Bölüm 14

27.2K 1.1K 62
                                    

Dokuz Ay Sonrasından Spolier;

''Derin nefes alın Zöhre Hanım.'' Doktor Zöhre'nin kalbini dinledi. ''Verin. Tamam. Son zamanlarda kendinizde herhangi bir rahatsızlık hissettiniz mi?''

Zöhre adama soğuk soğuk baktı. ''Burada zorla tutuluyorum nasıl iyi hissedebilirim.'' Diye sordu ters bir sesle.

Doktor bakışlarını kaçırdı, rahatsız görünüyordu ama bu konuda bir şey söylemedi. ''Tamam Zöhre Hanım muayene bitti.'' Dedi.

Zöhre bunu burada bırakacak değildi. ''Siz doktorların yüz karasısınız!'' Dedi.

''Bakın Zöhre Hanım...'' Adam konuşacaktı ama Zöhre sözünü kesti.

''Neye bakayım? Para için kendinizi nasıl sattığınıza mı?! Biliyor musunuz sokaktaki fahişeler bile sizden daha onurlu. Onlar da kendini satıyor ama en azından kendilerinden başka kimseye zararları yok.''

''Zöhre Hanım, benim sizi buradan kurtarabilmek gibi bir imkanım yok. En azından sağlıklı kalmanızı sağlamaya çalışıyorum.''

''İmkan yok mu?! Polisi aramak bu kadar mı zor!''

''Sizi buradan kimse kurtaramaz Zöhre Hanım, polis bile.''

Doktor bunları söyleyerek odadan çıktı. Zöhre çaresizliğini anlatan bu sözleri duyduğu için içi bir kez daha parça parça oldu. Böyle olmamalıydı. O buradan kurtulacaktı. Mutlaka kurtulacaktı.

*

Doktor Doğu'nun yanına gitti.

''Nasıl?'' Diye sordu Doğu.

''İyi Doğu Bey, verdiğim ilaçlar kalbini koruyor ama onu sürekli kontrol altında tutmalıyız. Şu an yoğun bir stres altında olduğu için durumu kötüye gidebilir.''

''Gitmeyecek!'' Dedi Doğu. Onun sesindeki bir şey doktorun kanını donduruyordu. Bu adamdan korkuyordu. ''Sen, o kötüye gitmesin diye buradasın. Yapman gerekeni yapacak ve onun iyi olmasını sağlayacaksın.''

Doktor tüm cesaretini toplayarak konuştu. Bunda Zöhre'nin sözlerinin de etkisi vardı. ''Onun durumunda biri için bu yaşadıkları çok zor Doğu Bey. Bunlar sağlıklı bir insan için bile çok zor, kaldı ki o kalp hastası.''

''Yapamayacağın şeyler için mazeret mi uydurmaya çalışıyorsun?''

''H..hayır.'' Dedi adam kekeleyerek. ''Sadece ona biraz daha anlayış gösterirseniz.'' Adam sustu. Ne diyebilirdi ki? Bırak kızı gitsin mi diyecekti? Bunu söyleyebilmesi için deli olması gerekirdi.

Doğu adama soğuk bakışlarla baktı. ''Çıkabilirsin.'' Dedi dondurucu bir sesle. Adam çıktığında Doğu başını çevirip önünde olduğu pencereden dışarı baktı. Hemen ardından cama şiddetli bir yumruk geçirdi. Cam paramparça olmuştu.

*

Üç gün sonrasında Doğu yemek masasında bekliyordu ama Zöhre bir türlü gelmek bilmedi. Çalışan kadına seslendi. Kadın çekingen hareketlerle yanına geldi. ''Zöhre Hanıma gelmesini söylemedin mi?'' Diye sordu Doğu.

''Şey efendim.'' Kadının konuşmaya çekindiği belliydi. ''Zöhre Hanım aç olmadığını söyledi.''

''Git ona buraya gelmesini söyle.'' Dedi Doğu.

Kadın gitti ve kısa bir süre sonra geri geldi. ''Zöhre Hanım gelmeyeceğini söylememi istedi Doğu Bey.'' Dedi

Doğu hışımla yerinden kalktı. Hızlı adımlarla Zöhre'nin odasına gitti. Kapıyı kırarcasına açtıktan sonra odaya girdi. Zöhre yatağın üstünde oturuyordu. Hiçbir şey söylemeden kızı kolundan tutup sürüklemeye başladı. Aşağı indiklerinde onu zorla masaya oturttu. Zöhre tek kelime bile etmemişti. Doğu masanın ucundaki yerine oturdu. ''Yemeğini ye.'' Diye emretti kıza.

''Yemeyeceğim.'' Dedi Zöhre. Sesi Doğu'nunki kadar soğuktu.

''Hayır yiyeceksin.'' Dedi Doğu. ''Ya yiyeceksin ya da ben zorla yedireceğim. Bence kendin yemen senin için daha sağlıklı olur çünkü öbür türlüsünün ikimiz için de eğlenceli olacağını sanmıyorum.''

Zöhre'nin gözleri doldu. ''Senden nefret ediyorum.'' Dedi kısık bir sesle.

''Biliyorum.'' Dedi Doğu. Sesinde acı bir ton vardı.

Zöhre yemeği yerken gözünden bir damla yaş süzüldü. Göz yaşını silip ağlamamaya çalışarak kendini lokmaları yutmaya zorladı.

*

Zöhre buraya geleli üç gün olmuş artık ayağı iyileşmişti. Tedirginlik içinde bekliyordu. Gelecekti. Her gece geliyordu. Her gece gelip ona iyi geceler diliyordu. Neyseki şimdilik tek yaptığı buydu. Bu bile Zöhre'ye çok zor geliyor, onun bakışlarına katlanmakta zorlanıyordu. Peki bu daha ne kadar böyle gidecekti? Adamın bir gün daha fazlasını isteme ihtimali onu deli gibi korkutuyordu. Stres içinde ellerini ovuşturdu. Lütfen bu gece gelmesin diye dualar ediyordu. 'Lütfen Allah'ım bu gece gelmesin, lütfen! Senin gücün her şeye yeter. N'olur benim için bir mucize yarat, bu gece gelmesin.' O dua ederken aniden kapı açıldı. Zöhre korkuyla nefesini içine çekti. Açılan kapıdan Doğu içeri girdi. Bir süre bakıştılar sonra Zöhre gözlerini kaçırdı. Doğu ağır adımlarla ona doğru yürüdü. O gece diğer gecelerden daha farklı bir şey oldu. Genelde birkaç adım uzakta duran Doğu gittikçe ona yaklaşmakta devam etti. Onun yaklaşmasıyla dehşetede kapılan Zöhre birkaç adım geri gitti ama Doğu yaklaşmaya devam ediyordu. Sırtı duvara değdiğinde Zöhre korkuyla sıçradı. İşte kaçacak yeri kalmamıştı. O korkuyla beklediği gün bu gün müydü?

Doğu Zöhre'ye doğru eğildi. Zöhre kaçmaya çalışarak yüzünü çevirdi ama kaçacak yeri yoktu ki, burada tutsaktı! Adamın ona saldırmasını bekleyen Zöhre o an korkudan ölebilirdi. Derken Doğu yavaşça ona doğru eğildi ve burnunu Zöhre'nin saçlarına gömüp derin bir nefes aldı. Zöhre korkudan titriyordu. Yana doğru kayıp kaçmaya çalıştı ama bu durumu daha kötü hale getirdi. Doğu onu kollarından tutup kaçmasına engel oldu. Doğu burnu hala Zöhre'nin saçlarına gömülüyken konuşmaya başladı.

''Ne olurdu sanki beni sevseydin.'' Dedi.

''Anlamıyorum.'' Dedi Zöhre. Sesi korkudan titriyor, bu yakınlık onu mahvediyordu. ''Peşinden koşan bir sürü kadın var. Neden ben?''

Doğu yüzünü Zöhre'nin saçlarından boynuna doğru kaydırdı. Kızın boynuna gömülüp derin bir nefes aldı. ''Seni gördüğüm ilk günden beri başka hiçbir kadın olmadı. Tek bir kadına bile dokunmadım.'' Dedi.

''Seni reddettiğim için beni istiyorsun çünkü reddedilmek sana zor geliyor. Eğer sana yüz verseydim şu an umurunda bile olmazdım.'' Zöhre adamı iterek kendinden uzaklaştırmaya çalıştı ama adam yerinden bir milim bile uzaklaşmadı.

''Öyle mi düşünüyorsun? Sana benden bana da senden başka biri yok artık Zöhre. Bunu sakın unutma.''

''Beni buraya zorla hapsettin. Bu odadan dışarı çıkamıyorum. Seni asla sevmeyeceğim.''

''Hapis değilsin. İstersen bahçeye çıkabilirsin.''

''Tabi çıkabilirim. Dışarıdaki en az bir düzine adamın gözü de belki kaçarım diye her an bende olur.''

''Eğer sürekli kaçmaya çalışmasaydın böyle bir şey olmazdı Zöhre.''

''Kaçıyorum çünkü beni buraya zorla getirdin. Beni kaçırdın sen! Belki şu an buraya hapsettiğin, zorla yanında tuttuğun bir kadın var ama şunu sakın unutma, sen ona asla sahip olamayacaksın.''

FÜTADE | DİLSUHTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin