Ufak bir çığlık dudaklarımdan koparken aslında o siluetin kim olduğunu anlamıştım ama çığlığı çoktan basmıştım. Hemen arkasına bakan Ekim ayağa kalktı ama Mayıs çok şükür ki saklanmayı başarmıştı.
"Noldu?" diyerek telaşla cama baktığında "yok, yok bir şey ben yanlış gördüm" diyerek toparlamaya çalıştım. Hadi ama lütfen ilk buluşmaya arkadaşıyla gelen ezik kız profiline girmeyeyim.
"Emin misin?" diyerek bana bakarken bir adım ilerledi. Hemen ayağa kalkıp kolundan tuttum.
"Evet, eminim." dediğimde çok yakındık. Kolundaki elim omuzlarına istemsizce çıkarken o da ellerini belime sardı.
"İlk defa gördüğün ve yeni tanıştığın bir adamla dans mı edeceksin?" diye sorduğunda müzik başlamıştı. Boyu benden uzun olduğu için yukardan göğüslerimin neredeyse tamamını gördüğüne emindim. Ve ısrarla bakışlarını orada gezdiriyordu.
"Evet. Bir sorun mu var?" diye sordum.
"Yok tabii ki" diyerek belimdeki ellerini daha da gevşetip aşağılara indirdi. Ben de göğüslerine indirdiğim ellerimle ve şarabın mahoş etkisiyle bir yılan misali kıvrandım. Eli belimde ufak hareketler ederken ben bayılmamaya direniyordum. Tanrım ne zaman bitecekti bu dans?
"Çok güzel olduğunu söylemiş miydim?"
"Biliyorum" dediğimde güldü. Gülerken gözünün altında tam da elmacık kemiğinin üstünde bir nokta çukurlaştı. Tanrımm, rüya görüyor olmalıydım. Böyle bir güzellik nasıl var olabilirdi?
"Çok da mütevazisin!"
"Hı hı" diyerek kafamla onayladım.
"Ve çekici" diyerek kulağıma fısıldadı. Belimdeki eli beni daha sıkı kavradığında son cümlesini duymazdan geldim. Daha doğrusu mayışmıştım zaten.
"Yemek yemeyecek misin?"
"Ne yalan söliyeyim. Aç değilim" dedim gülümseyerek. İyice mayışmıştım. Vücudundan vücuduma yayılan sıcaklık uykumu getiriyordu. Yoksa sarhoş muydum?