M•Bölüm 2•

25.3K 909 116
                                    

Aman Allah'ım!! Ben ne yaptım?! Asıl ben burda ne yapıyorum?! Arabadan inip adamın yanına gittim. Durumuna şöyle bir göz attım. Kötü gözükmüyordu. Ama kolu kırılmış gibiydi. Ya da değildi. Ne bileyim ben! Ayıltmaya çalıştım. Yani tokat atmaya. Adam uyanmıyordu. Zaten biraz sonra ambulans sireni sesleri gelmeye basladı. Buraya gelip adamı sedyeye alıp ambulansa soktular. Bende hangi hastahane olduğunu öğrenip arabamla hastaneye yol aldım. Ellerim titriyordu.

************************

Hastahaneye geldiğimizde adamı ameliyata aldılar. Sonra polis adamın yakınlarını hastahaneye çağırdı. İşte şimdi bitmiştim okul hayatım bitmişti. Hapislerde çürüyecektim.

Yarım saat sonra adamın yakınları geldi. Arkalarından da takım elbiseli adamlar, galiba korumaydılar.Önemli bir aile olmalılar. Herneyse hepimiz beklemeye başladık..

••••

Ameliyathaneden doktor çıktı.Hepimiz ayağa kalktık .Doktor:

"Baran Barut'ın yakınları"

dediğinde Baran'ın yakınları ayağa kalktı. Demek adı Baran'mış. Soyadı bi yerden tanıdık geldi ama kesin önemli birşey değildir. Önemliyse zaten hatırlarım. Baran'ın babası sandığım adam:

"Buyrun ben babasıyım.Durumu nasıl?"dedi. Tahminlerim doğru çıktı. Baran'ın babasıymış. Doktor:

"Baran Bey bir trafik kazası geçirmiş. Kolunda birkaç çatlakla kurtulabilmiş. Zaten hayati tehlikesi yoktu. Şu anda durumu gayet iyi yanına girebilirsiniz. Ama hâla istirahat ediyor. Lütfen girecekseniz hastayı fazla yormayın." dediğinde derin bir oh çektim. En azından iyiydi. Bi dakika soyadı Barut du değilmi? Bu adam Barut Holding'in varisi olmasın? Kemal Barut' tek oğlu, eğer öyleyse bittim ben.Hapisi boyladım ama belki acır. Acır dimi acır ya vicdansız değildir. Beni düşüncelerimden ayıran şey Baran'ın babasının sözleri oldu

"Peki bu kazaya kim sebep oldu?" dedi aşırı sakinlikle. İşte ben şimdi bitmiştim. Doktor;

"Asu Asya adındaki bir üniversite öğrencisi" dediğinde ölüm fermanım imzalanmıştı. Baran'ın babası soyadımı duyunca garip bir şaşkınlık yaşadı. Ama kısa sürdü. Hemen kendini toparlayıp kaşlarını çattı.

"Bu kızı nerede bulabilirim ?" diye sakin bir sesle sorduğunda

"Ben burdayım" dedim.Baran'ın babası sakin bir şekilde kafasını bana çevirdiğinde;

"Olay Nasıl oldu? Anlat!" dediğinde yutkundum.Her şeyi kafamda toparladım.

"Ben arabamla okula gidiyordum. Çokta hızlı gitmiyordum. Oğlunuz sanırım beni görmeyip önüme atladı. Frene bastım , ama duramadım."dedim. Sonra aklıma bir şey gelince, devam ettim. " Sanırım elinde bir şey vardı. Ama çarptıktan sonra gözlerimi kapattığından tam olarak ne olduğundan emin değilim." dedim. Baran'ın babasının yüzü birkaç saniyeliğine endişeyle kasıldı. Boğazını temizledikten sonra ağzını açtığı sırada azarımı yemek için gözlerimi kapattım. Ama Baran'ın babası konuşmadı. Gözlerimi açtığımda oğlunun normal odaya sedye üzerinde götürülürken sedyenin peşinden gittiklerini anladım. Bende mecbur peşlerinden gittim. Giderken bir an arkama dönüp koşarak burdan kaçmak istemedim değil ama ben bir korkak değilim. Yani sanırım. Ailesi 114 numaralı odaya girdikten sonra, 'Girsem mi? Yoksa girmesem mi?' Diye düşündüm. Girmezsem benim korkak olduğumu düşünüp beni aşağılarlar. Ama girersem cesur bir kız olarak gözlerinde yer ederim. Ama ben buna neden takılıyorum ki? Benim hayatımda başkalarının ne düşündüğü hiç umrumda olmamıştır. Benim vicdanım içeri girip 'Geçmiş olsun!' demeyi istiyorsa, ben her zamanki gibi içimdeki sesi dinlerim. Ama ya girersem beni öldürmeye çalışırsalar. Galiba biraz abartıyorum. Derin bir nefes alıp kapıyı aralayıp içeriye adımımı attım. Korumalar dışarıda bekliyorlardı. İçeri girip oturacak boş bir yer aradım. Sonunda boş bir sandalye bulunca kafamı dikleştirip omuzlarımı düzelttim.

MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin