Aşkı Sende Buldum (YAKINDA DE...

Av hayalperestyazar34

1.4M 104K 22K

Ecem Naz ULUTAŞ Sürekli korunup fırça yemek canına yetmişti Ecem Naz Komiserin..! Girdiği bütün operasyonlard... Mer

1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33. BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36. BÖLÜM
37.BÖLÜM
38.BÖLÜM
39.BÖLÜM
40. BÖLÜM
41.BÖLÜM
42.BÖLÜM
43.BÖLÜM
44.BÖLÜM
45.BÖLÜM
46.BÖLÜM
47.BÖLÜM
48.BÖLÜM
49.BÖLÜM
50.BÖLÜM
51.BÖLÜM
52.BÖLÜM
53.BÖLÜM
54.BÖLÜM
55.BÖLÜM
56.BÖLÜM
57. BÖLÜM
58. BÖLÜM
59.BÖLÜM
60.BÖLÜM
61.BÖLÜM
62.BÖLÜM
63.BÖLÜM
64.BÖLÜM
65.BÖLÜM
66.BÖLÜM
67.BÖLÜM
68.BÖLÜM
69.BÖLÜM
70.BÖLÜM
71.BÖLÜM
72.BÖLÜM
73.BÖLÜM
74.BÖLÜM
75.BÖLÜM
76.BÖLÜM
77.BÖLÜM
78.BÖLÜM
79.BÖLÜM
80.BÖLÜM
81.BÖLÜM
82.BÖLÜM
83.BÖLÜM
84.BÖLÜM
85.BÖLÜM
86.BÖLÜM
87.BÖLÜM
88.BÖLÜM
89.BÖLÜM
90.BÖLÜM
91.BÖLÜM
92.BÖLÜM
93.BÖLÜM
94.BÖLÜM
95.BÖLÜM
96.BÖLÜM
97.BÖLÜM
98.BÖLÜM
99.Bölüm
100.BÖLÜM
101.BÖLÜM
102.BÖLÜM
103.BÖLÜM
104.BÖLÜM
105.BÖLÜM
106.BÖLÜM
107.BÖLÜM
108.BÖLÜM
109.BÖLÜM
110.BÖLÜM
111.BÖLÜM
112.BÖLÜM
113.BÖLÜM
114.BÖLÜM
115.BÖLÜM
116.BÖLÜM
117.BÖLÜM
118.BÖLÜM
120.BÖLÜM
121.BÖLÜM
122.BÖLÜM
123.BÖLÜM
124.BÖLÜM
125.BÖLÜM

119.BÖLÜM

7.2K 698 69
Av hayalperestyazar34

Ve tatilin son günü, bulduğum fırsatlarda yazmaya devam edeceğim. Sizleri seviyorum en kısa zamanda görüşmek üzere..

Hamileliğim üçüncü ayına girmiştim. Bebeğim karnımdaki çıkıntı sayesinde kendini belli ediyordu. Bedenimde şimdilik bir değişlik yoktu bebeğimin kendini belli eden varlığı haricinde kilo almamıştım aldıysam bile fark edilmiyordu aksine bizimkiler sürekli daha da zayıfladığımı söylüyorlardı. Bunların başını da yakışıklı kocam çekiyordu doktorun ikimizin de sağlıklı olduğunu bunun normal bir durum olduğunu anlattığında biraz olsun nefes almama izin vermişti. 

Bulantılarım geçmek yerine aynı yoğunlukta devam ediyordu iştahım bir anda açılırken yine bir anda kapanıp tüm yiyeceklere düşman oluyordu. Hormonlarımda da durum farklı değildi bir anda kendimi gülerken bulurken başka bir anda salya sümük ağlarken buluyordum. Ruh halinden çıkana kadar ne yaptığımın farkında olmuyordum biraz sakinleşip beynime oksijen gitmeye başladığında anlıyordum anca durumu.

Bu gün Umut yanıma gelecekti. Ondan bir kaç gün sonrada Timur ve Bedirhan gelecekti hepsi aynı anda üzerinde çalıştıkları görevi bırakıp gelemiyorlardı. Benim sinirlenip gemileri yakmam ile böyle bir karara varmışlardı. Tabi sinirlendikten sonra ağlamam onları şoka soksa da artık bu dengesiz hallerime alışmaları gerekiyordu. 

Karnımın üstünde hissettiğim eller ile gözlerimi tavandan çekip nefesimi her bakışı ile kesen gözlere çevirdiğimde,

"Günaydın bebeğim erkencisin miden mi bulandı?"

"Günaydın aşkım hayır bu sabah mide bulantısı ile uyanmadım."

Tek kaşını kaldırıp tek kolu üzerinde doğrulduğunda alıp verdiğim derin nefes ile gözlerimi tekrar tavana dikmiştim. Bu durum sadece bir kaç saniye sürmüştü elimi çeneme yerleştirip ona bakmamı sağlayıp,

"Ateşin mi var senin yüzün kızarıyor.? Hasta mı oluyorsun?"

Adam bakma öyle zaten kötüydün sen böyle baktıkça bedenimdeki arzu daha da harlanıyordu.

"Güzelim neyin olduğunu söyleyecek misin artık? Endişelenmeye başlıyorum."

"İyiyim sadece rüya gördüm o yüzden uyandım. Sakın ne gördün diye sorma..!!"

Tek kaşını kaldırıp kızaran yanağımı okşayıp dudakları önce dudaklarımı oradan boynuma hareket etmeye başlamıştı. 

"Ne yapıyordum rüyanda sana?"

"Ahmet Er..Eren..

"Dokunuyor muydum böyle..!! 

"Dur lütfen."

"İstemiyor musun?"

"Seninle birlikte rahatlamak istiyorum sensiz olmaz."

"Bebeğim izin ver seni rahatlatayım."

"Hayır..!!" dediğimde elini bacak aramdan yavaşça çekip beni tüm arzusu ile öpmeye başlamıştı. Kasıklarımda hissettiğim şiddetli ağrı yüzünden doktorum cinsel ilişkimizi yasaklamıştı artık ağrı hissetmesem de kontrole gittiğimde bu durum açıklığa kavuşacaktı. 

"Duş alalım mı beraber.?"

Kafamı salladığımda beni bebek yıkar gibi nazikçe yıkayıp her fırsatta bebeğimizi öpüp konuşmuştu. Ağzından ne zaman babacım lafı çıksa sanki kalbimde filizlenen çiçekleri açıyordu. Üzerimi değiştirip salona girdiğimde amcamla birlikte oturan Umut'u görmem ile çığlık atıp kendimi kolları arasına bırakmıştım. 

O kadar özlemiştim ki kardeşimi uzun zamandır görmüyordum. Saçlarıma öpücük kondurup oturmadan Ahmet Erenle tokalaşıp beraber oturmamızı sağlamıştı.

"Hoş geldin."

"Hoş buldum."

"Neden geldiğini haber vermedin hani on birde gelecektin."

"Dayanamadım gece geldim."

"Gece mi?" Kafa sallayıp geri çekilmemi sağlayıp karnıma bakmıştı.

"Ufaklık seninle yüz yüze tanışmadık ben en büyük dayın Umut yada en yakışıklı dayında diyebiliriz."

"Bak ya bebeğime nasıl tanıtıyor kendini." gülerek konuşup elini karnımın üstüne bastırdığımda hissettiği sertlik ile gözleri açılmıştı.

"Öyle uzaktan uzaktan tanışma olmaz dayısı."

"Yer dayısı onu hele bir doğsun."

"Yavaş ye." Amcamın uyarı dolu sesi ile gözlerini devirip konuşmaya tekrar başlamıştı.

"Yandık desene seninkilerden bize fırsat kalmayacak sevmeye."

"Diğer taraftakileri unuttun Emre babam şimdiden planlar kurmaya başladı torunu ile yapacaklarını."

"Yapacak bir şey o zaman..!! Annesi ile birlikte kaçırırız bizde sevmek için."

"Sonrada babası dayısını vurur."

"Ahmet Eren..!!"

"Sizi benden kimse alamaz şaka yollu bile olsa."

"İkiz kollarının hali böyleyse kim bilir bedenin ne haldedir? 

"Bana bak sulanmasın ölümü göze aldığımız gökyüzün ufak tefek yaralarım var ama bu yaraların çoğu antrenmanlarda oldu."

"Ben bıraktım sen başladın yapma bunu kendine eskisi gibi hayattı umursama."

"Hayatı umursamıyorum benim umursadığım kardeşim. Senin tek damlan için dünyayı yakarız sıra bizde bu zaman kadar sen bizi koruyup kolladın şimdi biz sizi koruyup kollayacağız. Ağlama sakın yeğenimi üzersen bozuşuruz annesi."

"Pabucum dama atıldı."

"Senin kalbimizdeki yerini kimse değiştiremez sen hepimizin göz bebeğisin. Ama torun yeğen baldan tatlıdır diye de bir laf var birde sana bezerse bak sen o zaman bizimkilere."

"Sende mi kız olsun istiyorsun?"

"Ne yalan söyleyeyim senden bir tane daha gözümü korkutsa da senin dayına baktığın gibi bana bakan bir prensese kesinlikle hayır demem."

"Senin derdin kendine bebeğimi hayran bırakmak."

"Ne sandın tanışırken ifade ettim yeğenime en yakışıklı dayısı olduğumu, bebeğim umarım kızsındır ve bana..

"Devam etme istersen ikiz sözlerine."

"Mesaj alındı..!! Minik, babam ve dedeyi işe postaladığımızda seninle uzun uzun konuşuruz."

"Umut..!!"

Amcamın tatlı sert uyarısına gülümserken Ahmet Eren kaşları çatık halde kardeşime bakıyordu sözlerini ciddiye almış olamazdı diyeceğim ama bakışlarından ne kadar ciddiye aldığı belliydi.

Kahvaltının ardından bebeğimin dedesi ve babasını zorla işe gönderip dayısı ile hasret gidermeye kaldığımız yerden devam etmiştik. Umut çok iyi gelmişti yaptığı delilikleri anlatmaya başladığında gülmekten gözlerimden yaşlar gelmeye başlamıştı. Bedirhan bey ile gittikleri barda yaşananları anlattığında krize girmiştim. Anlaşılan bizimkinin aklında bana emanet ettiği anahtarın sahibi vardı. Yoksa kendisine yanaşan kızı Umut'un tabiri ile bu kadar sert tersleyip atmazdı. Gerçi bahane olarak görevi öne sürmüş olsa da biz yer miydik bu numaralı tabi ki yemezdik. 

"Yeter bu kadar gülüp enerji yaktığımız şimdi yaktığımız enerjiyi alma vakti."

"Senin ağzın ne zaman boş kaldı zaten, çok bile dayandın."

"Demi ama... Otur sen ben geliyorum şimdi."

Umut bey mutfağa ilerlerken bende uyarılarım sonucu artık beni belli saatlerde arayan kocamı aramaya başlamıştım.

"Sonunda.. İyi misiniz?"

"Beni hiç şaşırtmıyorsun iyiyiz."

"Bebeğimizi dayısından uzak tutuyorsun demi sakın aklını karıştırmasına izin verme." attığım kahkaha ile Umut kafasını kapıdan uzatıp beni kontrol ettikten sonra işine devam etmişti.

"Daha dur bu başlangıç alış bunlara."

"Ne demek başlangıç..!!"

"Aşkım daha diğer dayıları ile tanışmadı hem amcaları da var sırada tabi onlardan önce dedeleri var."

"Ben anlamam dede, amca, dayı. Kızımızın tek aşkı ben olacağım aynı annesi gibi."

"Aşkı her zaman sen olacaksın ama hayran olacağı kişiler bu anlamam dediğin kadrodakiler olacak."

"Of of..!!"

"Aşkım bence biraz abartıyorsun daha bebeğimiz doğmadan kıskanmam normal mi?"

"Siz benimsiniz benim olan şeyleri paylaşmam..''

"İyi tamam paylaşma, dayısı bebeğimizi meyve tabağı hazırlamış. Bebeğimizde yemek için sabırsızlanıyor dikkatli ol akşama görüşürüz."

"Görüşürüz güzelim bol bol ye. Dikkat et kendine sakın iş yapayım deme." 

Telefonu kapatıp masaya koyana kadar Umut tıka basa doldurduğu meyve tabağını bitirip çerez tabağını eline almıştı. Dikkatli şekilde yemesine içten içe gülerken hazırladığı tabaktaki meyveleri sonunda bitirmeyi başarmıştım.

"İkiz rahat ol, döktüklerini temizletmeyeceğim eskisi gibi."

"Asıl bu saatten sonra temizletmelisin özellikle yeğen hayatımıza  girmişken. Demi dayım annen seninle ilgilensin hep, çevresindekilerin işine ne döktüklerini toplasınalar."

"Bak ya bebeğime şimdiden neler öğretiyor."

"Sağlıkla kucağımıza bir alalım bak ben neler öğreteceğim ona."

"Umut..!!"

"Merek etme, eğer prensesimiz olursa eğitim bam başka olacak."

"İçim çok rahatladı gerçekten..!!" dediğimde gür kahkahası kulaklarıma dolmuştu. Masanın üstündeki tabaklara uzandığımda,

"Hop dur orada."

"Bir şey olmaz sende başlama amcam ve Ahmet Eren gibi."

"Ecem Naz beni kızdırmak istemezsin otur oturduğun yerde. Bu eve yardımcı almanızın zamanı gelmiş. Gitmeden bu konuyla ilgilenmem gerekiyor anlaşılan."

"İstemiyorum yardımcı filan."

"Bak güzelim evde yalnız kaldığın zamanlarda sana eşlik edecek biri olması lazım. Şimdi yanında ben varım diye herkes işine konsantre olmuş şekilde çalışıyor."

"Evdeyim bir aydır neredeyse."

"Farkındayız evde olduğunun ama bu rahat durduğun anlamına gelmiyor."

"Ya sen eskiden böyle değildin ne oldu sana ..!!"

"Sorumluk alma vaktim geldi artık vurdum duymaz şekilde yaşadığım yeter."

"Umut yoksa aşık mı oldun?"

"Bunu da nereden çıkardın şimdi."

"Gel buraya kaçma."

"Kaçtığım yok tabakları mutfağa götürüyorum."

"Uzun zamandır aldığım en güzel haberlerden biri diye bilirim kim bu kız ben tanıyor muyum?"

"Asıl sen eskiden böyle annemler gibi değildin ne oldu sana?"

"Hadi ama ikiz ben hamileyim ve hormonların uçurtmanın üstünde her an rüzgara kapılıp gidebilir."

"Şaka yapıyorsun demi şuan gözlerinde gördüğüm ıslaklık, Sakın ağlayayım deme..!!"

"Sen beni artık ikizin olarak görmüyorsun. Sen benim diğer yarındım hani benden hiç bir şey gizlemezdin. Evlendim diye mi uzaklaştın benden..!!"

"Dünya tersinden dönmeye mi başladı. Yoksa ben komaya filan mı girdim haberim olmadan."

"Sen hep dalga geç bizimle. Gidelim bebeğim dayın artık anneni sevmiyor."

"Gel buraya seni sevmez olur muyum hiç..!! Sen benim kardeşimsin diğer yarımsın. Özür dilerim seni ihmal etmemeliydim."

Burnumu çekip beni sardığı kollara sokulmuştum.

"Anlatacak mısın bana artık?"

"Başımın her zamanki cadısı sana ne zaman anlatmadım ki? Yada daha doğru bir tabirle sen ne zaman öğrenmeden peşimi bıraktın.!!"

Akan göz yaşlarımı elimin tersi ile silip yüzümdeki gülümseme ile koltuğa oturup parlayan gözlerle anlatmaya başlamasını beklemiştim.

"Seni normalde hafife almam ama hamile halini kesinlikle bir daha hafife alıp boş boğazlık yapmayacağım."

"Çevirme lafı dökül hadi..!! Kim bu kız?"

"Ecem Naz konuştuklarımız şimdilik aramızda kalsın."

"Tamam."

"Anlatacak aslında pekte bir şey yok mahalle kavgasını ayırma gittiğim sırada gördüm."

"Hadi canım kavgamı ediyordu.?"

"Hayır sokağın sonundaki gecekondunun bahçesinde ağlıyordu. Kalabalığı dağıtıp yola çıktığımızda kavgadan kaçıp saklandığını düşünmüştüm başta. Biliyorsun en sinir olduğum şeylerden biride budur."

"Bilmez miyim o yüzden olay yerinden en son ayrılan her zaman ikimiz olurduk."

"Hatice'yi merdivende oturmuş ağlarken görünce sinirle daldım bahçeye bağırıp çağırıyorum bir yandan da yanımdaki memurlara dikkatli olmadıkları için."

"Kavga ile alakası yoktu ve sen suçsuz yere kızı merkeze götürdün."

"Lanet olsun o anki sinirle fark etmedim perişan halini."

"Tamam sakin ol hepimizin başına gelebilecek bir şey. Devam et hadi ifadesi alıp gönderdiniz sonra ne oldu.?"

"O iş o kadar basit olmamış benim bağırmam üzerine memurlar benden alamadıkları sinirlerini kızdan alıp nezarete atmışlar. Suçlu şerefsizler evlerinde yatarken Hatice benim yüzümden hiç bir suçu yokken o demirlerin arkasında kaldı."

"Bana bak..!! Sen benim kardeşimsin ne olursa olsun bunun bedelini ödetip Hatice'nin gönlünü almışsındır."

"Bedellini acı şekilde ödettiğim doğru ama gönlünü aldım mı alamadın mı bilmiyorum."

"Devam et hadi bana her detayı anlat sana yardımcı olayım gönlünü almanda. Hiç bir şey yapamazsak bizzat gider konuşurum senin adına özür dilerim." biraz olsun gülümsemesi derin bir nefes alıp vermemi sağlamıştı.

"Senin ayaklı gazete ilk defa yaralı bir parmağa işeyip gelip arkadaşlarını şikayet ettiğinde beynimden vurulmuşa döndüm o sırada görevdeydim. Gözüm hiç bir şeyi görmedi bastığım gibi merkeze dönüp kadın memurlardan birini de yanıma alıp Hatice'nin karşısına geçtim. Bana ettiği tek laf lütfen benim yüzümden kimseye kızmayın ve beni buraya gönderen memura teşekkürlerimi iletin oldu."

"Teşekkür mü etti şikayetçi olmak yerine?"

"Senin gibi bende şaşırdım sözlerine, sinirlerime hakim olmayıp yine bağırıp çağırmaya başladım. Gözlerinde biriken yaşlarla gözlerimin içine tebessüm ederek bakıp tek kelime etmeden sakinleşmemi sağladığında asıl şaşkınlığı o zaman yaşadım ve sözlerine sinirlenmek yerine sorgulamam gerektiğine karar verdim. Anneannesi ile birlikte o gecekonduda yaşıyorlarmış anneannesi bir hafta önce ölmüş."

"O yüzden evin kapısının önünde ağlıyormuş yani evin içine hatıralardan giremediği için."

"Bak sen hemen anladın durumu benim bu kalın kafam memur bana anlatana kadar kavrayamadı. Özür dileyip yaptığım eşekliği telefi etmek istesem de ne bana nede gönderdiğim kadın memura yük olmamak için ifadesini kimseden şikayetçi olmadığını belirterek imzalayıp merkezden ayrıldı. Evine sağ sağlım ulaşana kadar içim rahat etmeyecekti kendi gözlerimle görmem gerekiyordu bilmiyorum neden böyle bir şey yaptım ama kızı takip etmeye başladım. Sanki dünyası başına yıkılmış gibi İstanbul'un kalabalık caddesinde küçük bir çocukmuş gibi kafası önünde minik adımlarla ilerledi sokakları ne bir taksiye bindi nede otobüse onca yolu sakin adımları ile yürüdü. Saat gece yarısını geçtiğinde evinin bulunduğu sokağa gelmiştik evine gitmek yerine karanlıkta yürümeye devam etti."

"Nereye gittiğini bilmiyor muydu?"

"Senin gibi düşünüp artık kendimi belli edip evine ulaşmasını sağlayacağım anda mezarlığın kapısından içeri girdi. Ben bile ürperdim adım attığımda ama o umursamadı bile en sonunda hedefine ulaşıp dizlerin üzerime çöküp ağlamaya başladığında, Kalbim ilk kez böyle attı sanki yıldırım çarptı o anda kalbime. Tüm yaşadıklarını mezarın toprağını okşayarak anlattı anneannesine benim için kullandığı sözler altında ezildim. Bana teşekkür ederken ne kadar samimi olduğunu benim onu bir gün bile olsa alıp götürdüğüm için ne kadar minnettar kaldığını anlattı. Aklım onda kalacak olsa bile yalnız kalmaya ihtiyacı olduğunu düşünüp arkamı döndüğümde ettiği sözlerle sinirden alev aldım tekrar."

"Kızı rahatsız mı ediyorlarmış..!"

"Evet...!"

"Sakin ol ne yaptın eve gitmesine izin vermemişsindir herhalde duyduklarından sonra..!!"

"Sinirlerime hakim olamayıp bir anda bağırınca."

"Deli misin sen kız duygusal patlama yaşadığı anda haberi olmadan bağırdın mı?"

"Bayılacağını düşünemedim şikayetçi olmadan merkezden öylece ayrılmasına sinirlenmiştim."

"Aferin sana kızı suçsuz yere başta azarladın. Bu yetmedi bir gece nezarette yatırdın üstüne takip ettin tabi finali bizim aileye yakışır şekilde yapman gerekiyordu sonunda kızı bayıltın..!! Nereye götürdün kızı?"

"Anneme..!!"

"İyi bari bir an evime diyeceksin sandım, evime deseydin yeminle suratına yumruğu çakacaktım."

"Anneme yolda her şeyi kısaca özet şeklinde anlatıp soluğu evde aldım. Annem benden daha mantıklı bir kadın olunca eve ulaşmadan teyzelerimi arayıp haber vermiş kliğine bir kızı getireceğini evin önüne gelmemle annemim arabaya binip emretmesi bir oldu. Kadın iki saniyede herkesi ayağa kaldırmıştı resmen. Gözde teyzemin elinden son anda kurtuldum kızı bu hale benim getirdiğimi düşünüp üzerime yürüdü."

"Neyse bizimkiler beni kapı dışarı edip Hatice'yi kendi ellerine aldılar. Evden, duş alıp gelene kadar bizimkiler konseyi çoktan kurup Hatice'yi benden kaçırdılar."

"Anlamadım nasıl kaçırdılar..!!

"Bildiğin kaçırdılar Nazlı teyzem annemi de yanına alıp kızı güvenli bir yere götürmüşler. İlk defa Simge teyzemi beni uyarırken gördüm her zaman yanımda olup beni eleştirmek yerine yaşamıma saygı duyan teyzem kızı rahat bırakmamı söyledi."

"Yıkıldın mı sözlerine?"

"Düşündüm sadece Simge annem ne olursa olsun bu lafları bana kolay kolay etmezdi. Hatice ne yaşadıysa benim onunla ilgilenip daha fazla yıpranmasını istemedi."

"Yada senin onun kurtarıcı meleğin gibi kabul edip sana tutulmasını istemedi. Çünkü sen her kızı kolayca ağına düşürebilirsin."

"İşte tamda bu yüzden kendime lanet ediyorum. Kendimi işe verdim senin durumunda bu duruma tuz biber oldu."

"Hatice'yi bulamadım deme sakın bana."

"Buldum elbette uzun uğraşlar sonucu.."

"Gözlerin içi parlıyor."

"Senin yardım elini uzattığın yurtta çalışmaya başlamış o kadar masum ve güzel ki."

"Tabi ya ben bunu nasıl atladım. O kızı üzersen çok kötü bozuşuruz."

"Gördün demi sende masumluğunu."

"Gördüm tabi yurt müdürü ile her gün görüşüyorum tabi minik kuzularımla da Hatice'yi onlarla oyun oynarken izledim."

"İzledin ?"

"Bakma öyle masum masum hamileyim ben. Tamam senin telefonuna da kuralım programı."

"Yaşa be...!! Sen var ya bir tanesin..!!"

"Sen bu kıza aşıksın..!"

"Aşığım..!!"

"Konuştun mu?"

"Konuştum sayılır..!

"Hadi canım ne dedi?"

"Bana uygun olmadığını zırvaladı. Ve hala zırvalamaya devam ediyor bizimkiler yüzünden tam anlamıyla da konuşamıyorum ki. Karşısına çıktığım anda sanki kokumu alıyorlarmış gibi mutlaka biri dikiliyor tepeme..!!" sözlerine gülümseyip yakışıklı yüzünü okşayıp elini sıkıca tutmuştum.

"Seni ilk kez böyle görüyorum eminin Hatice'de onu gerçekten sevdiğine inanıp kalbini sana açacaktır."

"Beni sever mi sence?"

"Her gün görmeye gidiyor musun?" diye sorusuna soru ile karşılık verdiğimde tek kaşını kaldırıp vereceğim tepkiyi hesap etmek ister gibi gözlerimin içine bakıp,

.....

+++++++++++++

Oy ve Yorumlarınızı Bekliyorum..!! 

Fortsett å les

You'll Also Like

97.7K 6.6K 6
Hiç kapanmamak üzere açılan yaralar, kanamaz. İz bırakır. Ve o iz sonsuza dek geçmez, Yanı başında kalır.
91.6K 5.3K 32
TAHASSÜR Cihan ve Kamerin hikayesi... Yıllar önce birbirine verilmiş sözler... Yıllarca birbiriyle kavuşmayı bekleyen iki insan yıllar sonra tekrarda...
5.3M 288K 30
Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Evden apar topar kaçan Kayra, birlikte old...
1.3M 76.6K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.