M•Bölüm 6•

17.5K 616 126
                                    

Multimedya: Asu ve kıyafetleri

İyi okumalar :)

••••••

Sabah günün ilk ışıklarıyla falan uyanmadım. Üzerimdeki ağırlık sayesinde uyandım. Bilin bakalım üzerimde kim var? BARAN!

Sağ kolunun alt iç kısmını ensemin altına koymuş, başı göğsümde ve en önemlisi de; SOL ELİNİN İŞARET PARMAĞI SÜTYENİMİN KOPÇASINA KANCA GİBİ TAKILI bir şekilde üzerimde bütün yüküyle uzanıyor!

Bunu hisseder hissetmez bir çığlık koparıp Baran'ı üzerimden var gücümle ittim. Baran da çığlığımı duyar duymaz panik yapıp kalktı ve yatağın yanındaki komidinin çekmecesini açtı. Hızlı hareketlerle elini çekmeceye attı ve silahı çıkardı. Etrafı koloçan etti. Gözlerimi devirdim.

"Ne yapıyorsun?"

Suratıma kayıtsızca baktı.

"Asıl sen ne yapıyorsun? Neden boşu boşuna çığlık atıyorsun?"

Silahı çekmeceye yerleştirdi. Sakin sakin baktı. Bu sakinlik biraz ürpertici. Sanki bana bakışlarıyla 'Neden beni uyandırdın?! Önemli bir şey değilse gebertirim!' diyor. Nasıl diyorsa artık.

Kaşlarımı çattım. "Elinin nerede olduğu hakkında bir fikrin var mı?!"

Tabiki bağırmadım. Bağırırsam içeri Eren girebilir. Aslında girecek olsa çığlığımı duyduğunda gelirdi. Ama günahını almayayım. Belki de duymamıştır. Ben ne saçmalıyorum böyle? Ahh herneyse!

Hınzırca sırıttı. "Neredeymiş? Yoksa?" dedi imayla. İmayı anladığım an gözlerimi pörtlettim. Yataktan fırladım ve elimle ağzını kapattım. "Sakın devam etme!"

Elimi ısırdı. Bende inleyerek elimi çektim. Dişlerimin arasından konuştum "Ne yapıyorsun be?" Elimi kaldırdım ve tırnaklarımı omzuna geçirdim. Elim orda olduğundan kan aktığını anlamıştım. Yüzüne baktım. Dişlerini sıkıyordu ve gözleri simsiyahtı. Canı acımış olabilir. Dişlerini sıkması ve gözlerinin siyahlığı da sinirini gösterebilir. Ama o haketti. O düşündüğüm bütün şeylerin yanlış olduğunu kanıtlarmışçasına iki eliyle, iki kolumun bileklerinden tuttu ve beni yatağa fırlattı. Ardından zaman kaybetmeden ayağı iki yanımda olacak şekilde üzerime çıktı. Doğruldu ve elleriyle tişörtünün eteklerinden tuttuğu anda çıkardı. Gözlerimi pörtlettim. Ağzımdan "Ne yapıyorsun?" diye bir fısıltı çıktı. Ben bile duymadım onun duyması mümkün değil zaten. Ellerimi bileklerimden tekrar tuttu. Bileklerimi kurtarmaya çalıştım. O kadar sıkı tutuyordu ki benim gücüm bile yetmiyordu. Bacaklarımı bacaklarıyla birbirlerine yapıştırmıştı. Buradan kurtulmam imkansızdı. Yapabileceğim herşeyi aklımdan geçirdim.

Kafam! Bir tek kafam serbestti. Sadece bana yaklaşmasını bekleyecektim. Çok beklememe de gerek kalmadı. Hızlıca dudaklarıma ilerledi. Hızı benim kafamı güçlendirecekti. Kafamı geriye doğru yatırdım ve tüm gücümle kafa attım "Ah!" diyerek üzerimden kalktı. 'Kırt' diye bir ses geldiğine göre kırıldı. Kırıldığına göre de sert vurdum. Kendimle gurur duyuyorum.

Çekmeceleri karıştırdı. Peçete arıyordu. Bende o sırada yataktan kalktım. Kapıyı açtım. Şansıma kapının önünde kimse yoktu. Salona koştum. Hızlı olmalıydım. Çekmeceleri aradım. Sonunda birinde tabanca buldum. Şarjörüne çıkardım ve baktım. Dolu! Tekrar taktım. Başka bir çekmecede bulduğum susturucuyu da taktım. Tabancanın yanındaki diğer dolu şarjörü aldım ve şortumun cebine tıkıştırdım. Tabancayı hazırladım ve sürgülü kapıya ilerledim. Bana ateş açamayacaklarına göre rahatça kaçarım buradan. Ya açarlarsa? Yine de kurtulurum ben.

MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin