MAFYA

By QueensCurse

236K 6.8K 894

Okula giderken arabayla birine çarpsanız ve o kişi mafya çıksa mafyanın size neler yapabileceğini hayal edebi... More

TANITIM
M•Bölüm 1•
Duyuru!
M•Bölüm 3•
M•Bölüm 4•
M•Bölüm 5•
Kapak ve Ad Değişti!
M•Bölüm 6•
Önemli!
M•Bölüm 7•
M•Bölüm 8•
M•Bölüm 9•
M•Bölüm 10•

M•Bölüm 2•

25.3K 909 116
By QueensCurse

Aman Allah'ım!! Ben ne yaptım?! Asıl ben burda ne yapıyorum?! Arabadan inip adamın yanına gittim. Durumuna şöyle bir göz attım. Kötü gözükmüyordu. Ama kolu kırılmış gibiydi. Ya da değildi. Ne bileyim ben! Ayıltmaya çalıştım. Yani tokat atmaya. Adam uyanmıyordu. Zaten biraz sonra ambulans sireni sesleri gelmeye basladı. Buraya gelip adamı sedyeye alıp ambulansa soktular. Bende hangi hastahane olduğunu öğrenip arabamla hastaneye yol aldım. Ellerim titriyordu.

************************

Hastahaneye geldiğimizde adamı ameliyata aldılar. Sonra polis adamın yakınlarını hastahaneye çağırdı. İşte şimdi bitmiştim okul hayatım bitmişti. Hapislerde çürüyecektim.

Yarım saat sonra adamın yakınları geldi. Arkalarından da takım elbiseli adamlar, galiba korumaydılar.Önemli bir aile olmalılar. Herneyse hepimiz beklemeye başladık..

••••

Ameliyathaneden doktor çıktı.Hepimiz ayağa kalktık .Doktor:

"Baran Barut'ın yakınları"

dediğinde Baran'ın yakınları ayağa kalktı. Demek adı Baran'mış. Soyadı bi yerden tanıdık geldi ama kesin önemli birşey değildir. Önemliyse zaten hatırlarım. Baran'ın babası sandığım adam:

"Buyrun ben babasıyım.Durumu nasıl?"dedi. Tahminlerim doğru çıktı. Baran'ın babasıymış. Doktor:

"Baran Bey bir trafik kazası geçirmiş. Kolunda birkaç çatlakla kurtulabilmiş. Zaten hayati tehlikesi yoktu. Şu anda durumu gayet iyi yanına girebilirsiniz. Ama hâla istirahat ediyor. Lütfen girecekseniz hastayı fazla yormayın." dediğinde derin bir oh çektim. En azından iyiydi. Bi dakika soyadı Barut du değilmi? Bu adam Barut Holding'in varisi olmasın? Kemal Barut' tek oğlu, eğer öyleyse bittim ben.Hapisi boyladım ama belki acır. Acır dimi acır ya vicdansız değildir. Beni düşüncelerimden ayıran şey Baran'ın babasının sözleri oldu

"Peki bu kazaya kim sebep oldu?" dedi aşırı sakinlikle. İşte ben şimdi bitmiştim. Doktor;

"Asu Asya adındaki bir üniversite öğrencisi" dediğinde ölüm fermanım imzalanmıştı. Baran'ın babası soyadımı duyunca garip bir şaşkınlık yaşadı. Ama kısa sürdü. Hemen kendini toparlayıp kaşlarını çattı.

"Bu kızı nerede bulabilirim ?" diye sakin bir sesle sorduğunda

"Ben burdayım" dedim.Baran'ın babası sakin bir şekilde kafasını bana çevirdiğinde;

"Olay Nasıl oldu? Anlat!" dediğinde yutkundum.Her şeyi kafamda toparladım.

"Ben arabamla okula gidiyordum. Çokta hızlı gitmiyordum. Oğlunuz sanırım beni görmeyip önüme atladı. Frene bastım , ama duramadım."dedim. Sonra aklıma bir şey gelince, devam ettim. " Sanırım elinde bir şey vardı. Ama çarptıktan sonra gözlerimi kapattığından tam olarak ne olduğundan emin değilim." dedim. Baran'ın babasının yüzü birkaç saniyeliğine endişeyle kasıldı. Boğazını temizledikten sonra ağzını açtığı sırada azarımı yemek için gözlerimi kapattım. Ama Baran'ın babası konuşmadı. Gözlerimi açtığımda oğlunun normal odaya sedye üzerinde götürülürken sedyenin peşinden gittiklerini anladım. Bende mecbur peşlerinden gittim. Giderken bir an arkama dönüp koşarak burdan kaçmak istemedim değil ama ben bir korkak değilim. Yani sanırım. Ailesi 114 numaralı odaya girdikten sonra, 'Girsem mi? Yoksa girmesem mi?' Diye düşündüm. Girmezsem benim korkak olduğumu düşünüp beni aşağılarlar. Ama girersem cesur bir kız olarak gözlerinde yer ederim. Ama ben buna neden takılıyorum ki? Benim hayatımda başkalarının ne düşündüğü hiç umrumda olmamıştır. Benim vicdanım içeri girip 'Geçmiş olsun!' demeyi istiyorsa, ben her zamanki gibi içimdeki sesi dinlerim. Ama ya girersem beni öldürmeye çalışırsalar. Galiba biraz abartıyorum. Derin bir nefes alıp kapıyı aralayıp içeriye adımımı attım. Korumalar dışarıda bekliyorlardı. İçeri girip oturacak boş bir yer aradım. Sonunda boş bir sandalye bulunca kafamı dikleştirip omuzlarımı düzelttim.

Bir 10 dakika sonra sıkılıp Baran'ın ailesini incelemeye başladım. Babası orta boylu, genç görünen, gür saçları kırlaşmış biriydi. Ama hala yakışıklışığını koruyordu. Mühendislik okuduğumdan Barut Holding'i tabiki biliyorum. Bir de Barut Holding'i bir ödev için araştırdığımdan biliyorum. Barut Holding'in başında Kemal Barut'un olduğunu ve tek oğlu ve ilk çocuğu olan Baran Barut'un Barut Holding'in varisi olduğunu ve tabiki de Baran Barut'un çok çapkın olduğunu da...

Bir de kardeşi var. Selen Barut herkes onun güzelliğine hayranmış.

Annesini unutmamak gerek gençliğinde Türkiye Güzeli seçilmiş. Yani ailecek muhteşemler. İncelemekten sıkılınca kafamı eğip ellerimle oynamaya başladım. Bir 30 dakika sonra yataktan mırıltılar gelmeye başladı. Sanırım uyanmaya başlıyordu. Hemen kafamı kaldırdım ve daha da dikleştim. Ailesi yanına gidip sorular sormaya başladılar. Baran beni görünce kaşlarını çattı ve;

"Bu kim?"dedi sert sesiyle.Annesine kalmadan ben cevap verdim;

"Ben Asu Asya. Sana arabasıyla çarpan kişiyim." dedim nerden geldiğini bilmediğim bir cesaretle. Annesi kulağına sakin ol gibisinden bir şeyler söylüyordu. Neden bu kadar büyütüyorsa artık. Yatağından kalkıp öldürmez ya. Ya da öldürür mü?! Yok canım! Yapamaz bir kere kanunlara aykırı! Hapse girer. Hem de müebbet! Annesi kulağına fısıldadıktan sonra kendini dizginlemeye çalıştı. Kendini dizginlemiş hali çatık kaşları ve kötü bakışları ise bu adam sinirlenmesin! Sinirlenmiş halini düşünemiyorum. En iyisi gitmek. Ayağa kalkıp;

"Uyandığınıza göre ben gidebilir miyim ?" dedim. Baran kafasını salladığında bedenimi kapıya çevirdim. Ama en azından bir özür dilemem gerektiğini düşünüp bedenimi tekrar Baran'a çevirdim ve "Size çarptığım için üzgünüm beyefendi. Ama dikkatsizce arabanın önüne atladınız. Emin olun durmaya çalıştım." dedim. Sanırım bu gün cesaretim fazla kabarmış.

Baran ağzını açacağı sırada kapı açıldı. Ve içeriye bir polis memuru girdi.

"Birkaç soru soracağım. Tabi iyiyseniz."dedi ve Baran'a baktı. Baran;

"Gayet iyiyim sorabilirsiniz. "dedi yine sert sesiyle.

"Kaza anını anlatır mısınız?" dedi ikimize bakarak. İlk olarak Baran konuşmaya başladı.

"Ben karşıdan karşıya galiba biraz hızlı geçiyordum. Acelem vardı ve ışığa bakmadım. Ben daha ne olduğunu anlamadan bilincim kapanmıştı." dedi. Polis sen dercesine bana bakıp kaşlarını ve başını indirip kaldırdığında;

"Ben okula gidiyordum. Birden karşıma çıktı. Bende panikle frene bastım. Ama yinede beyefendiye çarptım. Sonra hemen arabadan inip beyefendinin durumuna bakıp ambulansı arayıp haber verdim. Yerde yatan adamı kendi yöntemlerim ile ayıltmaya çalıştım. Ancak ayılmadı. Biraz sonrada ambulans gelmişti zaten. Ve buradayız."dedim. Polis;

"Hmm. Baran Bey şikayetçi misiniz?"dedi. Kafamı Baran'a çevirdim. İfadesiz bir yüzle Baran'a bakıyordum. Tabi bunu nasıl yaptığımı bilmiyorum. Normalde her şeye gülen ben bu adamın yanında kendimi güçlü hissediyordum. Gerçekten de çok garip.

"Hayır.Değilim" dediğinde dudaklarımda minik bir tebessüm belirdi. Ama hemen sildim ve yüzümü eski ifadesizliğine çevirdim. Polise bakıp

"Sorgu bittiyse evime gidebilir miyim?" dedim. Polis gülümseyerek "Evet gidebilirsin." dediğinde bende ona gülümsedim ve kapıyı açıp çıktım. Hastahane kapısına ilerlerken birine çarptım. Bir erkekti ve oldukça yakışıklıydı. İstemeden de olsa Baran ve bu çocuğu karşılaştırdım. Sanırım Baran daha yakışıklıydı. Karşılaştırdığım için kendime kızarak tekrar yüzüne baktım. Vay canına! Çok tatlıydı. Mavi ile gri arası gözleri vardı. Abartılı olmayan kasları -Evet kaslarına baktım olamaz mı? o takım elbise varken bakmamak mümkün mü?- Minik bir tebessüm edip elimi uzattım. O tebessümüme karşılık kocaman gülümsedi. Tebessümüm gülümsemeye dönüştü. Uzattığım elimi alıp öptü ve "Merhaba ben Eren. Siz?" dedi dudağında gülümsemeyle.

"Bende Asu. Tanıştığıma memnun oldum." dedim gülümseyerek. Ne çok gülümseme var buralarda.

Eren "Bende memnun oldum güzel bayan." dedikten hemen sonra telefonum titremeye başladı. Telefonu çıkardım ve kimin aradığına baktım. Annem! Hadi canım tam zamanında! Özür dileyip uzaklaştım. Telefonu açtım ve bağıran bir anneyle karşı karşıya geldim. Resmen kulaklarım sağır olmuştu. "Sen nerdesin Asu?! Sen beni meraktan öldürmeye mi çalışıyorsun?! Kaç kere aradım haberin var mı?! Neden telefonlarıma cevap vermiyorsun?!" dedi bağırarak. " Tamam Anne. Sakin ol. Telefonum sessizdeydi. Önemli bir konu vardı. Stresten hissetmemişim. Önemli konuyu eve gelince anlatacağım. Tamam mı?" dedim. Annem bu sefer sakin bir şekilde "Tamam. Şu anda işyerindeyim. Eve gidince konum atmayı unutma. Ya da dur konum atma. Beni görüntülü ara. Tamam mı?"

"Tamam anne." deyip kapattım. Eren'in yanına giderek "Üzgünüm eve gitmem gerek. Annem endişelenmiş." dedim. Eren de "Önemli değil. Görüşmek üzere." dediğinde kapıya döndüm. Sonra tekrar Eren'e dönüp, el sallayarak " Görüşürüz. " dedim. Hemen kapıdan dışarı çıkıp otoparka ilerledim. Arabamın yanına ilerledim. Kapıyı açtım ve bindim. Otoparktan çıkıp evime doğru sürmeye başladım. Yolda sıkılıp 'Ariana Grande-One Last Time' açtım. Bu sefer söylemeyecektim. Mazallah yine birine çarparım. Hastahane yakın olduğundan çabucak eve vardım. Arabadan çıktım. Ve kilitledim. Kapının önüne gidip anahtarlığımı çıkardım. Kapıyı açtım ve içeri girdim. Saate baktım öğlen 12.00. Demekki hastahanede zaman beklediğimden hızlı geçmiş. Şimdi aklıma geldi de şimdi ne yapacağım?Sıkıntıdan ölmesem iyi. En iyisi film izlemek deyip odama çıkmaya başladım. Aklıma annem gelince hemen görüntülü aradım. Hemen cevap verdi. "Anne eve geldim. " dedim

"Çabuk geldin aferin. Kızım, benim bugün yurtdışına çıkmam gerekiyor. Büyük bir iş için bir toplantıya gitmem gerekiyor. Ama o önemli konuyu eve gelince konuşacağız ona göre" dedi ve işaret parmağını salladı.

"Tamam anne anlatırım. Ne zaman gelirsin?"

"İki gün sonra geleceğim. Hergün mesaj atıcaksın. İyiyim diye. Anlaşıldı mı?"

"Anlaşıldı!" dedim ve asker selamı verdim.

" Görüşürüz kızım. "

"Görüşürüz anne. " dedim ve kapattım. Vay canına! Ciddi ciddi ev bana kaldı. Hemen odama çıktım. Akşama kadar Alacakaranlık serisini bitirdim. Saatin kaç olduğuna bakmadan kendimi yatağa attım...

Continue Reading

You'll Also Like

65K 3.6K 28
TAHASSÜR Cihan ve Kamerin hikayesi... Yıllar önce birbirine verilmiş sözler... Yıllarca birbiriyle kavuşmayı bekleyen iki insan. Yıllar sonra tekrard...
3.3M 119K 65
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum. İkiz erkek kardeşim yerine ben hayatta kalmıştım, ben yaşamıştım...
582K 24.5K 44
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...
1.3M 60.3K 62
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...