sabah yıldızı' taekook

By adorekimh

311K 33.2K 8.5K

Kim Taehyung, Asya Bölgesi Tenis Finali maçında her şeyin iyi gideceğini düşünüyordu, son seti almak için ser... More

prologue, peace in the quiet
one, it's not the end of story
two, the shining sky hides me
three, i'm a lilac and you are my sun
four, dance around the living room
five, my taste in music is your face
six, you know that i mean
seven, eyes full of stars
eight, runnin' through my heart
nine, well you cured my january blues
ten, use your hands in my spare time
eleven, i know all your favourite spots
twelve, put your hands on me
thirteen, i won't forget the love we had
fourteen, my heart knew that i couldn't
fifteen, your favourite liquor off the top-shelf
sixteen, thought that you were smarter
seventeen, satisfaction feels like a distant memory
eigteen, when you're used to rollin' like a rollin' stone
nineteen, so close but so far away
twenty, nothing happened in the way i wanted
twenty one, i led you into to the garden of my loneliness
twenty two, i'll tell you my sins an tou can sharpen your knifes
twenty three, for you i'd bleed myself dry
twenty four, i think we're like fire and water
twenty five, i take this magnetic force of a man to be my lover
twenty six, everything cool when we're all in line for the throne
twenty seven, i believe that you see me for who i am
twenty eight, i think of you smiling with pride in your eyes a lover that sighs
twenty nine, so close your eyes, escape this town for a little while
thirty; y me prendes aunque no me estés tocando
thirty two; and on this night and in this light, i think i'm falling for you
thirty three; put my finger on you thongue 'cause you love to taste
thirty four; i know but do you know i'm just as crazy as you, baby?
thirty five; you said there was nothing in the world that could stop it
thirty six; look into your heart and you'll find that the sky is yours
thirty seven; so close your eyes, escape this town for a little while
thirty eight; i just wanna hold you tight down the avenue
thirty nine; hold your hands upon my head 'till i breathe my last breath
the end; part 1.
the end, part 2.
baby be the class clown, i'll be the beauty queen in tears

thirty one; love your curves and all your edges

4.5K 545 97
By adorekimh

31; Senin tüm çıkışlarını ve uç noktalarını seviyorum.

Bir telefon beni ne kadar çaresiz bırakabilirdi, bunu sabaha karşı Seo Sejin'den gelen telefon ile öğrenmiştim.

Bilindik beni endişlendirmek istemediğini söylediği cümlelerin ardından Jeongguk'un merdivenlerden düştüğünü, birkaç saattir yoğun bakımda gözetim altında olduğunu söyledikten sonra bulundukları hastanenin adını vermişti.

Ne zaman üzerime bir eşofman altı geçirdiğimi, telefonumu ve arabalarımın anahtarlarını aldığımı hatırlamıyordum bile, zihnim telefonu kapattığım an ile kırmızı ışıkta kendime geldiğim bir an arasında beni terk etmişti, kendimi ne kadar zorlasam da hatırlayamıyordum.

Özel hastanenin bahçesine arabamı park ederek kendimi soğuk havaya bıraktığımda kıza kollu pijamamın üstüne hiçbir şey almadığımı fark ettim, danışmaya Jeongguk'un adını verirken aralanan kapıdan esen rüzgâr ürpermeme sebep oluyordu.

Eski birinci kat.

Asansör beklemek yerine merdivenlere ilerleyerek hızla inerken bir yerimi incitecek olmak ve bunun sonuçları o an için umurumda değildi, yoğun bakımda olmasına rağmen onu kollarıma alabilecekmiş umudu ile iniyordum. Beyaz duvarların olduğu bir koridora indiğimde Sejin'i bir duvara yaslanmış halde buldum, mavi bekleme sandalyelerinde bir orta yaşlı çift oturuyordu ve kadının ağladığını anlamam için dahi olmama gerek yoktu.

Kim olduklarını kavramam adımlarımı yavaşlatmama sebep olsa da Sejin beni fark ederek sırtını duvardan ayırdı, birkaç adım atarak sanki onlarla arama kalkan olmak ister gibi dururken, "Onu görmek istiyorum." dedim yaklaştığımda, anne ve babasının bakışları bana dönerken umursamadım.

"Tüm sorumlusu senken, nasıl buraya gelebilirsin?"

Babasının bana yönelttiği suçlama şaşkınlık içinde ona bakmama sebep olurken birkaç saat önce antrenmanın ardından sevgilimi eve bıraktığım, onunla gelmem için nazlandığı anlar geldi gözümün önüne. "Bay Jeon." dedi Sejin ondan ilk defa duyduğum sinirli bir tonda, "Bir dakika hyung." dedim araya girerek, Bay Jeon'a dönerek ne yaptığımı sorarken annesinin bakışları bir kez olsun elindeki bileklikten kalkarak beni bulmamıştı.

Bileklik.

Tavşan ve kaplan.

Kadının elindeki bilekliği almamak için kendimi zor tutarken "Jeongguk'un hayatına girmemen gerekiyordu, oğlum senin gibi ucube değil." dedi ayağa kalkarken, Sejin aramıza girerek bakışlarını ona çevirdi. "Jeongguk ucube değil." Benim sevgilim güzeldi, görebileceğim en nadide insandı ve bu adam, kim olursa olsun, ona bu kelimeyi söylemeye hakkı yoktu.

Sinirlerim beni zorlamaya başlamıştı, tek istediğim Jeongguk'u görmek, iyi olduğunu bilmek ve kollarımı ona dolamaktı. Korkumu ve acımı yaşamaya izin vermeyen bu adamın, ona ucube derken, kapının önünde beklemesini istemiyordum. "Sen Jeongguk'un nasıl bir çocuk olduğunu bilmiyorsun bile, onu kullandın ve yanlış yola sürükledin. Buradan çıktığımızda onu alıp gideceğim ve bir daha göremeyeceksin." Bay Jeon'un sesi koridorda yankılanırken sinirden gülmemek için kendimi zor tutuyordum, Jeongguk'u benden koparabileceğini sanması oldukça gülünçtü.

"Jeongguk'un sizin yüzünüzden içeride olduğunu unutmayın, Bay Jeon."

Sejin'in söyledikleri ona dönmeme sebep olurken söylememesi gereken bir şeyi söylemenin verdiği utanç ile başını eğmiş haldeydi. "Sadece bir kazaydı." dedi Bay Jeon geri birkaç adım atarak, "Bana ne olduğunu anlatıyorsun." dedim Sejin'e dönerek, adımı mırıldanarak bunu yapmak istemediğini söylese de artık çok geçti, bana anlatması gerekiyordu.

"Jeongguk'un ailesinin yanından alması gereken eşyaları vardı, beni arayarak kendisi ile gelmemi söyledi. Babası ile tartışlar ve..."

Ve?

"Bu bir kazaydı."

Bay Jeon'un sesi onu böldüğünde gözyaşlarımı tutamaz haldeydim, nasıl olur da bir baba çocuğuna zarar verecek kadar ondan nefret eder hale gelebilirdi?

"Bay Jeon kavga sırasında Jeongguk'u itti."

Buraya kadardı.

İçimdeki acı beni yerken Bay Jeon'un yakasına yapışmak istiyordum, onu dövmek, belki de öldürmek? Ben Jeongguk'un gözünden akan mutluluk yaşlarına bile dayanamaz haldeyken birinin ona zarar vermiş olmasına katlanamıyordum. Telefonumu çıkararak saati umursamadan Seokjin hyungu aradım. "Hyung, seni rahatsız ettiğim için üzgünüm ama Bay Han'ı da alarak Özel Samyeong Hastanesi'ne gelir misin?" diyerek bir şey demesine izin vermeden telefonu kapattım.

Başım dönüyordu.

Benim birkaç dakikadır duyduklarıma katlanamaz hale gelmeme rağmen Jeongguk kaç kez kavga etmişti onlarla, kaç kez duymuştu kendi öz babasından iğrenç kelimeleri? Kaç kez kendini sorgulayarak ağlamıştı? "Siz iğrençsiniz." dedim Bay Jeon'a dönerek, "Sejin hyung, eğer Jeongguk için bir şey yapmak istiyorsan, hastane polisini çağır ve olanları anlat." dedim, Bay Jeon bir şey demek için araya girmek istese de izin vermedim, onu omuzlarında  tutarak sandalyesine geri oturken annesinin bakışları ilk kez beni buldu.

Sejin bir şeyler demek için dudaklarını aralasa da "Onu asla bırakmayacağım, hyung. Jeongguk artık benim bir parçam, hayatım, ruhumu tamamlayan kişi. Lütfen, bu adamın daha fazla ona işkence etmesine izin verme." Parmaklarım Bay Jeon'un omzunu daha sıkı tutarken acı ile inlemesini umursamadım, Sejin bir şey demeden koridorda ilerlerken yaşlar hala süzülüyordu ve ben, onları silecek gücü bile kendimde bulamıyordum.

Bakışlarımı ellerimin altındaki adama indirdiğimde gözlerinde biraz önceki özgüvenden eser kalmamış, neler yapmaya çalıştığımı anlamaya çabalayan temkinli bir bakış yerleşmişti. "Jeongguk, ucube değil. Jeongguk pislik değil, hastalıklı değil, ibne değil." Ona söylemiş olabileceği tüm kelimeleri sıralarken parmaklarımın tenine daha fazla batmasına engel olamıyordum, sevgilimin canı ne kadar yandıysa, onun daha fazla yansın istiyordum.

"Jeongguk benim her şeyim, sen bir daha asla ona dokunamayacaksın."

Annesinin bakışları ikimiz üzerinde gezinirken müdahale etmekten oldukça uzaktı, "Bunu yapamazsın." dedi Bay Jeon ama sesinde ona yaptığım baskının acısının kırıntıları vardı, güçlü durmaya çabalıyordu ama nafileydi, acı içinde yok olmasını diliyordum sadece.

Koridordaki ayak sesleri ile başımı çevirdiğimde Sejin ve yanındaki iki polis bize doğru geliyordu, parmaklarımı açarak serbest bıraktığımda boğumlarımın beyazladığını gördüm. Bay Jeon ayağa fırlayarak bunun kaza olduğunu bile getirmiş olsa da polis memuru kelepçeyi takmış, hakkında bulunan suçlamadan dolayı ifade almak için götürüleceğini söylemişti.

Jeongguk'un annesi kocasının peşinden gitmek için ayaklandığında elimi omzuna koyarak onu durdurdum, "Jeongguk için aldığım bilekliği istiyorum." dedim elini işaret ederek, gözleri şaşkınlık ile büyürken uzanarak bilekliği aldım ve ona arkamı dönerek kapıya ilerledim. "Umarım Jeongguk da aleyhinde ifade verir." dedi Sejin, kendimi sandalyelerden birine bıraktım.

"Aleyhine ifade vermemesi için bir sebep yok. Ben yanındayım, hep de yanında olacağım."

Sejin kendini yanımdaki sandalyeye bırakırken "O adam, onun babası." dedi, omuzlarımı düşürerek arkama yaslandım. "Ona hakaret eden, belki bilmediğim daha kötü şeyler yapan, onu merdivenlerden iten bir adamdan bahsediyoruz hyung. Babası olması neyi değiştirir?" Başını sallayarak beni onaylarken bilekliği bileğime, Jeongguk'un benim için aldığı ince kırmızı ip bilekliğin yanına taktım.

Avustralya'ya gideceğim güne yakın bir zamanda tahtadan oyma bir tavşan ve kaplanın olduğu anahtarlık verdikten sonra bize ait bir şeylerin onda da olmasını istiyordum, Seokjin hyung benim için eski bir tahta oymacısı bulduğunda onun için bu iki küçük hayvanın yan yana ipe dizildiği bir bileklik yaptırmıştım.

Ona ilk verdiğim andaki mutluluğu, bileğine taktığım anda boynuma sarılması, yanağıma bıraktığı öpücükler ve tüm gün durmadan bilekliğine bakarak çok güzel olduğunu söylediği anlar gitmiyordu gözümün önünden.

Ben Jeongguk ile asla sahip olacağıma inanmadığım bir aşka tutulmuş, ruhumu, onun ruhuna katmıştım.

Sejin doktorun bilerek Jeongguk'u sabaha kadar uyuttuğunu söylerken bana bu kadar geç haber verdiği için kızgındım, o pislik başında beklerken ben rahat yatağımda yatmış kitap okuyordum.

Bileklik ile oynamaya devam ederken koridorda yeniden ayak sesleri duyuldu, üzerinde beyaz bulutların olduğu mavi pijaması ve dağınık saçları ile Seokjin hyungu gördüğümde ayağa kalktım. Kollarım onun boynuna dolanırken bu kez sesli bir şekilde, tüm içimdekileri dökmek istercesine ağlarken bir eli saçıma giderek sevmeye başladı. "Hyung..." dedim zorlukla, "Jeongguk." Devamını getirecek gücüm yoktu, onu bir yatakta, beyaz çarşafların içinde hareketsiz hayal etmek benim için zordu.

Avukat Bay Han, Sejin ile tüm durumları konuşurken biz yan yana oturmuş haldeydik, Seokjin hyungun kollarında ağlarken beni ilk defa bu kadar yenik gördüğünü biliyordum. "Jeongguk güçlü bir çocuk, sabah güzel haberler alacağız." derken sesi buna inandığını gösteriyordu, başımı omzuna koyarak iç geçirdim, parmaklarım bileklik ile oynarken gözlerimi kapattım bir süreliğine.

Ona olan hislerimin yoğunluğunun her zaman farkındaydım, bundan kaçmak istediğim çok da fazla an olmuştu ama yapamamıştım, parlak gözleri ile bana baktığı her an kapılıp gitmemek çok zordu.

Saat sabahın sekizine vururken yoğun bakımın kapısı açılarak mavi önlüğü içinde bir doktor çıktı, ayağa kalkarak yanına giderken "Jeon Jeongguk'un yakınları?" diye sordu, ne düşündüğünü umursamadan başımı hızla sallarken gülümsedi.

"Rahatlayabilirsiniz, kendisi uyandı ve oldukça iyi durumda."

hikayelerimin birçoğunda aileler genelde anlayışlı olsalar da gerçek hayat denen bir kavram var ne yazık ki ve orada, acıma ve sevme duygusu olmamasına rağmen ebeveyn olmuş, çocuğuna hayatının her anında acı vermiş insanlar da var.


Continue Reading

You'll Also Like

297K 23.2K 27
"Çıkış yapmak istiyorsun değil mi, Kim Taehyung ?" Taehyung bakışlarını diğerinin bakışlarından bir saniye bile ayırmadan başını salladı. Bu, diğer...
REVENGE By Rynee

Fanfiction

2K 207 10
"Beni yenmek için daha çok çalışman lazım çömez." Kendisiyle dalga geçen esmer bedeni şuracıkta öldürmemek için kendini zor tutuyordu Jungkook. Sini...
28.1K 4.1K 10
sana sevgilimden uzak dur dediğimde konu kapanmalıydı kim taehyung, tartışmamalıydık. //text.
228K 22.4K 32
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.