FÜTADE | DİLSUHTE

Von pinaroozen

1.6M 86K 15.4K

Adam kucağında taşıdığı kadını yatağa bıraktı. Gecenin soğuğunda incecik geceliğiyle kaçmaya çalışan kadın ti... Mehr

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
MUGREM
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Sezon Finali
DİLSUHTE 1. BÖLÜM
DİLSUHTE 2. BÖLÜM
DİLSUHTE 3. BÖLÜM
DİLSUHTE 4. BÖLÜM
DİLSUHTE 5. BÖLÜM
DİLSUHTE 6. BÖLÜM
DİLSUHTE 7. BÖLÜM
DİLSUHTE 8. BÖLÜM
DİLSUHTE 9. BÖLÜM
DİLSUHTE 10. BÖLÜM
ŞİFTEDİL
DİLSUHTE 11. BÖLÜM
DİLSUHTE 12. BÖLÜM
DİLSUHTE 13. BÖLÜM
DİLSUHTE 14. BÖLÜM
DİLSUHTE 15. BÖLÜM
DİLSUHTE 16. BÖLÜM
DİLSUHTE 17. BÖLÜM
DİLSUHTE 18. BÖLÜM
DİLSUHTE 19. BÖLÜM
DİLSUHTE 20. BÖLÜM
DİLSUHTE 21. BÖLÜM
Fütade Dile Geliyor!!!
DİLSUHTE 22. BÖLÜM
DİLSUHTE 23. BÖLÜM

Bölüm 5

34.7K 1.6K 265
Von pinaroozen

Zöhre uyandığında telefonunu eline alıp saate baktı. Saati gördüğünde de panikle ayağa kalktı. Saat sabahın onu olmuştu. Nasıl uyuduysa alarmı bile duymamıştı demek ki. Hem Aylin hem de Nazlı onu aramıştı. Dün yaşananlardan sonra bir de işe geç kalmıştı! Hemen Aylin'ie geri döndü.

''Zöhre neredesin?'' Dedi Aylin. Telefonu açar açmaz direkt bunu sormuştu.

''Uyuyakalmışım.'' Dedi Zöhre. ''Şimdi uyandım.''

Aylin rahatlamış bir nefes aldı. ''Ben haber vereyim Doğu Bey'e. Hadi sen de hazırlan gel bir an önce.''

''Tamam hemen geliyorum.''

''Gelince sana bir şeyler anlatacağım.''

''Hayırdır?''

''Telefonda olmaz gelince anlatırım.''

Zöhre telefonu kapattıkta sonra rekor bir hızda hazırlandı. Taksi durağından taksi çağırmak istedi ama boşta taksi olmadığını söylediler. Mecburen yoldan taksi çağırmaya karar verdi. Tabi bu saatte bulabilirse. Neyse ki yolda bir süre umutsuzluğa kapılsa da sonunda bir taksi durdurmayı başardı.

Şirketten içeri girdiğinde uzaktan Aylin'i gördü ama onun yanına gidecek vakti yoktu. Neredeyse koşarak Doğu Bey'in kapısına gelip kapıyı çaldı. Sert bir gel cevabı aldıktan sonra kapıyı açıp içeri girdi. Girer girmez konuşmaya başladı.

''Özür dilerim Doğu Bey. Uyuyakalmışım. Lütfen kusura bakmayın.''

Doğu Bey ona sakin bakışlarla baktı. ''Önemli değil.'' Dedi. Yine de Zöhre adamın bakışlarında gergin bir ifade olduğunu sezmişti. ''Yerine dönebilirsin. Şimdilik seninle işim yok.'' Dedi adam.

''Tamam.'' Diyen Zöhre çekinerek yerine döndü. Neyse ki adam kızmamıştı. Dün olanlardan sonra bir de bu gün Doğu Bey ona kızsaydı bu onu çok üzerdi. Neden öyle bir günden sonra uyuyakalmıştı sanki? Uyuyakalacak başka gün mü yoktu? Ama dün kalbi çok yorulmuştu. Muhtemelen hırpalanan kalbi onu yorgun düşürmüştü. Yorgundu, hem bedenen hem de ruhen yorgundu. Üstelik çok yalnızdı. Bu hayatta kimsesi kalmamıştı. Ne olurdu başka türlü bir ailesi olsaydı sanki? Çok paraları olmasa da sorun etmezdi ama işten çıkmak isterse ona destek olacak bir ailesi olsaydı keşke. İşten çıktım dediğinde, sen canını sıkma iş bulunur diyecek bir babası olsaydı. Canın sağolsun diyecek bir baba. Hiç canın sağolsun diyen olmamıştı ona hayatında. O hep mükemmel olmak zorundaydı. En ufak bir hatasında babası onu en ağır şekilde eleştirirdi. Ben bu hayatta yapayalnızım diye düşündü. Beni seven kimse yok. Ben ölsem kimse ağlamaz. Keşke birileri onu sevseydi. Onu da çok seven birileri olsaydı hayatta. Allah'ım beni de çok seven birileri olsun diye yalvardı Allah'a. Çok sevilmek istiyorum. Gerçekten sevilmek. Gerçekten çok sevilmek istiyordu. Hayatı boyunca hiç sevgi görmemişti. Kalbi sevgiye açtı. Bir gün onu çok seven bir adamın aşkının şiddetinden korkacağını bilemezdi. Eğer bilseydi asla öyle bir dua etmezdi.

Saatler sessizlik içinde geçiyordu. Bir ara Doğu Bey bir toplantıya girmek üzere çıktı. Aylin, adam çıkar çıkmaz odasına geldi. ''Doğu Bey'in çıkmasını mı bekliyordun?'' Dedi Zöhre gülerek.

''Tabi. Zor sabrettim resmen.''

''Sahi sen bana ne anlatacaktın?''

Aylin kapıya baktı. Konuşmayı duyacak yakınlıkta kimse olmadığını görünce konuşmaya başladı. ''Sen yokken neler oldu neler.'' Dedi parlayan gözlerle.

''Çatlatma da anlat işte.'' Dedi Zöhre sabırsızlıkla.

''Sen gelmeyince hepimiz seni aradık. Doğu Bey'de siz Zöhre'yi arayın benimle konuşmak istemez belki dedi.''

''Neden konuşmak istemiyeyim ki?''

''Ne bileyim, onu sen bileceksin. Dün ne geçti sizin aranızda Allah aşkına?'' Aylin sorunun cavabını beklemeden devam etti. ''Sana ulaşamadık. Doğu Bey bir şey demedi. Sakin bir şekilde odasına gitti. Beş dakika sonra işle ilgili bir mesele yüzünden ofisin ortasında Selim Bey'le tartıştı. Nazlı'nın dediğine göre bunca yıldır bir kez bile tartışmamışlar. Ben Doğu Bey'i hiç böyle sinirli görmedim dedi. Selim Bey ortalığı yatıştırmaya çalıştı da olay büyümedi. Tam o bitti derken küçücük bir hata yüzünden pazarlama birimini birbirine kattı. Yemin ediyorum diken üstündeydik. Neyse ben yanına gittim seninle konuştuktan sonra, uyuyakaldığını, geleceğini söyledim. O fırtınalar estiren adam birden sakinleşti. Biz de rahat bir nefes aldık.''

Zöhre bu duyduklarına şaşırmıştı. Doğu Bey tersten kalkmıştı belli ki bu gün.

''Ben onun neden öyle olduğunu düşünüyorum biliiyor musun?''

Zöhre merakla, ''Neden?'' Diye sordu.

''Senin gelmeyeceğini sandı. İşten ayrılacağını düşündü. Ondan çıldırdı adam. Benim anlamadığım bir gün geç kaldın diye niye böyle düşündü ki?''

Zöhre dün konuşulanları hatırladı. Dün Doğu Bey'e işten ayrılmak istediğini söylemişti ama neden onun işten ayrılmasını bu kadar önemseyecekti ki? Bu işe talip bir sürü insan olduğundan emindi. Yeri kolayca dolardı. ''Bence benimle ilgisi yoktur. Yıllardır arkadaşıymış Selim Bey onun. Benim yüzümden onunla tartışacak hali yok.''

''Bilmiyorum valla. Ben öyle hissettim. Neyse benim kaçmam lazım. Bir sürü iş var, yanına geleceğim diye kaldı hepsi. Hadi görüşürüz.''

Aylin söyleyeceğini söyleyip aceleyle çıktı. Olabilir miydi? Evet dün Doğu Bey'e işten ayrılacağını söylemişti ama sırf o işten ayrılacak diye bu kadar çıldırmış olabilir miydi adam? Yok canım dedi kendi kendine. Öyle saçma bir şey olacağına inanmıyordu.

Bir saat sonra Doğu Bey toplantıdan gelmiş ve odasına kapanmış, öğle yemeği saati de gelmişti. Zöhre çekinerek adamın yanına gidip öğle yemeğine çıkıp çıkamayacağını sordu. Çıkabileceği cevabını alınca Aylin'i almaya gitti. Birlikte yemekhaneye gittiler. Ofisin içinden geçip yemekhaneye gidene kadar kendini çok rahatsız hissetti Zöhre. Yemekhanede de bu rahatsızlık devam etti. Artık daha fazla içinde tutamayacağını hissederek Aylin'e döndü. ''Herkes bana bakıyor.'' Dedi.

''Yok canım neden baksınlar ki?''

''Öyle öyle. Dün olanlardan sonra herkes bana bakıp kendi arasında konuşuyor. Kimbilir hakkımda neler düşünüyorlardır.''

Aylin başını kaldırıp etrafa baktı. ''Yok canım kimse bakmıyor. Sen kuruntu yapıyorsun.'' Dedi. O anda yanlarına geldiğini fark etmedikleri Selim Bey masaya oturdu.

''Naber kızlar?'' Dedi adam. ''Zöhre neyi kuruntu yapıyor?''

''Zöhre dün olanlardan sonra herkesin ona baktığını, onun hakkında konuştuklarını düşünüyor.'' Dedi Aylin. Zöhre onu oracıkta boğabilirdi. Bu böyle söylenecek şey değildi ama Aylin bazen çok patavatsız olabiliyordu.

''Bence de şu an herkes buraya bakıp dedikodu yapıyor.'' Dedi Selim Bey.

Adamın böyle söylemesi üzerine Zöhre neredeyse ağlayacaktı. O ağlamak üzereyken Selim bey devam etti. ''Ama sana değil bana bakıyorlar Zöhre.'' Dedi. ''O kadar yakışıklıyım ki herkes bana bakıyor. Kimse gözlerini benden alamıyor. Sen üstüne alınma yani.'' Bunun üzerine hem Zöhre hem de Aylin kahkaha attı. Zöhre'nin gerginliği biraz olsun azalmıştı. Yemeği bitirip hava almak için plazanın bahçesine çıkacakları zaman Selim Bey onlardan ayrıldı. Bahçede elindeki karton bardakla kahvesini içen Nazlı'yı görüp yanına gittiler. Aylin her zamanki patavatsızlığıyla konuşmaya başladı.

''Zöhre'ye o yokken olanları anlattım Nazlı. Doğu Bey çılgın gibiydi resmen değil mi?''

Nazlı, Zöhre'ye sıkıntılı bir bakış attı. ''Hakikaten öyleydi.'' Dedi konuyu uzatmak istemediğini belli eden bir tavırla. O susunca Aylin devam etti.

''Daha önce Selim Bey'le bir kez bile tartışmamışlar değil mi?''

''Ben hiç duymadım öyle bir şey.'' Diyen Nazlı, Zöhre'ye sıkıntılı bir bakış daha attı. Neyse ki Aylin daha fazla uzatmadı. Havadan sudan konuşurken yanlarına Gökhan geldi. Direkt Zöhre'yle konuşmaya başladı. Çocuk sürekli Zöhre'nin yanına geliyordu. Zöhre bunun arkadaşça bir şey olduğunu düşünmüştü şimdiye kadar ama o an acaba bana ilgisi olabilir mi bu çocuğun diye düşündü.

Öğle molası bittiğinde birlikte ofise döndüler. Ofise girince Aylin ondan ayrılmayıp Zöhre'yi takip etti. ''Hayırdır?'' Diye sordu Zöhre.

''Sana bir şey söyleyeceğim.''

''Şu an korkuyorum. Senin bu gün söyleyeceklerin bitmiyor.''

Odaya girdiklerinde Aylin heyecanla konuşmaya başladı. ''Kız bu çocuk senden hoşlanıyor olmasın.'' Dedi.

''Hangi çocuk?'' Dedi Zöhre anlamazlıktan gelerek.

''Gökhan'ı diyorum. Sürekli yanımıza geliyor. Sanki biz yokmuşuz gibi sadece seninle konuşuyor. Geçen gün seni sinemaya davet etti değil mi o?''

''Canım ne var çağırdıysa. Herkes sinemaya gidebilir. İlle benden hoşlanacak anlamına gelmiyor bu.''

''Ya evet gelmiyor. O yüzden biz de yanında olmamıza rağmen bize görünmez muamelesi yapıp sadece seni çağırdı değil mi?''

Zöhre sıkıntılı bir nefes aldı. ''Aslında ben de öyle düşünüyorum.'' Dedi itiraf ederek.

''Eee ne yapmayı düşünüyorsun?'' Dedi Aylin gözleri parlayarak. ''Bence çocuk çok yakışıklı.''

''Hiç aşk meşk çekecek havada değilim Aylin.''

''Kız hemen tepmesene kısmetini. Çocuk hem yakışıklı hem de başarılı. Yıllardır bu şirkette. Yakında terfi alması bekleniyormuş. Onların biriminin müdürü emekli olunca yerine o geçecekmiş.'' Aylin heyecanla konuşurken bir ara gözleri Doğu Bey'in odasının kapısına kaydı. ''Ayyy!'' Dedi fısıldayarak. ''Doğu Bey'in odasının kapısı aralıkmış. Duydu mu acaba?''

Bu gün nasıl daha berbat bir hale gelebilirdi acaba? Aylin, ''Hadi ben kaçtım.'' Diye fısıldayarak çıktı.

Zöhre derin bir nefes alarak Doğu Bey'in odasına gitti. Adam masasında oturmuş bir dosyaya bakıyordu. ''Ben geldim Doğu Bey.'' Dedi.

''Tamam.'' Dedi adam yüzüne bile bakmadan. Zöhre gerisin geri çıkarak masasına geçti. O gün çok yoğun geçti. Fransızlarla görüşmeyi o yönlendiriyordu. Doğu Bey'in randevularının ayarlanması gerekiyordu. Daha cevaplanması gereken bir sürü mail vardı. Yemekten geldiğinde o yokken birikmiş neredeyse yüz mail olduğunu gördü. O kadar yoğun çalıştı ki çıkış saatinin geldiğini fark etmedi bile. Aylin gelip çıkmıyor musun deyince servise geç kalmamak için hemen hazırlandı. Doğu Bey'e haber verip servise koştu.

Servise bidiğinde gözleri kapanıyordu. Geç kalkmasına rağmen hala uykusunu alamamıştı. Allah'tan yarın Cuma diye düşündü. Hafta sonu akşama kadar uyumaya kararlıydı. O gözünü kapatıp cama başını dayamış uyumak üzereyken arka koltuktaki iki kadının konuşmasını duydu.

''Olayları duydun mu?''

''Yooo, ben bir şey duymadı. Ne olmuş?''

''Bizim Gökhan var ya, bu gün onu apar topar işten çıkarmışlar.''

''Aaaa, inanmıyorum. O bu şirketin demirbaşlarından biriydi. Ne olmuş ki?''

''Hiç bilmiyorum. Doğu Bey tazminatını verin gönderin demiş.''

''Valla çok şaşırdım. Herkesi gönderseler o kalır diye düşünürdüm.''

''Herkes öyle düşünüyordu. Terfi beklerken kovuldu çocuk. Giderken gördüm o da anlamamış ne olduğunu. Hiçbir kusurum yok niye bilmiyorum dedi bana.''

''Doğu Bey niye taktı ki şimdi Gökhan'a?''

''Bilmiyorum. Gökhan'in müdürü Doğu Bey'le konuşup vazgeçirmeyi deneyecek olmuş ama ağzını bile açtırmamış Doğu Bey. Adamı çok kötü terslemiş.''

''İnan şok oldum şu an.''

''Bende.''

Zöhre duydukları karşısında ne düşüneceğini bilemedi. Bir el kalbini sıkıyordu. Korkunun tohumları içinde filizlenmeye başlamıştı. Bu korku onu esir aldığında kaçacak yeri olmayacaktı ama o henüz bunu bilmiyordu.

Ertesi gün işe gittiğinde Doğu Bey'le toplantıya girmesi gerekti. Selim Bey'le Aylin'de oradaydı. Doğu Bey masanın başında oturuyor yöneticilerin açıklamalarını dinliyordu. Aylin'e toplantı notlarını alma görevi verildiği için kadın başını bile kaldırmadan not tutuyordu. Zöhre masanın yan tarafında Doğu Bey'den biraz uzakta oturuyordu. Konuşulanları dinlerken arada sırada Doğu Bey'in kendine bakan gözleriyle karşılaşıyordu. Adamın bakışları ona bir garip geldi. Bu bakışlar onu rahatsız ediyordu. Öyle taciz eder gibi bakmıyordu ama bakışlarında öyle bir şey vardı ki Zöhre neden olduğunu bilmediği halde huzursuz oluyordu. Toplantı bittiğinde inanılmaz rahatlamıştı. Başını kaldıramadığı halde Doğu Bey'in bakışlarını üzerinde hissediyordu ve bu bakışlardan kurtulacağı için mutluydu. Doğu Bey'le odaya dönerken tek istediği yalnız kalmaktı ama umduğu gibi olmadı.

''Zöhre odama gel.'' Dedi Doğu Bey.

Zöhre mecburen adamın peşinden gitti. Adamın masasının karşısındaki sandalyelerden birine oturdu.

''Dün konuşamadık her şey yolunda mı?'' Diye sordu adam.

''Yolunda Doğu Bey.''

''Bu gün bana huzursuz göründün bilmem gereken bir şey var mı?''

''Hayır yok Doğu Bey neden öyle düşündünüz anlamadım.''

''Bilmem, belki dün seni huzursuz eden bir şey olmuştur.'' Adamın gözlerinde öyle bir ışık vardı ki Zöhre gözlerini kaçırmak zorunda kaldı. Doğu Bey'in gözlerinde meydan okuyan bir şeyler vardı sanki. Acaba Gökhan olayını mı kastediyor diye düşündü ama böyle olduğuna inanmak istemiyordu. Eğer böyle düşünürse güvenli alanı paramparça olacaktı.

''Hayır Doğu Bey hiçbir sorun olmadı. Benim için her şey yolunda.'' Adam ona yine o garip bakışlarla baktı. Zöhre gözlerini kaçırmış önüne bakıyordu.

''Anladım. Geçen gün yaşanan olay kapandı bilgin olsun. Seni rahatsız eden adamın bana dava açmasından korkuyordun. Merak etme öyle bir şey olmayacak.''

''Çok sevindim Doğu Bey.''

''Kolay kolay kimse benimle düşman olmak istemez Zöhre bunu bil. Bir daha da böyle saçma şeyler için endişelenme. Şimdi çıkabilirsin. Git bana Karhan şirketinin genel müdürünü bağla.''

''Tamamdır.'' Zöhre odadan çıkıp Karhan şirketini aradı. Genel müdürün asistanı Doğu Bey'in konuşmak istediğini duyunca derhal müdürüne bağladı. Akşam servisten eve dönerken çok yorgun hissediyordu. Servisten sokağın başında inip eve yürümeye başladı. Yaşadığı apartmana birkaç metre kala hayatı boyunca hiç görmek istemediği biriyle göz göze geldi. Murat! Babasının onu zorla evlendirmek istediği psikopat. Adam Zöhre'ye sapkın gözlerle bakıyordu. Zöhre korkuyla sokağın boş olduğunu fark etti. Ona yardım edecek kimse yoktu. O kadar şok olmuştu ki olduğu yerde donup kaldı. Geri dönüp kaçmaya çalışırken adam gelip onu bileğinden yakaladı. Zöhre acıyla inledi.

''Bir selam vermek bile yok mu Zöhre Hanım.'' Dedi Murat. Zöhre mecburen ona döndü.

''Bırak kolumu Murat.'' Dedi.

''Evleneceğin adama böyle mi davranıyorsun.''

''Ben seninle evlenmeyeceğim! Bırak kolumu!'' Adam bırakmak şöyle dursun kolunu öyle bir sıktı ki Zöhre kolunun kırılacağını sandı. Acı içinde kıvranıyordu. O kendini kurtarmaya çalışırken gençten üç çocuk sokağın başında belirdi. Zöhre yardım istemek için bağıracakken, onun bağıracağını anlayan Murat kızı bıraktı.

''Bu konuşma burada bitmedi.'' Dedi Murat. ''Daha seninle çok konuşacağız Zöhre.'' Sonra çekip gitti. O gider gitmez Zöhre'nin gözlerinden yaşlar boşandı. Koşarak evine gitti. Koşarken sürekli arkasından geliyor mu diye kontrol ediyordu. Eve girip kapıyı defalarca kilitledi. Sonra kapının önünde yere çöküp ağlamaya devam etti. O sırada telefonu çaldı. Arayan Doğu Bey'di. Zöhre susup ağladığını belli etmemeye çalışarak telefonu açtı.

''Efendim Doğu Bey?'' Dedi.

''Zöhre sen iyi misin?'' Dedi adam. Zöhre sesinin titrediğini biliyordu ama kendine engel olmaya çalıştı.

''Evet iyiyim Doğu Bey, bir şey mi istediniz?

''Sen ağlıyor musun?'' Diye sordu bu sefer adam.

''Hayır ağlamıyorum. Buyurun lütfen ne istemiştiniz?'' Bunun üzerine telefonda bir sessizlik oldu.

Bir süre sonra, ''Yarın mesai yapıyoruz. Yönetim kadrosu sabah dokuzda burada olacak. Seninde gelmeni istiyorum. Fransızlarla görüşme yapacağız çevirmene ihtiyacımız olabilir.''

''Tamam Doğu Bey sabah orada olurum.''

''Yarın hafta sonu olduğu için servis yok, bana konum gönder, gelirken seni de alırım.''

''Hiç gerek yok Doğu Bey ben kendim gelirim.''

''Konum gönder dedim Zöhre.'' Dedi adam soğuk bir sesle.

''Tamam Doğu Bey.''

''Yarın görüşürüz iyi akşamlar.''

''İyi aksamlar.''

Telefon kapandığında biriyle konuşmuş olan Zöhre ne olduğunu anlatmamış olsa da biraz kendine gelmişti. Tükenmiş bir halde ayağa kalkıp salona gitti. Koltuklardan birine oturup ne kadar şanssız olduğunu düşündü. Ne yapacaktı peki şimdi? Nasıl kurtulacaktı bu psikopattan?

Weiterlesen

Das wird dir gefallen

40.7K 2.3K 29
Yaşadığı bir olay yüzünden sesini kaybeden bir kız. Annesinin yeni evliliği yüzünden mecbur İtalyaya taşınır, italyada yeni arkadaş edinen kız, arkad...
588K 21.9K 86
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
648K 26.9K 45
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...
2M 87.8K 23
Yetişkin okurlar için uygundur! Bir Mahalle Hikâyesi... Çok daha fazlası... ✨ "Bak bana," diye fısıldadı. Dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesi b...