MİHMAN

By niisademirci

513K 34.3K 3.5K

Mihman: Misafir, konuk. ✩✩✩✩✩ Étoile Conception dünyaca ünlü bir tasarım şirketiydi ve ben de bu şirketin İns... More

✩1
✩2
✩3
✩4
✩5
✩6
✩7
✩8
✩9
✩10
✩11
✩12
✩13
✩14
✩15
✩16
✩17
✩18
✩19
✩20
✩21
✩22
✩23
✩24
✩25
✩26
✩27
✩28
✩29
✩30
✩31
✩32
✩33
✩34
✩35
✩36
✩37
✩38
✩39
✩40
✩41
✩42
✩43
✩44
✩45
✩46
✩47
✩48
✩49
TEVÂFUK
✩50
✩52
✩53
✩54
✩55
✩56
✩57
✩58
✩59
✩60
✩61
✩62
✩63
✩64
✩65
✩66
✩67
✩68
✩69
✩FİNAL
DUYURU

✩51

4.3K 426 34
By niisademirci

"Hoş geldiniz." diyerek sevinçle kapıyı açan anneme sarıldım. "Hoş geldin Teoman." dedi annem, ben ondan ayrılınca.

"Hoş bulduk Sevda Hanım."

"Asaf içeride. Siz geçin, ben çantaları kapıya getireyim."

"Ben getiririm çantaları, siz bırakın lütfen." dedi Teoman.

"Yok canım, elime mi yapışır?"

"Israr ediyorum." diyen Teoman'a gülerek, bana sorarcasına bakan anneme gözlerimi kırpıştırdım.

"E tamam o zaman. Giderken taşırız, içeri geçelim."

Hep birlikte salona girdiğimizde televizyonun karşısında oturan babamın yanına gidip yanağına kocaman bir öpücük bıraktım.

"Nasılsın babacığım?" dedim, babam beni kolunun altına alırken.

"İyiyim kızım." deyip Teoman'a baktı babam. "Hoş geldin Teoman."

"Hoş bulduk efendim." deyip çaprazımızdaki koltuğa oturdu Teoman.

"İşten çıktınız siz, açsınızdır. Ben size yemek koyayım." Annem bizden bir cevap beklemeden mutfağa giderken ben de babamın kolunun altından çıkmıştım.

"İşler nasıl Teoman?"

Babamın sorusuyla birlikte Teoman'la aralarında bir sohbet başladı. Ben de onları sohbetleriyle baş başa bırakıp annemin yanına gittim.

"Yardım edeyim mi anne?" 

"Sen bahçeye masayı kur kızım." diyen annemle birlikte dolaptan tabakları çıkardım. "Baban bugün televizyonda 'Yaman'ın bebeğinin olacağı' haberini gördü."

"Ne dedi? Bir tepki verdi mi?"

"Şaşırdı, haliyle. Sonuçta daha neredeyse 1 sene oldu siz ayrılalı."

Büyük bir iç geçirdim.

"Başka bir şey mi oldu?" diye sordu annem.

Bahçeye götürülecek şeyleri hazırlarken bir yandan da sessizce, dün Ada'yla yaşadığımız hastane maceramızı anlattım.

"Yok artık. Hep de seni mi bulur kızım ya?" diyen anneme güldüm.

"Özgür'ün de dediği gibi, dert mıknatısıyım galiba."

Her şey hazır olduğunda babamların yanına döndük.

"Hadi, masaya geçelim." dedi annem. Babamı da alıp bahçeye çıktığında biz de peşlerinden gitmeden önce Teoman'la birbirimize baktık.

"Galiba iyi anlaşıyoruz." dedi Teoman gülerek. "Babanla."

"Bence de." dedim elini tutarken. "Babam seni sevmeseydi böyle sohbet etmezdi."

"Güzel." derken gömleğinin yakasını düzelttiğinde haline güldüm.

"Hemen de havalandın." deyip elinden çekiştirerek bahçeye çıktım.

İkimizi gülerek bahçeye çıkarken gören annemle babam birbirlerine bakıp gülümsediler.

İşte şimdi azıcık utanmıştım.

———

Apartmanın önünde durduğumuzda ben bagajdan babamın sandalyesini getirdim, Teoman da babama arabadan inmesinde yardımcı oldu.

Annem babamla birlikte apartmana girerken annemlerin eşyalarının olduğu çantayı aldım ve Teoman'a döndüm.

"Yukarı gelmek ister misin?"

"Yok, gelmeyeyim. Annemin yanına uğrayacağım."

"Tamam o zaman."

"Şu kahvaltı işini..." deyip sustuğunda güldüm.

"Tamam, yapalım." dedim. "Olan olsun artık."

"Meleğim gerilme bu kadar." deyip yanağımdan öptü Teoman. "Ben şimdi annemle konuşayım. Yarın sabah kahvaltı, olur mu?"

Dudaklarımı büzüp başka bir tarafa baktım.

"İpek?" dedi Teoman gülerek. Ben de çaresizce ona baktım.

"Tamam, olur." diye mırıldandım.

"Tamamdır. Yarın sabah alırım seni." dediğinde başımı sallayıp yanağından öptüm.

"Tamam. Görüşürüz."

Eve çıktığımda annem ve babam abimle konuşuyordu.

"Alıştın yani çalışmaya?" dedi annem kaşlarını kaldırıp.

"Evet, çok zor değilmiş." diyen abime güldüm.

"Allah sonumuzu hayır etsin Sevda'm. Bugünleri de görecektik demek ki." dedi babam başını ağır ağır sallarken.

"Siz de sanki dünyanın en önemli şeyini ben yapıyormuşum gibi tepkiler veriyorsunuz." diye homurdandı abim.

"Dünya için değil belki ama bizim için çok büyük bir olay bu." dedim keyifli bir şekilde.

"Hoşunuza gidiyor sizin, benim böyle arı gibi çalışmam."

"Arı mı?" dedim hayretle. "Daha neler?"

Abimin dediğine gülerken telefonum çalınca çantamdan telefonumu çıkardım. Filiz Hanım arıyordu.

"Ben balkona çıkıyorum."

"Kim arıyor?" diye sordu annem.

"Filiz Hanım."

"Teoman'ın annesi mi?" diye sorduğunda duraksadım.

"Konuşuruz sonra." deyip balkona çıktım. "Efendim Filiz Hanım."

"Nasılsın İpekçiğim?" derken Filiz Hanım'ın sesi pek de iyi gelmiyordu.

"İyiyim. Siz nasılsınız?"

"Eh işte."

"Bir sorun mu var?" dedim kaşlarımı çatıp.

"Aslında... seninle konuşmak istediğim bazı şeyler var."

"Ne hakkında? Önemli bir şey sanırım."

"Evet, önemli. Yüz yüze konuşursak daha iyi olur."

"Şimdi mi?"

"Eğer müsaitsen..."

"Evet, müsaitim."

"Tamam. Ben evdeyim, kimse yok. Buraya gel istersen."

"Geleyim." dedim kuşkulu bir şekilde. "Filiz Hanım, kötü bir şey mi var?"

"Sayılır İpekçiğim."

"Anladım. Ben hemen geliyorum."

İçeri gireceğim sırada Özgür balkonuna çıktı.

"Hayırdır, bir telaşlısın?"

"Filiz Hanım aradı. Önemli bir şey konuşmak istiyormuş."

"Ne olmuş ki?" dediğinde omuz silktim.

"Bilmiyorum."

"Özgür." diye seslenen Perihan Teyze'yi duyunca beni görmemesi olabildiğince geri çekildim. "İyi akşamlar oğlum."

Özgür bana destek isteyen bir bakış gönderip yukarı baktı.

"İyi akşamlar Perihan Teyze."

"Sen İpek'le mi konuşuyordun?"

Özgür bana bakınca kafamı iki yana salladım ve gittiğimi işaret eden şeyler yaptım. Sonra da el sallayıp balkondan çıktım.

Odama girip üzerimi değiştirdikten sonra salona döndüm.

"Benim işim var, çıkıyorum. Çok geç kalacağımı zannetmiyorum ama siz yine de beklemeyin."

"Nereye gidiyorsun kızım?" dedi annem.

"Filiz Hanımlara gidiyorum. Konuşuruz gelince." deyip babamı yanağından öptüm. "Görüşürüz."

Evden çıkıp arabama bindiğimde 'acaba Teoman'a haber versem mi' diye düşünüyordum. Ama daha konunun ne olduğunu bilmeden söylemekte de tereddütlüydüm.

Yaklaşık yarım saat sonra Dinçer Beylerin evine vardığımda kapıdaki görevli demir kapıyı açtı. Arabayı içeri sokup evin önüne bıraktım.

Arabadan indiğimde hizmetli çoktan kapıyı açmıştı.

"Hoş geldiniz. Filiz Hanım salondalar."

"Teşekkürler." dedim gülümseyerek.

Salona geçtiğimde Filiz Hanım ayağa kalktı.

"Hoş geldin İpekçiğim."

"Hoş bulduk." dedim Filiz Hanım'a sarılırken.

"Gel, oturalım şöyle."

Koltuklardan birine oturduğumda Filiz Hanım da sol çaprazımdaki tek kişilik koltuğa oturdu.

"Bir şey içer misin canım?"

"Kahve alırım." derken yavaş yavaş geriliyordum.

Kapıda duran hizmetliden iki kahve istedikten sonra bana döndü Filiz Hanım.

"Böyle apar topar çağırdım seni, kusura bakma ama zaten bugün öğrendikten sonra aramak için sürekli fırsat kolladım."

"Biraz gerildim açıkçası. Neyi öğrendiniz tam olarak?"

Acaba Yaman mevzusunu mu öğrenmişti? Kim söylemiş olabilirdi ki?

"Anlatacağım ama ben de oldukça gerginim. Kahvelerimiz gelsin, ondan sonra konuşuruz."

"Peki." dedim başımı sallayarak.

"Dinçer de Kaya'yla birlikte bir iş yemeğine gitti. Teoman sanırım müsait değilmiş."

"Berna Hanım'ın yanına gidecekti en son."

Berna Hanım dediğimde Filiz Hanım'ın yüz ifadesi değişti.

"Konu onunla mı ilgili?"

"Öyle de denebilir."

O sırada hizmetli gelip ikimizin arasında bulunan sehpaya kahvelerimizi bıraktı.

"Teşekkürler."

Hizmetli gittiğinde kahvemden bir yudum aldım.

"Bugün cemiyet kadınları arasında yapılan bir davet vardı." dedi Filiz Hanım. "Berna Hanım da oradaydı. Cemre'yle birlikte gelmişti."

İşte şimdi daha da gerilmeye başlamıştım.

"Cemre'nin orada ne işi var? Anlamadım."

"Berna Hanım'a eşlik etmiş." derken Filiz Hanım da pek memnun durmuyordu. "Bir ara lavaboya gittim. Ben kabindeyken Cemre'nin sesini duydum. Telefonda konuşuyordu. 'Berna Hanım da benim tarafımda. İpek'le Teoman'ın ayrılması yakındır. Kimse Teoman'ı benim kadar sevemez, Teoman da bunu anlayacak.' dedi."

Ne?

Şaşkınlıktan sesli bir tepki veremedim.

"İpek'in nasıl bir para avcısı olduğunu herkese göstereceğim, dedi."

"İnanamıyorum." dedim sinirle gülerken. "Demek Berna Hanım da ona inanmış."

Ellerimi saçlarımın arasından geçirirken derin bir nefes aldım.

"Cemre'nin Teoman'a olan ilgisini biliyordum ama bu resmen saplantı haline gelmiş."

Resmen elim ayağım titriyordu. Üstelik konuşurken sesim de titriyordu.

"Sakin ol İpek." deyip hizmetli kadına seslendi ve su istedi Filiz Hanım.

"Filiz Hanım..." dedim ve biraz duraksadım. "Bilmediğiniz bazı şeyler var. Size anlatmam gerek sanırım artık. Böylesi daha iyi olacak."

Yaman'la olan geçmişimi çok fazla yaymak, Teoman'ın ailesine kadar ulaştırmak istemiyordum bu zamana kadar ama Filiz Hanım anlayışlı biriydi. Ona tüm olayları anlatırsam beni anlardı.

Berna Hanım ve Cemre'ye karşı tek başıma bir savaş verebilirdim, güçlü bir duruş sergileyebilirdim ama Filiz Hanım da benim yanımda durursa ondan destek alabilirdim.

Continue Reading

You'll Also Like

238K 7.9K 26
Her rengin bir anlamı olduğunu biliyor muydunuz? Mesela mavi; Sadakat demekmiş. Sadakati temsil edermiş. Mor asaleti, kahverengi güveni, pembe mutlul...
2.4M 104K 70
Bu imkansızdı işte ... "" Sözlüyüm ben ."" Dedi Havin . Cesur'un ise Havin'in bu tavrı hoşuna gitmişti. Her ne kadar ondan uzakta yaşamış olsa da Hav...
189K 7.6K 22
Hayat felsefesi rahatlık olan ve her cümleye olmasa da çoğu olaya "Sıkıntı yok. Hallederiz." diye cevap veren, mahallenin maçosu bir adam. Sürekli ev...
CÜDA By nsroe myksl

General Fiction

371K 11.7K 53
Acıyı küçük yaşta öğrenen Almira ve yaşadığı travma sonrası, psikolojik sorunlarla mücadele eden Görkem'in yolları kesişirse... Aşkın, dansa davet et...