DİNLEDİĞİMİZ TÜM ŞARKILAR

By Sareinn

1.1M 66.6K 35.8K

Hale Alkan, okulun altın çocuğu ona mesaj atana kadar onun için görünmez olduğunu düşünüyordu. 28 Temmuz 2021 More

♬ │BİR
♬ │İKİ
♬ │ÜÇ
♬ │DÖRT
♬ │BEŞ
♬ │ALTI
♬ │SEKİZ
♬ │DOKUZ
♬ │ON
♬ │ON BİR
♬ │ON İKİ
♬ │ON ÜÇ
♬ │ON DÖRT
♬ │ON BEŞ
♬ │ON ALTI
♬ │ON YEDİ
♬ │ON SEKİZ
♬ │ON DOKUZ
♬│YİRMİ
♫│YİRMİ BİR
♫│YİRMİ İKİ
♫│YİRMİ ÜÇ
♫│YİRMİ DÖRT
♫│YİRMİ BEŞ
♫│YİRMİ ALTI
♫│YİRMİ YEDİ
♫│YİRMİ SEKİZ
♫│YİRMİ DOKUZ
♫│OTUZ
♫│OTUZ BİR
♫│OTUZ İKİ
♫│OTUZ ÜÇ
♫│OTUZ DÖRT
♫│OTUZ BEŞ
♫│OTUZ ALTI
♫│OTUZ YEDİ
♫│OTUZ SEKİZ
♫│OTUZ DOKUZ
♫│KIRK
♫│KIRK BİR
♫│KIRK İKİ
♫│KIRK ÜÇ
♫│KIRK DÖRT

♬ │YEDİ

30.2K 1.7K 952
By Sareinn

beabadoobee - coffee

Dünyada milyonlarca kahverengi göz var ve her nasılsa, onunkiler favorim. Çok mu ilginçler? Hayır. Kahverenginin en nadir tonuna mı sahipler? Hayır. Öyleyse ne onları bu kadar özel yapıyor? Belki bir bakış, bir parıltı, bir his...

"Müthişsin Damla!"

Daha sahaya girer girmez şov yapan arkadaşımı, tribünlerden bağırarak desteklemiştim ve bunu yaparken hiç çekinmemiştim. Sahada voleybol takımı ve benden başka kimse yoktu, etüt başlamadan önceki o on beş dakikada bir yandan süt içerken bir yandan onları izliyordum. Amaç tamamen yanlız kalmamaktı, bir de çok sıkılmıştım tüm gün sınıfta.

Bana dönüp öpücük attığında güldüm.

Bugün enerjikti, ben de öyleydim çünkü sonunda kalp kırıklığım iyileşmeye başlıyordu. Sarp'la arkadaş gibiydik ama çok da yakın değildik, buna rağmen birkaç gün önce epey konuşmuştuk.

Sonra bir daha öyle mesajlaşmamıştık. Sadece dün sabah günaydın yazmıştım, o da cevap vermişti ve kısa bir dersin ne ve iyi dersler muhabbetinden sonra bir daha mesajlaşmamıştık.

Okulda da denk getiremiyordum. Artık görmek istiyordum ya, inadına karşıma çıkmıyordu. Oysa onu unutmak istediğim iki haftalık dönemde her yerdeydi. Murphy kanunlarına sövdüğüm birkaç gün içinde ona mesaj atmayı çok düşünmüştüm ama Instagram'da gördüğüm tüm o ilişki vaazı postlarından sonra buna çekinmiştim.

Bir şeyi ne kadar kovalarsan senden o kadar kaçar.

Bu maddeyi yalanlayacak herhangi bir örnek görmediğimden onu kovalamıyordum. Kaçmıyordum da. Sadece ikimizin de konuşmayı isteyeceği, onun da istekli görüneceği o anı beklemiştim ama bu aralar saçma bir şekilde ikimiz de yoğunduk.

Üç günde belki sadece üç defa karşılaşmış, onda da uzaktan gülümsemekle yetinmiştik. Bugün onların antrenmanı olmadığından yakın zamanda tekrar görme planım da yoktu fakat işler benim planladığım gibi gitmiyordu. Neredeyse hiçbir zaman.

Tam Yeşim ve Sena'nın karşıya yaptıkları bir sayı sonrası popolarını birleştirip salladıkları sevinç dansına kahkaha atarken arkamdan onun sesini duydum. "Naber?"

Sonra çok rahat bir biçimde, daha başımı arkaya çeviremeden yanıma oturmuştu ve ben şaşkınlıktan süt kutumu düşürecektim.

Neyseki böyle bir aptallık yapmadım ve onun kadar rahat olmasa da gülümsemeye çalışarak cevap verdim. "İyidir, senden?"

"Ben de iyiyim." Gülümsüyordu ve bu gülümsemenin sanki kış gününde içimi ısıtan gün ışığı gibi bir etki bıraktığını bilmiyordu. Başıyla hafifçe sahayı işaret ederken yüzü bana dönüktü. "Arkadaşlarını mı izliyorsun?"

Başımı salladım. "Etütten önce biraz vakit öldürmek istedim."

"İyi olmuş, ilk seferinde görmemiştim ama bu sefer yakaladım seni."

İlk seferinde mi? Eğer süt içmiyor olsaydım buna kahkahalarla gülebilirdim. İlk sefer değil, her seferinde görmemişti beni ama ajitasyonun sırası değildi.

"İyi yaptın, birkaç gündür konuşmamıştık."

Düşünceli bir tavırla başını salladı.

"Konuşmamıştık, değil mi?"

Neden bu kadar gerilmiştim aniden?

Başımı sallayarak onu onayladığımda dalgındı. "Nasıl geçiyor günlerin?"

"Sıkıcı. Bu aralar hep ders çalışıyorum. Senin nasıl geçiyor?"

Soruma cevap vermek yerine hafifçe sırıtıyordu. "Ruh sağlığına zararlı şeyler bile izleyemiyorsun yani?"

Konuşmamıza gönderme yaptığı için halimden memnun bir şekilde başımı iki yana salladım. "İzleyemiyorum."

"Ben de. Antrenmanlar ve ders çalışmak tüm vaktimi götürüyor, arkadaşlarıma bile vakit ayıramıyorum."

İki saniyemi o arkadaşlar kümesine dahil olup olmadığımı sorgulayarak harcadım. Dahil olduysam o kümeden çıkamama gibi bir tehlikem vardı, olmadıysam da kötü hissederdim. Sessizleştiğimi fark ettiğinde gözleriyle elimdeki süt kutusunu işaret etti.

"Benden başka sade süt seven ilk seni görüyorum."

Gülerek pipeti dudaklarımdan çektim. "Küçükken aromalıları daha çok severdim ama büyüdükçe sade sütün daha iyi olduğuna karar verdim."
Bu kararımda onun etkisi büyüktü elbette ama ona bunu söylemeyecektim.

Bu sorunun cevabını bilmediğim ve onu sık sık sade süt içerken gördüğüm için ona doğru döndüm, bir yandan da bitmek üzere olan sütün pipetiyle oynuyordum.

"Sen neden sade içiyorsun? Daha sağlıklı diye mi?"

"O da var tabii ama asıl aromalıların hiçbirini sevmediğimden." Duraksadı ve yüzünü buruşturdu. "Hele çilekli? Öeh." Sesli bir şekilde güldüm çünkü burnunu kırıştırınca çok tatlı oluyordu.

Rüyada gibiydim. Sadece yanımda oturmuş, dirseklerini dizlerine yaslayıp öne doğru eğilerek benimle konuşuyordu ama bu benim kanatlanıp uçmam için yeterliydi.

"Çilekliyi ben de sevmem. En sevdiğim meyvedir ama hiçbir yerde aromasını sevmem."

"Aynen, belki biraz dondurmada."

Başımı olumsuz anlamda salladım. "Limon-vişne üzerine tanımam."

Ona da yüzünü buruşturdu. "Dondurma dediğin tatlı olur. Ekşi bir dondurmadan asla verim alamam."

Gözlerimi belerttim.

"Sakın bana dondurmayı da sade yiyorum deme."

Güldü. Başını hafifçe öne eğmişti ve bu basit hareketi bile beni eritmişti. "Yok, onu karamelli severim."

"Ben de onu hiç sevmem." Memnuniyetsiz yüzüme güldüğünde ben de onunla beraber güldüm. Onunla asla sahada oturup dondurma aroması hakkında konuşacağımı düşünmezdim. Atanamamış Disney prensesi gibi gezdiğimden onunla hayallerim de hep şatafatlı ve film sahnesi benzeri olurdu. Oysa şimdi, bu basit ve tatlı anların da film sahneleriyle kapışacağını düşünüyordum. Onun yanında hem çok rahattım hem de heyecandan ölecek gibiydim.

Tam bir şey demek üzereydi ki arkamızdan bir erkek sesi yükseldi. "Adalı!"

İkimiz de aynı anda omzumuzun üzerinden arkaya, sesin geldiği yöne doğru baktık. Arkadaşlarından birisi olduğunu düşünmüştüm, Talha ya da Efe ama seslenen kişi basketbol takımında olduğunu bildiğim başka bir çocuktu. Neydi adı, Aytuğ? Aytunç? Aytun? Bu üçünden birisi olduğuna emindim ve çocuk tribünlerde bize doğru gelirken bunu düşünüyordum.

"Ne oldu?" diye sordu Sarp. Çocuk daha tam olarak yanımıza ulaşmamıştı ama bizi rahat duyabilecek mesafedeydi.

"Hiç." Çocuk omuzlarını silkti yaklaşmaya devam ederken. İki eli de pantolonunun ceplerindeydi ve yürüyüşü rahattı. Yüzünde gevşek bir gülümseme vardı. Çocuğu çok sık görmesem de iyi bir enerjisi olduğunu biliyordum. Kibar ve sıcakkanlı olduğunu duymuştum. Bu yüzden yanımıza yürüdüğünde rahatsız olmamıştım, sadece meraklıydım.

Gözleri beni buldu. Açık mavi ve enerjikti. "Merhaba." dedi gülümseyerek. Ona gülümsedim. "Merhaba."

"Daha önce tanışmamıştık galiba." Ceplerindeki ellerinden birisini çıkarıp uzattı. "Ben Altuğ."

Evet, diğer Aylı isimleri nereden uydurmuştum bilmiyordum ama sonunda isminin doğrusunu öğrenmiştim. Boş olan elimi uzatıp kısaca sıktım. "Hale."

"Memnun oldum Hale." Ellerimiz tam Sarp'ın yüz hizasında buluşmuştu ve geri çeken ilk taraf ben oldum. Altuğ Sarp'ın yanındaki boş yere otururken "Ne yapıyorsunuz?" diye sordu.

Bu soruya benim cevap verip vermemem gerektiğini bilemedim. Sarp sessizdi ama sorusuyla beraber Altuğ'a dönmüştü. "Oturuyorduk. Sen neden geldin?"

"Seni gördüm geldim, sıkılıyorum abicim ben de muhabbet edeyim ne var?"Sonra beni buldu gözleri. "Sorun olmaz değil mi Hale?"

Yeni tanıştığım birisine kabalık edemezdim, onu tanıyor olsam bile edemezdim. Bu yüzden sensiz de iyiydik demek yerine başımı salladım. "Hayır tabii ki."

Altuğ halinden memnun bir biçimde Sarp'a baktı. "Bak, gördün mü Adalı?"

"Ben sana git demedim ki, neden geldin diye sordum. Diğerleri nerede?"

"Talha ve Efe mi yoksa basketbol takımının nadide diğer üyeleri mi?"

Altuğ enerjikti, kıpır kıpırdı. Sahada da böyle olduğunu, aniden her yerden çıkabildiğini biliyordum ama onunla ilk defa sohbet ediyordum. Daha doğrusu şimdilik sadece dinliyordum.

"Efe ve Talha."

"En son kantindelerdi."

Sarp sadece başını sallayarak onayladığında Altuğ muhabbeti başka bir tarafa çekti.

"Sizin burada konuşmanızın özel bir sebebi var mı? Kız mı kesiyordunuz?"

Son sorusuyla gözlerim pörtledi. Aynen, hoşlandığım çocukla kız kesiyordum.

"Dilinin ayarı mı yok?" Sarp Altuğ'a bakıyordu ve sesinden elinin tersiyle bir tane yapıştırabilecekmiş gibi duruyordu.

Altuğ ben masumum der gibi elini kaldırdı. "Özür dilerim, sadece burası genelde konuşmak için tercih edilen bir yer değil. Kız kesmeye geliyorlar ama voleybolcu kızlar benim pek tipim değil."

"Ben buradaydım." Konuşmaya dahil olduğumda ikisinin de gözleri bana döndü. "Sarp da sonradan yanıma geldi, o kadar. Voleybolcular da arkadaşlarım."

Altuğ'un yüzünden bir an panik dalgası geçti. "Arkadaşların olduğunu bilmiyordum."

Omuz silktim. Çoğu insan sadece Damla'yla yakın olduğumu düşünüyordu zaten.

"Sorun değil, seni onlara ispiyonlamam."

Güldüğümde o da hafifçe güldü. "Ondan değil, yine de ayıp oldu."

Elimi boşver der gibi salladığımda Sarp'ın sessizleştiğini fark ettim. Konuşsun, biraz daha burada kalalım istiyordum ama sweatshirtünü sıyırıp bileğindeki saate baktı. "Etüt başlamak üzere."

Eğilip saatine baktığımda haklı olduğunu gördüm. Altı dakika vardı ama uyuzlanarak merdivenleri çıkacağım ve sırama geçip kendimi test çözmeye alıştıracağım varsayılırsa kısa bir süreydi. Ayağa kalkan ilk ben oldum. "Gidelim o zaman."

Altuğ benden sonra, Sarp ise en son kalktı. Ellerini giydiği kapüşonlunun ceplerine koydu ve eli hala cebindeyken önden geçmem için işaret etti.

Spor salonu ufak bir koridorun sonunda hemen kantine açılıyordu ve o kısacık sürede Altuğ yanımda bana bir şeyler soruyordu. Gerçekten sıcaktı, komik birisine de benziyordu ama o an yanımızda olsun istememiştim çünkü sağ tarafımda bir adım geriden gelen Sarp çok sessizdi ve beni başka birisiyle flört ediyor gibi görsün istemezdim. Çocukla on dakika, on gün veya on aydır tanışıyor olmamızın bir önemi yoktu. Sadece onum dışında herhangi birisine ilgi göstermediğimi ve asıl ilgiyi kendisinin gördüğünü fark etsin istemiştim.

Gerçi fark ederse sonum nasıl olur bilemiyordum. Belki şimdilik, onun Yeşim'e olan hislerini henüz bitirememiş olduğunu düşünürsek benim ilgimi fark etmemesi daha iyi olurdu. Kazandığım arkadaşlığı da yitirmek istemezdim.

Kantine adım attığımız anda Sarp durdu, o durunca ben de durdum. Başını çevirip eliyle koymuş gibi masalardan birisinde oturan Talha ve Efe'yi gördü, onunla beraber ben de oraya bakmıştım. Başının tekrar bana doğru döndüğünü fark ettiğinde ben de ona baktım.

"Ben çocukların yanına gideyim."

Gülümsemeye çalıştım. "Ben de sınıfa çıkacaktım zaten." Sarp başını sallarken yanımdaki çocuğa çevirdi gözlerini. "Altuğ sen?"

"Ben de sınıfa çıkıyorum."

"O zaman görüşürüz?" Sesimle beraber Sarp bana dönmüş ve saniyelik bir şekilde gülümsemişti. "Görüşürüz."

O arkasını dönerken ben de merdivenlere yöneldim, Altuğ da yanımdan geliyordu. Sayısal olduğunu düşündüğümden yalnızca iki kat beraber olacaktık.

"Adalı neden sinirli?"

"Sinirli miydi? Gayet iyiydik." Aslında o geldikten sonra gerildiğini fark etmiştim ama kişisel bir meseleden kaynaklı olduğunu düşünmüştüm. Şimdi bu soruyu bana sorunca şaşırmıştım.

"Evet ama bu aralar genel gergin. Bir buçuk hafta sonra maçımız var."

Ekim ayında maçlar vardı, şimdi yine yapıyorlardı ve turnuvalar ya da maçlarlın tarihleriyle pek ilgilenmediğimden başımı sallamış ve konuyu değiştirmiştim.

"Ona neden Adalı diyorsun?"

Takımda başka Sarp yoktu bildiğim kadarıyla ama sadece o değil, takımın çoğu ona soyismiyle sesleniyordu.

Güldü. "Formalarımızın arkasında soy ismimiz yazıyor ya, o yüzden galiba. Hem ona daha iyi gidiyor."

Başımı sallayarak onu onayladım. Gerçekten güzel bir soyadı vardı ve ona yakışıyordu. Bir insana soyismi nasıl yakışır ya da yakışmazdı bilmiyordum ama ona uygun gibiydi.

Altuğ aniden adım atmayı kesti, benden bir basamak üstteydi ve aniden durunca ben de durmuş, başımı kaldırıp ona bakmıştım. "Bir dakika, sen ve Adalı..."

Çatık kaşlarım neyi ima ettiğini anlayınca düzeldi ama bu sefer de yanaklarımdan kulaklarıma kadar yüzümde bir sıcaklık hissetmeye başlamıştım.

"Hayır, arkadaşız."

Hafifçe başını salladı. "Anladım. Sizi hiç beraber görmemiştim ve Adalı flörtlerinden hiç bahsetmez. Birisinden hoşlandığını biliyordum, sizi de baş başa görünce...Jeton anca düştü diyelim."

Birisinden hoşlandığını biliyordum.

Elbette gidip en acı verici kısıma takılmalıydım. "Sorun değil."

Sonunda benim sınıfımın bulunduğu kata geldiğimizde koridora sapmadan önce "Görüşürüz Altuğ." dedim. "Tanıştığıma memnun oldum."

Diğer merdivenin ilk basamağına çoktan çıkmıştı ama sesimi duyunca arkasını döndü. Şaşkındı. "On birinci sınıf mısın?"

"Hayır, eşit ağırlığım."

"Anladım." Sonra güldü. "Türkçen iyi mi?"

"Evet."

"Sana soru getirebilir miyim?"

"Ne zaman istersen."

Gülümsedi. "Teşekkür ederim, iyi çalışmalar."

"Sana da."

Köşeyi döndüğüm anda hızlı adımlarla sınıfa girdim. Düşündüğümden daha geç gelmiştim ve test çözmek yerine Sarp'ı düşünmek istemiyorsam bir an önce kitaplarımı çıkarmalıydım.

Fakat engel olamıyordum. Yanımda oturmuştu ve normalde Damla'nın oturduğu yanımdaki boş yere bakarken onun gelip oturmasını ne kadar çok istediğimi fark ettim. Bu elbette olmazdı ama hafif hafif gelen parfüm kokusunu almayı ve saçma sohbetler yapmayı istemiştim. Çay veya kahve sever miydi mesela? Ben ikisini de sevmezdim ve onu da hiç içerken görmemiştim. En sevdiği tatlı neydi? Çok tatlıcı bir tipe benzemiyordu ama illaki bir favorisi olmalıydı.

Bu minik, önemsiz soruların bile cevabını öğrenmek ve aklıma kazımak istiyordum ama geleceğim için aklıma kazmam gereken daha önemli bilgiler vardı. Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatçıları gibi.

İç çekerek defterimin kapağını açtım. Sarp'ın parfümünü aklıma getirmeden ya da oturuşunu, yanımda hissettiğim varlığını düşünmeden ezber yapmak zor olacaktı ama mecburdum.

Akşam eve gittiğimde çok yorgundum ama üzerimi değiştirip yatağıma uzandığımda sonunda Sarp'ı rahat rahat düşünebileceğim için mutluydum. Tepkileri, yüzünü buruştırması ve sesinin tonu...Hepsi yüzüme aptal bir gülümseme konduruyordu.

Yemekten sonra onu düşünmenin verdiği heyecan artık yetmemeye başladığında mesaj atma kararı verdim. En son mesajı o atmıştı ve bugün yanıma o gelmişti. Taktiksel davranmama gerek yoktu.

Hale
naber?
20.11

Maalesef mesajımı yarım saat sonra gördü ve hayatımın en uzun yarım saatiydi.

Sarp Adalı
iyiyim
ama sonra konuşsak olur mu?
dışarıdayım
20.49

Hale
olur tabii
20.50

Ama mesajı görmeden uygulamadan çıkmıştı. Ben de hemen ablama salça olmuş, laptobumu onun odasına götürüp sonunda o diziye başlamaya ikna etmiştim. Dizi beklediğimden daha komikti ve ablam da keyif almıştı ama iki bölümün sonunda beni kovmuştu. Yetmiyor gibi çay içtiği kupayı da bana kitlemişti. Kupayı mutfağa götürüp bulaşık makinesine dizdikten sonra ondama döndüm.

Telefonum yatağımın üzerindeydi ve onu gördüğüm an koşup kendimi yatağın üzerine atmıştım. Yanımda götürseydim her on saniyede bir ekranı açıp bildirim gelmiş mi diye bakacağımı bildiğimden ablamı işkillendirmemek adına burada bırakmıştım. İki saat sonra bile bildirim olmadığını görünce biraz bozulmuştum ama üzülmemiştim. Onun yerine Damla ve Deniz'le olan grubuma girmiştim çünkü çok fazla mesaj birikmişti.

Ertesi gün cumartesiydi, Ceylin'le tanışmak için geçen haftadan Deniz'e söz vermiştik ve onu ekmeyeceğimizden emin olmak istemişti. Mesajlara hızlıca göz attığımda daha çok Damla'ya "Lütfen insan gibi davran." dediği için didiştiklerini görmüştüm.

Sohbete geç de olsa katıldığımda yüzüm yeniden gülmeye başlamıştı.

Deniz'in Melaikeleri

Damla
oh
şükür ki hale geldi
hoşgeldin kurtar beni

Hale
hoşbuldum bebeklerimm
bensiz otuz mesaj konuşmuşsunuz

Damla
boş yaptı mal deniz

Hale
fark ettim
sen kim köpek damlaya insan ol demek😡😡😡😡

Damla
konuş hale
çemkir
öldür onu

Deniz
nE
noluyor ya?

Hale
onu insan gibi davranmaya zorlayamazsın😡😡😡
olduğu gibi kabul et
😡😡😡😡😡😡😡😡

Deniz
ALTLSŞWŞYŞSŞEŞYŞSŞQŞGŞSŞAŞGŞSŞ

Damla
şu arkadaşlarım diye yola çıktığım insanlara bak ya

Hale
ALGLSŞELGŞSŞSŞGŞDŞW

Deniz
ulan bir an ne oluyor dedim
dünyanın sonu mu geldi nasıl hale damla'yla birlik olup beni satar dedim
sadakatini hafife almışım halom🥺🥺

Hale
benim sadakatim yok🥺
sadece dalga geçme fırsatını kaçırmam🥺

Deniz
işte benim kankam🥺

Damla
ikiniz de gün yüzü görmeyin🥺

Deniz
hoşt
nifak tohumu🎃

Hale
damla harbiden geri al🧿🪄🔮

Damla
göt korkusuna bak
sizce ciddi miydim andavallar?

Deniz
mal
bedduanın şakası mı olur?

Hale
gün yüzü görmezsek oyarım seni damla

Damla
bunun için çok da benim bedduama ihtiyacınız yok sanki?

Deniz
yoo
hayatımın en iyi dönemindeyim
MAŞALLAH DİYİN LAN
🧿🧿🧿🧿🧿🧿🧿

Hale
maşallah

Damla
aynısından

Deniz
Allahsız Damla
kutsal suya batırıp çıkarıcam seni

Damla
kes
boş yapma
aSIL SORMAK İSTEDİĞİM SORUYA GELEBİLİR MİYİM?

Deniz
evet
cevap veriyorum ceylin ikinizden de güzel

Damla
böyle bir şeyi neden sorayım ki?

Deniz
bilmiyorum haset ve nifak tohumu olduğunu göz önünde bulundurunca...

Hale
deniizzz

Bunu yazınca bir an aklıma Sarp'ın "Haalee" mesajları gelmişti. Acaba gerçekten bu şekilde ismimi söylese nasıl hissederdim?

Deniz
aman tamam

Damla
salak
neyse
bugün sarp yanına geldi
sonra etüte geldin
sonra ben erken çıktım
ve hiç konuşamadık

Deniz
damlanın hiçbir şeyi takmıyorum modunda gezip aramızdaki en dedikodu bağımlısı olan olması...

Damla
evet
şimdi damardan almak istiyorum
ver zehri

Hale
aslında pek bir şey konuşmadık
yani sıradan bir sohbetti ama tatlıydı

Deniz
sevdiğinle olunca her şey tatlı oluyor💖🥳💗💓🎀🧸👑💋💟❤🌸💐🌺🌹🍓🌈🎊💝💖

Hale
EVVEETT

Damla
abartmayın
iğrenç aşk böcekleri

Hale
böcek olduğum doğru ama aşk yok......
aşk yoksa ben de yok💔🥀

Deniz
sarp?!?!?!?!?!?!?!?

Hale
aşk dediğin karşılıklı olur

Deniz
doğru dedin
ne yani bu kadar mı
sadece basit bir sohbet mi ettiniz?

Hale
evet
zaten vaktimiz azdı

Damla
sonra yavşak altuğ geldi
gördüm
o neden geldi

Hale
öylesine gelmiş
sarp'ın arkadaşı zaten
tanıştık
pek bir şey konuşmadan kalktık

Damla
fark ettim

Deniz
durun ya
simülasyona yeni birisi eklendi
hızınıza yetişemedim
altuğ kim?
ve niye böyle kabız bir ismi var?

Damla
geçen yıldan hatırla
kumral bir çocuk vardı
uzun
basket takımında

Hale
basket takımının yarısı öyle zaten

Deniz
harbiden amk

Damla
nasıl anlatıyım?
yavşak altuğ işte
hatırlamasan da olur

Deniz
fotosunu atın
görsem net tanırım

Hale
tanımana gerek yok kanki
ben de beş dakika falan gördüm

Damla
o aşık olmasına yetmiştir merak etme

Hale
nE?

Damla
evet
şıpsevdi bir tip

Hale
voleybol takımından birisine yürüdü mü hiç?

Damla
özel olarak hayır

Hale
genel olarak mı yürüyor?

Deniz
AKGLSŞEŞGŞDŞWŞGPDPWPRPSLF
idol

Damla
yok yani genel bir enerjik
herkese mavi boncukçu
hoşlanmıyorum

Deniz
sen kimseden hoşlanmıyorsun dami

Damla
doğru

Hale
biz hariç

Damla
pek doğru değil

Hale
🥲

Deniz
ALFLSŞQŞFŞSĞWĞYĞSWPTĞĞSĞW
geber damla
daha doğrusu zıbar damla
zıbarın!
yarın geç kalanı keserim
🔪🔪🔪

Hale
beni sen alacaksın
cehennemin dibinde buluşacağımız yer
hem metroya hem otobüse binemem
babanı ikna et arabayı al

Deniz
yuh kızım

Hale
beni ilgilendirmez

Damla
beni de ilgilendirmez
al bizi

Deniz
bir de sen mi çıktın başıma?
külkedisi'nin üvey ablaları halt etmiş sizin yanınızda

Hale
denizella

Deniz
ahahaha
çok komikti kanki

Damla
aynı şakayı sen yapsan götün yırtılana kadar gülerdin

Hale
hale halo'dan iyi

Damla
bence de

Deniz
yine birleşip benim için gazap olmuşlar
yardım et allahım
🛐🛐

merhaba!

umarım bölümü beğenmişsinizdir.

yorum yapmayı unutmayınız.

sevgiler,
Sareinn.

Continue Reading

You'll Also Like

540K 4.7K 20
"Bakışlarındaki isteğe daha fazla dayanamadım, ama bakışlarından çok altındaki asıl harikanın ıslak ve muhtaç isteğine dayanamadım." "Konuşmak yerin...
Haz By 🍀

Romance

93.6K 1.1K 13
"Siktir, kırmızı senin rengin." Sütyenimin açıkta bıraktığı göğüslerimi öpmeye başladı. Bir eliyle kalçalarımı sıkıyor diğeriyle de kasıklarımı okşuy...
919K 38.4K 39
0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kategorisinde 1.S...
2.2M 121K 30
Bir mahalle hikâyesidir.