiii. Siz mükemmelsiniz yaa. Satır arası yorum yapmayı unutmayın. Umarım beğenirsiniz.

•••
•••

Gözlerimi ağzımın kuruluğu ile gecenin karanlığına açtım. Gözümü yorgunlukla uyuyan Barlas'a çevirdiğimde içim acıdı. Şu sıralar şirket onu çok yoruyordu.

Onu uyandırmamaya çalışarak yataktan -zor bela- kalktım. Kocaman göbeğim beni zorluyordu. Ahh kızım ahh, ileride sen bana çemkir sorarım ben sana.

Yavaş adımlarla bir elim belimde mutfağa indim. Suyumu içtikten sonra tam dönerken belime sarılan kollarla duraksadım. Burnuma gelen aşk kokusu ile bedenimdeki rahatlamaya kafamı omzuna yasladım.

-Bana niye söylemedin güzelim. Yoruyorsun kendini.

Gözlerim sulanınca kafamı eğdim. Beni yavaşça kendine çevirdi ve çenemden tutup kafamı kaldırdı.

-Niye doldu o güzel gözlerin.

Hormonlar!

-Şirkette çok yoruluyorsun, birde benimle uğraşıyorsun.

Derin bir nefes aldı ve kollarını belime dolayarak beni kendine çekti.

-Asla öyle düşünme. Şirkette ki işler hep yoğun. Ve sen beni yormuyorsun. Seninle ilgili olan herşeyden zevk alıyorum. Güneşimle ilgilenmek, seninle ilgilenmek: benim için dünyadaki en keyif verici iş. Asla tersini düşünüpte üzülme.

Kafamı kaldırıp aşık olduğum yüze bir kez daha baktım.

-İyi ki hayatımdasın.

-İyi ki hayatımsın.

Gel de düşme şimdi.

-Barlas.

-Doğa'm

-Hades'im

-Kızıl Kraliçem.

-Canım.

-Söyle Barlas'ın Canı.

-Şeyy bizim canımız şey çekti.

-Ney çekti güzellerimin canı.

-Şey Ejder Meyvesi.

-Hmm demek güzellerimin canı çekmiş. O zaman hayatım siz yatağımıza geçin ve ben bekleyin.

Usulca kafa sallayıp yanağına öpücük kondurdum ve yavaş adımlarla odaya çıkıp yatağa gidip yarı oturur vaziyete geçtim.

Ama bir dakika! Yazın ortasında nerden bulsun adam Ejder meyvesini.

Kapının açılmasıyla kafamı oraya çevirdim. Barlas elinde bir tabak ile yanıma geliyordu.

-Güzelerimin siparişi hazır.

-Barlas gece gece nerden buldun sen. Ayrıca yazın ortasında olmaz ki o.

Yanıma gelip oturdu ve tabağı bana uzattı.

-Tabi haberin yok, senin bu mükemmel kocan bütün meyvelerden alıp stokladı. Eğer güzellerimin canı birşey çekerse direk vereyim ki beklemesinler.

Yaaa gelde aşık olma.

-Ama Barlas yaaa. Beni düşürüyorsun kendine.

-Ben aşkından sarhoşum, ayağa kalkamıyorum onu ne yapacağız.

Uzun uzun baktım o güzel gözlerine.

-Seni seviyorum Hades'im.

-Sizi seviyorum Kraliçem.

•••
•••

Masaya son eksikleri de koyduğuma göre iki uykucuyu uyandırma vakti.

Bugün pazardı ve haliyle tatildi. Bende mis gibi bir kahvaltı hazırlamıştım.

Odaya girdiğimde gördüğüm görüntüye bir kez daha aşık oldum.

(Bebeği 2 yaşında gibi düşünün)

Ben şimdi sizi nasıl uyandırayım. Allahım sana şükürler olsun bu görüntüyü bana nasip ettiğin için.

Yavaşça yanlarına uzandım. Güneş geçen ay 2 yaşına girmişti. Ve şimdiden güzelliği ile babasını kıskandırmaya başlamıştı. Ufak tefek anlamsız kelimeler söylese de henüz anlamıyorduk. Konuşmasın da biraz geciklik ama doktor bebekten bebeğe farklılık olduğunu ve endişe etmememiz gerektiğini yavaş yavaş açılacağını söylüyordu. Abim ve Barlas ise yarış içindeydi dayı ve baba dedirtme konusunda.

Yavaşça parmağımı yanağında dolaştırdım. Gözleri yavaşça açıldı ve şapşal bir gülümseme gönderdi bana.

-Günaydın Güneşim. Hadi uyandır bakalım babayı.

Beni anlamış ve babasına dönmüştü ve bir elini babasının yanağına bir elini ise dudaklarının üstüne koydu.

Barlas'tan tepki ise gecikmedi. Dudaklarının üstündeki eli ardı ardına öpmeye başlayınca gıdıklanan Güneş ise gülerek geri çekildi.

Barlas Güneşi tutarken bana döndü.

-Güne güzelliklerle başladım, daha ne isteyeyim.

Uzandım alnımdan öptü, Güneşten gelen değişik sesler ile ona döndük. Hafif sinirli gibi duruyordu.

Barlas'ın kahkahası ile gülmeye başladı.

-Hatun sanırım kızımız kıskandı.

Gülerek aşağıya indik ve keyifli bir kahvaltı sonrası bahçeye çıktık. Güneş oyuncakları ile oynarken durdu ve bize baktı.

-Da-yi

Eyvah!

Barlas'a baktığımda şaşkınlıkla Güneş'e bakıyordu.

-D-doğa dayı mi dedi benim güzel kızım.

-Galiba dedi hayatım.

-Ulan Kıvanç!

Hızla içeri girdi ve araba anahtarını alarak evden çıktı. Arkasından Güneş'le şaşkınca baktık.

Güneşle döndüm ve kucağıma aldım.

-Baba delirdi. Gel bakalım bebeğim, babaya gidelim.

İçeri geçtim ve Güneş'in çantasını alarak arabaya bindik. Ve abimlere doğru gitmeye başladık.

Abimle Barlas yarış içinde demiştim size. Abim dayı derdirtmeye çalışırken Barlas'ta baba dedirtmeye çalışıyordu.

Eh Güneş'in ilk kelimesi Dayı olduğuna göre, abimi nasıl bilirdiniz. Helvası sade olsun.

Eve varınca arabadan inip Güneşi kucağıma aldım ve bahçeden gelen sesler ile oraya yöneldik.

Barlas abimi bahçede kovalıyordu ve söylenmesi de ihmal etmiyordu.

-Ulan it herif, kızımın ilk kelimesi dayı oldu lan.

Abim bir yandan Barlas'tan kaçarken diğer yandan dalga geçiyordu.

-Ee naparsın Güneş'im dayısını daha çok seviyor. Kıskan.

Bu şey değil mi ya?

Acılara yürüyor korkmuyorum.

Yemin ederim iki koca adam, çocuk gibi birbirlerini kovalıyordu. Daha doğrusu Barlas abimi kovalıyordu.

Annemle babam ise oturdukları yerden keyifle izliyorlardı.

Güneş ise keyifle ellerini çırptı.

-Ba-baa!

Güneş'in bu yüksek sesiyle, Barlas aniden durdu. Bize döndü.

-Ba-ba mı dedi benim Güneşim?

-Ba-ba

Eh sanırım babasının gönlünü almaya çalışıyor. Akıllı kız, aynı annesi.

-Babamm, gel bakayım babaya.

Barlas yanımıza gelip Güneş'i kucağına aldı ve boynundan uzun uzun öptü. Güneş ise kıkırdayarak babasının gıdıklayan sakallarından kaçmaya çalıştı.

-Ba-baa!

Biz bu görüntüyü gülerek izlerken uzaklardan bir ses yankılandı.

-Olsun yine de ilk dayı dedi.

-Ulan ben senin!

Ne de güzel anlaşıyorlar!

•••
•••

Gözlerimi, gözlerimi delen güneş ile araladım.

Kabul, tuhaf bir cümle oldu. Neyse.

Yataktan uyuşuk adımlarla kalktım ve banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Tekrar odaya girince Barlas'ın burada olmadığını gördüm. Dolaba geçip üstümü değiştim. Yavaş adımlarla odadan çıkıp aşağıya indim.

Burnuma enfes kokular gelince adımlarımı mutfağa yönelttim. Mutfağın kapısına gelince gördüğüm görüntü yüzümde bir tebessüm oluşturdu.

İşte bu görüntü bütün uyuşukluğumu aldı götürdü.

-Dediğim gibi. İleride "büyüyünce" bir karşı cins seni dansa kaldırmak isterse kabul edebilirsin. Seni kısıtlamam, benim kızım nerde ne yapması gerektiğini bilir. Ama eğer ki dans eserken belini tutan el aşağıya inerse ara beni si-seveyim onu. Olur mu bitanem.

Güneş ise babasının dediklerini anlamasa da kafa sallamıştı. Kaç yaşında çocuk neyden bahsediyor. Adama bak resmen geleceğin pazarlığın yapıyor.

-Nasıl seversin hayatım.

İkisi de bana döndü ve şirince sırıtmaya başladılar.

-Sizden çok sevmem. Hem günaydın hayatım acıktın mı?

Burnuma gelen enfes kokularla başımı salladım. Güneşi sandalyesine oturtup yanıma geldi. Ve elimden tutup masaya getirdi. Sandalyeyi çekip oturmam için yer açtı, ben oturunca da ileri sürüp kendi yerine geçti.

-Hadi bakalım hanımlar tadına bakın, parmaklarınızı yiyeceksiniz.

-Baba bugün lunapayka gidelim mi?

-Gidelim gün ışığım.

Aşkla baktım ona, oda bana dönüp aşık olduğum gülümsemesiyle göz kırptı ve kızımıza geri döndü.

Ben mi? Ben yine düşüşlerde.

•••
•••

-Anne, anne, anne.

Yemin ediyorum alarm gibi.

-Efendim güzelim?

-Yaa, anne güzelin miyim geyçekten?

Bana çekmiş işte, huyu suyu ben.

-Evet güzelimsin gerçekten.

-Anne?

Annelik sabır işi derlermiş.

-Efendim Güneşim?

-Benim bir kaydeşim olucak şimdi dimi?

Elveda yuhum.

Gözlerimi açıp yatakta doğruldum. Beni merakla izleyen kızıma gülümsedim.

-Evet Güneşim. Senin küçük bir kardeşin olucak.

-Şey anne?

-Efendim bebeğim?

- Onu benden daha mı çok seveceksiniz?

İstemsizce kaşlarımı çattım.

-Hayır bebeğim neden öyle düşündün.

-Bilmem, öyle aklıma geldi. Hani o doğunca küçücük olucak ben büyük olucam. Ona daha çok bakacaksınız.

-Bak bebeğim. Evet kardeşin doğunca senden daha küçük olucak. Onunla ilgilenmemiz gerekicek, çünkü henüz küçük olduğu için tek başına ihtiyacını karşılayamayacak biz ona yardımcı olucaz. Ve seni asla sevmemezlik yapmayacağız ikinizide eşit seviyoruz birtanem.

-Bende sizi çok seviyoyum annecim?

-Peki kardeşini sever misin? Sonuçta ablası olucaksın sen, koruyacaksın onu.

-Ben kaydeşimi çok sevicem böyle kocaman sevicem. Koyuyacam onu.

-Afferim benim güzel kızıma. Hadi bakalım görüşümüz acıktı onu doyuralım.

-Açım bennn.

-Güneş koşma kızım düşüceksin!

-Tamam!

Tamam demesine rağmen koşarak odadan çıkan Güneşimin arkasından gülerek baktım.

Büyümüşte küçülmüş bir adet zilli.

•••
•••

Yoruldum, gerçekten yoruldum. Ve bu trafik beni delirtiyor.

Ne mi oldu? Anlatayım.

Şirkette benim bakmam gereken dosyalar birikmişti. Bende evden sabahın bir köründe çıktım ki öğleden sonraya iş kalmasın, ama gel gör ki birikmiş bir sürü dosya bana koca bir "NAH"çekti.

Aytekin 1 yaşındaydı. Ve hala bensiz çok duramıyordu. Barlas bugün evdeydi ama eğer Aytekin huysuzluk yaparsa uğraşılması zor bir çocuk oluyordu, zorlanabilirdi. Gülfem abla vardı ama kadın hangi işe yetişecekti.

Ve bu zorluğa rağmen ne Barlas ne de Güneş hiç şikayetçi olmuyordu. Bu sa beni çok mutlu ediyordu.

Vee sonunda eve geldim.

Çok şükür, Allahım bismillah.

Arabadan inip anahtarları korumaya verdim. Hızlı adımlarla kapıya gidip anahtarlarımla kapıyı açtım. İçeriden mis gibi kokular geliyordu.

Mutfak kapısında elinde havlusuyla Gülfem abla karşıladı.

-Hoşgeldin kuzum.

-Hoşbuldum Gülfem Sultan da, evde alışılmışın dışında bir sessizlik var? Çocuklar nerde, dışarı falan mı çıktılar?

Benim ard arda sıraladığım sorularla Gülfem abla kahkaha attı.

-Sen bir yukarıya göz at kuzum. Bugün herkes için baya yorucu geçmiş anlaşılan. Bu arada yemekler 2 saate hazır olur, sen de git dinlen ben kaldırırım sizi.

Sizi?

-Tamamdır Gülfem sultan kolay gelsin.

Hızlı adımlarla yukarı çıkıp Güneş'in odasına girdim, burada değillerdi. Oradan çıkıp Aytekin'in odasına girince burada da olmadıklarını anladım. Tek seçenek kalıyordu, bizim oda.

Bizim odanın kapısını sessizce açınca karşılaştığım görsel ile gülümsedim.

(Temsili)

Hepsi bir köşeye dağılmıştı. Üstüme pijamalarımı geçirip yanlarındaki boşluğa uzandım. Ve Barlas'ın saçlarına elimi uzattım.

Hareketlenme hissi ile Barlas'a baktım, uykulu gözlerle bana bakıyordu.

-Doğa?

-Benim birtanem uyu hadi.

Barlas yorgunlukla gözlerini kapatırken saçlarındaki elimi avucunun içine hapsetti. Bende bendeki yorgunlukla gözlerimi kapattım.

Gözlerimi açtığımda yanımda değillerdi. Ve o mis yemek kokusu daha çok vuruyordu.

Odadan çıkıp aşağıya indim ve yemek kokusunu takip ederek mutfağa girdim.

(Temsili)
Aytekin yürümeye başlayınca yerinde duramaz olmuştu.

-Ne yapıyor benim birtanelerim.

Güneş hızla yanıma gelip bana sarıldı.

-Yemek yapıyoyuz anne.

-Hatta hazır bile sen geç sofraya hayatım

-Gülfem abla nerde?

-Dışarıda bir iki işi varmış.

Onu onaylayarak sofraya oturdum sonrasında mis gibi bir yemek keyfi.

•••
•••

AZRA

Ne oldu biliyor musunuz?

Hadi hadi tahmin edin!




















HAMİLEYİM!!

Akşama Doğu ve Mel (unutan için arkadaşları), Abim ve ablam ve eniştecim gelecekti. Gerçi ablam daha erken gelecekti çünkü ilk ona söyleyecektim.

Gelince beni çiğ çiğ yeme olasılığı var çünkü acil gelmen lazım diyerek telefonu yüzüne kapatmıştım.

Çalan kapı ile elim karnıma gitti.

-Henüz cinsiyetini bilmediğim miniğim umarım teyzem bizi çiğ çiğ yemez.

Kapıyı açtığımda kaşları çatık ama endişeli gözlerle bana bakan bir ablam vardı, ama ben seni yerim ki.

-Azra ne oldu? Hemen gel diyince, şirketten nasıl çıktı mı bilmiyorum. Anlat hemen ne oldu?

-Geç anlatacağım.

Oturma odasına geçip koltuklara oturduk.

-Azra kötü bir şey yok değil mi?

-Yok yok merak etme kötü bir şey yok. Ben şey diyecektim sana.

-Ay Azra de artık.

-Teyze olmaya hazır ol!

Bir gaza gelmişim üff. Ev inledi be o nasıl bağırma.

-Teyze mi? Kim hamile?

Şaka mısın abla? Devreleri yandı sanırım.

-Teyze olacaksan sence abla.

-Ayyy hamile misin!?

-Evet!

-Teyze oluyorum!

-Anne oluyorum!

Bizde böyle bir deliyiz işte.

Sıkıca sarıldık birbirimize. Ayrıldığımız da ellerim tuttu.

-Yamaç'a söyledin mi?

-Hayır söylemedim. Bu akşam Doğu ve Mel gelecek. Bir de abim ile eniştem gelir. Yarın da annemgile söyleyeceğim.

-Ayy nasıl söyleyeceksin.

-Ya hani bu kulaklık takıyorsun son ses müzik dinlerken karşıdakinin ne dediğini anlamaya çalışıyor ya. O sıra söylemeyi düşünüyorum.

-Harika bir fikir, eğlenceli olacak.

Akşam olmuştu ve herkes gelmiştim ufak tefek atıştırmalıklar hazırlamıştık. Minik güneşim ise saat geç olduğu için uyuyordu.

Şimdi de oyun oynuyorduk, ablam enişteme anlatmaya çalışıyordu.

-Ya bak hayatım çok kolay, A-res.

-A-ress

-Şükür! Tamam şimdi sıra Azra ve Yamaçta.

KADER ANI!

Yamaç kulaklığı taktığında diğerleri pürdikkat bizi izlemeye başladı. Diyeceğim şeyi ablam üstüne kimse bilmiyordu ve tepkilerini çok merak ediyordum.

-Başlıyorum.

Yamaç hazırım işareti yapınca derin bir nefes aldım.

-Ben!

-Sen!

-Hayır "Ben"!

-B-Ben

Hızlı kafa salladım ve elimle 2 sayısını göstererek diğer kelime geçtim.

-Ba-ba!

-Ata!

-Hayır Ba-ba!

-Dana!

Bunu demesiyle bizimkiler bir gülmeye başladı.

-Ba-ba!

-Da- Baba! Baba dimi?

Kafa salladım ve elimle 3 sayısını göstermek diğer kelimeye geçtim.

-Oluyorum!

Bunu söylememe beraber o kahkaha atan grup bir anda sessizleşti. Ya böyle sustururlar işte.

-Donuyorum.

Al işte donduracağım şimdi seni.

Kafamı iki yana salladım.

-O-lu-yo-rum.

-Oluyorum. Ben-baba-olu-

Önce bir duraksadı sonra kulaklığı çıkardı.

O sessizleşen gruptan bir haykırış.

-Ne?!

Ben ise pürdikkat Yamaç'ın tepkisini izliyordum. Gözleri dolmuştu tabii benim de ondan bir farkım yoktu.

-G-gerçekten mi?

Yavaşça kafa salladım. Hızlı ayağa kalkıp beni kucağına aldı ve dönmeye başladı. Biz bir yandan dönerken diğerleri ise Sevinç çığlığı atmaya başladı.

Ve sonra bir haykırış daha.

-2. Kez dayı oluyorumm!

Bir şey söyleyeyim mi biz mutlu olmayı kesinlikle hak ediyorduk.

•••
•••

Yamaç ile beraber, annem ve babamla bir kafede oturmuş sohbet ediyorduk.

Yamaç'a kaş göz işareti ile onu verdim.

-İzninizle hemen dönerim.

Biz sohbete devam ederken yamaç elinde mama sandalyesi ile geldi ve sakince masanın boş  kısmına koydu. Ve tekrar yerine oturdu. Annemle babam, Yamaç'a baktı sonra gözleri mama sandalyesine takıldı.

Babam meraklı bir şekilde yamaca dönüp,

-Bunu niye getirdin ki oğlum. dedi.

Bir şeyler anlamaya başlayan annem kocaman gözlerle hızla bana döndü.

-Yoksa?

-Anneanne oluyorsunuz valide hanım.

Bunu der demez annemin gözleri doldu ve sıkıca bana sarıldı. Babam ise donup kalmıştı.

-B-bir dakika. Ben 2. kez dede mi oluyorum.

-Evet hünkarım.

Bu aralar çok fazla Muhteşem Yüzyıl izlediğimi kabul etmeliyim. Ama ne yapayım çok sarıyor.

Ve sonrasında cafeyi inleten bir haykırış.

-DEDE OLUYORUM!

Bazen geçmişe dönüp baktığımda yaşadımız acıları görüyorum. Bazen keşke yaşamasaydık diyorum ama çoğunlukta iyi ki yaşamışız diyorum. Çünkü yaşadığımız acılar bizi biz yapan acılardır. O acıları yaşamasaydık belki ablam bizimle olamayacaktı ya da sevdiğim adamla el ele olamayacaktım.

Demem o ki her zorlu gecenin bir sabahı vardır ve biz sabaha ulaştık.

•••

Evvet.!! 100ya özel bölüm geldi! Uzun ama güzel bir yolculuktu. Sizleri çook seviyorum. 

Özel bölümümüz de bu kadar. Umarım beğenmişsinizdir.

En hoşunuza giden kısmı hangisiydi?

Oy ve yorumları bekliyorum. Ve yazmayı bırakmayacağım. Sadece biraz mola. Malum finallerim geldi ben bir ölüp geleceğim. 

Sonrasında ise yeni bir kitapla merhaba diyeceğim.

Şimdilik görüşmek üzere Kızıl Mafya ailesi... ❤️🖤

Continue Reading

You'll Also Like

301K 10.8K 30
Düşünsenize 18 yılınızın bir yalandan ibaret olduğunu... Alina da tam olarak bunu yaşadı işte. Sizce Alina gerçek ailesine alışabilecek mi? veya onl...
136K 6K 17
17 yıl bir yalanla büyüdüğünü öğrenen defne,gerçek ailesine alışabilicek miydi?
240K 9.6K 43
Çokda klasik olmayan bir abi kitabı, Şans vermenizi öneririm. Alya ve karışan hayatı. İlk bölümlere bakarak kitabımı yargılamayın. Kitap kapağı @alon...
164K 7.8K 85
Bu kitap, her zorluğa dayanan, yeri geldiğinde gülüp eğlenen.. yeri geldiğinde Abileriyle beraber ağlayabilen bir genç kızın hikayesi.. Abileri bu gü...