Sahibim

By AnormalEylul

10M 279K 29.6K

**Bazen birşeye sahip olduğumuzu sanırız. Ama yalnızca 'sanırız'** "Herşey yoluna girecek!" "..." "Herşeyi un... More

Dikkat!
S~10~
S~11~
S~12~
S~13~
S~14~
S~15~
S~16~
S~17~
S~18~
S~19~
S~20~
S~21~
S~22~
S~23~
S~24~
Hımm
S~25~
S~26~
S~27~
S~29~
S~30~
S~31~
Yazanın İsyani!!
S~32~
S~33~
S~34~
S~35~
S~36~
S~37~
S~38~
S~39~
Hatırlatma..
S~40~
S~41~
S~42~
S~43~
S~44~
S~45~
S~46~
S~47~
Geçmişin İki Yüzü
S~48~
S~49~
S~50~
Duyuru
S~51~
S~52~
S~53~
2. Kitap?
~Final~
Özel Bölüm & Teşekkür ?
Merhabalar...

S~28~

151K 5.8K 279
By AnormalEylul

-Demir Tunalı-

Batuhan Damlayı da alıp çıktığında annem hemen bana donup şaşkınlıkla yüzüme bakakaldı. Uzun ve yorucu bir konuşma bizi bekliyordu. Ona açıkça her şeyi anlatmam gerekiyordu. Sonuçta annem hala ben ve Sedefi birlikte sanıyordu. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Ne Sedefin gitmesinden, beni boynuzlaması ve Doğana yaptıklarından..


Bu yüzden eve ilk girdiğimizde Aras ve Damlayı birlikte sanmıştı. Gerçi bende ilk görsem böyle yan yana bende öyle sanırdım. Gerçekten gereksiz yakınlıkları vardı. Ya da ben abartıyordum. Ama o lanet elini Damlanın omuzlarına atınca..!!


Annemin ayrıca ikisini de beğeniyle süzdüğü gözümden kaçmamıştı. O zaman Damlayı kolundan tuttuğum gibi yanıma çekmeyi istemesem de kendime hakim olmuş sabırla beklemiştim.


Şimdiyse anneme olanları nereden anlatmaya başlayacağımı düşünüyordum. Sedefin gidişinden tutta Damlayla olan ve hamile kalması ve sonrası olanlar..


"Hamile mi?"


Annemden gelen soruyla dikkatimi ona verdim. Sanırım buradan başlayacaktım. Zor olacak, belki beni anlamayacaktı ama ben en azından azda olsa kendimi anlatmaya çalışacaktım.


"Evet, hamile" dedim. 


Göz ucuyla Efe ve Arasa baktığımda bana hiç yardımcı olamayacaklarını anlamıştım. Şayet yeni gelinler gibi köşede sessizce oturuyorlardı.


"Sedefle ne zaman ayrıldınız" diye sordu.


"Ayrılmadık" dediğim de anlamamış gibi bana bakıyordu. Ve haklıydı. Sedefle ayrilmadik ama Damla da hamile..gibi bir şey olmuştu.


Annenin daha fazla kafasının karışmaması için "Sedef gitmişti" dediğimde yüzünde gözle görülür bir rahatlama olmuştu.


"Ayrılmışsanız iyi. Şimdi ben babaannemi oluyorum" dedi sevgiyle. Birazdan sevgiyle bakan gözlerinin yerini ne alacağı bilinmezdi.


"Evet" dedim derin bir nefes verip.


"Bunu simdi soyluyorsunuz ya alacağınız olsun" dedi sitemle. "Hem evlenmiyor musunuz siz. Önceden bebek bile yapmışsınız size düğün fazla ama yinede düğün yapmak lazım" dedi azarlar tonda..


"Haftaya cumartesi nikah kıyılacak" dediğimde "Ya düğün?" diye sordu. Ben bir şey diyemeden annem kafasında kendince kurmuş "O da genç bir kız sonuçta elbette düğün ister. Ne öyle kusurlu gibi sadece nikah kıymak! Düğün şart. Ben konuşurum Damla kızımla. Başlarız hazırlıklara o da ister eminim" ahh be annem bir bilsen bu oğlun neler yaptı..


"Annem az sakin ol önce söyleyeceklerimi dinlenen lazım"

"Neler oluyor? Hem neden kızı dışarı çıkardınız? Onun yanında da diyebilirdiniz."

"Anne Damlayla durumlar bildiğin gibi değil"

"Neler oluyor"

"Anne Sedefin beni bırakıp gittiğinde buna neden olan adamın kardeşi Damla.."

"Sakın bana Sedef yüzünden.."

"Anne lütfen dinle önce.."

Anneme en bastan olan biteni anlatmaya başladım. Arasın Sedefe tutumundan Damlayi takibe, ailesine, hamile kalmasına kadar.. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlattım. Her anlayışında annenin gözündeki hayal kırıklığını görebiliyordum. Bunca yaptıklarımı en bastan dinleyince kendime olan sinirim biraz daha artmıştı. Anlatmayı bitirdiğinde annem hiddetlendi.

“Sen ne zaman böyle biri oldun! Hiç mi vicdanın yoktu senin! Bir günahsıza bunları yapmış birde karşıma geçmiş anlatıyorsun. Yazıklar olsun sana. Size! Benim yüreğim dinlerken el vermedi. Sen yaşarken hiç mi vicdanını sorgulamadın! Sana emzirdiğim süte yazıklar olsun. Böyle mi yetiştirdim ben sizi! Ben şimdi o kızın yüzüne nasıl bakacağım ha nasıl! Bu karşımdaki cani benim o düşünceli saygılı oğlum değil, olamaz.. Senin vicdanın körelmiş. Bir de evleneceğiz diyorsun, Nasıl bakacaksın ailesinin yüzüne!. O kıza bakarken utanmayacak mısın hiç. O kızı bu esarete mahkum mu yaşatacaksın?! Yazıklar olsun!” 

“Ailesi ya da başkası umurumda değil! Seviyorum. Her şey zamanla düzelecek!” 

“O seni sevebilecek mi sanıyorsun?!” 

“Zamanla sevecek, sevmek zorunda!” 


....


Kapının girişinde dolu gözlerle göz göze geldiğimde birken daha lanet ettim her şeye. 
Damlanın yanına gidip kolundan tuttuğum gibi yukarı çıkardım. Karşı koymuyor boş boş peşimden sürükleniyordu. 


Önceden kaldığım odaya gelip arkamızdan kapıyı kapatıp kilitledim.
Yüzüne baktığımda gözleri dolu doluydu fakat yinede ağlamıyordu. Gerçekten karışımdaki kız çok.. Çok güçlüydü..


Yanına gidip tam karşısında durdum. Ellerimi yüzüne doğru kaldırıp ona dokunamadan geri indirdim. Bakışları beni rahatsız ediyordu. Hiçbir duygu yokmuş gibi bomboş kakıyordu. Sanki beni görmüyormuş gibi.


“Bana böyle bakmayı kes!” diye bağırdım. Bakışları gerçekten beni rahatsız ediyordu. Nasıl ben yokmuşum gibi yapabiliyordu! Tamam suçluydum, suçluyu ama.. Ama böyle bakmamalıydı lanet olası!


Bakışlarıyla öldürmemeliydi beni. Gözlerinden nefret bile göremiyordum. Bu duyguyu bile bana çok görüyordu. Haklıydı evet ama.. bakmamalıydı işte!


“Bana bağır çağır ama şu lanet olası çeneni aç! Susmam!” diye bağırmamam rağmen karşımda hala hareketsizce durmaya devam ediyordu. O bana her böyle bakışında ben yok olmaya başlıyordum. Karşımda ki bu kadın beni yok sayarak öldürüyordu.


“Özür dilerim tamam mı? Her şey için?” dedim yüzüne bakarak. Gözlerimi gözlerinden ayırmıyordum. “Biliyorum özür dilememle hiçbir şey düzelmeyecek” dedim tüm bedenim pişmanlığımı yansıtırken. Ellerimi omzuna koyup yüzüyle karşı karşıya gelebilecek kadar eğildim sessizce “Ama elimden gelen bu” sonunda dudaklarını kıpırdanıp bir şeyler söyledi.

“Ama bir işe yaramıyor!"

“Yarayacak!”


“Özür diliyorsun!” dedi oda artık benim gibi bağırarak konuşmaya başlamıştı. Omzundaki ellerimi itekleyip bir iki adım geri giderek ellerini saçlarına geçirerek aynı bağırarak konuşmaya devam etti. “Ama değişen bir şey yok! Ne yaşadıklarımı değiştirebilirsin, ne de ailemin önünde yaptıklarını unutturabilirsin. “ gerçeklerimi yüzüme haykırırken bunları zaten biliyordum. “İki aydır ben nasıl nefes alıyorum biliyor musun?”  dediğinde ilk defa gözünden bir damla yaş aktı. Eminim bunu bile farkında değildi. Hala karşımda yıkılmamış dimdik duruyordu çünkü.. “Bilmiyorsun!” dedi daha da sesini yükselterek. “Çünkü umurunda bile değildi.” Kesik kesik birkaç nefes alırken yanı başıma gelerek önümde dikilip devam etti.


“Sen bir kadın için bana bunları yaptığında; ben her gece ‘neden bunları yaşıyorum’ diye düşünmekten kafayı yemek üzereydim. Hayatımda hiç kimseyi kıracak tek söz bile söylemedim ben. Okuluma bile sessizce gidip gelen biriydim. Üniversitede bile sadece derse girip çıkar hiçbir şeye karışmazdım. Söylesene beni o kadından daha düşük yapan neydi gözünde? Ya da o kadını böyle yüzce yapan? Tek suçum Doğan ağabeyimin kardeşi olmamdı değil mi senin gözünde? Onun kardeşiysem her şeyi hak ederdim değil mi?” onun her kelimesinde sesi buğulanırken bende sözlerinin altında ezilmeye devam ediyordum.


“Biliyorum yaptığım en başından beri yanlıştı! Ama olan oldu tamam mı! Zamanı geri alamam. Olanları da değiştiremem!” dediğimde gözlerini kızarak ciddi ciddi bir dakika boyunca gözlerini kısıp beni izledi. Daha sonra yüzünde alaylı bir gülümseme oluşmaya başladı. Alaylı ifadesi yavaş yavaş kaybolurken ‘Hahh’ diye güler gibi bir ses çıkararak “Pişman oldun. Ama ne için?” dediğinde bu bana soru sormak yerine daha çok kendi kendine sorar gibiydi. Yüzünde tekrar alaylı bir ifade oluşurken “Ona değmeyeceğini anladın değil mi?” diye sorduğunda cevap veremedim. Zaten buna da gerek yoktu yüzümden cevabını anlamış olacak ki başını olumluca sallayıp “Zaten Doğan ağabeyimin asla yanlış bir şey yapmayacağını biliyordum” dediğinde Arasın dedikleri bir an kulağıma çalındı ‘Doğan yalan söyleyecek birine benzemiyor. Saçmalama yanlış yapıyorsun..’ kendimi toparlayarak tekrar Damlaya baktım.


“Onca şeyi boşuna yaşadım” diye mırıldanıyordu. Bana bakıp “Madem farkındasın bırak o zaman beni yoluma gideyim” dediğinde kafamı olumsuzca salladım. Buna asla izin veremezdim..

“Bebeğimi taşırken mi? Unut bunu” dediğimde  elleriyle saçlarını çekiştirdi.

“Benim ne düşündüğümün hiç önemi yok değil mi?!” diye bağırdı.

Bende sesimi daha çok yükselterek “Senden vazgeçmem anladın mı beni?!” diye bağırdım.  Elimle karnını göstererek “Hele de bu saatten sonra senden uzak kalmaya hiç niyetim yok” sesimi biraz alçaltarak “Haftaya evleniyoruz” dediğimde gözlerini kapadığında bir damla daha düştü gözlerinden.


Kafasına sağa sola sallayıp “Ne istediğimin hiçbir önemi yok değil mi? Yine bildiğini yapmaya devam edeceksin. Haksız olduğunu bildiğin halde gitmeme bile izin vermeyecek bir bencilsin sen!”


“Eğer sana o seçeneği verirsem durmayacaksın biliyorum” dediğimde kırmızı gözlerle bana bakarak “Böyle gitmez sende bunun farkındasın. Hayatımızda her şey yolundan çıktı farkında değil misin? Bu çok yanlış” dediğinde sinirlenmiştim.


Oda da bir sağa bir sola giderek kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum ama bu pek mümkün olmamıştı. Sinirle ona döndüm.

"Herşey yoluna girecek!" dedim.

Hiçbir şey demiyor sadece bana bakıyordu. Biraz çabalasa her şeyi geride bırakabilirdik buna inanıyordum. Elbette çok büyük hatalar yapmıştım. Ama pişman olmuştum sonunda. Hatamın fa farkındaydım. Bu bile bir şey değil miydi? Ona bu yaşattıklarını unutturabilirdi.. Tabi eğer o da isterse..


Yanına gidip kollarını tuttum. Gözlerime bakmasını sağladım. Eğer gözlerime bakarsa  bunu ne kadar istediğimi görebilirdi. Gözlerine bakarak tane tane konuştum.

"Herşeyi unutturacağım sana. Bütün yaşadığın o kötü zamanları" dediğimde başını olumsuzca salladı. Kollarını tutan ellerim daha sıkılaştırdım. Yüzünde beliren acıyla kollarını serbest bırakırken sinirle ondan uzaklaştım.

 

"İnsanlar neleri unutuyor..” dediğimde hala kafasını olumsuzca sallamaya devam ederek başını yere eğdi. Hırsla komedinin üzerindekileri yere devirerek ona dönüp işaret parmağımı ona doğru sallayarak “Sende bu yaşadıklarını unutacaksın!" dediğimde başını kaldırdı.

Yine boş gözlerle bakmaya başlamıştı. "Unutmayacağımı ikimizde biliyoruz" dedi.

Hayır öyle değildi işte! Unutmayı hiç denemeden bilemedi ki bunu. İnsanlar neleri unutuyordu. "Unutmak zorundasın lanet olası! Unutacaksın!!!" dedim yüksek sesle “İnsanlar neleri unutarak yollarına devam ediyorlar. Sende unutacaksın. Alışacaksın. İnsanlar anne babalarının yokluğuna bile alışıyor” dedim. En azından denemeliydi!

Sessizce “Olmaz. Bunu görmek bu kadar zor mu? Böyle devam edemeyiz” dediğinde  onun yanına gidip ilk defa güven verircesine sarıldım. Bu ona ne kadar güven verirdi bilmiyorum ama ben bütün ilklerine kadar hissetmesini istiyordum

Bende onun gibi sessizce kulağına fısıldadım “Ederiz. Belki iyi başlamadık ama iyi bitirebiliriz. Yeniden.. her şeye baştan başlarız.. Sıfırdan..”

 

YAZIM YANLIŞLARI OLABİLİR GÖRMEZDEN GELİN :D UMARIM BEĞENİRSİNİZ. SINIR ÇOK ÇABUK AŞILDI. DAHA BİR GÜN BİLE GEÇMEMİŞTİ. DOĞRU SÖYLEYİN HANGİNİZ BAŞKALARINA ZORLA BEĞENDİRDİ :D SINIR 130 OLSUN (SÜTTEN AĞZIM YANDI) :D

Continue Reading

You'll Also Like

2.1M 73.5K 75
Yaşamını hapishanede tutsak olarak geçirmiş bir adamın ona aşık olması ne kadar büyük bir sorun olabilirdi? (...) Ner...
46.6K 1.7K 16
Mirzah Arslan 3 yıldır aşık olduğu kızı yanına almak isterse ne olur? Mirzah Arslan ❤️ Gizay Çetin Not: -Arkadaşlar bu kitap benim kendi yazdığım k...
83.2K 2.2K 42
Arkadaşı tarafından para için ihanete uğrayan bir kızzın adama mahküm edilmesi ön izleme : 3.bölüm Helin ben çok özür dilerim pişman oldum gerçektenn...
392K 25.1K 23
17 yıl önce bir kötülük yapıldı, bu kötülük herkesin ruhunda unutulmayacak yaralar bıraktı. Yara alanlar, asıl yaralıya yeni yaralar açmayı umursama...